text
stringlengths
4
7.85k
CHP kongresinde teröristlere selam verilsin, bizim de selamımız Türk ve İslam yurtlarına gitsin.
Onlar hainleri selamlasın, biz Türk Devri’ni gururla, onurla, heyecanla, bahtiyarlıkla ve ayakta hep birlikte selamlayalım.
Türk Devri’nin mimarları Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere, Özbekistan Cumhurbaşkanına, Kazakistan Cumhurbaşkanına, Azerbaycan Cumhurbaşkanına, Kırgızistan Cumhurbaşkanına, gözlemci ülkeler olan Türkmenistan Cumhurbaşkanı ile Macaristan Başbakanına en derin şükran hislerimle teşekkür ediyorum.
Kıbrıs Türk Devleti’nin önümüzdeki Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde gözlemci üye statüsüyle yer alacağına inanıyor, 3 Kasım Astana Zirvesi’nin Türk milletine ve Türk devletlerine hayırlı olmasını Allah’tan diliyorum.
Değerli Milletvekilleri,
Önümüzdeki Cuma günü, yani 10 Kasım’da, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 85’inci yıldönümünü anacağız.
Ölüm raporunu imzalayan dokuz tıp profesörünün aynen dediği şuydu:“10 Kasım 1938 Perşembe sabahı, saat dokuzu beş geçe, muazzez ve büyük hasta terk-i hayat eylemiştir.”
Aziz Atatürk fani bir insandır, ömrü hem sayılı hem de sınırlıdır.
Fakat geride bıraktığı muhteşem eserleri, muazzam emanetleri, müstesna hizmetleri, muhterem mücadeleleri maşeri vicdanda, milli hafızada ebediyen varlık hükmünü koruyacaktır.
"Bir arada ve bağımsız olarak yaşama azim ve iradesi kırılmadıkça bir milletin asla yok edilemeyeceğini”herkese ispat ederek mazlum milletlerin istiklal mücadelelerine örnek olan Atatürk’ü yüzyılın dehası yapan özelliklerinin başında,"kuvvetli öngörüsü”gelmektedir.
Atatürk, Türk milletinin varlığına kast eden her türlü sinsi tertibin farkına vararak onları deşifre etmiş, milleti uyandırmış, Türk milletinin yolunu aydınlatmıştır.
Her alanda bağımsız olmayı esas alan, milli menfaatlerden taviz vermeyen, baskıya, dayatmaya, esarete karşı geri adım atmayan bir politika izlemiş, tüm dünyanın Türkiye’ye gıptayla bakmasına neden olmuştur.
O, Türk milletinin tarihi ve milli ortak değeridir.
Atatürk’ün kurtuluş mücadelesini verdiği zorlu dönemde yaşananlar her Türk vatandaşının çok iyi öğrenmesi ve ibret alması gereken bir dönemdir.
Çünkü Büyük Atatürk’ün de dediği gibi, Türk milletinin;"Şahsi menfaatlerini düşmanların siyasi emelleriyle birleştirebilecek gafillerin ihanetleriyle”her zaman karşılaşması mümkündür.
Atatürk; bir yandan Türk milletinin kendine olan güvenini, var olma kararlılığını güçlendirirken; diğer yandan da milletin arasına nifak sokan art niyetlilerle mücadeleye öncelik vermiştir.
Bu nedenle;"Türk milletiningurur duyduğu, feyiz aldığı değerleri yıpratarakgüven duygusunu yok etmek isteyenlerin”hedeflerinden biri de Atatürk olmuştur.
Selanik’teki pembe boyalı evin ikinci katındaki ocaklı odada doğan, 57 yıllık bir hayata devasa bir tarihi sığdırıp İstanbul Dolmabahçe’de rahmeti rahmana kavuşan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Türk nesilleri her daim saygıyla hatırlayacaktır.
10 Kasım esasen bir matem günü değil, Aziz Atatürk’ü idrak vesilesi, düşüncelerini ifade vetiresi, eserlerini muhasebe veçhesi, Cumhuriyet’i öncesi ve sonrasıyla kavrama vefasıdır.
Bizatihi dile getirdiği şu sözleri bizim için paha biçilemez değerdedir:
“Benim hayatta yegâne fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir.”
Türklüğün medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyetinin, bundan sonraki inkişafı ile istikbalin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacağından şüphe duymuyordu.
Devamında aynen dediği şuydu: “Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, dileğim şudur: Beni hatırlayınız.”
Elbette her zaman hatırlayacağız, her ortamda da hatırlatacağız.
Milli Mücadele’nin Lideri, Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85’inci yıl dönümünde saygıyla, minnetle, rahmetle anıyorum.
Türk milleti hiçbir güce eğilmeyecek, vatan evlatlarının özündeki cevheri ortaya çıkartarak şer odaklarının heveslerini kursaklarında bırakacaktır.
Bu vesileyle Kurtuluş Savaşı’nın isimli isimsiz nice kahramanına, şehitlerimize, elleri öpülesi ceddimize de Allah’tan rahmetler niyaz ediyor, aziz hatıraları önünde tazimle eğiliyorum.
Sözlerime son verirken siz değerli milletvekili arkadaşlarımı ve muhterem misafirleri bir kez daha saygıyla selamlıyor, başarılarla dolu bir hafta geçirmenizi diliyorum.
Sağ olun, var olun, Cenab-ı Allah’a emanet olun diyorum.