doc unit1_toks unit2_toks unit1_txt unit2_txt s1_toks s2_toks unit1_sent unit2_sent dir orig_label label talk_1976_tr 1-3 5-30 Evren gezegenlerle dolu önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum 1-4 5-31 Evren gezegenlerle dolu . önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 11-18 20-25 bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek 5-31 5-31 önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum . önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 5-30 32-52 önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum Princeton'da ki NASA Jet Propulsion laboratuvarında ki meslektaşlarım ve ben önümüzde ki birkaç sene içinde bunu yapabilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz 5-31 32-53 önümüzde ki 10 yıl içinde , bir başka yıldızın yakınında ki bir Dünya'yı fotoğraflayıp , orada hayat olup olmadığını ortaya çıkarabilecek bir teleskop icat etmemizi istiyorum . Princeton'da ki NASA Jet Propulsion laboratuvarında ki meslektaşlarım ve ben önümüzde ki birkaç sene içinde bunu yapabilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 54-63 65-79 Astronomlar artık gökadada ki her yıldızın bir gezegeni olduğunu düşünüyorlar Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar 54-64 65-80 Astronomlar artık gökadada ki her yıldızın bir gezegeni olduğunu düşünüyorlar . Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 65-79 81-85 Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz 65-80 81-86 Bunların beşte birinin Dünya benzeri bir gezegene sahip olduklarını , yaşam barındırıyor olabileceklerini tahmin ediyorlar . Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 82-85 87-91 bunlardan hiçbirini görmüş değiliz Onları sadece dolaylı yollardan saptadık 81-86 87-92 Ama bunlardan hiçbirini görmüş değiliz . Onları sadece dolaylı yollardan saptadık . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_1976_tr 102-107 109-127 Voyager uzay aracı tarafından 1990'da çekildi Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler 102-108 109-128 Voyager uzay aracı tarafından 1990'da çekildi . Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 109-114 116-119 Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken onu bu tarafa çevirip 109-128 109-128 Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler . Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1976_tr 117-119 121-127 bu tarafa çevirip 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler 109-128 109-128 Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler . Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler . 1>2 Temporal.Synchronous;Expansion.Conjunction Temporal.Synchronous talk_1976_tr 109-127 129-142 Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum 109-128 129-143 Araç güneş sisteminden çıkmak üzere yken , onu bu tarafa çevirip , 6 milyar kilometre öteden Dünya'nın fotoğrafını çektirdiler . Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum . 1<2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_1976_tr 129-142 144-147 Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum Neden bunu hâlâ yapamadık 129-143 144-148 Bir başka yıldızın etrafında ki Dünya benzeri bir gezegenin böyle bir fotoğrafını çekmek istiyorum . Neden bunu hâlâ yapamadık ? 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 144-147 149-152 Neden bunu hâlâ yapamadık Neden bu kadar zor 144-148 149-153 Neden bunu hâlâ yapamadık ? Neden bu kadar zor ? 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 149-152 154-333 Neden bu kadar zor Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var . Hadi şimdi 10 kat daha uzaklaşalım . İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz . Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip . Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz . Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim . Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız . Şimdi şeçilmiyor bile . Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu . Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim . İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu . Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . Bu yüzden bu kadar zor 149-153 154-334 Neden bu kadar zor ? Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var . Hadi şimdi 10 kat daha uzaklaşalım . İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz . Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip . Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz . Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim . Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız . Şimdi şeçilmiyor bile . Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu . Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim . İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu . Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . Bu yüzden bu kadar zor . 1>2 Contingency.Cause.Reason;Hypophora Hypophora talk_1976_tr 154-156 158-169 Bunu anlamak için Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım 154-170 154-170 Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1976_tr 161 162 tutup döndürdüğümüzü 154-170 154-170 Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 158-162 163-168 Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi 154-170 154-170 Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 158-162 163-168 Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi 154-170 154-170 Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . Bunu anlamak için , Hubble Uzay Teleskobu'nu tutup döndürdüğümüzü ve onu Mars'ın yörüngesine doğru gönderdiğimizi varsayalım . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 171-182 183-190 Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var 171-191 171-191 Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var . Göreceğimiz şey şöyle bir şey , Dünya'nın resminin hafifçe bulanık hâli gibi çünkü Mars'ın yörüngesinde oldukça ufak bir teleskobumuz var . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1976_tr 193-197 199-202 şimdi 10 kat daha uzaklaşalım İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz 192-198 199-203 Hadi şimdi 10 kat daha uzaklaşalım . İşte Uranüs'ün yörüngesinde yiz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 204-213 215-218 Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz 204-214 215-219 Küçülüyor , daha az detaya , daha az çözünürlüğe sahip . Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 215-218 220-226 Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim 215-219 220-227 Ufacık Ay'ı hâlâ görebiliyoruz . Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 220-226 228-235 Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız 220-227 228-236 Şimdi bir 10 kat daha ileri gidelim . Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 228-235 237-239 Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız Şimdi şeçilmiyor bile 228-236 237-240 Artık güneş sisteminin sınırlarında , Kuiper Kuşağı'dada yız . Şimdi şeçilmiyor bile . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 238-239 241-248 şeçilmiyor bile Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu 237-240 241-249 Şimdi şeçilmiyor bile . Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_1976_tr 241-248 250-256 Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim 241-249 250-257 Carl Sagan'ın " Soluk Mavi Nokta"sı işte bu . Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 251-256 258-266 hadi 10 kat daha uzağa gidelim İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında 250-257 258-278 Ama hadi 10 kat daha uzağa gidelim . İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 259-266 267-277 şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz 258-278 258-278 İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . İşte şimdi Oort Blulutu'da yız , güneş sisteminin dışında ve güneşin görüş alanımıza , gezegenlerin oldukları yere geçtiğini görmeye başlıyoruz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 279-284 285-287 Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz 279-288 279-288 Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . 1>2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 285-287 294-296 Alpha Centauri'ye varıyoruz ve gezegen kayboldu 279-288 289-297 Bir kez daha 10 kat uzaklaşarak Alpha Centauri'ye varıyoruz . O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 295-296 298-320 gezegen kayboldu Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü 289-297 298-321 O en yakın komşu yıldızımız ve gezegen kayboldu . Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 298-320 322-327 Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü Görmek istediğimiz şey ise o gezegen 298-321 322-328 Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 322-327 329-333 Görmek istediğimiz şey ise o gezegen Bu yüzden bu kadar zor 322-328 329-334 Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . Bu yüzden bu kadar zor . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 298-327 329-333 Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen Bu yüzden bu kadar zor 298-328 329-334 Görebildiğimiz tek şey , şurada ki küçük kırmızı çemberin içinde bulunuyor olan gezegenden 10 milyar kat daha parlak olan yıldızın parıldayan büyük görüntüsü . Görmek istediğimiz şey ise o gezegen . Bu yüzden bu kadar zor . 1<2 Contingency.Cause Contingency.Cause talk_1976_tr 329-333 335-339 Bu yüzden bu kadar zor Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor 329-334 335-340 Bu yüzden bu kadar zor . Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 335-339 341-353 Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor 335-340 341-354 Yıldızdan gelen ışık sapma yapıyor . Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor . 1<2 Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 341-343 345-353 Teleskobun içinde saçılarak gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor 341-354 341-354 Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor . Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner;Contingency.Cause.Result Expansion.Manner talk_1976_tr 341-353 355-366 Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek 341-354 355-367 Teleskobun içinde saçılarak , gezegeni görülemeyecek hâle getiren bu aşırı parlak görüntüyü yaratıyor . Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 356-358 359-366 gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek 355-367 355-367 Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek . Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek . 1>2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 356-366 368-371 gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek Ondan kurtulmak zorunda yız 355-367 368-372 Dolayısıyla gezegeni görmek için tüm bu ışığa ilişkin bir şeyler yapmamız gerek . Ondan kurtulmak zorunda yız . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 368-371 373-384 Ondan kurtulmak zorunda yız Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var 368-372 373-385 Ondan kurtulmak zorunda yız . Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 373-375 376-384 Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var 373-385 373-385 Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var . Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1976_tr 373-384 386-395 Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var Ben şimdi sizlere bunların en ilginci olduğunu düşündüğüm birini anlatacağım 373-385 386-396 Bunu başarmak için gerçekten inanılmaz teknolojiler üzerinde çalışan pek çok meslektaşım var . Ben şimdi sizlere bunların en ilginci olduğunu düşündüğüm birini anlatacağım . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 410-422 424-426 Fikir ilk olarak 1962'de , uzay teleskobunun babası Lyman Spitzer tarafından ortaya atıldı Bir tutulmadan esinlenmişti 410-423 424-427 Fikir ilk olarak 1962'de , uzay teleskobunun babası Lyman Spitzer tarafından ortaya atıldı . Bir tutulmadan esinlenmişti . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 433-436 438-442 Bu bir güneş tutulması Ay güneşin önüne geçmiş durumda 433-437 438-443 Bu bir güneş tutulması . Ay güneşin önüne geçmiş durumda . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1976_tr 438-442 444-446 Ay güneşin önüne geçmiş durumda Işığın çoğunu engelliyor 438-443 444-454 Ay güneşin önüne geçmiş durumda . Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz . 1<2 Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 444-446 448-453 Işığın çoğunu engelliyor böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz 444-454 444-454 Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz . Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 448-453 455-469 böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır 444-454 455-475 Işığın çoğunu engelliyor , böylece etrafında ki soluk koronayı görebiliyoruz . Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır , arka hatta sizi görebilirim . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_1976_tr 456-457 459-465 başparmağımı kaldırıp tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem 455-475 455-475 Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır , arka hatta sizi görebilirim . Eğer başparmağımı kaldırıp , tam gözüme gelen şu spot ışığını engellersem de aynı şey olacaktır , arka hatta sizi görebilirim . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 477-479 481-511 bu nasıl oluyor Ay'ın gölgesi Dünya'nın üzerine düşüyor . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz 476-480 481-512 Peki bu nasıl oluyor ? Ay'ın gölgesi Dünya'nın üzerine düşüyor . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . 1>2 Expansion.Manner.Arg1-as-manner;Hypophora Hypophora talk_1976_tr 495-497 498-503 güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor 487-512 487-512 Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 499-503 504-511 ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz 487-512 487-512 Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 499-503 504-511 ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz 487-512 487-512 Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . Bu gölgeye bir teleskop veya kamera koyuyoruz , güneşe tekrar bakıyoruz ve ışığın çoğu yok olmuş oluyor ve böylece korona bölgesinde kalan soluk detayları görebiliyoruz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 513-517 519-541 Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz 513-518 519-549 Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 519-522 523-524 Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz 519-549 519-549 Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 519-541 542-548 Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz 519-549 519-549 Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 519-541 542-543,545-548 Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte <*> gezegenleri görebilir hâle geliriz 519-549 519-549 Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 513-548 550-554 Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz Bu şöyle bir şey olurdu 513-549 550-555 Spitzer bunu uzayda yapmayı önerdi . Büyük bir gölgelik yapıp uzaya göndeririz , bunu yıldızın tam önüne koyarız , ışığın çoğunu engelleriz , oluşan gölgeye bir uzay teleskobu yerleştiririz ve işte , gezegenleri görebilir hâle geliriz . Bu şöyle bir şey olurdu . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 556-560 562-565 Şurada ki o büyük gölgelik ama hiç gezegen görünmüyor 556-573 556-573 Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz . Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 563-565 566-572 hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz 556-573 556-573 Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz . Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1976_tr 567-572 574-587 ne yazık ki çok iyi çalışmaz Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları 556-573 574-588 Şurada ki o büyük gölgelik , ama hiç gezegen görünmüyor çünkü ne yazık ki çok iyi çalışmaz . Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1976_tr 574-583 585-587 Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi gölgelikten sapma yapmaları 574-588 574-588 Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları . Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları . 1>2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_1976_tr 585-587 589-596 gölgelikten sapma yapmaları Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor 574-588 589-605 Bunun nedeni , ışık dalgalarının tıpkı teleskobun içinde olduğu gibi , gölgelikten sapma yapmaları . Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor . 1<2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_1976_tr 589-596 597-604 Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor 589-605 589-605 Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor . Bir akarsuda ki kayanın etrafında suyun eğilmesine benziyor ve tüm bu ışık , gölgeyi yok ediyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 606-609 611-612 Bu kötü bir gölge Gezegenleri göremeyiz 606-610 611-613 Bu kötü bir gölge . Gezegenleri göremeyiz . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1976_tr 611-612 614-618 Gezegenleri göremeyiz Ama Spitzer aslında yanıtı biliyordu 611-613 614-619 Gezegenleri göremeyiz . Ama Spitzer aslında yanıtı biliyordu . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 615-618 620-629 Spitzer aslında yanıtı biliyordu Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik 614-619 620-630 Ama Spitzer aslında yanıtı biliyordu . Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 620-622 624-626 Eğer uçları inceltip bu uçları yumuşatabilirsek 620-630 620-630 Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik . Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik . 1>2 Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 620-626 627-629 Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik 620-630 620-630 Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik . Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 620-629 631-634 Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik O zaman gezegenleri görebilirdik 620-630 631-649 Eğer uçları inceltip , bu uçları yumuşatabilirsek sapmaları kontrol edebilirdik . O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 633-634 635-648 gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık 631-649 631-649 O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 633-634 635-648 gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık 631-649 631-649 O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 636-643 644-648 yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık 631-649 631-649 O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1976_tr 636-648 650-654 yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık Bunun gibi bir şeye benziyordu 631-649 650-655 O zaman gezegenleri görebilirdik ve yaklaşık son 10 yıl dır bunu yapmak için en uygun çözümleri ortaya çıkardık . Bunun gibi bir şeye benziyordu . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 663-669 671-685 Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz 663-686 663-686 Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 671-674 676-678 eğer biçimlerini kontrol edebilirsek sapmaları kontrol edebiliriz 663-686 663-686 Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 671-678 679-685 eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz 663-686 663-686 Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 671-678 679-685 eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz 663-686 663-686 Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . Eğer bu yaprakların uçlarını gerektiği gibi yaparsak , eğer biçimlerini kontrol edebilirsek , sapmaları kontrol edebiliriz ve böylece harika bir gölgeye sahip oluruz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 687-694 695-700 Önce ki hâlinden 10 milyar kat daha soluk ve gezegenlerin işte böyle belirdiğini görebiliyoruz 687-701 687-701 Önce ki hâlinden 10 milyar kat daha soluk ve gezegenlerin işte böyle belirdiğini görebiliyoruz . Önce ki hâlinden 10 milyar kat daha soluk ve gezegenlerin işte böyle belirdiğini görebiliyoruz . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 702-709 711-718 Tabi bu benim baş parmağımdan daha büyük olmalı Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde 702-710 711-730 Tabi bu benim baş parmağımdan daha büyük olmalı . Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 711-718 719-729 Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor 711-730 711-730 Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor . Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 711-729 731-735 Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz 711-730 731-736 Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor . Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 720-729 731-735 gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz 711-730 731-736 Bu yıldız gölgeleyici yaklaşık yarım futbol sahası büyüklüğünde ve gölgesi içinde tutulması gereken teleskoptan 50.000 kilometre uzakta uçması gerekiyor . Ancak bu şekilde gezegenleri görebiliriz . 1<2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner;Expansion.Exception.Arg2-as-excpt Expansion.Exception talk_1976_tr 737-740 742-757 Bu ürkütücü gelse de PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar 737-758 737-758 Bu ürkütücü gelse de , PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar . Bu ürkütücü gelse de , PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar . 1>2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 742-757 759-764 PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor 737-758 759-765 Bu ürkütücü gelse de , PL'de ki meslektaşlarım , parlak mühendisler bunu nasıl yapabileceğimize ilişkin şöyle muhteşem bir tasarım ortaya attılar . Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 759-764 766-767 Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor Teleskoptan ayrılıyor 759-765 766-768 Önce bir makaraya sarılı durumda oluyor . Teleskoptan ayrılıyor . 1<2 Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 766-767 769-771 Teleskoptan ayrılıyor Yapraklar açılıp genişliyor 766-768 769-772 Teleskoptan ayrılıyor . Yapraklar açılıp genişliyor . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 770 771 açılıp genişliyor 769-772 769-772 Yapraklar açılıp genişliyor . Yapraklar açılıp genişliyor . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 769-771 773-775 Yapraklar açılıp genişliyor Teleskop yön değiştiriyor 769-772 773-776 Yapraklar açılıp genişliyor . Teleskop yön değiştiriyor . 1<2 Temporal.Asynchronous Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 773-775 777-780 Teleskop yön değiştiriyor Gölgelik döne döne uzaklaşıyor 773-776 777-787 Teleskop yön değiştiriyor . Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor . 1<2 Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 778-780 781-786 döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor 777-787 777-787 Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor . Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 777-780 781-786 Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor 777-787 777-787 Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor . Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 777-786 788-797 Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak 777-787 788-798 Gölgelik döne döne uzaklaşıyor ve teleskoptan 50.000 km uzağa uçuyor . Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak . 1<2 Temporal.Asynchronous Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 788-792 793-797 Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak 788-798 788-798 Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak . Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 788-797 799,801-804 Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak İşte <*> yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk 788-798 799-805 Yıldızın önüne işte böyle geçecek ve harika bir gölge yaratacak . İşte , yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1976_tr 801-804 811-813 yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk Bu bilimkurgu değil 799-805 811-814 İşte , yörüngesinde dönen gezegenleri bulduk . Bu bilimkurgu değil . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 815-822 824-834 Son 5- 6 yıl dır bunun üzerinde çalışıyoruz Geçen yaz , Kaliforniya'da Northrop Grumman'da çok etkileyici bir sınama yaptık 815-823 824-835 Son 5- 6 yıl dır bunun üzerinde çalışıyoruz . Geçen yaz , Kaliforniya'da Northrop Grumman'da çok etkileyici bir sınama yaptık . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 857-859 874-876 Yapraklarının açıldığını göreceksiniz Şimdi yerleştirilmesini görüyorsunuz 857-860 874-877 Yapraklarının açıldığını göreceksiniz . Şimdi yerleştirilmesini görüyorsunuz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 878-882 884-896 Bu yaprakların yerlerine yönlenmesi gerek Bu yaprakların tabanı her seferinde , milimetrenin onda biri hassaslıkla aynı yere oturmalı 878-883 884-897 Bu yaprakların yerlerine yönlenmesi gerek . Bu yaprakların tabanı her seferinde , milimetrenin onda biri hassaslıkla aynı yere oturmalı . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 898-902 903-915 Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez , milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi 898-916 898-916 Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez , milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi . Bu sınamayı 16 kez yaptık ve 16 kez , milimetrenin onda biri hassaslıkla tam olarak aynı yere geldi . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 917-921 922-941 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz 917-942 917-942 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 923-925 927-941 eğer bunu yapabilirsek eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz 917-942 917-942 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 923-925 927-931 eğer bunu yapabilirsek eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek 917-942 917-942 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 927-931 933-941 eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz 917-942 917-942 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 927-931 933-935 eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek eğer uzaya götürebilirsek 917-942 917-942 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 933-935 937-941 eğer uzaya götürebilirsek muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz 917-942 917-942 Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . Bu tam bir doğrulukla yapılmalı ve eğer bunu yapabilirsek , eğer bu teknolojiyi inşa edebilirsek , eğer uzaya götürebilirsek , muhtemelen şöyle bir şey görebilirsiniz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 958-966 968-971 buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp oraya bir yere koyarsak 957-989 957-989 Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . 1>2 Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1976_tr 957-976 978-982 Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek bunun gibi bir şey görebiliriz 957-989 957-989 Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 968-976 978-982 oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek bunun gibi bir şey görebiliriz 957-989 957-989 Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1976_tr 984-988 990-1009 Bu güneş sistemimizin aile portresi Ama bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde 957-989 990-1010 Eğer buna benzer biraz daha büyük bir uzay teleskobu alıp , oraya bir yere koyarsak , önüne bir gölgeleyici getirirsek , bunun gibi bir şey görebiliriz : Bu güneş sistemimizin aile portresi . Ama bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1976_tr 991-1009 1011-1030 bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı 990-1010 1011-1031 Ama bizimkini değil , bir başka güneş sistemi görebilmeyi umuyoruz , gölgeleyici sayesinde , bunun gibi bir yıldız gölgeleyici sayesinde . Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1976_tr 1011-1019 1020-1033 Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı . Bu Dünya 1011-1031 1011-1034 Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı . Jüpiter'i görebilirsiniz , Satürn'ü görebilirsiniz , Uranüs , Neptün ve tam burada merkezde kalıntı ışıkların yanında ki soluk mavi noktayı . Bu Dünya . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1976_tr 1035-1037 1039-1049 Şunları anlamak isityoruz Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı 1035-1050 1035-1050 Şunları anlamak isityoruz : Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı ? Şunları anlamak isityoruz : Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı ? 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1976_tr 1039-1049 1051-1055 Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı Yaşam barındırabileceğine ilişkin işaretler arıyoruz 1035-1050 1051-1056 Şunları anlamak isityoruz : Su var mı , oksijen var mı , ozon var mı ? Yaşam barındırabileceğine ilişkin işaretler arıyoruz . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_1976_tr 1057-1063 1065-1070 Bence bu mümkün olabilecek en harika bilim Bu yüzden bu işin içine girdim 1057-1064 1065-1076 Bence bu mümkün olabilecek en harika bilim . Bu yüzden bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek . 1<2 Contingency.Cause.Result;Expansion.Conjunction Contingency.Cause talk_1976_tr 1067-1070 1071-1075 bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek 1065-1076 1065-1076 Bu yüzden bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek . Bu yüzden bu işin içine girdim çünkü bence bu dünyayı değiştirecek . 1<2 Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief Contingency.Cause+Belief talk_1976_tr 1077-1079 1080-1082 Bunu gördüğümüz zaman her şeyi değiştirecek 1077-1083 1077-1083 Bunu gördüğümüz zaman her şeyi değiştirecek . Bunu gördüğümüz zaman her şeyi değiştirecek . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 1-12 13-16 İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum 1-17 1-17 İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum . İlk işim Modern Sanat Müzesi'nde ressam Elizabeth Murray'in retrospektifinde çalışmak olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum . 1>2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 24-35 37-41 Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım 24-42 24-42 Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra , 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım . Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra , 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım . 1>2 Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 37-41 43-54 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım İleride hayatında tekrar ortaya çıkacak olan bazı motifler ve öğeler var dı 24-42 43-55 Küratör Robert Storr hayat boyu ürettiği işler içinden bütün tabloları seçtikten sonra , 1970'lerde ki resimlere bakmaya bayıldım . İleride hayatında tekrar ortaya çıkacak olan bazı motifler ve öğeler var dı . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 56-63 65-72 Ona ilk çalışmaları hakkında ne düşündüğünü sorduğumu hatırlıyorum Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz 56-64 65-73 Ona ilk çalışmaları hakkında ne düşündüğünü sorduğumu hatırlıyorum . Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz . 1<2 Expansion Expansion talk_1978_tr 65-68 70-72 Ona ait olduğunu bilmeseniz bunu tahmin edemezdiniz 65-73 65-73 Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz . Ona ait olduğunu bilmeseniz , bunu tahmin edemezdiniz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 74-82 84-95 Bana birkaçının olmasını istediği gibi kendi ölçülerine ulaşamadığını belirtti Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı 74-83 84-104 Bana birkaçının olmasını istediği gibi kendi ölçülerine ulaşamadığını belirtti . Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 85-90 92-95 biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki onu stüdyosunda çöpe atmıştı 84-104 84-104 Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . 1>2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 92-95 96-103 onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı 84-104 84-104 Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . 1<2 Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 97-98,102-103 99-101 komşusu da <*> onu almıştı değerini anladığı için 84-104 84-104 Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 84-103 105-113 Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı O anda başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti 84-104 105-114 Aslında biri kendi standartlarına öylesine ulaşmamıştı ki , onu stüdyosunda çöpe atmıştı ve komşusu da değerini anladığı için onu almıştı . O anda başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti . 1<2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 107-113 115-130 başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım 105-114 115-131 O anda başarı ve yaratıcılık hakkında ki görüşüm değişti . Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 115-118 120-129 Başarının bir an olduğunu ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu 115-131 115-131 Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım . Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 115-130 132-135 Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım Ama işte olay şu 115-131 132-143 Başarının bir an olduğunu , ancak her zaman göklere çıkardığımız şeyin yaratıcılık ve ustalık olduğunu anladım . Ama işte olay şu : Başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne ? 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 137-142 144-162 Başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu . Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor 132-143 144-163 Ama işte olay şu : Başarıyı ustalığa dönüştürmemizi sağlayan şey ne ? Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu . Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor . 1>2 Hypophora Hypophora talk_1978_tr 144-152 154-162 Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor 144-153 154-163 Uzun zaman dır kendi kendime sorduğum bir soru bu . Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 154-162 164-191 Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım 154-163 164-192 Bence başarıya yaklaşma lütfuna değer vermeye başladığımızda ortaya çıkıyor . Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 185-188 189-191 okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım 164-192 164-192 Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım . Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 185-191 193-214 okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim 164-192 193-215 Manhattan'ın en kuzeyinde bulunan Columbia'nın Baker Spor Kompleksi'nde soğuk bir Mayıs günü üniversitenin , kadere bakın ki hepsi kadın olan , okçuluk takımını seyretmeye gittiğimde bunu anlamaya başladım . Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 193-195 197-211 Okçu paradoksu denen yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen 193-215 193-215 Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim . Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_1978_tr 199-201 202-210 hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini 193-215 193-215 Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim . Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 193-214 216-231 Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar 193-215 216-232 Okçu paradoksu denen , yani aslında hedefinizi vurmak için ondan biraz eğim li bir şeye nişan almanız gerektiğini söyleyen fikri görmek istedim . Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 216-221 222-223 Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim 216-232 216-232 Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 222-223 224-231 durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar 216-232 216-232 Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 222-223 224-231 durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar 216-232 216-232 Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . Koç bu kadınlarla gri minibüsünde yaklaşırken durup seyrettim ve adeta rahat bir odaklanma içinde dışarı çıktılar . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 248-249 250 Yanımdan geçip gülümsediler 248-261 248-261 Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 248-250 252-260 Yanımdan geçip gülümsediler ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar 248-261 248-261 Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 253-256 257-260 çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar 248-261 248-261 Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 253-260 262-275 çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla 248-261 262-276 Yanımdan geçip gülümsediler , ama çim alana doğru giderken kim olduğumu anlamaya çalıştılar . Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 262-264 266-269 Birbirleriyle kelimelerle değil sayılarla , derecelerle konuştular 262-276 262-276 Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla . Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 262-275 277-303 Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım 262-276 277-304 Birbirleriyle kelimelerle değil , sayılarla , derecelerle konuştular , sanırım hedeflerini vurmayı planladıkları pozisyonlarla . Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . 1<2 Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 277-285 286-288 Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken 277-304 277-304 Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 286-288 289-295 koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim 277-304 277-304 Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 289-292 293-295 bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim 277-304 277-304 Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . Belki de kimin desteğe ihtiyacı olabilir diye değerlendirmek üzere koçu aramızda dururken bir okçunun arkasında durdum ve onu seyrettim , birinin bile nasıl onluk daireyi vuracağını anlayamamıştım . 1<2 Expansion.Conjunction;Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 305-322 324-332 Onluk daire standart 75 yarda mesafeden , bir kol boyu uzaklığından bir kibrit çöpünün ucu kadar küçük görünür Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur 305-323 324-333 Onluk daire standart 75 yarda mesafeden , bir kol boyu uzaklığından bir kibrit çöpünün ucu kadar küçük görünür . Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 324,332 325-331 Bu <*> olur her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken 324-333 324-333 Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur . Bu her atışta 50 librelik çekiş ağırlığını kaldırırken olur . 1<2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 334-345 346-353 Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı 334-354 334-354 Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı . Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 347-353 355-362 sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm 334-354 355-367 Önce yediyi , ardından dokuzu ve sonra iki kere onu vurduğunu hatırlıyorum ve sonra ki ok da hedefi dahi vuramadı . Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 355-362 363-366 Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi 355-367 355-367 Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi . Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi . 1<2 Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 355-362 363-366 Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi 355-367 355-367 Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi . Bunun ona daha çok kararlı lık verdiğini gördüm ve tekrar tekrar denedi . 1<2 Contingency.Cause.Result;Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 368-371 373-374,376-404 Bu üç saat sürdü Antrenmanın sonunda <*> okçulardan biri öylesine zorlanmıştı ki , yere pestil gibi serildi , kafası gökyüzüne doğru bakıyor , T.S . Eliot'un dönen dünyada ki bu duran noktaya ne diyeceğini bulmaya çalışıyordu 368-372 373-393,373-405 Bu üç saat sürdü . Antrenmanın sonunda , okçulardan biri öylesine zorlanmıştı ki , yere pestil gibi serildi , kafası gökyüzüne doğru bakıyor , T.S . <*> Antrenmanın sonunda , okçulardan biri öylesine zorlanmıştı ki , yere pestil gibi serildi , kafası gökyüzüne doğru bakıyor , T.S . Eliot'un dönen dünyada ki bu duran noktaya ne diyeceğini bulmaya çalışıyordu . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 429-432 433-440 bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu 406-449 406-449 Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak . Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 406-448 450-452 Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak Ancak orada kaldım 406-449 450-473 Amerikan kültüründe bu çok nadir dir , bunun artık meslekle pek ilgisi yok tur , bu derecede kusursuz bir kararlılığın nasıl olduğunu , bir hedefi vurmak için üç saat bedenin duruşunu ayarlamanın ne demek olduğunu görmek , bilinmezlik içinde bir çeşit mükemmellik aramak . Ancak orada kaldım , çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 451-452 454-472 orada kaldım çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka 450-473 450-473 Ancak orada kaldım , çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka . Ancak orada kaldım , çünkü çok na dir olarak görülecek bir şeye tanıklık ettiğimi anladım , başarı ve ustalık arasında ki o farka . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 476-481 483-494 başarı o onluk daireye isabet ettirmektir ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir 474-495 474-495 O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir . O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 484,489-494 485-488 ustalık <*> bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir bunu tekrar tekrar yapamazsan 474-495 474-495 O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir . O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir . 1<2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 484-494 496-501 ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir Ancak ustalık mükemmellikle aynı şey değildir 474-495 496-502 O zaman başarı o onluk daireye isabet ettirmektir , ancak ustalık bunu tekrar tekrar yapamazsan bunun hiçbir şey ifade etmediğini bilmektir . Ancak ustalık mükemmellikle aynı şey değildir . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 497-501 503-506 ustalık mükemmellikle aynı şey değildir Başarıyla aynı şey değildir 496-502 503-527 Ancak ustalık mükemmellikle aynı şey değildir . Başarıyla aynı şey değildir , ki başarıyı bir hadise olarak , zamanın içinde bir an olarak ve dünyanın size verdiği bir etiket olarak görürüm . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 503-526 528-537 Başarıyla aynı şey değildir , ki başarıyı bir hadise olarak , zamanın içinde bir an olarak ve dünyanın size verdiği bir etiket olarak görürüm Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır 503-527 528-538 Başarıyla aynı şey değildir , ki başarıyı bir hadise olarak , zamanın içinde bir an olarak ve dünyanın size verdiği bir etiket olarak görürüm . Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 528-532 534-537 Ustalık bir hedefe bağlılık değil bitmeyen bir arayış tır 528-538 528-538 Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır . Ustalık bir hedefe bağlılık değil , bitmeyen bir arayış tır . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 539-554 556-588 Bunu yapmamıza sebep olan şey , bizi daha fazla ileriye iten şey , neredeyse kazanmanın değeridir Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak 539-555 556-589 Bunu yapmamıza sebep olan şey , bizi daha fazla ileriye iten şey , neredeyse kazanmanın değeridir . Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak ? 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 556-566 568-573 Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken 556-589 556-589 Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak ? Kaç kere bir şeyi bir klasik , hatta başyapıt olarak tanımladık , yaratıcısı onu umutsuzca bitmemiş olarak görürken , zorluklar ve hatalarla dolu olarak , yani başka bir ifadeyle bir neredeyse kazanmak olarak ? 1<2 Comparison.Concession+SpeechAct Comparison.Concession+SpeechAct talk_1978_tr 590-599 601-621 Elizabeth Murray , ilk tabloları hakkında ki itirafıyla beni şaşırtmıştı Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı 590-600 601-634 Elizabeth Murray , ilk tabloları hakkında ki itirafıyla beni şaşırtmıştı . Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı . 1<2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_1978_tr 601-603,611-621 605-609 Ressam Paul Cézanne <*> onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek 601-634 601-634 Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı . Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 611-621 623-633 onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı 601-634 601-634 Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı . Ressam Paul Cézanne , çalışmalarının sıklıkla bitmemiş olduğunu düşünerek , onları tekrar ele almak niyetiyle kasıt lı olarak bir kenara koyardı , ancak hayatının sonunda sonuç resimlerinin sadece yüzde onunu imzalamış olması ydı . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 635-644 645-649 En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti 635-650 635-650 En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti . En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 635-649 651-662 En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü 635-650 651-681 En sevdiği roman , Honoré de Balzac'ın Gizli Başyapıt'ı ydı ve ana karakteri kendisiyle özdeşleştirmişti . Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 651-656 658-662 Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken Franz Kafka bitmemiş olarak gördü 651-681 651-681 Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . 1>2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_1978_tr 658-662 664-680 Franz Kafka bitmemiş olarak gördü o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi 651-681 651-681 Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 677-678 679 öldükten sonra yakılmasını 651-681 651-681 Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . 1>2 Temporal.Asynchronous.Succession Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 667-680 682-686 bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler 651-681 682-715 Diğerleri çalışmalarını yalnızca övgüye değer bulurken , Franz Kafka bitmemiş olarak gördü , o kadar ki bütün günlüklerinin , el yazılarının , mektuplarının ve hatta taslaklarının öldükten sonra yakılmasını istedi . Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_1978_tr 682-686 687-714 Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor 682-715 682-715 Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor . Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 682-686 687-714 Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor 682-715 682-715 Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor . Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 697-714 716-717,719-721,723-728 " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor Ustalığı arayış <*> diğer bir deyişle <*> hemen hemen hep ileriye doğru dur 682-715 716-729 Arkadaşları bu isteğine uymayı reddettiler ve bu yüzden şimdi Kafka'nın yaptığı bütün çalışmalara sahibiz : " Amerika" , " Dava" ve " Şato" , öylesine tamamlanmamış bir eser ki , cümlenin ortasında bitiyor . Ustalığı arayış , diğer bir deyişle , hemen hemen hep ileriye doğru dur . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_1978_tr 731-743 745-762 Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen dem 'di 730-763 730-763 " Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen dem 'di . " Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen dem 'di . 1<2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_1978_tr 731-743 745-762 Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen dem 'di 730-763 730-763 " Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen dem 'di . " Tanrım , bana başarabileceğimden daha fazlasını istemeyi bahşet , " diye yakarmıştı Michelangelo , sanki Sistina Şapeli'nde ki Eski Ahit Tanrısı'na ve kendisi de uzattığı parmağı Tanrı'nın eline tam değmeyen dem 'di . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 765-766 768-769 uzanmak tır ulaşmak değildir 764-770 764-770 Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir . Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir . 1<2 Expansion.Substitution.Arg1-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 764-769 771-783 Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir 764-770 771-784 Ustalık uzanmak tır , ulaşmak değildir . Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 771-783 785-797 Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir Ustalık sanatınız için fedakr lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil 771-784 785-798 Olduğunuz yer ve olmak istediğiniz yer arasında ki boşluğu sürek li kapatmayı istemektir . Ustalık sanatınız için fedakr lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 786-791 793-797 sanatınız için fedakr lık yapmak tır kariyerinizi inşa etmeniz için değil 785-798 785-798 Ustalık sanatınız için fedakr lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil . Ustalık sanatınız için fedakr lık yapmak tır , kariyerinizi inşa etmeniz için değil . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 799-807 809-837 Kaç tane mucit ve sayısız girişimci bu olguyu yaşıyor Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir 799-808 809-838 Kaç tane mucit ve sayısız girişimci bu olguyu yaşıyor ? Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir . 1>2 Expansion.Instantiation;Hypophora Hypophora talk_1978_tr 823-827 829-837 sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir 809-838 809-838 Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir . Bunu yılmaz Kuzey Kutbu kâşifi Ben Saunders'ın yaşamında bile görüyoruz , ki bana zaferlerinin sadece büyük başarılarının sonucu olmadığını , onun yerine bir dizi kazanmaya yaklaştıklarının itici gücü söylemiştir . 1<2 Expansion.Substitution.Arg1-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 875-881 883-895 Neredeyse kazanmanın ustalığın doğasında olmasının sebeplerinden biri uzmanlığımız ne kadar fazlaysa , bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin hepsini bilmediğimizi daha net görebilmemizdir 875-896 875-896 Neredeyse kazanmanın ustalığın doğasında olmasının sebeplerinden biri , uzmanlığımız ne kadar fazlaysa , bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin hepsini bilmediğimizi daha net görebilmemizdir . Neredeyse kazanmanın ustalığın doğasında olmasının sebeplerinden biri , uzmanlığımız ne kadar fazlaysa , bildiğimizi düşündüğümüz şeylerin hepsini bilmediğimizi daha net görebilmemizdir . 1>2 Contingency.Cause Contingency.Cause talk_1978_tr 903-904,909-911 906-908 Paris Review <*> şu cevabı alabilmişti James Baldwin'e sorduğunda 903-934 903-934 Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun . Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun . 1<2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 903-919 922-933 Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun 903-934 903-934 Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun . Paris Review , James Baldwin'e sorduğunda şu cevabı alabilmişti , " Bilgiyle artan şey sizce ne dir ? " ve o da şöyle söyledi , " Ne kadar az bildiğini öğreniyorsun . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 936-939 941-949 Başarı bizi motive eder ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir 936-950 936-950 Başarı bizi motive eder , ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir . Başarı bizi motive eder , ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_1978_tr 942-949 951-970 neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür 936-950 951-971 Başarı bizi motive eder , ama neredeyse kazanmak süregelen bir arayışta bizi ileriye götürebilir . Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür . 1<2 Expansion.Conjunction;Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 959-969 970 Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür 951-971 951-971 Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür . Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 951-970 972-1016 Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur 951-971 972-1017 Bunun en etkili örneklerinden biri , yarışmadan sonra Olimpiyat gümüş madalyası ile bronz madalyası kazananlar arasında ki farka baktığımızda görülür . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 972-979 980-1016 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur 972-1017 972-1017 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1<2 Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 972-979 980-1016 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur 972-1017 972-1017 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 981-983,987-992 985-986 gümüş madalya alanların <*> hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı dördüncü olmayıp 972-1017 972-1017 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 981-983,987-992,992 985-986 gümüş madalya alanların <*> hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı <*> olmadığı dördüncü olmayıp 972-1017 972-1017 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 985-993 994-1015 dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini 972-1017 972-1017 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1>2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 996-1001 1002-1015 daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini 972-1017 972-1017 Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . Thomas Gilovich ve Cornell'den ekibi bu farkı araştırmış ve gümüş madalya alanların , dördüncü olmayıp hiç madalya almamaları söz konusu olmadığı için tipik olarak daha mutlu olan bronz kazananlarla karşılaştırıldığında hissettikleri öfkenin , gümüş madalya kazananlara bir sonra ki yarışmada bir odak noktası verdiğini bulmuştur . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 1025-1031 1032-1042 bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar 1018-1069 1018-1069 Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 1032-1042 1043-1052 neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi 1018-1069 1018-1069 Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 1032-1042 1043-1052 neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi 1018-1069 1018-1069 Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 1044-1053 1055-1058 insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki bunlara yürek durduran dendi 1018-1069 1018-1069 Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . 1>2 Contingency.Cause Contingency.Cause talk_1978_tr 1044-1049 1050-1052 insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi 1018-1069 1018-1069 Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 1055-1058 1059-1068 bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi 1018-1069 1018-1069 Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . Bunu kumar endüstrisinde dahi görüyoruz , ki bu neredeyse kazanma olgusunu bir zamanlar alıp neredeyse kazanma oranı ortalamadan daha yüksek olan kazı kazan biletleri yarattılar ve insanlar daha fazla bilet almak için öylesine istekli ydi ki , bunlara yürek durduran dendi ve 1970'lerde Britanya'da kumar endüstrisinin bir dizi suistimali ile körüklendi . 1<2 Expansion.Conjunction;Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 1070-1075 1077-1092 Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır 1070-1093 1070-1093 Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır . Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır . 1>2 Contingency.Cause Contingency.Cause talk_1978_tr 1077-1079 1080-1092 olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır 1070-1093 1070-1093 Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır . Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır . 1<2 Expansion.Conjunction;Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 1070-1092 1094-1108 Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz 1070-1093 1094-1109 Neredeyse kazanmanın itici gücü olmasının nedeni , olaya bakışımızı değiştirmesi ve uzağa koymaya meyilli olduğumuz hedeflerimizi bulunduğumuz daha yakın bir yere koyması dır . Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 1094-1102 1104-1108 Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz 1094-1109 1094-1109 Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz . Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 1094-1108 1110-1126 Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz 1094-1109 1110-1127 Gelecek hafta harika bir günün neye benzediğini düşünmenizi istesem , bunu daha genel ifadelerle anlatabilirsiniz . Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_1978_tr 1112-1117 1119-1126 TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz 1110-1127 1110-1127 Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz . Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 1111-1126 1128-1133 yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz Nerede yse kazanma işte bunu yapar 1110-1127 1128-1134 Ama yarın TED'de harika bir günü anlatmanızı istesem , bunu tane tane , gerçekçi bir netlikte anlatabilirsiniz . Nerede yse kazanma işte bunu yapar . 1<2 Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg1-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 1128-1133 1135-1150 Nerede yse kazanma işte bunu yapar Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar 1128-1134 1135-1151 Nerede yse kazanma işte bunu yapar . Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 1135-1143 1144-1150 Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar 1135-1151 1135-1151 Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar . Görüş alanımız içinde olan o dağı ele almak için şu an ne yapmayı planladığımıza odaklanmamızı sağlar . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 1158-1163 1164-1176 altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü 1152-1177 1152-1177 Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü . Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 1157-1163 1164-1176 heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü 1152-1177 1152-1177 Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü . Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü . 1<2 Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief Contingency.Cause+Belief talk_1978_tr 1165-1176 1178-1197 kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü 1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor 1152-1177 1178-1198 Jackie Joyner - Kersee 1984'te heptatlonda altını saniyenin üçte biri ile kaçırmıştı ve kocası bunun bir sonra ki yarışmada ona ihtiyacı olan kararlılığı vereceğini öngörmüştü . 1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_1978_tr 1179-1181 1182-1186 heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı 1178-1198 1178-1198 1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor . 1988'de heptatlonda altını kazandı ve 7.921 puanla rekor kırdı , ki bu o zamandan beri hiçbir sporcunun yaklaşmadığı bir skor . 1<2 Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 1199-1201 1202 Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz 1199-1209 1199-1209 Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda . Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda . 1>2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 1199-1202 1204-1208 Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz aksine daha yapacak şeyler olduğunda 1199-1209 1199-1209 Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda . Her şeyi yaptığımızda gelişmeyiz , aksine daha yapacak şeyler olduğunda . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 1226 1227-1229 düşünüyor ve merak ediyorum 1210-1230 1210-1230 Burada durup bu odada neredeyse kazanmayı yaratacak değişik yollar hakkında , hayatlarınızın bunu nasıl yerine getirebileceğini düşünüyor ve merak ediyorum . Burada durup bu odada neredeyse kazanmayı yaratacak değişik yollar hakkında , hayatlarınızın bunu nasıl yerine getirebileceğini düşünüyor ve merak ediyorum . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 1228-1229 1231-1237 merak ediyorum Çünkü bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz 1210-1230 1231-1238 Burada durup bu odada neredeyse kazanmayı yaratacak değişik yollar hakkında , hayatlarınızın bunu nasıl yerine getirebileceğini düşünüyor ve merak ediyorum . Çünkü bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz . 1<2 Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief Contingency.Cause+Belief talk_1978_tr 1232-1237 1239-1245 bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz 1231-1238 1239-1246 Çünkü bence biraz içgüdüsel seviyede bunu biliyoruz . Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg1-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 1239-1245 1247-1254 Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz Bu yüzden kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir 1239-1246 1247-1255 Öncüsü olduğumuz yerde kaldığımızda başarılı olduğumuzu biliyoruz . Bu yüzden kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_1978_tr 1249-1254 1256-1270 kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir Navaho kültüründe , bazı erkek ve kadın sanatçılar tekstil ve seramikler içine bilerek kusur koyarlar 1247-1255 1256-1271 Bu yüzden kasti eksiklikler yaratılış efsaneleri içine yerleştirilmiştir . Navaho kültüründe , bazı erkek ve kadın sanatçılar tekstil ve seramikler içine bilerek kusur koyarlar . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_1978_tr 1278-1285 1298-1301 dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için desende kasti bir kusur 1272-1302 1272-1302 Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 1278-1285 1287-1294 dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için 1272-1302 1272-1302 Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 1278-1294 1295-1301 dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur 1272-1302 1272-1302 Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 1272-1301 1303-1312 Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir 1272-1302 1303-1313 Buna ruh çizgisi adı verilir , dokumacı veya yapana bir çıkış yolu vermek için , aynı zamanda da iş yapmasına devam etmesi için bir sebep olarak desende kasti bir kusur . Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 1303-1309 1310-1312 Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir 1303-1313 1303-1313 Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir . Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir . 1>2 Contingency.Cause+Belief.Reason+Belief (Arg2-gives-evidence) Contingency.Cause+Belief talk_1978_tr 1303-1312 1314-1320 Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler 1303-1313 1314-1321 Ustalar bir konuyu kavramsal sona getirdikleri için uzman değiller dir . stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 1314-1315 1316-1320 stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler 1314-1321 1314-1321 stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler . stalar dır çünkü bunun olmadığını fark ederler . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 1322-1324 1326-1363 Bunun hakkında düşününce neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum 1322-1364 1322-1364 Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum . Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 1346-1353 1354-1361 kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını 1322-1364 1322-1364 Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum . Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 1322-1363 1365-1372 Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , 1322-1364 1365-1399 Bunun hakkında düşününce , neden okçuluk koçunun idmanın sonunda bana okçularının işitmeyeceği mesafeden , onun ve meslektaşlarının ekipleri için ne yapsalar yetmeyeceğini düşündüklerini , kazanmak üzere olmak konusunu aşmalarına yardımcı olması için yeterli gözünde canlandırma tekniği ve duruş eğitimi olmadığını söylediğini anlıyorum . Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 1366-1371 1373-1380 tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi 1365-1399 1365-1399 Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi . Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi . 1<2 Expansion.Substitution.Arg1-as-subst Expansion.Substitution talk_1978_tr 1382-1395 1396-1398 kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi 1365-1399 1365-1399 Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi . Aslında tam olarak şikâyet gibi gelmedi bu , sadece bana yaptığı naif bir itiraf gibi ydi , kendisini hep daha fazlasını talep eden doymak bilmez , bitmeyen bir yola adadığını bildiğini bana hatırlatmak içindi . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_1978_tr 1400-1405 1407-1412 Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz bu fikir eski hâlimiz olsa bile 1400-1413 1400-1413 Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile . Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile . 1<2 Contingency.Condition.Arg2-as-cond Contingency.Condition talk_1978_tr 1400-1412 1414-1417 Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile Bu ustalığın dinamiği dir 1400-1413 1414-1418 Bitmemiş bir fikir üzerine inşa ederiz , bu fikir eski hâlimiz olsa bile . Bu ustalığın dinamiği dir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_1978_tr 1414-1417 1419-1431 Bu ustalığın dinamiği dir İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak , yapmayı hayal ettiğinizden daha fazlasına ulaşmanıza yardımcı olabilir 1414-1418 1419-1432 Bu ustalığın dinamiği dir . İstediğinizi düşündüğünüz şeye yaklaşmak , yapmayı hayal ettiğinizden daha fazlasına ulaşmanıza yardımcı olabilir . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_1978_tr 1433-1441 1443-1451 Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu 1433-1452 1433-1452 Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu . Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 1437-1441 1443-1447 ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam 1433-1452 1433-1452 Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu . Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_1978_tr 1443-1448 1449-1451 Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu 1433-1452 1433-1452 Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu . Bir gün galeride o ilk resimlerine gülümserken onu gördüğümde , Elizabeth Murray'in ne düşündüğünü anlamam için gereken şey bu . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_1978_tr 1453-1456 1458-1462 Ütopyalar yaratmış olsaydık bile bence hâlâ bitmemişlere sahip olurduk 1453-1463 1453-1463 Ütopyalar yaratmış olsaydık bile , bence hâlâ bitmemişlere sahip olurduk . Ütopyalar yaratmış olsaydık bile , bence hâlâ bitmemişlere sahip olurduk . 1>2 Contingency.Negative-condition.Arg2-as-negcond Contingency.Negative-condition talk_1978_tr 1464-1467 1469-1476 Tamamlamak bir amaç tır ama onun hiçbir zaman son olmadığını ümit ederiz 1464-1477 1464-1477 Tamamlamak bir amaç tır , ama onun hiçbir zaman son olmadığını ümit ederiz . Tamamlamak bir amaç tır , ama onun hiçbir zaman son olmadığını ümit ederiz . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2009_tr 1-4 6-13 Küçük bir kız olarak bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim 1-14 1-14 Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim . Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_2009_tr 1-13 15-29 Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum 1-14 15-30 Küçük bir kız olarak , bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim . Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 15-29 31-47 Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku 15-30 31-48 Altı yaşından beri , bazı elbiselerimi davul top lu konserve yiyceklerimi de dolabın arkasında tutuyorum . İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2009_tr 31-47 49-74 İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi 31-48 49-75 İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku . Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 31-47 49-74 İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi 31-48 49-75 İçimde derin bir rahatsız lık var hayatın tek düzeliğine ve sıkkınlığa kurban düşeceğime dair ilkel bir korku . Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_2009_tr 56-57 59-61 sınırlarda yürüyüp çilek peşinde koştuğum 49-75 49-75 Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 56-61 62-66 sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım 49-75 49-75 Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 50-74 76-77 bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi Yıllar geçti 49-75 76-110 Ve bu yüzden çocukluk dönemi hatıralarımın çoğu sınırlarda yürüyüp , çilek peşinde koştuğum ve farklı farklı insanlarla karşılaştığım yollarda sıradışı bir hayat sürdüğüm karma karışık hayallerdi . Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . 1<2 Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_2009_tr 76-77 79-109 Yıllar geçti ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu 76-110 76-110 Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier;Expansion.Conjunction Comparison.Concession talk_2009_tr 80-83 88-98 çocuk olarak hayalini kurduğum benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken 76-110 76-110 Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . 1<2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_2009_tr 88-95 96-98 benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken 76-110 76-110 Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 101-104 105-109 bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu 76-110 76-110 Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner Expansion.Manner talk_2009_tr 101-109 111-131 bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi 76-110 111-132 Yıllar geçti , ama çocuk olarak hayalini kurduğum birçok macera - - benim dünyam dışında ki dünyalar arasında seyahat ederken ve yoluma dokunurken - - bir belgesel fotorafçısı olarak işim aracıyla bunlar gerçek oldu . Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2009_tr 112-120 121-131 hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi 111-132 111-132 Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi . Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi . 1>2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_2009_tr 115-120 121-129 çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar 111-132 111-132 Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi . Ama hiçbir başka deneyim çocukluk rüyalarımı yaşayanlar arasında olmak kadar ve Birleşik Devlet boyunca gezgin arkadaşların arasında yasamak kadar gerçek hissettirmedi . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 152-160 163-175 Birçoğumuzun aklınızda , aylaklar - serseriler geçmişten gelen canavarlar Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor 152-161 162-176 Birçoğumuzun aklınızda , aylaklar - serseriler geçmişten gelen canavarlar . " Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2009_tr 162-175 177-205 " Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor 162-176 177-206 " Gezici rençper" kelimesi bacakları vagondan sarkan kömürle kaplı yıpranmış yaşlı bir adamı çağrıştırıyor . ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2009_tr 178-181 182-205 bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor 177-206 177-206 ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor . ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor . 1<2 Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2009_tr 178-205 207-220 bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar 177-206 207-221 ama bu fotoraflar renk li ve onlar ülke çapında fırıl fırıl dönen , oldukça canlı ve yaratıcı bir şekilde özgür , Amerikan'ın kimsenin görmediği taraflarını gören bir topluluğu tanımlıyor . Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 207-220 222-239 Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar 207-221 222-240 Onların öncelleri gibi , bugünün göçebeleri Birleşik Devletler'in çelik ve asfalt arterlerinde seyahat ediyorlar . Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2009_tr 222-223 225-239 Gün başlarken yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar 222-240 222-240 Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar . Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_2009_tr 225-230 231-239 yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar 222-240 222-240 Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar . Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 222-239 241-253 Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar 222-240 241-254 Gün başlarken , yük trenlerinden atılıyorlar baş parmaklarını kaldırıyorlar ve kamyonculardan futbolcu annelerine kim gelirse onlarla yolculuk ediyorlar . Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar . 1<2 Expansion.Conjunction;Temporal.Asynchronous.Precedence Temporal.Asynchronous talk_2009_tr 252 253 sokularak uyuyorlar 241-254 241-254 Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar . Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner Expansion.Manner talk_2009_tr 241-253 255-272 Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor 241-254 255-273 Akşam , yıldızların altında birlikte köpeklerine , kedilerine ve evcil farelerine sokularak uyuyorlar . Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2009_tr 255-272 274-298 Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar 255-273 274-299 Yolları tercih eden bazı gezginler maddeciliği , geleneksel işleri ve üniversite derecelerini bir maceranın zayıf ışığına tercih ediyor . Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2009_tr 286-287 288-289 evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar 274-299 274-299 Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar . Ama diğer toplumun alt kesimlerinden gelenlerin yukarlara doğru tırmanmaya şanşı yok : evlatlık olup bakıcılardan kaçanlar , kaçan ergenler , tacize uğrayanlar ve evinden atılalar . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 300-317 319-337 Diğerlerinin ekonomik başarısız lık ve yokluk gördüğü yerde , gezginler liberalizm ve özgürlük prizmasından kendi var oluşlarını görüyorlar boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar 300-318 319-338 Diğerlerinin ekonomik başarısız lık ve yokluk gördüğü yerde , gezginler liberalizm ve özgürlük prizmasından kendi var oluşlarını görüyorlar . boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2009_tr 319-327 328-337 boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar 319-338 319-338 boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar . boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar . 1>2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_2009_tr 335-336 337 çok çalışarak yaşıyorlar 319-338 319-338 boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar . boşa giden ve tüketici bir toplum olarak gördüklerinin aşırılılıklarındansa geleneksel Amerikan rüyasında gerçek dışı bir şansla çok çalışarak yaşıyorlar . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner Expansion.Manner talk_2009_tr 350-354 355-363 çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur 339-364 339-364 Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur . Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 339-363 365-390 Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar 339-364 365-390 Birleşik Devletler'de yiyeceklerin yüzde 40'nın sonunun çöpte bittiği gerçeğinden yola çıkarak çöplüklerin ve çöp tenekelerinin karıştırıp yiyecek toplamak için mükemmel bir üretim yeri olduğu dur . Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 365-366,377-390 367-375 Nesnel rahatlığı <*> hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için 365-390 365-390 Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar 1<2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2009_tr 365-375,389-390 377-388 Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için <*> feda ediyorlar hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için 365-390 365-390 Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar 1<2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2009_tr 365-390 391-403 Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak 365-390 391-404 Nesnel rahatlığı yer ve zaman karşılığında içsel bir yaratıcılığı keşfetmek için , hayal kurmak , okumak , müzik , sanat ve edebiyatta çalışmak için feda ediyorlar Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2009_tr 392-403 405-413 bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor 391-404 405-414 Ama bir çok açıdan bu hayat cennet gibi ses siz bir yaşantıdan uzak . Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_2009_tr 405-408 409-413 Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor 405-414 405-414 Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor . Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner;Temporal.Synchronous Expansion.Manner talk_2009_tr 405-413 415-442 Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor 405-414 415-443 Hiç kimse yollara düşerek kendi içinde ki şeytanından kurtulamıyor . Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2009_tr 422-424 425-426 yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor 415-443 415-443 Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor . Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 426 427-434 sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir 415-443 415-443 Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor . Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2009_tr 428-442 444-466 sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin 415-443 444-467 Bağımlılık gerçek , doğa şartları gerçek , yük trenleri öldürüyor ve sakatlıyor ve sokaklarda yaşayan her hangi biri bunu onaylayabilir yorucu yasalar listesi evsiz insanları suçlu hala getiriyor . Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ? 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_2009_tr 444-466 468-489 Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum 444-467 468-490 Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ? Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum . 1>2 Hypophora Hypophora talk_2009_tr 444-457 459-466 Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin 444-458 459-467 Burada kim Birleşik Devletler'de birçok şehirde yol kenarına battaniyeye sarılı oturmanın yaşadışı oldupunu biliyor . veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ? 1<2 Expansion.Disjunction Expansion.Disjunction talk_2009_tr 460-461 463-466 arabanızda uyumanın veya yabancılara yiyecek önermenin 459-467 459-467 veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ? veya arabanızda uyumanın , veya yabancılara yiyecek önermenin ? 1<2 Expansion.Disjunction Expansion.Disjunction talk_2009_tr 468-470 471-489 Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum 468-490 468-490 Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum . Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_2009_tr 478-484 485-487 şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına 468-490 468-490 Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum . Bu kanunları biliyorum çünkü bir kaç arkadaşın ve diğer gezginlerin şuç denen bu şeylerden dolayı hapishaneye götürüldüğünü veya uyarı aldığına şahit oldum . 1<2 Expansion.Disjunction Expansion.Disjunction talk_2009_tr 512-519 521-525 çöp kutularından yemek yiyerek , köprü altlarında uyuyarak sezonluk işlerde orada burada çalışşın 491-526 491-526 Bir çoğunuz şunu merak edebilir , neden birisi böyle bir hayatı tercih etsin ki , böyle eşit olmayan yasalar altında , çöp kutularından yemek yiyerek , köprü altlarında uyuyarak , sezonluk işlerde orada burada çalışşın . Bir çoğunuz şunu merak edebilir , neden birisi böyle bir hayatı tercih etsin ki , böyle eşit olmayan yasalar altında , çöp kutularından yemek yiyerek , köprü altlarında uyuyarak , sezonluk işlerde orada burada çalışşın . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner Expansion.Manner talk_2009_tr 527-536 538-550 Böyle bir soruya yollara düşen insanlar tarafından çeşitli cevaplar verilebilir ama göçebeler genellikle is tek bir kelime ile cevap verecekler dir : özgürlük 527-551 527-551 Böyle bir soruya yollara düşen insanlar tarafından çeşitli cevaplar verilebilir , ama göçebeler genellikle is tek bir kelime ile cevap verecekler dir : özgürlük . Böyle bir soruya yollara düşen insanlar tarafından çeşitli cevaplar verilebilir , ama göçebeler genellikle is tek bir kelime ile cevap verecekler dir : özgürlük . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2009_tr 552-562 564-567 Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar onlariyi yaşamak için çalışacaklar 552-587 552-587 Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2009_tr 564-566 567 onlariyi yaşamak için çalışacaklar 552-587 552-587 Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2009_tr 564-567 568-572 onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil 552-587 552-587 Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . 1<2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2009_tr 564-572 574-578 onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil daima bir anlamda kaçmak için 552-587 552-587 Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . Her insanın kendi işinin onurundan emin olduğu bir dünyada yaşayana kadar , onlariyi yaşamak için çalışacaklar sadece hayatta kalmak için değil , daima bir anlamda kaçmak için , özgürlük için ve tabii ki başkaldırı için . 1<2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2150_tr 1-4 5-20 Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir 1-21 1-21 Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . 1>2 Temporal.Synchronous Temporal.Synchronous talk_2150_tr 1-20 22-29 Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz 1-21 22-30 Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz . 1<2 Expansion.Disjunction Expansion.Disjunction talk_2150_tr 1-29 31,33-42 Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz Ancak <*> şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var 1-30 31-43 Şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşündüğümüzde yollar , sokaklar , caddeler , binalar ve şehirlerin oluşumuna yol açan yerleşim hikayeleri aklımıza gelir . Ya da bir kentsel tasarımcının cesur vizyonunu düşünebilirsiniz . Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2150_tr 36 37-38 düşünmenin ve yapmanın 31-43 31-43 Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var . Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 33-42 44-51 şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum 31-43 44-52 Ancak , şehirlerin haritalarını oluşturmayı düşünmenin ve yapmanın başka yolları da var . Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 44-51 53-57 Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum Bu bir coğrafi harita değil 44-52 53-58 Bugün size yeni bir tür harita göstermek istiyorum . Bu bir coğrafi harita değil . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2150_tr 53-57 59-72 Bu bir coğrafi harita değil Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita 53-58 59-73 Bu bir coğrafi harita değil . Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita . 1<2 Expansion.Substitution.Arg2-as-subst Expansion.Substitution talk_2150_tr 59-72 74-82 Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte 59-73 74-104 Bu benim memleketim Maryland , Baltimore’da ki insanlar arasında ki ilişkilere dair bir harita . Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 74-82 84-93 Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte 74-104 74-104 Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir . Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir . 1<2 Comparison.Contrast;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Comparison.Contrast talk_2150_tr 84-93 95-103 Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir 74-104 74-104 Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir . Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 95-103 105-119 her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım 74-104 105-120 Burada gördüğünüz her bir nokta bir kişiyi temsil etmekte , Her bir çizgi ise bu insanlar arasında ki ilişkiyi göstermekte , her bir renk ağ içinde ki topluluğu temsil etmektedir . Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 105-119 121-126 Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım TEDx de sağdan aşağıda yer almakta 105-120 121-127 Ben burada ki yeşil renk li , sağ aşağıda anti - sosyallerin yer aldığı alandayım . TEDx de sağdan aşağıda yer almakta . 1<2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_2150_tr 121-126 131-142 TEDx de sağdan aşağıda yer almakta Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta 121-127 128-153 TEDx de sağdan aşağıda yer almakta . ( Gülüşmeler ) Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler . 1<2 Expansion.Conjunction;Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 131-142 143-152 Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler 128-153 128-153 ( Gülüşmeler ) Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler . ( Gülüşmeler ) Ağın diğer tarafında başlıca Afro - Amerikalılar ve Latin toplumu yer almakta ve bunlar anti - sosyallerden kısmen daha farklı şeylerle ilgilenirler . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 154-157 158-170 Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz 154-171 154-171 Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz . Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2150_tr 154-170 172,174-181 Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz Çünkü <*> adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor 154-171 172-182 Bir fikir vermek için ağın yeşil renk li alanını , burada ikamet edenlerimiz için Küçüktimore olarak adlandırabiliriz . Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_2150_tr 174-180 181 adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor 172-182 172-182 Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor . Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor . 1>2 Comparison.Similarity Comparison.Similarity talk_2150_tr 174-181 183-187 adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor Tekrar tekrar aynı insanları görürüz 172-182 183-188 Çünkü , adeta çok küçük bir kasabada yaşıyormuşuz gibi gözüküyor . Tekrar tekrar aynı insanları görürüz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 183-187 189-198 Tekrar tekrar aynı insanları görürüz Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor 183-188 189-199 Tekrar tekrar aynı insanları görürüz . Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2150_tr 190-197 198 bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor 189-199 189-199 Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor . Fakat bu , şehri enine boyuna tüm derinliğine keşfetmemizden kaynaklanıyor . 1>2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_2150_tr 200-227 229-239 Ağın diğer ucunda Hip - hop müzik gibi şeylerden hoşlanan topluluğu görebilirsiniz . hatta onlar DC/ Maryland /Virgina bölgesinde , doğru tanımıyla Baltimore şehrinin üst tarafında yaşamakla özdeşleşirler Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur 200-228 229-240 Ağın diğer ucunda Hip - hop müzik gibi şeylerden hoşlanan topluluğu görebilirsiniz . hatta onlar DC/ Maryland /Virgina bölgesinde , doğru tanımıyla Baltimore şehrinin üst tarafında yaşamakla özdeşleşirler . Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2150_tr 229-239 241-253 Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur Baltimore Orioles ve Baltimore Ravens futbol takımları ve Olimpiyat sporcusu Micheal Plehps var 229-240 241-254 Fakat ortada iki toplumu birleştiren bir şey görürsünüz bu spor dur . Baltimore Orioles ve Baltimore Ravens futbol takımları ve Olimpiyat sporcusu Micheal Plehps var . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_2150_tr 299-314 296-297,315-337 medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir Bir tarafta <*> bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda 296-338 296-338 Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2150_tr 287-294 296-371 San Francisco’da biraz farklı olan bazı şeyleri görürsünüz Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda 287-295 296-372 San Francisco’da biraz farklı olan bazı şeyleri görürsünüz . Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 296-337 339-371 Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda 296-338 339-372 Bir tarafta , medya , politika ve haber lobisine sahipsiniz ki bunlar Baltimore ve diğer şehirlerde olma eğiliminde dir bir tarafta da çok baskın bir grup olan ve ağın üst yarsını oluşturan anti - sosyallar ve teknoloji meraklılarına da sahipsiniz aynı zamanda . Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 340-345 346-350 çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz 339-372 339-372 Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda . Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 340-371 373,375-406 çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda Ancak <*> görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz 339-372 373-407 Hatta çok fark lı ve belirgin olan ve tweeter çalışanı olarak tanımlayabileceğimiz bir grup var anti - sosyalların yanında , bilgisayar oyuncuları ile Anti - sosyallar arasında Hip - hop spektrumun öbür ucunda . Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2150_tr 377-380 381-389 San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği 373-407 373-407 Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz . Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 375-399 400-406 görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz 373-407 373-407 Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz . Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 375-406 408-420 görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz 373-407 408-421 Ancak , görüleceği gibi San Francisco’dan kulağımıza gelen ve insanların seçkinleştirme ve yeni teknoloji firmalarının şehre getirdiği yeni zenginlik ve yeni yerleşimlerden kaynaklanan gerginlik bir gerçek olup esasında bu durumun burada dökümante edildiğini görebilirsiniz . LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz . 1<2 Expansion.Instantiation Expansion.Instantiation talk_2150_tr 408-420 422,424-430 LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz Keza <*> sanat topluluğu , müzik topluluğu ile de 408-421 422-431 LGBT toplumunun anti - sosyal topluluk ile çok da iyi iyi geçinmediğini görebilirsiniz . Keza , sanat topluluğu , müzik topluluğu ile de . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 459-463 464-466 Bunu böyle bir haritaya bakarak anlamaya çalışacağınızı düşünüyorum 453-467 453-467 Fotoğraf San Francisco’da neler olduğunu gösteriyor Bunu böyle bir haritaya bakarak anlamaya çalışacağınızı düşünüyorum . Fotoğraf San Francisco’da neler olduğunu gösteriyor Bunu böyle bir haritaya bakarak anlamaya çalışacağınızı düşünüyorum . 1>2 Expansion.Manner.Arg2-as-manner Expansion.Manner talk_2150_tr 483-496 498-508 Bu şehir hakkında benim dikkatimi çeken noktalardan gerçekten her şeyin bir tür karışım olması Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir 475-497 498-509 Son birkaç haftayı Rio hakkında bilgi toplamakla geçirdim Bu şehir hakkında benim dikkatimi çeken noktalardan gerçekten her şeyin bir tür karışım olması . Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_2150_tr 510-523 525-536 Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır 510-524 525-537 Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var . TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 525-536 538,540-549 TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır Fakat <*> değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz 525-537 538-551 TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . 1<2 Comparison.Concession Comparison.Concession talk_2150_tr 525-536 540-550 TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca 525-537 538-551 TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 540-549 552-557 değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir 538-551 552-558 Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 552-557 559-585 Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var 552-558 559-586 Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir . Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 559-585 587-590 Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var Güzel , değil mi 559-586 587-591 Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var . Güzel , değil mi ? 1<2 Contingency.Cause+SpeechAct.Result+SpeechAct Contingency.Cause+SpeechAct talk_2150_tr 587-590 592-593,595-601 Güzel , değil mi Devam edersek <*> Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir 587-591 592-602 Güzel , değil mi ? Devam edersek , Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 498-601 603,605-616 Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir . Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var . TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir . Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var . Güzel , değil mi ? Devam edersek , Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir Böylece <*> spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz 498-602 603-627 Rio , Baltimore ve San Francisco’nun tersine tam bir heterojen şehir . Hala hükümetle , gazetelerle , politkayla , köşe yazarlarıyla ilintili bir grup insan var . TEDx Rio , sağ aşağıda , blogcuların ve yazarların tam yanında dır . Fakat , değişik müzik tarzlarıyla ilgilenen büyük miktarda insan çeşitliliğine de sahipsiniz ayrıca . Justin Bieber hayranları bile burada gösterilmektedir . Diğer müzik grupları , country şarkıcıları , dini müzik , funk , rap ve stand up komedi , Uyuşturucu ve espirileri içeren tüm bir bölge bile var . Güzel , değil mi ? Devam edersek , Flamengo futbol takımı da burada temsil edilmektedir . Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir . 1<2 Contingency.Cause+Belief.Result+Belief (Arg1-gives-evidence) Contingency.Cause+Belief talk_2150_tr 605-616 617-626 spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir 603-627 603-627 Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir . Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir . 1<2 Expansion.Exception.Arg2-as-excpt Expansion.Exception talk_2150_tr 618-626 628-640 o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir Sanırım bu , çok kültürlülüğü ve müzikal farklılığıyla Rio’yu anlama tarzımıza uygun düşer 603-627 628-641 Böylece , spor , müzik , sivil , sanat ve müziğin aynı dağılımına sahipsiniz Ancak o çok fark lı bir şekilde temsil temsil edilmektedir . Sanırım bu , çok kültürlülüğü ve müzikal farklılığıyla Rio’yu anlama tarzımıza uygun düşer . 1<2 Contingency.Cause+Belief.Result+Belief (Arg1-gives-evidence) Contingency.Cause+Belief talk_2150_tr 642-646 647-653 İşte bütün verilere sahibiz . Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi 642-646 647-654 İşte bütün verilere sahibiz . Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi . 1<2 Expansion.Equivalence Expansion.Equivalence talk_2150_tr 647-653 655-662 Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini 647-654 655-663 Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi . Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini . 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 655-667 669-820 Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini . Peki bununla ne yapabiliriz Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur . Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir . Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada . Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz 655-668 669-821 Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini . Peki bununla ne yapabiliriz ? Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur . Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir . Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada . Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . 1>2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail;Hypophora Hypophora talk_2150_tr 643-662 664-667 bütün verilere sahibiz . Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi . Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini Peki bununla ne yapabiliriz 642-663 664-668 İşte bütün verilere sahibiz . Şehirler hakkında inanılmaz zenginlikte bilgiye sahibiz şimdi . Belki de şimdiye kadar sahip olduklarımızdan en zengini . Peki bununla ne yapabiliriz ? 1<2 Expansion.Level-of-detail.Arg2-as-detail Expansion.Level-of-detail talk_2150_tr 682-684 685 bizim yapmayı veya yapmamayı 681-691 681-691 Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . 1>2 Expansion.Disjunction Expansion.Disjunction talk_2150_tr 681-690 692-725 Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir 681-691 692-726 Bu bizim yapmayı veya yapmamayı tercih ettiğimiz bir şey dir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 693-694 696-725 eğer düşünürseniz bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir 692-726 692-726 Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 703-707 708-716 şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak 692-726 692-726 Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 709-716 718-725 adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir 692-726 692-726 Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 693-725 727-734 eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir 692-726 727-735 Ve eğer düşünürseniz , bizim bu verilerle yapmayı düşündüğümüz şey , şehrin üzerine uzay teleskopu tutmak ve adeta büyük bir lisenin kafeteryası gibi ymiş bakmak , herkesin bir oturma şemasına kendisini nasıl yerleştirdiğini görmektir . Belki de zaman oturma şemasını biraz sallamaya gelmiştir . 1<2 Comparison.Concession.Arg2-as-denier Comparison.Concession talk_2150_tr 669-679 736-751 Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur 669-680 736-752 Sanırım anlamaya çalışacağımız ilk şey ayrımcılığın sosyal bir yapı olduğu dur . Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 736-751 753-762 Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada 736-752 753-763 Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . Farklı ırklardan insanların tüm harita üzerinde temsil edilmesini sağladık burada . 1<2 Contingency.Cause.Reason Contingency.Cause talk_2150_tr 764-772 774-793 Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor 764-773 774-794 Sadece ırka bakmak farklılıkları geliştirmemize gerçekte bir katkı sağlamaz . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . 1<2 Contingency.Cause.Result Contingency.Cause talk_2150_tr 776-781 782-786 farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak 774-794 774-794 Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2150_tr 774-786 787-793 Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor 774-794 774-794 Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . Eğer , farklılıkları bazı zor problemlerimizi çözmek için bir yöntem olarak kullanmayı deniyorsak farklıklara yeni bir tarzda bakmaya başlamamız gerekiyor . 1>2 Contingency.Condition.Arg2 as condition Contingency.Condition talk_2150_tr 736-751 795-820 Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz 736-752 795-821 Farkına varmaya başladığımız diğer bir şey ise ırkın gerçekten farklıklar için zayıf bir etken olduğu dur . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 797-807 808-820 şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz 795-821 795-821 Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . 1>2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 810-814 815-820 eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz 795-821 795-821 Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2 as condition Contingency.Condition talk_2150_tr 815-817 818-820 bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz 795-821 795-821 Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . Son olarak şehirlerimizi yeni bir şekilde şekillendirmeye başlayacak icatları yaratacak kabiliyete sahibiz ve inanıyorum ki eğer biz bu kabiliyete sahipsek bunu yapmak için bazı sorumlulukları üstlenebiliriz . 1>2 Contingency.Purpose.Arg2-as-goal Contingency.Purpose talk_2150_tr 824-826 828-839 şehir ne dir Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir 822-827 828-840 Peki , şehir ne dir ? Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir . 1>2 Hypophora Hypophora talk_2150_tr 828-839 841-853 Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir Fakat inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür 828-840 841-854 Sanırım , bazıları coğrafı bölge ya da sokak ve bina topluluğu diyebilir . Fakat inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür . 1<2 Comparison.Contrast Comparison.Contrast talk_2150_tr 842-853 855-870 inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz 841-854 855-871 Fakat inanıyorum ki bir şehir orada yaşayan insanlar arasında ki ilişkiler bütünü dür . İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz . 1<2 Expansion.Conjunction Expansion.Conjunction talk_2150_tr 857-863 864-870 bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz 855-871 855-871 İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz . İnanıyorum ki bu ilişkileri gerçekçi bir şekilde belgelemeye başlayabilirsek sahip olmayı isteyeceğimiz tarzda şehirler yaratmayı deneyebiliriz . 1>2 Contingency.Condition.Arg2 as condition Contingency.Condition