output
stringlengths
62
421
instruction
stringlengths
497
47.6k
input
stringclasses
1 value
Aykut Kocaman, Lyon takımının Miroslav Stoch için önerdiği 7 milyon Euro’yu 'Stoch bana lazım' diyerek geri çevirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Özellikle Stoch’un son haftalardaki müthiş performansından etkilenen Lyonlu yöneticiler, Fenerbahçe’ye 7 milyon Euro (17 milyon TL)bonservis bedeli önerdi. Ancak teknik direktör Aykut Kocaman bir kez daha buna karşı çıkarak, “Stoch en önemli silahlarımdan biri. İkinci yarıda ona ihtiyacımız olacak. Bir yere gidemez” dedi. ‘OYNAMAK BENİ MUTLU EDİYOR’ Aykut Kocaman’ın her fırsatta övgüyle bahsettiği Miroslav Stoch da bu durumdan çok memnun. Sport.sk sitesine konuşan Slovak yıldız, “Yeniden düzenli oynamak beni mutlu ediyor. Hocam bana şans verdi. Bunu iyi kullanmam gerektiğini biliyordum. Sahada olmak mutluluk verici. Gerçekten çok mutluyum. Bu yıl Şampiyonlar Ligi haksız bir şekilde elimizden alındı. Eğer katılsaydık bu ülkeyi başarıyla temsil edebilirdik. Çok iyi bir kadromuz vardı” dedi. Ayrıca ligin geç başlamasından dolayı yılbaşı tatilinin de kısa olmasının evde az vakit geçirmesine sebep olacağı için üzücü olduğunu söyleyerek sözlerini tamamladı. Slovak devrimi Slovak portalı hnonline’nın yaptığı “Avrupa’daki en pahalı 10 Slovak oyuncu” araştırmasına Türkiye damga vurdu. Listede Türkiye’den tam 4 futbolcu yer alırken Slovak basını Türk futboluna övgüler yağdırdı. Türk futbolunun müthiş bir yayın ihalesi yaptığını ve kulüplerin kasalarını parayla doldurduğunu ifade eden haberde, kulüplerin sponsor bulmada da sıkıntı yaşamadığını belirtildi. Türkiye liginin Avrupa’nın üst düzey ligleri arasında olduğunun altını çizen spor sitesi ayrıca futbolcuların vergilerinin kulüp tarafından ödendiğini ve bu ülkenin vergi cenneti olduğunu ifade etti. Listede Miroslav Stoch, Filip Holosko, Stanislav Sestak ve Robert Vittek yer alırken bu oyuncuların genel itibariyle başarılı bir performans sergiledikleri belirtildi.
Gezinin bütünü çok enteresandı. Ama size asıl, Cumhurbaşkanı Gül’ün Kraliçe’nin onuruna düzenlediği konseri anlatmak istiyorum.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Danimarka seyahatine katıldım. Yediklerim, içtiklerim benim olsun gördüklerimi size anlatayım. Ama önce diğer detaylara kısaca değineyim. İlginç bir gezi oldu. Pazartesi öğleden sonra 3 civarında Danimarka’ya vardık. Kopenhag'a yaklaştığımızda bizi F 16’lar karşıladı. Kraliçe, Cumhurbaşkanı Gül’ü krallar gibi karşılıyordu. Uçağımızın pilotu F16’ların bize eşlik ettiğini anons edince herkes pencerelere yöneldi. İnsan hakikaten de bu tür seremonilerden etkileniyor. Sıçak bir karşılamaydı. Sadece diplomatik nezaketi kast etmiyorum. Güler yüz, gösterdikleri yakınlık, içtenlik… Hemen fark ediliyordu. Akşam Kraliçe ll. Margrethe’nin Cumhurbaşkanı Gül’ün onuruna vereceği yemek vardı. Katılım için frak zorunluydu. Ya frak giymeyip o yemeğe katılmayacaktım ya da bu komikliği göze alıp orada gözlem yapacaktım. İkincisini tercih ettim. Yemeğe Türk gazetecilerden 3 kişi katıldık. Ben, Süleyman Gündüz ve Gülay Göktürk. Ömrümde ilk defa frak giydim. Kraliyet ailesiyle görüşmeye hazırdım. Erkeklerin frak, kadınların boydan siyah elbise giydiği bir ortamın ilginç bir şekilde resmiyetten uzak bir havası vardı. Görseydiniz yemeğe katılan -işadamları çoğunluktaydı- bütün Türkler kraliçenin sarayını bir anda nasıl kahvehaneye çevirdik. Sigara serbest, Sohbet koyuydu. Bir de hepimizin kraliyet aile bireyleriyle fotoğraf çektirme yarışı… Görülmeye değer manzaraydı. Yemekte en çok dikkatimi çeken kraliyet ailesinin sadeliği ve konuklarına gösterdikleri resmiyetten uzak yakınlık. Ama en önemlisi Danimarka başbakanının tevazusu. Ne bir protokol uygulaması, ne bir koruma ne de bir eskort… Tek başına geldiği yemekten yine bindiği bir araçla tek başına ayrıldı. Hani şu Nelson Mandela’nın cenaze merasiminde Barak Obama ile Michelle Obama’nın arasına oturan hanımefendi var ya o. Neyse ertesi akşam Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kraliçe’nin onuruna düzenleyeceği konser var. Fatih Erkoç’u görünce itiraf etmeliyim ki “daha iyi bir seçim yapılabilirdi” diye düşündüm. Fakat, Fatih Erkoç, olağanüstü bir performans sergiledi. Muhteşem bir konserdi. Çok iyi hazırlanmıştı. Repertuar da çok isabetliydi. Erkoç ilk önce kendisine ait ‘anı ‘ isimli şarkıyı söyledi. Ardından Münir Nurettin Selçuk’un Kalamış adlı o muhteşem eseri geldi. Hemen ardından Sadi Işılay’ın bestelediği Sultaniyegah Sirto. Salon adeta büyüleniş vaziyette Fatih Erkoç’u dinliyordu. Bir taraftan şarkılara eşlik ederken diğer taraftan da kraliyet ailesinin, yüzleri hayranlıkla aydınlanmış üyelerini izliyordum. Derken, Yunus Emre’nin Bana Seni Gerek Seni ilahisi söylendi. Bir süre sonra Danimarkalı müzisyen Albinoni’nin Adagio’su çalınınca salonda büyük bir heyecan dalgası oluştu. Bir ara baktım kral, kraliçe, prens ve prensesler Fatih Erkoç’a eşlik ediyor. Ve ardından, gönül telimizi titreten Aşık Veysel’in Uzun İnce Bir Yoldayım türküsü söylendi. Konserin sonuna gelmiştik. Fakat kimse bitmesini istemiyordu. Özellikle konuklar bir tane daha isteriz diye tempo tutunca Fatih Erkoç Dönülmez Akşamın Ufkundayız ile konseri tamamladı. Önce, konseri dervişane bir ruh haliyle izleyen Hürriyet yayın yönetmeni Enis Berberoğlu’na sordum: Nasıldı? Enis Berberoğlu: “Tek kelimeyle muhteşemdi” dedi. Sonra solumda oturan Ahmet Taşgetiren’ e döndüm : “Nasıldı konser Ahmet bey ?” O da çok beğenmişti. Sonra kokteyle geçtik. Prenses Marie’nin yanına gittim: "Bu geceyi okurlarıma anlatmak istiyorum sizinle bir fotoğraf çekilebilir miyiz, yazıda kullanmayı düşünüyorum da" dedim. Prenses önce sağına soluna bakındı ve alçak sesle "Acele et kocam görmesin yoksa kıskanıyor" diyerek hızlıca yanıma dikildi. Konseri nasıl buduğunu sordum. Çok beğenmişti: “Muhteşem, unutamayacağım bir gece oldu” dedi. “Demek herkesi mutlu edecek değerlerimiz var. Önemli olan, bunları paylaşıma açmakmış” dedim içimden Bütün bunları diplomasinin, nezaketin, sıcak ve içten diyalogun yaydığı havanın ne derece tesirli olduğuna dikkatinizi çekmek için anlattım. Burada diplomasinin üst düzey ilişkilere etkisini görünce Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda Brüksel ve Almanya’da yaptığı bol tekbirli mitinglerin büyük bir hata olduğuna bir kez daha inandım. Twitter.com/acikcenk
İstanbul Avcılar’da bir barda sahne alan Kürt şarkıcı Selim Serhed'in sahnede bıçaklanarak öldüğü açıklanadı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kürt şarkıcının ölüm haberini meslektaşı Onur Akay Twitter adresinden duyurdu. Akay, ‘Genç şarkıcı arkadaşımız Selim Serhed bıçaklı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Daha kötüsü, Kürtçe şarkı söylediği için sahnede bıçaklandığını duydum. Oysa Selim Serhed, barış şarkıları söylerdi! Allah ailesine ve çocuklarına sabır versin’ dedi. İstanbul Avcılar’da bir barda sahne alan ve 3 çocuk babası olan Brina Barış isimli şarkısı ve yaptığı albümlerle tanınıyordu.
Bank Asya 1.Lig takımlarından Boluspor'da iki günlük iznin ardından Adanaspor maçı hazırlıkları yarın başlayacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ligin ilk haftasını 2-1'lik Giresunspor mağlubiyetiyle kapatan kırmızı beyazlı takımda futbolculara verilen iki günlük izin yarın bitiyor. Ankaraspor'un küme düşürülmesinden sonra ikinci haftayı bay geçirecek olan Boluspor'da bir sonraki haftaya da milli maçlar nedeniyle ara verilecek olması büyük fırsat oldu. İki haftalık arada Ramazan Bayramı'nın 3'üncü gününde deplasmanda oynanacak olan Adanaspor maçına hazırlanacak olan kırmızı-beyazlı takım, yarın kulüp binasında toplanacak. Teknik Direktör Levent Eriş, zorlu Adanaspor karşılaşmasında da puan kaybetmemek için oyuncularına mutlak galibiyet parolasını aşılayacak. Boluspor'da kolu kırılan kaleci Ferhat Odabaş, omzundaki sakatlığı devam eden Emrah Kol'un yanı sıra sakatlığı nedeniyle Giresun deplasmanında forma giyemeyen savunma oyuncusu Cemil Vatansever'in Adanaspor karşılaşmasına yetiştirilmesi bekleniyor.
Ünlü Yapımcı Şahin Özer, üniversite öğrencisi sanarak yardım etmek için aracına aldığı bir kadın tarafından gasp edildi.<br/>Alınan bilgiye ...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ünlü Yapımcı Şahin Özer, üniversite öğrencisi sanarak yardım etmek için aracına aldığı bir kadın tarafından gasp edildi. Alınan bilgiye göre, Özer Zekeriyaköy’deki evine giderken Bahçeköy’de otostop çeken genç bir kızı üniversite öğrencisi sanarak yardım etmek için aracına aldı. İddiaya göre, yolda ilerlerken bıçak çeken genç kız, ünlü yapımcıyı gasp etti. Olaydan sonra polise başvuran Özer, genç kız hakkında şikayetçi oldu. Başından geçenleri anlatan Şahin Özer, “Zekeriyaköy, Bahçeköy ve Denizciköy’de oturan insanlar olarak Bahçeköy’de otostop yapan Orman Fakültesi öğrencilerini aracımıza alırız ve onları Maslak’a ya da metroya kadar götürürüz. Akşamları da Maslak’tan alır, Bahçeköy’deki yurtlarına bırakırız. Buradaki tüm insanlar aynı şeyi yapar. Ben de otostop çeken birini aracıma aldım. O öğrencilerden biri sandım ama değilmiş. Elindeki bıçak mı, tornavida mı tam göremedim ama beni gasp etti. Üzerimde 3 bin TL’ye yakın nakit vardı. Bir de ertesi gün bankaya verilecek olan 100’er bin TL’lik 5 tane çek. Olaydan sonra polisi aradım. Sarıyer Asayiş Büro Amirliği memurları yanıma geldiler ve çok ilgilendiler. Savcılığa da gittim. Gerekli işlemler yapıldı. Soruşturma sürüyor" dedi. “10 senedir ilk defa böyle bir şey yaşıyorum” diyen Özer vatandaşlara dikkatli olmaları uyarısında bulundu. Özer, tüm bunlara rağmen aracına öğrencileri almaya devam edeceğini de belirterek, “Çünkü ben gençliğimde otostop yaptığımda beni almayanlara çok kızıyordum” diye konuştu. (İHA)
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, eski Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı'dan 15 bin liralık tazminat kazandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Bakan Kılıç'ın AK Parti Grup Başkanvekili olarak 10 Kasım 2009 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) kürsüdeki konuşması sırasında Bölükbaşı'nın "Laflarına dikkat et, haysiyetsiz, utanmıyor musun?" ifadelerine karşılık Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tazminat davası açıldığı kaydedildi. Mahkemenin, Bölükbaşı'nın Bakan Kılıç'a 15 bin liralık tazminat ödemesine hükmettiği belirtildi. Kararın, Bölükbaşı'nın itirazının ardından Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından da onandığı bildirildi.
TOKİ 29 ilde yer alan 159 işyeri ve 2 konutu satışa çıkarıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TOKİ 29 ilde yer alan 159 işyeri ve 2 konutu satışa çıkarıyor. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), İstanbul, Ankara, Bursa, Gaziantep, Samsun, Malatya ve Kayseri gibi büyükşehirlerin de aralarında bulunduğu 29 ilde yer alan 159 işyeri ve 2 konutu satışa çıkarıyor. Yatırımcılar açık artırma yöntemiyle satışı gerçekleştirilecek taşınmazlara, 240 ay vade gibi cazip taksitlerle sahip olabilecek. TOKİ, 29 şehirde envanterinde bulunan 159 işyeri ve 2 konutu, 5 Eylül 2013'de satışa çıkarıyor. Açık artırma yöntemiyle satışı gerçekleştirilecek taşınmazlardan, yatırımcılar özel koşullarda işyeri sahibi olabilecek. TOKİ'nin yüzde 10 peşin 240 ay vade ile satışını gerçekleştireceği işyerleri; Trabzon Bahçecik 2. etap, Trabzon Zağnos Vadisi, Gaziantep Islahiye, Malatya Beydağı, Edirne İpsala, Konya Beyşehir, Kayseri Yahyalı, Giresun Alucra, Balıkesir Merkez Ayşebacı 2. bölge, Bursa Nilüfer Kayapa, Osmaniye Merkez Yaveriye, Tokat Dedeli, Kahramanmaraş Afşin, Kahramanmaraş Türkoğlu, Yozgat Boğazlıyan, Yozgat Eskipazar, Çorum Celilkırı ve Denizli Babadağ'da bulunuyor. BAHÇEŞEHİR'DE 7 İŞYERİ İdare, İstanbul'un son yıllarda cazibe merkezi ilçelerinden biri haline gelen Başakşehir'e bağlı Bahçeşehir'de yer alan 7 işyerini de açık artırma ile satacak. Bahçeşehir'de bulunan işyerleri yüzde 10 peşin 120 ay vade ile satılacak. Diğer projeler kapsamında satışa çıkarılan işyerleri ile Ankara Çankaya ve Kayseri Sarıoğlan'da bulunan 2 konut yüzde 15 peşin 120 ay vade ile satılacak. BAŞKENTTE 8 İŞYERİ, BİR KONUT TOKİ'nin 29 ilde satışa çıkardığı taşınmazlar arasında Başkent Ankara'da bulunan 8 işyeri ve 1 konut da yer alıyor. Çankaya'da 1 konut ile Kuzey Ankara'da 1, Etimesgut'ta 2, Sincan'da 3, Ayaş'ta 1, Kazan'da 1 işyeri açık artırma ile satılacak. Ankara'da satışa sunulan taşınmazlar yüzde 15 peşin 120 ay vade ile açık artırmaya çıkacak. ZAĞNOS VADİSİ'NDE 22 İŞYERİ TOKİ'nin Trabzon'da Bahçecik Zağnos Vadisi kentsel dönüşüm projesi kapsamında inşa ettiği 22 işyeri de satışa sunulan taşınmazlar arasında yer alıyor. İşyerlerinin fiyatları 55 bin lira ile 1,5 milyon lira arasında değişiyor. Zağnos Vadisi'nde bulunan 22 işyeri yüzde 10 peşin 240 ay vade ile satılacak. Eskidji firmasının İstanbul'daki merkezinde gerçekleştirilecek müzayedede TOKİ'nin Ankara Bilkent'teki merkez binasından canlı bağlantı yoluyla teklifler alınabilecek. Satışa çıkan işyeri ve konutlardan almak isteyenler ayrıca www.eskidji.com internet adresinden de teklif verebilecek. 29 İLDE SATIŞA SUNULUYOR Satışa sunulan taşınmazlar, Ankara, İstanbul, Çanakkale, Iğdır, Denizli, Kayseri, Erzincan, Samsun, Balıkesir, Mersin, Zonguldak, Bursa, Diyarbakır, Mardin, Burdur, Adana, Çankırı, Şanlıurfa, Trabzon, Malatya, Gaziantep, Giresun, Edirne, Konya, Yozgat, Tokat, Kahramanmaraş, Çorum ve Osmaniye illerinde bulunuyor. Arsa satış müzayedesine katılmak isteyen gerçek veya tüzel kişilerin müzayededen önce banka hesabına veya toplantı günü salonlarda kurulacak veznelere katılım teminatı olarak talip oldukları arsaların her biri için ayrı ayrı ödeme yapacak. Muhammen bedeli 20 bin liraya kadar olan taşınmazlar için 2 bin lira, muhammen bedeli 100 bin liraya kadar olanlar için 5 bin lira, muhammen bedeli 100-200 bin lira arasında olanlar için 10 bin lira, muhammen bedeli 200 bin liranın üstünde olanlar için 50 bin lira katılım teminatı alınacak. Bütün taşınmazlar açık artırmaya vadeli muhammen bedellerle çıkacak, bankada yapılacak sözleşme imzalama aşamasında, dileyen katılımcılar peşin ödeme talebinde bulunabilecek. Bu durumda, taşınmazlar için peşin ödeme indirimi yapılmayacak. Satışa sunulan taşınmazlar hakkında ayrıntılı bilgiye www.toki.gov.tr ve www.eskidji.com internet adreslerinden ulaşılabilecek.
Tarihi Osmanlı'ya dayanan işkembe Türkiye başta olmak üzere Bulgaristan, Romanya gibi birçok Balkan ülkelerinde de tüketilir.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İyi bir B12 kaynağı olan işkembe, vücutta toksik etki gösteren homosisten üretimini baskılar ve böylece kalp hastalıkları riskini en aza indirmiş olur. B12 açısından zengin olması anemi riskini de azaltır. Ciddi sağlık problemleriyle de mücadele eder. Kansere neden olan serbest radikallere karşı etkilidir. İçerdiği selenyum, çinko ve fosfor hücre duvarının korunmasını sağlar ve yeni hücre oluşumunu engeller. Kolin açısından zengin olan işkembe, beyin fonksiyonlarını düzenler ve hücrelerin yenilenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda metabolizmayı hızlandırır ve karaciğer yağlanmasına engel olur. İşkembede bulunan kolin vücudumuzun günlük ihtiyacının yüzde 52'sini karşılamaktadır.
Kurtlar Vadisi Pusu filminin ’Aksaçlı’sı Kuzey Vargın’ın, zaman zaman bilinç kaybı yaşadığı, durumu düzelmezse yoğun bakıma alınacağı öğrenildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yüksek tansiyona bağlı yaşadığı rahatsızlığın ardından Muğla Marmaris’teki özel bir hastanede tedavi altına alınan ANİDEN RAHATSIZLANDI Mayıs’ta yerleştiği Marmaris’teki evinde 20 Ağustos’ta aniden rahatsızlanan 72 yaşındaki sanatçının sağlık durumunda olumlu bir gelişme olmadığı, zaman zaman bilinç kaybı yaşadığı belirtildi. İlaçla uyutulan Vargın’ın, durumunun bugün de düzelmemesi halinde yoğun bakım ünitesine alınacağı bildirildi. Ünlü sanatçıya hastanede eşi Mücella Vargın refakat ediyor. İlçede yaşayan sanatçılar da ziyaretine giderek sağlık durumu hakkında bilgi alıyor.
Ankara'da kar yağışı etkisini azalttı, hava durumu raporlarına göre kar yağışı kenti terketti. Peki Ankara'da bugün 20 şubat okullar tatil mi, son valilik kararı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ANKARA'da kar yağışı etkisini azalttı son hava durumu raporlarına göre sıcaklıklar haftasonu mevsim normallerine dönüyor. Ankara'da dün okullar tatil edilmişti. Peki bugün 20 şubat cuma günü Ankara'da okullar tatil edildi mi? Ankara Valiliği öğrenci ve velilerin bugün için tatil beklentilerini boşa çıkarttı. Ankara'da okullar tatil edilmedi. Eğitim yeniden başladı. BUZLANMA VE DON BEKLENİYOR ölge genelinin parçalı çok bulutlu ve yağışlı geçeceği, gece saatlerine kadar görülecek yağışların kıyı kesimlerde yağmur ve karla karışık yağmur, iç kesimlerde kar şeklinde olacağı tahmin edilmektedir. Sabah ve gece saatlerinde bölge genelinde orta, iç kesimlerde yer yer kuvvetli buzlanma ve don olayı beklenmektedir. HAVA SICAKLIĞI: Sıcaklıklarda önemli bir değişiklik beklenmemektedir. RÜZGAR: Rüzgarın kuzey-kuzeydoğulu yönlerden orta, Batı Karadeniz'in kıyı kesimleri ile bölgenin güney ve batısında yer yer kuvvetli (30-70 km/s) eseceği beklenmektedir. KIRŞEHİR Kırşehir'de olumsuz hava koşulları nedeniyle Akçakent ilçesindeki tüm okullar ile merkez ve diğer ilçelere bağlı köy ve taşımalı eğitim yapılan okullarda eğitime ara verildi. Kırşehir Milli Eğitim Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, meteorolojik tahminler çerçevesinde il genelinde devam eden kar yağışının etkisini sürdüreceği, hava sıcaklığında yaşanacak aşırı düşüşe bağlı olarak kuvvetli buzlanma ve don olayının artmasının beklendiği belirtildi. Açıklamada, bu nedenle Akçakent ilçesindeki tüm okullar ile merkez ve diğer ilçelere bağlı köy ve taşımalı eğitim yapılan okullarda eğitim ve öğretime 20 Şubat Cuma ara verildiği kaydedildi. BİLECİK Bilecik'in bazı ilçelerinde yoğun kar yağışı nedeniyle okul öncesi, ilk ve orta dereceli okullarda eğitime ara verildi. Bilecik merkez ile Gölpazarı ilçesine bağlı köylerde taşımalı sistemle eğitim gören öğrenciler ve Bozüyük, Pazaryeri, İnhisar ilçelerindeki tüm okullarda olumsuz hava koşulları nedeniyle 20 Şubat Cuma eğitime ara verildi. KÜTAHYA Kütahya'nın Emet ilçe merkezi ile köylerinde eğitime ara verildi. Kaymakamlıktan yapılan açıklamada, dün geceden beri devam eden kar yağışı nedeniyle olumsuz hava şartlarının oluştuğu, bu yüzden de Emet ilçe merkezi ile köylerinde eğitim veren tüm ilk ve orta dereceli okulların 20 Şubat Cuma tatil edildiği bildirildi. KAYSERİ Kayseri'nin Yahyalı ilçesinde kar nedeniyle eğitime ara verildi. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, Yahyalı ilçesindeki okulların kar yağışı ve olumsuz hava şartları nedeniyle 20 Şubat Cuma tatil edildiği bildirildi. BALIKESİR Balıkesir'in Dursunbey, Sındırgı, Susurluk, Bigadiç ve Kepsut ilçelerinde ilk ve orta dereceli okullar tatil edildi. İl Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, kar yağışı ve fırtınanın ulaşımda aksamalara yol açması nedeniyle Dursunbey, Susuruluk ve Kepsut'ta ilk ve orta dereceli okullar, Sındırgı ile Bigadiç'te ise taşımalı sistemle eğitim verilen kurumlarda 20 Şubat Cuma eğitim ve öğretime ara verildi. SİVAS Sivas'ta olumsuz hava koşulları nedeniyle eğitime ara verildiği bildirildi. Sivas Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, olumsuz hava şartları nedeniyle öğrencilerin ulaşımda herhangi bir risk ve mağduriyetle karşılaşmamaları için il genelindeki okullarda eğitime 20 Şubat Cuma ara verildiği belirtildi. Açıklamada ayrıca, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli ve hamile personelin de aynı gün idari izinli sayılacağı kaydedildi. KOCAELİ Kocaeli'nde kar yağışı nedeniyle il genelinde eğitime ara verildi. Kocaeli Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, olumsuz hava şartlarının devam edeceği ifade edilerek, il genelinde anaokulları, ilkokullar, ortaokullar ve liselerle rehabilitasyon merkezlerinde eğitim ve öğretime 20 Şubat Cuma ara verildiği bildirildi. Açıklamada, kamuda çalışan engellilerle hamilelerin de idari izinli sayılacağı kaydedildi. DENİZLİ Denizli'nin 5 ilçesinde kar yağışı nedeniyle eğitime ara verildi. Valilikten yapılan açıklamada, meydana gelebilecek aksaklıklar göz önüne alınarak 20 Şubat'ta Çal, Çardak, Kale, Serinhisar ve Tavas ilçelerinde ilk ve orta dereceli okulların tatil edildiği bildirildi. Açıklamada, bu ilçelerdeki kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli ve hamile personelin idari izinli sayılacakları duyuruldu. ANTALYA Antalya'nın Akseki ilçesinde, elverişsiz hava şartları nedeniyle eğitime ara verildi. Akseki Kaymakamlığından yapılan açıklamaya göre, ilçe merkezi ile bağlı mahallelerde akşam saatlerinde başlayan yoğun kar yağışı, tipi nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar 20 Şubat Cuma günü tatil edildi. KONYA Konya'da olumsuz hava koşulları nedeniyle ilk ve orta dereceli okullar bir gün tatil edildi. Konya Valiliğinden yapılan yazılı açıklamada, olumsuz hava koşulları nedeniyle il genelindeki ilk ve orta dereceli okulların 20 Şubat Cuma tatil edildiği bildirildi. Açıklamada, kamuda çalışan engelliler, hamileler, malul ve gazilerin de aynı gün idari izinli sayılacağı belirtildi.
İsrail'le Mısır arasında yaşanan gerilim Arap Birliği'nin öncelikli gündem maddesi. Kahire'de ise İsrail Büyükelçisi'nin kovulmasını isteyen yaklaşık bin kişi gösteri yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Arap Birliği, İsrail ile Mısır arasında Mısırlı beş polisin öldürülmesinin ardından başlayan krizi ele almak üzere bugün toplanıyor. Kahire'deki İsrail Büyükelçiliği'nin önünde toplanan binlerce kişi İsrail'i protesto ederken, bir gösterici büyükelçiliğin önündeki bayrak direğinden İsrail bayrağını indirerek Mısır bayrağı astı. İsrail perşembe günü meydana gelen olayla ilgili olarak ''üzüntü''lerini açıklarken, ordunun bir soruşturma yürüteceğini, bulguların da Mısır ordusuyla birlikte inceleneceğini duyurdu. Ancak bu açıklamalar Mısır'ın geçici hükümetini tatmin etmedi. Gerilimin tırmanmasının yaratacağı risklerin farkında olduğunu gösteren İsrail ayrıca iki ülke arasında 1979'da imzalanan anlaşmaya sadık olduğunun da altını çizdi. Savunma Bakanlığı, anlaşmanın Orta Doğu'da istikrar için stratejik önem taşıdığını vurguladı. Cumartesi akşamı İsrail Büyükelçiliği'nin önünde toplanan yaklaşık bin kişi ise, İsrail'li büyükelçinin ülkeden gödnerilmesini istiyor. Perşembe günü Sina yarımadası yakınlarındaki Eilat kasabasında otobüsleri hedef alan saldırıda sekiz kişi hayatını kaybetmişti. İsrail ordusunun, saldırı üzerine hem Gazze'de hem de saldırının meydana geldiği bölgede üzenlediği operasyonlar Mısır sınırının ötesine de taşmış ve aralarında beş polisin de bulunduğu 15 kişi hayatını kaybetmişti. Mısır dün de Tel Aviv'deki Büyükelçisi'ni geri çağırmış, İsrail'i siyasi ve hukuki olarak sorumlu tuttuğunu açıklamış, soruşturma ve özür talep etmişti. Mısır saldırının iki ülke arasında 1979 yılında imzalanan barış anlaşmasının ihlali anlamına geldiğini duyurdu. İki ülke arasındaki ilişkiler, yıllarca süren çatışmaların ardından eski Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek zamanında göreceli olarak istikrarlı bir çizgi izlemişti.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurma hazırlığında olduğu iddiası ile ilgili 'Şu anda bu yönde değerlendirilen bir şey yok. Açıkçası bunun tamamen kurgu olduğunu düşünüyorum' dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurma hazırlığında olduğu iddiası ile ilgili 'Şu anda bu yönde değerlendirilen bir şey yok. Açıkçası bunun tamamen kurgu olduğunu düşünüyorum' dedi. ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Uman Dışişleri Bakanı Yusuf el-Alavi ile görüşmesinden sonra ABD Savunma Bakanlığı'nda basın mensuplarıyla bir araya geldi. İran'ın Hürmüz Boğazını kapatma tehdidine ilişkin bir soruya yanıt veren Mattis, İran'ın daha önce de defalarca boğazı kapatma tehdidinde bulunduğunu ve uluslararası toplumun bu boğazı açık tutmak üzere bölgeye savaş gemisi konuşlandırdığını hatırlattı. İran'ın Hürmüz Boğazını kapatmasının, uluslarası ulaşım ve nakliyata yönelik bir saldırı olarak değerlendireceğini vurgulayan Mattis, "Nereye varırsa varsın buna uluslararası bir cevap verilecektir çünkü dünya ekonomisi oradan gelen enerji tedariğine bağlı." diye konuştu. İRAN'A SALDIRIMI OLACAK? Bir gazetecinin Avustralya savunma kaynaklarının ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurma hazırlığında olduğu iddiasını sorması üzerine Mattis, "Avustralya habercilerinin bu bilgiyi nereden aldığına dair fikrim yok. Ama şu anda bu yönde değerlendirilen bir şey yok. Açıkçası bunun tamamen kurgu olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı. Amerikan ABC kanalına konuşan üst düzey Avustralyalı yetkililer, Trump yönetiminin önümüzdeki ay İran'ın nükleer tesislerini vurmayı planladığını iddia etmişti.
Hindistan'da, Hindu milliyetçisi bir milletvekilinin Ramazan'da oruç tutan Müslüman bir konukevi çalışanına zorla ekmek yedirmeye çalışması infiale yol açtı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ana muhalefetteki Kongre Partisi, milletvekili Rajan Baburao Vichare'ye Parlamento'da büyük tepki gösterdi. Kongre Partisi milletvekilleri Vichare'yi "dini inançlara saygısızlıkla" suçladı. Hindistan'ı ayağa kaldıran olay geçen hafta Perşembe günü başkent Yeni Delhi'de yaşandı. Vichare'nin konukevi çalışanını ekmek yemeğe zorlarken çekilmiş görüntüleri Hindistan televizyonunda yayımlandı. Sert şekilde eleştirilen Vichare ise sadece konukevinde verilen yemeğin kalitesiz olduğunu göstermeye çalıştığını söyledi. Vichare, "Konukevinin kantini iyi yönetilmiyor. Yaptıkları çapatiler (tam buğday unundan yapılan ve içine maya konmayan Hint ekmeği) çok kötü. Sebzeler de kalitesiz" dedi. PARTİSİNE 'KIŞKIRTMA' SUÇLAMASI Vichare'nin üyesi olduğu Hindu milliyetçisi Shiv Sena Partisi ise geçmişte birçok kez Hindular ile Müslümanlar arasındaki çatışmaları kışkırtmakla suçlanmıştı. Hindistan'ın en büyük altıncı partisi olan Shiv Sena'nın Parlamento'da 18 milletvekili bulunuyor. Shiv Sena, Hindistan'da Mayıs ayında yapılan genel seçimler sonrası iktidara gelen Başbakan Narendra Modi'nin Bharatiya Janata Partisi'nin (BJP) müttefiklerinden. BJP de Hindu milliyetçisi tavrıyla biliniyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CHP Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın ‘darbecilere direnen sivillere’ ilişkin hakaret içeren açıklamalarına tepki gösterdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın, 15 Temmuz'da sokağa dökülen sivillerin eylemlerine yargı zırhı getiren maddeye ilişkin "Bu düzenleme benim bir sürü itim var, bunları salarım sokağa ve onlara af getirebilirim anlayışıdır" sözleri eleştiri konusu oldu. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, sosyal paylaşım sitesi Twitter'dan CHP Milletvekili Ömer Süha Aldan'ın 'darbecilere direnen sivillere' ilişkin KHK maddesini eleştirmesine ilişkin açıklamalarda bulundu. BU SÖYLEM ALÇAKÇA: Aldan'ın 'Bu düzenleme benim bir sürü itim var, bunları salarım sokağa ve onlara af getirebilirim anlayışıdır' sözlerini sert bir dille eleştiren Ünal, "15 Temmuz'un ruhuna ve kutsiyetine yaptıkları saldırılar yetmedi, şimdi de o gecenin kahramanlarına en ağır şekilde hakaret ediyorlar. Bu üslup, bu söylem alçakça. Bu millet sizi affetmeyecek. Kininizde, nefretinizde boğulun" dedi.
Gazete manşetleri 21 Eylül 2018 Cuma günü gazete manşetlerinde bugün neler var? Hürriyet, Milliyet, Yeni Şafak, Sözcü, Fanatik, Posta ve Cumhuriyet manşetlerinde ne var? 21 Eylül 2018 Cuma günü gazete manşetlerini haberimizde okuyabilirsiniz.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 21 Eylül 2018 Cuma gazete manşetleri çıktı. “Bugünkü gazete manşetlerinde neler var? Gazeteler Türkiye ve dünya gündemine ilişkin bugün hangi manşetleri attı? Bugün Hürriyet Gazetesi, Sözcü Gazetesi, ve Sabah Gazetesi manşetlerinde neler var sizler için derledik. 21 Eylül 2018 Cuma günü Milliyet, Hürriyet, Vatan, Türkiye, Takvim, Star, Sözcü, Sabah, Posta, Dünya, Cumhuriyet, Aydınlık, Akşam, Yeni Akit, Yenibirlik, Yeni Şafak, AMK, Fotomaç, Fanatik manşetleri galerinin devamında sizi bekliyor. İşte 21 Eylül 2018 Cuma gazete manşetleri...
Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde şiddetli sağanak yağışın yaşamı olumsuz etkilediği bildirildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Alaplı ilçesinde şiddetli sağanak yağış yaşamı olumsuz yönde etkilerken, 15 dakika süre ile devam eden yağışlar nedeniyle caddeler su altında kaldı. Bazı işyerleri ve evlerin zemin katlarını su basarken, bir anda meydana gelen şiddetli sağanak yağış nedeni ile alışveriş yapan vatandaşlar marketlerde mahsur kaldı. Yağmur sularının sürüklediği molozlar yağmur kanallarını kısa sürede tıkanmasına sebep olurken, caddelerin us altında kalmasına ve bazı iş yerlerini su basmasına neden oldu. Sağanak yağış nedeniyle esnaflar iş yerlerine su basmasına engel olmak için mücadele ederken, kimi işyeri sahipleri ise iş yeri girişindeki kapılara macun çekerek önlem almak zorunda kaldı. Öte yandan Meteoroloji Müdürlüğü yetkilileri tarafından Balkanlar üzerinden gelen yağışlı havanın etkisine giren Zonguldak'ta etkili yağışların çarşamba ve perşembe günü de devam edeceği uyarısında bulunurken, bölgede yağışların cumartesi günüde devam edeceği ve hava sıcaklıklarının 2-6 derece arasında düşeceği belirtildi.
Newroz’u kutlamak için çeşitli ülkelerden ve Türkiye’nin farklı illerinden Diyarbakır’a çok sayıda heyet geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 21 Mart Newroz Bayramı’nın kutlama hazırlıkları sürerken Gelen heyetler Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’le görüştü. Konukları makamında ağırlayan Baydemir Newroz’un Ortadoğu halklarının bayramı olduğunu söyleyerek, bu coşkuyu 21 Mart günü birlikte yaşayacakları için heyecanlı olduğunu söyledi. Gelen heyetlerle sohbet eden Baydemir konuklara “Taşlar ve Düşler” belgeselinin bulunduğu CD ve “Güneydoğu’ya Farklı Bir Bakış” adlı gezi rehberini vererek hatıra fotoğrafı çektirdi
Bursa'nın Mudanya ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki İbrahim Karakaş, 45 yaşındaki H.K. ile evinde girdiği cinsel ilişkiden sonra geçirdiği kalp krizi sonucu öldü
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bursa'nın Mudanya ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki İbrahim Karakaş, 45 yaşındaki H.K. ile kent merkezindeki evinde girdiği cinsel ilişkiden sonra geçirdiği kalp krizi sonucu yatakta yaşamını yitirdi. H.K., birlikte porno film izleyip bir kez ilişkiye girdikleri İbrahim Karakaş'ın aldığı cinsel gücü artıran hap sonucu ölmüş olabileceğini iddia etti. Mudanya Belediyesi'nden emekli olan 2 çocuk babası İbrahim Karakaş, dün gece bir süre önce gezmek için Mudanya'ya geldiğinde tanıştığı eşinden boşanan 7 çocuk annesi H.K. ile tanıştı. İddiaya göre İbrahim Karakaş, dün H.K.'nin Merkez Osmangazi İlçesi Güneştepe Mahallesi'ndeki evine gitti. İbrahim Karakaş, birlikte yemek yiyip satın aldığı porno filmi izleyen H.K. ile cinsel ilişkiye girdi. Daha sonra gece uyurken kalp krizi geçirdiği sanılan Karakaş, yaşamını yitirdi. Evli ve iki çocuk babası olan İbrahim Karakaş'ın çıplak cesedi sabah aynı yatağı paylaştığı H.K. tarafından bulundu. Polise haber veren H.K. ekipler gelene kadar yaşlı adama kıyafetlerini giydirdi. Kısa sürede belirtilen adrese gelen polis ekipleri Karakaş'ın cesedini ölüm nedenin belirlenmesi için savcının talimatıyla Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırırken, H.K. ise verdiği ifadede, "Bir süredir zaman zaman birlikte oluyorduk. Dün gece bir kez ilişkiye girdik. Aldığını sandığım cinsel gücü arttırıcı haptan ölmüş olabilir" dedi. Olayla ilgili soruşturmaya Bursa Cumhuriyet Savclığı'nca başlandı. KATİL ZANLISI KOCADAN KAN DONDURAN AÇIKLAMA HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN [PAGE] Gaziantep'te, öldürülen 5 yaşındaki Fatma Demir'in cinayet şüphelisi 16 yaşındaki V.Y., "Tecavüz ettikten sonra boğazını sıkınca öldüğünü anladım. Cebindeki 25 kuruşla da dondurma alıp yedim" dedi Aydınlar Mahallesi, 12 nolu sokaktaki geçen pazar günü bir düğün sırasında arkadaşlarıyla oynayan Fatma Demir ortadan kayboldu. Simit fırınında işçi olan baba 32 yaşındaki Zekeriya Demir ile anne 29 yaşındaki Emine Demir iki çocuklarından büyüğü olan Fatma'yı tüm aramalarına rağmen bulamayınca, polise başvurdu. Mahallede yaptıkları aramalardan sonuç alamayan polisler minik Fatma'nın bulunması için değişik bir yöntem uyguladı. Pazartesi akşam saatlerinde polisler kayıp kızın bulunamaması halinde bu bölgedeki tüm evlerin aranacağını bildirerek bölgeden çekildi. O gece Fatma'nın cesedi, evlerinin bir arka sokağına, battaniyeye sarılı olarak bırakıldı. Olayla ilgili geniş bir çalışma başlatan cinayet masası dedektifleri, cinayetin bölgedeki bir evde işlendiği, bu sırada da olayın failinin muhtemelen yalnız olabileceğini düşünerek bu özellikleri taşıyan kişileri incelemeye aldı. ŞÜPHELİNİN BABASI UYUŞTURUCUDAN CEZAEVİNDE Polis hedef olarak belirlediği potansiyel şüphelileri mercek altına alırken, babası 6 ay önce uyuşturucu satıcılığından tutuklanan 16 yaşındaki V.Y.'yi de sorguladı. Bir süre kaportacıda çalışan, 3 kardeşi daha bulunan ve şimdi işsiz olan V.Y., çelişkili ifadeler verdi. Annesinin diğer kardeşlerini de alarak o gün Hacıbaba Mahallesi'ndeki başka bir düğüne gittiği ve ailenin en büyük çocuğu olan V.Y.'nin de Fatma Demir'in kaybolduğu sırada evde yalnız olduğu bilgisine ulaştı. "TECAVÜZ ETMEK İSTEYİNCE AĞLADI" Şüpheli V.Y. sorguda suçunu itiraf etti. Cinayet şüphelisi V.Y. ifadesinde minik Fatma'yı evinin önünde görünce içeri alıp tecavüze ettiğini itiraf etti. Olayı ayrıntısıyla anlatan V.Y., "Kapının önünde oynayan kızı görünce içeriye çağırdım. Tecavüz etmek istedim ancak ağlamaya başladı. Boğazısını tuttum susmadı. Çok bağırınca sesi dışardan duyulur diye paniğe kapıldım boğazını şiddetle sıktım, bir anda sesi kesildi" dedi. "CESEDİ İKİ GÜN KİLERDE SAKLADIM" Kızın öldüğünü anlayınca cesedini battaniyeye sararak evlerinin giriş boşluğunda kiler olarak kullanılan küçük bir kulübeye sakladığını belirten V.Y., "Annem ve kardeşlerim düğünden dönünce ben de hava almak için evden ayrıldım. Cesedi iki gün orada sakladım. Polisler, tüm mahalledekilerin ifadesini alacaklarını ve sabaha karşı evleri arayacaklarını söyleyince, cesedi bizim evde bulmamaları için gece yarısı bitişikteki binanın önüne yola bırakıp eve döndüm" diye ifade verdi. LİNÇ ETMEK İSTEDİLER V.Y.'nin ilk sorgusunun yapıldığı Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nden Çocuk Polisi'ni götürülmesi sırasında, bir yakını polislerin arasında saldırarak, "Şerefsiz rezil ettin bizi" diye bağırdı. Bu kişi polis tarafından engellendi. Şüpheli V.Y.'nin adliyeye çıkarılışı sırasında ise yaklaşık 200 kişilik bir grup şüpheliye saldırarak linç etmek istedi. Cinayet şüphelisi adliyenin protokol kapısından içeri alınırken, içeri giriş çıkışlar durduruldu. Bazı yakınları kendilerini yerlere atarken, bazıları içeri girerek şüpheliyi linç etme girişiminde bulundu. ŞÜPHELİ TUTUKLANDI Polis şüpheli V.Y. ile birlikte annesini de gözaltına aldı. Olay sırasında başka yerde olduğu belirlenen anne serbest bırakılırken, V.Y. sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Savcılıktaki ifadesinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edilen V.Y. tutuklandı. V.Y. cezaevine götürülürken adliye önünde toplanan grubun linç girişimini polis güçlükle önledi. BİR KADIN DAHA ŞİDDETE KURBAN GİTTİ HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN [PAGE]Büyükçekmece'de eşinden şiddet gördüğü için evi terk ettiği iddia edilen bir çocuk annesi Hülya Tazegül (40), barışma teklifini kabul etmediği eşi Turgay Tazagül (46) tarafından sokak ortasında tabancayla vurularak öldürüldü. Eşini vurduktan sonra başına bir el ateş eden Turgay Tazagül hastaneye kaldırıldı. FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ Olay, Kumburgaz Kuzey Yanyol Numara 105'deki iş yeri önünde meydana geldi. İddialara göre, yaklaşık 3 ay önce evi terk eden Hülya Tazegül, 16 yaşındaki oğlu Onur'u da alarak başka bir ev kiraladı ve boşanma davası açtı. Tesisat işinde çalışan ancak alkol nedeniyle bir süredir işsiz olduğu belirtilen Turgay Tazegül, eşini boşanmaktan vazgeçirip eve dönmesini sağladı. Hülya Tazegül, tekrar şiddet görünce evi ikinci kez terk etti. Eşini daha önce defalarca öldürmekle tehdit ettiği belirtilen Turgay Tazegül, saat 21.30 sıralarında Hülya Tazegül'ün çalıştığı palaska atölyesinin önüne geldi. Bir arkadaşıyla birlikte iş yerinden çıkan Hülya Tazegül'ün önünü kesen öfkeli koca, konuşmak istediğini söyledi. Ancak olumsuz yanıt alınca belindeki tabancayı çıkartarak ateş etmeye başladı. Hülya Tazegül başına ve karın bölgesine isabet kurşunla yere yığıldı. Turgay Tazegül daha sonra tabancayı başına dayayarak tetiğe bastı. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri Hülya Tazegül'ün yaşamını yitirdiğini belirledi. Ağır yaralanan Turgay Tazegül ise kaldırıldığı hastanede ameliyata alındı. Amaliyat sonrası yoğun bakıma alınan Tazegül'ün ölüm kalım savaşı verdiği belirtildi. BİR HAFTA ÖNCE EVİN KAPISINI BALYOZLA KIRMAK İSTEDİ Polis olayla ilgili soruşturma başlarken, komşuları, düzenli bir işi olmayan Turgay Tazegül'ün sürekli içki içtiği ve eşine şiddet uyguladığını söyledi. Komşuları, bir hafta önce eşi ve oğlunun yaşadığı eve alkollü şekilde gelen Turgay Tazagül'ün, evin kapısını balyozla kırmak istediğini, ancak şikayet üzerine polisler tarafından götürüldüğünü söylediler. Hülya Tazegül'ün cesedi incelemelerin ardından Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. ÇAY OPERASYONU FİLMLERİ ARATMADI HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN [PAGE]Esrar çay çuvallarına girdi, İstanbul polisi takibe başladı. Ancak kamyon jandarma tarafından 'kaçak' diye durduruldu. İmha son anda önlendi Arasına esrar gizlenmiş kaçak çayın imhasından son anda dönüldü. İşte film gibi operasyon: - İstanbul Narkotik polisi, geçen hafta Ağrı'dan getirdikleri esrarı satmaya çalışan bir çeteyi takibe aldı. Zanlıların, beyaz zehiri eğlence mekanları dolmaya başladığı için piyasaya sürmeye hazırlandığı belirlendi. Ekipler, Şişli'deki bir kargo deposuna baskın düzenledi. Çete lideri A.T., R.T. ve H.T.'nin de aralarında bulunduğu 7 kişi gözaltına alındı. Operasyonda 46 kilogram esrar ele geçirildi. 56 KG ESRAR DAHA VAR - Şebeke üyeleri, teknik takipte 100 kilogram uyuşturucudan bahsettiği için ekipler, zehirin geri kalanının peşine düştü. - Bazı çete üyeleri sorguda, kalan 56 kilo esrarın sevkıyatının Ağrı'dan çay yüklü kamyonla yapılacağını söyledi. JANDARMA DA DEVREDE - Polis hemen Ağrı'dan yola çıkan çay yüklü kamyonu takibe aldı. Ancak kamyonun peşinde başka ekipler de vardı. Ağrı Jandarma Komutanlığı ekipleri kaçak çay sevkıyatı yapılacağı bilgisi üzerinde aracı durdu. - Uyuşturucudan haberdar olmayan güvenlik güçleri çaylara el koydu.Aman imha etmeyin - Jandarma rutin işlemlerin ardından çayları prosedür gereği imhaya hazırlanıyordu ki, İstanbul polisinden telefon geldi. Polis, çayların arasında uyuşturucu olduğunu söyledi. İmha işlemi durdu. Çuvallara gizlenmiş 56 kilo esrar ele geçirildi. 8 kişi tutuklandı. BÖYLE CİNAYET GÖRÜLMEDİ HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN [PAGE]Konya'nın Doğanhisar ilçesinde 77 yaşındaki Orhan Baydemir, henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştığı 57 yıllık eşi 72 yaşındaki Ayşe Baydemir'i, başına havan demiriyle vurup öldürdükten sonra, tavana bağladığı iple kendisi asarak yaşamını yitirdi. Olay, dün saat 20.00 sıralarında Başköy Mahallesi Erenler Caddesi'nde meydana geldi. Tarım emeklisi Orhan Baydemir, henüz belirlenemeyen bir nedenle eşi Ayşe Baydemir ile tartıştı. Orhan Baydemir, tartışma sırasında havan demiriyle eşinin başına iki kez vurdu. Kanlar içinde yere yığılan eşinin öldüğünü fark eden Orhan Baydemir, ilk önce bıçakla kendini öldürmek istedi. Vücuduna zarar veren ve başarılı olamayan Baydemir, daha sonra tavana bağladığı iple kendini asarak yaşamını yitirdi. Olay, Orhan Baydemir'e borcunu ödemek için gelen isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi tarafından fark edildi. Olay yerinde inceleme yapan polis, havan demirinde Orhan Baydemir'in parmak izine rastladı. Yaşlı çiftin cesetleri otopsi yapılmak üzere Doğanhisar Devlet Hastanesi Morgu'na kaldırıldı. ÇOCUĞU OLMADIĞI İÇİN EŞİNE KUMA BULMUŞ Eşi tarafından öldürülen Ayşe Baydemir'in, evliliklerinin 17'nci yılında çocuklarının olmaması üzerine eşi Orhan Baydemir'e bir kuma bulup, dini nikahla evlendirdiği. Uzun bir süre kuması Asliye Bahar( 65) ile aynı evde yaşayan Ayşe Baydemir'in de hamile kalıp bir oğlu olduğu öğrenildi. Orhan Baydemir'in 4'ü Asliye Bahar'dan olmak üzere 5 çocuk sahibi olduğu belirtildi. Başköy Mahalle Muhtarı Osman Kalkan ise Orhan Baydemir ile akşam saatlerinin evinin önünde karşılaşıp sohbet ettiklerini ve kendi halinde bir insan olduğunu ifade etti.
Barcelona'da top koşturan Arda Turan'ın, eski sevgilisi Aslıhan Doğan'ı takibe alması dikkatlerden kaçmadı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Geçtiğimiz günlerde ‘Kısmetse Olur’ programının eski yarışmacısı Cansel Çördük'le özel yazışmaları ortaya çıkan Arda Turan’ın, daha önce de Türkan Şoray’ın kızı Yağmur Ünal’la adı anılmıştı. Milli futbolcunun Yağmur Ünal ile aşk yaşadığı yönünde çıkan haberlerin sevgilisi Aslıhan Doğan’ı epey kızdırdığı belirtilmiş ve ünlü çiftin ayrıldığı iddia edilmişti. İkili, birbirlerini sosyal medyadan da takibi bırakmıştı. Arda Turan'ın, İnstagram hesabından Aslıhan Doğan’ı yeniden takibe alması dikkati çekti. Cansel Çördük Arda Turan yazışmaları ilişki yaşadıklarım...
Türk Telekom'un reklam yüzü Cem Yılmaz'ın rol aldığı reklam filmlerine bir yenisi daha eklendi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Önceki filmde Avrupa'yı dolaşan 'Taşkın', bu kez yeni Motorola Tablet'i tanıtıyor. İşte o eğlenceli reklam... TAŞKIN ABİ GÜLDÜRÜYOR! Cem Yılmaz'ın ilk Telekom reklamını izlemek için Türk Telekom, Motorola ile yaptığı iş birliğini, markanın reklam yüzü Cem Yılmaz'ın rol aldığı yeni film ile duyurmaya başladı. Bir önceki reklam kampanyasında Avrupa'yı dolaşan Taşkın karakterinin yer aldığı reklam, bu kez Motorola'nın yeni tableti Xoom'u tanıtıyor. Dün akşam ilk kez, Türk Telekom'un resmi Facebook sayfasında yayınlanan reklam, sosyal paylaşım ağlarından büyük ilgi görüyor. İşte o reklam:
BURSA’nın İnegöl ilçesinde gece saatlerinde meydana gelen olayda şahıs, beraber yaşadığı 5 aylık hamile eski eşi Merve P.’yi silahla yanlışlıkla vurdu. Kafasından vurulan kadın ağır yaralandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İnegöl ilçesinin Turgutalp Mahallesi Şehit Er Mustafa Pehlivanoğlu sokakta bulunan 3 katlı binanın 3. Katındaki dairede eski eşi 5 aylık hamile Merve P. (27) İle birlikte yaşayan Hüseyin B. (36) arasında tartışma çıktı. Hamile kadın, eski eşinden beraber gezmek için talepte bulundu. Kadının talebini reddeden adam, bir süre dışarı çıktıktan sonra eve geldi. Evde otururken eski eşinin silahını alan kadın, silahı kendisine doğrulttu. KADININ ELİNDEKİ SİLAHI ALMAK İSTERKEN SİLAH ATEŞ ALMIŞ! O sırada adam, kadının elindeki silahı almak isterken silah bir anda ateş aldı.Yanağından giren kurşun kadının kafasının arkasından çıktı. Bir anda şoka giren adam, kanlar içinde yatan kadını kucağına alarak daireden çıkıp alt komşularından yardım istedi. Ağır yaralı kadın, olay yerine çağrılan 112 Acil Servis Ambulansında görevli sağlık ekibinin ilk müdahalesinin ardından Devlet Hastanesine götürülerek tedavi altına alındı. ALKOLLÜ ÇIKTI: Alkollü olduğu tespit edilen adam ise 3 katlı apartmanın giriş kapısında bir anda yere düşerek bayıldı. Bayılan adam da ambulansla devlet hastanesine götürülerek tedavi altına alındı.Tedavinin ardından kendine gelen adamın, “Gezme nedeniyle sevgilimle tartıştım. Benim silahımı alıp kendisine doğrultunca, bende silahı almak isterken bir anda silah ateş aldı.” dediği öğrenildi. Hastanede yapılan tetkikler sonucunda 5 aylık hamile olduğu tespit edilen ve sağlık durumu kritik olan kadın ambulansla Şevket Yılmaz Devlet Hastanesine sevk edildi. Olayın bir numaralı şüphelisi hastaneden ekip otosuna bindirilirken, basın mensuplarının çekmesini istemeyince yüzünü hastane örtüsüyle kapatmaya çalışması dikkat çekti. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Cesur Yürek dizisi 15. yeni bölümüyle 26 Ocak 2017 Perşembe akşamı Show TV'de olacak. Cesur Yürek'in bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cesur Yürek 15. yeni bölüm fragmanı yayınlandı; 26 Ocak 2017 Perşembe akşamı Show TV'de... İstanbul’un balıkçı mahallelerinden birisinde, sıradan bir hayatı olan Ömer, askerden döndüğü zaman mahallesinde çok sıra dışı bir durumla karşılaşır. Mahallesindeki balıkçı teknelerini; uluslararası bağlantıları olan bir mafya grubu, insan, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı amacıyla kullanmaya başlamıştır. Kimi balıkçı arkadaşları para karşılığında, kimileri de şantaj ve zorla bu şebekeye çalışmaya zorlanmışlardır. Ömer’in en yakın dostu, sırdaşı ve aynı zamanda eniştesi olan Ali Ekber de bu şebekeye karşı çıkması sonucunda cezaevine düşmüştür. Ömer’in ailesine ait olan, tekne, ev ve balıkçı lokaline de aynı mafya ekibinin Mahalledeki uzantısı olan Murat tarafından el konulmuştur. Ailesinin ve dostlarının sahip oldukları her şeyi ve itibarlarını kaybettiklerini gören Ömer, buna kayıtsız kalamaz. Ailesinin ve dostlarının çıkarı için bu mafya oluşumuna karşı savaş açmaya karar verir. Bu yolda yalnız değildir. Yıllar sonra mahalleye geri dönen, genç ve idealist avukat Berrin de Ömer’in bu yoldaki en büyük destekçisi olacaktır. Bu mücadelede Ömer’i son derece zorlu düşmanlar beklemektedir. İnsan kaçakçılığı yapan Tatar Ahmet ve oğlu İskender, silah tüccarı Harbi ve uyuşturucu baronu Gevaşlı… Ömer’le Berrin arasındaki yol arkadaşlığı zamanla aşka dönüşecektir. Bu aşka en büyük engel ise, Ömer’e tutkuyla bağlı olan Arzu’dur. Ciddi bir psikolojik rahatsızlığın pençesinde olan Arzu ve Ömer’in yokluğunda ailesine maddi ve manevi her türlü desteği sağlayan babası, Ömer’in aşk ve vefa duygusu arasında kalmasına neden olacaktır. Bölgemizde ve ülkemizde bu mafya örgütünün işbirliği yaptığı terör örgütleri ile mücadele için kurulan gizli bir istihbarat birimi ve o birimin komutanı Enver’in bir operasyon sırasında Ömer ile yolu kesişir ve Ömer cesareti ile Enver’in dikkatini çeker. Ömer’in bu gözü pekliği Enver’in dikkatini çektiği gibi mafya dünyasının da ilgisini çekecektir. Ömer bir noktadan sonra şan, şöhret ve para ile vatan için kendini feda edecek bir isimsiz kahraman olmak arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaktır.
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, twitter hesabından yaptığı açıklamada, TBMM uzantılı mail adresinin hacklendiğini duyurdu. <br/>Bakan Çe...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, twitter hesabından yaptığı açıklamada, TBMM uzantılı mail adresinin hacklendiğini duyurdu. Bakan Çelik, TBMM uzantılı mail adresinin hacklendiğini twitter hesabından duyurdu. Çelik tweetinde, “Arkadaşlarımın verdiği bilgiye göre, hiç kullanmadığım, TBMM uzantılı mail adresim hacklenmiş ve sağa sola yalan mesajlar atılıyormuş” yazdı. Bakan Çelik, ikinci tweetinde de, "Arkadaşlarımız konuyla ilgileniyorlar. TBMM uzantılı mail adresimizden gönderilen mesajlar korsandır. Geçersizdir" ifadesine yer verdi. (İHA)
Sağlık kurumlarına grip şüphesiyle başvurup numune alınanların hemen hemen tümünde A(H3N2) tipi virüs tespit edildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tuhaf bir grip salgını. Mikrobu kapanlar uzun süre rahatsızlığı üstlerinden atamıyor. Ateşle başlayan gribin iyileşmesi uzun bir sürece yayılıyor ve tekrarlıyor. Öksüğe de sebep olan grip salgını haliyle herkeste endişe yarattı. Kamuoyunda endişeler artınca da Sağlık Bakanlığı'ndan "olağanüstü bir durum söz konusu değil" açıklaması geldi. Sağlık Bakanlığının son grip sürveyans raporuna göre şüphelilerden alınan numunelerde pozitiflik oranı yüzde 49'a ulaştı, her 100 bin kişiden yaklaşık 250'sine grip tanısı konuldu. OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM YOK Dünyayı sarsan kuş gribi salgınının ardından 2005 yılından bu yana Dünya Sağlık Örgütüne üye ülkelerde grip sürveyans çalışması yapılıyor. Bu çalışmayla grip virüsünün yaygınlığı ve tipi tespit edilerek olağanüstü bir durumun söz konusu olup olmadığına bakılıyor. Türkiye'de de Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca kış sezonu süresince nüfus yoğunluğunun fazla olduğu 17 ildeki 180 aile hekimi kanalıyla grip sürveyans çalışması yürütülüyor. Çalışmaya dahil olan aile hekimlerinin grip şüphesiyle başvuranlardan aldıkları numuneler, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Viroloji Laboratuvarı, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Viroloji Laboratuvarı ve İstanbul Halk Sağlığı Laboratuvarında çalışılıyor. HIZLI BİR YAYILMA VAR Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumunun 52. haftayı kapsayan son sürveyans raporuna göre çalışılan numunelerdeki influenza pozitiflik oranı önceki haftalara göre artmaya devam ederek yüzde 49'a ulaştı. Bu oran bir önceki hafta yüzde 36 idi. A (H3N2) TİPİ VİRÜSMÜŞ Rapora göre A(H3N2) tipi virüs diğer virüs tiplerine göre etkinliğini sürdürüyor. Bir önceki hafta çalışılan 219 numunenin 77'sinde A(H3N2), birinde de influenza B tipi virüs tespit edilirken, son hafta çalışılan 272 numunenin 131'inde A(H3N2), 3'ünde de influenza B tipi virüs saptandı. DOMUZ GRİBİ DEĞİL Sezon başlarında az da olsa domuz gribine yol açan A(H1N1) tipi virüse rastlansa da son iki hafta çalışılan numunelerden hiçbirinde bu virüs tespit edilmedi. Sağlık Bakanlığının grip sürveyans raporuna göre bir önceki hafta Türkiye'de 100 binde 200 kişide grip görülürken, son hafta bu sayı 100 binde 250'ye yaklaştı. NORMAL BİR GRİP Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, 17 ildeki aile hekimliklerinden toplanan numunelerden elde edilen veriler ışığında hazırlanan rapora göre, grip şüphesiyle sağlık kurumuna başvuran her iki vakadan birinde bu rahatsızlığa rastlandığını bildirdi. Grip açısından yoğun bir dönem yaşandığını ifade eden Torunoğlu, "Sezon başından bu yana 700 bin-1 milyon kişi gribe yakalandı. Ülkemizde her yıl 7-10 milyon kişinin grip olduğu göz önüne alındığında olağanüstü bir durum söz konusu değil" ifadesini kullandı.
Göreve geldiği günden bu güne halkla bağını koparmayan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, hafta sonunu Hoşgör, Düztepe ve Çıksorut Mahallelerine ayırdı. Fatma Şahin, kimi zaman halay çekti, kimi zaman düğün konvoyunun yolunu kesti, kimi zaman ailelerin derdine ortak oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Saha çalışmaları kapsamında pazar günü, kenar mahallelerin nabzını tutan Fatma Şahin, halka karıştı. İlk önce Hoşgör Mahallesinde çeyiz için düzenlenen düğüne katıldı, vatandaşlarla halay çekti, hoşça vakit geçirdi. Düztepe Mahallesi Özdemirbey Caddesinde düğün konvoyunun önünü kesen başkan, dünya evine girmeye hazırlanan yeni çifti kutladı. Damatla gelin, Şahin’i karşılarında görünce hem şaşırdı hem de mutlu oldu. YATALAK ANNE VE KIZINA SAHİP ÇIKTI Yayla, Çelikçi ve Keklikçi ailelerini ziyaret eden başkan Şahin, onların sıkıntılarını dinledi, ihtiyaçlarını karşıladı. Çelikçi ailesinin durumu karşısında duygulanan Başkan Fatma Şahin, yatalak olan anne Hatice Çelikçi ile yakından ilgilendi. Annesine baktığı için okula gidemeyen kız çocuğunun durumunu öğrenen Şahin, kız çocuğuna annesinin tüm hastane ihtiyaçlarını karşılama sözü verdi. Başkan ayrıca, kendisine gerekli okul ihtiyaçlarında yardımcı olacağını söyledi. HER ZAMAN BİZİMLE BİRLİKTE Mahalle sakinleri, Başkan Fatma Şahin’in samimiyetiyle insanlara yaklaşımıyla takdir edilmesi gerektiğini bildirerek, “Böyle mütevazı bir başkana sahip olan Gaziantep, gerçekten çok şanslı, o bizden birisi, sıcakkanlılığıyla, candanlığıyla, kucaklayıcılığıyla dört dörtlük birisi. Arı gibi çalışan başkanımız her türlü övgüyü hak ediyor. Bizimle birlikte halay çeken, ev ziyaretleriyle sorunlarımızı, çektiğimiz sıkıntıyı yerinde görüp bizleri dinleyen kaç tane başkan vardır? ” dedi.
İtalya'nın batısındaki Giglio Adası açıklarındaki gemi kazasında ölü sayısı artıyor
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İtalya'nın batısındaki Giglio Adası açıklarındaki kayalıklara çarparak, kaza yapan ''Costa Concordia'' isimli gemiden bir kadın cesedi daha çıkartıldı. İtalyan basınına yansıyan haberlerde, bir kadına ait olduğu belirtilen cesede, arama-kurtarma ekipleri tarafından geminin sular altında bulunan 7 numaralı köprüsünde ulaşıldığı bildirildi. Bugün yerel saatle 15.20'de bulunan cesetle ölü sayısı 13'e yükseldi. Gemide hala 20 dolaylarında kayıp olduğundan söz ediliyor. 114 bin 500 ton ağırlığındaki ''Costa Concordia'' isimli kruvaziyer, 4234 kişiyle 13 Ocak Cuma günü yerel saatle 19.00'da başkent Roma'nın batısındaki Civitavecchia kentinden kuzeybatıdaki Savona kentine doğru yol almak için hareket etmiş, yerel saatle 21.45 sularında Toskana Bölgesi sahillerindeki Giglio Adası açıklarında kayalıklara çarparak, kaza yapmıştı.
TÜRKİYE ile Rusya arasındaki savaş uçağı krizi S400 füzeleri ve savaş gemilerinin sahaya sürülmesi ile ürperten bir boyuta geldi. Sami Kohen de beklenebilecek en kötü senaryoyu yazdı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Rus savaş uçak- larının Suriye sınırında Türk hava sahasını ihlalleri devam ederse, Türkiye ne yapacak? Türk jetleri “angajman kuralları”na göre hareket edip Rus uçağını vuracak mı? Böyle bir durum ortaya çıkarsa, Rusya da savaş uçaklarını ve füzelerini kullanacak mı? Son uçak düşürme krizinden sonra gerçekleşebilecek en kötü senaryo bu... Peki böyle bir olasılık var mı? Rusya Lazkiye'ye yığdığı S400 füzeleri ile Akdeniz'e gönderdiği savaş gemisini kullanır mı? TÜRKİYE ÇEKİNMEYECEK Milliyet Gazetesi'nin Dış Politika uzmanı Sami Kohen 'tüyler ürpertici' diyerek olabilecekleri şöyle analiz ediyor; "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu son demeçlerinde Türkiye’nin kendi hava sahasının ihlal edilmesine kesinlikle izin vermemek konusundaki kararlılığını vurguladılar. Daha açık bir deyişle, eğer Rus uçakları gene sınırı aşmaya kalkışırsa, Türkiye son olayda olduğu gibi davranmaktan çekinmeyecek... RUSYA DA S400'LERİ ATEŞLEYEBİLİR Rus liderler de kendi açılarından kararlı görünüyorlar. Moskova geçen salı günkü olayın tekrarlanmaması için birtakım askeri tedbirler alıyor. Suriye’deki üslerine S-400 füzeleri yerleştiriyor, S-300 füzeleriyle donatılmış “Moskova” kruvazörünü Doğu Akdeniz’e sevk ediyor. Diğer bir deyişle, Rusya da Türk jetlerinin olası bir müdahalesine karşılık vermeye şimdiden hazırlanıyor... TÜRKİYE TEKRAR VURURSA - TÜYLER ÜRPERTİCİ Tekrar olursa... Böyle bir senaryonun gerçekleşmesi korkutucu sonuçlar yaratabilir. Türkiye ile Rusya arasında (“it dalaşı” şeklinde bile olsa) böyle bir sürtüşmenin cereyan etmesinin nereye götürülebileceğini düşünmek bile tüyler ürpertici. Üstelik böyle bir çatışma NATO’nun da işin içine girmesine ve dolayısıyla krizin çok daha geniş boyutlar almasına yol açabilir. Bu nedenle, ivedilikle böyle bir senaryoyu önleyecek bir mekanizmanın kurulması şart. Bunun için Türkiye ile Rusya’nın atması gereken ilk adım, “angajman kuralları” ve “hava sahası ihlalleri” konusunu masaya yatırmak ve yeni “kazalar”ı önleyecek bir anlaşmaya diyalog yoluyla varmaktır. Bu yapılmadığı takdirde, gerçekten yeni hava çatışmalarının her an cereyan etmesi tehlikesi vardır.
Beşiktaş, ligin sonlarına doğru yaşanan sakatlıklar nedniyle zor günler geçiriyor. Sakatlar kadrosuna yeni bir isim daha eklendi!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Beşiktaş'a Portekizli oyuncusu Hugo Almeida'dan sonra Bobo'da sakatlandı. Brezilyalı futbolcunun, kasığında yaşadığı sorun nedeniyle Spor Toto Süper Lig'de bu haftaki Konyaspor maçında forma giyemeyeceği açıklandı.Maslak Acıbadem Hastanesi'nde MR'ı çekilen Bobo'nun sol kasığında zorlanmaya bağlı ödem tespit edildi. Golcü oyuncunun Konyaspor maçında görev yapamayacağını belirten kulüp doktoru Devrim Urgun, Brezilyalı futbolcuyu gelecek haftaki Galatasaray derbisine yetiştirmeye çalışacaklarını söyledi. Beşiktaş'ın bir diğer forveti Hugo Almeida da hafta içinde Gaziantepspor ile yapılan Ziraat Türkiye Kupası yarı final rövanş maçında kasığından sakatlanmış ve 11 Mayıs'taki kupa finale yetiştirilmeye çalışılacağı duyurulmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup toplantısında gündeme ilişkin konularda milletvekilerine açıklamalarda bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sözlerine "Olabildiğince kısa konuşacağım. Yeni bir iklim var. Eğer iyi çalışırsak, halka gidersek, halkın sorunlarını dinlersek emin olun bu halk bizi baştacı yapacak. Neden? Kul hakkı yemiyor, yolsuzluk yapmıyor, yalan söylemiyor, yandaşlara ihale vermiyor, temiz siyaset yapmak istiyoruz." diye başlayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye slogan atan CHP'lilere "Ben hepinizle özellikle de gençlerle gurur duyuyorum." diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu Anayasa Komisyonu'nun uzlaşma olmadan dağılmasını değerlendirirken, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın "evlenme vaadiyle kandırılmış gibi hissediyorum. Nikah masasına oturamadık" şeklindeki sözlerini kullanarak AK Parti'ye yüklendi ve "yeni mi farkettin kandırıldığını sayın Yargıç" diye seslendi. Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: NE YAPACAĞIZ DİYORLAR... "Hafta sonu narenciye üreticileri ile buluştum. "Ne yapacağız" diyorlar. Bir şey yapacaksınız. Sizi edenleri sandığa gömeceksiniz. İşin özü bu. Çiftçisi, üreticisi, sanayicisi, öğretmeni, emeklisi memnun değil. Kim memnun bu düzenden. Onlar da biz de biliyoruz. Kim memnun. Halkın yanında bir düzen isteyenlerin adresi belli: CHP. ÖĞRETMENE KÖLE OLACAĞINA ÖĞRETMENİ KÖLE ETMEYE KALKTIN Öğretmenler bizim umudumuz. Uygarlık öğretmene verilen değer ile ölçülür. Çocuklarımızı, geleceğimizi öğretmenelere emanet ederiz. Sadece okulda mı, hayır yaşamın bütününde yapılacakları öğretmenden öğrenir. Diyojen öğretmenlikten daha şerefli bir meslek yok demiş. Bu kadar önemli. Geçenlerde 24 Kasım öğretmenler günüydü. Sorunları var. Demokratik bir ülkede insanlar sorunlarını yürüyüş yaparak dile getirir. 24 Kasım'da da öğretmenler sokağa çıktı. Anayasal haklarını kullanıyorlar. İktidarın ilgisizliğini anlatacaklar. Ne oldu? Önce tomalar. sonra polis jopu. Bu Türkiye'nin ayıplı tarihidir. Ne yapıyorsunuz siz. Efendim demeç veriyor... Hz Ali Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum demiş. E ne yapıyorsunuz siz. madem bunu biliyorsun. Öğretmene verilen önemi gösteriyor bu. Sen ne yapıyorsun. Seni adam etmeye çalıştılar değil bir harf öğretmek. Sen güvenlik güçlerini seferber ettin. Öğretmenin kölesi olmadın, öğretmeni köle etmeye kalktın.CHP Öğretmene sahip çıkacak, buradan söylüyorum. ÖĞRETMEN AZ ÇALIŞIYOR ÇOK KAZANIYOR DİYOR BİR DE Ataması yapılmayan binlerece öğretmen var. Atama bekliyorlar. Milli Eğitim Bakanlığının 127 bin öğretmen kadrosu boş. Vekiller ile yürütüyorlar. En büyük katkıyı onlar yapıyor. Ama siz, acımasızca dövüyorsunuz. Öğretmeni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Onun kafası almıyor ki, bilimin önünde kimse duramaz. Öğretmenlerin % 89,2'si borçlu, yürümesin de ne yapsın. % 96,5'uğu mesleğinin itibarının kalmadığını söylüyor. Kimi simit satıyor, kimi kağıt topluyor. % 66,9'u umutsuzluk içinde. Öğretmenlere mayıs 2012'de bu diktatör, "öğretmenlerin 12 saat çalışıp yüksek maaş alması haksızlık değil mi demiş. ABD'de 3000 dolar, Almaya'da 2600 dolar, Yunanistan'da 2166 dolar, Türkiye'de 916 dolar maaş alıyor. OECD ülkeleri içinde en çok çalışan öğretmen Türkiye. Çık bir karşısına öğretmenlerin de anlat bakalım bunları. Öğretmene gelince fazla, beyefendi'ye gelince köşeyi dönecek. CHP şunu yapacak. Tüm öğretmen kardeşlerime sesleniyorum Sizi baştacı yapacak olan parti CHP'dir. Sizin sorunlarınızı CHP çözecek. Size saygı duyan CHP'dir. Sizi kucaklayan CHP'dir. SEN KİMSİN DE BİR BAŞKA ÜLKENİN... Malum Mısır'da darbe oldu. Darbeyi ilk eleştirenlerden biri benim. Demokrasi isteyenlerin sesi kısıldı demiştim PArti Meclisinde. Mısırlı daha fazla özgürülük, daha fazla demokrasi istiyordu. Dış işlerini teslim ettiğiniz adamla bu iş olmaz demiştim. NE yaptılar Mısır Halkını düşman ilan ettiler. Bütün Mısırlıların ortak kanaat önderi, el-Ehzer Şeyhi'ni lanetledi Erdoğan. Sen kimsin de bir başka üniversitenin rektörünü lanetleyeceksin. Nereden alıyorsun bu yetkiyi. Bu ülkenin yıllar yılı elde ettiği kazanımı nasıl çöpe atabilirsin. Mısır politikası iflas etti. Tıpkı Suriye gibi. Şimdi Irak'ı onarmaya çalışıyorlar. Bizim sayemizde. Mısır'da da öyle oldu. 2 arkadaşımızı gönderdik. Mısır ile Türkiye halkı kardeştir diyin. İktidara kızıp Türkiye halkına kızmasınlar dedik. Çünkü biz CHP'yiz. Klikçi, mezhepçi değiliz. Türkiye'yi de Mısır'a da kucaklarız. Bizim arkadaşlaırmız gitti, büyükelçiyi geri gönderdi bizimkiler. Ama aynı şekilde devam ediyorlar. STRATEJİK DERİNLİK DEĞİL STRATEJİK REZİLLİK Size dışişleri bakanını anlatan bir örnek vereyim. Genel Başkan yardımcımız bir önerge veriyor. Ahmet Davutoğlu imzasıyla şu yanıt geliyor: Mısırla sağlam bir hukuki zemine dayanan ilişkimiz var. Türkiye-Mısır işbirliği konseyi sayesinde anlaşmalara devam etmektedir. Ne zaman 14 Kasım 2013. Bunu imzalayıp gönderiyor bakan. Üzerinden 10 gün geçmeden büyükelçiyi istenmeyen adam ilan ediyorlar. Stratejik Derinlik diye kitap yazmış. Bu yanıt emin olun Stratejik Rezilliği ortaya çıkarmıştır. Mısır'da ne olduğunu bile bilmiyor. Bir uluslararası ilişkiler öğrencisine sorun. Önemli ülkeler hangileri ortadoğu'da diye... Mısır der, Suriye der, İsrail der... Mısır'da büyükelçimiz var mı? Yok. Suriye'de? Yok. İsrail'de? Yok... Sevsinler senin stratejik derinliğini... Bunlar olurken sen Rabia işareti yapıyorsun. Neden? Mısır'da darbe oldu ondan. Sudan'da da darbe yapıldı. El beşir darbe yaptı, binlerce kişiyi öldürdü. Bu ne yaptı? Kırmızı halı serdi Türkiye'ye çağırdı. Hani darbecilere karşıydın? Amigoluğu bırak. Elini göstereceksen ellerinle yüzünü kapat da utancını gizle bari. TIR ŞOFÖRÜ İTİRAF EDİYOR Konya'da bir tır dolusu cephane yakalanmıştı. Tır şoförü diyor ki "ben bu malzemeleri daha önce Reyhanlı'da götürdüm teslim ettim. Jandarma kontrolünden geçiyordum. Jandarma korumasında bir yerdi. Jandarma Karakolu'nun 200 metre ilerisinde etrafı çevrili bir yere yükümü boşalttım." Bu ifade bir suç belgesidir. Türkiye Cumhuriyeti'nin meşruluğunu uluslararası düzeyde tartışmaya açar. Siz silahı üretiyorsunuz, Jandarma kontrolünde götürüp teslim ediyorsunuz. Niye yapıyorsunuz müslümanı müslümana kırdırmak için yapıyorsunuz. Esad'ı devirecekler. Silah gönderiyorlar bunun için. Kimsenin Türkiye cumhuriyetini bu konuma düşürmeye hakkı da yetkisi de yoktur. Türkiye'yi ortadoğunun şamar oğlanına döndürdüler. Buradan söylüyorum. Şamaroğlanı olan Türkiye Cumhuriyeti değil onun başındaki adamdır. İRAN'I VE DİPLOMATLARINI TEBRİK EDİYORUM Cenevre'de İran ile yapılan müzakerelerle kitle imha silahı üretilmesinin önüne geçiyorlar. İran uluslarası sistemin entegre olmuş parçası oluyor. Bu güzel bir olay. Bu bölge önemli bir bölge. Bu bölgede tüm ülkelerin barışa ihtiyacı var. Acılarımız da var ama ortak çağrımız Barış olmalı. İran'ı ve onun diplomatlarını yürekten kutluyorum. 12 EYLÜL'DE BEDEL ÖDEMEYEN BİR TEK ONLAR 12 Eylül hepimizin aklında olan bir tarih. Partimiz kapatıldı, genel başkanımız tutuklandı. Canımız yandı. Sadece bizim mi? Hayır binlerce kişinin canı yandı. 630 bin kişi gözaltına alındı. 50 kişi asıldı. Erdal Eren'in yaşını büyüttüler idam ettiler. Yüzlere kişi işkencelerde öldü. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkartıldı. Maliye Bakanlığında çalıştığım yıllarda bir arkadaşım vardı. İkimizde daire başkanıydık. 12 Eylül paşaları o arkadaşımı sakıncalı görüp yurt dışına göndermediler. Odama geldi, çocuk gibi ağladı. Kemal dedi, benim bu ülke için babam Kore'de şehit oldu. Ben bu ülke adına pek çok anlaşmada başkanlık yaptım, şimdi sakıncalı oldum... dedi. Sadece bu dram mı yaşandı. 1402 sayılı yasa ile yüzlerce üniversite hocası işten atıldı. Mıntıka temizliği yaptılar. Aydınları işkenceden geçirdiler. Sadece bunu mu yaptılar? Hayır kendi hukuklarını kurdular. Yök'ü kurdular, %10 seçim barajını getirdiler. Bunlar yaşanıp bedel ödenirken, bedel ödemeyen bir grup vardı. AKP değildi o zaman adı ama onlar sadece alkışları. 11 yıldır iktidardalar. İhbar ettiler aydınlarımızı. Muhbirliği severler zaten. AKP 12 Eylül ürünüdür. 12 Eylül ürünü olan bir parti 12 Eylül ile hesaplaşamaz. 2 kişi için dava açtılar. Faili meçhulleri araştırlarım, yok. % 10 seçim barajını kaldıralım... Olmaz. Tek bir farkları var. birinin apoleti vardı, diğerinin yok. Seçim batrajını kaldırmazsanız 12 eylül ile hesaplaşamazsınız. Anayasayı değiştirmezseniz, YÖK'ü kaldırmazsanız 12 Eylül ile hesaplaşamazsınız. MASADAN KALKACAĞIZ DİYE HESAP ETTİLER, OLMADI Anayasayı değiştirelim. Hay hay. Önce şunu düşündü. CHP karşı çıkacak dedi. Ama biz karşı çıkmadık. Özgürlük ve demokrasi istiyoruz. Anayasa değişsin istiyoruz. Şaşırdılar. Masaya oturduk. Başkanlık sistemini getireceğiz dediler. Komisyonda görüştürmeyiz dedik. Görüştürmedik de. ama kalkmadık masadan. 48 madde üzerinde uzlaşıldı. 60 madde üzerinde uzlaşıldı. Çek başkanlık teklifini diyoruz. Çekmem diyor. Bu darbeciler gördüler ki CHP masadan kalkmıyor. Cemil Çiçek aracılığı ile masadan tüyelim diyorlar şimdi. BUNLAR BAŞKANLIK DEĞİL DİKTATÖRLÜK İSTİYOR Bunlar darbeci. Ben başkan olayım, hakimi, savcıyı, vekili ben tayin edeyim diyor. Burhan Kuzu Obama'ya üzülüyor, nasıl yönetiyor ABD'yi diye. Biz buna karşı çıktık. Olmuyor baktı ki masadan kaçtı. Bütün yurttaşlarıma söylüyorum. Sivil anayasa için adres belli: CHP. Cemil Çiçek, bu benim görevim değil, ayrılıyorum diyor. Ayrılacaksan TBMM başkanlığından ayrıl. Ben de seni kutlayayım. YENİ Mİ FARKETTİN KANDIRILDIĞINI Ben doğrusu kendimizi evlenme vaadiyle kandırılmış insanlara benzetiyorum. Nikah masasına oturulmadı diyor Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç. Değerli hakimim sen yeni mi farkına varıyorsun. Emekliyi, çiftçiyi, işçiyi, öğretmeni kandırdı. Sen yeni mi farkettin. Adamın arzusu o zaten. Anayasayı değiştirmek değil, değiştiriyor görünmek istiyor. GERÇEK BİR DEMOKRASİDE BUNLARIN HEPSİ... Dikta yönetimlerinin bir özelliği vardır. Yasalara uymazlar. Ahmet Altan, Markar Eseyan, Yasemin Çongar, Mehmet Altan, Mehmet Baransu. Bunlar bir gazetenin yazarları. Casus diye bunları dinlemek istiyorlar. Bir hakim ayarlılyorlar. Kod isimleriyle dinleme kararı alıyorlar. Yürekli bir avukat bunun peşine düşüyor. Dinleyeceksen birini kuralı ihmal edemezsin diyor. Bir mektup yazdılar, resmi bir yazı, biz yargıçlarla anlaştık, kod adı kullandık diye. MİT yasası açıkça yazılmalı dinleyen kişinin diyor. Normal bir demokraside bu rezalet o yargıcı, o MİT müsteşarını, o başbakanı götürür. Ama emin olun bunları halk götürecek. SANATÇIYA ULAN DİYOR SESİNİ ÇIKARTAN YOK Ben geçen hafta Ahmet Kaya hayatta olsa Gezi'de olurdu diye düşüncemi söyledim. Erdoğan grup toplantısında bir konuşma yaptı. Ben hiç yorum yapmadım. Konuşma şu, "ödül töreninde Ahmet Kaya'ya saldıranlar gezi parkında bize saldıranlar kimse onlardı. Ulan hepiniz oradaydınız"... Bir hafta bekledim. Bizi eleştirebilirsin ama bize ulan diyemezsin der diye bekledim. sizin sanatçılığınız su götürür bu saatten sonra. Üstelik bunlar geziye katılmayanlar, Erdoğan'ın yanında olanlar. Önünde diz çökenler. Başbakanın önünde diz çöken, başbakan ulan dediğinde sesini çıkarmayana dünyanın hiç bir yerinde sanatçı denmez. Ben ulan hepiniz oradaydınız deseydim koro halinde vay efendim derlerdi. Ama korku dağları sarmış. Sanatçı rüzgara karşı yürüyen adamdır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar diyor. Yalancıdan başbakan olmaz. Bunlar senin adamalrın. Yeri geldiğinde Akil Adam diyorsun, yeri geldiğinde ulan diyorsun. Sanatı yükseltmek, yüceltmek mi istiyorsunuz. Yeriniz belli sanatçı kardeşilerim size kucağını açan çağdaş bir parti var CHP.
Kastamonu’da ikamet eden engelli bir vatandaşın yolu yapıldıktan sonra hayatı değişti. Engelli vatandaş, sakat kaldıktan sonra ilk kez yapıl...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kastamonu’da ikamet eden engelli bir vatandaşın yolu yapıldıktan sonra hayatı değişti. Engelli vatandaş, sakat kaldıktan sonra ilk kez yapılan yol sayesinde 2 kilometre uzaklıktaki annesinin mezarı başında dua edebildi. Kastamonu’nun merkeze bağlı İbişler köyünde ikamet eden böbrek hastası Şükrü Maden (30), köylerinin yolu olmadığı için 6 yıldır gidemediği annesinin mezarı başına ilk kez gidebildi. Maden, köylerinin yolunun yapılmasının ardından hayatının değiştiğini ve engelinin kalktığını söyledi. 10 yıldır böbrek hastası olduğunu belirten Şükrü Maden, ayrıca 2008 yılında kemik erimesinden dolayı iki kalçasının kırıldığını belirterek, yürüyemez hale geldiğini kaydetti. Yüzde 90 ağır özürlü olduğunu ifade eden Maden, hayatını diyaliz makinesi ve tekerlekli sandalyeye bağlı sürdürmeye çalıştığını belirtti. ALTI YIL SONRA ANNESİNİN MEZARI BAŞINA GİDEBİLDİ Kastamonu İl Özel İdaresi ekipleri sayesinde köy yollarının asfaltlandığını açıklayan Maden, şöyle konuştu: “6 yıldır annemin mezarı başına gelemiyordum. Bu sayede annemin mezarı başına geldim, dua ettim. Yol yapılmadan önce evden çıkamıyordum, hava alamıyordum, gezemiyordum. Ama yolum yapıldıktan sonra şimdi evin kenarlarına çıkıyorum, köyün etrafında dolaşıyorum. Göremediğimiz arkadaşlarımın yanına gidiyorum, onlarla sohbet ediyorum.” YOL YAPILINCA SAKATLIĞIMDAN KURTULDUM Köy yollarının asfaltlanmasının ardından adeta sakatlığından kurtulduğunu vurgulayan Maden, şunları söyledi: “Yol olmadan önce ancak kapının önünde oturabiliyordum. Yolumun yapılması benim için büyük bir mutluluk oldu. Bunu kimseye tarif edemem. Tekerlekli sandalyeme binip herkes gibi sanki yürüyormuş gibi her tarafı gezebiliyorum. Annemin mezarı başına istediğim zaman gelebiliyorum.” Annesinin mezarına daha önce yürüyerek gelmeye gayret gösterdiğini fakat yarı yola gelmeden geri dönmek zorunda kaldığını açıklayan Maden, sözlerine şöyle devam etti: “14 yıl önce annemi kaybettim. Annemin mezarına ulaşamıyordum. Yarı yolda annemin ruhuna dua edip geri dönüyordum. Şimdi yolum olduğu için daha rahat gezip istediğimiz zaman kendi başına evden çıkıp annemin mezarı başına gelebiliyorum. Burada duamı yaptıktan sonra rahat bir şekilde tekrar geri dönebiliyorum. Evden annemin mezarı iki kilometre uzaklıktadır.” BOŞ VAKİTLERİNDE KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVİYOR Haftada üç gün diyalize gittiğini ve 4 saat boyunca diyalize bağlı kaldığını anlatan Maden, şunları kaydetti: “Boş zamanlarımda kitap okumayı seviyorum. Roman veya hikayeleri okuyorum. Elimdeki bütün kitapları okudum. Elimdeki kitapları, diyaliz tedavisine gittiğim zaman oradaki hemşirelerden alıyorum ve bu kitapları okuduktan sonra tekrar geri getirip hemşirelerden yeni kitaplar alıyorum. Boş vakitlerimi kitap okuyarak değerlendiriyorum.” Kendisine ait bir odanın hayatta en büyük isteği olduğunu anlatan Maden, sözlerine şöyle devam etti: “Diyaliz tedavisi gördüğüm için tedaviden geldikten sonra dinlenebileceğim, düzenli, tertipli, ilaçlarımı koyabileceğim ecza dolabı, kendime ait bir bilgisayar, televizyon gibi sadece kendime ait bir odamın olmasını istiyorum.” Yolu yapıldıktan sonra oğlunun hayatının değiştiğini belirten Şahittin Maden (71) ise, Kastamonu İl Özel İdaresi ekipleri sayesinde kapının önünden ayrılamayan oğlunun şu an rahat bir şekilde köyün etrafında dolaşabildiğini kaydetti. (İHA)
Gelin hep birlikte ters mantık yürütelim ve bu saldırının en çok kimin işine yarayacağını konuşalım.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tarih 30 Temmuz 2016... Kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu tarihi konuşmayı yapıyor: “Ülkemizde oynanan oyunu bir kez daha bozduk. Bundan sonra inşallah Suriye’deki oyunu da bozacağız, Irak’ta oynanan oyunu da bozacağız, Libya’da oynanan oyunu da bozacağız. Orta Doğu’da, Kuzey Afrika’da, dünyanın her yerinde mazlumların ve mağdurların tek bir gözyaşı kaybetmemesi adına oynanan oyunları bozacağız." Tarih, 13 Ağustos 2016... Kürsüdeki isim bu kez Binali Yıldırım. Bir tarihi konuşma da ondan geliyor: "Suriye konusunda önümüzdeki 6 ayda çok önemli gelişmeler olursa şaşırmayın!" Ve Tarih 24 Kasım 2016, yani dün... Suriye'nin El Bâb bölgesinde, Türk askerlerini hedef alan saldırıda 3 askerimiz şehit oldu, 10 asker yaralandı. Tesadüfe bakın ki saldırı, Türkiye'nin Rus uçağını vurduğu tarihin yıldönümünde yaşandı! Saldırıyı Suriye'ye bağlı rejim güçlerinin gerçekleştirdiği yönünde kuşkular var ama bu bilgi henüz kesinleşmedi. Kimileri ise "Rusya intikam" aldı diyor. Şimdi... Yukarıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım'ın Suriye ile ilgili olumlu sayılabilecek açıklamalarını okudunuz. Açıklamalardan anlaşılacağı üzere Türkiye, Suriye ile ilişkilerin yeniden düzeltilebilmesi için perde arkasında diplomatik bir çalışma yürütüyordu. Zaten dikkat ederseniz, o tarihten sonra ne Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne de Başbakan Yıldırım Suriye ve Beşar Esad hakkında olumsuz bir açıklamada bulunmadı. Soru şu: "Beşar Esad böyle olumlu bir atmoseferde Türk askerine neden ateş açsın?" Bir başka deyişle, bu saldırı Esad rejimine ne kazandırır ne kaybettirir?" Aynı soruyu Rusya için de soralım: Cumhurbaşkanı Erdoğan Rus uçağının düşürülmesinden sonra üzüntülerini belirtmiş ve iki ülke arasındaki ilişkiler normale dönmüş. Hatta normalin ötesine geçmiş, Putin 15 Temmuz darbesinde Türkiye'nin yanında yer aldığını ilan eden ilk siyasi lider olmuş. Ve hatta güzel ilişkiler bununla da kalmamış, Erdoğan ve Putin perde arkasında ABD ve AB'ye karşı aynı ortak dili kullanmış, bunun neticesinde Şanghay İşbirliği Teşkilatı'nın Enerji Kulübü 2017 Başkanlığı Türkiye'ye verilmiş. Hal böyleyken, Türk askerine saldırmak ve beklentilerin de ötesinde iyi giden ilişkileri yeniden bozmak Rusya'nın işine yarar mı? Bence her iki sorunun cevabı da hayır! Hem de dünyalar dolusu hayır! Peki, o zaman saldırıyı kim yapmış olabilir? Ya da şöyle soralım: "Bu saldırı en çok kimin işine yarar?" Günlerdir ABD ağzıyla konuşup, "Türk askeri sınırlarımızda operasyona devam ederse vururuz" tehditleri savuran Irak olabilir mi? El Bab, Suriye'nin bir şehri olduğu için bu ihtimali zayıf görebilirsiniz. Ancak unutmamak gerekir ki PYD ve Kürt koridoru konusunda Türkiye'nin direncini kırmaya çalışan bir süper güç var! Devam edelim... Cumhurbaşkanı Erdoğan iki gün önce ne demişti hatırlayalım: "Şu anda El Bab'a dayandık. Yetmez. Biz şimdi oradan da Münbiç'e doğru ayrıca gideceğiz. Münbiç'te PYD var, YPG var. 'Gidecekler' dediler, 'Gitsin' dedik. Şu ana kadar bir miktar gittiğini söylüyorlar. Biz tamamen orayı PYD ve YPG'nin boşaltmasını istiyoruz!" Saldırının El Bab'da olması, Türk tanklarının yönünü PYD'nin olduğu Mümbiç'e çevirdiği anda yaşanması size manidar gelmiyor mu? Bu ihtimal burada kalsın ve biz "Saldırı başka kimin işine yarar?" sorusunu sormaya devam edelim. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları üzerinden gidelim: Erdoğan 29 Ekim tarihinde Telafer ile ilgili şu ifadeleri kullanmıştı: "Telâfer meselesi, bizim için hassas bir konu. Telâfer'de bir defa biz bu işe kesinlikle sıcak bakmayız. Sincar'da kesinlikle sıcak bakmayız. Bunu zaten bütün yetkililere çok açık net söyledim. Dedim ki Telâfer tamamen Türkmen ili, ilçesi. Bunun yarısı Şia yarısı Sünni. Biz tabii değerlendirmeyi Şia, Sünni üzerinden değil aslında gönlümüzün arzusu bunu tamamen Müslüman olarak bakıyoruz. Fakat Haşdi Şâbi burada eğer böyle bir terör estirirse kesinlikle buna olan cevabımız bizim farklı olur." Açıklamadan da anlaşılacağı üzere Haşdi Şabi dediğimiz yapı, İran'ın bölgeye saldığı Şii yapılanması. Örgüt, Telafer'i ele geçirerek Şii hilalini tamamlamak istiyor. Ve bu örgüt şu anda Telafer'i tamamen kuşatmış durumda ama Türkiye'nin itirazlarından dolayı kente giremiyor. O zaman şu soruyu soralım: Saldırı, ABD ve Beşar Esad ile iş tuttuktan sonra Türkiye'nin azılı düşmanı haline gelen İran'ın işi olamaz mı? Uzan lafın kısası... Saldırı, bir taşla birkaç kuşu aynı anda vurmayı hedefliyor. Irak, İran ve PYD istediğini alacak. Türkiye ile Suriye bir savaşın içine girecek. Rusya ise bu savaşta Suriye'nin yanında, Türkiye'nin karşısında yer alacak ve iyi ilişkiler sona erecek. Böylelikle içeride PKK ve Fetö, dışarıda ise Suriye ile savaşa giren Türkiye'yi parçalama hamlesi çok daha kolay olacak. Yerküre üzerinde böyle bir şeyin yaşanmasını hangi ülke isteyebilir? ABD mi dediniz? Ben de öyle tahmin etmiştim! Dipnot: Avrupa Parlamentosu Türkiye ile ilişkileri geçici dondurduğunu açıkladı. Alınan kararın şimdilik bir bağlayıcılığı yok. AB Konseyi Zirvesi'nin 15-16 Aralık'taki toplantısında kabul görürse resmiyet kazanacak. Kararda, üyelik müzakerelerinin yeniden başlayabilmesi için OHAL uygulamasının kaldırılması gerektiği şartı koşuluyor. Yani bu şu anlama geliyor. İktidar, Ocak ayının başında sona erecek olan OHAL'i yeniden uzatmayı zaten düşünmüyor. AB bunu fırsat bilip, "OHAL'i kaldırdığınıza göre müzakerelere devam edebiliriz" diyecek anlayacağınız. Alınan karar, korkunun dışa vurumundan başka bir şey değil. Bizim bir kaybettiğimiz yerde kendilerinin 5 kaybedeceğini hepsi çok iyi biliyor. Onun için böyle kurnazca bir taktik uyguluyorlar. Bakın buraya yazıyorum. Türkiye alınan bu kararın altında kalmadığını gösterip, İngiltere gibi referanduma gideceğini açıklarsa, vallahi de billahi de kapımıza gelip "Biz ettik siz etmeyin" diye yalvaracaklar. Başka çareleri yok!
MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden öyle bir iddiada bulundu ki…
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Her seferinde Atatürk’e küfür ve hakaret eden, hükümetten yana tweetler atan düzen Alper Terzioğlu lakaplı Twitter kullanıcısının gerçek kimliğinin ortaya çıktığı iddia edildi. MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan Twitter hesabından yaptığı açıklamayla Alper Terzioğlu’nun İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler olduğunu iddia etti. Türkkan Twitter hesabından; ”Sabah akşam twitterdan anneme söven Alper Terzioğlu denilen neseb-i sahih, Barış Gülermiş. Ben bana dahil herkese Alper Terzioğlu adıyla 7×24 küfreden Barış Güler’e hiç küfür etmedim. Ama bilsin ki şimdi 70 milyon O’nu yadediyor.” yazdı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Türkiye Cumhuriyeti kanunları tektir ve biz bu kanunlara uymak zorundayız. Kanun dışına çıkanlara kanunun gücü...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Türkiye Cumhuriyeti kanunları tektir ve biz bu kanunlara uymak zorundayız. Kanun dışına çıkanlara kanunun gücü yeter. Kanunları tanımama konusunda kimse bu kadar keyfi davranmamalıdır” dedi. Çeşitli inceleme ve ziyaretlerde bulunmak için Bolu’ya gelen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, ilk olarak Gerede’ye uğradı. Gerede Belediyesi’ni ziyaret eden Bozdağ, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bozdağ, polislerin gözaltına alındığı operasyonlarla ilgili şunları söyledi: “Türkiye’de yaşadığımız bazı tartışmalara baktığımızda bazı kamu görevlilerinin anayasa ve yasalar dışında başka sahiplerle hareket ettiğine dair çok ciddi eleştiriler var. Biz böyle bir durumdan rahatsızız. Olmaması lazım. Örneğin bir bakan talimat veriyor. Müsteşarı da ’bir de ben bunu mahallenin imamına sorayım kasabına sorayım veya bağlı olduğum yere sorup o görevi yerine getireyim derse orada ciddi bir sorun vardır. Hiçbir devlet kanunları çerçevesinde verilen emirleri kanun dışı yerlerle müzakeresini ve icraya konulmasını istemez. Türkiye Cumhuriyeti kanunları tektir ve biz bu kanunlara uymak zorundayız. Kanun dışına çıkanlara kanunun gücü yeter. Kanunları tanımama konusunda kimse bu kadar keyfi davranmamalıdır. Biz hep söylüyoruz. Yargının bağımsızlığı demek farklı bir özellik değildir. Hiçbir şeyde bağlılık olmak kendi iradesiyle kanun koymak anlamına gelmez.” Türkiye’de bazı insanların Allah rızası için yalan söylediğini ifade eden Bekir Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazı medya organları 17 Aralık’tan sonra yaşananlar üzerinden algı operasyonu yapıyor. Bazı televizyonlar yapımcıların dertleri milleti kendi söyledikleri yalanlara inandırmak. Yolda gelirken twitter’dan bakıyorum. Resmen yalan söylüyorlar. Yalanı söylerken Allah rızası için yalan söyleyen insanlar ortaya çıktı. Allah rızası için yalan söylenmez. Allah yalanı sevmez yalan söyleyeni de sevmez. Yalanı ibadet sayarak söyleyenler var. Yalan söylemeyi şu dönemde Allah rızası için yaptığını söyleyen insanlar ortaya çıktı. Yalan kim söylerse söylesin ne maksatla söylenirse söylensin yalandır, iftira nasıl atılırsa atılsın iftiradır." Türkiye’de şu an yalan ve dolanla dolu algı operasyonu yapıldığını anlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanlar hukukun dışına çıkıyorsa o zaman bu insanlara da bir cevap verilir. İnsana sorarlar. Bir ülkede 3 sene dinleme yapıyorsunuz. Bazı insanları sürekli dinliyorsunuz. Üç ay geçiyor bir şey yok. 12 ay geçiyor yine bir şey yok. Neden dinlemeye devam edersiniz. Hukuk ve yargı maşa gibi kullanılmak suretiyle insanların mahrem alanı kirletiliyorsa hukukun da bir cevap vermesi gerekir. Herkesin hukuk içinde kaldığı bir Türkiye güçlü bir ülke olur. Vatandaşlarımızın bu söylemlere itibar etmemelerini rica ediyorum.” Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, daha sonra cuma namazını Gerede Merkez Camisinde kıldı. Bozdağ, cami çıkışında vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı, onlarla sohbet etti. (İHA)
1993 yılında bombalı tuzakla öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun Yeşil açıklaması sonrası tartışmalar devam ediyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 1993 yılında bombalı tuzakla öldürülen gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'nun suikasttan 3 yıl sonra 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın evlerini ziyaret ettiğini açıklamasının ardından tartışmalar devam ediyor. Dönemin TBMM Uğur Mumcu Cinayeti Araştırma Komisyonu, hazırladığı raporunda bazı isimler ve kurumlar hakkında araştırma yapılmasını talep etti. Ancak konuya ilişkin tek bir adım dahi atılmadığı ortaya çıktı. Komisyonun sonuç bölümünde, "Soruşturmayı savsaklayan ve görev kusuru olan, eski DGM Başsavcısı Nusret Demiral ve eski DGM Savcısı Ülkü Coşkun; Uğur Mumcu'yu koruma konusunda gerekli önlemleri almayan Ankara Valisi ve her kademede görev yapan diğer ilgililer; 18.02.1993 tarihinde TRT'de yayınlanan Perde Arkası programına katılarak görüş belirterek soruşturmanın gizliliğini ihlal eden kamu görevlileri; 20.09.1993 tarihinde yayınlanan Ateş Hattı programına tanık Ayhan Aydın'ı götürerek soruşturmanın gizliliğini ihlal eden güvenlik görevlileri; tutanakta tahrifat yapan ve imha tutanaklarını tanzim eden İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polislerle, diğer ilgili ve görevliler" hakkında, inceleme, araştırma ve gerekli soruşturmanın yapılmasının uygun olacağı belirtiliyor. Fakat aradan geçen 19 seneye rağmen, Meclis Araştırma Komisyonu'nun taleplerinin hiçbirinin yerine getirilmediği ortaya çıktı. "MİT VE GENELKURMAY BİZİ YANLIŞ YÖNLENDİRDİ" Dönemin TBMM Uğur Mumcu Cinayeti Araştırma Komisyonu Başkan Vekili Tevfik Diker, komisyonu MİT, Genelkurmay, Jandarma başta olmak üzere diğer devlet kurumları ile şahısların yanlış yönlendirdiğini vurguladı. Yeni gelişen olaylar, mevcut konjonktür ve ortaya çıkan yeni bilgiler, iddialar ışığında 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal, eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis, Gazeteci-yazar Uğur Mumcu ve TBMM Susurluk Komisyonu Raportörü Hakim Akman Akyürek'in ölümlerini araştırmak için yeni TBMM Araştırma Komisyonları kurulması gerektiğini dile getiren Diker, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda girişimde bulunması gerektiğini ifade etti. YANLIŞ BİLGİ VERENLERİN ÜZERİNE GİDİLMELİ Bu dört cinayette ortak noktalar bulunduğuna dikkat çeken Diker, şöyle devam etti: "Muhtemel kurulacak TBMM Artaştırma Komisyonu , özellikle; Türk Gladyosunu, Türk derin devletini, kontrgerillayı, eski MİT'i, kirli siyaseti, Baronlar Konseyini, CIA ve MOSSAD ile Türk derin devlet ilişkilerini, mafya-çete bağlantılarını, PKK-Ergenekon işbirliğini, Özel Kuvvetleri, Genelkurmay ATASE (Harp Tarihi) ile Kozmik Oda arşiv kayıtlarını incelemeli ve araştırmalıdır. Ayrıca Uğur Mumcu cinayetinde bugüne kadar ortaya konan resmi görüş terk edilmeli ve uzaktan kumanda ile cinayetin işlenmiş olması ihtimali üzerinde yoğunlaşılmalıdır. 20. Dönem TBMM Uğur Mumcu Cinayetini Araştırma Komisyonu'na yanlış yönlendirici bilgi verenler ile bilgi ve belgeleri saklayanların da üzerine gidilmelidir. Hakim Akman Akyürek ve Gazeteci Yazar Tuncay Özkan ilişkileri sorgulanmalıdır."
Bursaspor, Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında sahasında ağırladığı Akhisar Belediyespor ile 1-1 berabere kaldı.<br/>Karşılaşmanın ardında...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bursaspor, Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında sahasında ağırladığı Akhisar Belediyespor ile 1-1 berabere kaldı. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Bursaspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, “Önemli bir iki puan kaybettik. Oyununun başlarında golü düşünen bir zihniyetle oynadık. Yediğimiz gol kendi hatamız. Karşımızda son 10 haftayı değerlendirirsek, ligin 4. takımı vardı. Rakibine az pozisyon veren bir takım. İyi bir zamanda gol attık. İkinci yarı kaçırdığımız net pozisyonlar vardı. Golü atsak rakip üzerimize gelecek ve avantajlı süreç elde edecektik. Son paslarda daha dikkatli olabilirdik. Önümüzdeki hafta mutlaka telafi etmek zorundayız. Küme düşme potasındaki takımlarla oynamak kolay değil. Rakibimizi tebrik ediyoruz. Avrupa Kupası sözünü tutacağız ve önümüzdeki hafta bu maçı telafi edeceğiz” dedi. Maurice Edu da, “Maçtan önce ligde çok iyi pozisyondaydık. En iyi oyunumuzu sergileyemedik ve iki puanı kaybettik. Önümüzdeki maç bizim için çok önemli. Bu maçı kazanmak zorundayız” diye konuştu. Faslı oyuncu Basser ise, “Kendi hatamızdan geriye düştük. 1-1’i yakalamak zor oluyor. 3 puanı almak zorundaydık. Önümüzdeki maça kitlenmek zorundayız” şeklinde konuştu. AKHİSAR BELEDİYESPOR CEPHESİ Akhisar Belediyespor Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, “Çok önemli bir maça çıktık. Hedefimiz 3 puanla ayrılmaktı. Ancak 3 puanı alacak oyunu ortaya koyamadık. Yenilmeden dönmekte çok önemli. Oyuncularımı tebrik ediyorum. İnancımızı sağlam tuttuk. Bu ligden düşeceğimize inanmıyorduk. Şuanda bütün oyuncularımız formda ve forma bekliyor” dedi. “ŞİDDETLE PUANA İHTİYACIMIZ VAR” Bursaspor’un ligin en iyi takımlarından birisi olduğunu ifade eden Kenan, “Zor bir maç olacağını biliyorduk. Bursaspor ligin en iyi takımlarından birisi. Şiddetle puanı ihtiyacımız var” şeklinde konuştu. Bilal Kısa da, “5 haftadır çıkışımız vardı. İki formda olan karşı karşıya geldi. Öne de geçti ama golü bulduktan sonra geriye çekildik. İkinci yarı çok fazla pozisyon vermedik. Yenilmemek önemliydi. Kalan 3 haftayı en iyi şekilde geçmek istiyoruz” diye konuştu. (İHA)
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in kavga eden iki kadın milletvekilini barıştırma girişimi başarısızlıkla sonuçlandı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin hakkında BDP'nin verdiği gensoru dün reddedilmişti. Meclis'teki görüşmelerde, BDP le AK parti grubu arasında gerginlik yaşanmış, AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan tarafından 'kadın şiddeti' uygulamakla suçlanmıştı. Dün, yine BDP'nin 'medyada ayırımcı yaklaşım ve dil' konusundaki araştırma önergesinin görüşülmesi sırasında konu gündeme geldi, taraflar birbirini suçladı, barış girişimi sonuç vermedi. Partisinin önerisi üzerine söz alan BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, dünkü birleşiminde çıkan tartışmalar sırasında AK Partili Bahçekapılı'nın, 'fiili saldırıda' bulunduğunu söyledi. "TERBİYESİZ' DENDİ" Bunun üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Bahçekapılı, ''Dün burada bazı gergin anlar oldu. Sözlü şiddet yaşadık. Sayın Elitaş, BDP sıralarına giderek bu olayı önlemek anlamında bazı müdahalelerde bulundu. Ancak buna karşılık kendisine fiili müdahaleye hazırlık anlamında hücum oldu. Ben de oraya gittim. İtişme kakışma oldu. Ben de yerime geldim. Bu sırada Pervin Buldan bana hakaret etti ve bana 'terbiyesiz' dedi. Şiddete karşıyız. BDP milletvekilleri de karşı ama lütfen samimi olsunlar. Nedenini bilmeden, bir kadın milletvekilinin gencecik bir memura, bir delikanlıya tokat atması kadın şiddeti olmuyor, benim burada müdahalem kadın şiddeti oluyor.'' "FİİLİ HAREKET YAPTINIZ..." BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ise Bahçekapılı'nın dün yaşananlarla ilgili gerçekleri saptırmaya çalıştığını iddia etti. Buldan, ''Bizim grubumuzun önünde istenmeyen olay yaşandı. Sayın Tuncel araya girerek, erkek vekillerin yerlerine oturması gerektiğini söyledi. Sayın Bahçekapılı, Sayın Tuncel'i elinizle iteklediniz. Yaptığınız hareket yanlıştı. Ona karşı fiili hareket gerçekleştirdiniz. Ben de sizin yanınıza geldim ve 'özür dileyin' diyecektim ki elimi ittiniz ve aynı saldırıyı bana da yaptınız. Sonra size 'terbiyesiz' dedim. Sizden özür bekliyorum. Özür dilemediğiniz sürece sizinle ilişkilerimi askıya alacağım ve sizinle konuşmayacağım. Siyaset yapan bütün kadınlardan özür dileyin" diye konuştu. İKİ TARAF DA ÖZÜR DİLEMEDİ Tartışmalar üzerine TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, her iki grup başkanvekilinin de birbirlerinden özür dilemeleri için ısrar etti. Buna rağmen, Bahçekapılı ve Buldan özür dilemeyince, Mumcu, ''Öyle anlaşılıyor ki karşılıklı özür dilemekten kaçınıyorsunuz" dedi.
3 aydan 3 aya ödenen engelli aylıklarına yeni düzenleme yapıldı, son haberleri Erdoğan duyurdu. Eylül ayından itibaren 2022 engelli maaşları artık her ay düzenli ödenecek. Hane halkının kişi başı geliri 483,63 liranın altındaysa maaş bağlanacak. Yüzde 40-60 engeli olanlara 433,68 lira, yüzde 70 ve engeli olanlara 650,51 lira verilecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Engelli aylığı ne zaman verilecek sorusunun yanıtı milyonlarca vatandaş tarafından merak edilen ve sorgulanan konular arasında yer almaya devam ediyor. Her ay ödenmeye başlanacak 2022 engelli aylığı 433,68 lira ile 650,51 lira arasında değişecek. engelli maaşı almak için ise hane halkının gelirine bakılacak. Eğer kişi başı geliri 483,63 liranın altındaysa maaş bağlanacak. Üstündeyse ise engelli maaşı ödenmeyecek. Ayrıca 10 ay boyunca bankaya yatırılan engelli aylığını almayanların ödemeleri durdurulacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği yüzbinlerce kişiyi ilgilendiren müjde hayata geçti. 3 aylık dönemler halinde ödenen 65 yaş aylığı ve engelli aylıkları artık aylık olarak verilecek. HESAP GELİRE GÖRE: Her ay yaşlılara 543,27 lira, yüzde 40-60 engeli olanlara 433,68 lira, yüzde 70 ve engeli olanlara 650,51 lira verilecek. Daha önce torba yasada yer alan uygulama ile ilgili Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre, söz konusu aylıklardan yararlanmanın şartları şöyle olacak: Yaşlı aylığında, aynı hanede ikamet edip etmediklerine bakılmaksızın aylık bağlanacak kişinin kendisine ve eşine ait her türlü gelirler toplamı esas alınacak. Kişi başı düşen ortalama aylık gelir tutarı asgari ücretin aylık net tutarının 1/3'ünden (483,63 liradan) az ise aylık bağlanacak. 10 AY KRİTERİ: Engelli aylıkları ve 18 yaş altı engelli aylıklarında ise hane içinde kişi başına düşen gelire bakılacak. Aynı evde yaşayan herkesin gelirlerine bakılarak kişi başı gelir 483,63 liranın altındaysa maaş bağlanacak. 10 ay boyunca bankaya yatırılan 65 yaş ve engelli aylığını almayanların ödemeleri durdurulacak. Kişilerin geliri hesaplanırken çeşitli gelirlerin yanı sıra banka mevduatına da bakılıyordu. Katılım bankalarındaki tasarruflar da hesaplama kapsamına alındı. ENGELLİ YA DA 2022 MAAŞI NEDİR: 2022 maaşı, toplumda genel olarak engelli maaşı/aylığı olarak bilinen, 2022 sayılı 65 yaşını doldurmuş olan, muhtaç kimsesiz Türk vatandaşlarına aylık bağlanması hakkında kanun kapsamında bağlanan aylıktır. Kanuna göre engellilere üç tip maaş bağlanabiliyor. 18 yaşından büyük olan ve engellilik oranı yüzde 70 ve üzerinde olanlara, 18 yaşından büyük ve engellilik oranı yüzde 40 ila yüzde 69 arasında olanlara ve 18 yaş altı engelli yakını olan kişilere maaş bağlanıyor. Bu maaşlar 3 aylık periyotlar halinde ödenmektedir. ENGELLİ MAAŞI NE KADAR: Engellilik oranı yüzde 40 – yüzde 69 arası olanların aylıkları 433,67 TL. Engellilik oranı yüzde 70 ve üzeri olanların ise aylıkları 650,52 TL’ 2022 Maaşı Ödeme Günleri • Doğum tarihinin son rakamı 0 – 5 olan kişilere her dönemin 5 inci günü. • Dоğum tarihinin sоn rakamı 1 – 6 оlan kişilere her dönemin 6 ıncı günü. • Doğum tarihinin son rakamı 2 – 7 olan kişilere her dönemin 7 inci günü. • Doğum tarihinin son rakamı 3 – 8 olan kişilere her dönemin 8 inсi günü. • Doğum tarihinin son rakamı 4 – 9 olan kişilere her dönemin 9 uncu günü. Ödeme yapılmaktadır.
South Park'ın ABD'de geçen hafta yayınlanan bölümünde, Butters Dr. Mehmet Öz'ü canlı yayında dövüyor!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: South Park'ın geçen hafta ABD'de yayınlanan 16 sezon 5. bölümünün sürpriz konuğu Dr. Mehmet Öz'dü. ABD'de okullarda artan zorbalık konusunun işlendiği animasyonun "Butterballs" adlı bölümünde Butters'ın büyükannesinden gördüğü zorbalık ulusal bir problem haline geliyor. Butters sorunla yüzleşemezken South Park öğrencileri ABD çapında zorbalığa karşı bir video çekiyorlar. Bu videonun yıldızı olan Butters bir anda efsaneleşiyor ve videoyu yöneten Stan Marsh'la birlikte Dr. Öz'ün programına katılıyor. Dr. Öz'ün soruları karşısında bunalan Butters en sonunda kontrolünü kaybediyor ve Dr. Öz'ü canlı yayında dövüyor. Butters, Öz'e saldırdıktan sonra rahatlıyor ve büyükannesiyle yüzleşiyor. İŞTE O VİDEO;
Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri tarafından yapılan baskında yaralanan ve 4 yıldır tedavi gördüğü hasta...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri tarafından yapılan baskında yaralanan ve 4 yıldır tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Uğur Süleyman Söylemez son yolculuğuna uğurlandı. Gazze’ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik İsrail saldırısında yaralanan ve 4 yıldır tedavi gören 51 yaşındaki Uğur Süleyman Söylemez hayatını kaybetti. Hacı Bayram Veli Camii’nde düzenlenen cenaze törenine Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AK Parti Milletvekili Salih Kapusuz, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve Söylemez’in yakınları ve tanıyanı katıldı. Öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Söylemez’in naaşı defnedilmek üzere Karşıyaka Mezarlığı’na götürüldü. (İHA)
Şanlıurfa'yı ziyaret eden devlet bakanları Faruk Çelik ve Cevdet Yılmaz'ı görmek isteyenler arasında kavga çıktı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Şanlıurfa'nan Ceylanpınar İlçesi'ni ziyaret eden Devlet Bakanları Faruk Çelik ve Cevdet Yılmaz'ın partililere hitap etmesi sırasında, kalabalıkta bulunan ve bakanları yakından görmek isteyenler arasında kavga çıktı. FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ Bakanları yakından görmek için platforma doğru ilerleyenler arasında çıkan, tekme ve tokatların havada uçuştuğu kavga, platformdan yapılan çağrı ve polisin araya girmesiyle sonlandırıldı. Devlet Bakanı ve AK Parti Şanlıurfa 1'inci sıra Milletvekili adayı Faruk Çelik ile GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, dün akşam saatlerinde Ceylanpınar'a gitti. Burada çeşitli temaslarda bulunan iki Bakan, daha sonra milletvekili adaylarıyla birlikte AK Parti ilçe teşkilatı önünde kalabalığa hitap etti. Yaklaşık bin kişinin bulunduğu alanda kurulu platforma çıkan Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, AK Parti iktidarı ile Türkiye'nin büyüdüğünü söyleyerek, seçimlerde partilerine destek verilmesini istedi. Bakan Çelik de yaptığı konuşmada, Şanlıurfa adayı olduğunu hatırlatarak, mecliste kentin sorunlarının çözümüne ilişkin çalışacağının mesajını verdi. TEKME VE TOKATLAR KONUŞTU Milletvekili adaylarının da tanıtıldığı sırada, kalabalık arasında bulunan ve bakanları yakından görmek isteyenler platforma doğru ilerlemeye başladı. Ancak bu sırada ön tarafa ilerleyen meraklılar ile ön tarafta ittiği bazı kişiler arasında tartışma çıktı. Kısa sürede büyüyen tartışma daha sonra kavgaya dönüştü. Birbirine tekme tokatla vurmaya başlayan iki grubun kavgasını kalabalık ayıramayınca güvenlik güçlerinden yardım istendi. Bu sırada platformdan da kavganın bitirilmesi ve sakin olunması yönünde çağrı yapıldı. Sakinleşmeyen öfkeli iki grubun kavgası, olaya müdahale eden polisler tarafından sonlandırıldı. Devlet Bakanları Faruk Çelik ve Cevdet Yılmaz, temaslarının ardından ilçeden ayrıldı. İŞTE O VİDEO
Katsayı engeliyle istediği bölüme gidemeyen meslek lisesi öğrencileri,bu engelin kalkmasıyla yeni başarılara imza atıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Aydın Anadolu İmam Hatip Lisesi mezunu Zeynep Nihan Akay, okulunda sayısal bölüm okuduğu halde çalışmaları ve dershanesinin yardımıyla MF puan türünde Türkiye 643'üncüsü oldu. Akay, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yerleşti. İmam Hatip lisesinde fen ilimleri yanında dinini de öğrendiğini, bundan dolayı çok mutlu olduğunu belirten Zeynep Nihan Akay, öğrencilerin geleceklerinin kat sayı engeliyle karartılmaya çalışıldığını söyledi. Meslek liselerine karşı uygulanan katsayı engeline rağmen İmam Hatip Lisesi'ni tercih ettiğini ve başarıya ulaştığını kaydeden Zeynep Nihan Akay, "İlk başlarda katsayı engeli moralimizi bozuyordu. Arkadaşlarımın çok etkilendiğini gördüm. Ben çalıştım ve başardım. 9. sınıftan sonra sayısal bölüm derslerimiz yoktu. Bu eksikliklerimi dershanede tamamladım. Başardığım için çok mutluyum. Sınav sonuçları açıklandıktan sonra tek tercih olarak Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi'ni yaptım. Aileme de sürpriz oldu. Eylül ayının başında üniversiteme kaydımı yaptıracağım." dedi. Babası öğretmen annesi Kur'an kursu öğretmeni olan Akay, üniversiteyi de başarılı bir şekilde bitirip doktor olmayı hedefliyor. Meslek liselerinin önündeki katsayı engelinin kaldırılmasının eşitlik getirdiğini belirten Körfez Dersanesi Aydın Şube Müdürü Halil Çetin, öğrencileri Zeynep Nihan Akay'ın sayısal eksikliklerini dershanelerinde giderdiğini söyledi.
Ankara'nın Çamlıdere ilçesinde çıkan orman yangınında ilk belirlemelere göre 5 hektarlık alan zarar gördü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Dağkuzören köyü Elveren Yaylası'nda henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangın, kısa sürede büyüdü. Ankara, Çankırı, Ilgaz, Beypazarı, Kızılcahamam ve Eskipazar Osman İşletmelerine bağlı arazözler ile Karabük Orman İşletmesine ait bir yangın söndürme helikopterinin müdahale ettiği yangın etkisini sürdürüyor. Yetkililer, yangının etkili olduğu bölgenin dağlık arazi olduğunu belirtirken rüzgarın da etkisiyle güçlükle müdahale edildiğini bildirdi. Bu arada bölgeye yeni yangın söndürme helikopterleri ve ekiplerin sevk edilmesi için çalışma başlatıldığı öğrenildi.
ABD’de Powerball adlı şans oyununda ikramiye, rekor düzeye ulaşarak 1.5 milyar dolara çıktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD’de haftalardır devreden Powerball adlı şans oyununda ikramiye, rekor düzeye ulaşarak 1.5 milyar dolara çıktı. Amerikalıları, sadece bir kişiye verilecek en büyük ikramiye olarak tarihe geçen 1.5 milyar dolarlık ödülün hayali sardı. Yerel saatle 23.00’te yapılacak çekilişte rekor ikramiyeyi kazanabilmek için, sırasına bakılmaksızın, 5 rakamın ve joker rakamının bilette bulunması gerekiyor. Powerball adlı şans oyununda, ikramiyeyi kazanmak için çekilen sayıları tutturma olasılığı 292.2 milyonda 1 olarak gösteriliyor. Birden çok biletin ikramiyeyi tutturması durumunda, ikramiyenin biletler arasında eşit olarak bölünecek. Türkiye saati ile sabah 06:00’da yapılacak çekilişte, yalnızca joker numarasını tutturan bilet sahibi 4 dolar kazanacak. Daha fazla numara tutturan bilet sahiplerinin de 7, 100, 50.00 ve 1 milyon dolar kazanma olasılıkları da bulunuyor. Şu andaki rakamlara göre kazanan kişi, 1,5 milyar dolarlık ikramiyeyi 30 yıl içinde eşit rakamlarla yıllık ödemeler şeklinde alabilecek ya da tek seferde 930 milyar dolar almayı seçebilecek. Şanslı kişi, daha sonra ikramiyesinin yüzde 39.6’sini federal vergiolarak ödemek zorunda kalacak. Ayrıca eyalet vergisi de ödemek zorunda kalacak şanslı kişinin eline, bütün kesintilerden sonra yaklaşık 950 milyon dolar para geçecek. ABD’de, biletine bakmadığı, kaybettiği, unuttuğu gibi gerekçelerle ödülünü almayan kişilerin kazandıkları ödülün her yıl toplam 2 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Bu ödüllerin büyük çoğunluğunun 1 yada 5 dolarlık ödüller olmasına karşın, 2015’te sahibini bulamayan 114 ikramiye 1 milyon dolar ve üstünde bulunuyor.
Yaşıtları güldü oynadı o ise babasıyla birlikte balon sattı. 23 Nisan törenlerinin öte yüzü Bolu'da göründü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bolu'da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşku içinde kutlandı. Çocuklar stadyumda gösterilerini yaparken, 13 yaşındaki ilköğretim öğrencisi Hasan Gürsu ise babasıyla birlikte tribünlerde törenleri izleyenlere balon sattı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Atatürk Stadyumu'nda kutlandı. Tören, Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Garnizon Komutanı Piyade Albay Ümit Yücekan, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Özbostancı'nın, öğrencilerin ve tribünleri dolduran vatandaşların bayramlarını kutlamasıyla başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından öğrenciler tören geçişinde bulundu. Bolu Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü bünyesindeki Karadeniz oyunları halk ekibi ve cimnastik kulübü öğrencilerinin gösterisi ilgiyle izlendi. 19 okuldan 320 öğrencinin katılımıyla yapılan dans gösterileri ise tribünleri dolduran binlerce vatandaş tarafından ayakta alkışlandı. Öğrencilerin gösterileri devam ederken, ilköğretim öğrencisi Hasan Gürsu ise tribünlerde ve stadyumun dışında törenleri izlemeye gelenlere babasıyla birlikte balon sattı. Hasan Gürsu, tribünlerde bir yandan öğrencilerin gösterilerini izlerken, bir yandan da balon satmaya devam etti.
Saadet Partisi'ni 'AKP siyasi yapı kooperatifi'ne katılmakla suçlayan Devlet Bahçeli'ye jet yanıt...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Saadet Partisi Lideri Numan Kurtulmuş kendilerini 'AK Parti siyasi yapı kooperatifi'ne katılmakla eleştiren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye yanıt verdi: Bu kooperatifin en gayretli üyesi sayın Bahçeli'dir... Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ''Saadet Partisi'nin referandumdaki tavrı, Sayın Bahçeli'nin iddia ettiği gibi Saadet Partisi ve AKP arasında bir işbirliği değil, 82 Anayasası ile birlikte millet egemenliğine karşı oluşturulan bürokratik oligarşiyi yıkma adına ortaya konmuş ilkeli bir duruştur'' dedi. Kurtulmuş, yazılı açıklamasında, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin partisine yönelik eleştirilerde bulunduğunu anımsattı. Bahçeli'nin, bazı siyasi parti ve STK'larla Saadet Partisi'ni, AK Parti hükümetine güvenoyu vermek ve ''AKP siyasi yapı kooperatifi''ne katılmakla suçladığını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti: ''Eğer bir AKP siyasi kooperatifinden bahsedilecekse bu kooperatifin en gayretli üyesi Sayın Bahçeli'nin kendisidir. Maalesef dışlayıcı ve suçlayıcı muhalefet anlayışı ile asıl Sayın Bahçeli AKP değirmenine su taşımaktadır. Keşke bu süreçte kamplaşma, kutuplaşma yerine Saadet Partisi'nin üslubu tercih edilseydi. Biz yapıcı ve sorumlu muhalefet anlayışımız gereği yeri geldiğinde hükümetin politikalarını en sert şekilde eleştirmemize rağmen, referandum sürecini, iktidarın bir güven oylaması olarak görmedik ve en başından beri bir kamplaşma ve kutuplaşmanın içerisinde olmadık. Saadet Partisi'nin referandumdaki tavrı, Sayın Bahçeli'nin iddia ettiği gibi Saadet Partisi ve AKP arasında bir işbirliği değil, 82 Anayasası ile birlikte millet egemenliğine karşı oluşturulan bürokratik oligarşiyi yıkma adına ortaya konmuş ilkeli bir duruştur. Şunu samimiyetle söylüyorum ki, iktidarda MHP olsaydı ve böyle bir Anayasa paketini gündeme getirseydi biz bu pakete de 'evet' derdik.'' Devlet Bahçeli'nin ''suçlamalarını'', millet iradesine karşı sergilenmiş bir ''hazımsızlık'' olarak nitelendiren Kurtulmuş, ''Sayın Bahçeli, referandum sonucunu maksadını aşan bir ifade ile her türlü yolsuzluğa ve yoksulluğa destek olarak nitelendirmiştir. Bu ifade partimize değil en başta milletimize yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Bu yüzde 58'in içinde bütün toplum kesimlerinden yurttaşlarımız bulunmaktadır. Milletimiz referandumu AKP'ye güvenoyu olarak değil, ülkenin önünü açmaya yönelik bir demokratik adım olarak desteklemiştir'' ifadelerini kullandı.
Demet Şener ve İbrahim Kutluay çiftinin dünkü boşanma davasında sesler koridorlardan duyuldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Demet Şener, aldatılmanın belgelerini mahkemeye sunduğu için gergin anlar yaşanmış. Eski manken Demet Şener ve eski milli basketbolcu İbrahim Kutluay çifti dün boşanmak için ikinci kez hakim karşısına çıktı. Çift yine boşanamadı ve mahkemeden sesler o kadar yükseldi ki adeta adliye koridorları inledi. Bu bağrışların sebebi ortaya çıktı. DEMET ŞENER ALDATILMANIN BELGELERİNİ ORTAYA ÇIKARDI Demet Şener, kendisini aldatan eşi İbrahim Kutluay'a boşanma davası açmıştı. Dünkü boşanma davasında Şener, aldatılmanın belgelerini mahkemeye sununca, sesler koridorlardan duyuldu.
Şike soruşturması kapsamında Metris Cezaevi'nde tutuklu bulunan Aziz Yıldırım'ı ziyaret edecek isim şaşırttı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Alex şike soruşturması kapsamında Metris'te tutuklu bulunan Başkan Aziz Yıldırım'ı dayanamayıp ziyaret etmeye karar verdi. Son olarak Aziz Başkan'a duygularını mektupla dile getiren Alex savcılığa başvurarak Aziz Yıldırım'ı ziyaret etmek için izin istedi Alex, "duygularıma hakim olamayıp ağlarım" korkusuyla Aziz Yıldırım'ı tutuklu bulunduğu Metris'te ziyaret edemiyordu. "İZİN İSTEDİ" Kaptan, mektup yazıp başkandan kendisini bağışlamasını istemişti. Ancak Brezilyalı yıldız daha fazla dayanamadı ve savcılığa başvurarak Yıldırım'ı ziyaret etmek için izin istedi. Alex, giderken yanında bir de formasını götürecek.
DSP Genel Başkanı Masum Türker 10 Temmuz'da yapılacak Olağanüstü Kurultay için kararını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: DSP Genel Başkanı Masum Türker 10 Temmuz'da yapılacak Olağanüstü Kurultay'da Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Demokratik Sol Parti (DSP) Parti Meclisi seçimleri değerlendirmek amacıyla bugün toplandı. Toplantıda 10 Temmuz'da yapılacak. Olağanüstü Kurultay'da yeniden genel başkanlık için aday olacağını açıklayan Masum Türker, PM üyeleri ile 12 Haziran seçimlerini de değerlendirdi. DSP'nin Olağanüstü Kurultayı'nın 10 Temmuz Pazar günü saat 09.00'da Büyük Anadolu Oteli'nde gerçekleştirileceği açıklandı. Olağanüstü Kurultay çağrısı, Genel Başkan Masur Türker tarafından parti tüzüğünün 20. maddesi 5. fıkrası uyarınca yapılmıştı.
Yaptığı açıklamalarla CHP'de eleştiri oklarına hedef olan Başkan Mustafa Akaydın, bombalamaya devam ediyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, entrikanın başı olarak gördüğü büyük ağabeyin Deniz Baykal olduğunu açıkladı. Partisinde yaşanan sıkıntıları genel merkeze ilettiğini ancak her fırsatta eleştirildiğini savundu. Akaydın, Anadolu Ajansı'nın 92. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen “Antalya'ya Havadan Bakış” adlı fotoğraf sergisinin açılışında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Partisi CHP ile ilgili yaptığı açıklamaların Türkiye gündeminde yer tuttuğunun hatırlatılması üzerine Akaydın, bu olayların kendisini de üzdüğünü söyledi. CİDDİ ENTRİKALAR DÖNÜYOR Yaşananların CHP'nin, hatta Türk siyasetinin de yararına olacağını düşündüğünü söyleyen Akaydın, şöyle konuştu: “Artık siyasette biat etme döneminin bitmesi, özgürce tartışma döneminin başlaması, ondan da önemlisi entrikacılığın da bitmesi lazım. Gördüğüm 3,5 yıldır tabii Antalya özelinde olabilir bu, hakikaten siyasette çok ciddi entrikalar dönüyor. Bunların bir nebze açılımını yaptım, sorunlarını ilan ettim. Eğer bu sorumluları CHP olarak kendi içimizden atabilirsek CHP'nin durumunun bugünkünden çok daha olumlu olacağını düşünüyorum. İşte vatandaşlarımdan aldığım tepkiler de budur.” 1.5 YILDIR YAŞANAN SIKINTILARI İLETTİM Son 1,5 yıldır yaşadığı sıkıntıları parti genel merkezine de ilettiğini, belgelerini sunduğunu belirten Akaydın, hiç bir partiliyi basın önünde tartışmamasına rağmen partililerin her ortamda kendisini sık sık eleştirdiklerini ifade etti. Bu durumu “ayıp” olarak kabul ettiğini dile getiren Akaydın, kendisinin ise parti kongresinde açıklama yaptığını ve kongrelerin de bu tür açıklamaların yapılabileceği bir yer olduğunu belirtti. Bir gazetecinin “Sizin parti disiplin kuruluna gönderilmeniz ile ilgili karar yürürlüğe girerse daha da 'çıplatacak' mısınız?” sorusunu da Akaydın, “Yok artık, geçen hafta onun gereğini televizyon haber kanallarında yaptım, onun ötesi Türk halkının ve CHP'lilerin vicdanına kalmıştır” diye cevapladı. Yerelde yaşadıkları sıkıntıları ise yeri geldiğinde açıklayacağını ifade eden Akaydın, bu sıkıntıları sadece kendisinin yaşamadığını, İstanbul'dan bir belediye başkanının kendisini arayıp, aynı serzenişte bulunduğunu, başka illerden de belediye başkanlarının arayıp, sıkıntılarını anlattıklarını ve teşekkür ettiklerini söyledi. Akaydın, “Artık entrika siyasetinin bitmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi. BÜYÜK AĞABEY DENİZ BAYKAL “Yerel seçimlerde CHP'den yine aday olmayı düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine Akaydın, “Ben şu an için tabii ki düşünüyorum. Antalya'ya 3 yılda çok iyi şeyler yaptığıma da inanıyorum. Ama bu olaylardan dolayı benim üçüncü yıl faaliyet raporum ikinci plana düşmüş oldu” yanıtını verdi. ORKESTRANIN ŞEFİ BÜYÜK AĞABEYDİR Akaydın, bir gazetecinin “Konuşmalarınızdan anladığımız kadarıyla 'büyük ağabey' tanımlaması eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Onunla görüştünüz mü?” sorusuna Akaydın, şu cevabı verdi: “İyi anlamışsınız. Geçen yıl 20 Nisan itibarıyla aşağı yukarı iletişimimi kestiğim bir partilimdir kendisi. Arkadaşlar Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ikinci yıl faaliyet tanıtım toplantısı var, kendisi şehirde. Hasyurt'taki tarım fuarına gidiyor davet etmeme rağmen. Bir yarım saat görünmesi yeter. Hasyurt'ta CHP'nin 400 oyu var, benim salonumda bin 200 kişi var. Onun üç katı var. Yani bu mesaj değil mi? Beni çatlatan nokta odur.” Baykal'ın tavrının sorulması üzerine de Akaydın, sebebini bilmediğini ancak başından beri sıkıntının var olduğunu söyledi. Belediye başkan adayı gösterildiğini ancak belediye meclis üyelerinden kimseyi belirleme şansı olmadığını ifade eden Akaydın, “Kendisine de söyledim, televizyon kanallarında da ifade ettim. Dedim ki (yarın bugün bu arkadaşlar benim ayağıma dolanacaklar) Nitekim öyle oldu. Ama bu orkestranın şefi büyük ağabeydir. Çünkü ortanca ağabeyler ve küçük ağabeyler büyük ağabeyden mesaj alamazlarsa yapamazlar bunları” diye konuştu. BENİM KAALE ALMADIĞIM KİŞİ Mustafa Akaydın, CHP İl Başkanı Özer Ülken'le yaşadığı görüş ayrılığının sorulması üzerine, “O kişi benim kaale almadığım kişi. Onunla ilgili herhangi bir yorumda bulunmam. Benim için yok hükmündedir” dedi. İl başkanı ile ilgili konuşmak istemediğini söyleyen Akaydın, “Benim seviyemin çok dışında bir adam. Hiç ağzıma almam. Çoktandır ilişkimi kestiğim bir adam. Anlatmayayım bunları, yani burada anlatmayayım” diye konuştu. “3. Televizyon Ödülleri programına çağırdınız mı?” sorusuna da Akaydın, “Hiç bir zaman çağırmıyorum ki. Hiçbir törenime çağırmadım, kendisi kendiliğinden geliyor zaten” dedi.
Suriye'de isyanı bastırmaya çabalayan Suriye Devlet Başkanı'nın yeni kurulan milis gücü içinde kadın savaşçılara yer verdiği belirtiliyor. Özgür Suriye Ordusu ile Kürt milisler arasındaki çatışmaların ise kızıştığına dikkat çekiliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiltere'de yayınlanan Independent gazetesi, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın isyancılara karşı kurduğu milis gücü içinde kadınlara da yer verdiğini belirtiyor. Suriye güvenlik güçleri saflarında Lübnanlı ve Iraklı Şii milislerin de yer aldığı belirtiliyor. Rasulayn'da Özgür Suriye Ordusu ile Kürt milisler arasındaki çatışmaların etnik savaşa dönüşebileceği olasılığından da söz ediliyor. Independent, 20 ayı aşkın süredir devam eden isyanla başa çıkmaya çalışan Esad'ın kadın milislere devriye görevi vermeye başladığını belirtiyor. Yeni milis gücü İsyancılara karşı oluşturulan “Ulusal Savunma Gücü” adlı milis gücü içindeki kadınlardan, "Esad'ın dişi aslanları" diye bahsediliyor. Kadın muhafızların Humus ve Şam’da rejim yanlılarının yaşadığı bölgelerde devriye gezdiği belirtiliyor. Suriye uzmanı Emile Hokayem, “Esad’ın halktan militan olmasını istediğini” ifade ediyor. Uzman, yeni kişilere sadece operasyonları sürdürmek için değil, kendi toplumuna moral aşılamak için de ihtiya duyduğunu anlatıyor. Bir muhalif ise İslamcı çizgideki Özgür Suriye Ordusu’nun kadın cesetlerini göstermesini yanlış bulmakla birlikte, “silahlı kadınların da hedef olduğunu” söylüyor. Times gazetesi, Suriye güvenlik güçlerinin saflarında Iraklı ve Lübnanlı Şii militanların da yer almaya başladığını haber veriyor. Ayrıca, İran Devrim Muhafızları'nın Suriye güvenlik güçlerine eğitim ve ekipman desteği verdiğini açıkladığı hatırlatılıyor. Gazetedeki başka bir haberdeyse, Türkiye sınırındaki Rasulayn’nda Kürt milislerle Özgür Suriye Ordusu arasında bir haftadır devam eden çatışmaların endişe uyandırdığı belirtiliyor. Martin Fletcher imzalı haberde, Kamışlı bölgesindeki petrol tesisleri üzerinde hak iddia eden iki Arap aşiretinin ve muhtemelen Türkiye’nin İslamcı militanları desteklediği aktarılıyor. Çatışmalarda şimdiye kadar 50 kişinin hayatını kaybettiği, Rasulayn’ın etrafındaki bütün yolların tutulduğu ve Suriye hükümet güçlerinin aylar önce bölgeden çekildiği de haberde verilen ayrıntılar arasında.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Bolu’ya gelişinin 83'üncü yıl dönümü, düzenlenen etkinliklerle kutlandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Uğur Mumcu Parkı girişinde gerçekleşen temsili karşılama töreninde milli sporcular Sercan Demir ve İlkay Oğuz, Bolu Valisi Aydın Baruş'a Türk bayrağı armağan etti. Vali Baruş, öğrencilerden aldığı bayrağı üç kez öperek alnına koydu. Burada yapılan halk oyunu gösterisinin ardından İzzet Baysal Caddesi üzerinden Anıt Park'a kadar "Atatürk'e saygı yürüyüşü" düzenlendi. Yürüyüşe katılanlar, ellerindeki Türk bayraklarıyla, belediye bandosu ve kortej eşliğinde Atatürk Anıtı'na kadar yürüdü. ÇELENK KONULDU ÖZEL DEFTER İMZALANDI Anıtpark'ta saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan program, Vali Aydın Baruş, Garnizon Komutanı Albay Muammer Alper ve Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'ın anıta çelenk koyması ile devam etti. Vali Baruş ve Yılmaz, çelenk koyduktan sonra anıt özel defterini imzaladı. Etkinlikler, Bolu Belediyesi ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından hazırlanan "Atatürk Fotoğrafları Sergisi"nin açılışı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılarının verdiği konserle devam etti. Etkinliklere siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları, askeri personel, öğrenciler ve vatandaşlar da katıldı.
Varan'ın satın alınması sonrasında direksiyona Türkiye Futbol Federasyonu eski Başkanı Haluk Ulusoy geçiyor
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Rekabet Kurulu'nun 9 Şubat'ta Varan Turizm'e ait marka ve logonun Ulusoy'a devrine izin vermesinin ardından seyahat sektöründeki dev birleşmenin ayrıntıları da netleşiyor. Milliyet'in haberine göre, Türkiye'nin en köklü otobüs işletmelerinden Ulusoy ve Varan'ın bir araya gelmesiyle Varan'ın 120 ve Ulusoy'un 300 otobüslük filosu birleşmiş oluyor. Ancak birleşme şehirlerarası taşımacılıkla sınırlı değil. Havaş ve Çelebi gibi yer hizmetlerine girmek ve İDO ile ortak entegre taşımacılığa başlamak gibi bir çok proje gündemde. Tüm bu operasyonların başında ise Haluk Ulusoy olacak. Haluk Ulusoy'un bu amaçla 2011'in son günlerinde 'Haluk Ulusoy ve Kardeşleri Kargo Taşımacılığı Depolama ve Lojistik' adlı şirketinin ismini olağanüstü genel kurula giderek 'Varan Otobüs İşletmeleri Turizm Seyahat ve Nakliyat'a çevirdiği ortaya çıktı.Haluk Ulusoy'un önümüzdeki hafta bir basın toplantısı düzenleyerek projelerini anlatmak istediği belirtiliyor. Türkiye'nin en köklü şirketlerinden Ulusoy Topluluğu, Ekim 2008'de üçe bölünmüş, topluluk şirketleri, iki kardeş Saffet Ulusoy ve Yılmaz Ulusoy ile yeğenleri Ali Can Ulusoy (merhum Cemal Ulusoy'un oğlu) arasında paylaşılmıştı. Saffet Ulusoy, Ulusoy'un yolcu taşımacılığı, Yılmaz Ulusoy turizm ve Ali Can Ulusoy da lojistik şirketlerini almıştı. Rekabet Kurulu'nun Varan ve Ulusoy birleşmesine izin vermesiyle Saffet Ulusoy'un oğlu Haluk Ulusoy'un yeni girişim için önü açılmış oldu.
Madem Öğretmenler Günü bari öğretmenlerimize bir ufak faydamız olsun değil mi?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Öğretmenler Günü geldi çattı. Her yıl olduğu gibi öğretmenlerimizi kutladık, hediyelerimizi verdik. Sosyal medyada ve basında öğretmenlerin sorunlarını konuştuk, kötü öğretmenleri eleştirdik, görevi başında öldürülen öğretmenlerimize üzüldük ve diğerleri... İyi mi yaptık kesinlikle! Her ne konuşursak konuşalım bizleri yetiştiren öğretmenlerimiz için az. Ama ben bu yıl öğretmenlerimize doğrudan faydası olacağını düşündüğüm bir konuyu yazmak istiyorum. Aşağıdaki maddeler yakından tanıdığım öğretmen dostlarımdan dinlediğim hikayelerin bir derlemesi. Baştan uyarmalıyım: Başlık ve maddelerdeki 'sert ifadeler' öğretmen dostlarımın değil benim dinlediklerimden yaptığım çıkarımların sonucudur. Buyrun başlayalım! İşte 'bence' öğretmenlerin köşe bucak kaçtığı veli tipleri... 'ÖĞRETMEN BİZE MÜSLÜM GÜRSES DİNLETİYOR ANNE! Size bir öğretmen dostumun bir veliyle yaşadığı olayı aktarmak istiyorum. Bu eğitimci dostumuz ortaokulda bir resim öğretmeni. Sınıfta çalışmalar sırasında telefonundan çocuklara Zeki Müren şarkıları dinletiyor. Hem kendi seviyor hem de çocuklara resimle beraber müzik sevgisi de aşılamak istiyor. Görünüşte sınıfta bundan şikayetçi olan kimse yok. Ancak çocuklar eve gidince işin rengi değişiyor. Bir çocuk annesine gidip 'Öğretmen bize Müslüm Gürses dinletiyor' diyor. Bence Müslüm Gürses dinlemekte bir sakınca yok ama veli tabi ki durumu uygun bulmuyor. Sabah ilk iş soluğu okulda alıyor ve kızılca kıyamet kopuyor. Tahmin edersiniz ki velimiz ortalığı karıştırmadan önce öğretmene gidip 'durum ne?' diye sormuyor. Sorsa zaten sorun olmayacak ama sormuyor. Sonra işin aslı anlaşılınca işler tatlıya bağlansa da bu anı o öğretmenle birlikte yaşayıp gidiyor. Hepizimin çocuğu özel ama sınıflardaki her çocuk yeterince özeldir ve sınıf içi kurallar herkes için geçerlidir. Sırf çocuğumuzu daha fazla önemsediğimiz için diğer çocukları yok saymayalım. Okul başarısı her veliyi gururlandırır. Kendi çocuğunun başarılı olması ise hepimizin istediği bir şeydir ancak bu sadece öğretmenin ve çocuğun azmiyle olacak bir şey değildir. Veli olarak sizin de elinizi taşın altına koymanız lazım. Tüm yükü öğretmene yüklemek haksızlık olur değil mi? Sorun yaşadığınızda ya da sorun olduğunu düşündüğünüzde soluğu okul müdürünün odasında almayın. İlk konuştuğunuz kişi öğretmen olsun. Kendisiyle konuşmadan okul müdürüne giden veliye sahip olmak öğretmenler için bir hayal kırıklığı nedeni. Biraz empati! Sürekli okul hayatının içinde olmaya çalışmayın. Bırakın çocuğunuz kendi ödevinin, kaybolan hırkasının, küstüğü arkadaşının sorumluluğunu kendi alsın. Sürekli sınıftaki düzeni başka velileri de teşvik ederek kontrol etmeye çalışmayın. Bırakın çocuğunuz hata yapsın mesela! Çocuğunuzun öğretmeninin tanımadığı bir veli olmayın. Çalışan anne baba olarak çocuğunuzun okul sorumluluğunu bir başka yetişkine devretseniz bile öğretmenle ilişkinizi optimum bir seviyede tutun. Bir sorun olduğunda sizi arayabileceğini bilsin. Çocuğunuz 'öğretmen bana vurdu, kızdı vs.' dediğinde hemen öfkelenip okula koşmayın. Tabiki çocuğunuzun söylediklerini önemseyin ama tepki göstermeden önce öğretmeni 'önyargısız' dinleyin. Öğretmenlerin özel hayatlarına dahil olmayın. Acil haller dışında gece mesajları atmayın, hafta sonları ödevler hakkında sorular sormayın mesala. Anne baba arasındaki uyumsuzluğu okula yansıtmayın! Boşanmış bir çift olabilirsiniz veya eşinizle asla aynı fikirde olamayabilirsiniz ama bu sorunu okula taşımayın. Öğretmenle iletişimde çift olarak tutarlı olun. Böyle karışık bir öğretmen-veli ilişkisinin kaybedeni hep çocuğunuz olur unutmayın! A+ bir iş yapıyor olabilirsiniz. Ya da herkesin gıpta ettiği bir mesleki kariyere sahip olabilirsiniz. Kazancınız da çok yüksek olabilir. Ancak bunu öğretmene karşı bir tehdit unsuru gibi kullanmayın. Siz onun patronu değilsin sadece 'velisiniz.' Her veli çocuğunun öğretmeninden memnun olacak diye bir gerçeklik yok. Pekala öğretmenden, tavrından, tarzından memnun olmayabilirsiniz. Bunu nefrete çevirmeyin. Kendisiyle sağlıklı iletişim kurun. Çözemezseniz birlikte alternatif aramayı deneyin. Sırf söz öğretmeni sevmiyorsunuz diye diğer velileri de kışkırtmayın! Okulda hayal kırıklığı, endişe, korku, kavga, üzüntü her zaman vardır. Kendi çocukluğunuzu hatırlayın ve sürekli çocuğunuz için şartları iyileştirmeye çalışmayın. Çocuğunuzla konuşun ve onun yaşadıklarıyla baş etmeyi öğrenmesi için öğretmeniyle işbirliği yapın.
ABD'nin gizli bilgileri sızdırmakla suçladığı eski CIA çalışanı Edward Snowden'ın babasına FBI'dan 'Moskova'ya gidip oğluyla görüşmesi' teklifi geldi. Lonnie Snowden, teklifi kabul etmeden önce FBI'ın kendisinden ne beklediğini bilmek istiyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Federal Soruşturma Bürosu FBI, ABD’nin gizli bilgileri sızdırmakla suçladığı eski CIA çalışan Edward Snowden’ın babasına, Moskova’ya gidip oğlunu görmesini teklif etmiş. Rusya’nın 24 saat yayın yapan devlete bağlı televizyon kanalı Rossiya 24’e konuşan Edward Snowden’ın babası Lonnie Snowden, FBI’ın kendine birkaç hafta önce “Moskova’ya uçmayı” teklif ettiğini söyledi. Lonnie Snowden teklifi kabul etmek istediğini ama önce FBI’ın kendisinden ne talep ettiğini bilmek istediğini dile getirdi. İngilizce yapılan ve bir tercüman aracılığıyla Çarşamba sabahı canlı yayınlanan röportajda, Lonnie Snowden oğlunun Amerika’da adil yargılanmayacağını iddia edip “Ben oğlumun yerinde olsaydım Rusya’da kalırdım” tavsiyesinde bulundu. Rusya’ya sığınma talebinde bulunan Edward Snowden, seyahat belgeleri olmadığı için sığınma teklifi gelen Latin Amerika ülkelerine de gidemiyor. Reuters haber ajansına göre Lonnie Snowden oğlu için, “Hayatını sonuna dek Rusya’da geçirmek isterse, buna karşı çıkmam… Umarım Rusya onu kabul eder” diye konuştu. Babası, eski CIA ajanı oğlu Edward Snowden için “ABD Ulusal Güvenlik Bürosu’nun elektronik takip ve izleme programları hakkında gizli bilgileri sızdırarak Amerika’yı daha demokratik bir ülke haline getiren gerçek bir vatansever” dedi. Edward Snowden, 5 haftadan uzun bir süredir Rusya’nın başkenti Moskova’daki Şeremetyevo Havaalanının transit geçiş bölümünde kalıyor.
Konya Karatay'da başlatılan toplu konut projelerinin 19'ncusu için belediye ile arsa sahipleri arasında anlaşmaya varıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi 19. Toplu Konut Projesini hazırladı. Büyüksinan Mahallesi’ndeki Ak Camii’nin kuzeyine kurulacak 552 dairelik kooperatifin proje ihalesi gerçekleştirilirken, arsa sahibi 135 kişi ile kat karşılığı sözleşmeleri imzalandı. Karatay Belediyesi Meclis salonunda Büyüksinan Mahallesi’ne yapılacak toplu konut projesi ile ilgili arsa sahipleriyle toplantı gerçekleştiren Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, 4 yıldır süren bir çalışmanın ardından projenin mutlu son ile noktalandığını söyledi. 552 dairelik toplu konut projesine en kısa sürede kurulacak kooperatifle üye kayıtlarını alacaklarını açıklayan Başkan Hançerli, bu yıl içinde de temel atacaklarını bildirdi. 65 bin metrekarelik alan Hançerli, 65 bin metrekare alanda kurulacak toplu konutların içerisinde, 23 blokta 145, 135, 100 ve 85 metrekareden oluşacak 552 dairenin yapılacağını dile getirerek, “Burada yapılacak binalar, kurulan diğer toplu konutlardan estetik olarak farklı olacak. Kooperatifin bir an önce tamamlanması için aidatları yüksek olacak. Büyüksinan Mahallesi’ne kurulacak toplu konut hamlesinin ardından Küçüksinan Mahallesi’ne de 456 dairelik toplu konut projesi hazırladık” dedi.
Payitaht Abdülhamid 45. yeni bölüm fragmanı şimdiden merak ediliyor. 6 Nisan 2018 cuma günü erkana gelecek Payitaht Abdülhamid dizisinin 45. yeni bölümünde neler olacak? Son bölümüyle nefesleri kesen Payitaht Abdülhamid 45. yeni bölüm fragmanı İnternethaber'de.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TRT1 ekranlarının vazgeçilmez dizisi Payitaht Abdülhamid, yayınlanan son bölümüyle yine nefesleri kesmeyi başardı. 1876 yılında çıktığı tahtta 33 yıl kalarak, bu zorlu süreci ‘Ulu Hakan’ unvanıyla taçlandıran Sultan Abdülhamid Han’ın hayatının kaleme alındığı dizinin 45. yeni bölüm fragmanı da şimdiden merak edilmeye başlandı. SON BÖLÜMDE NELER YAŞANDI? Abdülhamid keskin zekâsıyla Parvus’un planını lehine çevirmiş ve bu sayede Sarıyer tabyalarını güçlendirmiştir. Ancak hain planların ardı arkası kesilmemekte, Parvus’un yanı sıra, Gertrude Bell de Arap aşiretleri üzerinden Abdülhamid’e karşı büyük bir oyun oynamaktadır. Abdülhamid, Şehzade Mehmet Selim’in Saraya gelişi ile son derece mutlu olurken, Abdülkadir ise ağabeyinin varlığından bir o kadar rahatsızdır. Parvus ve Herzl, Selim Paşa’yı Sadrazamlık vaadiyle tuzağa düşürmeye çalışırlar, Mahmud Paşa da var gücüyle Sadrazam olmaya çabalar. Ve Abdülhamid nihayet beklenen seçimi yapar! Abdülkadir ve Pakize’nin düğünü de Naime ve Kemalettin’in düğünüyle birlikte yapılır. PAYİTAHT ABDÜLHAMİD 45. BÖLÜM FRAGMANI
Mısır'da darbe ile görev başına gelen Devlet Başkanı Sisi'nin Türk dizileri için boykot emri verdiği ileri sürüldü
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma üzerine, Mısır'ın darbeci lideri Sisi'nin, Türk dizilerine yasak getirdiği ileri sürüldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Toplantısı'nda Mısır'daki darbeyi eleştirmiş, darbeye sessiz kalan ülkelere tepki göstermişti. Bu konuşmanın üzerine Mısır'ın diktatör lideri Abdül Fettah Sisi, ekrana kilitlendi. TÜRK DİZİLERİNİ BOYKOT EMRİ Sisi, Mısır Enformasyon Bakanı Essam El Emir'e emir vererek TV kanallarında yayımlanan tüm Türk dizilerinin kaldırılmasını istedi. Uydudan yayın yapan kanallara yazı gönderen Enformasyon Bakanlığı da Türk dizilerinin boykot edilmesi talimatını verdi.
Sosyal medyada yayınlanan görüntüler görenleri hayrete düşürdü. Sıcak damgayı adamın vücuduna böyle bastılar.Görüntüler kısa sürede binlerce kez izlendi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sosyal medyada hızla yayılan görüntülerin tam olarak nerede çekildiği bilinmiyor. Kızgın damgayı adamın vücudan dağlayan görüntüler izleyenleri şok etti. Görüntü kısa sürede sosyal medyada viral oldu.. (Ulusal yayın yapan internethaber.com sanal ortamda haberciliğe başlayan ilk haber sitelerinden biridir. Türkiye'nin tanığı pek çok isim yazar kadrosunda yer almakta. Okur yorumlarının yanı sıra açık görüş köşesinden mesleki yazılara ve blog yazarlarına yer vermektedir. Açık görüşte 20'ye yakın uzman yazar olarak yer almaktadır. 60 kişilik bir haber kadrosuna sahip olan internethaber.com, 2000 yılında İnternethaber Yayın Grubu adı altında faaliyete başladı. İstanbul Beşiktaş'ta ofisi bulunan İnternethaber Yayın Grubu bünyesinde tematik özellikli 12 site yer almaktadır. 24 saat kesintisiz haber yayını yapan internethaber sitesinde güncel haberler ile birlikte, politika, sağlık, magazin, spor, memur ve eğitim ile son dakika haberleri yer alıyor.)
Bu hafta sonu neler yapsak diye düşünüyorsanız önce hava durumuna bakın. Peki bu hafta sonu bizi nasıl bir hava bekliyor?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bugün yurdun büyük bir bölümü güneşli ve açık. Sadece Karadeniz, kuzeydoğusu ile Doğu Anadolu'un doğusunda yağmur görülecek. Güneydoğuda sıcaklıklar 36 dereceye kadar çıkacak. Marmara'da 29, Ege'de ise ortalama 34 derece sıcaklık olacak. Cumartesi, yağışlar Karadeniz'in Sinop ve Arvin şeritinde etkili olacak. Sıcaklık ortalama 24 derecek olacak. Diğer bölgelerin tamamında ise hava güneşli. Marmara 30, Ege 34, Akdeniz nemli ve 34, Güneydoğu parçalı bulutlu 35, Doğu Anadolu parçalı bulutlu 30, İçanadolu yarı açık 28, Karadeniz yağmurlu 23 derece olacak. Pazar günü ise, yine Karadeniz'in doğusunda yer yer yağış görülecek. Sıcaklık ortalama 23 derece. Marmara Bölgesi açık 30 derece, Ege açık 33 derece, Akdeniz açık 35 derece, Güneydoğu açık 34 derece, Doğu Anadolu Ağrı, Kars, Erzurum yağışlı diğer iller açık 23 derece, Orta Anadolu açık 28 derece.
Posta Sanatı’nı Türk sanat ortamında yaygınlaştırmak için 2000’li yılların başından bu yana çaba gösteriyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: “Bir gün postacı kapımı çaldı. Elinde bir davetiye olduğunu, postacılar gecesine gelip gelemeyeceğimi sordu. Postacı son zamanlarda heyecanlı bir halde kapıdaki posta kutusuna değil de evin kapısına kadar onca katı çıkıp postayı iletiyordu.” Sanatçı Şinasi Güneş, bir deney, dışavurum, işbirliği, iletişim, özgürlük ve eğlence sanatı, yaratıcı olan herkesin katılabileceği uluslararası bir ağ olan Estetik vurguyu ön plana çıkaran ya da mesaj ağırlıklı politik söylemleri bünyesinde barındıran Posta Sanatı, bireysel ya da grup faaliyeti olarak tarihe eklemleniyor. Bu eklenimler artık bir Posta Sanatı tarihinin oluşturulmasını zorunlu kılıyor. Bu süreçte en nitelikli katkıyı daha önce “Yolculuklar”, “New York ve Sakız”, “Sokak Sanatı” isimli kitapları çıkarmış olan sanatçı Şinasi Güneş, hazırladığı " Posta Sanatı " isimli kitapla gerçekleştiriyor. "Gözetleme", "Kadın ve Ekoloji", "Küresel Isınma", “Fundamentalizm”, “Evsizler”, “Çingeneler” gibi Posta Sanatı (Mail Art) çevrelerinde geniş yankı uyandıran projeler yürüten Güneş; görsel şölen öğelerini, onların yaratıcılarını ve yorumlarını tarihsel seyrinde objektif bir tutumla okuyucuya sunuyor. Uluslararası ortamda faal olan sanatçıların katkılarıyla geniş bir yorum perspektifine sahip olan bu yayın, Posta Sanatı’nın deşifresine davetiye çıkarıyor. Tanıtım yazılarının da yer aldığı yayın, odak noktasına sanat icracılarını yerleştiriyor. Bu yayında yer alan bir kaç posta sanatçısına değinirsek eğer; “Ray Johnson”, “Ruud Janssen”, “Henning Mittendorf”, “ Ryosuke Cohen”, “Anna Banana”, “ Clemente Padin”, “Guy Bleus “, “Daniel Daligand”, “Denis Charmot”, “Dmitry Babenko” ve ”Rod Summers” … Şinasi Güneş'in editörlüğünde "Posta Sanatı" kitabı; alternatif bir sanatın tarihini, bu tarihi oluşturan sanatçıların yazılarını, bazı posta sanatı projelerini, konseptlerini okuyucuyla buluşturuyor. Posta Sanatı’nı tanıtıcı rehber niteliğindeki yayın Türkiye’de yapılmış olan ilk kitap olma özelliğini taşıyor. İçeriğinin zenginliği ile ivme kazanan Posta Sanatı niteliksel açıdan temel bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. POSTA SANATI ARTES YAYINLARI: 6 Sanat Kitapları: 3 Basım Tarihi: Şubat 2015 ISBN: 978-605-5664-04-6 Posta Sanatı Derleyen ve yazan: Şinasi Güneş Çeviriler: Özgen Yıldırım, Aslı Tekin Redaksiyon: Özgen Yıldırım Grafik Tasarım: Coşkun Sami
HDP Ankara milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'la ilgili öyle bir benzetmede bulundu ki...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: HDP Ankara milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'la ilgili öyle bir benzetmede bulundu ki... HDP Ankara Milletvekili ve İmralı Heyeti'nden Sırrı Süreyya Önder, gündemdeki gelişmelere ilişkin gazetecilerin soruları yanıtladı. Sırrı Süreyya Önder, Abdullah Öcalan'a yönelik tecridin bir savaş ilanı olduğunu belirterek, "Devlet Sayın Öcalan'a mahkumdur" dedi. DEVLET ÖCALAN'A MAHKUM ANF'nin haberine göre Abdullah Öcalan'la görüşmelere geçilmesini isteyen Önder, şöyle dedi: "Devlet Sayın Öcalan'a mahkumdur. Mecbur da değil, mahkumdur. Dolayısıyla gelinen noktada şunu değerlendirdiklerini sanıyorum; ÖCALAN KAHİN GİBİ Sayın Öcalan'ın gelişmelerde işaret ettiği neler varsa, bir kâhin gibi siyasi öngörüsü neredeyse süreçle ilgili en ufak bir sapmaya uğramadı. TECRİT KÜRT HALKINA SAVAŞTIR Bütün bunlar gerçekleşti. Devletler milyarlarca Dolar ayırıyorlar bunlara; istihbaratıyla, analistleriyle, şunları bunlarıyla. Sayın Öcalan dört metrekarelik hücresinden bütün bunları görüyor. Artık tartışmayacak şey var; tecrit demek Kürt halkına ve onun iradesine savaş ilanı demektir. BİR AN ÖNCE KARAR VERMELİLER Dolayısıyla devletin ne yapacağına bir an önce karar vermesi; kararını barış ve demokrasi lehine kullanmak istiyorsa Sayın Öcalan'ın yeniden yol göstericiliğine müracaat etmesi kaçınılmazdır."
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli görüşmesi sona erdi. CHP'den görüşmeye ilişkin son dakika açıklama geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetiyle AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi. Görüşme 2 saat 40 dakika sürdü. Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PYD) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin görüşüldüğü zirveden ilk açıklama CHP'den geldi. CHP'nin açıklamasında "Normalleşmeye katkı sağlayacak olumlu bir görüşme oldu" denildi.
Gazeteci yazar Nuran Yıldız Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde medyanın toplumun tercihlerinde nasıl bir rol oynadığını sorguladı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM Gazeteciler.com yazarı Nuran Yıldız gündemdeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yorumladığı yazısında sürecin toplumsal düzeyde öğretici bir nitelik taşıdığını yazdı. Medyanın toplumun tercihlerinde nasıl bir rol oynadığını sorgulayan Yıldız, çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nun alacağı oyun bu anlamda yön gösterici olacağını vurguladı. İşte Yıldız'ın "Cumhurbaşkanlığı seçimi bize ne öğretecek" başlıklı yazısındaki ilgili bölüm: İki muhalefet liderinin Ekmeleddin Beyi aday göstermesi, cumhurbaşkanını halkın seçeceği ilk seçimi laboratuvar yaptı çıktı. Bu seçim bize neler öğretecek? İşte liste; Bir, öncelikle ve öncelikle medyanın seçmen davranışına etkisi var mı, yok mu, öğreneceğiz. (Görünen o ki, Ekmeleddin bey medya odaklı bir seçim kampanyası yapacak. Bu durum beni heyecanlandırıyor. Hatta o kadar ki, acaba diyorum, bir bilim insanları grubu devasa bütçeli bir kaynak buldular da, “Sıfır tanınır aday medya yoluyla 50 günde seçim kazanır” varsayımını mı test ediyorlar?) İki, sadece ve sadece Erdoğan’a karşı olmak, hınç duymak, seçim kazanmaya yetecek mi, öğreneceğiz. Üç, Erdoğan’ı seçimlerde yenmek için, ilkeleri, partiyi, değerleri satışa çıkarmak ne kadar para ediyormuş, öğreneceğiz. Dört, daha önce CHP’nin bir bütün olarak desteklediği herhangi bir seçimde yan yana gelmemiş olan kimi parti içi-dışı muhaliflerin Ekmeleddin Beyin arkasında saf durduğuna bakılırsa, Parti’de birliği de sıfır tanınırlıkta bir genel başkan gelir de sağlayabilir mi, öğreneceğiz. Beş, Bahçeli, Kılıçdaroğlu bir araya gelince voltron’u oluşturabiliyorlar mı ve buradan bir gelecek tasarlanabilir miymiş, öğreneceğiz. Altı, ülkem insanı hiç tanımadığı, hangi yasaları onaylayıp hangilerini onaylamayacağı hakkında zerre fikri olmadan birine oy verecek kadar kaderci mi yoksa temkinli mi, öğreneceğiz. Yedi, seçim iki farklı adaydan birini seçmek midir, birbirine benzer iki aday arasından seçim yapmak mıdır, öğreneceğiz. Sekiz, ideoloji denen şey gerçekten ölmüş müdür, öğreneceğiz. Bu süreç beni çok heyecanlandırıyor, çok. AKLIMDA KALAN Kılıçdaroğlu’nun üslubuyla ilgili bir tutarlı, bir tutarsız durum: Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşlarıyla yaptığı toplantıdaki üslup tam Kemal Beylikti. Tutarlıydı. Hem özeleştiri, hem de sitem. Gönüllere giden kapıyı aralayacak kadar güçlüydü. Ve. Fakat. Cumhurbaşkanı adayını belirlemesi ve açıklaması kendisine hiç uymadı. Hem Erdoğan’ı tek adamlıkla, milletvekillerini ona biat etmekle, kişiliksiz olmakla, onun her dediğini onaylamakla suçlayacaksın, hem de kendi cumhurbaşkanı adayını kendi partinden kimseye söylemeden ilan edeceksin. Bu tuhaf çelişkiyi birileri bana bir zahmet açıklayıversin. YAZININ TAMAMI İÇİN
Antalya Batı Akdeniz Kan Merkezi’ne ait TIR, Korkuteli Cumhuriyet Meydanı’nda kan bağışı topladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Korkuteli'nde, 18–65 yaş arasında sağlık problemi olmayan vücut ağırlığı 50 kilogramın üstünde olan her insanın bir defada 1 ünite (450 ml) kan verebileceğini dile getiren Batı Akdeniz Kan Merkezi Doktoru Bedri Yalçın kan veren vatandaşların kan testlerinin de yapıldığını, kanlarında çıkan hastalıkların kendilerine iletildiğini söyledi. Dr. Yalçın, “İmal edilemeyen tek sıvı kandır. Başlattığımız kan bağışlama kampanyasındaki amaç vatandaşlara, hayat kurtaran tek sıvı olan kan verme alışkanlığını kazandırmak” şeklinde konuştu. Türkiye’de yılda 1,5 milyon ünite kana ihtiyaç olduğunu belirten Dr. Yalçın, “Ancak bu düzey 600 bin civarında. Kızılay ülke genelinde her gün kan bağışı topluyor. Güvenilir bir yaşam tarzına sahip olan bir insan yılda 4 kez kan bağışı yapabilir. Kan bağışı sayesinde acil durumlarda hasta yakınları kan aramak zorunda kalmaz. 15 dakika ayırarak çok kolayca bir insan hayatını kurtarabiliriz” dedi. Korkuteli halkının bu tür kampanyalara her zaman gereken desteği verdiğini de sözlerine ekleyen Dr. Yalçın, kampanyada 80 ünite kan toplandığını söyledi.
KIRKLARELİ'nde Fetullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin düzenlenen operasyonda 6 kişi gözaltına alındı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından, Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma sürüyor. İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, çalışmalar doğrultusunda, FETÖ mensuplarının haberleştiği "ByLock" isimli programı kullandığı tespit edilen doktor F.G. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğünde memur olarak görev yapan E.D. ile Ç.Ş.B, ve vatandaşlardan L.E, K.G, M.T'yi gözaltına aldı. Şüpheliler, Kırklareli Devlet Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçirilerek emniyete götürüldü.
Sahte çürük raporu çetesine 45 bin TL veren Sinan Çalışkanoğlu'ndan daha fazla parayı çete üyeleri böyle koparmış.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sahte çürük raporu çetesi iddianamesinin ek klasörlerinde, ‘Türk Malı’ isimli dizide ‘Yarcan’ karakteri ile tanınan oyuncu Sinan Çalışkanoğlu’na zorla senet imzalattırıldığı ortaya çıktı. DİZİYE BAŞLAYINCA EXTRA 15 BİN TL DAHA İSTEMİŞLER Sahte çürük raporu soruşturmasında örgüt üyeleri sinema oyuncusu Sinan Çalışkanoğlu’ndan çürük raporu için 45 bin lira aldıkları ancak Çalışkanoğlu’nun yeni bir dizide oynamaya başlaması üzerine 60 bin lira daha istedikleri iddianamede yer almıştı. SANIK TEPE: “İMZALA LAN SENETLERİ..." Oyuncuya zorla senet imzalatma ek klasörlerde yer alan örgüt üyesi Murat Tugay Tepe ile Aydoğan Özmekik arasındaki telefon görüşmelerine de yansıdı. M.T. : G. başı oynuyordu.Konuşup durma dedim. İmzala lan senetleri dedim senetleri aldım. A.Ö. : İyi yapmışsın abi ya... M.T. : Abi o....ç. bunlar. Oyuncular varya tam bir tehlike ya. A.Ö. : O gün artist artist konuşuyor lan senin işin hallolmuş versene ya senin paranda var. M.T. : Hemen imzaladı. Oyun mu oynuyoruz lan dedim.Nefes alıyorsun burada dedim.Nasıl hastanede karı gibiysen burada da öyle olacaksın karşımda dedim SAVCI: “ZORLA SENET İMZALATTIĞINIZ AÇIKÇA GÖRÜLÜYOR" Örgüt üyelerinin Çalışkanoğlu’nu tehdit ederek zorla senet imzalattırdıkları savcının değerlendirmesinde de yer aldı.Savcı Hikmet Usta’nın, örgütün iki numaralı sanığı Tepe’nin ifade tutanağında ‘Telefon görüşmelerinizde açıkça Sinan Çalışkanoğlu’na parayı ödemesi için baskı ve cebir uygulayarak zorla senet imzalattığınız görülmektedir." değerlendirmesi yaptığı görüldü. Tepe ifadesinde oyuncu Çalışkanoğlu’ndan senet almadığını, baskı ve şiddet uygulamadığını ifade etti.
KARS İmsakiye 2018 takvimine göre sahura kaçta kalkılıyor ve imsak vakti ve iftar saati belli oldu. Diyanet Kars İmsakiyesi ile sabah ve akşam ezanı saatlerini de yayınladı. İşte Kars Ramazan İmsakiyesi;
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Onbir ayın sultanı Ramazan için Diyanet İşleri Başkanlığı il il imsakiyeleri yayınladı. Kars 2018 İmsakiye takiminde iftar saatleri ile birlikte sahur imsak vakti ve ezan saatleri de bulunuyor. İmsakiye 2018 Kars takvimine göre bu yıl oruçlu olunacak süre 16 saati aşacak. Ramazan ayının ilk gününden itibaren Kars için iftar saati her gün biraz daha geriye gidecek. Kars ilinde en uzun oruç Ramazan'ın son günü olan 14 Haziran'da tutulacak. Ramazan ayında camiler akşamları teravih namazını kılmak isteyenleri gündüzleri ise mukabele gruplarını ağırlıyor. Bir çok camide mukabelede yapılacak. Mukabele Ramazanda orucu tamamlayan bir unsur olarak görülmektedir. Camilerde olduğu gibi her gün değişik bir evde toplanıp mukabale de yapılıyor. (Mukabele nedir? : Mukabele Kur'an'ı ezberden veya kitaptan yüksek sesle okuması ve onu dinleyen topluluğun da sessizce takip etmesine denilir.) Kars İmsakiye 2018 Diyanet sahur - iftar ezan saatleri İmsak vakti nedir sahur saatlerine dikkat! : Sahur vakti imsak ile biter. Diyanetin yayınladığı 2018 İmsakiyesi'ne göre ilinizde imsak vakti girdiği an oruç tutmak için yeme içmeyi kesmelisiniz. Oruç tutan bir çok kişi ramazanın birinci günü bunu karıştırmakta. Sahur vakti, sabah ezanı okunmadan önce bitmektedir. Sahur vaktinin ne zaman bittiğini öğrenmek için takvim ya da imsakiyelerde yazan imsak olarak geçen kısma bakmanız gerekir. EN ERKEN İFTAR HAKKARİ'DE: Diyanet 2018 İmsakiyesine göre Türkiye'de orucunu en erken Hakkarililer, en geç ise Edirneliler açacak. Ramazanın ilk günü Hakkari'de imsak saat 03.11'de, iftar ise 19.15'te gerçekleşecek. Edirne'de ise saat 03.58'de başlayacak ilk oruç, akşam ezanının okunacağı 20.34'te açılacak. İLİNİZİN 2018 YILI İMSAKİYESİ İÇİN TIKLAYIN Hakkari teraviye giderken Edirne iftar açacak: Hakkari ile Edirne arasındaki oruç açma süresi farkı 79 dakika olacak. Bir anlamda Hakkari'deki vatandaşlar teravih namazını kılmaya hazırlanırken, Edirne'de yaşayanlar iftar sofrasına oturacak. Erken iftar yapılacak illerde Hakkari'yi; Van, Iğdır, Ağrı,Bitlis ve Batman, geç oruç açılacak illerde ise Edirne'yi; Kırklareli, Çanakkale, Tekirdağ, Balıkesir ve İzmir takip edecek. Sahurda ne yenir tok tutan yiyecekler! Bunu yiyen 24 saat acıkmaz En uzun oruç tutacak ülke : Coğrafi konumları nedeniyle İskandinav ülkelerinde yaşayan Müslümanlar, iftar sofralarına gece yarısına kısa süre kala oturacak. Norveç, Danimarka, İzlanda ve İrlanda gibi ülkelerde iftar sofrasından kalkan Müslümanlar, kısa süre sonra sahur hazırlıklarına başlayacak. Örneğin Norveç (Alesund) 22.34'te Göroland'da (Nuuk) 22.41'de İzlanda (Reykjavik) 22.42'de iftar edilecek, birkaç saat sonra ise yeni günün orucu başlamış olacak. Almanya - Belçika - Hollanda oruç saatleri : Gurbetçilerin yaşadığı Avrupa ülkelerinde de oruç süresi 17 ile 18 saati buluyor. Ramazan'ın ilk günü Berlin'de 21.02, Brüksel'de 21.32, Paris'te 21.32 ve Viyana'da 20.34'te oruç açılacak. Soydaşların yaşadığı Sofya'da ilk iftar saat 20.48'de, Kırcaali'de 20.37'de, Dobruca'da 20.33'te, Filibe'de 20.41'de, Varna'da 20.32'de yapılacak. Batı Trakya'daki İskeçeli Müslümanlar, saat 20.38'de, Gümülcine'de ise 20.36'de iftar sofrasına oturacak. Kadir Gecesi ne zaman? : Ramazan ayının 27. gecesi olan Kadir gecesi bu yıl, 10 Haziran Pazar gününe denk geliyor. Ramazan Bayramı ne zaman? : Ramazan ayı 14 Haziran'da bitecek. Ramazan bayramının ilk günü 15 Haziran cumaya denk geldiğinden bu yıl bayram tatili 3 günle sınırla kalacak.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yarınki AK Parti kongresi için son kararını verdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yarınki AK Parti kongresine gelmeyeceği bildirildi. Hürriyet’in edindiği bilgiye göre Gül yakın çevresine kongreye gitmeyeceğini söyledi. Gül, kongreye mesaj gönderebileceğini de yakın çevresiyle paylaştı. Başbakan Ahmet Davutoğlu geçen hafta Gül’ü telefonla arayarak kongreye davet etmişti. Gül’ün bu görüşmede de Davutoğlu’na kongreye gelmeyeceğini hissettirdiği bildirildi. Ak Parti’nin 14 Ağustos’taki kuruluş yıldönümünde ne konuşmalarda ne de partinin kuruluş öyküsünün anlatıldığı sinevizyon gösterisinde kendisinden söz edilmemesinin Gül’ü kırdığı da kulislerde konuşuluyor.
Cumhurbaşkanı adayları belli olmaya başladı. HDP bugün Cumhurbaşkanı adayını açıkladı. HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı kim oldu? HDP Cumhurbaşkanı Selahattin Demirtaş oldu SON DAKİKA
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Halkların Demokratik Partisi (HDP), bugün saat 13.00'da Neva Palas Otelinde düzenleyeceği basın toplantısı ile cumhurbaşkanı adayını açıkladı. Cumhurbaşkanı adayları belli olmaya başladı. HDP bugün Cumhurbaşkanı adayını açıkladı. HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı kim oldu? HDP Cumhurbaşkanı Selahattin Demirtaş oldu. HDP'nin cumhurbaşkanı adayı internethaber.com'da HDP ADAYINI BUGÜN AÇIKLIYOR Halkların Demokratik Partisi (HDP), Ankara’da bir otelde düzenleyeceği toplantı ile cumhurbaşkanı adayını bugün açıkladı. HPD cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş oldu. AK PARTİ YARIN AÇIKLIYOR Adalet ve Kalkınma Partisi ise adayını; parti kurucuları, iktidarda olduğu süre boyunca milletvekilliği yapmış tüm isimler, il ve ilçe belediye başkanları, büyük kongre üyeleri, il başkanları, tüm parti organı üyeleri ve bakanların katılacağı bir toplantı ile ilan edecek. Salı günü saat 11.30’da ATO Kongre Merkezi’nde düzenlenecek toplantıya 4 bin kişi davet edildi. Adaylık ilanını 250 basın mensubunun izlemesi öngörülüyor. AK Parti, cumhurbaşkanı adayını açıkladıktan sonra da Genişletilmiş il başkanları toplantısı yapacak. İHSANOĞLU TURA MEMLEKETİNDEN BAŞLAYACAK Muhalefet partileri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin ‘çatı aday’ olarak tanımlayarak aday gösterdikleri Ekmeleddin İhsanoğlu, Pazartesi günü Anıtkabir ziyaretinin ardından, AK Parti’nin adayının açıklandığı sıralarda, memleketi Yozgat’ta olacak. Kampanyasını mitingler yerine daha çok salon toplantılarıyla yürütmesi beklenen İhsanoğlu Çarşamba günü de Hacıbektaş’a gidecek. Alevilerin adaylığına soğuk baktığı bilinen İhsanoğlu’nun aleviler için önemli olan Hacıbektaş’ı ziyareti dikkat çekiyor. Siyasi partilerin cumhurbaşkanı adayları bu hafta açıklanacak. CHP’den 109 milletvekilinin imzasıyla aday gösterilen İhsanoğlu’na karşı çıkan CHP’li 21 milletvekilinin de tavrı bu hafta netleşecek. Bu grubun adayı olarak Ankara milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın adı söylense de grup içinde bu konuda tam mutabakat yok. CUMHURBAŞKANI ADAYLARI İÇİN SEÇİM TAKVİMİ 1 Temmuz'da tatile giremeyen Meclis, bu hafta hem Cumhurbaşkanı adaylık sürecini tamamlayacak hem de Çözüm Süreci Paketi'ni görüşecek. AK Parti, Cumhurbaşkanı adayını 1 Temmuz Salı günü açıklayacak ve aynı gün milletvekillerinin imzasıyla başvuracak. CHP ve MHP, çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için bugün, HDP de kendi adayını açıkladıktan sonra başvurusunu TBMM Başkanlığı'na yapacak. 28 Haziran'da başlayan Cumhurbaşkanı adaylık başvurusu, 3 Temmuz Perşembe günü sona erecek.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştiriler yönelten Başbakan Erdoğan'a çok sert çıktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, ''Bu ülkede ister Türk, ister Kürt, ister Boşnak, ister Çerkez, kimler varsa onların hepsinin teminatı CHP ve Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak'' dedi. Partisinin, Sultangazi 75. Yıl Mahallesindeki seçim irtibat bürosunun açılışında konuşan Tekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Kılıçdaroğlu'na yönelik yaptığı açıklamalara cevap vermek istediğini söyledi. Tekin, Başbakan Erdoğan'a seslenerek, ''Ey sayın Başbakan, Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan insanları fişleyip ayrıştırıyor. Sen daha dün 'Sivas'ın ötesine geçemezler' diye siyasi partilere meydan okumuyor muydun? Yüreğin yetiyorsa gel Şırnak'a, Batman'a gidelim. Sen ayrıştırdın, bu hale getirdin'' diye konuştu. Türkiye'nin birliğe, bütünlüğe, kardeşliğe ihtiyacı olduğunu vurgulayan Tekin, ''Bu birliği ve bütünlüğü de ancak Türkiye'de bir tek kişi sağlayabilir, o da Kemal Kılıçdaroğlu. Bu ülkede ister Türk, ister Kürt, ister Boşnak, ister Çerkez, kimler varsa onların hepsinin teminatı CHP ve Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak'' şeklinde konuştu. ''Sayın Başbakan, utanmıyor musun Alevileri fişliyorsun, bir milleti aşağılıyorsun?'' diyen Tekin, şöyle devam etti: ''Bu ülkeyi yönetenler, insanların soyları, mezhepleriyle değil, temel sorunlarıyla ilgilenir. Sayın Başbakan, 'Yasaksız bir Türkiye yaratacağım' dedin. Şimdi insanların telefonlarını dinlemek, özel yaşamlarına girmek yetmedi, insanların soylarını, soplarını fişlemeye çalışıyorsun. Onurla söylüyoruz; Aleviyiz, Sünniyiz, Türküz, Kürtüz, Lazız, Çerkeziz ve senin gibi Gürcüyüz.'' Türkiye'de yolsuzluğun bitmesini isteyenlerin CHP'yi iktidara taşıması gerektiğini ifade eden Tekin, ''CHP yolsuzluğu bitirirse yoksulluk da biter. Sadece İstanbul'da imar rantındaki yolsuzluğun bedeli 100 milyar doların üzerinde. Bu organize yolsuzluğun İstanbul'da nasıl işlediğini onlara belgeleriyle sunmak bizim namus borcumuzdur'' şeklinde konuştu. Tekin, vatandaşlara, Van'da sağlık kuruluşlarındaki ihale yolsuzluğu iddialarına ilişkin belgeleri gösterdi. Partililer, Tekin'in konuşması sırasında zaman zaman ''Başbakan Kemal'' şeklinde slogan attı. Bu arada, Gürsel Tekin ve beraberindekiler, CHP Fatih İlçe Seçim Koordinasyon Merkezinin de açılışını yaptı.
Adana'da bir barda çıkan kavgada 54 yaşındaki Haluk Karadaş, 43 yaşındaki Ümmet Tatlı'nın silahından çıkan kurşunla gözünden vuruldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Olay, merkez Seyhan İlçesi'nin Kuruköprü Mahallesi'nde 20.00 sıralarında meydana geldi. İddiaya göre, Ümmet Tatlı'nın nikahlı eşi Gözde, evini terk etti. Ümmet Tatlı, yaptığı aramalar sonucunda eşini olayın meydana geldiği barda çalıştığını öğrendi. Barın sakin olduğu saatlerde içeriye giren Ümmet Tatlı, eşini alıp dışarı çıkmak istedi. Kocasına direnen Gözde Tatlı, eve dönmeyeceğini söyleyip karşı çıktı. Bu sırada bara gelen müşterilere kaynamış nohut satan Haluk Karadaş ile çalışanlar araya girmek istedi. Tabancasını çeken öfkeli koca, peş peşe iki kez ateşledi. Ümmet Tatlı'nın tabancasından çıkan mermilerden biri Haluk Karadaş'ın gözüne isabet etti. Yaşanan panikten yararlanan Ümmet Tatlı, sokağa çıktı. Peşinden gelenler olabileceğini düşünen Tatlı, iki el daha tetiğe bastıktan sonra silahı barın kapısında atıp kaçtı. Silah seslerini duyan ekipler olay yerine geldiklerinde Haluk Karadaş'ı ağır yaralı olarak buldu. Polis, sağlık ekiplerini çağırdı. Ağır yaralanan Haluk Karadaş, yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Saldırganın kendisini öldürmek istediğini söyleyen Gözde Tatlı, "Benim kocam, eve götürmek istedi. Karşı çıkınca tabancasını çekip bana ateş etti. Bu sırada mermiler Haluk Karadaş'a isabet etti" diye bilgi verdi. Polis, olay yerinden kaçan Ümmet Tatlı'nın evini ve gidebileceği yerleri araştırmaya başladı. Kaynamış nohut satarak geçimini sağlayan Haluk Karadaş'ın cenazesi, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. Olay ile ilgili soruşturma sürüyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisini korkuyla yönetiyor iddialarına yanıt verdi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER AK Parti CHP polemiği bütün hızıyla sürüyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ın CHP ve Mısır’la ilgili sözlerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan’ın CHP’yle ilgili, “Bize dikta özentisi diyenler, kendi partilerini korkuyla yönetiyorlar” sözlerine “Ben Bakanlar Kurulu toplantısından sonra konuşan 6 bakanı bulsam kapının önüne koyacağım demedim” diyerek yanıt verdi. Mısır’la ilgili Başbakan’a yüklenen Erdoğan, “Mısır’da devrim oldu deniliyor. Halk iktidara mı geldi. Gelen kim, Mısır ordusu. Sen ordunun iktidara el koymasına devrim mi diyorsun. Sayın Başbakan’ın özlemine bakın. Biz özgürlüğü demokrasiyi savunuyoruz” karşılığı verdi. Telefon dinlemeleriyle ilgili Adalet Bakanı Ergin’e de yüklenen Kılıçdaroğlu, “Ben suç duyurusunda bulundum neden gereğini yapmadı” diye sordu CHP lideri Kılıçdaroğlu Düzce’de gündemdeki konularla ilgili sorulara yanıt verdi. SUÇ DUYURUM NEDEN İŞLEME KONULMADI Kılıçdaroğlu telefon dinlemeleri nedeniyle Adalet Bakanı’nın yaptığı açıklamayı şöyle yorumladı: ”Adalet Bakanı’na şu soruyu sormak gerekir. Benim bir gazeteci arkadaşla yaptığım telefon konuşması olayla hiç ilişkisi olmamasına karşın yasaya aykırı olarak dava dosyasının içine konuluyor. Normalde onun imha edilmesi gerekir. Ben Adalet Bakanına suç duyurusunda bulundum. Neden gereğini yapmadık. Onun için yaptığı açıklamaların hiçbir önemi yok. Gerçek meydanda. Adalet Bakanlığının savcıyı koruması değil savcıyla ilgili soruşturma açması gerekirdi. Savcıyı korursa savcı yasadışı her türlü işlemi hakkını kendinde bulabilir ki bu doğru değil.” AYİM KARARINA SAYGILIYIZ Kılıçdaroğlu’na ”Tutuklanan komutanların terfilerine engel yoktur” yönündeki AYİM kararına yönelik değerlendirmesi yasalara saygılıyız yönünde oldu. Kılıçdaroğlu, “Yargı kararlarına öteden beri saygı duymak gerektiğini söylüyoruz. Burada da böyle bir karar çıkmış herkes saygı duyacak. Kabul etsek de etmesek de yargı kararına saygı göstermek durumundayız” dedi. DİKTA YÖNETİMİ İDDİALARINA YANIT Başbakan Erdoğan son yaptığı konuşmada, “Bize dikta özentisi diyenler, kendi partilerini korkuyla yönetiyorlar” demiş ve 60’lı yıllardan örnekler vermişti. CHP lideri Kılıçdaroğlu bu sözlere tepki göstererek şunları söyledi: “Bu sözü Erdoğan’ın söylemesine şaşırdım. Dikta ile ben neyi yönetiyorum. Bütün arkadaşlarım düşüncelerini özgürce dile getiriyorlar. Ben hiçbir zaman şunu söylemedim. MYK’da konuşulanı bulsam o altı kişiyi kapının önüne koyardım demedim. Bir Başbakan çıkıyor Bakanlar Kurulu toplantısından sonra konuşan 6 bakanı bulsam kapının önüne koyacağım diyor. Ayrıca Sayın Başbakan 1960’lı yıllara gitmiş. Bırak 60’lı yılları üzerinden bir kuşak geçti. 2011’lere gelelim. Sokaktaki vatandaş telefonla konuşamıyor. Niye bu halde Türkiye kendine dönüp soruyor mu acaba. Korku toplumu yarattınız insanlar telefonda konuşmaktan korkuyor. 12 Haziran’a az kaldı. Korku toplumunu yıkacağız, herkesin özgürce düşüncelerini özgürce dile getirdiği Türkiye’yi beraberce kuracağız. Tayyip Bey ne kadar baskı uygularsa uygulasın özgür demokratik Türkiye’yi kurmakta kararlıyız. Bu darbe edebiyatı ile de milleti artık kandıramazlar. Ne darbesi. Hangi darbeden bahsediyorsunuz. Türkiye’yi 60-70’lerin Türkiye’si mi sanıyorsunuz. Türkiye darbe dönemlerini atlatmıştır. Halkı darbe söylentileri ile kandırmasınlar. Halkın derdi başka. MÜSLÜMAN KADINA TECAVÜZ EDİLİRKEN NERDEYDİN Başbakan Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki Mısır polemiği de sürüyor. Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ın kendisi için yaptığı Irak’a Ortadoğu’ya gitsin önerisini şöyle değerlendirdi: “Ben Ortadoğu’ya Başbakan gitmeden önce gittim. Öyle anlaşılıyor ki bir şeyden çok alınmış. Irak’ta binlerce müslüman kadına tecavüz edilirken sen de BOP Başkanı olarak ABD askerlerine başarı diledin mi dilemedin mi? diye sordum. İngilizce Almanca sormuyorum. Neden buna cevap vermiyorsun. Demokrasi ve özgürlük bağlamında Ortadoğu halklarının yanındayız. MISIR’DA HALK İKTİDARA MI GELDİ? Mısır’da devrim oldu deniliyor. Halk iktidara mı geldi. Gelen kim, Mısır ordusu. Sen ordunun iktidara el koymasına devrim mi diyorsun. Sayın Başbakan’ın özlemine bakın. Biz özgürlüğü demokrasiyi savunuyoruz.
Ordu'da 12 yaşındaki küçük Hazal şofbenden sızan gazla zehirlenerek yaşamını yitirdi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ordu'da şofbenden sızan gazdan zehirlenen 12 yaşındaki Hazal Topçuoğlu hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Şirinevler Mahallesi'nde oturan 12 yaşındaki ilköğretim okulu 6. sınıf öğrencisi Hazal Topçuoğlu yıkanmak için girdiği banyodan uzun süre çıkmadı. Hazal Topçuoğlu, banyoya giren ailesi tarafından baygın halde bulunarak olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince Ordu Devlet Hastanesine kaldırıldı. Topçuoğlu, buradaki müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Hazal Topçuoğlu'nun cenazesi kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Trabzon Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
IŞİD sosyal medyada yayınladığı bir propaganda videosu ile Gazze'de kontrolü ele geçireceğini ifade ederek Hamas'ı 'İslam'ın gereklerini yerine getirmemekle' suçladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) sosyal medyada paylaştığı bir propaganda videosunda, Gazze'nin örgütün yönetimine geçeceği tehdidi dile getiriliyor. Gazze'yi yöneten Hamas'ı başarısız olmakla ve 'İslam'ın gereklerinin yerine getirilmesi konusunda' yetersiz kalmakla suçlayan IŞİD, "Gazze'de Şeriat kanunları geçerli olacak" diyor. Videoda masekli bir IŞİD militanı Hamas'a hitaben konuşuyor ve "Sizi, El Fetih'i ve İsrail devletini kökünden kazıyacağız. Bugün Yarmuk'ta yaşananlar (Suriye'deki Filistin mülteci kampı) Gazze'de de yaşanacak" diyor. Suriye'nin başkenti yakınlarındaki Yarmuk mülteci kampında Filistinli direnişçiler ve IŞİD militanları arasında çatışmalar yaşanıyor. Hamas radikal İslamcı örgütlerin Gazze'de güç kazanmaması için çaba sarf ettiğini belirtiyordu. Ancak İsrail'den gelen açıklamalarda Hamas ve IŞİD'in birlikte hareket ettiği de iddia ediliyor. İsrail İstihbarat Bakanı İsrail Katz, Sina Yarımadası'nda IŞİD ve Hamas'ın kaçakçılık, silah ticareti ve saldırılar konusunda işbirliği yaptığını belirtti. Katz, "Gazze için birbirlerine karşı rekabet ettiklerini biliyoruz. Ancak Yahudiler konusunda amaçları ortak" diye konuştu.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün Dersim çıkışı partiyi karıştırdı. Katliamın sorumlusunun CHP ve Atatürk olduğunu söylemesi Kılıçdaroğlu'nu kızdırdı!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir grup CHP milletvekilinin Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün 'Dersim olayları, Atatürk ve CHP' ile ilgili sözleriyle ilgili sert konuştu: "Parti disiplinine herkes uyacak!" Kılıçdaroğlu, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ün sözleri ve ardından partisinden milletvekillerinin ona gösterdiği tepkiyle ilgili soruları üzerine, bu konuya ilk kez değindi. Kılıçdaroğlu, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Dersim olayı bizim tarihimizde önemli olaylardan birisi. Bu tarihçilerin ortak kanaati. Siyasetçinin geçmişte tarihte yaşanmış olayları günlük politika içinde işlemesini çok doğru bulmuyorum. Onu tarihçiler incelerler. Örneğin sayın Başbakan dedi ki 'Dersim arşivlerini açıklayacağım.' Ben de çıktım dedim ki 'Başbakansın açıkla biz de gerçekleri öğrenelim.' Açıklamayan o. O nedenle geçmişteki olayların günümüze taşınarak o günün koşullarından soyutlayarak bugünkü koşullara indirgenerek sorgulanmasını çok doğru bulmuyorum. Ama tarihçiler giderler araştırırlar gerçekleri öğreniriz işin özü bu." 'GRUBUN KAPALI TOPLANTISINDA BÖYLE BİR İFADEYİ KULLANMADIĞINI SÖYLEMİŞ' MYK toplantısında Aygün'ün savunmasının alınacağının hatırlatılarak, nasıl bir süreç izleneceğiyle ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, "Gazetelerde, Dersim olaylarından dolayı Atatürk'ü suçlayan bir ifadesinin yer aldığı söylendi. Gazetelerde bu tür bir yazı yer alınca kendisinden savunma almaya karar verdik. Ama kendisi grubun kapalı toplantısında böyle bir ifadeyi kullanmadığını ifade etmiş. Ben o toplantıda yoktum" diye konuştu. Aygün'ün konuşması sonrası bazı milletvekilleri bildiri yayınlamasıyla ilgili olarak da Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Kapalı grupta konuşulan bir konunun daha sonra medyanın önüne taşınarak bir bildiri halinde sunulmasını kabul etmiyorum. Hele hele grup başkan vekilliğinden izin alınmadan böyle bir toplantının yapılmasını uygun görmüyorum. Bu partide bir disiplin olacaktır. Herkes o disipline uyacaktır. Demokrasi herkesin düşündüğünü özgürce söylediği bir rejimdir ama disiplin içinde söylediği bir rejimdir. Disiplinsiz bir şekilde olmaz. Ben 'Bu partiye demokrasiyi ve özgürlüğü getireceğim' derken 'Kaosu getireceğim' anlamını taşımamalıdır benim bu söylediğim. Herkes düşüncesini kapalı oturumda söylemiştir. Tartışılmıştır. Mesele bitmiştir. Onu medyanın önüne taşıyıp oradan 'Acaba biz neler elde edebiliriz' gibi bir anlayışla yola çıkanları samimi Cumhuriyet Halk Partili bulmuyorum. Onlar için de gereği grup başkan vekillerimiz tarafından yapılacak" Kılıçdaroğlu, "Bu süreç CHP içinde bir ayrışmayı mı gösteriyor?" sorusuna da "Hayır. CHP sosyal demokrat bir partidir. Biz bir kitle partisiyiz. Bizim bir ana eksenimiz vardır. Bu ana eksenimiz bizim tüzüğümüzün birinci maddesinde yer alır. Dolayısıyla o ana eksen çevresinde insanlar düşüncelerini, farklı görüşlerini dile getirilebilirler. Bu bir ayrışma sürecini doğurmaz" yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, vicdani red ile ilgili bir soru üzerine de konunun uzun süreden beri entelektüel çevrelerde ve basında tartışılan bir olay olduğunu belirterek, "Avrupa Birliği'nin ortaya koyduğu bir kıstas var. Uluslararası hukuk normları var. Demokratikleşmek istiyorsak, hak ve özgürlükleri savunuyorsak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarına ve bu konuda yapmış oldukları düzenlemelere, 'Biz de AB'ye üye olacağız' diyorsak benzer çerçevede hukuk düzenlemeleri yapmalıyız" diye konuştu.
Yalova Üniversitesinin Rektör Vekilliği görevine İskenderun Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güler Bilen Alkan atandı. Eski rektör vekili Prof. Dr. Cengiz Tomar, 3 gün önce atamalarla ilgili konuşmuştu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: YALOVA Üniversitesinin Rektör Vekilliği görevine İskenderun Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güler Bilen Alkan atandı. Rektör Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanı olarak atanmasının ardından Rektör Vekilliği görevini yürüten Prof. Dr. Cengiz Tomar, Yeni Akademik Yıl açılışındaki sözleri tartışma yaratmıştı. Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanı olarak atanması nedeniyle Rektör Vekilliği görevi Prof. Dr. Cengiz Tomar'a verilmişti. 18 Eylül Pazartesi günü yapılan Yeni Akademik Yıl açılış töreninde konuşan Prof. Dr. Tomar, "Şahsen ben de kendimi çok layık görmüyorum bu işe. Ben Edinburg Üniversitesinde okudum. Orada hoca olamadım. Türkiye'mizin seçkin kurumları Boğaziçi'nde, ODTÜ'de, buralarda da hoca olamadım. Belki epey eksik yanım var. Yani Yalova Üniversitesinde gelmeyi çok hak etmiyorum belki de ama olsun. Gene de samimiyetle elimden geleni yapacağım" demişti Bunun üzerine kürsüye çıkan CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, Prof. Dr. Tomar’a seslenerek, "Hocam üzülmeyin, iyi üniversitelerde hoca olamamışsınız. Bu ülkede Pavarottiyi konservatuara almadık biz, sesi yetersiz diye. Hiç canınızı sıkmayın. Bak ben de genel başkan olamadım. Ben moralimi bozuyor muyum? Sen niye bozuyorsun? diye konuşmuştu. YENİ REKTÖR VEKİLİ ALKAN OLDU Yalova Üniversitesindeki bu konuşmaların ardından 3 gün sonra, dün, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) tarafından Yalova Üniversitesi Rektör Vekilliğine yeni bir isim atandığı öğrenildi. Üniversiteye İskenderun Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İskenderun Teknik Üniversitesi Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güler Bilen Alkanın Rektör Vekili olarak atandığı üniversite yönetimine bildirildi. Rektör vekilliğinde değişikliğe gidilmesinde akademik yıl açılışında yapılan konuşmaların etkili olup olmadığını akıllara getirdi. Öte yandan Yalova Üniversitesine atanan Prof. Dr. Güler Bilen Alkanın, 2011-2014 yılları arasında AK Parti Küçükçekmece İlçe Başkan Yardımcılığı yaptığı, 2015 milletvekili seçimlerinde de AK Partiden İstanbul 3 Bölge Milletvekili Aday Adayı olduğu öğrenildi. YÖK YENİ REKTÖR ARAYIŞLARINDA Diğer yandan YÖK tarafından yapılan duyuruda ise Yalova Üniversitesi için yeni rektörlük başvurularının başladığı ilan edildi. Yapılan duyuruda rektörlük için başvuruların 21 Eylül itibariyle başladığı ve 3 Ekim 2017 tarihine kadar devam edeceği bildirildi.
Şemdinli, Şırnak, Çukurca ve Yüksekova'da istediği hedeflere ulaşamayan örgütün, yeni saldırı planı deşifre oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM- PKK, Türkiye'ye karşı yürüttüğü savaşta cepheyi büyütüyor. K.Irak'tan sonra Suriye'nin kuzeyi de örgütün saldırı üssüne dönüşecek. Yakın zamanda Mardin sınırından PKK'nın kanlı eylemler düzenleyeceği iddia ediliyor. Yoğun operasyonlarla sıkışan PKK'nın bu yolla Hakkari'de üzerindeki baskıyı Suriye üzerinden saldırarak azaltmayı planlıyor. Askerin daha fazla sahada gezinmesi ve KCK operasyonlarının hız kesmemesi PKK'yı zor durumda bıraktı. KCK'nın başkanı Murat Karayılan ile PJAK'ın üst düzey sorumlusu Sebelan kod adlı teröristin 8 Ekim'de yaptığı telsiz konuşmaları KCK operasyonlarının PKK'ya etkisini gözler önüne seriyor. Öcalan'dan 'ordu kurun' talimatı PKK'nın Suriye kolu PYD, Türkiye'nin sinirlerini gerecek yeni bir adım atmış ve Kürdistan Halk Tugayları Ordusu kurulduğu ilan etmişti. Ayrıntılar için tıklayın OPERASYONLAR KÜÇÜLME SÜRECİNE İTTİ Karayılan, "Yurt içerisindeki faaliyetlerimizin önemli bir kısmını, eylemlerle bölge halkını devlete karşı başkaldırıya sevk etme çabaları oluşturuyor. Maalesef devletin gerçekleştirdiği KCK operasyonları devam ediyor. Bu süreç içerisinde kendi içimizde kavga ve sorunlarının baş göstermesi, bu operasyonlar bizi küçülme sürecine itti" ifadelerini kullandı. KIZILTEPE'NİN KARŞISINDAN SALDIRACAKLAR İşte bu baskıyı kırmak isteyen PKK, dümeni yeni manevra alanı olarak gördüğü Suriye'ye kırdı. Şemdinli ve çevresindeki hedeflere bayrak dikemeyen PKK'nın uzantısı PYD ile Suriye tarafından provokatif saldırılar gerçekleştireceği istihbaratı alındı. Sansasyonel eylemlerle adını daha fazla duyurmak isteyen örgüt için Suriye ideal bir yer olduğu yorumları yapılıyor. Kandil'in Ankara ile Şam'ı daha fazla gererek iki ülkeyi savaşa sokmanın çabası içinde olduğu belirtiliyor. Bugün gazetesi Ankara temsilcisi yazarı Adem Yavuzarslan, köşesinde saldırıların yapılacağı noktaları şöyle açıklıyor: "Saldırıların Ebu Ceride, Çataklı ve Derbesiye üzerinden olması planlanıyor. Söz konusu bölge ise Kızıltepe'nin tam karşısı. Şu anda PKK'nın bu civara yığınak yaptığı yönünde güçlü istihbaratlar var."

Citation Information

Thomas Scialom, Paul-Alexis Dray, Sylvain Lamprier, Benjamin Piwowarski, and Jacopo Staiano. 2020.
MLSUM: The multilingual summarization corpus. In Proceedings of the 2020 Conference on Empirical
Methods in Natural Language Processing (EMNLP), pages 8051–8067, Online.
Association for Computational Linguistics.
Downloads last month
36