Geciken CHP ve Selami Öztürk. Siyasi kargaşa yüzünden ekonomiyi unutur gibi olduk... Oysa durum hiç de iç açıcı değil... Dolar, aldı başını gidiyor, tutabilirsen tut! Kurlardaki hızlı yükseliş, yakında patlak verecek ağır zamların habercisi... Vatandaş adına endişe içindeyim ama bereket versin ki, 30 Mart'ta Belediye ... Siyasi kargaşa yüzünden ekonomiyi unutur gibi olduk... Oysa durum hiç de iç açıcı değil... Dolar, aldı başını gidiyor, tutabilirsen tut! Kurlardaki hızlı yükseliş, yakında patlak verecek ağır zamların habercisi... Vatandaş adına endişe içindeyim ama bereket versin ki, 30 Mart'ta Belediye Seçimleri var... Zamlar, büyük bir ihtimalle seçimleri bekleyecek ama her an zıpkın gibi böğrümüze saplanabilir! * * * Bir ülkenin refahı, ekonominin üç ayağına bağlıdır: 1) Mal ve üretimdeki reel artış. 2) İşsizliğin azalması. 3) Gelir dağılımında adaletin sağlanması. İstikrarlı ve hızlı büyümede (mal ve hizmet üretiminde) maalesef kalıcı bir büyüme sağlanamadı! İşsizlik azalacağı yerde arttı. Son 10 yılın işsizlik ortalaması yüzde 10,7 olarak açıklandı ama gerçek işsizlik bunun neredeyse iki katı oldu. Gelir dağılımında iyileşme olmadı, zenginle fakir arasındaki "gelir uçurumu" büyüdü, fukaralık arttı! * * * Türkiye İstatistik Kurumu'nun rakamlarına göre: Ülkemizde nüfusun yüzde 16'sı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yani sürünüyor! Nüfusumuzun yüzde 26'sı çok ağır borç yükü altında yaşıyor! Yüzde 60'a yakın insanımızın da taksitli ödemeleri ve borçları var. ...Ve iktidar mensupları hâlâ masal anlatıyorlar! Geciken CHP ve Selami Öztürk Ben şu CHP'ye şaşırıyorum! AKP'nin ülkedeki her kurumu berbat ettiği bir dönemde CHP'nin, "Halkın umudu" haline gelmesi gerekirken, bu fırsatı bir türlü değerlendiremiyor... Ağır işleyen, ara sıra tekleyen, karar vermekte zorlanan bir yapıya sahip! Meselâ: Yerel seçimlere 62 gün gün kaldı... CHP "İlçe Belediye Başkan adaylarını" belirlemede hâlâ bir karara varmadı. Kim aday olursa olsun, bu kadar kısa sürede nasıl propaganda yapacak? Kendini seçmene nasıl anlatacak? Yani seçmenin eli mi mahkûm? CHP kimi aday gösterirse ona oy vermek zorunda mı? Belediye seçimlerinde adayların kimliği, kişiliği, oy potansiyeli, partinin gücü kadar önemli değil mi? CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na sesleniyorum: "Zaman iyice daraldı Kemal Bey... AKP'yi bu yerel seçimlerde yenemezseniz, genel seçimlerde hiç yenemezsiniz! Elinizi çabuk tutun!" * * * Ankara'dan bir haber geldi kulağıma... Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk, başarılı olmasına rağmen, bu defa aday gösterilmeyecekmiş! Bu, dedikodu olabilir. Ancak gerçekse ve Selami Öztürk'ün yerine başka bir aday düşünülüyorsa, durum oldukça vahim sayılır. Demek ki, CHP yönetimi Kadıköy seçimini "Çantada keklik" gibi görüyor, kimi aday gösterse, "banko kazanır" diye düşünüyor! Oysa kazın ayağı öyle değil... Kadıköy halkı enayi yerine konulmamalı! İnsanlarının en akıllı, en kaliteli olduğu bölgelerinden biridir Kadıköy... Kadıköylüler, Selami Öztürk'ü severler. İlçeye büyük hizmetleri olmuştur. Yapılan anketlerde de, açık farkla öndedir. CHP yönetimi, dilerim bir yanlışlık yapmaz! Korku içindeki toplum! Korkudan bunalan ödlek toplumlara şöyle bir Hint masalı anlatılır: Kedi korkusundan endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün biri fareye acır ve onu bir kediye döndürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde, bu kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu dev bir kaplana döndürür! Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın, farenin korkusunu yenmeye imkân yok. Onu eski haline döndürür ve der ki: "Sen korkak yaratığın birisin. Cesaretin yok. Sende sadece bir farenin yüreği var! O yüzden sana yardım edemem. Başının çaresine bak!" Kıssadan hisse! Tebessüm Siyasetçi kuduz olursa... Hemen her gün eleştirilen ve aleyhinde sütunlar dolusu yazılar çıkan ünlü bir politikacıya sordular: "Kuduza yakalanacak olursanız ne yaparsınız?" Politikacı: "Önce bir kâğıt isterim!" dedi. Merak ettiler: "Vasiyetinizi yazmak için mi?" "Hayır! Isıracağım gazetecilerin listesini yapmak için!" Günün Sözü Ayakta ölmek, diz çökerek yaşamaktan daha iyidir! |