Narin Korkmaz'ın babası: 'Benim çocuğumu asın'. İzmir'deki 38'i muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya, suç örgütü ele başı olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan iş adamı Bilgin Özkaynak'ın da aralarında ... İzmir'deki 38'i muvazzaf asker, 59'u tutuklu 357 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) 10. maddesiyle görevli İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya, suç örgütü ele başı olduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan iş adamı Bilgin Özkaynak'ın da aralarında bulunduğu 19 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve az sayıda avukat katıldı. "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "kişisel verilerin kaydedilmesi", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ile 9 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Narin Korkmaz'ın babası Atilla Korkmaz duruşmada ifade verdi. Kızının üniversiteyi kazanınca Denizli'ye gittiğini, 2012 yılında bir akşam evlerine polislerin gelerek arama yaptıklarını belirten Atilla Korkmaz, polislerin üst kata diğer kızı Sümeyra'nın kaldığı evin mutfağında bir takım dijital materyaller ve harici bellek bulduklarını söylediklerini, bunu tutanağa geçirdiklerini anlattı. Evde kısa süre önce temizlik yaptırdıklarını ve dijital materyallere rastlamadıklarını, fakat Narin Korkmaz'ın arkadaşlarının sıkça eve gelip gittiğini, bu kişiler tarafından da konulmuş olabileceğini öne süren Atilla Korkmaz, "Benim çocuğum gerçekten suçluysa, benim çocuğuma beygir suçlularına verilen cezayı vermeyin, benim çocuğumu asın. Ölüsü olan bir gün alır, delisi olan her gün alır" diye konuştu. Söz alan sanık Narin Korkmaz, kardeşinin kaldığı evi daha önceden kendisinin kullandığını, Denizli'ye gittiği zaman eşyalarını bir odaya depoladığını belirterek, materyallerin odasında değil mutfakta bir dolapta bulunduğuna dair tutanak tutulduğuna dikkati çekti. Narin Korkmaz'ın kardeşi Sümeyra Korkmaz ise dijital materyallerin eve polis tarafından konulduğunu düşündüğünü söyledi. - "Polisler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" Söz alan tutuklu sanıklardan Aslıhan Bağlılık, evinde her hangi bir suç unsuru bulunmamasına rağmen açılan davada hakkında 5 yıl hapis cezası istendiğini belirterek, "Bazı materyallerin polisler tarafından konulduğu söyleniyor. Eğer o polisler koyduysa, onlar da sorgulanmalı, gerekiyorsa tutuklanmalı. Paralel devlet deniyor. Neden bu işaret edilenler, suç duyurusu olarak kabul edilmiyor ve biz hala cezaevinde yatıyoruz? Kendimi kolezyumda aslanların önüne atılmış gibi hissediyorum. Polisler hakkında suç duyurusunda bulunuyorum. Ama onlar piramidin altı, piramidin üstündekilerden de şikayetçiyim" diye konuştu. Tutuksuz sanıklarından Deniz Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Tuğamiral Gündüz Alp Demirus, sanık Engin Karatekin'e denizaltılarla ilgili belge verdiği iddialarının asılsız olduğunu, bu iddiaların akıl ve mantıkla bağdaştırılamayacağını söyledi. İddianamede kendisiyle ilgili HTS kayıtlarının bulunduğunu ifade eden Demirus, kayıtlarında konuştuğu kişilerden birinin 36 yıllık arkadaşı, diğerinin de silah ve kader arkadaşı olduğunu belirterek, "Hakkımdaki iddiaları ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması şiddetle reddediyorum" dedi. Jandarma Muhabere Kıdemli Albay Ali Murat İlhan, savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini, belgelerin düzenlendiği tarihlerde Bosna Hersek'teki NATO Karargahı'nda görevli olduğunu anlatarak, beraatini talep etti. Mahkeme Başkanı Atilla Rahman, duruşmaya yarın devam etmek üzere ara verdi. Öte yandan, bazı tutuklu asker sanıkların talebi üzerine, yarınki duruşmaya CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın da katılacağı öğrenildi. -Dava TMK 10. maddesiyle görevli savcı Zafer Kılınç'ın "askeri gizli bilgi ve belgeleri" ele geçirme, bulundurma" suçlamasıyla 49'u muvazzaf asker, 79'u tutuklu 357 sanık hakkında hazırladığı iddianamede sanıklar hakkında 2 ile müebbet hapis arasında değişen cezalar istenmişti. İddianamede adı geçen 831 mağdurdan arasında devlet memuru, asker ve MİT mensuplarının da bulunduğu çok sayıda kişinin suç örgütü tarafından fişlendiği iddia edilmişti. Çete lideri olduğu iddiasıyla suçlanan marina işletmecisi Bilgin Özkaynak ile Narin Korkmaz hakkında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kişisel verilerin kaydedilmesi, devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek" suçlarından müebbet ve 9'ar yıl, sanıklar arasındaki Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral Veysel Kösele hakkında ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, yasaklanan bilgileri temin etmek" suçlamasıyla 2 ila 6 yıl hapis cezası talep edilmişti. İzmir 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2013 yılı nisan ayında görülmeye başlanan davada bugüne kadar tutuklu 20 kişi tahliye edilmişti. |