output
stringlengths
62
421
instruction
stringlengths
497
47.6k
input
stringclasses
1 value
Şirinevler'de cesedi bir çekyat içinde bulunan kişinin, arkadaşıyla cinsel ilişki kurmak için ısrar edince öldürüldüğü ortaya çıktı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Şirinevler'de bir çekyat içinde cesedi bulunan Bülent E'nin katil zanlısı Niğde'de yakalandı. Zanlı, cinayetin ayrıntılarını anlattı. Şirinevler'de bir evde, çek yatın içinde boğularak öldürüldükten sonra elleri ve ayakları bağlanmış bir şekilde bulunan Bülent E.(40) cinayeti aydınlatıldı. Ölen şahsın ev arkadaşı şüpheli Necat Y.(20) Niğde’de gözaltına alındı. Şüphelinin ilişki için kullanılan evde arkadaşını öldürdüğü ,3 gün boyunca cesetle birlikte evde yaşadığı, misafir ağırladığı ancak daha sonra çürüyen cesetten gelen kokular artınca Niğde’ye kaçtığı tespit edildi. KAYIP OLARAK ARANIYORDU ÇEKYATIN İÇİNDE BULUNDU İstanbul’da 10 ocak tarihinde polise başvuran Bülent E.’nin yakınları kendisinden haber alamadıklarını söyleyerek kayıp müracaatında bulundu. Polis olayla ilgili başlattığı soruşturmada ilk önce şüphelinin yaşadığı Şirinevler’de bulunan evine gitti. Çilingir yardımıyla eve giren polis içerden gelen kötü kokular üzerine arama başlattı. Kayıp olarak aranan Bülent E.’nin cesedi evde bulunan bir çekyatın içinde bulundu. Bülent E.’nin boğularak öldürüldükten sonra elleri ve ayakları bantla bağlanarak çekyatın içine konduğu tespit edildi. ŞÜPHELİ NİĞDE’DE YAKALANDI Cinayet Büro Amirliği tarafından başlatılan soruşturmada cesedin bulunduğu evin ilişki için kullanıldığı tespit edildi. Bülent E.’nin ev arkadaşı Necat Y.’nin cinayetten 3 gün sonra evden ayrıldığı belirlendi. Olayın şüphelisi olarak aranan Necat Y.’nin izi Niğde’de bulundu. Polis önceki gün Necat Y.’yi gözaltına alarak İstanbul’a getirdi. "CESEDİN BULUNDUĞU EVDE MİSAFİR AĞIRLADIM" Poliste ifade veren ve suçunu itiraf eden Necat Y. "Onunla birlikte olduk. Daha sonra o da benimle birlikte olmak istedi. Bunun yüzünden aramızda kavga çıktı. Bana saldırdı ben de kendimi korudum. Öldüğünü anlayınca ne yapacağımı şaşırdım. Onu çek yatın altına sakladıktan sonra evde yaşamaya devam ettim. Bu sırada eve gelen arkadaşlarını ağırladım. Onu sorduklarında memlekete bir cenaze için gittiğini söyledim. Bir süre sonra evdeki kokular artınca eşyalarımı toplayıp kaçtım." dedi.Poliste işlemleri tamamlanan şüpheli adliyeye sevk edildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplam değeri 598 milyon TL olan 72 yatırımın toplu açılış töreni için Kayseri’ye geldi. <br/>Başbakan Recep ...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplam değeri 598 milyon TL olan 72 yatırımın toplu açılış töreni için Kayseri’ye geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Konya’dan sonra Kayseri’de toplu açılış töreni için Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Meclis Başkan Vekili Sadık Yakut, AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili Pelin Gündeş Barır, Yaşar Karayel, İsmail Tamer, AK Parti İl Başkanı Ömer Dengiz ile birlikte geldi. Başbakan Erdoğan, “Sarsılmaz desteğiniz için sizlere teşekkür ediyorum Kayseri. Dimdik duruşun için aşkın için sizlere teşekkür ediyorum Kayseri. 30 Mart seçimlerinde yüzde 59 oy aranı ile istiklal mücadelesine sahip çıktığınız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum. 18 Büyükşehir kazandık 1. Sırada Konya ikinci sırada Kayseri. 30 Mart seçimleri öncesinde en son il mitingimizi Kayseri’de yapmayı planlamıştık. Bir rahatsızlığımız sebebiyle Konya ve Kayseri’de miting yapmamıza müsaade etmedi. Türkiye’de oynanan oyunu gördüğünüz, bu oyunu sandıkta bozduğunuz için her birinize tek tek gönülden teşekkür ediyorum. İnşallah bizler de bu güne kadar Kayseri’ye mahcup olmadık bundan sonra da mahcup olmayacağız” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise, “Kayseri 30 Mart seçimlerinde Türkiye’nin istikrarına, Türkiye’nin gelişmesine katkı koymuştur. Borcunu ödemek için herkes kapı kapı dolaştı, her türlü ihanet ile hesaplaşmış ve kararını AK Parti’den yana koymuştur. Bu ülkenin 12 yıldan bu yana iradesine katkı koymakla şeref bulmuştur. 30 Mart seçimleri her birimizin yakinen bildiği gibi Türkiye Siyaset tarihinde iktidarlarda sallanan koalisyonlar yerine muhalefette sağlanan koalisyonla mücadele etmiştir AK Parti. AK Parti Kayseri’de de iktidara olan borcunu ödemiştir. Kayserili vatandaşlarımız mazotun 1.5 TL’ye düşeceğini söyleyenlere inanmadı, iftiralara inanmadılar. Ayrılık rüzgarlarını burada estirmeye çalışanlara karşı da inanmadılar. AK Parti’nin sırrının gönül bağından geçtiğini göremediler. Her şey geride kaldı ancak her bir yönü ile gerek muhalefet gerekse bir kısım güçler sürekli ayrılık oluşturmaya çalıştırıyorlar. Biz her zaman biliyor ve emin oluyoruz ki, Sayın Cumhurbaşkanımız ve Sayın Başbakanımız arasında oluşturmak istenen nifak sert bir kayaya toslayacaktır” dedi. Kayseri Valisi Orhan Düzgün ise, “Açılacak olanların 61 tanesi kamu kaynakları ile yapıldı. Bu yatırımlar, bu şehir, bu ülke için çalışan hemşerilerimize devletimizin hediyesidir. Açılışı yapılacak olan 72 tesisin 7 tanesi ile müteşebbislerin yaptığı yatırımlardır. Açılışı olacak olan yatırımlar Kayseri’nin son 10 yılda aldığı yatırımlar karşılığında sembolik bir yatırımdır. İlimizde yapılan yatırımlar daha önce yapılan yatırımların 5-10 katı ile ifade edilmektedir” diye konuştu. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki de, “Seçimler öncesinde Kayseri’ye gelememiştiniz. Kayserililer size olan vefa borcunu yerine getirmek için toplandı. Kayseri o gün mahşer yeri gibi kalabalıktı. Yağış olmasına rağmen vatandaşlar meydanı terk etmedi” dedi. (İHA)
Kamuoyunda "torba tasarı" olarak bilinen Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. İnternete RTÜK denetimi getiren tasarı Meclis'te kabul edilerek yasalaştı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İnternete RTÜK denetimi getiren tasarı Meclis'te kabul edilerek yasalaştı. Kanuna göre, RTÜK'ten geçici yayın hakkı veya yayın lisansı bulunan medya hizmet sağlayıcısı kuruluşlar, bu hak ve lisansları ile yayınlarını internet ortamından da sunabilecek. Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet üzerinden sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcıları üst kuruldan yayın lisansı, bu yayınları internet ortamından iletmek isteyen platform işletmecileri de üst kuruldan yayın iletim yetkisi alacak. SULH CEZA HAKİMİ 24 SAAT İÇİNDE KARARA BAĞLAYACAK RTÜK'ten geçici yayın hakkı veya yayın lisansı bulunmayan ya da bu hak veya lisansı iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin yayın hizmetlerinin internet ortamından iletildiği tespit edilirse, sulh ceza hakimi, internet ortamındaki yayınla ilgili içeriğin çıkarılması veya erişimin engellenmesine karar verilebilecek. Bu karar, gereği yapılmak üzere Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderilecek. Sulh ceza hakimi, RTÜK'ün talebini en geç 24 saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacak. Bu karara karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilecek. RTÜK YETKİLİ OLACAK İçerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunmasına rağmen Türkiye'nin taraf olduğu, RTÜK'ün görev alanına ilişkin uluslararası anlaşmalar ve bu düzenlemeye aykırı yayın yaptığı RTÜK tarafından tespit edilen bir başka ülkenin yargı yetkisi altındaki medya hizmet sağlayıcılarının veya platform işletmecilerinin yayın hizmetlerinin internet ortamından iletimi ile internet ortamından Türkçe olarak Türkiye'ye yönelik yayın yapan ya da yayın dili Türkçe olmamakla birlikte Türkiye'ye yönelik ticari iletişim yayınlarına yer veren yayın kuruluşlarının yayın hizmetleri hakkında da bu hükümler uygulanacak. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, bireysel iletişim bu madde kapsamında değerlendirilemeyecek ve radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini internet ortamından iletmeye özgülenmemiş platformlar ile radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerine yalnızca yer sağlayan gerçek ve tüzel kişiler bu maddenin uygulanmasında platform işletmecisi sayılmayacak. YETKİ ZORUNLULUĞU Kuruluşlar da internet ortamındaki yayınlarına devam edebilmeleri için Türkiye'nin yargı yetkisi altındaki diğer kuruluşlar gibi RTÜK'ten yayın lisansı, bu kapsamdaki platform işletmecilerinin de yayın iletim yetkisi alması zorunlu olacak. İnternet ortamından radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinin sunumuna, bu hizmetlerin iletimine, internet ortamından medya hizmet sağlayıcılara yayın lisansı, platform işletmelerine de yayın iletim yetkisi verilmesine, bu yayınların denetlenmesine ve maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usulleri, RTÜK ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından maddenin yürürlüğe girdiği tarihten 6 ay içinde ortak çıkartılacak yönetmelikle düzenlenecek.
İphone 5'ten önce yeni bir fotoğraf daha yayınlandı. fotoğrafta iphone'un yeni şarj kablosu görülüyor. iphone 5'e ait olduğu iddia edilen ve ilabs isimli sitede yayınlanan iphone fotoğraflarında şarj girişinin oldukça küçüldüğü görülüyordu. kablonun üzerinde abd’nin resmi ticaret organı ftc’nin...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: iPhone 5'ten önce yeni bir fotoğraf daha yayınlandı. Fotoğrafta iPhone'un yeni şarj kablosu görülüyor. iPhone 5'e ait olduğu iddia edilen ve iLabs isimli sitede yayınlanan iPhone fotoğraflarında şarj girişinin oldukça küçüldüğü görülüyordu. Kablonun üzerinde ABD’nin resmi ticaret organı FTC’nin işaretleri, standart USB tarafında ise taranabilir QR kodu bulunuyor. Daha küçük dock konnektörünün varlığı daha önce sızan fotoğraflarla ve dokuz pin barındıran çift taraflı fişle örtüşüyor. Ancak fotoğrafın bulanıklığı detayların tümüyle öne çıkmasını engelliyor.
Türkiyede kamuyo araştırmalarının önde gelen isimlerinden Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Güz internethaber'e konuştu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: NESRİN YILMAZ İNTERNETHABER-ANKARA Gazi üniversitesi iletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Nurettin Güz, seçim sonuçlarını internethaber.com'a değerlendirdi. Seçimin iki galip parti olduğunu söyleyen Güz, bu partilerin HDP ve MHP olduğunu ifade etti. Siyasal iletişim uzmanı olan Güz, seçimin kaybeden partileri olarak da AK Parti ve CHP'yi işaret etti. *** -Sn. Güz, Türkiye son 15 ayda üç seçim yaşadı. Genel Seçimlerin hemen sonrasındayız. Sonuçlar üzerine farklı yorumlar var. Sandıktan çıkan tabloyu nasıl yorumlarız, siz nasıl değerlendiriyorsunuz? SEÇİMİN İKİ GALİBİ VAR Hemen her seçim öncesi ve sonrasında olduğu gibi kısmi doğru tespitler yapılsa da tablo bir bütün olarak değerlendirilemiyor. Yorum yapanlar genellikle kendi siyasi veya ideolojik pencerelerinden tabloya bakıyor ve durduğu zemini doğru veya başarılı buluyor. Bu seçimlerin iki galibi var birisi MHP, diğeri HDP’dir. Öncelikle bunun altının çizilmesinde yarar var. -Peki ya kaybedeni? AK PARTİ VE CHP KAYBETTİ Aslında muhalefet saflarında yer alanlar ve bazı AK Parti yanlıları ittifak etmişçesine kaybeden olarak yalnız AK Parti’yi gösteriyor. Ama bana göre seçimden başarılı çıkmayan sadece AK Parti değil aynı zamanda CHP’dir. Özellikle sol medya AK Parti’nin kaybettiği yaklaşık % 9 oranındaki oy kaybı üzerinden CHP’ye pay çıkartarak mevcudun korunmasını zafer gibi sunuyor ki bu tamamen yanlıştır. AK Parti’yi soracağım ama konuyu açtınız, CHP neden mağlup? ANA DA OLSA MUHALEFET BİR PARTİNİN KADERİ OLAMAZ Son 10 yıla bakınız veya son beş seçime bakınız. CHP’nin ana muhalefet partisi olarak iktidara alternatif olabildiğini gördünüz mü? Kaldı ki medya ve iş çevrelerinin desteğine rağmen sürekli ana muhalefet olarak siyaset sahnesinde yer alıyor. CHP gibi köklü bir partinin ana da olsa sürekli muhalefet saflarında yer alması kaderi olabilir mi? Her seçim sonrasında kendisine göre bir başarı senaryosu çizerek durumu idare ediyor. İyi ama tabanı son seçimleri başarı olarak algılıyor? BAŞARISIZLIĞI MANİPÜLE ETMEYE ÇALIŞIYORLAR Kim söylüyor bunu? Sn Kılıçdaroğlu seçim meydanlarında, önceki genel seçimlerden daha yüksek oy alamazsa istifa edeceğini söyledi, arşivlerde var. Sonuç? Bunu sorgulayan var mı? Seçim sonuçlarını değerlendirenler AK Parti’nin kaybettiği oylardan yola çıkarak, önceki seçimdeki konumunu muhafaza etmede bile güçlük çeken CHP yönetiminin başarısızlığını manipüle etmeye çalışıyorlar. -En azından AK Parti gibi oy kaybetmediler. Bu bir anlamda başarı değil midir? ŞAPKAYI KOYUP DÜŞÜNMEK GEREKİR Kamuoyu ve sayın yorumcular galiba bir konuyu kaçırıyorlar, muhalefet ve özellikle ana muhalefet partileri iktidarın alternatifi olurlar. 2002’den beri yapılan her seçimde yeniliyor ve ana muhalefet konumunu koruyorsunuz. Peki ya iktidara alternatif olabilme? Sürekli olarak % 23 - 30 aralığında gidip geliyorsunuz. Gerçek anlamda bir oy artışı sağlayamıyorsanız ya da iktidarı zorlayamıyorsanız şapkanızı önünüze koyup düşünmeniz gerekir. İktidar olamıyorsanız bile denetim görevini güçlü bir biçimde yapabilmeniz yüksek oranda oy alabilmekle mümkün olabilmektedir. Çağdaş demokrasiler siyasal sistemlerini böyle geliştiriyorlar. İktidar partisi AK Parti’nin oy kaybetmesi CHP’yi başarılı kılmaz. -Baraj korkusu ile bazı seçmenlerinin HDP’ye kaydığını belirtiyorlar? YÜZDE 35 OLSAYDI KISMİ BAŞARI OLURDU Seçimlerin galiplerinden birisi olan HDP’ye büyük oranda AK Parti’den daha sonra da CHP’den oy kayacağını ve kaydığını araştırmalar ortaya koyuyor. Ancak, CHP’den HDP’ye oy kaymasa da alınacak sonuçlar CHP’yi başarılı kılmayacaktı. Ana muhalefet partisi olarak iktidar partisini zorlayacak ya da sizi iktidar yapacak, yapmaya yaklaştıracak bir oy oranına ulaşamadığınız hiçbir seçim sizin açınızdan başarı olamaz. CHP yönetiminin bunu öncelikle kabul etmesi gerekir. Sn Kılıçdaroğlu’nun seçim kampanyasında belirlediği % 35 oy hedefine ulaşılabilmiş olsaydı kısmı bir başarı elde edilmiş denebilirdi. Ama o hedefe yaklaşılamadı bile. -Bu başarısızlığın sebebi ne olabilir sizce? CHP ELİTLERİN PARTİSİ OLMA ÖZELLİĞİNİ AŞAMADI Sn Kılıçdaroğlu’nun, genel başkan olmasından sonraki süreçte siyaseten başarılı olabilmesi için hemen her şeyi yaptığını CHP’ye oy versin veya vermesin hemen herkes kabul edecektir. Beyefendi kişiliği ile gerçekten siyasette örnek bir şahsiyet olduğunu kabul etmek gerekir. Ancak CHP bir türlü elitlerin partisi olmanın ötesine geçebilmiş değildir. Parti hemen her seçim sonrasında bu konularda adım atmak ve kendisini yenilemek üzere kararlar almasına rağmen bunu başarabilmiş değildir. Sorun buradan kaynaklanmaktadır. CHP mevcut konumunu değiştirmediği sürece iktidar alternatifi olamaz. İşin ilginç yanı tek başına iktidar olamasa bile güçlü muhalefet yapan bir CHP Türkiye için önemlidir. -Sözünü ettiğiniz anlamda halka inebilir mi? Elbette inebilir. Bakınız birçok il ve ilçede CHP’li yerel yöneticiler var. Seçmenin % 50’sinden fazlasının oyunu alabiliyor. Üstelik sol seçmenin yoğun olmadığı yerleşim birimlerinde. Onlar CHP’li kimliği ile böyle bir başarı sağlayabiliyorsa parti merkezi olarak CHP neden bunu yapamasın ki? AK PARTİ İKTİDAR YORGUNLUĞUNU ATAMADI -Peki ya iktidar partisi? AK Parti ile ilgili iki tespit yapılabilir: Birincisi, 2011 Genel Seçimlerine göre yaklaşık % 9 oranında oy kaybetmiştir. Hemen herkes bunun üzerinden yorumlar yapmaktadır. İkincisi ve daha önemlisi, aldığı % 41 oy oranı ile hala Türkiye’nin en büyük partisidir ve en yakın rakibi CHP’ye yaklaşık % 16 oranında fark atmıştır. AK Parti’yi başarısız noktasına getiren husus tek başına iktidar olamamasıdır. Bu da kamuoyundaki beklentiden kaynaklanmaktadır. -Kaybedilen % 9 oy veya tek başına iktidar? Sebepleri? Demokrasilerde partilerin sürekli iktidarda kalmaları ya da sürekli olarak oylarını artırmaları veya muhafaza etmeleri mümkün değildir. Avrupa’da İngiltere örneğinde gördüğümüz gibi bir parti iki dönemden fazla iktidarda kalamıyor. Kasım 2002’den sonraki her seçimden başarılı çıkan bir partinin yorulmaması mümkün değildir. Bunun emareleri de son seçimlerde ortaya çıkmıştı. Örneğin 17 – 25 Aralık süreci olmasaydı AK Parti muhtemelen 2014 Yerel Seçimlerindeki başarıyı yakalayamayacaktı. Seçmenin bu süreci Sn. Erdoğan’ın şahsında ülkeye tehdit olarak algılaması ve Sn. Erdoğan’ın karizmatik kişiliği AK Parti’ye 2009 Yerel Seçimlerinden daha büyük bir oy oranını getirdi. Aynı rüzgar ve Sn Erdoğan’ın seçmen nezdindeki sempatisi Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda ve % 52 ile sonuçlanmasını sağladı. -İyi ama 10 ayda lider dışında ne değişti? Aslına bakarsanız kaybedilen % 9 oranındaki oy ve tek başına iktidar sadece lider değişikliği kaynaklı değildir. 13 yıla yakın süredir iktidardasınız, milletvekilleriniz, bürokratlarınız, teşkilatlarınız ister istemez yorulur. Yorulmasa bile mutlaka seçmen yeni yüzler, yeni program ve ufuklar ister. Sn. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmayıp partinin başında kalmış olsaydı mutlaka onun da bu anlamda radikal değişiklikler yapması gerekirdi. Üstelik bunu isteyen sadece seçmen veya vatandaş da değil bizzat AK Partililer de bunu istiyordu. -Üç dönem kuralıyla bu yapılamadı mı? Üç dönem kuralı yeni isim ve yüzlerin gelmesini sağlasa da sözünü ettiğim anlamda radikal değişim gerçekleştirilemedi. Seçmene yeni ufuklar gösterilemedi. Yeni bir dinamizm sağlanamadı. AK Parti’yi üstün kılan sıradan vatandaşın kendisinden gördüğü bir aday profili oluşturulamadı ya da adaylar bu yönleriyle vatandaşa anlatılamadı. Partinin zeminle yani vatandaşla bağında iletişiminde kopmaların başlaması bu sonucu ortaya çıkardı. AK PARTİ KENDİ SEÇİM GÜNDEMİNİ OLUŞTURAMADI -Sorun sadece adaylar mı? Aslında AK Parti’nin oy kaybını tek sebebe bağlamak sorunu basite indirmek olur. Örneğin genel merkez. Genel merkezin başarılı olduğunu söylemek mümkün müdür? Seçimler geçeli birkaç gün oldu. Sıradan seçmene bugün gidin ve AK Parti’nin seçimlerde kendisine ne vaat ettiğini sorun. Ya da AK Parti’nin seçimlerde işlediği ana temanın ne olduğunu seçmenden öğrenmeye çalışın. Size bir şey söyleyemeyecektir. Peki bu seçimlerde iktidar partisi olarak AK Parti hangi programla, temayla seçmenin karşısına çıktı? Geçen 13 yıllık süreçte iktidar ve muhalefet partileri açısından hemen her seçim gündemini AK Parti belirlerken bu seçimde muhalefet partilerinin belirlediği konular olan asgari ücret ve emekli maaşları AK Parti’nin seçim gündemini oluşturdu. Bu parti genel merkezi adına başarısızlık değil midir? -Ne yapılabilirdi ki? Uzun zamandır iktidardasınız ve ülkeye kazandırdığınız büyük projeler var. En azındın bunlar üzerinden seçmene gidebilirdiniz. Başlattığınız büyük yatırımlar var, bunları seçmene anlatabilirdiniz. Ya da seçmenin karşısına geçip büyük hizmetler yaptığınızı ama yapacağınız çok hizmetler bulunduğunu belirtip bunları anlatabilirdiniz. Örneğin 2023 projenizi detaylı anlatabilirdiniz. Hiçbir şey yapamıyorsanız kendinizle ilgili bir öz eleştiri yapıp seçmenden destek istemeniz muhalefetin peşine takılmanızdan daha iyi olurdu. DAVUTOĞLU BAŞARI ELDE EDEMEDİ -Ya Başbakan Davutoğlu? Onun performansı? Sn Davutoğlu bilim insanlığı, hayat tarzı, insanlara tavrı, ile hemen her vatandaşa sempatik gelebilecek bir kişiliği var. Bunlar siyasette önemli unsurlardır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde başarılı olması beklenirdi, ama olmadı. Hani meşhur söz, siyasette kimi zaman iki kere iki dört etmiyor. Liderin kişiliği, kimliği, eğitimi, konumundan daha çok seçmen algısı ön plana çıkıyor. Sn Davutoğlu’nun belki de en büyük dezavantajı Recep Tayyip Erdoğan gibi karizmatik ve sıradan insanla doğrudan veya medya başta olmak üzere diğer kanallar aracılığı ile iyi iletişim kurabilen bir liderden sonra gelmesidir. Sn. Erdoğan gibi bir liderden sonra AK Parti’nin başına kimi getirirseniz getirin gölgede kalmaması mümkün olmazdı. -Başarısızlık Davutoğlu’na fatura edilemez mi diyorsunuz? HİÇBİR MAZERETİNİZ OLAMAZ Siyasette lider her hal ve şartta başarıyı elde etmekle yükümlüdür. Bir önceki genel seçimden % 9 oranında oy kaybetmişsiniz, 15 ay önceki genel seçimlerdeki başarıyı bile yakalayamamışsınız. Üstelik 10 ay önceki Cumhurbaşkanlığı seçiminde partinizin adayı % 52 oy almış. Sizin hiçbir mazeretiniz olamaz. En azından yerel seçimlerdeki oy oranınızı koruyup tek başınıza iktidarı elde etmeniz gerekirdi. Sn Davutoğlu’nu başarılı görmek mümkün değildir. Recep Tayyip Erdoğan sonrası lider kodluğuna oturmanın dezavantajını Sn Davutoğlu avantaj haline getirebilseydi siyasetteki liderliği tartışılmaz olurdu. -Sn. Davutoğlu seçmen tarafından benimsenmedi mi? İLETİŞİMDE SORUNLAR VAR Daha ilk seçimi olması sebebiyle böyle söylemek doğru olmaz sanırım. Ancak siyasete yeni girmemiş olmasına rağmen hitabet başta olmak üzere, seçmenle iletişimde sorunlar olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Karizmatik bir kişiliğinin olmaması kendisi adına büyük dezavantajdır. Yaklaşık bir yıldır Başbakan ve genel başkan olmasına rağmen parti genel merkezi, adaylar ve teşkilatların seçimlerde gösterdiği başarısızlığın faturası öncelikle Sn Davutoğlu’na kesilir. Partiye hakim değil, görüntüsü önemlidir. Gökçek ile Arınç arasındaki kavganın uzamasında bile parti içerisindeki otoritesinin eksikliğinin etkisi vardır. AK PARTİ’NİN ALTERNATİFİ MHP’DİR -AK Parti oyları MHP’ye kaydı mı? AK Parti Türkiye’nin hemen her yerinden oy alsa milletvekili çıkarsa da oturduğu zemin daha çok milliyetçi muhafazakar seçmenin ağırlıklı olduğu bölgelerdir. Bu seçimlerde görüldü ki MHP daha önce ağırlıklı oy aldığı illerde güç kazanıyor. MHP’nin daha çok oy aldığı bölge orta ve İç Anadolu idi. Buralardaki üstünlüğünü AK Parti’yi kaptırmıştı. Son seçimde, kaptırdığı oyların bir bölümünü geri aldı. Orta Anadolu’dan milletvekilleri çıkarması bunun sonucudur. -Bu kayma sürer mi? MHP ve AK Parti aynı tabanı seslenen iki parti. Mevcut siyasi konjonktürde partiler arasındaki oy kaymalarına bakıldığında en avantajlı partinin MHP olduğunu görürsünüz. AK Parti ile MHP arasında yoğun bir oy geçişi hep vardır ve olacaktır. Yine MHP ile CHP arasında yoğun bir oy geçişi vardır ve olacaktır. Ama buna karşılık örneğin AK Parti ile CHP arasında yoğun bir oy geçişini göremezsiniz. Bu yapı MHP’yi avantajlı konumu getirmektedir. BAŞARI BAHÇELİ’NİNDİR -MHP’nin başarısını neye bağlıyorsunuz? MHP’yi diğer partilerden ayrı değerlendirmek gerekiyor. Yıllardan beri bir duruşu var ve MHP’ye oy vermeyenler de bu duruşunu biliyor ve takdir ediyor. Bunda tabii ki Genel Başkan Sn. Devlet Bahçeli’nin büyük bir rolü vardır. Aradan geçen yıllar içerisinde kendisini eleştirenler bile Türkiye’nin bugün geldiği noktada Sn Bahçeli’nin ne kadar uzak görüşlü olduğunu takdir ediyorlar. MHP’nin esen rüzgara göre yön değiştirmemesi, ülke ve millet çıkarlarını her şeyin üzerinde tutan politikalar izlemesinin Sn Bahçeli’nin eseri olduğu hemen herkes tarafından kabul edilmektedir. MHP belki yavaş ama emin adımlarda bir yükseliş trendi izlemektedir. -MHP’yi yine iktidar alternatifi görüyor musunuz? Hep söyledim ve yine söylüyorum, AK Parti’nin alternatifi gerçek anlamda hiçbir zaman CHP veya başka bir sol parti olmamıştır. Gerçek alternatif MHP veya başka bir sağ partidir. Son 13 yıla baktığınızda da MHP’nin tek başına alternatif olduğunu görürsünüz. -Ama beklenen patlamayı gerçekleştiremiyor? Siyaset algı üzerinden yürütülen bir çalışmadır. Vatandaşa ve özellikle seçmene ulaşmada medya başta olmak üzere gerekli kanallar size açılmıyorsa başarınız sınırlı olur. Sn Bahçeli de kimi zaman şikayet etti, medya bize yeterince yer vermiyor diye. Medya kuruluşlarımızın bu konuda duyarlı olduğunu, sadece MHP değil diğer partilere de demokrasinin bir gereği olarak yeterince yer verdiğini söyleyebilir miyiz? Siyasi konjonktür MHP’nin yükselen değer olmaya devam edeceğini göstermektedir. Hükümet arayışları da bunu açıkça göstermektedir. Herhalde aklı selim her vatandaş bu tecrübelerden sonra Sn Bahçeli’nin bu konuda vereceği kararı da takdir edecektir. -Ya oy patlaması yapan HDP? Seçim kampanyası süresince görüldü ki hiçbir zaman HDP’ye oy vermeyecek insanlar da HDP’nin barajı geçmesini istediler. Aslında eş başkan Demirtaş ve diğer yetkililerin de söylediği gibi alınan yaklaşık % 13 oranındaki oyun tamamı bu partiye verilmedi. Seçmen, ben senin barış dilini, mesajını aldım ve seni ben Türkiye partisi olarak Meclise gönderiyorum, dedi. Parti yetkililerinin bu mesajı almaları önemliydi. YENİ LİDER DEMİRTAŞ -Selahattin Demirtaş faktörü? Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ve özellikle bu genel seçimler Türk siyasetine yeni bir lider kazandırdı demek yanlış olmayacaktır. Selahattin Demirtaş sadece kendi seçmeni değil, HDP’ye oy vermeyen seçmenin de sempatisini kazanan ve siyasi arenaya son katılan bir lider oldu. Bunda kuşkusuz esprili konuşmaları yanında kullandığı barış ve sevgi dilinin büyük rolü vardır. Ancak bu yapının seçim sonrası dönemde devam edip etmemesi ve uygulamaya yansıması sempatisinin devam edip etmemesinde etkili olacaktır. Demirtaş’ın güçlükleri var mı? Kendisi de ifade etti, seçmen kendilerine büyük bir sorumluk yükledi. Bir yanda her ne kadar üstü örtülse de terör konusu, daha doğrusu PKK’nın sorun olmaktan çıkarılması, diğer yandan ülke sorunlarına getireceği çözüm önerileri ve alacakları tutum önemlidir. Seçmen kendilerinin sadece bir bölgenin partisi olmayı değil daha büyük bir sorumluluk yükledi. Bunun taşınmasında kaptan rolünü de sanırım Demirtaş’a verdi. -HDP’nin Türkiye partisi olduğuna inanıyor musunuz? Güney Doğu’dan büyük oranda oy alsalar da –ki baskı ve tehditle bunun sağlandığı iddiaları var- Türkiye’nin farklı illerinden milletvekili çıkarmaları HDP’yi Türkiye partisi yapmıştır. Yine seçim kampanyası döneminde yapılan HDP mitinglerine bakıldığında, az veya çok ülkenin hemen her iline gitmeleri ve miting yapmaları, küçük bazı olaylar dışında olayların yaşanmaması HDP’yi mevcut konumuna getirmiştir. Bu sürecin devam kuşkusuz partinin sorumlu davranmasına bağlı olacaktır. Seçmen yetki vermekte, sorumlu davranılmadığını hissettiği anda da o yetkiyi almaktadır. -Son olarak kamuoyu araştırmaları konusunda neler söylersiniz? Kamuoyu araştırmaları seçim süresince çok tartışılan konu oldu. Herkes ve özellikle siyasi partiler araştırma şirketlerini eleştirdiler. Ama büyük sapmalar gösteren birkaç şirketin yaptığı tahminler dışında genel olarak araştırma şirketlerini başarılı buluyorum. Yaptıkları tahminlerdeki sapmalar makul sınırlar içerisinde kaldı denebilir. Ama şu tespiti de yapmam gerekiyor: Genel olarak araştırmalarda AK Parti ve CHP ile ilgili tahminler alınan oylardan daha yüksek, MHP ve HDP ile ilgili tahminler de alınan oylardan daha düşüktür. Neden böyledir? Kamuoyu araştırmaları konusunda uzman olanlar bu sorunu cevabını iyi bilirler.
ARTVİN'de, dün gece etkili olan şiddetli yağışlar nedeniyle meydana gelen sel ve heyelanda, Aşağı Maden köyünde bazı evlerin zemin ve bodrum katlarını su bastı, odunluklar yıkıldı, 5 araç ise toprak altında kaldı. Korkunç manzara gün ağarınca ortaya çıktı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Artvin'de merkeze bağlı Aşağı Maden köyünde dün akşam saatlerinde etkili olan yağış, sel ve heyelana neden oldu. Usluca Mahallesi'nde taşan dere nedeniyle bazı evlerin zemin ve bodrum katları su altında kalırken, evler hasar gördü, odunluklar yıkıldı. Mahallede meydana gelen heyelanda ise 5 araç toprak altında kaldı. Köy yolunun ulaşıma kapandığı bölgede hasar gören nakil hatları nedeniyle elektrikler kesildi. İl Özel İdaresi ekipleri heyelandan dolayı kapalı yolu ulaşıma açtığı köyde hasar tespit çalışması başlatıldı.
Tansu Çiller ve Süleyman Demirel gibi isimler başta olmak üzere pek çok ünlüyü dolandıran Selçuk Parsadan'ın oğlu Hakan Parsadan kimsesizlerin kaldığı belediye tesislerinde yaşıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Selçuk Parsadan'ın oğlu; eski basketbolcu Hakan Parsadan, babasının ölümünün ardından düştüğü maddi zorluk sonrasında, evsizlerin ve kimsesizlerin sığındığı Zeytinburnu Spor Kompleksi'nde kalıyor. Zeytinburnu Spor Kompleksi'nde 18’i kadın toplam 392 evsiz ile birlikte, soğuyan havalarl sbeebiyle sığınan Hakan Parsadan, 3 yıldır sokaklarda yaşam savaşı verdiğini anlattı. EVSİZLER SOĞUKTAN KORUNMAK İÇİN ORAYA SIĞINIYOR İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı ve polis ekipleri tarafından sokaklardan toplanan evsizler, soğuk havadan korunmaları için spor salonunda ağırlanmaya başlandı. Sağlık kontrolleri ve kişisel bakımları yapılan evsizlerin giyecek ihtiyaçları da karşılandı. "YILLARDIR PARKLARDA, ATM'LERDE, SOKAKLARDA YAŞIYORUM" Al Jazeera Türk'ün haberine göre, ailesini, işini ve varlığını kaybettiğini ifade eden Parsadan, "Bütün Türkiye hikayemizi biliyor. Basketbolcuydum ve 8-10 sene milli takımda oynadım. Birtakım terslikler oldu mesleğimi bıraktım. Basketbola da geri dönmek istemiyorum. Yıllardır parklarda, ATM'lerde sokaklarda yaşıyorum. Sokaklarda çok sıkıntılar yaşadım. Çok iş istedim ama olmuyor. Şu anda buradayım. Çevremiz çok yüksek ama insanlar öyle bir hale gelmiş ki kendilerinden başka kimseyi tanımıyorlar. Babam ölmeden önce peşinden ayrılmayan dostlar bana telefonu açmadı. Kızkardeşim Cansel Parsadan da Türkiye'nin en iyi televizyoncusu ve radyocusudur ama iş bulamıyor" diye konuştu. Parsadan, evsizlerin hayatlarının göz önüne alınması gerektiğini vurgulayarak, yetkililerden evsizlere yardım etmelerini istedi. SELÇUK PARSADAN KİMDİR? Türkiye "baba Parsadan"ı, Tansu Çiller, Süleyman Demirel gibi bir çok ünlü ismi ‘dolandırdı’ haberleri ile tanıdı. Selçuk Parsadan’ın 2006’da vefatı ile birlikte aile dağıldı. ÇİLLERİ, DEMİREL’İ DOLANDIRDI Selçuk Parsadan, adından, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’i kandırarak aldığı örtülü ödenek parası ile duyurdu. Ancak, yürütülen soruşturma sonrası tek ‘kurban’ın Çiller olmadığı anlaşıldı. Parsadan’ın sinema sanatçısı Perihan Savaş’ın adını kullanarak, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i, Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan’ı, Adnan Polat’ı de benzer yöntemlerle dolandırdığı ortaya çıktı. Kuşkusuz en yüklü parayı (5,5 milyar lira) örtülü ödenekten aldı. 4 YIL HAPİS YATTI, ÇIKTIKTAN 5 SENE SONRA ÖLDÜ Mayıs 1996’da yakalanan Parsadan, 4 yıl 8 ay tutuklu kaldıktan sonra 19 Şubat 2001’de tahliye edildi. Parsadan tahliye olduktan 5 yıl sonra ise yakalandığı omurilik kanseri sebebiyle yaşamını yitirdi. Parsadan, her ne kadar ‘örtülü ödenek vurgunu’ ile gündeme gelse de aile üyeleriz önemli görevlerde bulundu. Selçuk Parsadan'ın yargılaması Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. (Selçuk Parsadan görseli Al JazeeraTürk'ün sitesinden alınmıştır)
Taksim'deki patlama ucuz atlatıldı. Tüp gaz nedeniyle meydana geldiği belirtilen patlamada, enkaz kaldırıldı yaralılar tedavi ediliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Taksim'deki patlama sadece İstanbul'u değil Türkiye'yi korkuttu. Patlamanın duyulmasıyla birlikte onlarca senaryo üretilirken, rahatlatan açıklama önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'tan ardından da İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'dan geldi. Topbaş, patlamanın gaz kaynaklı olabileceğini, teknik raporun beklendiğini söylerken Vali Mutlu, patlamaya "yüzde 99 tüp gazın" neden olduğunu açıkladı. Taksim dün akşam saatlerinde bir patlamayla sarsıldı. Kazancı Yokuşu’nda meydana gelen patlamada 9 kişi yaralandı. Patlama, bir binanın alt katında bulunan sanat galerisinde saat 16.15 sıralarında meydana geldi. DAKİKA DAKİKA NELER YAŞANDI- TIKLAYIN Patlama sonrası çıkan alevlere ilk müdahale çevredeki vatandaşlar tarafından yapılırken, olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. Çevredeki binaların camlarının kırılmasına neden olan patlama nedeniyle, sokakta bulunan bir otomobil de yan yattı. Yakınlarından haber almak isteyen çok sayıda kişi bölgeye geldi. Güvenlik güçleri, ikinci bir patlamaya karşı önlem alırken, bir polis helikopteri de çalışmalara havadan destek verdi. 9 KİŞİ YARALANDI Patlamada, olayın meydana geldiği sanat atölyesinin sahibi Caner Karakuş ve hamile olduğu belirtilen eşi Emel Karakuş ile Mehmet Ali Sever, Sıdıka Birgül ve eşi İsmail Çobanoğlu, Fatma Koç, Şahnur Aydın, Abdullah Özkul ve Volkan Koçak yaralandı. Patlamada, olayın meydana geldiği sanat atölyesinin sahibi Caner Karakuş ve hamile olduğu belirtilen eşi Emel Karakuş ile Mehmet Ali Sever, Sıdıka Birgül ve eşi İsmail Çobanoğlu, Fatma Koç, Şahnur Aydın, Abdullah Özkul ve Volkan Koçak yaralandı. Caner ve Emel Karakuş, Mehmet Ali Sever, Sıdıka ve İsmail Çobanoğlu ile Fatma Koç, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne, Şahnur Aydın, Abdullah Özkul ve Volkan Koçak ise Alman Hastanesi'ne kaldırıldı. Alman Hastanesi'ne kaldırılan 3 yaralı, ayakta yapılan tedavilerinin ardından taburcu edilirken, durumu ağır olan Caner ve Emel Karakuş, Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi'ne sevk edildi. 'YÜZDE 99 TÜP GAZ' Patlamanın doğalgazdan mı yoksa tüpten mi kaynaklandığı henüz netleşmişken, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Twitter hesabından konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Mutlu açıklamasında, "Kazancı Yokuşu'ndaki patlamanın yüzde 99 tüp gaza bağlı olduğu kanaati kuvvetlendi" ifadelerini kullandı. Yaralıların tedavisinin devam ettiği belirtildi.
Yazılı açıklama yapan HDP Basın Bürosu Öcalan'la bugün yapması beklenen görüşmenin ertelendiğini duyurdu...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yazılı açıklama yapan HDP Basın Bürosu Öcalan'la bugün yapması beklenen görüşmenin ertelendiğini duyurdu... HDP Heyeti'nin PKK lideri Abdullah Öcalan'la bugün yapması beklenen görüşme 30 Eylül Salı gününe ertelendi. Yazılı açıklama yapan HDP Basın Bürosu, HDP heyetinin bugün İmralı Adası'nda gerçekleştirmesi beklenen görüşmenin "hava muhalefeti nedeniyle 30 Eylül Salı gününe ertelendiğini"açıkladı. HDP Heyeti geçtiğimiz günlerde Kandil'e giderek 2 günlük bir görüşme gerçekleştirmiş, akabinde Hükümet yetkilileriyle biraraya gelmişti. Geçtiğimiz hafta ise KCK yönetimi, özellikle Hükümet'in IŞİD konusundaki tutumuna dikkat çekerek, "Kobanê saldırısı ortada çatışmasızlık bırakmamıştır" açıklamasında bulunmuştu. Tüm bu gelişmelerden sonra Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yapacağı açıklamalar merakla bekleniyor.
MANİSA seçim sonuçları 24 Haziran 2018 gecesi YSK oy sayımı ile saat 20.00'dan itibaren ortaya çıkacak. Manisa milletvekilleri ve cumhurbaşkanı ittifak oy sonuçları yeni meclis dağılımını belirleyecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Manisa 24 Haziran 2018 pazar günü saat 08.00'dan itibaren milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına gidecek. Manisa ilinde oy verme işlemi saat 17.00'da sona erecek. Manisa seçim sonuçları ve partilerin oy oranları YSK yasağının kalkması ile birlikte Anadolu Ajansı canlı seçim sonuçları ile internethaber.com sitesinde olacak. Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri için yurt içinde toplam 56 milyon seçmen 180 bin 65 sandıkta oy kullanacak. YSK seçim yasağının kalkması ile birlikte il il seçim sonuçları ortaya çıkacak. Türkiye 27. dönem milletvekili genel seçimi Manisa seçim sonuçlarına bu linke tıklayarak ulaşabileceksiniz. Türkiye 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'ne AK Parti, CHP, HDP, HÜDA PAR, İYİ Parti, MHP, Saadet Partisi ile Vatan Partisi katılıyor. BBP'nin adayları AK Parti, DP'nin adayları ise İYİ Parti listelerinden seçime giriyor. 2018 seçimlerinde ittifaklar çekişecek. Türkiye Genel Seçim Sonuçları 2018 Cumhur ittifakı AK Parti ve MHP milletvekillerini belirlerken Millet İttifakı oyları ise CHP, Saadet Partisi ve İyi Parti milletvekili listesini oluşturdu. Cumhurbaşkanı seçimi birinci tur : Cumhurbaşkanı seçiminin ilk turuna 6 aday katıldı. Birinci turda geçerli oyların salt çoğunluğunu alan (yüzde 50'nin üstü) cumhurbaşkanı seçilmiş oluyor. İkinci oylamaya ilişkin seçim takvimi : İlk oylamada geçerli oyların salt çoğunluğu sağlanamadığı takdirde 8 Temmuz 2018 pazar günü ikinci tur oylama yapılacak. Bu seçime en çok oy alan 2 aday katılacak. Adaylardan hangisi en çok oyu alırsa o cumhurbaşkanı olacak. İkinci oylamaya ilişkin seçim takvimi ise şöyle işleyecek: - 25 Haziran: İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin herhangi bir nedenle seçime katılmaması halinde aday ikamesinin son günü (Saat 17.00). İkinci oylama propaganda döneminin başlangıcı. - 26 Haziran: İlçe seçim kurulu kararları ile birleştirme tutanaklarına karşı il seçim kuruluna yapılacak itirazın son günü (Saat 17.00). İlçe seçim kurulu kararlarına karşı yapılan itirazlar il seçim kurullarınca en geç 23.59'a kadar karara bağlanacak. - 28 Haziran: İl seçim kurulu kararlarına ve il birleştirme tutanaklarına karşı yapılan itiraz YSK'ce karara bağlanacak. 29 Haziran: YSK kesin seçim sonuçlarını ilan edecek. 30 Haziran: Gümrük kapılarında ve yurt dışında oy verme işlemine başlanacak. - 4 Temmuz: Yurt dışında oy verme işlemi sona erecek. 7 Temmuz: Seçim propaganda dönemi saat 18.00'de sona erecek. 8 Temmuz: Oy verme günü. Seçim yasakları saat 24.00'te sona erecek. 9 Temmuz: Cumhurbaşkanı seçimi geçici sonuçları ilan edilecek. 12 Temmuz: YSK kesin seçim sonuçlarını ilan edecek. Türkiye 24 Haziran 2018 seçimi ilkleri : 1- Daha önce ilk kez 10 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanı halk tarafından seçilirken, 24 Haziran'da seçmenler ilk kez cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi için aynı gün sandığa gidecek. 2- Vatandaşlar, bu seçimde 550 yerine 600 milletvekili için oy kullanacak. Bazı illerin çıkaracağı milletvekili sayıları da bu kapsamda değişirken, Ankara ilk kez 3 seçim bölgesine ayrıldı. 3- Cumhurbaşkanlığına aday gösterme usulü bu seçimde farklılık gösterdi. Daha önce en az 20 milletvekili ya da son seçimde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde 10'u geçen siyasi partilerce ortak cumhurbaşkanı adayı gösterilebiliyordu. Bu seçimde TBMM'de grubu bulunan ya da son seçimde yüzde 5 oy alan siyasi partiler ya da 100 bin vatandaş, bulundukları ilçe seçim kuruluna imza vererek aday teklifinde bulundu. 4- Siyasi partilerin ittifak kurarak seçime girebilmesi de 24 Haziran seçimlerinin ilkleri arasında yer aldı. 5- Yatağa bağımlı hastalar için seyyar sandık uygulaması da bu seçimde ilk kez hayata geçirildi. Bu kapsamda, seyyar sandıklarda oy kullanabilmeleri için hastalığı ve engeli sebebiyle yatağa bağımlı olduğunu beyan eden seçmenlerin ayağına sandık götürülecek.
İSTANBUL hava durumu haftasonuna kadar soğuk ve yağışlı havayı gösterirken Profesör Orhan Şen kar haberini verdi. Meteoroloji uzmanı olan Şen İstanbul için karın geliş tarihini de verdi. İşte 5 günlük İstanbul hava durumu ve o tahmin!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: TÜRKİYE'de mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı 10 derecelik bir düşüşle mevsim normallerine indi. 10 gün daha etkili olacak bu soğuk hava dalgası kar yağışını da beraberinde getirdi. Bugün bazı illerde kuvvetli bazı illerde ise sulu kar yağışı görülüyor. İstanbul'da kar yağışını haber veren hava durumu tahmini de meteoroloji profesörü Orhan Şen'den geldi. Şen, twitter hesabından karın yağacağı günü de duyurdu. İşte İstanbul hava durumu ile birlikte diğer illerin 5 günlük meteoroloji raporları; İSTANBUL HAVA DURUMU : Meteorolojinin sitesinde haftasonuna kadar İstanbul hava durumu için soğuk ve yağmur veriliyor. Meteoroloji profesörü Orhan Şen ise pazar ve pazartesi gününe dikkat diyerek İstanbul için kar haberi verdi. Şen, 'Hafta sonu Pazar günü İstanbul ve Marmara'da KAR olasılığı yüksek. Eğer sistem zayıflamaz ise Pazar akşam veya akşam üstü KAR var. Sistem yeteri kadar soğumaz ise kuvvetli karla karışık yağmur ve şiddetli yağmur olur. Bu nedenle İstanbul'da pazar ve pazartesi dikkat!' dedi. İstanbul'un bir haftalık hava durumu tahmini;
Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasındaki Hitler tartışmasına Mustafa Armağan ince bir gönderme yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasındaki Hitler tartışması, Bilal N. Şimşir'in ortaya koyduğu belgelerle seyir değiştireceğe benziyor. Kitapta yer alan belgelere göre Atatürk ve Hitler defalarca mektuplaşmışlar. Zaman gazetesi yazarı Mustafa Armağan, Atatürk ile Hitler'in mektuplarına yer verdiği köşesinde kısa da olsa Erdoğan analizi yaptı. Armağan'a göre Erdoğan'ın CHP eleştirilerinin bir sınırı var. Ona göre Başbakan, 1930'lu yılları- Dersim ve İstiklanan mahkemeleri hariç, neredeyse hiç tartışma konusu yapmıyor. Gerekçesi ise meselenin ucunun, hassas bir noktaya yani Atatürk'e kadar gidecek olması. Yine Armağan'a göre Erdoğan, cepheyi genişletmek istemiyor bu nedenle de eleştiriler 1930'ları es geçerek büyük ölçüde 1940'lar üzerinde yoğunlaşıyor. TARTIŞMAYI KILIÇDAROĞLU BAŞLATTI Aslında tartışmalar Kılıçdaroğlu'nun Hitler benzetmesiyle başladı. Bir dönem Avrupa'yı kana bulayan, nedensiz binlerce kişinin ölümünden sorumlu tutulan Hitler'in oy oranını Erdoğan'a örnek gösteren Kılıçdaroğlu'na, AK Parti'den cevap geçikmemiş bizzat Başbakan grup toplantısında İnönü ile Hitler'in arasındaki samimi tebrikleşmeleri hatırlatmıştı. Bununla da yetinmeyen Erdoğan, o dönemdeki gazete manşetlerini arşivlerden buldurmuş ve canlı yayında Kılıçdaroğlu'na göstermişti. ZAMAN YAZARI O YILLARI HATIRLATTI! Mustafa Armağan ise o yıllarda Hitler'in sadece İnönü ile değil Atatürk ile de defalarca yazıştığını, tebrikleştiğini yazdı. İşte Bilal N. Şimşir'in "Atatürk ve Yabancı Devlet Adamları I" adlı kitabından Hitler-Atatürk mesajlaşmaları (TTK, 1993, s. 149-178; bazı kelimeler sadeleştirildi). İlk doğrudan mesajı gönderen Atatürk oluyor: "Alman Devletinin en yüksek makamına seçilmeniz dolayısıyle en samimi tebriklerimi arzeylemekle bahtiyarım. Çok yüksek saygılarımın kabul buyurulmasını rica ederim." (21 Ağustos 1934) 5 gün sonra Berlin Büyükelçisi Hamdi Arpağ Hitler'i ziyaret ettiğini, Führer'in, Atatürk'ün taziye mesajına çok minnettar kaldığını ve teşekkürlerini ilettiğini yazmaktadır. 30 Ağustos günü Hitler, yazılı bir mesajla teşekkür eder. Ardından Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayan Hitler'e cevap gelir: "En hararetli teşekkürlerimi ve şahsî saadetinizle Almanya'nın refahı hakkındaki temennilerimi kabul buyurmanızı rica ederim" (2 Kasım 1934). 23 Kasım'da bu defa Hitler'dir yazan: "Memleket(ler)imiz arasındaki münasebetleri üstürmek(?) ve ilerletmek ciddi uğraşım olacaktır." 4 Mart 1935'te Hitler, yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine Atatürk'ü tebrik eder. Ertesi günü Atatürk'ten teşekkür gelir. 2 Nisan'da Atatürk'ün yeni bir mesajını görürüz. Hitler, Reich Başkanlığı ve Reich Başbakanlığı'nı bir kanunla birleştirdiğini ve bu kanuna uyarak gücü ele aldığını bildirmektedir. Atatürk ise bundan "büyük sevinç" duymuştur: "Ekselâns, Sizi ülkenizin en büyük orununa geçmiş olmanızdan (dolayı) kutlarken, yurtlarımız arasındaki mutlu dostluk bağlarının korunmasını, berkitilmesini istediğinizin güvenini unutmayacağım." Kitapta 217 numaralı belge, 1 Mayıs 1935 tarihini taşıyor. Yazan artık "Kamâl Atatürk"tür: "Alman Ulusal bayramı münasebetiyle Ekselânsınıza en ısı (samimi) tebriklerimle beraber özel gönenceniz ve asil Alman ulusunun genliği (refahı) hakkında beslediğim samimi dileklerimi sunarım." Hitler'den cevap gecikmez. 6 Mayıs tarihli mesajda teşekkür eder. Kurtuluş ümidi bağışladınız 28 Ekim 1937'de Hitler Cumhuriyet Bayramı tebriğini gönderir. Atatürk ise cevaben şunu yazar: "Ekselanslarına teşekkürlerimi arzeder ve saadet ve afiyetleriyle Almanya'nın refahı hakkındaki samimi temennilerimin kabulünü rica ederim." 30 Nisan 1938'de Atatürk Almanya'nın milli bayramı dolayısıyla Hitler'i kutlarken 6 Temmuz günü Numan Menemencioğlu eliyle Hitler'e "selam, muhabbet ve şahsi takdir hislerini" gönderir. 29 Ekim'de Hitler, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlar Atatürk'ün. Ertesi günü yazdığı cevaptaysa Atatürk, Hitler'e "hararetli teşekkürleri"ni sunar. Ölümünden 10 gün önce yazılmış bu son mesajı, Atatürk'ün ölümü üzerine Hitler'in Meclis Başkanı Abdülhalik Renda'ya gönderdiği taziye mesajı takip eder. İşte o mesaj: "Ekselansları TBMM başkanına, tüm Türk halkına kendim ve Alman halkı adına Atatürk'ün vefatından ötürü derin üzüntülerimi iletirim. Kendisiyle birlikte büyük bir asker ve mükemmel bir devlet adamı ve tarihî bir kişiliği kaybettik. Kendisi yeni Türkiye "Reich"ının kurulmasına damgasını vurmuştur. Türkiye'nin varlığı nesiller boyu yaşayacaktır." (Kitapta tercüme edilmemiş olan bu mesajı çeviren Aynur Kırcı'ya teşekkür.)
ABD'nin Teksas eyaleti Valisi Rick Perry, kendi ifadesiyle, "suçluların, insan tüccarlarının ve uyuşturucu şebekelerinin geçişini engellemek amacıyla Meksika sınırına 1000 asker konuşlandırmasını kararlaştırdı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD'nin Teksas eyaleti Valisi Rick Perry, kendi ifadesiyle, "suçluların, insan tüccarlarının ve uyuşturucu şebekelerinin geçişini engellemek amacıyla" Meksika sınırına 1000 asker konuşlandırmasını kararlaştırdı. Cumhuriyetçi Partili Perry, Federal yönetim ABD-Meksika sınırında güven sağlayamadığı için harekete geçmek zorunda kaldığını; askeri birliklerin asayiş güçlerinin yanı sıra görev yapacaklarını belirtti. Teksas Valisinin kararı, Meksika sınırından Amerikan topraklarına kaçak olarak ve yanlarında yetişkin olmaksızın giren Orta Amerikalı çocukların artmasını izliyor. Ekim ayından bu yana, uyuşturucu çeteleri arasındaki şiddet eylemlerinden ve aşırı yoksulluktan kaçan 57 bini aşkın çocuk Meksika sınırından giriş yaptı. Perry, düzenlediği basın toplantısında suç şebekelerinin çocukların girişini bir istismar fırsatı olarak göreceklerini söyledi ve 2008'den bu yana Teksas cezaevlerinde 203 bini aşkın "yabancı suçlunun" mahkumiyetinin sürdüğünü bildirdi. 2012'deki başkanlık seçiminde Cumhuriyetçilerin adayı olmaya çalışan ama başarılı olamayan ve 2016 seçiminde yeniden adaylığını koyabileceği söylenen Perry, "Sınır güvenliği olmaksızın ulusal güvenlik olmaz. Teksaslılar, sınırımızda Federal yönetimin güvenlik sağlayamamasının bedelini, fazlasıyla ağır ödedi." dedi. Teksas eyaletindeki Ulusal Muhafız birliklerinin sınıra konuşlandırılması ayda 12 milyon dolara mal olacak. ABD Başkanı Barack Obama, ülkede kayıt dışı yaşayan milyonlarca göçmenin bir tür yasal oturma hakkı kazanması yolunu açacak ve aynı zamanda sınır güvenliğini arttıracak kapsamlı bir göç reformuna gidilmesi çağrısında bulunmuştu. Obama, son zamanlarda kaçak olarak giren çocukların sayısının artması karşısında, göç konusunda görev yapacak yargıçların artırılması, sınırda insansız hava araçlarıyla gözetim faaliyeti ve tıbbi hizmet verilmesi için Kongre'den 3,7 milyar dolar kaynak istemişti.
15 Temmuz hangi güne denk geliyor, 2018 15 Temmuz tatil mi olacak soruları şimdiden merak konusu oldu. 2017 yılından itibaren resmi tatiller listesine giren 15 Temmuz Demokrasi ve Direnme Hakkı Günü 2018 yılında haftasonu pazar gününe denk geliyor. Yani çalışanlar o gün zaten haftasonu tatilinde olacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 15 Temmuz ne zaman, 15 Temmuz hangi güne denk geliyor, tatil mi soruları şimdiden merak edilmeme Google aracılığla araştırılmaya başladı. 2017 yılından itibaren resimi tatil ilan edilen15 Temmuz Demokrasi ve Direnme Hakkı Günü 2018 yılında pazar gününe denk geliyor. Yani o gün zaten çalışanlar izinli olacak. 2017 yılında çıkarılan kanun maddesiyle 15 Temmuz günü, 15 Temmuz Demokrasi ve Direnme Hakkı Günü olarak anılıyor. Kahraman şehitlerimizin ruhuna dualar ediliyor, vatanımızın ve milletimizin bir daha böyle hain bir saldırı yaşamaması için önlemler alınıyor. 15 Temmuz Demokrasi ve Direnme Hakkı Günü resmi tatil olacak. Bu yıl 15 Temmuz günü Pazar gününe denk geldiği için okullar tatil olmayacak. 15 TEMMUZ MESAJLARI *Vatan için yaşayıp öldünüz, siz toprağa değil kalplere gömüldünüz. 15 Temmuz şehitlerimizin ruhlarını yad ediyoruz. *Vatanımız için şehit olmuş kahramanlarımıza ve gazilerimize milletçe ağlıyoruz. Şehitler Ölmez vatan bölünmez... Herkes gönIünü ferah tutsun, bir kurtuIuş savaşı daha kazandı bu millet 15 Temmuz'da! *En büyük zaferimiz hiç düşmemek değiI, her düştüğümüzde kaIkabiImektir. *Ayakta ölmek diz üstü yaşamaktan onurludur. Ne mutlu VATAN uğruna can verene! *"Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor.. Bir hilâl uğruna Ya Rabb ne güneşler batıyor…" *15 Temmuz 2016'da yaşadığımız menfur darbe girişiminde hayatını kaybetmiş şehitlerimize Allah'tan rahmet diler, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü içtenlikle kutlarız. *Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Tüm şehitlerimizin Ruhu şad olsun. *Allah'a şükür ki darbelerin susturduğu ezanlardan, ezanların susturduğu darbeyi görebildik. *Vatan için katlanılan ölüm kadar, tatlı ve şerefli bir ölüm var mıdır? 15 Temmuz şehitlerimiz ve tüm şehitlerimizi yad ediyoruz *Şehidim ruhun göklerde nöbette, kanın al bayrakla en yükseklerde. *Ne yaparsınız, vatan aşkı ruhumuzda var. *15 Temmuz'da evinde rahat oturmaktansa Ülkesi için ölmeyi tercih eden bir millettir Türkiye *15 Temmuzdaki o hain kalkışmayı UNUTMA, UNUTTURMA! *Bu millet demokrasiyi 15 Temmuz'da bütün dünyaya göstermiştir. 15 Temmuz gecesi milli iradeyi hiçe sayanlar bir tek şeyi hesaba katmadı; egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Bayrağımızı indirtmeyelim, ezanımızı dindirtmeyelim.
Adem Metan’ın programına telefon bağlantısı ile katılan Şişli Belediye Başkan Vekili ve Galatasaray Yöneticisi Emir Sarıgül önemli açıklamalar yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Karadeniz FM’de "DERBİ ÖNCESİ BAŞKAN ÇOK DUYGUSAL KONUŞTU" Sarıgül "Galatasaray, Fenerbahçe derbisi öncesinde Başkanımız Ünal Aysal, 'bütün futbolcularımız gerçek bir Galatasaraylı gibi sahada alın teri dökerek oynasın' dedi. Son derece duygusal anlar yaşadık. Zaten Ünal Aysal da maç sonrasında son derece duygusal konuştu" dedi. "ARTIK YÖNETİMDE OLMAYACAĞIM" Galatasaray yönetimine veda edeceğini açıklayan Sarıgül, "Benim Galatasaray’daki aktif görevim artık bitiyor. Müsabakaları locadan değil taraftarlar ile beraber tribünden takip edeceğim. Onların arasında onlar ile beraber tezahürat yaparak gerçek bir Galatasaraylı gibi futbol heyecanını yaşayacağım. Kongreye girecek olan adaylar beni listelerinde görmek istediler ancak ben bu zamana kadar hiç kimseyi yarı yolda bırakmadım o sebep ile Ünal Aysal İle beraber görevimi noktalıyorum." dedi. "CHP'LİYİM AMA BÖYLESİ BİR GÜNDE..." İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın kayınvalidesinin ölüm haberini de yorumlayan Sarıgül, "Sayın Topbaş'ın kayınvalidesi hakkın rahmetine kavuştu… Biz de bu acılı günde kendisinin yanındaydık. Acısını,üzüntüsünü paylaştık. Kendisi değer verdiğimiz bir büyüğümüz Ben elbette ki Cumhuriyet Halk Partisinin bir mensubuyum ancak böylesine önemli günlerde bir olmalıyız şeklinde" konuştu. BAŞKAN İNÖNÜ İLE İLK BAYRAM 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili çalışmalarından da bahseden Sarıgül, "Bizim için ayrı bir heyecan taşıyor bu 29 Ekim..." dedi ve şöyle devam etti sözlerine: "Cumhuriyet Bayramı, Şişli Belediyesi Belediye Başkanı Hayri İnönü ile Şişli de organizasyonunu gerçekleştireceğimiz ilk Bayramımız. Dolayısı ile en ince detayına kadar düşünerek yine her yıl olduğu gibi Şişli’de çosku ile yaşamayı hedefliyoruz."
İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayları, 1. Ege Bölgesi Konya Günleri Kültür ve Sanat Festivali’nin açılışında bir araya geldi.<br/>Kült...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayları, 1. Ege Bölgesi Konya Günleri Kültür ve Sanat Festivali’nin açılışında bir araya geldi. Kültür Park Fuar 1 No.’lu Holde gerçekleşen açılışa yaklaşan yerel seçimler nedeniyle Saadet Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özdoğdu, İzmir milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve adayları katıldı. AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım açılışın yapılacağı salona giriş yaptığı sırada CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin’in sargıdaki elini görüp “Ne oldu?” diye sordu. Engin de “Küçük bir kaza şu an gayet iyi” yanıtını verdi. CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Adayı Aziz Kocaoğlu da salona 100 kişiyi aşkın bir kalabalık grubun, “İzmir azizdir aziz kalacak” sloganları eşliğinde giriş yaptı. Kocaoğlu, rakibi Yıldırım ve tüm katılımcı siyasi parti temsilcileriyle tokalaştı. Yıldırım’la tokalaşan Kocaoğlu, “Kongreden geliyorum geç kaldım özür dilerim” dedi. Yıldırım da bunun üzerine, “Önemli değil” cevabını verdi. KOCAOĞLU’NDAN ’BAKAN’ JESTİ Başkan Aziz Kocaoğlu, konuklara katılımından dolayı teşekkür ettiği konuşmasına ‘Sayın Bakanım’ sözleriyle başladı. İzmir Fuarı’nın kent tanıtımına büyük katkı sağladığını söyleyen Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “İzmir Fuarı’nda özel konuk olarak kentleri tanıtarak İzmirlilere ve Dünyaya anlatmalarını sağlayacak öncülüğü hayata geçirdik.” 76 milyon insanın birlik ve bütünlük içerisinde yaşaması gerektiği mesajını veren Başkan Kocaoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının birbirini sevmesi, özelliklerini, geleneklerini göreneklerini bilmesi gerektiğini düşünen bir kardeşinizim. Eğer 76 milyon insan birbirini sever sayarsa bir iki farklılıklarımızı ortadan kaldırırsak İzmir gibi Türkiye’nin en aydın kentinde İzmir’de yaşayan herkesi kucaklayan ülkenin en gelişmiş kenti en aydınlık batıya en açık kentinde biz barışa kardeşliğe birlikte yaşamaya harç olmak istiyoruz. Yüce Mevlana’nın yaşam felsefesini hoşgörüsünü insan odaklı düşüncesini yüz yıllardır Anadolu’yu aydınlatan ışık tutan yaşam biçimini ürettiği fikirleri sevgiyi bize bir kez daha dört gün boyunca yaşatacak. Sayın basın mensuplarının da vasıtasıyla burada çok güzel haber yapmalarını istiyorum. Tekrar İzmir’de bu etkinliği yapmaktan katkı koymaktan son derece memnun olduğumuzu onur duyduğumuzu gurur duyduğumu ifade ediyoruz.” “ÜÇ AY SONRA VER ELİNİ İSTANBUL” AK Parti İzmir Milletvekili ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ise kürsüye, ‘Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı’ olarak takdim edildi. Yıldırım da kürsüye partililerin ıslık ve alkışları eşliğinde iştirak etti. Bakanlık döneminde Konya- Ankara hızlı tren projesini hayata geçirdiklerini hatırlatan Yıldırım, şunları söyledi: “Konya için benim özel anılarım var. Konya’ya ilk hızlı trenin gidişinde yaşadığım heyecanı bugün gibi hatırlıyorum. ‘Konya-Ankara 1,5 saatin altına inecek’ dediğimizde, ‘bu bakan hayal görüyor’ dediler. Ama Allah’a şükür. Hızlı tren sadece Konya’ya ulaşımı sağlamadı. Aynı zamanda Konya’nın turizmini, ekonomisini ve sanayisini geliştirdi. Konya sanayide başta güreşen illerimizin arasına girdi. Özellikle makine sanayisinde. İki üç ay içinde de 3,5 saatte ver elini İstanbul.” MEVLANA’DAN ÖRNEK VERDİ Sık sık, ‘İzmir’e Binali Yıldırım gerek’ sloganları ile konuşması kesilen Yıldırım, “Seçim kampanyası sürecindeyiz. Bunlara girmek istemiyorum. Adaylarımız başkan adaylarımız ve hemşehrilerimizle görüşeceğiz. Heyecanınızı anlıyorum. Heyecan rekabeti ve rekabette hizmeti getirir. Bunun için İzmir çok şanslı” diye konuştu. Yıldırım, son olarak Mevlana’nın şu dizeleri ile konuşmasını sonlandırdı: “Mevlana o büyük düşünür, diyor ki, ’Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile seni sevmeli, sarılacak biri olmadığı zamanlarda biri sana sarılmalı, dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı. Dost dediğin fanatik olmalı.” Konuşmalardan sonra katılımcılara plaket takdim edildi. Yıldırım ve Kocaoğlu ayrı ayrı daha sonra stant ziyaret etti. (İHA)
A Milli Futbol Takımı'nda Teknik Direktör Guus Hiddink'in ayrılmasından sonra yardımcısı Oğuz Çetin'in de görevine son verildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Euro 2012 finallerine gitme şansını Hırvatistan'la oynadığı play-off maçlarının ardından kaybeden A Milli Takım, dün teknik direktör Guus Hiddink'in yanı sıra yardımcı antrenörü Oğuz Çetin'le de yolları ayırdı. Diğer antrenörler Engin İpekoğlu ve Fuat Usta ile ilgili resmi açıklamayı ise Futbol Federasyonu'nun bugünkü toplantı sonrası yapması bekleniyor. Hiddink'e sözleşme feshi için 1.5 milyon euro ödenecek.
Artvin Valisi Kemal Cirit, önümüzdeki saatlerde yağışların daha da şiddetleneceğini belirterek, özellikle 5 il için uyarıda bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Artvin’de sel nedeniyle çöken binaların enkazında kalan ve sulara kapılan 7 kişi hayatını kaybederken, Doğu Karadeniz ’de şiddetli yağışların devam edeceği uyarısı yapıldı. 5 il için uyarıda bulunan Artvin Valisi Kemal Cirit, yağışın özellikle Rize’ye doğru ilerlediğini açıkladı. Vali Cirit’in uyarıları şöyle: Önümüzdeki saatlerde yağışlar daha da güçlenerek devam edecek. Tekrar Karadeniz’in üzerinde bulunan yoğun bulut görülüyor. Sinop’tan Artvin’e kadar olan bölgeyi etkileyecek. VALİ: RİZE’Yİ UYARMAK İSTİYORUM Sinop, Ordu, Samsun , Giresun bölgesinde çok kuvvetli yağış olasılığı var. Rize’lileri uyarmak istiyorum, Rize’ye ilerlemiş durumda. Çok kuvvetli yağış olabilir. Giresun, Ordu, Samsun’da aynı risk gözüküyor, son ölçümlere göre. HEYELAN ARTACAK Rize’ye doğru olan bölgede bulutlar yoğunlaşıyor. Heyelan artacaktır. Kaymalar artacaktır. Dağların denize dik gelmesi, dere yataklarına yapılan yerleşim yerleri, aşırı suyun denize gideceği, evler için de büyük risk oluşturuyor. Çok dar bir alandalar. Bütün yağışların büyük etkisini göstereceği yerler karadeniz’in kıyı kesimleri. Kıyıda bulunanların dikkatli olması lazım. Bu gece ve yarın risk var bölgede. Çok dikkatli olunması gereken durumlar şu an itibariyle. METEOROLOJİDEN UYARI Meteoroloji Genel Müdürlüğü ise Samsun, Ordu ve Sinop illerinin çevrelerinde yerel kuvvetli yağış beklendiğini duyurdu. Meteoroloji tarafından yapılan açıklamada yağışların yer yer, gök gürültülü sağanak şeklinde meydana gelebileceği belirtilerek, "Yapılan son değerlendirmelere göre; bu gece ve yarın Samsun, Ordu ve Sinop çevrelerinde yerel olarak kuvvetli ve yer yer çok kuvvetli (21-75 mm) sağanak ve gök gürültülü sağanak yağış beklendiğinden meydana gelebilecek sel, su baskını, yıldırım, heyelan, ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır" denildi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nde (IKBY) muhalefet cephesindeki Goran (Değişim) Hareketi ve İslami Toplum Partisi (Komel), 3 gündür devam eden gösteriler sonrası hükümetten çekildiklerini duyurdu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Öğretmenlerin maaş isyanı olarak başlayıp 5 kişinin öldüğü halk isyanına dönüşen gösterilerle sarsılan IKBY'de yer alan Süleymaniye kentinde üç gündür devam eden gösterileri görüşmek üzere bir araya gelen Goran Hareketi ve Komel politbüro üyeleri, toplantı sonrası IKBY'nin 8'inci hükümetinden çekilme kararı aldı. ORTAK KARAR ALDILAR Goran ve Komel'in resmi internet sitelerinden yapılan açıklamada, "Bölgenin durumunun değerlendirilmesi için birkaç gündür devam eden toplantı sonrası Komel ve Goran aldıkları ortak karar doğrultusunda hükümetten çekildi." ifadeleri kullanıldı. GORAN, MECLİS BAŞKANLIĞINI DA BIRAKIYOR Açıklamada, koalisyondan çekilmenin yanı sıra Goran'ın, IKBY Meclis Başkanlığını da bırakacağı belirtildi. IKBY'nin 8'inci hükümetinin kabinesinde Goran, "Peşmerge, Maliye, Ticaret, Din İşleri, Yatırım bakanlıklarına", Komel de "Çevre ve Ziraat bakanlığına" sahipti. Goran'ın IKBY meclisinde 24, Komel'in ise 6 milletvekili bulunuyor. BARZANİ AZLETMİŞ ANCAK ONLAR İSTİFA ETMEMİŞTİ Eski IKBY Başkanı Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile siyasi çekişme içerisinde olan Goranlı bakanlar, Ekim 2015'te Başbakan Neçirvan Barzani tarafından görevden azledilmelerine rağmen resmi bir şekilde istifa etmemişti. Barzani isyanı büyüyor! Neler oluyor? Kaç kişi öldü? Ne istiyorlar? HABERİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN
YGS sınav sonuçları açıklandı, zirveyi iki öğrenci paylaştı. Adaylardan Günay Yolcu'nun sınav giriş gerekçesi şaşırttı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) birincilerinden 19 yaşındaki Günay Yolcu, sınava eğlence amaçlı girdiğini söyledi. Geçen yıl Türkiye 16. olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni kazanan Yolcu, hayalindeki bölümü okuduğunu belirtti. YGS'ye eğlence amaçlı girdiği ifade eden Yolcu, "Birinci olmasaydım, seneye tekrar girecektim" dedi. Tercih yapmayı düşünmediğini açıklayan Yolcu, "Sınav için çalışmadım. Lisede aldığım eğitim yetti. Sadece arkadaşlarımı çalıştırırken tekrar yaptım bunu faydası oldu" diye konuştu. Sınavda 3 yanlışı olduğunu söyleyen Yolcu, "En çok coğrafyada zorlandım" şeklinde konuştu. İstanbul Özel Fen Lisesi mezun Yolcu'yu da ilk tebrik edenler lise öğretmenleri oldu.
Balıkesir’in Bigadiç ilçesinde, pazarcılık yapan 3 çocuk ve 1 torun sahibi Hafize Yeşim takdir topladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Aşağı Çamlı köyünde oturduğunu belirten Yeşim, 15 yıldır pazarcılık yaparak evinin geçimine destek olduğunu söyledi. Bigadiç’de Yeşilli meydanında kurduğu tezgahında bahçesinde yetiştirdiği maydanoz, soğan sarımsak ve marul ile köy yumurtası satan Hafize Yeşim, işini severek yaptığını söyledi. Eşi Gani Yeşim’in de kendisine destek olduğunu belirten Hafize nine, “15 yıldan beri her çarşamba günü köyden gelerek burada sergi açıyoruz. Bahçemde ürettiğim tüm sebzeler organiktir. Kesinlikle fabrika gübresi ve ilaç kullanmıyorum. Bunun için de hepsi çok lezzetli. Bu yüzden bir defa alışveriş yapanlar gene bize gelirler. Evimin geçimine destek oluyorum. İşimi de severek yapıyorum” dedi.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Katar ile Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin açıklamasında, Körfez'de iş birliği dışında başka bir alternatifin bulunmadığını belirtti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, AB üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarını bir araya getiren AB Dış İlişkiler Konseyinin Lüksemburg'daki toplantısında körfez krizi için çözüm çağrısında bulundu. Üye ülkelerinin dışişleri bakanlarını AB'nin "Küresel Strateji" belgesinin uygulanması, terörle mücadele alanında atılacak adımlar, mülteci krizi ve AB güvenlik ve savunma politikası hakkında bilgilendirdiğini aktaran Mogherini, Katar ile Arap ülkeleri arasında yaşanan krize ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. "KÖRFEZ'DE İŞ BİRLİĞİ DIŞINDA ALTERNATİF YOK" AB'nin Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krizin çözülmesi için yoğun destek verdiğini belirten Mogherini, Körfez ülkelerinin terörle mücadele ve bölgesel sorunların çözümü bağlamında AB'nin önemli müttefikleri olduğunu hatırlattı. Mogherini, tüm Körfez ülkelerinin "hiçbir ön koşul" sunmadan Kuveyt'in öncülüğündeki arabuluculuk çalışmalarına destek vermesi gerektiğini, Körfez ülkelerinin bu sorunu diyalog yoluyla çözmek için gereken "güç ve akla" sahip olduğunu dile getirdi. Katar ile bazı Arap ülkeleri arasında vuku bulan krizin "daha önce hiç görülmemiş derinlik ve ciddiyette" olduğunu vurgulayan Mogherini, "Körfez'de iş birliği dışında başka bir alternatif yok." ifadesini kullandı. Mogherini, krizin, sorunların halihazırda yoğun olduğu bölgede "yayılma etkisinden" büyük endişe duyulduğunu, sorunun çözülmesinin bölgedeki tüm ülkelerin çıkarına olduğunu bildirdi. IRAK Mogherini, toplantıda ele alınan diğer önemli bir konunun Irak olduğuna işaret ederek, bu ülkenin talebi üzerine Iraklı güvenlik güçlerine eğitim ve danışma sağlayacak bir AB ekibinin ülkede konuşlandırılması için ön çalışma yapılma kararı alındığını açıkladı. Irak'ın bulunduğu karmaşık ve zorlu dönemde AB ekibinin Irak'taki güvenlik sektörünü yenilemek için konuşlandırılacağını belirten Mogherini, bu kararın en kısa zamanda verilmesi gerektiğine değindi. AB'nin Irak'ın birlik, egemenlik ve toprak bütünlüğüne destek verdiğine dikkati çeken Mogherini, Irak ulusal ve yerel düzeyde herkesi kapsayan bir uzlaşı sürecinin önemine vurgu yaptı. İKLİM DEĞİŞİMİ Toplantıda iklim değişimi konusunu da ele aldıklarını belirten Mogherini, AB'nin iklim değişimiyle mücadeleyi bir güvenlik konusu olarak değerlendirdiğini, Paris İklim Anlaşması'nı uygulama konusunda kararlı olduklarını bildirdi. Mogherini, iklim anlaşmanın tekrar müzakere edilemeyeceğinin altını çizerek AB'nin iklim değişimi ile mücadele konusunda küresel liderlik rolünü üstlenebileceğini kaydetti.
ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan 26 yaşındaki Lauren Myres, evlat edindiği çocuğa cinsel istismarda bulundu. ABD basınında büyük yankı uyandıran üvey anne ye mahkeme bakın ne ceza verdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Akıllara durgunluk veren olan ABD’nin Florida eyaletinde yaşandı. 26 yaşındaki Lauren Myres eşiyle birlikte 2 yıl önce bir erkek çocuğu evlatlık edindi. Çift evlat edindikten bir süre sonra şiddetli geçimsizlik sonucu boşandı. Mahkeme ise 17 yaşında olan çocuğun velayeti 26 yaşındaki Lauren Myres verildi. Ancak bütün olaylar ise boşandıktan 9 gün sonra başladı. Üvey oğluyla cinsel ilişkiye giren anne bütün ülkenini gündemine oturdu. Mahkemeye çıkartılan üvey anne ise bakın ne ceza aldı.
Rusya'da giderek ağırlaşan hava koşulları, bugüne kadar 123 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ria Novosti'nin bildirdiğine göre, 833 kişi tedavi amacıyla hastaneye kaldırılırken, sağlık ekiplerinin aralıksız çalıştığı belirtildi. Hava sıcaklıklarının başkent Moskova'da eksi 30, Sibirya'nın doğusunda ise eksi 60'lara kadar düştüğü kaydedildi. Soğuk havalar Rusya'nın yanı sıra Ukrayna'da da etkisini gösterirken, Ukrayna Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, şu ana kadar 83 kişinin öldüğü, yüzlerce kişininse hastanelerde tedavi altına alındığı ifade edildi.
İstanbul'daki bazı ilçelerde 30 Temmuz-8 Ağustos tarihleri arasında elektrik kesintisi uygulanacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Boğaziçi Elektrik A.Ş'den yapılan açıklamaya göre, kesinti programı şöyle: Avcılar'da 30 Temmuz'da 09.00-14.00 saatleri arasında Üniversite Mahallesi, Rota Tekstil, BMW Borusan Oto ve Kale İş Merkezi, 31 Temmuz'da 09.00-16.00 saatleri arasında Cihangir Mahallesi, Şehit Piyade Er Yavuz Bahar Sokak'taki Kavak Tekstil, Artaş Cam, Rimteks, Azizem Tekstil, Mimar Sinan Mutfak Eşyaları, Akkuş Tekstil, Özper Tekstil firmaları ve civarı, 08.00-18.00 saatleri arasında Cihangir Mahallesi, Talatpaşa Caddesi ve bağlı sokaklar, İGS fabrikası, Firuzköy Mahallesi, Bağlar mevkisi, Mezarlık Üstü Caddesi. Silivri'de 31 Temmuz'da 06.00-12.00 saatleri arasında Selimpaşa Rotal Ambalaj fabrikası, Arnavutköy'de aynı gün 08.00-12.00 saatleri arasında Anadolu, Yunus Emre ve Atatürk mahalleleri. Bakırköy'de 1 Ağustos'ta 09.30-12.00 saatleri arasında Şenlikköy Mahallesi, Gürsoy Otomotiv, Cevizlik, Yeni Bağlar, Eksinar, Ay, Nur, İncirli sokakları ve civarı, 11.00-12.00 saatleri arasında Şenlikköy Mahallesi Yeni Dünya Koleji, Mitsubishi servis, Mc Donald's, Green Market, Ekşinar, Yeni Bağlar, Mercan sokaklar ve civarı, 2 Ağustos'ta 09.30-11.00 saatleri arasında Şenlikköy Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi, Ekşinar, Ercan, Yaprak, Nur, Şehit Muammer Yüzsüren sokaklar, Sevcan Otel, Onur Oto, Çamlık Evleri, Yazarlar Sitesi, Emel Sitesi, Endican Sitesi, Nüptün Siteleri, Çağrı Blokları, Askeriye ve civarı, 11.00-12.00 saatleri arasında Şenlikköy Mahallesi E-Blok, C-Blok, B-Blok, D-Blok, A-Blok ve civarı. Şişli'de 3 Ağustos'ta 09.00-13.00 saatleri arasında Halide Edip Adıvar Mahallesi, Kestanelik, Tanyolu, Morçiçek, Kutlubey ve Çiğdem sokaklar ile civarı, Bakırköy'de aynı gün 09.00-11.00 saatleri arasında Basınköy Mahallesi, Atayurt, Bilgili, Vali Konağı caddeleri, Elif, Plevne, Derya, Şebnem, Gül, Emre, Perihan, Onursal, Leylak, Sözer sokaklar ve civarı, 11.00-12.00 saatleri arasında Basınköy Mahallesi, Atayurt Caddesi, Gülistan, Leylak ve Sözer sokaklar ile civarı. Beyoğlu'nda 4 Ağustos'ta 08.00-12.00 saatleri arasında Keçeci Piri Mahallesi, Merdiven, Şevkiye, Sürücüler, Mine Çiçeği, Baştar ve Kürkçüler sokaklar ile civarı, aynı gün Bahçelievler'de 08.00-18.00 saatleri arasında Kocasinan Mahallesi, Sancak Sokak 15-31 numaralar arası, Bakırköy'de 09.30-11.00 saatleri arasında Basınköy Mahallesi, Aybars Ak İlköğretim Okulu, Hüseyin Rahmi Taksi Durağı ve Turizm Meslek Lisesi, 11.00-12.30 saatleri arasında Basınköy Mahallesi Fabrika Onix Sanayi Ticaret Limited Şirketi, Fabrika Anadolu Nakil Bant Kauçuk A.Ş ve Balıkçılar Hali. Bahçelievler'de 8 Ağustos'ta 08.00-18.00 saatleri arasında Kocasinan Mahallesi, Sancak Sokak 1-13 numaraları arası.
Selahattin Demirtaş, İstanbul Kazlıçeşme’deki Nevruz kutlamalarında konuştu. Demirtaş'ın hedefinde Cumhurbaşkanı Erdoğan vardı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Kazlıçeşme’deki Nevruz kutlamalarında konuşan Selahattin Demirtaş, Erdoğan'a yüklendi. Demirtaş, 'Bizi elinde tuttuğu devlet imkanları ile ezmeye çalışanlara karşı birlik olma zamanıdır. Bu Nevruz ülkede kimin demokrasi istediğini, kimin diktatörlüğe sarıldığını ispatlamıştır. Bakmayın birilerinin her şeye karşı çıktığına, birilerinin ‘tek adam benim, her şey benden sorulur’ dediğine. Evet sen teksin ve tek kalmaya devam edeceksin. Biz milyonlarız, sen teksin.' dedi. İSTANBUL'DA NEVRUZ ÇOŞKUSU İÇİN TIKLAYIN İşte Demirtaş’ın konuşmasının satır başları şöyle: İstanbul’da, Kazlıçeşme’de tarihi bir Nevruz’a imza atan bu alanı dolduran yüzbinlerin, her birinizin Nevruz’u kutlu olsun. Kazlıçeşme’deki bu fotoğraf dün Diyarbakır’daki tarihi Nevruz’da Sayın Öcalan’ın mesajının yerine ulaştığını göstermektedir. İnşallah bu Nevruz, zulüm altında olan, barışa hasret kalmış bütün ezilen halkların barış Nevruz’u olacak. Dünyanın ezilen ama onuruyla direnen bütün halklara, IŞİD barbarlığına direnenlere, İmralı’da Başkan Apo’ya Nevruz dolusu selamlar gönderiyoruz. Bizler zorlu bir mücadelenin emekçileri olarak Türkiye’de tarihin yeniden yazılmaya başlandığı bu günlerde artık Nevruz heyecanı ve coşkusuyla bu gidişata dur deyip, ülkenin her bir köşesinde kendi istediğimiz gibi bir yaşamı kurmak istiyorsak bunun yolu bellidir. Ezilenler olarak el ele vermekten başka yolumuz kalmadı. “EVET SEN TEKSİN VE TEK KALMAYA DEVAM EDECEKSİN” Bizi elinde tuttuğu devlet imkanları ile ezmeye çalışanlara karşı birlik olma zamanıdır. Bu Nevruz ülkede kimin demokrasi istediğini, kimin diktatörlüğe sarıldığını ispatlamıştır. Bakmayın birilerinin her şeye karşı çıktığına, birilerinin ‘tek adam benim, her şey benden sorulur’ dediğine. Evet sen teksin ve tek kalmaya devam edeceksin. Biz milyonlarız, sen teksin. Yalnız olmaya devam edeceksin. Zannetme ki bu dünya sana kalacak. Sultan Süleyman’a kalmadı, sana mı kalacak bu dünya. İşte 7 Haziran çocuklarımızın, torunlarımızın bu vatanda nasıl yaşayacağının belirleneceği gündür. Kardeşçe, kimsenin kimseden korkmadığı, nefret etmediği bir gelecekten yana mı olacağız yoksa tek adam diktatörlüğüne, sultanlığa teslim mi olacağız. Sandıktan çıkan sonuçlar ülkenin barışına hizmet edecek. Ülkeyi yönetenler tahrik edecekler, tahrik etmeye devam edecekler. “10 MADDE OLMAZ, ANADİL OLMAZ DİYENLER, SİZ İSTEMESENİZ DE…” Demokrasiden, barıştan yana hiçbir adım atmayacağız diyorlar. Asla ve asla korkuya, paniğe gerek yok. Ülkeyi yönetenler istemiyor diye savaşacak halimiz yok. Onlar istese de istemese de barışı sağlayacağız. 10 madde olmaz, anadil olmaz diyenler, siz istemeseniz de bu ülkede barış olacak. Biz barışı sizler için yapmıyoruz. Şu gençler birbirini öldürmesin diye yapıyoruz. Barış senin iki dudağının arasında değil. Barışı arayanlar cumhurbaşkanına bakmasınlar, barış gençlerin gözlerindedir. Silahların, savaşın ve şiddetin devre dışı kalacağı, nihai barışa doğru gittiğimiz şu günlerde umutsuzluğa izin vermeyeceğiz. AKP’yi durdurabilecek tek güç olduğumuz için elbette bize saldıracaklar. Sabırlı olmamız lazım. Akılla cevap vermemiz lazım. Kışkırtmalarla seçim sürecini sabote etmek isteyenlere asla prim vermeyin. Sizler isterseniz ülkeyi artık yönetebilecek duruma geldiniz. HDP bunun aracıdır. HDP kadınların, ezilenlerin kendini iktidara taşıma aracıdır. Sizler bu iş olur dediğiniz sürece biz size layık olacağız. “SANDIKLARI SİZİN GİBİ ASLANLARA EMANET EDECEĞİZ Kİ KEDİLER YAKLAŞAMASIN” HDP’nin Türkiye’yi yönetme, AKP diktatörlüğünü durdurma iddiası Türkiye’nin her yerinde katkı buluyor. Daha dün sanatçı ve akademisyenler neden HDP’nin yanında olunması gerektiğini deklare ettiler. Tarihi bir kararın verileceği 7 Haziran’a doğru giderken HDP’nin önünü açacak, barajları yıkıp AKP’yi durduracak gerçek halk gücünün neden desteklenmesi gerektiğini onlar anlatıyorlar. Sandıkları sizin gibi aslanlara emanet edeceğiz ki kediler yaklaşamasın. Bugüne kadar bize mesafeli olmuş, önyargılı olmuş ya da haklı olarak eleştirisi olmuş kim varsa onlara gitmeniz, onlarla gönül köprüsü kurmanız lazım. Hangi partiye oy vermiş olursa olsun kardeşçe kucakladığınız herkes HDP’nin yanında yer alacaktır. HDP artık kurtuluşun sesidir. Siz hazırsanız kazanacağız. Önümüzde ne Kenan Evren’in faşist barajları, ne AKP’nin dikta barajları duramaz artık. Halk sel gibi akıyorsa barajlar onu tutamaz artık. Bu topraklardan artık sol bir zafer çıkaracağız. “ONLAR DA KUSURA BAKMASINLAR, BURASI DA…” 7 Haziran aynı zamanda solun, işçinin zaferi olacak. 2015 Nevruz’u da halklarımızın tarih yazdığı bir Nevruz olarak arkasında derin izler bırakarak yoluna devam edecek. İnşallah 2016 Nevruz’unda barış sürecinden değil barışın kendisinden söz edeceğiz. Kazlıçeşme Meydanı bugün bir kez daha tarih yazarak Amed Meydanı’nı kıskandırdı. Onlar da kusura bakmasınlar, burası da ezilenlerin kenti İstanbul’dur
Çekmeköy'de dün bir caminin önündeki yeraltı kabloları yandı. Teravih namazını kılan cemaatin korkusu ise kameralara yansıdı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çekmeköy'de dün bir caminin önündeki yeraltı kabloları yandı. O sırada teravih namazını kılan cemaat, caminin içine dolan yoğun duman sebebiyle paniğe kapıldı. Namazı yarıda bırakan cemaat dışarı kaçtı. Olay, saat 22.30 sıralarında, Mimar Sinan Caddesi üzerindeki Hz. Ebubekir Camisi'nde meydana geldi. Yeraltı kablolarında henüz belirlenemeyen bir sebepten dolayı yangın çıktı. Duman kısa sürede caminin içine doldu. O sırada teravih namazını kılan cemaat dumandan etkilenerek panikle cami dışına çıktı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri, caminin önündeki rögar kapağını açarak duman tahliyesi yaptı. Polis ekipleri, içeri girilmemesi için cami kapısına güvenlik şeridi çekti. Kablolardaki yangının söndürülmesinin ve duman tahliyesinin ardından camiye giren cemaat namaza devam etti.
Diriliş Ertuğrul dizisi 70. yeni bölümüyle 21 Aralık 2016 Çarşamba akşamı TRT 1'de olacak. Diriliş Ertuğrul'un bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Diriliş Ertuğrul 70. yeni bölüm fragmanı yayınlandı; 21 Aralık 2016 Çarşamba akşamı TRT 1'de... Simon, Turgut’un sadakatini kullanarak Ertuğrul’u zehirlemiş, ancak Ertuğrul bu suikasttan kurtulmayı başarmıştı. Bu suikast girişimini kendi lehine kullanarak Hanlı Pazar’ı basmaya karar veren Ertuğrul Bey, bu baskında başarılı olup Hanlı Pazar’ı fethedebilecek mi? Kayıların baskın yapacağından haberdar olan Simon, Ertuğrul’a rağmen Turgut’tan ve tüm Kayılardan Maria’nın intikamını alabilecek mi? Ertuğrul Bey’in sırrını saklamak zorunda olan Halime, Hayme Ana’nın Ertuğrul için döktüğü gözyaşları karşısında zor anlar yaşamaktadır. Hayme Ana’nın gözyaşları ve Ertuğrul’un planı arasında sıkışıp kalan Halime, Ertuğrul Bey’in sırrını koruyabilecek mi? Bunun yanında öldü zannedilen Ertuğrul Bey’i yeniden karşısında gören Kayıların tepkisi ne olacak? Ertuğrul Bey içi yaş döken tek oba Kayı Obası değildir. Çavdar Obası da Ertuğrul’un beklenmedik ölümünün yasını tutmaktadır. Ancak Kayıların bu zor durumundan dahi faydalanmayı amaçlayan Ural hangi stratejinin peşindedir? Tam da Aslıhan’ı Ertuğrul’la evlendirmeyi amaçlayan Candar Bey, gelişen hadiselerden sonra hangi karara varacak? Bütün bunlar yaşanırken Toktamış ve Ertuğrul’un zehirlenmelerindeki benzerliğin peşini bırakmayan Aliyar, ağabeyi Ural’ın izine ulaşabilecek mi?
Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa, iç tüzük ve reformları görüşmek üzere muhalefetten randevu talep etmişti. CHP'nin ardından HDP'den de yanıt geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa, iç tüzük ve reformları görüşmek üzere CHP, MHP ve HDP'den önümüzdeki hafta için randevu talep etmişti. HDP Grup Başkanvekili Baluken, Başbakan'ın randevu talebine olumlu yanıt vereceklerini açıkladı. BALUKEN: OLUMLU YANIT VERECEĞİZ HDP Grup Baskanvekili Idris Baluken,"Basbakan'in 30 AralIk'taki gorüşme talebine olumlu yanıt vereceğiz" açıklamasında bulundu. KILIÇDAROĞLU KABUL ETTİ Başbakan Davutoğlu'nun randevu talebine ilk cevap CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Kılıçdaroğlu 30 Aralık tarihine randevu verdi. Öte yandan MHP'nin de randevu talebini değerlendirildiği bildirildi. NELER KONUŞULACAK? Başbakanlık kaynakları tarafından Başbakan Davutoğlu'nun 30 Aralık Çarşamba günü öncelikle bütçe, reformlar, iç tüzük ve özellikle de yeni anayasa konusunu değerlendirmek üzere Meclis'te grubu bulunan siyasi parti genel başkanlarından randevu talep ettiği açıklandı. Davutoğlu, kampanya dönemi ve seçim sonrasında bu dört yılın iyi değerlendirilmesi gerektiğini ve anayasayı milletin temsilcileri ve milletvekilleri yapacaksa Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerle anayasa konusunu konuşmak gerektiğini birçok kez ifade etmişti. Davutoğlu'nun 2016 yılına girmeden bu görüşmeleri gerçekleştirmek istediği ve bu çerçevede randevu taleplerini ilettiği belirtildi.
Survivor 2016 yarı finali İstanbul Atatürk havaalanı saldırısı sebebiyle yarıda kesildi. Peki kim elendi finale çıkan ve SMS birincisi olan kim oldu?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Survivor 28 Haziran 2016 yarı finali SMS oylamasını İstanbul Atatürk havaalanı saldırısı sebebiyle Acun Ilıcalı yarıda kesti. Reklama giden Acun, hemen arkasından da SMS sonuçlarını açıkladı. Peki yarı finali geçen ve finale çıkan kim oldu? Acun Ilıcalı 'Çok üzücü bir haber aldık İstanbul'dan ve kahrolduk' diyerek hemen sonuçlara geçti. 'Hızlı bir şekilde sonuçları söyleyip yayını kapatacağım' diyen Acun Ilıcalı hiç uzatmadan finale çıkan ismi açıkladı. SURVİVOR YARI FİNALİ KİM KAZANDI? Survivor yarı finalinde Atakan ve Damla Can elemeye çıkmıştı. Yapılan SMS oylaması sonucunda kazanan isim Avatar Atakan oldu. ACUN LANETLEYİP BİTİRDİ Acun Ilıcalı sonucu açıkladığında ne Atakan sevinebildi ne de salonu dolduranlardan bir alkış geldi. Yas içinde kararı öğrenen yarışmacılar sessiz kalırken Acun Ilıcalı terörü lanetleyip yayının planlanandan önce bitirdi. SURVİVOR FİNALİSTLERİ Survivor yarı finalinde SMS oy sonuçlarına göre birinci olan Atakan finale çıkarken Damla Can elendi. Survivor yarı finalini geçen Atakan'ın rakibi birincilik yolunda Serkay Tütüncü. İkili Survivor 2016 birincisinin belirleneceği büyük final oylamasında kapışacaklar ve kazanan 500 bin lira para ödülünü kazanacak. SURVİVOR 2016 ÇEYREK FİNALİNDE NELER OLDU? Survivor çeyrek finalinde Damla Can, Nagihan Karadere ve Semih Öztürk iki aşamalı bir elemeye çıktılar. İlk tur elemede Survivor'a veda eden isim Nagihan Karadere oldu. Nagihan Karadere kaybettiğini öğrenince konuşmakta zorluk çekti. Nagihan finale gitmek isterdim diyerek ağladı. Acun Ilıcalı ise Nagihan'ın dobralığını çok beğendiğini "İçinde başka yufka yürekli bir Nagihan var. Onu da Türk halkı gördü' dedi. Acun Ilıcalı 'Benim için Survivor'da sıradışı bir yarışmacı oldun' diyerek Nagihan'ı övgülerle uğurladı. SEMİH ÖZTÜRK VE DAMLA CAN OYLAMASI Nagihan ilk etapta elendikten sonra SMS oylaması kaldığı yerden devam etti. Semih Öztürk kendine çok güvendiği bu elemede Damla Can karşısında hayatının şokunu yaşadı. Survivor'daki çeyrek finali Damla Can kazanırken Semih Öztürk elendi. Nefes kesen SMS oylasına rekor katılım oldu. Damla Can yarı finalde Avatar Atakan'a rakip oldu. Semih Öztürk elenince 'Burda bana yapılan yanlışlıklar oldu. Duruşumdan taviz vermeyeceğim' dedi. Acun Ilıcalı ise 'Karakter olarak farklı bir karaktersin' diyerek Semih Öztürk hakkındaki kanaatini söyledi. Acun Ilıcalı, Semih'in beklediğinden yüksek bir performans sergilediğini belirtti. SURVİVOR NAGİHAN KIZINA KAVUŞTU SEMİH'İN AİLESİ.. Survivor çeyrek finali öncesinde yarışmacılar aileleri ile kavuştular. Semih Öztürk anne ve babası ile kucaklaşırken sevgilisi gelmemişti. Nagihan Karadere ise kızı ve eşiyle gözyaşları içinde buluştu. Nagihan'ın kızı annesini tanımayınca yarışmacı çok üzüldü. Damla Can'ı görmeye ise anne ve babası ile birlikte ağabeyi gelmişti. SURVİVOR FİNALİ NEREDE YAPILIYOR? Acun Ilıcalı Survivor büyük finali için Kıbrıs'daki Nuh'un Gemisi isimli otelle anlaşma yaptı. Survivor finali için seçilen bu otelde Acun medya 500 oda ayırttı. SURVİVOR BÜYÜK FİNALİ NE ZAMAN? Survivor Kıbrıs finali 29 Haziran 2016 çarşamba günü yapılacak. Büyük finalden önce çeyrek final ve yarı final elemeleri gerçekleşiyor. Survivor 2016 finali Kıbrıs'daki Nuh'un Gemisi otelinde yapılacak. Nuh'un Gemisi oteli beş yıldızlı ve adanın en gözde mekanı. SURVİVOR BİRİNCİSİ ÖDÜLÜ NE? Survivor 2016 birincisinin ödülü de büyük. Para ödülü bu sene yarım milyon. Survivor 2016 birincisi olan isim 500 bin liralık para ödülünü kazanacak. SURVİVOR SMS OY SIRALAMASI SONUÇLARI Survivor 2016 birincisini belirleyecek Kıbrıs finaline adadaki SMS oylamaları ışık tutuyor. Survivor birincisi de SMS oy sonuçları ile ortaya çıkacağı için bu tablo bir nevi ipucu veriyor. İşte şimdiye kadarki Survivor yarışmacılarının SMS sıralamaları; Survivor gönüllüler oy sıralaması 30 Mart 2016 SMS sonuçları 1.Semih Öztürk 2.Serkay Tütüncü 3.Gizem Kerimoğlu 4.Damla Can 5.Gizem Memiç 6. Efecan 7.Nihal Candan (elendi) 8.Zafer Survivor gönüllüler oy sıralaması 2 Mart 2016 SMS sonuçları 1. Semih Öztürk 2. Damla Can 3. Serkay Tütüncü 4. Efecan Dianzenza 5. Nihal Candan 6. Zafer Mete 7. Aylin Şallı (elendi) 8. Gizem Memiç 9. İbrahim Giydirir SURVİVOR ÜNLÜLER SMS SIRALAMASI OY SONUÇLARI Survivor ünlüler 31 Mayıs 2016 SMS oy sıralaması sonuçları 1. Nagihan Karadere 2. Semih Öztürk 3. İbrahim Yattara (elendi) Survivor ünlüler 10 Mayıs 2016 SMS oy sıralaması -Avatar Atakan -Yunus Günçe -Ezgi Avcı Survivor ünlüler SMS oy sıralaması sonuçları 12 Nisan 2016 1. Tuğba Özay 2. Ezgi Avcı 3.Yattara 4.Yunus Günçe 5. Nagihan Karadere 6. Mehmet Özyay (elendi) Survivor ünlüler oy sıralaması SMS sonuçları 5 Nisan 2016 1. Avatar Atakan 2. Ezgi Avcı 3.Yattara 4.Yunus Günçe 5. Mehmet Özyay 6. Tuğba Özay 7.Yılmaz Morgül (elendi) Survivor ünlüler oy sıralaması 22 Mart 2016 SMS sonuçları 1. İbrahim Yattara 2. Ezgi Avcı 3. Nagihan Karadere 4. Yılmaz Morgül 5. Yunus Günçe 6. Eda Akkaya (elendi) 7. Mehmet Özyay Survivor ünlüler SMS sıralaması sonuçları 16 Mart 2016 1. Avatar Atakan 2. Ezgi Avcı 3. İbrahim Yattara 4. Eda Akkaya 5. Nagihan Karadere 6. Yılmaz Morgül 7.Yunus Günçe 8. Mehmet Özyay (Seda Tetik sakatlığı dolayısıyla elendi)
Beyaz Saray'dan yapılan açıklamaya göre, görüşmede IŞİD ile mücadelede işbirliği ile Irak ve Suriye'ye güvenlik ve istikrarın getirilmesi konuları ele alındı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Başkanı Obama, DAEŞ ile mücadele, Irak ve Suriye konusularında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı aradı. Bir saat süren görüşmede IŞİD ile mücadelenin yanı sıra Yemen, Suriye ve Irak konuları gündeme geldi. Görüşmede ayrıca Yemen ve Ukrayna'daki son gelişmeler ile İran'ın nükleer programı ile ilgili müzakereler de konuşuldu. Obama'nın, Irak ve Suriye'den gelen 2 milyon sığınmacıya vermekte olduğu destek sebebiyle takdirlerini ilettiği de aktarıldı.
Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki TOKİ Konutları içinde bulunan polis lojmanlarına roketatarlı saldırı düzenlendi...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Hakkari'nin Yüksekova İlçesi girişinde bulunan ve polis memurlarının da kaldığı TOKİ konutlarına saat 21.00 sıralarında kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce roketatar ve uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlendi. Hakkari Valisi Muammer Türker, Yüksekova'nın Esentepe Mahallesi'nde polislerin de kaldığı konutlara roket atıldığını, roketin isabet etmediğini açıkladı. Polis ekiplerinin saldırı üzerine ateş açtığı olayın ardından bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı.
KCK operasyonları kapsamında 11 kişi çıkarıldıkları mahkemede tutuklandı. 28 kişi de gözaltına alındı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Mardin ve ilçelerinde terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan aralarında BDP Mardin İl Başkanı'nın da bulunduğu 11 kişi tutuklandı. Mardin merkez, Nusaybin ve Kızıltepe ilçelerinde terör örgütü PKK'nın şehir yapılanması KCK'ya yönelik operasyonda gözaltına alınan ve aralarında BDP Mardin Başkanı Abdullah Akikol'un da bulunduğu 11 kişi, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Sevkedilen 11 kişi tutuklandı 28 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI Şırnak Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri ve Özel Harekat Timleri bu sabah Şırnak’ın Dicle, Vakıfkent, Yeşilyurt, Yeni Mahalle, Bahçeli Evler, Gazipaşa, İsmetpaşa ve Cumhuriyet mahallelerindeki farklı adreslere eş zamanlı baskınlar yaptı. PKK’nın gizli şehir yapılanması olduğu iddia edilen KCK/TM operasyonları kapsamında Şırnak kent merkez ile Cizre ve Silopi ilçelerinde aralarında BDP yöneticileri, belediye ve il genel meclisi üyelerinin de bulunduğu 28 kişi gözaltına alındı.
Gazete manşetleri 22 Aralık 2017 Cuma günü gazete manşetlerinde bugün neler var? Hürriyet, Milliyet, Yeni Şafak, Sözcü, Sabah ve Cumhuriyet manşetlerinde neler var? 22 Aralık 2017 Cuma günü gazete manşetleri haberimizde.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: 22 Aralık 2017 Cuma gününün gazete manşetleri çıktı. Bugünkü Hürriyet Gazetesi, Sözcü Gazetesi, Sabah ve Habertürk gazetesi manşetlerinde neler var sizler için derledik. Hürriyet gazetesiyle başlayalım. Hürriyet Gazetesi 22 Aralık manşetine özel haberle çıktı. Fahreddin Paşa'nın torununu taşıyan Hürriyet son dönemin en merak edilen ismini manşete taşıdı. Sabah gazetesi de manşetine dün bütün dünyanın merak ettiği BM'nin Kudüs kararını taşıdı ve "Dünyadan ABD'ye Kudüs dersi" yazdı. Milliyet gazetesi de manşetine BM'nin Kudüs kararını taşıyarak "Dünya Trump'tan büyük" yazdı. Habertürk gazetesi de Milliyet gazetesiyle aynı manşeti attı. Karar, BirGün Gazeteleri ile birlikte Fanatik ve Fanatik gazetelerinin bugünkü manşetleri de şöyle;
CHP'nin AYM'ye gitme kararından sonra Twitter'dan açıklama yapan Devlet Bahçeli, "Türk milleti 16 Nisan'da mührünü tam on ikiden vurmuş, 16 Nisan bitmiş, sayfa kapanmıştır." dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: MHP Lideri Devlet Bahçeli, CHP'nin referandum sonuçlarına ilişkin eleştirilerine "Deneyimli kriz ustaları boşuna çırpınmasın. O sayfa kapanmıştir" diye konuştu. Bahçeli kesin karar ve hükmün YSK'ya ait olduğunu kaydetti. YSK'nın referandum iptali taleplerini reddetmesinin ardından Twitter'dan açıklama yaptı. İşte Bahçeli'nin açıklamaları: "Meşhur bir atasözümüzdür: "Yenilen pehlivan güreşe doymaz." Benim sözümdür: "Yese de doymayan, içse de dolmayan pehlivan olmaz." 16 Nisan halkoylamasını lekelemek isteyenler son şans ve kozlarını YSK'da denediler. Amma velakin bacadan girmek isterlerken kapıdan döndüler. "KESİN KARAR VE HÜKMÜ YSK VERDİ" 16 Nisan'a mühürsüz seçim dediler. Tanımıyoruz dediler. Meşruiyetini tartıştılar. Ama kesin karar ve hükmü YSK verdi, bu bahsi kapadı. Oysaki mühürlenmiş iradeleriyle,mil çekilmiş idrakleriyle milletimizin verdiği mesajı çarpıtmaya, çürütmeye kalktılar. Fakat olmadı, tutmadı. "16 NİSAN BİTMİŞ SAYFA KAPANMIŞTIR" Diyorum ki, Türk milleti 16 Nisan'da mührünü tam on ikiden vurmuş, siz daha neyin mühründen, neyin zarf ve pusulasından bahsediyorsunuz? Kıdemli kaos uzmanları tezgahlarını başka yere açsın. Deneyimli kriz ustaları boşuna çırpınmasın; 16 Nisan bitmiş, sayfa kapanmıştır. Bildik bir sözdür: Sular çekilince karıncalar balıkları yermiş. Sular yükselince balıklar karıncaları mideye indirirmiş. Mesele balık veya karınca olmak değildir. Çekiliyim derken yıkılmak, yükseleyim derken yere çakılmak da mümkündür, hatta beklenmelidir.
Bu sezon ayrılması beklenen Ancelotti'nin yerine teknik direktör arayışında olan Real Madrid'in listesinin ilk sırasındaki ismin Rafael Benitez olduğu bildiriliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Napoli teknik direktörü Rafael Benitez'in gelecek sezon Real Madrid'i çalıştıracak teknik adam adayları arasında ilk sırada olduğu bildiriliyor. İspanya devinin hocası Carlo Ancelotti'nin bu haftasonu Getafe'yle oynanacak sezonun son maçının ardından görevinden ayrılması bekleniyor. Napoli'yle sözleşmesi bu sezon sonu sona erecek teknik adamla Real Madrid adasındaki görüşmelerin sürdüğü, ancak henüz bir anlaşmaya varılmadığı bildirildi. Benitez'in, İngiltere Premier Lig ekiplerinden West Ham'in listesinde olduğu da belirtiliyor. Teknik direktörlük kariyerine Real Madrid'in B takımında başlayan Benitez, Valladolid, Osasuna, Extremadura, Tenerife, Valencia ve İnter Milan'ı çalıştırdı. Kariyerinin en önemli başarılarından birini Liverpool'dayken yaşayan İspanyol teknik adam, 2005 yılında İstanbul'daki Şampiyonlar Ligi finalinde, 3-0 geriden gelerek Milan karşısında kupaya ulaşan takımın başındaydı. Benitez Liverpool'la İngiltere Federasyon Kupası ile UEFA Süper Kupası'nı da kazandı. 2012-2013 sezonunda bir süre Chelsea'yi çalıştıran Benitez, Londra ekibiyle Avrupa kupasında zafere ulaştı.
YUNANİSTAN krizinde son dakika gelişmeleri yaşanıyor. Euro Bölgesi liderlerinin 16 saat süren Yunanistan zirvesinde, Atina'ya üçüncü kurtarma paketi konusunda anlaşma sağlandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yunanistan zirvesinden anlaşma çıktı. Euro Bölgesi liderlerinin 16 saat süren Yunanistan zirvesinde, ağır şartlar karşılığında Atina'ya üçüncü kurtarma paketi konusunda anlaşma sağlandı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Yunanistan'ın ciddi reformlar ve mali destek ile kurtarılması için oybirliğiyle anlaşmaya varıldığını açıkladı. 50 MİLYAR EURO'LUK FON Eurogroup Başkanı Jeroen Dijsselbloem, bazı varlıkların özelleştirmeler ve borç ödemeleri için tahminen 50 milyar Euro’luk bir fona aktarılacağını, Yunan bankalarının sermayelendirilmesi için de 25 milyar Euro kullanılacağını belirtti. JUNCKER: YUNANİSTAN EURO'DAN ÇIKMAYACAK AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Yunanistan'ın Euro'dan çıkmayacağını, çözüm bulunmasından memnun olduklarını söyledi. MERKEL: ÖNCE YUNANİSTAN ONAYLAMALI Almanya Başbakanı Angela Merkel de Almanya parlamentosunun Perşembe günkü oylaması öncesinde Yunan parlamentosundan onay beklediklerini kaydetti. Fransa Başbakanı Manuel Valls, Euro Bölgesi zirvesinden aldığı son bilgilerin Yunanistan'ın reform karşılığı mali yardım müzakerelerinde anlaşmaya varıldığına işaret ettiğini söyledi. 'ANLAŞMA' TWİTİ Belçika Başbakanı Charles Michel tek kelimelik bir tweet atarak "Anlaşma" ifadesini kullanırken, Kıbrıs Rum Kesimi hükümet sözcüsü de "Görünüşe göre bir anlaşmaya vardık" tweetini attı.
İSTANBUL Trafik Denetlemi Şube Müdürlüğü Fenerbahçe- ÇAYKUR Rize Spor maçı için kapalı ve alternatif yolların listesini yayınladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İSTANBUL'da yarın oynanacak futbol müsabakası nedeni ile saat 13.00'den itibaren bazı yollar trafiğe kapatılacak. İşte o yollar ve alternatif güzargahlar Yapılan açıklama şöyle; " 30.04.2017 günü saat 16.00’da Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde oynanacak olan Fenerbahçe A.Ş. – ÇAYKUR Rizespor A.Ş. Spor Toto Süper Lig futbol müsabakası ile ilgili saat 13.00’dan itibaren trafiğe kapatılacak yollar ve alternatif güzergahlar aşağıda belirtilmiştir. TRAFİĞE KAPATILACAK YOLLAR - D-100 güney yol Boğaziçi Köprüsünden geliş Üsküdar-Harem ayrımından itibaren Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi’ne kadar gelen Güney bağlantı yolu, - Recep Peker Caddesi (Yoğurtçu Parkı Caddesi Kavşağından Bağdat Caddesi Kavşağına kadar olan kısım) - Bağdat Caddesi (Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi arkası Taşköprü Caddesi D-100 bağlantı yolu katılımından itibaren Kızıltoprak Recep Peker Caddesi Kavşağına kadar olan kısım) ALTERNATİF GÜZARGAHLAR - Fahrettin Kerim Gökay Caddesi (Minibüs Yolu) - D-100 Karayolu
Şanlıurfa'da 22 yaşındaki Şeker, doğuştan yakalandığı amansız bir hastalık olan "ter bezi" hastalığına karşı yaşam mücadelesi veriyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Şanlıurfa'da 22 yaşındaki Şeker, doğuştan yakalandığı amansız bir hastalık olan "ter bezi" hastalığına karşı yaşam mücadelesi veriyor. Şanlıurfa'nın Yeni Yol Mahallesi'nde ikamet eden 22 yaşındaki Mehmet Şükrü Şeker, doğuştan yakalandığı "ter bezi" hastalığına karşı yaşam mücadelesi veriyor. Tıp araştırmalarına göre milyonda bir rastlanan anhidrotik ektodermal displazi "ter bezi" hastalığına doktorlar bile çare bulamazken, Mehmet, gününü suyun altında geçirerek, hayata tutunmaya çalışıyor. Şanlıurfa'da hava sıcaklığının da 50 dereceye varması ile hayat, Mehmet için daha da zorlaşıyor. Gündüzleri sıcak olmasından dolayı dışarı çıkamayan Mehmet, evin avlusunda üzerine su dökerek sıvı almaya çalışırken, ev içerisinde ise klimanın altında kalarak serinlemeye çalışıyor. Doğduğundan beri hastane hastane dolaşan Mehmet, yakalandığı amansız hastalığına bir çare bulunmasını istiyor. Hastalığı yüzünden zor günler geçirdiğini dile getiren Mehmet, "Hastalığım ter bezimin olmaması. Bu yüzden sıcaklarda dolaşamıyorum. Sıcak havada bir saat dışarıda gezdiğim zaman beyin kanaması bile geçirebilirim. Bu yüzden sıcak havalarda dışarıya çıkmıyorum. Dışarıya akşam saatlerinde çıkıyorum oda üstümü komple ıslatarak çıkıyorum. Islatmadığım zamanlarda baygınlık geçiriyorum. Hastalığım için hastaneye gittim doktorlar tedavisinin olmadığını söylerdiler. Bende mecbur kendi başımın çaresine bakıyorum. Su olmazsa yaşayamam. Hastalığıma bir çare bulunmasını istiyorum. Yaşım artık 22, babam bugün var yarın yok, Dişlerim bile yok protezdir, Cumhurbaşkanı ve Başbakanımıza yalvarıyorum. Bana yardım etmelerini ve el uzatmalarını istiyorum" dedi. Doğduğu günden itibaren rahatsız olmasından dolayı hastane hastane dolaştıklarını ifade eden üzüntülü baba Müslüm Şeker ise, "Çocuğumun hastalığına 9 yaşında iken teşhis konuldu. Tabi bu hastalığın ne olduğunu da bilmiyoruz. Sonradan öğrendiğimiz kadarı ile ter bezi yoktur. Doğduğu günden bu yana sürekli su, klima önünde ve betonda yatarak yaşıyor. Şuana kadar herhangi bir iş yapmamıştır. Hastalığı için doktorlara müracaat ettik tıpta tedavisi olmadığını söylediler. Dışarıya çıktığında 15 dakikadan uzun bir süre kaldığı zaman baygınlık geçiriyor. Cumhurbaşkanı, Başbakanlık, Sağlık Bakanlığımızdan yardım istiyoruz. Ben bugün varım yarın yokum. Onun için yetkililerden yardım istiyorum oğlumun geleceği için" diye konuştu.
Ermenice şarkı yarışmasında, Sevak Amroyan'a ait 'Kardeşim ve ben' adlı Türklere karşı nefret söylemi içeren şarkı finale kaldı!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İlk uluslararası Ermenice şarkı yarışması 'Tsovits Tsov'un (Denizden Denize) 23 Kasım'da Moskova'daki Kremlin Sarayı'nda düzenlenecek finaline kalan 14 parçadan biri olan Sevak Amroyan'a ait 'Kardeşim ve ben' isimli Türklere karşı nefret içeren sözleriyle dikkat çeken şarkı tepki topladı. "KARDEŞİM VE BEN TÜRKLERE VURUYORUZ" Vatan'dan İlker Akgüngör'ün haberine göre Ermenilerin yaşadığı 12 ülkeden yapılan başvurularla ilk etapta 50 şarkı, jüri ve internet oylamasına katıldı. Sevak Amroyan'ın 'Axpers u es' (Kardeşim ve ben) isimli şarkısı 4'üncü grupta birinci olarak finale kalan 14 şarkı arasında yer aldı. Şarkıda 'Kanunsuz Türk Ana Vatana sahip çıkmış', 'Kardeşim ve ben Türk'e vuruyoruz. Şafak vakti Türkler içeri sızarken. Biz vurunca Dünya sarsıldı' gibi Türklere karşı nefret içeren sözler yer alıyor. 10 BİN DOLAR ÖDÜL VAR! Yarışmaya Türkiye'den katılan yine Ermeni ve Türk müzisyenlerden oluşan Vomank adlı grup ise Vantag isimli şarkılarıyla finale kalan 14 şarkı arasında yer aldı. 10 bin dolar ödüllü yarışmanın 23 Kasım'da Kremlin Sarayı'nda yapılacak finalinin canlı yayınlanması bekleniyor. AGOS DA ELEŞTİRDİ... Sevak Amroyan'ın Türklere karşı nefret içeren şarkısının finale kalmasını Türkiye Ermeni cemaatinin önemli gazetesi Agos, sert sözlerle eleştirdi. Agos'ta Lola Sarı imzasıyla yayınlanan haberde, "Şarkının bu tür bir yarışmada kendine nasıl yer bulduğu büyük bir merak konusu" denildi.
Yerli ve yabancı piyasalardaki hareketli seyir bugün de devam etti mi? İşte yatırımcılar için gün sonundan rakamlar...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,56 oranında değer kazandı. İMKB 100 Endeksi, ikinci seansta 577,93 puan artarak 61.388,64 puandan kapandı. Hisse senetleri ikinci seansta ortalama yüzde 0,95 oranında artış gösterdi. İlk seanstaki 236,94 puanlık düşüş dikkate alındığında, borsa endeksi günün tamamında 340,99 puan yükseldi. Hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,56 değer kazandı. DOLAR/AVRO Piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı'da 1,7110 liradan alınan dolar 1,7150 liradan, 2,4740 liradan alınan avro 2,4790 liradan satılıyor. Serbest piyasada önceki kapanışta 1,7310 lira olan dolar güne 1,7100 liradan, 2,4820 lira olan avro 2,4810 liradan başlamıştı. Bankalararası piyasada dolar kotasyonları alışta en düşük 1,7060 lira, en yüksek 1,7080 lira, satışta en düşük 1,7110 lira, en yüksek 1,7130 lira seviyesinde işlem görüyor.
ABD’li bir sivil toplum kuruluşu bilgi alma hakkını kullanarak hükümetin sanal dünyada vatandaşları izlemek için kullandığı kilit sözcükleri ortaya çıkardı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD’nin bütün dünyada interneti takip ettiği, şüphelileri bu yolla bulmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Şimdi “ulusal güvenlik” gerekçesiyle yapılan bu takipte filtre olarak kullanılan anahtar sözcükler açıklandı. Ülkede bilgi alma hakkı çerçevesinde yapılan bir başvuruyla 11 Eylül saldırılarının ardından kurulan ABD İç Güvenlik Bakanlığı sosyal paylaşım ve sosyal medya sitelerinde takip ettikleri kelimelerin listesini açıkladı. Listede “domuz” ve “bulut” gibi sözcükler var. SIRADAN KELİMELER Aslında bilgi alma hakkı çerçevesinde Elektronik Mahremiyet Bilgi Merkezi adlı gözlemci grubun yaptığı başvuruda, hükümetin kendisine karşıt yayın yapan basın-yayın kuruluşlarını takip edip etmediği öğrenilmek istenmişti. İç Güvenlik Bakanlığı ise internette yürüttükleri izleme faaliyetinin amacının sadece terörist faaliyet, uyuşturucu kaçakçılığı, yasadışı göç dalgaları ve doğal afet tehditlerini takip etmek olduğunu belirtti. Bakanlık, bu amaçla izlemeye aldığı “anahtar kelimeleri” de yayınladı. Fakat listede neredeyse sıradan, herhangi bir insanın gündelik bir arama için kullanabileceği kelimelerin bulunması tepki çekti. GÜNCELLEME GEREKLİ Listenin yayınlanmasının ardından grup, Bakanlık’ın, Terörle Mücadele ve İstihbarat Alt Komitesi’ne gönderdiği mektupla bu kelimelerin “geniş, anlaşılmaz ve belirsiz” olduğunu belirtti. Bakanlık’tan bir yetkili de haber sitesi Huffington Post’a doğal ve insan kaynaklı tehditlere karşı hazırlanan kitapçığın farkındalığın devamlılığını sağlayabilmek için hazırlandığını söyledi. Fakat Bakanlık, kullanılan dilin belirsiz olduğu ve güncellemeye ihtiyaç duyduğunu kabul etti. İşte tartışma yaratan o kelimeler..
İstanbul'dan Ankara'ya hareket etmesi beklenen Başbakan Erdoğan, bazı yetkililerle 1 saat 45 dakika süren bir toplantı yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: BAKIRKÖY Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yeni hizmet binasının açılışını gerçekleştiren Başbakan Erdoğan, saat 19.00 sıralarında Atatürk Havalimanı'na geçti. ANA uçağıyla Ankara'ya gitmesi beklenen Erdoğan uçağa binmeyip Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda bazı yetkililerle bir topantı yaptı. TOPLANTININ İÇERİĞİ AÇIKLANMADI Yaklaşık 1 saat 45 dakika süren VIP'deki toplantının içeriği hakkında bilgi verilmedi. Başbakan 20.45'te Özel 'ANA' uçağıyla saat Ankara'ya hareket etti. Erdoğan toplantıyı, aralarında Orman ve Şu İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul İl Emniyet Müdürü Selami Altınok, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın da aralarında bulunduğu bir heyetle gerçekleştirdi.
Hangi fikirlerle, ne zaman doğduklarını bilmeden de olsa belli markaları seçiyor, kullanıyor, hayatımızın bir parçası haline getiriyoruz.ancak tanınmamış bir üründen küresel bir markaya dönüşme süreci oldukça uzun ve sayısız zorluklarla dolu bir yol.işte günümüzün en tanınmış markalarından...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: NIKE Bill Bowerman Oregan Üniversitesi’ndeki spor koçu, öğrencilerinin daha başarılı olması için spor ayakkabılarının en yenilerini takip ediyordu. Koç Bowerman, antrenörü olduğu MBA öğrencisi Phil Knight’a Japon Tiger markasına kendi ürettiği tasarımları sunmak için ortaklık teklif etti. Böylece yapılan anlaşmayla 1964 yılında Tiger’ın gönderdiği 300 ayakkabıyı Knight satmaya çalışırken, Bowerman de bu ayakkabıların nasıl daha hafif ve daha iyi üretilebileceğini bulmaya çalışıyordu. İşte Nike markasının kuruluşu böyle başladı. Kendisi de bir koşucu olan Jeff Johnson, Knight ve Bowerman’ın kurmuş olduğu şirkete çalışan olarak girdi. Johnson 1971 yılında marka için Nike ismini bulan kişi oldu.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem, gece saatlerinde tarihinde ilk defa 4 lirayı gören dolar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ertem, "Dolar 4'e çıktı algısı yanlış" ifadesini kullandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dolar/TL dün kapanışın ardından gece saatlerinde 4 liranın üstünü görmüştü. Dövizdeki yükselişle ilgili Cumhurbaşkanı Baş TRT Haber'de konuşan Ertem, "Piyasalarda gece likit değil. Dolar 4'e çıktı algısı yanlış. 3,85'in üzerindeki çıkışlar oldukça spekülatif çıkışlar. Dalgalı kurda temellere uygun dengeye geleceğiz. Türkiye ekonomisi stagflasyondan çok uzakta. Yılın ikinci yarısında tek haneli enflasyon göreceğiz. Türkiye ekonomisi farklı bir büyüme trendine girdi. Merkez Bankası piyasayı çok iyi takip ediyor ve gereken her şeyi yapıyor, yapacaktır da. Endişeye mahal yok" ifadelerini kullandı. ABD'nin Çin mallarına 50 milyar dolarlık gümrük vergisi getirmesiyle yükselen dolar 4.036'yı görerek rekor kırmıştı. Dolar, haftanın son günü saat 10.00 itibarıyla 3.96 seviyesinde seyrediyor.
Kamuoyunda ‘Cüppeli Ahmet’ diye tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, cemaatine ilginç bir öneride bulundu!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kamuoyunda ‘Cübbeli Ahmet’ diye tanınan Ahmet Mahmut Ünlü, cemaatine Twitter’a girmelerine de salık vererek, “Siz de bu twitter gibi şeyleri kullanın. Bir hesaba herkesi yönlendirin. Ben de inşallah çıkınca sürekli bilgilendirme yaparak onu boş bırakmam. Diğerlerini de geçeriz inşallah” dedi. Toygun Atilla'nın haberine göre, ‘Cüppeli Ahmet’ sosyal medya açılımı Ahmet Mahmut Ünlü’nün, basın danışmanı Özay Oral aracılığı ile cemaatine ulaştırdığı 28 sayfalık mektup, Mustafa Özşimşekler tarafından cemaatin radyosu Lalegül FM’de okundu. İŞTE EN ÇARPICI BÖLÜMLER! Bir kere Michael Jackson Türkiye’ye gelmişti de çok kalabalık toplanmıştı. Ben de o sene mevlit ayında “Bir gavura bu kadar adam toplanırken biz Rasûlüllâh'ın (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) vilâdetini kutlamaya daha kalabalık toplanmazsak yazıklar olsun bize” demiştim ve o sene Mevlid gecesi Külliye’de o şarkıcının cemaatinden daha kalabalığı toplanmıştı. 2 köprü tıkanmıştı. Ben dahi 2 saat kıpırdamadan Fatih Köprüsü’nün üzerinde kalmıştım. Külliye’ye yanaştığımızda kalabalıktan iki vadi arası duman tütüyordu. Onun için siz de bu Twiter gibi şeyleri kullanın, bir hesaba herkesi yönlendirin. Ben de inşâallâh çıkınca sürekli bilgilendirme yaparak onu boş bırakmam, diğerlerini geçeriz inşâallâh. 'ARTIK BİZİM DE ÇIKIP...' Sonra Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık sitelerine başımdaki bu zulmün kalkması için edepli bir lisan ile taleplerinizi iletin. Mesela geçen Ahmet Davutoğlu, Büşra adındaki bir mahkumun terörist olmadığına dair şahitlik yaptı. Onu tanıyormuş, üniversiteden arkadaşıymış. Normal karşıladım ama artık birileri de çıkıp bizim ....... yapmayacağımıza pekala şahitlik edebilir. İnsan ticareti ve cinsel saldırı gibi âdî fillere bulaşmayacağımızı söyleyebilir. Sizin mailleriniz yetkililere bu açıklamaları yaptıracak kadar güçlüdür. 'BU KADAR TERÖRİST VARKEN NİYE BENİMLE UĞRAŞIYORSUNUZ?' Beni tutuklayan polislerden birine “Yahu bu kadar terörist varken benimle uğraşacak vakit nereden buldunuz?” dediğimde “Devletin polisi herkese yeter” demişti ama iki gün önceki haberlerde okunan Birleşmiş Milletler raporuna göre demek yetmiyormuş. Çünkü rapora göre birkaç sene evvel yüzde 10 küsurlarda olan uyuşturucu trafiği yüzde 26’lara çıkmış. Türkiye uyuşturucu haplarda dünyanın yüzde 90’ını barındıran 4 ülkeden biri olmuş. 300 yıllık Yakuza isimli kadim Japon mafya örgütü İran mafyasıyla birlikte buradan Japonya’ya sevkiyat yapıyormuş. Evvelce de belirttiğim gibi memleket mafyaların cirit alanı olmuş, bu kadar çoluk çocuk zehirlenirken, ocaklar batarken, kadın-kız pazarlanıp satılırken ne ilginçtir ki bunların hakiki failleri yargılanacakken benim gibi suçsuz biri siyasi nedenlerle tutuklanıyor. Ne diyelim? 'FETHULLAH GÜLEN'İ RÜYAMDA...' Birçok kişi avukatımı arayıp Fethullah Gülen Hoca Efendi’yi rüyamda görüp görmediğimi sormuş. Kendisini cezaevine girdiğimden beri 2 kere gördüm. 2’sinde de sakalı bir tutam, şalvarlı, cübbeli ve sarıklı idi. Bir defa üzerinde koyu kavuniçi bir cübbe vardı. Hatırladığım o ki benimle ilgileniyor ve dua ediyordu. Ben ne gördüysem onu söylerim, zaten burada çok rüya göremiyorum, görüyorsam da ekseriyetle şekerim düşük vaziyette uyandığım için çoğunu unutuyorum.
Wikileaks internet sitesinin eski sözcüsü, belge sızdıran siteye gönderilen binlerce basılmamış veriyi sildiğini söyledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Daniel Domscheit-Berg, Alman gazetesi Der Spiegel'e yaptığı açıklamda, sildiği belgelerin arasında ABD'nin uçuş yasağı listesinin de olduğunu ifade etti. Domscheit-Berg, kaynakların ortaya çıkmasını engellemek için belgeleri kağıt kesicisinden geçirdiğini açıkladı. Domscheit-Berg aralarında kamuya da yansıyan bir anlaşmazlık yaşanana dek Julian Assange ile birlikte çalışıyordu. Wikileaks'ten ayrıldığı sırada belgeleri aldığı düşünülen Domscheit-Berg'in iddiaları Wikileaks tarafından da doğrulandı. Sosyal paylaşım ağı twitter aracılığıyla Wikileaks, Domscheit-Berg'in ayrılırken aralarında ABD'nin uçuş yasağı listesinin bir kopyası da olan belgeleri yok ettiğini doğruladı. Liste, terörist bağlantıları olduğu şüphesi ya da başka güvenlik kaygıları nedeniyle ABD içerisinde ya da istikameti ABD olan uçaklara binmesi yasak isimleri içeriyor. Wikileaks tarafından yapılan açıklamaya göre Domscheit-Berg'in sildiği veriler arasında Amerikan Merkez Bankası'na ilişkin bilgiler, 20 neo-Nazi örgütlenmenin iç iletişimi ve ABD'nin "yüzü aşkın internet şirketi" hakkında elde ettiği bilgiler var. Domscheit-Berg henüz bu iddialar hakkında bir açıklama yapmış değil. Daniel Domscheit-Berg, 2010 yılı boyunca Wikileaks'in sözcüsü olarak çalıştı, yılın sonuna doğru ise ayrıldı. Daha sonra deneyimleri üzerine bir kitap yazan Domscheit-Berg, Wikileaks'i yönetim biçimi nedeniyle Assange ile çatıştıklarını iddia etti. Domscheit-Berg, Wikileaks'ten ayrıldıktan sonra rakip belge sızdırma sitesi OpenLeaks'i kurdu.
Yıldızlar Şahidim dizisi 4. final bölümüyle 17 Şubat 2017 Cuma akşamı Star'da olacak. Yıldızlar Şahidim'in bu hafta yayınlanacak son bölümünde neler yaşanacak?
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Yıldızlar Şahidim 4. final bölümü fragmanı yayınlandı; 17 Şubat 2017 Cuma akşamı Star'da... Aras, tüm ülkenin sevgisini ve hayranlığını kazanmış bir pop yıldızıdır. Haziran’sa ona umutsuzca aşık, şarkıcı olma hayalleri kuran sıradan bir mahalle kızı. Bir araya gelmeleri sadece hayalidir; aralarında şan, şöhret, sınıf farkı gibi sayısız engel vardır. Ancak bir konserde, onca insan arasından Aras ve Haziran birbirlerini bulurlar. İşte o zaman anlarlar ki, aralarındaki asıl engel başkadır. Aras’ın babası Fikret ve yıllar önce ortadan kaybolan annesi Zeynep. Eski bir şarkıcı olan Zeyno, Haziran‘ın elinden tutarak ondan bir yıldız yaratmaya ve müzik prodüktörü olan Fikret’in karşısına rakip olarak çıkmaya and içer. Bir yandan da onu reddeden oğlu Aras’ın sevgisini kazanmaya çalışacaktır. Fikret ve Zeyno, bitmeyen bir aşkın hesaplaşmasını yaşarken, Aras ve Haziran da düşman taraflara rağmen yeşeren, masum ve büyülü bir aşka kapılırlar. Bir araya gelmeleri ne kadar zor olsa da, iki genç aşık birbirlerinden vazgeçmeyecektir.
İçişleri Bakanlığı kışlalara genelge gönderdi. Bundan böyle askeriyedeki yemek duaları 'Tanrımıza hamdolsun' diye değil, 'Allahımıza hamdolsun' diye başlayacak.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İçişleri Bakanlığı kışlalara askerin yemek duasının değiştirilmesi için genelge gönderdi. Genelgeye göre askeriyedeki yemek duaları artık 'Tanrımıza hamdolsun' yerine 'Allahımıza hamdolsun' diye başlayacak. Kanal D Ana Haber'in haberine göre, 'Tanrımıza hamdolsun, milletimiz varolsun' şeklinde başlayan yemek duası artık "Allah'ımıza hamdolsun" diye başlayacak. İçişleri Bakanlığı konu ile ilgili değişikliğe gitti ve Jandarma Genel Komutanlığı'na yazı gönderdi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin’in imzasıyla jandarma birliklerine gönderilen talimat yazısıyla, birlik, karargâh ve kurum amirliklerinde yemek duasında değişikliğe gidildi. Uzun zamandır 'Tanrı' kelimesine itirazlar vardı. "YILLARDIR DEVAM EDEN YERLEŞİK BİR UYGULAMA" Konu ile ilgili 2016 yılında Mersin'de yaşayan bir vatandaş TBMM Dilekçe Komisyonu'na başvurarak, yemek duasında geçen 'Tanrı' kelimesinin değiştirilmesini istemişti. Komisyon, talebi Milli Savunma Bakanlığı’na sormuştu. Bakanlık “TSK’da yemek duası uygulamasının yıllardır devam eden yerleşik bir uygulama olduğu değerlendirilmiştir” yanıtı göndermişti. Komisyon, dilekçe ile ilgili başka bir işlem yapmama kararı almıştı.
Fenerbahçe'de takımda kalıp kalmayacağı yılan hikayesine dönen kaptan Alex de Souza'nın sözleşme krizi çözüldü.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Fenerbahçe kaptanı Alex, yönetimin tüm şartlarını kabul etti. 1+1 sözleşmeye "evet" diyen Brezilyalı yıldız yıllık ücretinde de bir milyon euro indirime gitti, 2.5 milyon euroya razı geldi Milliyet'ten Yusuf Kobal imzal habere göre, sarı-lacivertli yönetim Alex'e bir yılı opsiyonlu iki yıllık anlaşma önerdi ve taraflar el sıkıştı. Antalya kampında Başkan Aziz Yıldırım'ın tam yetki verdiği yönetici Ali Yıldırım ile masaya oturan Brezilyalı yıldızın, "Benim önceliğim her zaman Fenerbahçe. Buradan ayrılmak istemiyorum. Ama sizin herhangi bir adım atmamanız beni umutsuzluğa itti" dediği öğrenildi. Kaptan olarak takım içindeki ücret dengesinin bozulmasını istemediğini belirten Alex'in Fenerbahçe Yönetimi'nin sunduğu şartları düşünmeden kabul ettiği bildirildi. Fenerbahçe'den yıllık 3.5 milyon euro alan Brezilyalı yıldızın yeni sözleşmede ücreti 2.5 milyon euroya düşecek. Sarı-lacivertli yönetim önümüzdeki sezon sonu opsiyonu uzatmaya karar verirse yeni bir rakam belirlenecek. Alex'in alacağı ücret konusunda yaptığı jeste karşılık Fenerbahçe Yönetimi'nin şampiyonluk halinde Brezilyalı yıldıza ekstra bir ödemede bulunacağı da öğrenildi. Fenerbahçe ile her konuda anlaşmaya varan Brezilyalı yıldızın bu hafta içinde resmi imza atacağı belirlendi.
Akşam saatlerinde TEM otoyolu Kaynaşlı gişeleri mevkiinde meydana gelen kazada aynı araç içerisinde yolculuk eden iki kişiden baba olay yerinde hayatını kaybederken, ağır yaralı çocuğu ameliyat edilmek üzere hastaneye kaldırıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çocuğu gören operatör doktor, heyecanlanarak: “üzgünüm bu çocuğu ameliyat edemem. Bu benim oğlum…” dedi. Çocuğun babası kazada hayatını kaybetmiş olmasına rağmen doktor da doğru söylemektedir. Peki bu durum nasıl mümkün olabilir? Toplumsal yapının, düşünce sistematiğini nasıl etkilediğini ortaya koymak adına 1976 yılında Amerika'da yapılan deneyde benzer bir vaka anlatılmış; çoğu Amerikalı ifade edilen durumun olanaksız ve doğruluğu düşünülemez olduğunu belirtmiştir. Zira o dönemde bir annenin doktor ve özellikle de operatör doktor olabilmesi alışılmış şeylerden değildir. Günümüz Türkiye'sinde aynı araştırma yapıldığında sonuçlar maalesef ki benzerlik göstermektedir. Üstelik yükseköğrenim görmüş, çalışan kadınlarda da istatistiki açıdan dikkate değer oranda anlamlı farklılaşmanın olmadığı gözlenmektedir. Bu tablo aslında toplumsal yapının düşünme biçimlerimizi büyük oranda şekillendirdiğini, diğer bir değişle zihni gelişimimizin önemli bir yapı taşı olduğunu ortaya koymaktadır. Hafızam beni yanıltmıyorsa 2012 yılında yapılan Kartepe Ekonomi Zirvesi'nde TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuyu gündeme taşımış ve Güney Kore - Türkiye karşılaştırması üzerinden dikkat çekici tespitlerde bulunmuştu. 1980'lerin başında aynı düzeyde olan iki ülkeden, 50 milyonluk nüfusuyla Güney Kore'nin dünyanın 14. büyük ekonomisi olduğunu, bu başarının 26 milyon çalışan ile sağlandığını, Türkiye'nin ise 74 milyon nüfusuna karşın 26 milyon çalışanı olduğunu ifade etmiş; Türkiye'nin özellikle kadın istihdamındaki eksiklik nedeniyle potansiyelini kullanamadığının altını çizmişti. TÜİK’in 2015 yılı hanehalkı işgücü araştırması sonuçları da ilgili görüşü destekler doğrultudadır. Türkiye’de 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus içerisinde istihdam oranı %46 düzeyindeyken, cinsiyete dayalı incelemede erkeklerin %65, kadınların ise sadece %27,5 oranında istihdama katıldığı görülmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri incelendiğinde ise İsveç’in %74’le en yüksek, Yunanistan’ın %42,5’le en düşük kadın istihdamına sahip ülkeler olduğu; AB ortalamasının da %60,4’e tekabül ettiği görülmektedir. Ülkemizde kadın istihdamının düşük kalmasının çeşitli sebepleri bulunmakla birlikte sorgulanması gereken öncelikli husus, Avrupa standartlarında yasal altyapı oluşturulmasına rağmen kadına yönelik eşitlikçi bakış açısının zihinlerde neden yaratılamadığıdır. Türkiye’de kadın istihdamının eğitimle artacağı kamu, sivil toplum, özel sektör olmak üzere tüm paydaşlar tarafından ifade edilmekte ve herkes elini az ya da çok taşın altına koymaya çalışmaktadır. Şüphesiz eğitim arttıkça işgücüne katılım da dikkate değer oranda artmaktadır. Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı %16'larda kalırken, lise altı eğitimde oran %27'lere, lise mezunlarında %33'e, mesleki veya teknik lise mezunlarında %41'e, yükseköğretim mezunlarında ise %72 düzeyine yükselmekte; elde edilen gelir de eğitime paralel artış göstermektedir. Bu durum istihdam ile ilgili tabloda, eğitimin önemini ortaya koymakla birlikte yükseköğretim altı eğitim seviyesinde işgücüne katılımda atılması gereken adımların da varlığına işaret etmektedir. Rakamların ötesine bakıldığında ise önemli sorunlardan birinin kadınlarımızın kalifiye işgücü seviyesine geçmesini engelleyen, sektörel ayrımlar yapmasına neden olan bakış açısı olduğu anlaşılmaktadır. Eğitim seviyesi yüksek beyaz yakalı kadınların iş bulma konusunda çoğu sektörde erkeklerle eşit düzeyde yarışabildiği günümüz iş dünyasında, cam tavan vb. engelleri de gözden kaçırmamakla birlikte asıl sorunun mavi yakalılarda olduğu görülmektedir. İşkur ve diğer istihdam bürolarının mavi yakalı işgücü ilanları incelendiğinde forklift operatöründen kaynakçı, tornacıya kadar çok sayıda ilan bulunmakla birlikte, bu vasıflara sahip kadın işgücü ne yazık ki yeterli oranda bulunamamakta, bu da kadın emeğini belirli alanlara hapsetmektedir. Yarıştığımız Avrupa, Kuzey Amerika ve bazı Uzakdoğu ülkelerinde meslekler genel olarak cinsiyet eşitsizliği bağlamında değerlendirilmezken, ülkemizde çoğu mesleki faaliyet "erkek işi" olarak tanımlanmakta ya da en azından öyle algılanmaktadır. Sonuç olarak yasal mevzuat Avrupa standartlarında olsa dahi iş hayatına dair bakış açısı değişmediği sürece kadınlarımızı istihdama katmak kolay olmayacak, özellikle düşük eğitim seviyesindeki kadınlarımız istatistiklerin ücretsiz aile işçileri kategorisinin ötesine geçemeyecektir. Güçlü Türkiye, çalışan, üreten, güçlü kadınlarla olur. Bu sebepten; Güçlü Türkiye'nin inşasına daha fazla kadın eli değmeli!
Star TV ekranlarında izleyici karşısına çıkan Söz dizisinin 44.yeni bölüm fragmanı ortalığı yıktı geçti. Söz dizisinin 44.yeni bölümü taklit mi değil mi çok konuşuldu. İşte Söz dizisinin olay yaratan 44.yeni bölüm fragmanı...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başrollerinde Tolga Sarıtaş ve Aybüke Pusat’ın yer aldığı Star TV dizisinde Çolak karakterini canlandıran Serhat Kılıç, bir önceki bölümde yanarak can vermişti. Çolak gitti ama dizide yeni baş belası Timur Acar’ın başarıyla canlandırdığı Derman karakteri oldu. Söz dizisinin 44. bölümü 29 Nisan Pazartesi günü ekrana gelecek. 44. bölüm fragmanına yorum yapan izleyicilerden bazıları “Kıyamet kopacak bu bölümde” diyerek çok başarılı bir bölümün daha gelmekte olduğunu belirtti.
Pakistan'ın Peşaver kentinde çoğu çocuk en az 140 kişinin öldüğü saldırıyla bağlantılı altı militana ölüm cezası verildi. Bir militan da ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Pakistan'ın Peşaver kentinde çoğu çocuk en az 140 kişinin öldüğü saldırıyla bağlantılı altı militana ölüm cezası verildi. Pakistan Ordusu'ndan yapılan açıklamada karar verilmeden önce militanların askeri mahkemelerde "adil bir şekilde yargılandığını" söyledi. Geçen Aralık ayında Ordu'ya ait bir okula Taliban'ın düzenlediği saldırı ülkeyi şoke etmişti. Pakistan saldırının ardından idam cezalarının infazına koyduğu yedi yıllık moratoryumu kaldırdı. Ayrıca anayasada terör şüphelilerinin askeri mahkemelerde yargılanmasına izin veren bir değişiklik yapıldı. Saldırıdan bu yana birçoğu terör şüphelisi 200 kişiye idam cezası verildi. Pakistan Ordusu'nun internet sitesinde yayımlanan açıklamada yargılanan yedi militanın altısına ölüm, birine de ömür boyu hapis cezası verildiği açıklandı. Açıklamada, "Adil yapılan yargılamada tüm hukuki gereklilikler yerine getirildi ve savunma makamına hukuki yardım verildi ya da önerildi. Bugünkü ölüm cezaları Genelkurmay Başkanı tarafından da onaylandı" denildi. İslamabad'daki BBC Muhabiri Şeyma Halil okul katliamından sonraki ilk ölüm cezalarının verildiğini söylüyor. Ölüm cezası verilenler, saldırıda bizzat yer alanlar değil. Tümü saldırıda ölen yedi militan okulun duvarlarını aştıktan sonra bir bomba patlatmış ve sonra sınıf sınıf dolaşarak öğrenci ve öğretmenleri öldürmüşlerdi. Okul Peşaver'deki bir üssün yanında ve öğrencilerin büyük çoğunluğu subay çocukları. Afgan sınırı yakınlarındaki Peşaver son yıllarda Taliban'ın en şiddetli saldırılarına sahne oldu.
Wikileaks'ın sahibi Julian Assange'ın açıklamaları dünyanın gündemini meşgul etmeye devam ediyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Wikileaks'ın kurucusu Julian Assange'ın idam edilmesi gerektiğini açıklayan Arkansas Valisi Mike Huckabee'nin "adını duyurmak isteyen bir aptal" olduğunu söyledi. Wikileaks'in kurucusu Julian Assange, "Genç Türk" olarak tanınan ABD'nin MSNBC televizyonunun anchormani Cenk Uygur'a verdiği röportajda, kendisini eleştiren ABD'li politikacılara ağır ithamlarda bulundu. Uygur, Assange'a, 2012 ABD Başkanlık seçimlerinde aday olmaya hazırlandığı iddia edilen eski Alaska Valisi Sarah Palin'in, "El Kaide'den ya da Taliban'dan farkı yok" sözleri ile Arkansas Valisi Mike Huckabee'nin, "Bence Assange için idamdan daha azı, fazla iyi niyetli bir ceza olur" sözlerini nasıl yorumladığını sordu. Assange, Huckabee için, "Sadece kendi adını duyurmak isteyen bir aptal daha. Bu ciddi bir şey. Eğer biz medeni bir toplumsak, üst düzey insanlar ulusal televizyonda böyle yargılamalarda bulunup, yasadışı bir şekilde insanların öldürülmesi gerektiğini söyleyemezler. Bu cinayete teşviktir" dedi. KİME ACI VERDİK? Assange, ABD Başkan Yardımcısı Joe Bidden'ın, "Wikileaks terörist bir organizasyon" suçlamasına da, "Terörizm güç kullanmak demektir. Biz kime acı verdik? Burada terörist kimse bu biz değiliz" diye tepki gösterdi. Julian Assange, Wikileaks'in yayınladığı ABD'li diplomatların telgraflarını, Wikileaks'e sızdırdığı iddia edilen Amerikalı asker Bradley Manning'i, belgeleri çalmaya teşvik ettiği iddialarını da "deli saçması" olarak değerlendirdi. ABD'nin, Manning'i "politik suçlu" olarak değerlendirdiğini söyleyen Assange, Bradley Manning ismini ilk defa basından öğrendiğini de yineledi. Assange, Washington tarafından yürütülen "dijital McCarthizm (1940 ve 1950'lilerdeki anti-komünist kuşkuculuk) ve yeni bir tiranlık"a karşı sessiz çoğunluğun harekete geçtiğini sözlerine ekledi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı ABD'de yapılan bir ankette Trump'a desteğin arttığını belirtti. Altaylı, "Sonuçlar ilginç. İddialar ciddileşip, isnatlar çoğaldıkça ABD halkının Trump’a desteği artıyor." dediği yazısında Trump'ın oyunu ne kadar artırdığını açıkladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD, Başkan Donald Trump'ın azledilip azledilmeyeceğini tartışıyor. Trump tartışmalarını konu alan Habertürk yazarı Fatih Altaylı, "Bence Trump’ı destekleyen eğitimsiz Amerikalılar ayaklanma falan çıkarmaz. Hatta Trump’ın görevden alındığını bile sağır sultandan sonra duyar ama görünün o ki, “Derin Amerika” şimdilik Trump’tan memnun ve kullanmaya devam etmek istiyor. Üç gündür tüm Amerikan televizyonları bu konuyu sürekli tartışıyorlar. “İmpeachment” olacak mı, olmayacak mı?" ifadelerini kullandı. Altaylı'nın yazısının ilgili kısmı şöyle; Amerika Birleşik Devletleri’nde medya heyecanlı. Uzunca bir aradan sonra yine bir başkanın “azli” tartışılıyor. Son olarak aynı durum Başkan Bill Clinton’ın başına gelmişti hatırlayacaksınız. Clinton, Oval Ofis’te bir stajyerle seks yapmış, Oval Ofis’i “Oral Ofis”e çevirmişti. Ancak görevden azledilmek istenmesinin nedeni, stajyerle seks yapması değil, “Yapmadım” demesi olmuştu. Suç olan “yalan” söylemesiydi, “libidosunu” engelleyememesi değil. AVUKATI KONUŞUNCA HER ŞEY ORTAYA ÇIKTI Bu yüzden de Trump, porno oyuncusuyla yatması da dahil, hakkındaki hiçbir iddiaya doğrudan kendi yanıt vermedi. Yalan söylemek istemediği için, bir şey söylememe yolunu tercih etti. Ancak avukatı konuşunca her şey ortaya döküldü. Şimdi tehditler havada uçuşuyor. Trump, “Azledilirsem ekonomi çöker” dedi önce. Dün de bir diğer avukatı, eski New York Belediye Başkanı Guiliani bir adım öteye giderek “Trump görevden azledilirse ülkede ayaklanma çıkar” diye daha net bir tehdit savurdu. DERİN AMERİKA TRUMP'TAN MEMNUN Bir ayaklanma çıkar mı, çıkmaz mı bilemem. Bence Trump’ı destekleyen eğitimsiz Amerikalılar ayaklanma falan çıkarmaz. Hatta Trump’ın görevden alındığını bile sağır sultandan sonra duyar ama görünen o ki, “Derin Amerika” şimdilik Trump’tan memnun ve kullanmaya devam etmek istiyor. Üç gündür tüm Amerikan televizyonları bu konuyu sürekli tartışıyorlar. “İmpeachment” olacak mı, olmayacak mı? CİDDİ ANKETLER VAR FOX News bile tarafsız bir yayın yapma gayretinde. İnternette ise iki haftadır “Trump görevden alınmalı mı?” yolunda anketler zaten yapılıyordu ancak şimdi kamuoyu araştırma şirketleri de ciddi anketler yapmaya başladılar. OYU YÜZDE 51'DEN YÜZDE 54'E ÇIKTI Sonuçlar ilginç. İddialar ciddileşip, isnatlar çoğaldıkça ABD halkının Trump’a desteği artıyor. Seçimlerde yüzde 50 oy alan Trump’ın görevde kalmasını isteyenlerin oranı geçen hafta yüzde 51 civarındayken, dün itibarıyla bu oran yüzde 54’e çıktı. Trump’a karşıtlık sertleştikçe, destek de artıyor. Galiba 21. Yüzyılın ilk çeyreğinin siyaseti dünyanın her yerinde böyle şekilleniyor.
ABD’de sahibinin her dediğini yapan akıllı köpeğin hareketleri izleyenleri hayrete düşürdü. Amuda kalkan ve akrobatik hareketler yapan akıll...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD’de sahibinin her dediğini yapan akıllı köpeğin hareketleri izleyenleri hayrete düşürdü. Amuda kalkan ve akrobatik hareketler yapan akıllı köpek, sahibinin kendisini vuruyormuş gibi yapması sonucu ise yerde yatarak ölü taklidi yapıyor. Görüntülerde ilk önce akıllı köpeğin sahibinin bacaklarının arasından hiçbir hataya düşmeksizin geçişi görülüyor. Daha sonra sahibinin salt el hareketleriyle verdiği komutlara uyan akıllı minik köpek, ilk önce yalnız arka ayakları; sonra ise yalnız ön ayakları üzerinde yürüyor. Elini bir silah gibi kullanarak köpeği vuruyormuş gibi yapan sahibinin bu hareketine, köpeğin ikinci bir komutu bekleyene kadar yerde ölü gibi uzanarak yardımcı olması ise dikkat çekiyor. Daha sonra gösterisini sonlandıran minik köpek hemen sahibinin kucağın atlıyor. Sahibinin verdiği komutları harfiyen yerine getiren akıllı minik köpeğin yaptıkları ne kadar iyi bir eğitim sürecinden geçtiğini ve sahibiyle arasındaki sevgi bağını ortaya koyuyor. (İHA)
Karabük Belediyesi'ne bağlı zabıta ekipleri il genelinde et satışı yapan mekanlarını tek tek denetliyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Karabük Belediyesi Zabıta ve Veteriner İşleri Müdürlüğü ekipleri kasap ve et satışı yapan marketlerde gerçekleştirdikleri denetimler aralıksız sürüyor. Sabah saatlerinde başlatılan denetimlerde dışardan gelen etlerin kesim ve nakil izin belgeleri, veterinerlik mühürlerinin olup olmadığı, satışa sunuluş reyonlarında hijyenik kurallara uyulup uyulmadığı, stok olarak tutulan soğuk hava depoları standarda uygunluk şartları ile hijyenik şartların yerine getirilip getirilmediği kontrol edildi. Zabıta Müdürlüğü ekiplerince yapılan açıklamada denetimlerin periyodik şekilde yapılacağı, kentte yaşayan vatandaşların kesim kurallarına uygun, hijyenik şartlarda et ve et çeşitlerini tüketebilmeleri için periyodik aralıklarla devamlı olarak kontrol altında tutulacağı ifade edildi.
Sinpaş GYO’nun CEO’su Ömer Faruk Çelik, Bursaspor’un şampiyonluğuyla Bursa’da satışların arttığını söyledi.elik,
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ANKARA’da 36 yıl önce 1974 yılında kurulan ve 22 yıl önce merkezi İstanbul’a taşınan Sinpaş, özellikle son 20 yılda geliştirdiği konut projeleriyle tanınıyor. Yaklaşık 3 yıl önce gayrimenkul yatırım ortaklığı olarak İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda halka açılan Sinpaş, bugün yıllık 1.2 milyar TL ciro yapan bir grup haline geldi. Sinpaş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı CEO’su Ömer Faruk Çelik, “1990’ların başında bizim segmentimizde konut yapan sadece Emlak Konut vardı. Sonra TOKİ ve diğer şirketler çıktı. Biz kendimizi sektörde öncü şirket olarak konumlandırıyoruz. Hep yeni konseptler geliştirdik. 5 bin 200 kişi, Sinpaş’tan ekmek yiyor” dedi. Hiç işçi çıkarmadık 2003’ten sonra inşaat sektörü hızlanınca, kurumsallaşma kararı aldıklarını, 2007’de GYO olduklarını hatırlatan Çelik, “Sinpaş GYO’yu 2007’de halka açtık. Bugüne kadar hiçbir krizde işçi çıkarmadı, enerji kesintisi yapmadık. Yıllık ortalama yüzde 18-20 büyüdük” diye konuştu. 2000’den sonra sadece konut üretmekle kalmayıp inşaat yan sanayiine de girdiklerini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti: “2002’de Seranit’i aldık. 1.5 milyon metrekare olan kapasiteyi 8.5 milyon metrekareye çıkardık. Vanucci adı altında mutfak markamızı oluşturduk. Asansör firması, dekorasyon şirketi, site yönetimi ve ikinci el konut hizmeti veren şirket kurduk. Bugün 13-14 şirketimiz var. Yıllık 1.2 milyar TL cironun 700 milyonu konuttan. Amiral gemimiz Sinpaş GYO. 2015 ciro hedefimiz 2.4 milyar TL.” 5 milyar dolarlık proje Ömer Faruk Çelik, Bursa’da yaklaşık 2 bin konutluk projeleri olduğunu belirterek, “550’sini sattık. Yaklaşık 1250’sini yeniden projelendiriyoruz. Bursa’da yıllık konut satışımız yaklaşık 200 idi, bu yıl 5 ayda, çoğu son 1.5-2 ayda olmak üzere 130 konut sattık. Yıl sonu 300 konuta yaklaşırız. Bursaspor’un şampiyonluğu bizim satışlarımızı da olumlu etkiledi. İnşaat işinde satışın yüzde 50’si tüketicinin moraline bağlı. Elimizde yeni başlayacaklarımız dahil 5 milyar dolarlık proje var.” Kriz de olsa büyüme hedefinden sapmadık SİNPAŞ GYO halen; İstanbul Halkalı’da Bosphorus City ve İstanbul Sarayları, Sancaktepe’de Lagün ve Aqua City 2010 projeleri ile Bursa’da Bursa Modern projelerine devam ediyor. Bu projelerde 6 bin konut üretiliyşor. Sinpaş GYO’nun elindeki diğer arsalarda, 12-13 bin konutluk proje geliştirilebileceğini söyleyen Ömer Faruk Çelik, “Biz, kriz de olsa büyümeden yanayız. 2005’te ‘altına hücum’ gibi konuta hücum varken de yüzde 18-22 gibi büyüme yaşadık” dedi. Çelik, 5 sene sonraki hedeflerinin yıllık 2.4 milyar TL ciro olduğunu ifade etti, “İşler çok iyiyse bu 5 milyar liraya çıkmaz” diye konuştu. Ankara’ya 3 proje SİNPAŞ bugüne kadar Ankara’da nitelikli konut projesi geliştirmemişti, ancak önümüzdeki dönem 3 arsada projeye başlayacak. Ömer Faruk Çelik, “Bir arsada 550 villa yapacağız. Çankaya’da 500 rezidanslık kule yapacağız. Çarşısı da olacak. Büyükesat’ta da 200 bin metrekare inşaat alanına sahip arsa var, karma proje olabilir. Elimizde, projeye başlayacağımız 13 arsa var. Ankara, Marmaris, Bursa ve İstanbull’da... Kazma vurulmuş 6 bin konut projemiz devam ediyor. Bunların yaklaşık 4 bin 300’ü satıldı” diye konuştu.
KASTAMONU iftar vakti diyanet imsakiye takvimine göre bugün saat kaçta giriyor? Kastamonu iftar vakitleri ile sahur saatleri gün gün listelendi. Kastamonu ilinin 2017 yılı imsakiyesinde sabah ve akşam ezanı saatleri de yer alıyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kastamonu için iftar vakti bugün, yani 31 Mayıs Çarşamba günü ne zaman giriyor, iftara ne kadar kaldı? Kastamonu 2017 imsakiye takvimi internethaber.com sitesinde. İmsak vakitleri ile birlikte akşam ve yatsı namazı saatlerini de İmsakiye 2017 takviminde bulabilirsiniz. Diyanetin 2017 İmsakiyesi'ne göre Türkiye bu sene en uzun orucu tutuyor. Her gün de iftar sofrasına oturma vakti gittikçe uzuyor. 21 Haziran'a kadar da iftar saatleri daha geç vakitlerde olacak. En uzun orucu da 21 Haziran'da tutacağız. Sonrasında ise günlerin kısalmaya başlaması ile birlikte iftar saatleri daha erken olmaya başlayacak. Kastamonu 2017 yılı Ramazan imsakiyesine göre bugünkü iftar saatleri ve sahur (imsak) vakti ile sabah-akşam-yatsı ezanı saatleri şöyle listelendi; BUGÜNKÜ İFTAR SAATLERİ Oruçta baş ağrısı neden olur nasıl geçer : Oruç tutanların en büyük sıkıntılarından biri baş ağrısı oluyor. Ramazanda oruçluyken kan basıncı oynamalarına veya ani kan şekeri düşmesine bağlı olarak baş ağrısı oluşur. Peki orucunuzu bozmadan baş ağrısını geçirmenin yolları var mı?. Prof. Dr. Ayşen Yücel, “Hafif ve orta şiddette bir ağrıysa kişi nefes ya da gevşeme egzersizleriyle bu ağrıyı geçirebilir” diyor ve egzersizler hakkında bilgi veriyorlar; -“Ağrıyı azaltma üzerine yapılan egzersizler ağrı kontrolünde çok yararlı olur. Bu sebeple ağrılar için nefes ve gevşeme egzersizleri yapabilirsiniz.Nefes egzersizleri tıpkı doğum sancıları sırasında uygulandığı gibi yapılabilir. - Ağrıyı kendi kendinize kontrol etmeye çalışırken bir yandan da vücudun iyi oksijen almasını sağlayarak, dokulara daha fazla oksijen gönderirsiniz”. -Kişinin kendi kendine kaslarını gevşettiği egzersizler de çok yararlıdır. Bu egzersizlerin sessiz, sakin bir ortamda, mümkünse sevilen bir müzik eşliğinde yapılması çok faydalı olur. -Dikkati dağıtma egzersizleri için; başka bir şeyle uğraşabilir, müzik dinleyebilir veya sizi rahatlayan herhangi bir şeyle ilgilenebilirsiniz. -İmkânınız varsa, loş ve sessiz bir ortamda uzanabilirsiniz. Temiz havaya çıkabilirsiniz. -Ayrıca migren ağrısı sırasında başınızı bir eşarp veya tülbentle sıkmak, başınızın üzerine buz veya soğuk uygulamak, atağı geçirmede oldukça yardımcı bir uygulama olacaktır.”
Tiyatro sanatçısı Nejat Uygur'un adı, Sarıyer Belediyesi Kültür Merkezindeki tiyatro sahnesine verildi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Sarıyer Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, "27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü" dolayısıyla, sanat hayatına Sarıyer'de başlayan Türk tiyatrosunun duayenlerinden Nejat Uygur'un ismi ölümsüzleştirildi. Nejat Uygur Sahnesinin açılışı dolayısıyla düzenlenen törende konuşan Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Uygur'un ilçe için çok özel bir yeri olduğunu vurgulayarak, sanatçının tiyatro yaşamına, Sarıyer'deki Büyükdere Halkevi'nde başladığını anımsattı. Tiyatro salonuna Uygur'un ismini vermekten gurur duyduklarını belirten Genç, bu kararı belediye meclisindeki tüm partilerin katılımıyla aldıklarını kaydetti. Törende, Nejat Uygur için hazırlanan plaketi alan eşi Necla Uygur, Sarıyer Belediyesine gösterdiği vefa dolayısıyla teşekkür ederek, eşi için Sarıyer'in özel bir yeri bulunduğunu söyledi. Uygur'un oğlu Behzat Uygur ise babasının "Sarıyerli Pilot Nejat" olarak anıldığını belirterek, böyle anlamlı bir günden büyük keyif aldıklarını kaydetti. Belediye Başkanı Genç, "Nejat Uygur Sahnesi" yazılı plaketi, sanatçının eşi ve çocuklarıyla birlikte kaldırdı.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AİHM'in cezaevinde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş hakkındaki kararına ilişkin "Kararın hükümet tarafından yok sayılması, görmezden gelinmesi, kabul edilebilir bir durum değildir. Sayın Demirtaş'ın şu an bile cezaevinde tutulması yeni bir hukuksuzluktur. Hiç kimsenin yargıya müdahale etme hakkı yoktur" dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: HDP Eş Genel Başkanı Buldan, Diyarbakır'da Demokratik Toplum Kongresi'ni (DTK) ziyaret etti. Buldan, burada AİHM'in, Edirne F Tipi Cezaevi'nde bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Demirtaş'ın tutukluluğunun sonlandırılmasına yönelik kararını değerlendirdi. Yargı bağımsızlığı vurgusu yapan Buldan, "AİHM'in verdiği Demirtaş kararının hükümet tarafından yok sayılması, görmezden gelinmesi, kabul edilebilir bir durum değildir. Sayın Demirtaş'ın şu an bile cezaevinde tutulması yeni bir hukuksuzluktur. Hiç kimsenin yargıya müdahale etme hakkı yoktur. Karar kendileriyle ilgili olunca hoş, bizimle ilgili olunca boş. Hani yargı bağımsız ve tarafsızdı? Yargının bağımsız ve tarafsız olduğunu ifade edenler, bugün bizim arkadaşlarımızla ilgili kararları tanımayan, görmeyen, duymayan bir noktadalar. Kendileri, AİHM'e başvururken, kendileriyle ilgili lehte kararlar çıktığında bunları hoş; bizim arkadaşlarımızla ilgili karar çıktığında boş görmektedirler" diye konuştu. 'GEREKEN ADIMLAR BİR AN ÖNCE ATILMALI' AİHM'in Demirtaş kararının, tutuklu seçilmişler için emsal olduğunu savunan Buldan, "Bu çifte standardın ve bu hukuksuzluğun bir an önce son bulması gerekir. Adalet, hukuk bir gün AK Parti'ye de lazım olacak. Herkes elini yargının üzerinden çekmeli. Başta Selahattin Demirtaş olmak üzere siyasetçilerin serbest bırakılması gerekiyor. Bu karar emsal teşkil ettiğinden tüm tutuklu seçilmişlerimizin de serbest bırakılması gerekir. Tüm bu hukuksuzlukların Türkiye'ye hiçbir faydası yok. Türkiye'nin demokrasisi açısından yeni gelişmeler olmalı, gereken adımlar bir an önce atılmalıdır. Hukuki ve siyasi olarak girişimlerimiz devam edecek. Bir an önce yerel mahkemenin bu başvuruyu kabul etmesi en doğru yol. Fakat yerel mahkemeler aksi yönde bir kararda ısrar ederse ulusal ve uluslararası alanda hukuk yollarını zorlayacağız. Fakat hiç bunlara gerek kalmadan, bir kriz yaratılmadan yerel mahkemenin bu kararı dikkate alması gerektiğini söylüyoruz" dedi. 'GÜÇ BİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR' Pervin Buldan, 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimle ilgili de açıklamalarda bulunarak, "Biz herhangi bir parti ile merkezi anlamda herhangi bir görüşme yapmadık. İl düzeylerinde farklı temasların yaşandığını ve diyalogların olduğunu biliyoruz. Büyükşehirlerde bir güç birliğine ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Halkımız tarafından AK Parti'nin geriletilmesi açısından birçok ilde güç birlikleri yapmamız talep ediliyor; ancak kesinleşmiş herhangi bir şey yok. Önümüzdeki günlerde bu tür temaslar olursa adaylar üzerinde ortaklaşma olursa bunu kamuoyu ile paylaşırız" diye konuştu.
ANTALYA'da Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nda (YKS) uygulanan 15 dakika kuralına takılan öğrenci, 'Şaka mı bu ya Allah' diyerek okuldan ayrıldı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: YKS'nın ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi saat 10.15’te başladı. Sınavda adaylara 40’ar Türkçe ve Temel Matematik, 20’şer de Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri soruları yöneltildi. 15 dakika kuralı gereği sabah oturumuna saat 10.00’dan sonra gelen öğrenciler içeriye alınmadı. Aileleri ile dakikalar öncesinden okul bahçesine gelen öğrenciler, polisin aramasının ardından salonlara alındı. Ailelerinden son telkinleri alan öğrenciler, aileleri ile vedalaşarak salona girdi. Saat 10.00’da salon kapısına gelen bir öğrenci içeri alınmadı. 3 dakika olduğunu ifade ederek kapıya vuran öğrenci, "Şaka mı bu ya Allah” diyerek okuldan ayrıldı.
Başbakan Erdoğan ile son görüşmelerini yapan Akil İnsanlar Heyeti üyeleri çıkışta açıkalamalar yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Nisan ayından bu yana Türkiye genelinde çalışmalarda bulunan Akil İnsanlar grubu, 2 ay olarak ön görülen görev sürelerini tamamlayarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya geldi. Dolmabahçe'de Başbakanlık Ofisi'nde gerçekleştirilen toplantı 3.5 saat sürde. Toplantının ardından grup içerisinde yer alan ve çözüm sürecine ilişkin çalışmalar yapan bazı isimler açıklamalarda bulundu. Bu isimlerden biri olan Cem Vakfı Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Başbakan Erdoğan’ın süreci kararlılıkla devam ettireceğini ifade ettiğini aktardı. Doğan, toplantıda raporların sunumlarının yapıldığı ve önerilerde bulunulduğu bilgisini de verdi. KOÇYİĞİT: HEPİMİZİN TOPLUMSAL BİR BARIŞA İHTİYACI VAR Akil İnsanlar arasında bulunan Sanatçı Hülya Koçyiğit de Başbakan Erdoğan’la yaptıkları toplantının ardından açıklamalarda bulundu. Koçyiğit, “Elbetteki hepimizin toplumsal bir barışa ihtiyacı var, o nedenle birbirimizi anlamak ve insan hikayeleri dinlememize ihtiyacımız var” dedi. Başbakan Erdoğan’ın raporları dinlediğini ifade eden Koçyiğit, “Önerileri aldı ve bütün bunların değerlendirileceğini, Raporları bir bütün haline getirip topluma açıklayacağını söyledi” ifadelerini kullandı.
Kamuda taşeron şirketlerin elemanı olarak görev yapan ama asıl işlerde çalışan personel için müjdeli haberler yakında. Yıl sonuna kadar sorun çözülecek. Masada ise ikili bir formül duruyor.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türkiye uzun süredir kamu kurumlarında özel şirketlerin elemanları olarak çalışan 'taşeron' işçilerin sorununu konuşuyor. Önceki gün Başbakan Binali Yıldırım da yıl sonuna kadar sorunun çözüme kavuşturulacağı müjdesini verdi. Maliye ve Çalışma bakanlıkları değişik formülleri masaya yatırdılar ve bunlardan ikisi öne çıkmaya başladı. Sabah’tan Faruk Erdem’in haberine göre bu iki formül Bakanlar Kurulu'na gelecek ve karar verilecek. Birkaç hafta içinde konu netleşmiş olacak. Bu formüllerle ilgili edinebildiğimiz bilgilerin bir kısmını sizinle paylaşmak istiyorum. ÖZEL STATÜLÜ SÖZLEŞME Öncelikle taşeron adı altında çalışanların asıl işi yapmalarına ya da muvazaalı olmalarına bakılmadan yeni bir statüye kavuşturulmaları öngörülüyor. Bu şu anki devlet memuru kanununda bulunan 4A, 4B, 4C ve 4D statülerinin dışında '4E' diyebileceğimiz özel sözleşme şeklinde düşünülüyor. KAMU PERSONELİ OLACAK Böylece taşeron çalışanlar, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre kamu personeli haline gelmiş olacak. Burada sözleşme süresi 3'er yıllık olarak düşünülüyor. Sözleşme yapılan taşeron personel çalıştığı kurumda aynı görevi yapmaya devam edecek. TAŞERONLARIN MAAŞI YÜKSELECEK Sözleşmeler iş performansına, hizmetten beklenen faydanın sağlanıp sağlanmadığına göre yenilenecek. Performansı yüksek olan, emekliliğe kadar çalışacak. Ücretleri aynı işi yapan personelden daha az ise, aradaki fark zaman içinde kapatılacak. Yani bu durumda bazı taşeron çalışanların maaşları yükselmiş olacak. SINAV İLE YAPILABİLECEK Sözleşme için müracaatlar çalışılan kuruma yapılacak. Başka bir kuruma geçiş yapılacaksa, ihtiyaca göre ve sınav ile yapılabilecek. SSK STATÜSÜNDE HESAPLANACAK Sözleşme için konulan 65 yaş sınırı ise korunuyor. 65 yaşın üzerinde olan personel düzenlemeden yararlanamayacak. Sözleşme yapılan personel çakılı olacak, yani tayin isteyemeyecek. Emeklilikleri ise 4A yani eski adıyla SSK statüsünde hesaplanacak. MAAŞ VE TAZMİNATA DEVLET GARANTİSİ Bir başka formülde ise sözleşme yerine devlet garantisi getiriliyor. Burada da maaşlar ve kıdem tazminatlarına devlet garantisi getirilecek. Sağlık, enerji, eğitim gibi kritik alanlarda asıl işi yapanların kadroya alınması öngörülüyor. Bu kapsamda olanların bir devlet şirketi kurularak kadrolarının buraya alınması da seçenekler arasında. Kalan personel yine belli bir süre aynı statüde çalışacak ancak iş, maaş ve tazminat garantisi korunacak. GÜVENLİK SORUŞTURMALARI Hangi formül uygulanırsa uygulansın, güvenlik soruşturması mutlaka yapılacak. Güvenlik araştırmasında başta FETÖ olmak üzere tüm terör örgütleriyle irtibatlı olup olmadıklarına bakılacak. Araştırmada 657 sayılı kanunun 48'inci maddesinde yer alan suçların olup olmadığına da bakılacak. Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma gibi suçlardan mahkum olmamak şartı da aranacak.
ABD Merkez Bankası Başkanı "faiz artırımlarına temkinli yaklaşım "makul olmayı sürdürüyor” dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen, faiz artışına yönelik önemli mesaj verdi. Yellen, “İstihdam piyasasındaki iyileşme yavaşladığı için faiz artırımlarına temkinli yaklaşım "makul olmayı sürdürüyor” dedi. Yellen, “Mevcut göstergeler ABD’de büyümenin ikinci çeyrekte belirgin ölçüde hızlanacağına işaret ediyor, tüketici harcamaları somut reel gelir artışıyla destekleniyor. İstihdam piyasası göstergelerinde zayıflık ve yatırımların yavaş ilerlemesi abd'de iç talepte düşüş riskine işaret ediyor” diye devam etti.
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş: 'Türkiye son zamanlarda İslam, Eğitim, Fen ve Kültür Örgütü’ne (ISESCO) üye olma yolunda önemli adımlar attı. TBMM’de kabul edilen ISESCO tüzüğü ile Türkiye ISESCO’ya tam üye oluyor.'
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş: “İslam kültürünün kalbinde yatan çeşitliliği yüceltmeliyiz. İslam’ın ruhuna yönelik yürütülen manipülasyon ve aşındırma çabalarına karşı görevimiz İslam’ın hiç bitmez zenginliğini vurgulamak ve İslam kültürünün tam kalbinde yer alan çeşitliliği öne çıkarmaktır.” Bakan Numan Kurtulmuş: “Bu çerçevede İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler için Kudüs şehrinin İslami kimliği ve kültürel mirasının korunması en önemli önceliklerden biri olmalıdır.” Bakan Kurtulmuş: “Kültürel ve tarihsel olarak zengin şehirlerimiz aynı zamanda medeniyetimize açılan kapılar için de birer araçtır.” Bakan Kurtulmuş: “İslam'ın tarihsel mirasının çoğunu yürüten şehirler de dâhil olmak üzere, toplumlarımızın kültürel ve diğer zenginliklerini keşfetmek yoluyla İslam'ı daha iyi anlamamız gerekir.”
Diyarbakır'da Ak Parti İl Başkanlığı binasına parça tesirli bomba ile düzenlenen saldırıda bina önünde nöbet tutan 1 polis yaralandı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Diyarbakır'ın Şanlıurfa yolu üzerinde bulunan AK Parti İl Başkanlığı'na saat 21.00 sıralarında PKK'lılar tarafından bombalı saldırı gerçekleştirildi. Atılan parça tesirli bombanın büyük bir gürültüyle patlamasıyla birlikte bina önünde nöbet tutan 1 polis yaralandı. Polis çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Patlamanın yaşandığı Ak Parti İl Başkanlığı önüne gelen çok sayıda polis ekipleri, yaptıkları arama çalışmasında patlamamış halde ikinci bir bir bomba buldu. Bunun üzerine hemen olay yerine bomba imha ekipleri sevk edildi. Uzmanlar bombayı etkisiz hale getirildi. Ak Parti Diyarbakır İl Başkanı Muhammed Akar, patlamanın ardından olay yerine gelerek, polis yetkililerinden bilgi aldı. Güvenlik güçleri bombalı saldırıyı gerçekleştiren PKK'lıları yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
Karaciğer hastası olan ve Azerbaycan'da 12 yıldır iyileşemeyen Vagif Ahmedov Türkiye'de şifa buldu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dünya Azerbaycanlılar Kongresi Kuzey Bölgesi temsilcisi Vagif Ahmedov, Aziziye Araştırma Hastanesi Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde, oğlu Ziya Ahmedov'dan (24) yapılan karaciğer dokusu nakliyle sağlığına kavuştu. Ahmedov, yaptığı açıklamada, 12 yıldır karaciğer hastası olduğunu, daha önce İran, Rusya ve İsrail'de tedavi gördüğünü söyledi. Atatürk Üniversitesi Organ Nakli Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bülent Aydınlı ile irtibata geçerek, Erzurum'a geldiğini anlatan Ahmedov, ''Türk devletinde ameliyat olmak istedim. Çok sağolsunlar başarılı bir ameliyat oldu. Ben çok ülkeye gittim. Bu ilgiyi, samimiyeti hiçbir yerde görmedim. Türkiye'yi sağlık alanında başka ülkelerle de mukayese etmem mümkün değil'' şeklinde konuştu. TÜRKİYE'DE YENİ BİR HAYATA KAVUŞTUM Türkiye'deki sağlık hizmetlerinin yüksek seviyede olduğunun altını çizen Ahmedov, şunları kaydetti: ''Azerbaycan'da hala nakil ameliyatı yapılamıyor, hatta hepatit merkezi bile yok. İran'da, Rusya'da ameliyat yapıyorlar, ama Türkiye seviyesinde değiller. Ben Türküm ve Türk doktorlarına güvendiğim için burayı tercih ettim. Sağlığım çok iyi. Bana yeni bir hayat verdiler. Öz vatanım sayılan Türkiye'de yeni bir hayata kavuştum. Türk doktorlarına minnettarım.'' Azerbaycan'a sağlıklı bir şekilde dönmeyi hedeflediğini belirten Ahmedov, ''En çok patlıcan dolması yemesini özlemiştim. Sağlığıma kavuştum. Ülkeme dönünce ilk işim patlıcan dolması yemek olacak'' ifadesini kullandı. Rena Ahmedov da eşinin ameliyattan sonra hızlı bir şekilde iyileşme süreci yaşadığını söyledi. 2.5 AYDA 9 KARACİĞER NAKLİ YAPTIK Organ Nakli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Aydınlı da Vagif Ahmedov'un hem internetten araştırarak hem de daha önce ameliyat olan hastalardan bilgi edinerek, kendisiyle irtibata geçtiğini söyledi. Ahmedov'un tetkiklerini yaptıktan sonra oğluyla doku nakli için uygun olduğunu saptadıklarını ifade eden Aydınlı, ''Oğlu vericisi oldu. Ameliyatını gerçekleştirdik. Vagif Beyin sağlığı çok iyi. Yakında taburcu etmeyi düşünüyoruz'' dedi. Azerbaycan'da önde gelen insanlardan birisi olan Ahmedov'un her türlü imkana sahip olmasına rağmen Türkiye'yi tercih ettiğine dikkati çeken Aydınlı, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kendisi Rusya'ya, İsrail'e gitmiş. Oralarda da ameliyat olabilirdi. Ama bizim kliniğimizi gördükten sonra bize çok güvendiğini, bizim burada ameliyat olmak istediğini söyledi. Biz de ameliyat ettik. Yaklaşık 2.5 ayda 5'i canlıdan dokuz karaciğer nakli yaptık. Dört böbrek nakli gerçekleştirdik. Yeni hizmet binamıza taşındıktan sonra bu sayı çok daha artacaktır.''
Avrupa Ligi'nde TOP 16'yı geçen hafta garantileyen Anadolu Efes, İsrail deplasmanında Maccabi karşısında dağıldı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: THY Avrupa Ligi C Grubu'nde TOP 16'yı garantileyen iki takımın İsrail'deki kapışmasında Anadolu Efes Maccabi'den tarihi fark yedi. 96-57. Tel Aviv'de ilk çeyrekte çift haneli farkı bulduk: 10-20. Ancak Maccabi moladan iyi döndü ve ilk çeyreği üç sayı önde geçtik:17-20. Türk takımlarının kabusu 'Baby Shaq' Schortsanitis ve Langford'un etkili oyunuyla Maccabi soyunma odasına 36-31 üstünlükle gitti. Schortsanitis'in karşısında Ermal ve Batista'nın ardından Barac da duramadı: 47-34. Kenardan gelen David Blu boş üçlüklerle farkı açtı: 65-45. Final periyodu tarihi farka sahne oldu. Eski hocası David Blatt yönetimindeki Maccabi'ye 96-57 yenilen Anadolu Efes , grubunu 3.sırada tamamladı. .
Alanya'ya tatil için gelen Rus turist trajik bir kaza sonucu yaşamını yitirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Antalya'nın Alanya İlçesi'ne tatile gelen Rus uyruklu 69 yaşındaki İrina Kachina plajdan oteline gitmek isterken minibüsün çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Kaza, bugün saat 17.00 sıralarında Alanya-Mersin Karayolu üzerinde meydana geldi. Önceki gün Mahmutlar Beldesine tatile gelen Rus uyruklu İrina Kachina, plajda güneşlendikten sonra kaldığı otele gitmek için yolu karşısına geçmek istedi. Orta refüje kadar gelen Kachina’ya 69 yaşındaki Hasan Bayrambaşı yönetimindeki 07 JS 851 plakalı minibüs çarptı. Yaklaşık 25 metre sürüklenerek ağır yaralanan Kachina olay yerinde yaşamını yitirdi. Jandarmanın yaptığı incelemelerin ardından İrina Kachina cesedi Alanya Belediye Mezarlığı morguna kaldırıldı. Gözaltına alınan sürücü Bayrambaşı ise jandarma karakoluna götürüldü.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, açıklama yaptığı sırada gaf yaptı ve 'Erdoğan, seçimi alacak' dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri devam ederken CHP Genel Merkezi'nde açıklama yapan Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, "Süreç böyle devam ederse seçim ikinci tura kalabilir. Bizim iddiamız birinci turda Erdoğan'ın seçimi alacağı yönündeydi. Hala iddiamız devam ediyor" dedi. Tezcan'ın yanındaki Muharrem Erkek ise, "Efendim Erdoğan değil İnce" diye uyardıktan sonra Bülent Tezcan "Şey İnce'nin" diye sözlerini düzeltti.
ŞANLIURFA’nın Siverek İlçesi’nde, aşırı kilo aldığı gerekçesiyle babası tarafından hastaneye götürülen 16 yaşındaki M.G.’nin 8 aylık hamile olduğu ortaya çıktı. Bir yakınının tecavüzüne uğradığını söyleyen kız koruma altına alındı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER.COM- Siverek’in Eğricek Köyü’nde oturan çiftçi M.G., sürekli kilo olan ve obez olmasından endişelendiği kızı M.G.’yi dün öğleden sonra Siverek Devlet Hastanesi’ne getirdi. Burada muayene edilen kızın hamile olduğu belirlendi. 8 aylık hamile olduğu belirlenen kızın durumu doktorlar tarafından güvenlik güçlerine bildirildi. Hastaneye gelen jandarma, ifadesine başvurduğu kızın bir yakınının tecavüzüne uğradığını belirledi. Kızının hamile olduğunu öğrenen baba şoke olurken, jandarma tecavüz ile suçlanan akrabanın bulunmasına yönelik çalışma başlattı. Olaya ilişkin bilgilendirilen Cumhuriyet Savcısı’nın kararı ile koruma altına alınan M.G. ise Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’ne teslim edildi.
Meclis İnsan Hakları Komisyonunun CHP'li üyeleri TEKEL işçilerinin sorunlarını Meclis'e taşıdı
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNETHABER ANKARA- TEKEL işçilerinin dondurucu soğukta sürdürdüğü eylem CHP'li miletvekilleri aracılığıyla Meclis gündemine taşındı. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun 4 CHP'li üyesi, komisyonun işçiler için devreye girmesi çağrısında bulundu. Dilekçede "TEKEL işçilerinin sorunu insan hakları sorunudur" denildi. TEKEL işçileri için dilekçeyi CHP'li Milletvekilleri Ahmet Ersin, Çetin Soysal, Malik Ecder Özdemir ve Ali Rıza Ertemür verdi. Dilekçede, TEKEL'in özelleştirme kapsamındaki 6 sigara fabrikasının 2008 yılında 1 milyar 720 milyon dolara British Americanh Tobacco (BAT) şirketine satıldığı hatırlatıldı. Sigara fabrikaları satılırken, TEKEL'in 100 civarındaki Yaprak Tütün İşletmelerinin, özelleştirme kapsamı dışında tutularak kapatılmasına karar verildiği ve bu tesislerde çalışan 10 bine yakın işçinin 1 Şubat 2010 itibariyle 657 sayılı yasa çerçevesinde 4/C statüsüne geçirildiği ifade edilen dilekçede şöyle denildi: "TEKEL işçileri uzun yıllar süren mücadeleler sonucu elde ettikleri kazanılmış haklarını kaybetmek istememektedirler ve bu isteklerinde son derecede haklıdırlar. Bu nedenle, Türkiye'nin dört bir yanından gelen kadın-erkek binlerce TEKEL işçisi, bugün itibariyle 42 günden beri Ankara'da yağmur, kar, soğuk demeden açlık grevi dahil hak direnişi yapmaktadırlar. Hükümetin ilgisiz ve duyarsız kaldığı bu direniş Türkiye sınırlarını da aşarak Avrupa Parlamentosu'nun gündemine girmiş ve Avrupa'daki bazı sendika ve işçi birlikleri TEKEL işçileri ile dayanışma kararı almışlardır. Yani TEKEL işçilerinin bu hak direnişleri Türkiye'nin sorunu olmaktan çıkmıştır. Hükümetin TEKEL işçilerinin özlük hakları konusunda uzlaşmaz tutumu ve direniş konusundaki duyarsızlığı ciddi bir insan hakları ihlalidir ve giderek yaşam hakkı ihlaline dönüşebilir. Böyle bir durum, hükümeti sorumluluk altına sokmakla kalmaz, Türkiye'nin imajına da zarar verir. Bu nedenle, komisyonumuzun devreye girerek, TEKEL işçilerinin kazanılmış haklarının verilmesi ve böylece direnişin sona erdirilmesi için hükümet nezdinde girişim yapmasını talep ederiz."
Suudi Arabistan, Mısır büyükelçisini geri çağırmaya ve Kahire büyükelçiliği ile İskenderiye ve Süveyş konsolosluklarını kapatmaya karar verdi...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Suudi resmi ajansı Spa'nın bildirdiğine göre, resmi bir sözcü, Suudi Arabistan'da Mısırlı bir avukatın tutuklandığının açıklanmasından sonra Mısır'da Suudi diplomatik temsilciliklerine yönelik tehditler nedeniyle bu kararın alındığını belirtti. Suudi yetkili, bu temsilcilikler önündeki gösterilerin, "haksız ve yersiz" olduğunu belirterek, diplomatik temsilciliklere girmeye çalışan göstericilerin, Suudi ve Mısırlı çalışanları tehdit ettiklerini söyledi. Suudi Arabistan'ın Kahire Büyükelçiliği önünde geçen salı günü yüzlerce kişi, Suudi makamları tarafından 17 Nisan'da Cidde Havalimanı'nda tutuklanan Mısırlı avukat ve insan hakları eylemcisi Ahmed Muhammed Tarvat El Gizavi'nin serbest bırakılması için gösteri yapmıştı.
Zaman gazetesinin istifaya davet ettiği Abdülkadir Selvi'den tek cümlelik yanıt geldi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İNTERNET HABER- Zaman Gazetesi Abdülkadir Selvi'nin dün akşamki yayında yaptığı vahim hatayı yakaladı ve sitesinden verip "istifa çağrısında' bulundu. Selvi, 18 Aralık gazetesi diyerek yayında 19 Aralık tarihli Zaman ve Bugün gazelerini göstererek, "17 Aralık operasyonunu önceden biliyorlardı" iddiasında bulunmuştu. Zaman gazetesi ise Selvi'nin hatasını ortaya koyup 'Mesleğin onuru için ya istifa et ya özür dile' diyerek çağrıda bulundu. SELVİ'DEN TEK CÜMLE Abdülkadir Selvi, hatasına ilişkin 'Zaman gazetesi çarpıtmış' iddiasında bulunarak şunları yazdı;
Prof. Dr. Ziya Selçuk 'Kocaeli Belediyesi tabletleri 6.sınıf öğrencilerine dağıttı, aileler düşük fiyata tabletleri sattı' diye konuştu
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Türkiye Özel Okullar Birliği'nin "Dijital Çağda Eğitimde Fırsatlar ve Sorumluluklarımız" başlıklı sempozyumunda konuşan eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, Kocaeli Belediyesi'nin 3 yıl önce 6. sınıf öğrencileri için başlattığı ve bugüne kadar 80 bin öğrenciye dağıtılan notebook'ların (dizüstü bilgisayar) nasıl kullanıldığına ilişkin çarpıcı örnekler verdi. Prof. Selçuk, "Bazı dershaneler çocuklar notebook'ları yanlarında getirdikleri ve derslerde Facebook'a girdikleri için dershaneye getirmelerini yasaklamış. Bazı aileler ise ucuz fiyata dağıtılan notebook'ları satmış. Bazı aileler de güvenlik gerekçesiyle, yani çalınacak diye istemiyor. 6. sınıfların başarısı düşmüş" dedi. BAŞARI ARTMADI Prof. Dr. Selçuk, "Bazen teknolojiyi kullanmakta çok acele etmemek gerektiğini" söyledi. Temel eğitimsorunlarını çözememiş ülkelerde de teknolojinin bu sorunları çözemeyeceğini vurguladı. ABD'de okulların dijitalleştirilmesi projesine 2005'ten bu yana 33milyon dolarlık yatırımyapan Arizona'daki Kyrene okulları ile ve Türkiye'de her öğrenciye bir bilgisayar projesini uygulayan Kocaeli'nde bilgisayarların eğitimde kullanılmalarının sonuçlarını karşılaştıran Selçuk, şöyle konuştu: "Kyrene'nin ulusal sınavlardaki test sonuçları yükselmedi, ama artık öğrenciler internette araştırma yapar hale geldi. Teknoloji kullanımı yaygınlığı açısından eyaletin saygınlığı arttı, ama öğrenme başarısı artmadı. Kocaeli'ndeki örneklerden çıkan sonuçlardan 6. sınıflarda başarının düştüğünü, bazı ailelerin dağıtılan bu notebook'ları sattığını, sınıf düzenini bozduğunu, dershanelere getirmelerinin yasaklandığını öğrendik." TEKNOLOJİNİN ETKİSİ Yapılan araştırmalara göre bir öğrencinin okul başarısına, yani öğrenmesine teknolojinin etkisinin yüzde 1 olduğunu söyleyen Selçuk, şöyle konuştu: "Bir öğrencinin okul başarısının öğrenme yeteneğinin yüzde 50'si genetik donanımlara bağlıdır. Öğretmen yüzde 30 oranında etkilidir. Geriye kalan yüzde 20, aile, okul, akran ve teknolojinin de aralarında olduğu 114 faktöre bölünüyor. Bunların içinde teknolojinin öğrenme başarısındaki etkisi yüzde 1'i geçmiyor. İyi öğretmenlerin eğittiği çocukların başarısı yüzde 80'e çıkıyor. Gelişmiş ülkelerde de 1 dolar teknolojiye yatırımyapılıyorsa, 1 dolar da öğretmene yapılıyor." 'NİTELİKLİ EĞİTİM YOK' 20 yıldır nitelikli eğitim veremediğimizi belirten Selçuk "FATİH Projesi başlıyor. Durdurulamaz, ok yaydan çıkmış. Şu anda yapılacak şey bir yıl önceden öğretmenlere tablet bilgisayarları dağıtmak ve dijital pedagoji eğitimi vermek. Öğretmenleri dijitalize etmek, zihniyeti dönüştürmek" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Peşmerge'nin Kobani'ye geçişini ABD'ye kendilerinin teklif ettiğini söyleyerek, havadan YPG'ye yapılan silah yardımını, sandıkların bazılarının IŞİD'in eline geçtiği gerekçesi ile eleştirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kobani'ye Peşmerge kuvvetleri gönderme teklifini ABD Başkanı Barack Obama'ya ilk olarak kendisinin ilettiğini söyledi. Obama ile aralarında geçen telefon konuşmasının ayrıntılarına değinen Erdoğan "Peşmerge'ye önce evet demediler, şimdi son anda kısmen evet dediler. Bununla ilgili biz yardımcı olacağımızı söyledik" diye konuştu. Erdoğan Türkiye için Suriye'deki en büyük Kürt partisi olan PYD ve PKK gruplarına silah yardımının kabul edilebilir olmadığını, bu görüşü ABD'ye de aktardıklarını ifade etti. Erdoğan, Türkiye için kabul edilebilir olanın Özgür Suriye Ordusu ile ya da Peşmerge ile işbirliği olduğunu söylediklerini belirtti. 'Kobani'nin iki günü vardı' Letonya'ya gitmeden önce Ankara Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Obama'nın "Süreç itibarıyla daralma söz konusu, özellikle Kobani'de artık iki gün dayanabilecek güçleri var" dediğini söyleyerek, "Basında çıkan haberler nedeniyle bunları açıklamak zorunda kaldım" dedi. Erdoğan, ABD'nin Kobani'de Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile çarpışan Halk Savunma Birlikleri'ne (YPG) havadan silah yardımı operasyonunu da eleştirdi. "Yapılanın yanlış olduğu ortaya çıktı" diyen Erdoğan, silahların bir kısmının IŞİD'in eline geçtiğini, örgüte yakın sitelerde atılan silah paketlerinin görüntülerinin yayınlandığını söyledi. Erdoğan, "Siz kime neye destek veriyorsunuz her şey ortada" diye konuştu. ABD Savunma Bakanlığı henüz IŞİD'in silah yardımı için uçaklarla atılankasaları ele geçirdiği iddialarını doğrulamasa da, "IŞİD'in videoları doğru olabilir" demişti. 'Kobani düşmedi' Erdoğan "Çok daha akılcı çok daha netice alıcı yollar varken dostlar alışverişte görsün mantığı ile hareket böyle hassas bir konuda yapılamaz" dedi. Üç gün geçmesine rağmen Kobani'nin düşmediğini söyleyen Erdoğan, "Kobani kendileri için (ABD için) neden bu kadar stratejik anlamakta zorlanıyorum" dedi ve şehirde sivillerin kalmadığını belirterek "200 bin kişiyi ülkemize aldık" diye devam etti. Erdoğan Peşmerge'nin hangi noktadan geçiş yapacağı konusunda ise "bununla ilgili kararı arkadaşlarımız verecek" dedi.
Gece uyumadan önce saçlarınızı yıkayıp kurutuyorsunuz, sabah uyandığınızda görüyorsunuz ki saçlarınız diplerden yağlanmaya başlanmış.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Şekil vermekte zorlanıyorsunuz, istediğiniz gibi görünemediğiniz için güne eksi puanla başlıyorsunuz… Çabuk yağlanan saçlarınız keyfinizi kaçırmasın! Yağlı saçların doğru şampuan ve yıkama teknikleriyle derinlemesine temizlenmesi gerekir. Kremli şampuanlar saçlarınızı yumuşaklık kazandırsa da çabuk yağlanmasına neden olabilir. Saçlarınızın sağlıkla parlayabilmesi için saç derisinin salgıladığı yağlara ihtiyaca vardır. Saçınızı kurutmayan ancak fazla yağını arındıran, dengeleyen bir şampuan kullanımına dikkat etmelisiniz. Fakat saçınızı kurutmayan bir şampuan kullanmanız gerekmektedir. Şampuan kullanımıyla birlikte saçlarınızı yıkarken kullandığınız suyun sıcaklık derecesi de büyük önem taşımaktadır. Saçlarınızı aşırı sıcak suyla yıkamaktan kaçının. Ilık suyla yıkayıp, son durulamayı soğuk suyla yapmak yağlı saçlar için ideal bir yöntemdir. Soğuk suyla yaratılan şok etkisi saç derisindeki hücrelerin yenilenmesine de yardımcı olur. Saçlarınızı yıkarken saç derisine masaj yapmak yağlanmayı artıran etkenlerden biridir. Saçlarınızın yağlanmasını azaltmak istiyorsanız, saç derinize masaj yapmamalısınız. Saçlarınızın yağlı olduğu ancak yıkamak için yeterince zamanınız olmadığı durumlarda bebe pudrasıyla geçici çözümler yaratabilirsiniz. Bir miktar bebe pudrasını saçlarınızın yağlanmış bölümlerine dökün, büyük bir fırçayla saçlarınızı tarayıp pudrayı dağıtın. Korkmayın, yağlı saç deriniz bebe pudrasını emeceği için saçınızda beyaz pudra görüntüsü olmayacaktır. Yağlı Saçlar için Bitkisel Bakım Malzemeler, 5 yemek kaşığı ince kıyılmış ısırgan otu Yarım litre su 1 limonun suyu 2 adet yumurta sarısı 5 damla limon yağı 1 tatlı kaşığı bitkisel şampuan Hazırlanışı ve Uygulaması, Yarım litre soğuk suyu tencereye alıp ısırgan otunu ekleyin. Yüksek ateşte kaynatıp ocaktan indirin. 15 dakika demlendirdikten sonra süzün. Limon suyu, 2 yumurta sarısı, limon yağı, bitkisel şampuan ve ısırgan otu çayını karıştırın. Bitkisel şampuan karışımını her yıkamada kullanabilirsiniz.
KONYA'nın Akşehir ilçesinde Muhammet Gürlek (18), cami tuvaletinde ölü bulundu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: KONYA'nın Akşehir ilçesi İstasyon Mahallesi Turanlar Camii'nde meydana gelen olayda; ikindi namazını kılmak için camiye gelen görevliler, tuvalet kapısının kapalı olduğunu gördü. Tüm çabalarına rağmen kapıyı açamayan görevliler, durumdan şüphelenip polise haber verdi. Gelen polis ekipleri kapıyı açtığında Muhammet Gürlek'i içeride hareketsiz yatarken buldu. Sağlık ekipleri tarafından müdahale edilen Gürlek'in yaşamını yitirdiği belirlendi. Muhammet Gürlek'in cenazesi, olay yeri incelemelerinin ardından otopsi işlemleri için Akşehir Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, karne günü çocukların bulunduğu okul bahçesine atılan bombalı saldırıya sert tepki gösterdi
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Diyarbakır'da Okul bahçesine el yapımı patlayıcı atılmasıyla ilgili "Terörün eğer acımasızlığını görmek istiyorsanız, okulun bahçesine atılan el bombasına bakacaksınız. " dedi. Kılıçdaroğlu, CHP 35. Olağan Kurultayı'nda seçilen Parti Meclisi (PM) üyeleriyle ilk toplantısını yaptı. Parti genel merkezindeki toplantı öncesinde bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, önümüzdeki günlerde Uluslararası Suriye Toplantısı'nın yapılacağını hatırlatarak, Türkiye'nin Suriye politikasının yanlış olduğunu ısrarla dile getirdiğini belirtti. TÜRKMENLER DE MASADA OLSUN Toplantıda Türkmenlerin masada yer alması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "(Silah gönderiyorum, ilaç gönderiyorum, Türkmenlere gönderiyorum) diyordun. 'Rus uçağını düşürdük, Türkmenleri bombalıyordu' diyordun. O zaman bütün bunların hiçbirisini yemeyeceksin ve yutmayacaksın. Türkmenler o masada olacak, biz bekliyoruz. Biz, onları koruyoruz, onların haklarını koruyoruz. Madem ki uluslararası konferans bu, madem ki taraflar orada temsil ediliyor, Türkmenler de orada olacak, biz bekliyoruz" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında bir tartışma yaşandığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Geçen Muhtarlar Toplantısı’nda benim kullanmaktan utanacağım sözcükler kullandığı için ben onları kullanmıyorum. Ama benim yaptığım bütün eleştirilerin, herkes tek tek okuyabilir, içerisinde tek bir hakaret içeren sözcük yoktur" ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ama o yapıyor. Bence hiç önemli değil. Kişi kendi iç dünyasında nasılsa o diline vurur. İç dünyası demek ki öyle. Benimle ilgili şöyle bir cümle kullanmış, 'Aslında bu zatın, bana söylüyor, asıl karın ağrısını da ortaya dökerim ama inanın bana ben bu konuları konuşmaktan hicap duyuyorum' demiş. Kendisine salı gününe kadar izin veriyorum, şu karın ağrısı işini bir açıkla, niye açıklamıyorsun? Benim karnım ağrımıyor. Ama senin karnının ağrımasını da istemem. Salı gününe kadar açıkla, karın ağrısını gider. Emin ol ben salı günü sana hepsinin cevabını vereceğim, tek tek belgeleriyle. Bakın konuşurken öyle karından atma yok. Açık ve net, bütün belgeleriyle ortaya koyacağım. Bakın ben söylüyorum. Ona da diyorum. Karın ağrısı çekmem, şu salı gününe kadar bir açıkla, biz de öğrenmiş olalım. Bakarsın salı günü ben sana teşekkür ederim. 'Açıkladığın şeyler çok önemliydi kusura bakma' derim. Ama açıklamazsan, salı günü cevabını alacaksın." TERÖR İNSANLIK SUÇUDUR Diyarbakır’da bir okula teröristlerce el yapımı bomba atıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bunlarda vicdan yok, ahlak yok" değerlendirmesini yaptı. "Terörün eğer acımasızlığını görmek istiyorsanız, okulun bahçesine atılan el bombasına bakacaksınız" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Hangi ahlak, hangi inanç, hangi amaçla siz bir okulun bahçesine el bombası atıyorsunuz. O nedenle diyoruz ki terörü lanetliyoruz, o nedenle diyoruz ki terör insanlık suçudur. O nedenle diyoruz ki terörün amacı, kimliği, inancı ne olursa olsun, hep beraber karşı durmak zorundayız. Çocuklardan ne istiyorsunuz siz. Çocuk ya... Okulun bahçesine bomba mı atılır. Hangi amaçla yapıyorsunuz. Terörün özelliği neydi? Kandan beslenmesiydi. Küçücük çocuklara bomba atıyorsunuz, onların kanlarıyla utanmadan besleniyorsunuz. Okulun müdürünü aradım. Bana verdiği cevap, el yapımı bir bomba, içinde cam kırıkları var ve cam kırıklarından çocuklar yara almış. Gerçekten insan aklının almayacağı bir şey. O çocuklardan ne istiyorsunuz? Terörün acımasızlığını görmek istiyorsanız, o çocuklara yapılan saldırıyı görmemiz gerekiyor ve bunu da asla unutmamamız gerekiyor. Bu acıyı da unutmayacağız."
Survivor'da 23 Nisan 2018 Pazartesi akşamı kim elendi sorusunun yanıtı SMS oylaması sonuçları ile belli oldu. Sahra Işık, Adem Kılıççı ve Mustafa Kemal Kurt, Survivor'da bu hafta eleme adayı olan isimlerdi. Yapılan eleme konseyinde Sahra Işık adaya veda etti.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Survivor 2018'in 23 Nisan Pazartesi akşamı yayınlanan bölümünde en az SMS desteğini alarak elenen isim Sahra Işık oldu. İlk dokunulmazlığı Ünlüler takımı kaybetmiş, eleme adayı olarak da Sahra Işık ve Adem Kılıççı isimlerini vermişlerdi. İkinci dokunulmazlığı da Ünlüler takımı kaybetmiş ve bir eleme adayı daha çıkarmak zorunda kalmışlardı. Ünlüler takımında yarışmacılar birer arkadaşlarının isimlerini yazmış ve yarışmacıların oyları sonucunda üçüncü eleme da adayı Mustafa Kemal Kurt olmuştu. SMS oylaması sonuçlarına göre en düşük oyu alan Sahra Işık, Survivor 2018'de bu hafta elenen isim oldu ve Survivor'a veda etti.
Maden protestosuna katılmak için bölgeye gelen ancak Cankurtaran mevkiinde polis ve asker tarafından yol kesilerek geçmelerine izin verilmeyen grubun polislerle yaptığı görüşmeden sonuç çıkmadı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Artvin Cerattepe’deki madencilik faaliyetlerine karşı tepki eylemleri için Türkiye’nin dört yanından Artvin’e gelen grupların kente girişine ise izin verilmedi. Polis ve jandarma, Hopa-Borçka karayolu Cankurtaran Mevkii’nde yolu ulaşıma kapattı. Bunun üzerine bir grup, polis ve asker barikatını aşarak otobüslerle geçmeye çalıştı. Bu sırada polis ve askerlerle çevreci gruplar arasında arbede çıktı. Bu arada Artvin Valiliği, kente giriş ve çıkışlara yasak getirdi. Rize ve Erzurum yönünden kentte gelmek isteyen kişiler araçlarla yolda kaldı, uzun konvoylar oluştu.
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, ''Kurumlarımızın rehabilitasyon ve standardının yükseltilmesi için Sivas ile ilgili bir dizi girişimlerimiz ve yatırımlarımız olacak'' dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Bakan Kavaf, kentteki incelemeleri kapsamında ziyaret ettiği 7-12 yaş çocuk yuvasında, Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı çocuk evlerinde kalan öğrencilerden oluşan grubun davulla yaptığı gösteriyle karşılandı. Basına kapalı gerçekleştirilen ziyaretin ardından Kavaf, restore edilen tarihi bir konakta faaliyet gösterecek Dr. Ahmet Kemal Köksal Sosyal Hizmet Vakfı'nın yeni hizmet binasının açılışını yaptı. İhramcızade İsmail Hakkı Toprak Huzurevi'nde de incelemelerde bulunan Kavaf, daha sonra AK Parti Sivas İl Teşkilatı'nı ziyaret etti. Ziyarette basın mensuplarına Sivas'taki incelemelerini değerlendiren Kavaf, bakanlığına bağlı sosyal hizmet kurumlarında bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Sivas'a geldiğini, ziyareti sırasında belediyenin işlettiği huzur evinin devrini aldıklarını belirtti. Bunun yanı sıra sevgi evlerinin yeri ile ilgili bir protokol anlaşması yaptıklarını da anımsatan Kavaf, ''Kurumlarımızın rehabilitasyon ve standardının yükseltilmesi için Sivas ile ilgili bir dizi girişimlerimiz ve yatırımlarımız olacak'' dedi. Ziyaretinin son durağında AK Parti Sivas Teşkilatı'nı ziyaret ettiğini belirten Kavaf, şunları kaydetti: ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ve devletinin bir bakanı olmakla birlikte tabi ki bir siyasi partiden öncelikle milletvekili seçildik bu görevi üstlenebilmek için. Parti teşkilatlarımız da bizim evimizdir gittiğimiz yerde. Teşkilat mensubu arkadaşlarımızla birlikte biz bir aileyiz. Bu çerçevede evimizi ve aile fertlerimizi ziyaret etmek için teşkilatımızdayız.'' Bakan Kavaf, Sivas'taki yurt binalarını nasıl bulduğunun sorulması üzerine ''Sunulan hizmetin kalitesi noktasında arkadaşlarımız ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Ama binalarımızın 40-50 yıllık binalar olması nedeniyle binalardan kaynaklanan sıkıntılar var. Onlarla ilgili de projelerimiz var. Önümüzdeki günlerde vekil arkadaşlarımız onu sizlerle paylaşır'' diye konuştu. İl Başkanı Burhanettin Kuru, daha sonra Kavaf'a ziyareti anısına hayat ağacı armalı bir plaket verdi. Ziyarette AK Parti Sivas Milletvekili Hamza Yerlikaya da hazır bulundu. Geceyi Sivas'ta geçirecek Bakan Kavaf, sabah saatlerinde Yozgat'a hareket edecek.
Ergenekon tutuklusu Teğmen Çelebi, Hasdal'da Kezban Merey ile dünya evine girdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Ergenekon Davası'nda 16,5 yıl hapisle cezalandırılan Teğmen Mehmet Ali Çelebi'nin, Kezban Merey ile Hasdal Cezaevi'nde düzenlenen nikah törenine Genelkurmay'dan çelenk geldi. Ergenekon Davası'nda kararın açıklandığı 5 Ağustos'ta, 16,5 yıl hapisle cezalandırılmasının ardından, hakkında çıkarılan yakalama kararı üzerine 14 Ağustos'ta tutuklanan Çelebi ile nikahlanan Kezban Merey, Hasdal Cezaevi'ndeki törene, gelinlik giyerek, süslenmiş gelin arabasıyla geldi. Basına kapalı olarak düzenlenen nikah töreninde Çelebi'nin şahitliğini Kılıçdaroğlu ile İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu yaparken, gelin Kezban Merey'in şahidi ise arkadaşı oldu. Mehmet Ali Çelebi'nin annesi Rukiye Çelebi, babası Muharrem Çelebi, kardeşleri Eda ve Volkan Çelebi ile gelinin ailesi ve bazı avukatların katıldığı törende, Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP'nin cezaevlerini izleme komisyonu üyesi milletvekilleri Veli Ağbaba, Nurettin Demir, Özgür özel ile CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da yer aldı. Nikahı ise Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Gülten Tozanlı kıydı. Genelkurmay çelenk gönderdi Teğmen Çelebi'nin babası Muharrem Çelebi ise "Benim oğlumun suçunun ne olduğunu belgelesinler onu cezalandıran kararın altına ben de imza atayım. Ama ispatlamadan, belgelemeden benim oğluma ceza verdiler. Her okulu birincilikle bitiren oğlumu burada evlendirmek zorunda kaldım. Oğlum karanlıkta evlendi" dedi. Baba Çelebi, başta Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı olmak üzere Türk Silahlı Kuvvetleri birimlerinden çelenkler geldiğini; düğün pastasının da Genelkurmay tarafından gönderildiğini söyledi.
Tolga Karel'in eşi Günay Musayeva katıldığı televizyon programında Reza Zarrab hakkında bomba gibi açıklamalar yaptı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Tolga Karel'in Azeri eşi Günay Musayeva, konuk olduğu 'Söylemezsem Olmaz' programında Ebru Gündeş'in yolsuzluk operasyonu kapsamında tutuklanan eşi Reza Zarrab hakkında şaşırtan açıklamalar yaptı. Reza zarrab'ın Ebru Gündeş'ten önceki 7 yıllık sevgilisi Azeri şarkıcı Günay'ın yakın arkadaşı olan Musayeva, Zarrab'ın Günay ile birlikte olduğu yıllarda bu kadar zengin olmadığını söyledi. 'Reza Zarrab dostlarımı da dolandırdı. Şu an hak ettiği yerde' Yıllar önce Reza Zarrab'ın, kendi dostlarını da dolandırdığını söyleyen Musayeva, sonrasında Zarrab'ı bulmak için çok uğraştıklarını fakat çok iyi korunduğu için hiçbir şekilde izine ulaşamadıklarını söyledi. Ayrıca Musayeva'nın konu ile ilgili söylediği; 'Dolandırılan arkadaşlarımın da çocuğu vardı. Reza onları da mağdur etti. Bunlar Azerbaycan'da bilinen şeyler. Bence o şimdi hak ettiği yerde' sözleri de izleyenlerin dikkatini çekti. 'Ebru Gündeş, Zarrab'ın yaptığı işi illaki biliyordur' Ebru Gündeş'in Zarrab'ın işi ile ilgili bilgisi olmadığı yönünde yaptığı açıklamaları da samimi bulmadığını söyleyen güzel manken; 'Aynı evde yaşarken eşinizin gelirinden ve ne iş yaptığından haberdar olmamanız mümkün mü? İllaki biliyordu.İnsan bir sormaz mı; 'Bu değirmenin suyu nereden geliyor?' diye...' şeklinde açıklamada bulundu. İşte Tolga Karel'in eşi Günay Musayeva'nın canlı yayında yaptığı o açıklamalar...
HATAY’ın İskenderun ilçesinde yaklaşık 2 metre eninde 5 metre uzunluğundaki bir alana yağan yağmur herkesi şaşkına çevirdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İSKENDERUN'un işlek bölgesi olan Şehit Pamir caddesi Pac Meydanı'nda akşam saatlerinde gök gürültüsüyle birlikte yağmur başladı. Ancak meydanda yaklaşık 2 metre eninde 5 metre uzunluğundaki bir alana yağan yağmur görenleri şaşkına çevirdi. Bazı yayalar yağmurun altına girip çıkarken kimileri de ilginç olayı cep telefonuyla görüntülemeye çalıştı. Bazı vatandaşlar ise, "Binalardan su dökülüyor galiba" diyerek ilginç doğa olayına inanmakta güçlük yaşadı. Belli bir bölgeye yağan yağmur nedeniyle araç trafiği de kilitlendi. Yaklaşık yarım saat süren yağmurun kesilmesiyle hayat normale döndü. İşte o anlardan kameralara yansıyanlar...
Birbirinden ünlü yazarları ve şairleri okurlarıyla bir araya getiren Seferihisar Edebiyat Günleri, Türkiye’nin ilk “Sakin Şehri” Seferihisar’da başladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Seferihisar Edebiyat Festivali, Teos Antik Kenti'nde Murathan Mungan'ın sunumu ve Bejan Matur'un şiirleriyle başladı. İlk günün atölye çalışmasında da usta yazar Pınar Kür sevenleriyle buluştu. Şiir geceleri de devam eden kazı çalışmalarında gün yüzüne çıkan Antik Kent Meclisi'nde Murathan Mungan'ın “Şairin Romanı”ndan okuduğu bölümlerle açıldı. Mungan, katılımcılara sürpriz olarak henüz yayınlanmamış olan “Şiir Kitabıma” adlı eserinden de bölümler aktardı. Açılışta sahneye çıkan bir diğer isim ise şair Bejan Matur oldu. Matur, Antik Kentte şiirlerini seslendirdi. Gece, Gurup Teos’un şarkılarıyla tamamlandı. Gecede konuşan Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, yazarlarla, tarihte Aktörler Birliği’nin kurulduğu Teos’ta buluşmanın çok önemli olduğunu söylediği konuşmasında; “İki bin beş yüz yıl önce sanatın başşehri olmuş Teos’a bir tür iade-itibar yapıyoruz. Birçok insan için Aktörler Birliği’nin burada kurulmuş olması pek anlam ifade etmeyebilir ama sanatla uğraşan herkes için çok değerli bir bilgi ve ümit ediyorum ki gelecekte insanlar yine Teos’u sanatın yaratıldığı yer olarak anmaya devam ederler. Birbirinden değerli yazar ve şairleri burada misafir etmek bizim için çok değerli. Seferihisar’da doyumsuz bir altı gün bizleri bekliyor” dedi. Yazarlık Atölyeleri sırasıyla Mario Levi, Murat Gülsoy-Ayfer Tunç, İnci Aral, Buket Uzuner, Gülşah Elikbank-Neslihan Acu ve Latife Tekin'le devam edecek. Şiir geceleri ise tarih ve deniz kokusunun iç içe olduğu Sığacık Kaleiçi’nde sırasıyla Hüsnü Arkan, Cezmi Ersöz, Haluk Şahin- Orhan Alkaya, Mehmet Yaşın-Gonca Özmen, Küçük İskender ile devam edecek. Şiir gecelerini Gurup Teos şarkılarıyla renklendirecek.28 Haziran Cuma akşamı gerçekleşecek kapanış programında Serra Yılmaz hayatta olmayan ünlü şairlerimizin şiirlerinden bir seçki sunacak. Serra Yılmaz'ın performansının ardından Mehtap Meral ve Tango Trio sahne alacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır AK Parti il teşkilat yemeğinde konuşurken, 'Fırsatçılık yaparak ülkemizi adeta can evinden vuranları unutmayız.' diyerek oldukça çarpıcı bir de mesaj verdi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da yaptığı konuşmada ekonomik saldırıya uğranılan dönemde yapılanları unutmayacakları mesajını verdi. Erdoğan, "Önceliğimiz, üretimi, ihracatı, istihdamı yeniden şaha kaldırmaktır. Biz bu sıkıntıyı çözdük, çözeriz ama fırsatçılık yaparak ülkemizi adeta can evinden vuranları da unutmayız" ifadlerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır AK Parti il teşkilat yemeğinde konuştu. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: "24 Haziran seçimlerinde Diyarbakır'da arzu ettiğimiz seçimlere ulaşamadık. Halbuki bu şehre yaptığımız yatırımların österdiğimiz emeklerin karşılığı çok daha fazla olmalıydı. Biz bunun sebebini kendimizde arıyoruz. Yeteri kadar çalışamadığımızı gösteriyor. Bunun için ilçe teşkilatımızın, bölge temsilcilerimizin desteğine ihtiyacımız var. Kadın kolları gençlik kollarının çok çalışması lazım. Bundan sonra inşallah daha çok çalışacak, Diyarbakır'da en az ülke genelindeki oy oranına ulaşacağız. Çok çalıştığımızda gönlünü kazanamayacağınız kimse yoktur.
ANTALYA hava durumu raporu kuvvetli yağış uyarısıyla geldi. Meteoroloji İşleri Müdürlüğü Antalya için saatlik hava durumu tahminini de verdi. İşte Antalya'nın 5 günlük hava durumu raporu.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: ANTALYA hava durumu raporunu yayınlayan meteoroloji kuvvetli yağış uyarısı verdi. Meteoroloji'nin uyarı verdiği iller listesinde Ege, Karadeniz, Marmara ve İç Anadolu bölgesinde 38 il bulunuyor. Bu illerde çok kuvvetli yağışlar görülecek. Yağışlar çarşamba gününe kadar devam edecek. Meteorolojinin hava durumu tahminine göre bugün kuvvetli yağış beklenen 38 il şöyle: İstanbul, Ankara, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Yalova, Sakarya, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Bilecik, Düzce, Zonguldak, Bartın, Karabük, Bolu, Kütahya, Manisa, Uşak, Aydın, Denizli, Muğla, Burdur, Antalya, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Rize, Trabzon, Konya. Antalya saatlik ve 5 günlük hava durumu tahmini şöyle; Hava durumu flaş İstanbul uyarısıyla geldi 38 ili vuracak!
İsviçre Sosyal Demokrat Partisi'nin lideri İslam'ın resmi din olarak kabul edilmesi ve anayasada yer almasının tartışılması gerektiğini söyledi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İsviçre Sosyal Demokrat Partisi'nin lideri Christian Levrat, İslam'ın resmi din olarak tanınması önerisinde bulundu. İsviçre'nin Sonntags Zeitung gazetesine açıklamalarda bulunan Levrat, İslam'ın resmi din olarak kabul edilmesi ve anayasada yer almasının tartışılması gerektiğini söyledi. "İslam resmi din olarak tanınırsa, din adamlarının eğitiminin ve finasmanın İsviçre tarafından karşılanacağı ve yabancı ya da aşırıcı çevrelere bırakılmayacağı" değerlendirmesinde bulunan Christian Levrat, "İsviçre'ye özgü bir İslam dini olabilir mi? Bunu tartışmalıyız." dedi. Öneriye 20 Minuten gazetesi de sayfalarında yer verdi. Gazete haberinde, "İsviçre'de İslam resmi din olmalı mı?" şeklinde bir anket düzenledi.
Suriye'de rejim karşıtı muhalif gruplar ile Kürt güçleri arasındaki anlaşmaya göre YPG Halep cepghesine güç gönderecek.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Suriye Muhalefeti ile YPG’nin Halep’te ortak bir cephe oluşturma konusunda anlaştığı ve kente Kürt gücü gönderileceği bildirildi. Rûdaw’ın Halep’ten ulaştığı yetkili bir kaynak, Suriyeli muhaliflerin “Şamiye Cephesi” adıyla askeri, “Devrimci Cephe Konseyi” adıyla da ortak bir siyasi çatı oluşturmak için Halep’te toplantı yapacağını söyledi. Kaynak, Efrin, Kobani ve Bab bölgesi (Efrin-Kobani arası bölge) temsilcilerinin de siyasi cephedeki yer alacağını belirtti. Bazı Kürt partilerinin cephede yer alacağını belirten kaynak, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyesi bazı kişilerin de ittifaka katılacağını ifade etti. Şamiye Cephesi’nin birkaç toplantı gerçekleştirdiği YPG’nin Halep’e güç göndermeye ikna olduğu kaydedildi KÜRT MAHALLELER YPG'NİN KONTROLÜNDE Daha çok Suriye'nin Kürt bölgesi Rojava'da konuşlanmış olan YPG, Halep'te Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı Eşrefiye ve Şeyh Maksud bölgelerinde kontorlü elinde tutuyor.
Rusya Devlet Başkanı Putin, inananların dini duygularını rencide edenlere cezai sorumluluk getiren yasayı onayladı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Rusya Devlet Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, "dini duygu ve inançlara hakaret edilmesini önlemek amacıyla" Rus Ceza Kanunu'nda değişiklik yapıldığı duyuruldu. Yeni düzenlemeye göre, Dini duygulara hakaret amacıyla ve topluma karşı açık saygısızlık ifade eden kamusal eylemler"de bulunanlara, 300 bin ruble (yaklaşık 10 bin dolar) maddi, 240 saat veya 1 yıla kadar zorunlu çalışma veya 1 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu suçun "dini tören ve ibadetlerin yapıldığı özel yerlerde" işlenmesi durumunda, 500 bin ruble (yaklaşık 16 bin dolar) maddi, 480 saat veya 3 yıla kadar zorunlu çalışma veya 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek. Rusya'da dini duygulara hakaret edenlere ceza verilmesi tartışmaları, Rus müzik grubu "Pussy Riot"un üç üyesinin Moskova'daki bir kiliseye girerek burada Putin ve kilise aleyhine şarkı söylemelerinin ardından başlamıştı.
Viral hepatitler tüm dünyada yaygın olarak görülen ve Türkiye'yi de yakından ilgilendiren önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam ediyor. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nurten Elkin, “Yaklaşık 2 milyar yani her 3 kişiden birinin HBV ile 185 milyondan fazla kişinin ise HCV ile enfekte olduğu tahmin ediyoruz” dedi.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Viral hepatitler tüm dünyada yaygın olarak görülen ve Türkiye'yi de yakından ilgilendiren önemli bir halk sağlığı sorunu. Bu virüs aynı zamanda insanlık tarihi kadar da eski. Dünyada yaklaşık yılda 1,4 milyon insanın viral hepatit tiplerine bağlı hastalıklardan öldüğünün tahmin edildiğini belirten Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nurten Elkin, “Yaklaşık 2 milyar yani her 3 kişiden birinin HBV ile 185 milyondan fazla kişinin ise HCV ile enfekte olduğu tahmin ediyoruz” dedi. VİRAL ENFEKSİYONLAR KRONİK HEPATİTİN EN SIK NEDENİ Viral hepatitler veya bulaşıcı sarılık denilen hastalığa değişik virüslerin neden olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Nurten Elkin, “Bu virüsler karaciğer hücrelerini enfekte edip onları bozar ve sistemik bir hastalığa yol açar. Hepatit ise karaciğerde yaralanma veya iltihaplanma olup, değişik nedenlere bağlı olarak gelişebilir. Viral enfeksiyonlar ülkemizde kronik hepatitin en sık nedenidir” diye konuştu. HEPATİTE YOL AÇAN BEŞ VİRÜS Akut viral hepatitlere yol açan beş önemli virüün olduğunu bildiren Dr. Elkin, “Hepatite yol açan beş virüs Hepatit A virüsü (HAV), Hepatit B virüsü (HBV), Hepatit C virüsü (HCV), Hepatit D virüsü (HDV) ve Hepatit E virüsüdür (HEV). Her virüsün bulaşma şekli ise farklıdır. Hepatit A virüsü ve Hepatit E virüsü özellikle hijyen koşullarına yeterince önem verilmeyen, su dağıtım ve kanalizasyon sistemlerinin yetersiz olduğu toplumlarda dışkı ile hastalıklı bireyler tarafından çıkartılan virüsle bulaşmış suların içilmesi ve gıdaların yenilmesi ile bulaşmaktadır. Hepatit B virüsü ve Hepatit C virüsünde ise bulaşmada önemli rol oynayan en büyük virüs kaynağı taşıyıcılardır. Bulaşma virüsle bulaşık kan ve diğer vücut sıvılarının deri ve mukoza yoluyla geçmesi, cinsel yol ve anneden çocuğa doğum sırasında ve sonrasında geçmesi ile olmaktadır. Hepatit D virüsü kendi başına hastalık oluşturmayıp, sadece HBV olan kişilerde hastalığa yol açmaktadır” şeklinde konuştu. “YAKINMALAR BENZER” Akut hepatitin yakınmalarının genellikle tüm virüslerde benzer olduğunu ifade eden Dr. Elkin, “Yetişkinlerde virüs çocuklara göre daha fazla yakınmalarla seyreder. Sıklıkla karşılaşılan yakınmalar; halsizlik, bulantı-kusma, iştahsızlık, karın ağrısı, idrar renginde koyulaşma, dışkı renginde açılma, deri ve göz aklarında sararma (sarılık) şeklindedir” dedi. “TAŞIYICILARIN HEPSİ HASTA DEĞİL” Herhangi bir virüsün kanda bulunması durumuna taşıyıcılık, bu kişilere de taşıyıcı denilmektedir diyen Dr. Elkin, “Bu kişiler potansiyel olarak toplum içinde bulaştırıcı konumdadırlar. Hepatit B virüsü için virüsün yüzey antijeni dediğimiz HBsAg’ nin herhangi bir şekilde kanda 6 aydan fazla bulunması durumunda taşıyıcılıktan söz edilir. Taşıyıcı olanların hepsini hasta olarak kabul etmemiz yanlış olup; bunların büyük bir bölümü sağlıklıdır. Fakat toplum içinde bulaşma zincirini kırabilmemiz için öncelikle taşıyıcıların bilinmesi önemlidir” ifadelerini kullandı. “KRONİK HEPATİT KANSERE DÖNÜŞEBİLİR” B, C ve D tipi hepatitler için kronikleşme tehlikesinin söz konusu olduğunu vurgulayan İstanbul Gelişim Üniversitesi Dr. Elkin, “Bunun anlamı bu olguların bir bölümü siroza, siroz olanlarında bir bölümü karaciğer kanserine dönüşebilmektedir. B tipinde virüs alındıktan sonra olguların yüzde 90-95’i tamamen iyileşir. Geriye kalan yüzde 5-10’unda sağlıklı taşıyıcılıktan kronik hepatit tablosuna kadar gidebilecektir. Diğer önemli bir noktada virüsün edinilme yaşıdır. Ne kadar erken yaşlarda virüs alınırsa kronikleşme riski o kadar fazla olabilmektedir” dedi. C TİPİ HEPATİTİN HENÜZ AŞISI YOK A ve E hepatitlerinin bulaşmasını engellemek için hijyen koşulları ve temiz suyun sağlanmasının önemine vurgu yapan Dr. Elkin, “A hepatiti geçirmeyenlere uygulanmak üzere aşılar mevcuttur. C tipi için henüz aşı bulunmamaktadır. Hepatit C hastalığında aşı olmamasına rağmen son yıllarda geliştirilen ilaçlarla kronik hepatit C enfeksiyonu yüzde 98’e kadar iyileştirilebilmektedir. Ülkemizde asıl sorun B tipi viral hepatittir fakat burada sevindirici olan durum bu hastalığın aşı ile önlenebilir olmasıdır. Ülkemizde “Hepatit B” aşısının 1998 yılından beri bebeklik dönemi rutin aşı programına alınmış olması çok önemli bir gelişme olup; Sağlık Bakanlığı hepatit B aşısını ücretsiz olarak halkın kullanımına sunmuştur. Uygulanacak tedavi hepatitin tipine, hastalığın süresine göre de değişiklik gösterebilir. Akut hepatit tedavisi daha kısa sürelidir ve istirahat tedavinin önemli bir bölümünü oluşturur. Kronik hepatitin tedavisi ise uzun sürelidir ve istirahate ek olarak uzun süreli ilaç tedavisi de uygulanır” diye konuştu. “HİJYEN ÖNEMLİ” "Hepatit A hastalık etkeni taşıyan su ve besinlerle salgınlara yol açabilen, kötü hijyenik koşullardan dolayı kolaylıkla bulaşabilen bir hastalıktır" diyen Dr. Elkin, “Çocukluk çağlarında hafif belirtilerle geçirilen Hepatit A enfeksiyonu, ileri yaşlarda daha ağır seyretmekte ve şiddetli karaciğer hastalığı ile ölümlere yol açabilmektedir. Ülkemizde hijyen kurallarına ve temizlik koşullarına uyum, temiz su kaynaklarına ulaşımın artışı ve sosyoekonomik koşullarla ilgili diğer göstergelerin iyileşmesi ile hastalık görülme sıklığı azalmıştır. Ülkemizde çocuklara 18’inci ve 24’üncü ayda, risk grubundaki kişilere de en az 6 ay ara ile 2 doz halinde sağlık kurumlarında ücretsiz olarak hepatit A aşısı yapılmaktadır. HBV ise dış ortama oldukça dayanıklıdır. HBV ile bulaşık iğne uçları, cerrahi ve diş tedavi aletleri üzerinde aylarca canlılığını devam ettirirler. Bunların temizliğinin yetersiz yapılması bulaşmada rol oynarlar” açıklamasında bulundu. “RİSKLİ GRUPLAR ÖNCE AŞILANMALI” Sağlık Bakanlığının Hepatit B aşısını rutin aşı programına aldığını ve tüm yeni doğanlara uygulamaya başladığını belirten Dr. Elkin şu bilgileri paylaştı: “Ayrıca Hepatit B açısından riskli olan gruplar öncelikle aşılanmalıdır. Riskli gruplar arasında; Taşıyıcı anneden doğan bebekler, sağlık çalışanları, diş hekimleri, ev içinde taşıyıcı bulunan ev halkı, sık kan transfüzyonu almak zorunda kalan kan hastaları, hayat kadınları, sık eş değiştiren heteroseksüeller ve homoseksüeller, damar yoluyla ilaç bağımlıları yer almaktadır. Aşılar, bağışıklık sisteminin hafıza hücreleri sayesinde en az 20 yıl oluşan antikorlar düşük seviyelere inseler dahi koruyucu özelliğini devam ettirirler. Hepatit B virüsünden korunmanın en etkili yolu aşılanmaktır. Hepatit B aşısı güvenli ve etkili bir aşıdır. Ülkemizde, Hepatit B aşısı bebeklere ilk doz doğumda olmak üzere 1 ve 6 aylıkken ve risk grubunda olan kişilere de 0, 1 ve 6 ay şeklinde 3 doz ücretsiz olarak sağlık kurumlarında uygulanmaktadır. Ülkemizde, Genişletilmiş Bağışıklama Programı içinde yer alan Hepatit B Kontrol Programı kapsamında 1998 yılında hepatit B aşısı rutin aşı takvimine eklenmiştir. 2005-2008 yılları arasında ise okullarda destek aşılamaları yapılmıştır." BAĞIŞIKLAMA HİZMETİ ÖNLEYİCİ OLUYOR “Bağışıklama hizmetleri, aşıyla korunulabilir hastalıkların ve ölümlerin önlenmesi açısından çok önemli" diyen Dr. Elkin, “Ülkemizde yürütülmekte olan Genişletilmiş Bağışıklama Programı'nın amacı difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, hepatit B, hemofilus influenza tip b’ye bağlı hastalıkların ve invaziv pnömokokal hastalığı azaltarak, bu hastalıkların kontrol altına alınması, hatta tamamen ortadan kaldırılmasıdır" ifadelerini kullandı. Hepatit C’yi önlemenin yolları hakkında açıklamalarda bulunan Dr. Nurten Elkin şöyle konuştu: “Olası enfeksiyöz materyale bulaşmış iğne batmaları veya sivri uçlu alet yaralanmalarından kaçınmak, eldiven, maske gibi koruyucu gereçler kullanmak, Damar yoluyla uyuşturucu ilaçları kullanmamak, eğer kullanılacaksa ortak enjektör kullanmamak, şüpheli temaslarda mutlaka el yıkama alışkanlığı edinmek, traş bıçağı, diş fırçası, tırnak makası gibi ev içinde kullanılan kesici aletleri ortak kullanmamak ve ortada bırakmamak, korunmasız cinsel ilişkide bulunmamak, Hepatit C’ li hastanın kan ve çıkartıları ile bulaşık yüzeyleri 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlemek, Dövme, piercing, akupunktur, sünnet, kulak deldirme, diş tedavisi gibi risk taşıyan girişimleri sağlıklı ve steril koşullarda yaptırmak gerekmektedir. Ayrıca HBV ve HCV taşıyıcıları, bulaşmaya neden olabileceğinden kan ve organ bağışında bulunamazlar.” CİNSEL YOLLA BULAŞABİLİR Hepatit D virüsünün, Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu olan kişilerde hastalığa yol açtığını belirten Dr. Elkin, “Hepatit D, HBV’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Fakat hafif seyreden HBV enfeksiyonunu daha ağır ve hızlı seyreden bir hastalığa dönüştürebilir. HDV kan ve kan ürünleri temasıyla, kas içi veya damar içi enjeksiyonlarla, deri ve mukoza yoluyla ve cinsel yolla bulaşabilir” dedi. Hepatit E virüsü (HEV) fekal-oral (dışkı ile temas) yol ile bulaştığını söyleyen Dr. Elkin, “Vahşi ve evcil hayvanlarda bulunur ve akut enfeksiyona yol açar. Erişkinlerde çocuklardan daha sık görülür. Gebelikte geçirildiğinde hepatit E hastalığı daha ağır seyreder” açıklamasını yaptı.
Blackurn Rovers'ta tam 8 sezon forma giyen ve bu takımın kaptanlığını yaptı. Geçtiğimiz yaz futbola veda etti ama...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: İngiltere Premier Lig takımlarından Blackurn Rovers'ta tam 8 sezon forma giyen ve bu takımın kaptanlığını yaptıktan sonra geçtiğimiz yaz futbola veda eden Tugay Kerimoğlu İngiltere'de unutulmuyor. İngiliz gazetesi Daily Mail, Premier Lig'de forma giymiş en iyi 50 futbolcuyu derledi ve Tugay'a 29. sırada yer verdi. İngiltere'de büyük hayranlık kazanan Tugay'ın jübile maçında tüm Blackburn taraftarları, deneyimli oyuncunun maskesini takmış ve Tugay'a büyük sevgi gösterilerinde bulunmuştu.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “2002’den günümüze yapılan toplam proje sayısı 6 bin 500’ü geçti, harcama miktarı ise 430 milyon Türk lira...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “2002’den günümüze yapılan toplam proje sayısı 6 bin 500’ü geçti, harcama miktarı ise 430 milyon Türk lirasıdır. Baktığınız zaman, çok büyük bir artışın olduğu, yani yaklaşık 8 katı geçen bir artış olduğu ortadır” dedi. Erdemli Yöneticiler Akademisi (EYAD) tarafından Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın konuşmacı olarak katıldığı “Türk Dış Politikasında Kalkınma Yardımlarının Rolü” adlı söyleşi etkinliği gerçekleştirildi. Başbakan Yardımcısı Bozdağ, hükümetin dış politikada çok yönlü, dinamik, insan eksenli, eşitlikçi ve adil bir siyaset izlediğine dikkat çekerek, “Biliyorsunuz, devletler dış politika üretirken artık sadece Dışişleri Bakanlıkları aracılığıyla klasik yöntemlere başvurmamaktadırlar. Bugün, büyük devletler dış politika araçları olarak kalkınma yardımlarını, kültürel ve medya araçlarını daha fazla öne çıkarmaktadır. Ülkemizin de 1992 yılında kurulmuş ancak hükümetimiz dönemine kadar atıl durumda kalmış Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (TİKA) bugün Orta Asya’dan Balkanlara, Ortadoğu’dan Afrika’ya, Latin Amerika’ya ve hatta Kuzey Amerika’ya kadar birçok bölgede kalkınma yardımlarında bulunmaktadır. Sizler de basından izlemişsinizdir. Ülkemiz son olarak TİKA aracılığıyla ABD’de Oregon eyaletindeki Kızılderililerin su ihtiyacı için 200 bin dolarlık yardımda bulundu” diye konuştu. TİKA’nın 21’inci yılını şu anda yaşadığını belirten Bozdağ, Türkiye’nin dış politikasındaki en etkin, yumuşak güçlerinden bir tanesi olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “TİKA, dünyanın neresine giderseniz gidin orada Türkiye’nin ay yıldızlı bayrağını, Türkiye Cumhuriyeti devletinin adını ve Türk milletinin adını yükseklerde tutan ve insanların muhabbetine, saygısına olumlu anlamda katkı yapan, Türk dış politikasını güçlendiren önemli kurumlarımızdan bir tanesidir. TİKA pek çok faaliyet yapıyor. İşte, Makedonya’da bir açılış sırasında çocuk annesine -gazeteler de yazdı- ‘TİKA nedir?’ diye sorduğunda kadın cevap veriyor: ‘Okul yapar, yol yapar.’ Ama çocuk soruyu çoğaltınca kadın ‘TİKA Türkiye’dir.’ diyor. Hakikaten TİKA Türkiye’dir ve her yerde ülkemizin adını ve bayrağını onurla, gururla, başarıyla temsil etmektedir.” Başbakan yardımcısı Bozdağ, kalkınma yardımları arasında TİKA’nın dünyada bir Türkiye modeli oluşturduğuna dikkat çekerek, “Bugün, OECD’nin DAC komitesi Türkiye’ye geldiğinde, bakan olduğum dönemde 2 defa geldi hem eski başkan hem yeni başkan, her 2 defasında da bir görüşme içerisinde defalarca Türkiye’nin OECD DAC üyeliğine davetini yinelediler ve bunun hem DAC’a hem de Türkiye’ye çok şey kazandıracağını ifade ettiler. Türkiye’nin pek çok kuruluşun, uluslararası örgütün kapısında yıllarca beklediğini düşünürsek OECD DAC üyeliğine alınmak için böylesi davet ortaya konulması esasında TİKA’nın ortaya koyduğu başarının, dünyada oluşturduğu yankının ve yansımanın bir sonucudur. Bu yirmi bir yıllık sürenin on bir yılı bizim, tabii, iktidarlarımız döneminde geçmiştir. Baktığınız zaman, bu süre içerisinde TİKA pek çok projeyi hayata geçiriyor. 2012 yılında, TİKA’nın bin 879 tane proje gerçekleştirdiğini görüyoruz. Büyük bir rakam ama 1992 ile 2002 yılları arasında TİKA’nın faaliyet gösterdiği coğrafyada hayata geçirdiği proje sayısı 2 bin 241’dir; 2002 ile 2012 yılları arasında hayata geçirdiği proje sayısı ise 11 bin 447’dir. Bu büyük bir artış, büyük bir değişme, büyük bir gelişmedir” şeklinde konuştu. TİKA’nın ortaya koyduğu projelerin dağılımına bakıldığı zaman; bu projelerin dengeli bir şekilde dağılmış projeler olduğunun görüleceğini söyleyen Bozdağ, şunları söyledi: “Örneğin, 2012 yılında gerçekleştirilen bin 879 projenin önemli bir kısmı ortak tarihî ve kültürel geçmişi paylaştığımız Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu bölgelerinde hayata geçirilmiştir. Bu projelerin 520’si Balkanlar ve Doğu Avrupa’da, 632’si Kafkaslar ve Orta Asya’da, 636’sı ise Orta Doğu ve Afrika’da yapılmıştır. Ayrıca TİKA, 71 STK ile iş birliği içerisinde de 146 projeyi 2012 yılında gerçekleştirmiştir. OECD Kalkınma Yardımları Komitesi DAC’a üye ülkelerin yapmış olduğu kalkınma yardımları 2012 yılında yüzde 4 oranında azalmıştır. Resmi kalkınma yardımlarındaki bu düşüş 1997’den bugüne kadar görülmüş en yüksek düşüştür. 25 üyeli OECD Kalkınma Yardımları Komitesinin sadece 9 üye ülkesi yardımlarını artırmayı başarırken 16 üye ülkenin 2012 yılında yapmış olduğu resmi kalkınma yardımları ise azalmıştır. DAC üyesi ülkelerden 2012 yılında Sahra Altı Afrika ülkelerine yapılan ikili yardım yüzde 7,9; Afrika kıtasının geneline yapılan ikili yardım ise yüzde 9,9 oranında azalmıştır. En az gelişmiş ülkelere yapılan yardım ise yüzde 12,8 oranında azalmıştır. Türkiye’nin 2012 yılı resmi kalkınma yardımları tam 2 milyar 533 milyon Amerikan dolarıdır, artış oranı yüzde 99,4’tür. İlk kez Türkiye 2 milyar dolar sınırını aşmıştır. 2012 yılı toplam kalkınma yardımları: Tabii bunun içerisinde özel sektörümüzün yaptığı yardımlar, sivil toplum örgütlerimizin yaptığı yardımlar var ki bunların miktarı 111,65 milyon dolar. Yani bunu topladığınızda 3 milyar 436 milyon ABD doları, Türkiye’nin hem şirketler hem STK’lar hem de devlet olarak yaptığı toplam kalkınma yardımıdır. DAC listesindeki 121 ülkeyle, DAC listesinde olmayan 41 ülke olmak üzere toplam 161 ülkeye Türkiye yardım eli uzatmıştır. 2012 yılında OECD DAC’a gönderilen veriler kapsamında Türkiye en fazla resmi insani yardım sağlayan 4’üncü ülke olmuştur. Söz konusu insani yardımların büyük bir bölümü 2012 yılında Suriye’de yaşanan karışıklıklar nedeniyle ülkemizde misafir edilen yaklaşık şu anda sayıları 200 bini aşan Türkiye’deki misafirlere yapılan yardımların da bu kapsamda olduğunu özellikle ifade etmek isterim.” TİKA’nın ayrıca yurt dışında bulunan ecdat yadigarı eserlerin restorasyonunda da büyük görevler ifa ettiğini kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti: “Nerede ecdadımızın bir izi, nerede bir eseri varsa o izin, o eserin takipçisi, onun yaşaması için elinden geleni yapan önemli bir kuruluşumuzdur. Makedonya’da bulunan Kocacık köyündeki Ali Rıza Efendi Anı Evi’nin restorasyon projesi tamamlandı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün babasının doğduğu ve çocukluğunun geçtiği, yaşadığı ev şu anda ziyaretçilerini bekliyor. Resmî açılışını yapmadık ama gayriresmî açılışı yapılmış durumda. Yine, Makedonya Manastır’da Askerî İdadinin de restorasyonu tamamlandı. Kosova’da Sinan Paşa Camisi’nin restorasyonu, Afganistan’da Bahaeddin Veled Medresesi restorasyonu projesi devam ediyor. Yine Afganistan’da, esasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla o dönemde kurulmuş bulunan Doktor Rıfkı Kamil Urga Sanatoryumu Restorasyon Projesi de orada devam etmektedir. Cumhuriyet tarihinde Atatürk tarafından yaptırılan ilk teknik yardımdır esasında bu. Biz, şimdi hem bunun restorasyonunu yapıyoruz hem de oraya bir Atatürk Hastanesini yaparak bu tarihi yeni yüzyıla taşımanın çabası içerisindeyiz, Sağlık Bakanlığımızla beraber bu alanda da çalışmayı yapıyoruz. Yine Türkmenistan’da Sultan Alparslan ve üç sahabenin türbesinin yeniden inşa edilmesiyle ilgili çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Pek çok yerde, hepsini şimdi uzun uzun sayıp vaktinizi almak istemem ama nerede ecdadımızın bir eseri, bir tarihi yapı varsa o tarihi yapıları ortaya çıkaran ve onları hayata geçiren ve yaşama döndüren adımları TİKA marifetiyle atıyoruz, ilgili ülke hükümetleriyle bu anlamda da çok güçlü iş birlikleri yapıyoruz, onlarla birlikte bunu yapıyoruz.” Sağlık alanında da TİKA’nın önemli çalışmalar yaptığını ifade eden Bozdağ, “Bulundukları yerlerde gerçekten marka hastaneler ortaya koydu. Sudan Nyala’da 150 yatak kapasiteli bir hastane tamamlandı, açılışını yapmadık, yapacağız. Somali Mogadişu’da 200 yatak kapasiteli bir başka hastane inşaatı bitmek üzere, önümüzdeki günlerde açacağız. Senegal Pikine’e Sosyal Pediatri Enstitüsü Kadın ve Çocuk Merkezi yapıldı. Yine Senegal’de Mediko-Sosyal Merkezi yapıldı. Moldova Gökoğuz Yeri Vulkaneşti Bölge Hastanesinin tadilatı, Pakistan’da Muzaffargarh’ta 50 yataklı Türk Dostluk Hastanesi, Filistin Tubas ve Gazze’de hastaneler, Afganistan Kabil’de Atatürk Çocuk Hastanesi, yine Afganistan Meymene Afgan-Türk Dostluk İl Hastanesi, Tacikistan Dangara şehrinde Çocuk Onkoloji Merkezi, Özbekistan’da Kemik İliği Nakil Merkezi gibi çok önemli projeleri hayata geçirdik bir kısmını, bir kısmını da geçirmek üzereyiz” ifadesini kullandı. “TİKA’NIN YAPTIĞI PROJE SAYISI 6 BİN 500’Ü GEÇTİ” 1992-2002 yılları arasında TİKA’nın Türk dünyasında yaptığı projelerin 2 bin 200 olduğunu ve bu kapsamda yaptığı harcamaların ise 52 milyon Türk lirası olduğunu söyleyen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “2002’den günümüze yapılan toplam proje sayısı 6 bin 500’ü geçti, harcama miktarı ise 430 milyon Türk lirasıdır. Baktığınız zaman, çok büyük bir artışın olduğu, yani yaklaşık 8 katı geçen bir artış olduğu ortadır. Ayrıca Etiyopya’da yaşayan Harar Türklerinden Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’a bin kilometre uzaklıkta olan Hövsgöl vilayetinde yaşayan Dukha Türklerine kadar yine bu çalışmaları yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz. Yine Moğolistan’da Başbakanımızın yaptığı son ziyaret çerçevesinde Bilge Tonyukuk Anıtları’na müze yapılması ve müzeye ulaşım yolu için de çalışma talimatı verildi, bu çalışmalar devam ediyor. Balkanlardaki Türk STK’ların desteklenmesi, nerede olursa olsun soydaş STK’lara destek verilmesi de bizim önemli çalışmalarımız arasındadır. Pek çok okul yaptık. Kırgızistan’da, Kazakistan’da, Türkmenistan’da, Gökoğuz Yeri’nde ve başkaca yerlerde ve Balkanlarda yine Türklerin yaşadığı pek çok yerde okulları ya yaptık ya onardık ya da donanımını bugünün şartlarına uygun hâle getiren adımları attık, bunları ifade etmek isterim. Ayrıca, Etiyopya’da Harar Türklerinin olduğu bir yer var. Ben oraya gittiğimde, Harar bölgesinde ’Biz Türk’üz’ diyen insanlarla karşılaştım. ’Nasıl oluyor?’ diye sorduğum zaman, orada Osmanlı orduları çekilirken askerlerin bazıları orada kalmayı tercih etmiş, onların torunları olduğunu söylediler. Birisi hatta Kırıkkaleli olduğunu söyledi, akrabalarını bulmak istediğini. Biz de onları bir vesileyle Türkiye’ye getirdik. Şimdi onlarla ilgili de bir çalışma yapıyoruz. Orada Osmanlı döneminden kalan vilayet konağı dahil pek çok yerleri ve Türkiye Cumhuriyetinin ilk başkonsolosluklarından bir tanesinin de yine o bölgede var, onların da restorasyonunu yapıyoruz. Yine, Somali’de Zeyla bölgesi var, orada yine Osmanlıdan kalma kale var, hükümet binası var, başka yapılar var, onları hayata geçiriyoruz ve pek çok çalışmayı bu çerçevede yapıyoruz. Yine, TİKA marifetiyle Alevi-Bektaşi derneklerine ve yurt dışında bu anlayışla bulunan kardeşlerimize dönük de önemli çalışmalar yaptık. Arnavutluk Bektaşi Merkezi tezyinatı yine her sene Nevşehir Hacı Bektaş-ı Veli Kültür Derneği tarafından düzenlenen Ozanlar Buluşması ve Aşure Günü, yine Cem Vakfı tarafından bu yıl düzenlenen Uluslararası Anadolu İnanç Önderleri Toplantısı, Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği tarafından düzenlenen Sarı Saltık Gazi’nin Balkanlara gidişinin 750’nci yılı münasebetiyle Sarı Saltık Gazi’yi Anma ve Saltıkname’yi Tanıtım Toplantısı olmak üzere -hepsini sayarsam çok zaman alacak- pek çok faaliyeti TİKA eliyle destekledik.” TİKA’nın büyük çalışmaları yürüttüğünü vurgulayan Bozdağ, bunlardan bir tanesinin de Amerika Birleşik Devletlerinin Oregon şehrinde yerli vatandaşların yaşadığı bir bölgede bir okula da TİKA marifetiyle destek verilmesi olduğunu kaydederek, “Oradan bir su tankının yapılması talebini büyükelçiliğimiz bize iletti ve TİKA da bu çerçevede bir adım attı, oraya da bir yardım elini uzatıyoruz” dedi. TİKA’nın kurulduğu zamandan hükümetlerine kadar geçen zaman içerisinde 12 program koordinasyon ofisiyle bu faaliyetlerini yürüttüğünü hatırlatan Bozdağ, şunları söyledi: “Şu an geldiğimiz noktada 35 koordinasyon ofisiyle beraber tam 106 ülke civarında ülkede aktif faaliyet göstermektedir. Onun dışında pek çok ülkeye de Dışişleri Bakanlığımızla ve ilgili devlet kurumlarımızla iş birliği ve onların önerilerini de dikkate alarak başarılı faaliyetler yürütmektedir. TİKA ile birlikte bana bağlı bir diğer güzide kuruluşum ise Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’dır. Bu kurumumuz da dış politikamızın önemli araçlarından bir tanesidir. Ahıska Türkleriyle ilgili önemli çalışmalar yürüttük. Hükümetlerimiz döneminde 2009’da 11.540 Ahıska Türk’ü Türk vatandaşlığına alındı. 2000-2008 arasında 15 bin 513 Ahıska Türkü vatandaşlığa alındı ve bu anlamda toplam bugüne kadar, 92’den bugüne 27 bin 728 Ahıska Türkünün vatandaşlığa alındığını görüyoruz. Tabii, Gürcistan’a geri dönüşleri konusunda Gürcistan Hükûmeti ile iş birliği içerisinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bugüne kadar, Gürcistan bin 58 kişiye geri dönüş statüsü verdi ama maalesef orada yeteri kadar geri dönüş konusunda talep olmadığını görüyoruz. Ayrıca, tabii, Gürcistan tarafının da pek çok konuyu engelleyici bir üslup içerisinde ele aldığına da şahitlik ediyoruz, bunların düzeltilmesi için de çalışıyoruz.” “TÜRKİYE’YE MÜRACAAT EDENLERİN SAYISI OLDUKÇA KATLANDI” Türkiye burslarıyla ilgili de bilgi veren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, şunları söyledi: “Biliyorsunuz, ülkemizin yurt dışından getirdiği öğrencilere verdiği burslar farklı kurumlar, bakanlıklar eliyle yürütülüyordu. 2010 yılında Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının kurulmasıyla beraber bu görev Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığına verildi. Bugün dünyada 4,3 milyon civarında uluslararası öğrenci var. Esasında, uluslararası öğrencilerden büyük gelir elde eden ülkeler var. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri 21,8 milyar dolar gelir elde ediyor bu öğrencilerden, İngiltere 17,5 milyar dolar gelir elde ediyor, Avustralya 16,3 milyar dolar, Kanada ise 6,5 milyar dolar gelir elde ediyor. Büyük gelirler var burada, büyük rakamlar var. Tabii, bunun siyasi, sosyal, kültürel etkileri de var. Bu öğrencilerin eğitim gördükleri ülkelere karşı bakışlarının olumluya çevrilmesi, ülkelerinde etkin oldukları zaman o ülkelerin ilişkilerini ne kadar olumlu etkilediği de bir gerçektir. İşte bu anlamda ’Uluslararası Öğrenci Strateji Belgesi’ diye bir belge hazırladık. Bundan sonra Türkiye bu strateji çerçevesinde yoluna devam etsin kararını aldık ve 2012 yılında bütün bu bursları birleştirerek adını ’Türkiye Bursları’ yaptık. Şu anda 8 dilde on-line başvuru imkanı var. 2011’de 9 bin olan uluslararası öğrenci başvurusu şu anda 2013 başvurularında 56 bine çıktı yani Türkiye’ye müracaat edenlerin sayısı oldukça katlandı. Bunun anlamı şu: Türkiye bu anlamda bir tercih edilen ülke durumundadır. Ama bir sıkıntımız var, o da: Bizim vakıf üniversitelerimizin ve diğer üniversitelerimizin uluslararası öğrencilere kapılarını açma konusunda çekingen davranmalarıdır. Biz Türkiye Burslarıyla 2012 yılında 4 bin 300 civarında öğrenci aldık, şimdi 2014 yılında ise 5 bin 500 öğrenci alacağız ama bunun dışında kendi parasıyla Türkiye’de okumak isteyen pek çok uluslararası öğrenci var ama üniversitelerimiz maalesef bu konularda parasıyla okumak isteyenlere karşı da kapılarını açma konusunda yeteri kadar rahat davranmamaktadırlar. Ben buradan sizin huzurunda Türkiye’nin hem devlet üniversitelerine hem vakıf üniversitelerine bir çağrı yapıyorum. Dünyada bu pazar ortada, Türkiye’nin bu pazardan aldığı pay da ortada. Bakın, ben demin rakamları hep vermedim ama müsaadenizle bir iki rakam daha orada sizinle hemen paylaşmak istiyorum: Mesela, Amerika’da 684 bin 714 okuyan öğrenci, İngiltere’de 389 bin 958, Türkiye’de ise 44 bin, 2012 rakamı. Biz bunu daha ileriye çekebiliriz. Özellikle vakıf üniversiteleri uluslararası öğrencilere dönük adımlar attığı zaman ben eminim ki burayı tercih edecek öğrenciler oralarda daha iyi eğitim imkanı bulacak ve Türkiye bu anlamda da dünyanın eğitim merkezlerinden bir tanesi olacaktır."
Dünya Sağlık örgütü (DSÖ), yeni koronavirüs vakaları görülen ülkelere bilgi paylaşımı çağrısında bulundu. Virüs şu ana dek görülen 44 vakada 22 kişinin ölümen yol açtı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dünya Sağlık örgütü (DSÖ), yeni koronavirüs vakaları görülen ülkelere bilgi paylaşımı çağrısında bulundu. Örgüte göre şu ana dek dünya çapında koronavirüsten etkilenen 22 kişi ölürken, toplam 44 vakaya rastlandı. Koronavirüsler, SARS virüsüyle aynı familyadan geliyor. 2003'teki SARS salgını 770 kişinin ölümüne yol açmıştı. Ancak DSÖ Sars ve koronavirüsün birbirinden farklı olduğunu söylüyor. Virüs ilk olarak Suudi Arabistan'da ortaya çıkmıştı. En çok sayıda vaka da bu ülkede görüldü. Suudi Arabistan Sağlık Bakan Yardımcısı Ziad Memish "Hala teşhiste sorun yaşıyoruz. Çünkü virüs bazı bilim insanları tarafından patentlenmiş ve diğer bilim insanlarının inceleme yapmasına izin verilmiyor" dedi. DSÖ Başkanı Margaret Chan, örgütün 194 üye ülkesine "virüsleri ve örnekleri ikili olarak değil, DSÖ işbirliği merkezlerinde paylaşılması" çağrısında bulundu. Chan, "Bu konunun takipçisi olacağım. Suudi Arabistan ile hukuki duruma bakacağız. Hiçbir telif hakkı insanların korunmasının önünde durmamalı" dedi. Koronavirüs vakaları şimdiye dek, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya, İngiltere ve Fransa'da görüldü. DSÖ'ye göre, ortaya çıkan 44 vakadan 22'si Suudi Arabistan'da görüldü. 22 ölümün 10'u da Suudi Arabistan'da gerçekleşti.
Orada bir köy var uzakta, dağın gölgesinde… Ve biliriz ki o dağın gölgesinde kalmış yüzler tutkuyla bağlanırlar hayatın bahşettiğine...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Dile gelen acılar paylaşılan türdendi. Kuytularda saklananlar ise, dilsiz ve ölümcüldü... Yolculuklarına tanık olmasak da yaşamları dile gelmeyen “gölgedeki insanlar”ın paydaşıyız aslında hepimiz. Bildiğimiz, aşina olduğumuz insanlardır onlar. Çünkü biz de onların bir parçasıyız! Mücadelelerini deneyimlemesek de içimizde, belleğimizin derinliklerinde bir yerlerde yankılanıp durur yabanıl zorlu hayatları. Her ne kadara çetin koşullarda yaşasalar da şükrederler onlara bağışlanana… Dağın Gölgesindeki Yüzler, “gölgedeki insanlar”ın dile gelmeyen yaşamları, hayat yolculukları, onulmaz acıları, yabanıl çileli öyküleri, kısa ve özlü ömürleri, yokluklar içinde geçen hayat mücadelelerini anlamak, onların sesine ses katmak için belgesel tadında yazılmış bir kitap. Kalemini dağın gölgesinde kalmış fark edilmeyi dahi beklememiş insanların dünyasına çeviriyor yazar. Ve o insanların tutkularını sevdalıklarını, dağlara, nehirlere, bitkilere, derelere kısacası doğayla olan aşklarını berrak bir dille içerden samimi anlatıyor. Ali Tiyar Gök, gözden ırak gönülde yakın Anadolu insanının acıklı, yakıcı öyküsünü babasını hiç tanımamış bir çocuğun gözünden resmediyor. Genç yaşında dul kalmış bir annenin çilekeş yaşamından bakıyor Anadolu kadının yazgısına. Bizi Dersim bölgesinin çetin coğrafyasına götürüyor, Selbus Dağı’nın eteğinde yeşeren kültürün içine yolculuğa çıkartıyor. Kurduğu dille de dağa dört bir yandan tırmandırıyor okuyucuyu… Hayykitap edebiyat serisinde çıkan belgesel roman tadındaki Dağın Gölgesindeki Yüzler, modernite ve kentleşmeye arasında sıkışmış Türkiye toplumunu geçmişiyle ve bugünüyle yüzleşmeye teşvik ediyor. Ali Tiyar Gök kimdir? 1954 yılında Kiğı’da doğdu. Marmara Üniversitesi İktisat mezunu. Anadolu Holding’de 20 yıl pazarlama yöneticisi olarak çalıştı. Gökçe Şirketler Grubu’nda genel koordinatörlük yaptı. On yıl boyunca kendi şirketini yönetti. 30 yıldır bitkilerle ilgileniyor. Daha önce sırasıyla Selbus (Kutsal Işık), Kırda Bayırda Gezginin Cep Kitabı, Acısı Damıtılmış Günlükler ve Gezginin Bitki Bahçeleri adlı kitapları yayımlanmıştır. “Dağın Gölgesindeki Yüzler” Teknik Özellikler Yazar: Ali Tiyar Gök Yayınevi: Hayykitap Türü: Belgesel Roman Birinci baskı: Temmuz 2015 Sayfa sayısı: 200 Fiyatı: 14 TL
Sosyal paylaşım sitesi Facebook kullanıcılarının özel mesajlarını izlediğini kabul ettiFacebook sonunda itiraf etti!
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Facebook'un güvenlik şefi Joe Sullivan, yaptığı açıklamada kullanıcıların yazışmalarını okuduğunu; ancak okumaktaki amaçlarının pedofilleri tespit etmek olduğunu söyledi. Facebook, yeni teknolojileri kullanarak pedofilleri engellemeye çalışan çok sayıdaki firmadan biri. Bu tür çalışmalar genellikle, uygunsuz dil ve kişisel veri paylaşımının otomatik olarak taranmasıyla başlıyor. Mahküm edilmiş pedofillerin internet sohbetleri yazılıma yüklenerek uygunsuz konuşmaların tespit edilmesi sağlanıyor. Reuters haber ajansında yer alan bir habere göre, Facebook'un güvenlik şefi Joe Sullivan, söz konusu sohbetlerin sadece program alarm verdiğinde okunduğunu söylüyor. Sullivan, sosyal paylaşım sitesinin suçsuz kullanıcıları mağdur etmek istemediğini de sözlerine ekliyor. Ancak bu durum bir başka konuyu da gündeme getiriyor: Facebook böylece resmi ağızdan sohbetleri okuduğuna da teyit etmiş oluyor.
Kürtçe isim koymak istediler olmadı, isim değiştirin önerisine de sıcak bakmayınca bakın çareyi nerde buldular...
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Şanlıurfa'da bir ailenin bebeklerine, Kürtçe isim koyma talebi, ismin içinde Türkçe alfabede yer almayan "w" harfi geçtiği gerekçesiyle reddedildi. Bunun üzerine bebeğin ismine, w harfi yerine iki v harfi yazıldı. Suruç İlçe Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapan 52 yaşındaki Gülseren Koşti, 6 Aralık 2009 tarihinde doğan torununa adını Kürtçe 'Cuma akşamı' anlamına gelen 'Şewin' isminin verilmesini istedi. Suruç İlçe Nüfus Müdürlüğü bu başvuruyu 'Şewin' isminde Türkçe alfabede 'w' harfi bulunmadığı için reddetti. Koşti, torununa söz konusu ismi koymak için ısrar edince, Nüfus Müdürlüğü görevlileri 'w' harfi yerine 2 'v' harfini yan yana kullanabileceğini önerdi. Böylece kız bebeğe 'Gülseren Şevvin' isimli kimlik verildi. Torununun ismini 'Şewin' koymak istediğini söyleyen babaanne Gülseren Koşti, Kürtçe isimlerin nüfus cüzdanlarına yazılmasına izin verilmesini isterken, "Benim 8 aylık bir torunum daha var. Ona 'Newa' (Ezgi, name, melodi) ismini vermek istedik. Ancak 'w' harfi bulunduğu gerekçesiyle izin vermediler. Biz de kendi irademiz dışında 'Neva' olarak yazdık. Torunuma vermiş olduğum ismin herhangi siyasi anlamı yoktur. Kürtçe 'Cuma akşamı' anlamına geliyor" dedi. Küçük bebeğin anneannesi Vahide Koşti ise, Kürtçe isimlere artık izin verilmesini isterken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan konunun bu konunun 'demokratik açılım'a dahil edilmesini istedi
Çatalca Belediyesi’nin bu yıl düzenlediği 1. Uluslararası 23 Nisan Çocuk Festivali'ne, Avcılar Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nin dansçılarıda katıldı.
Aşağıda vereceğim metinin özetini çıkarabilir misin lütfen. Özeti çıkarırken metine olabilidiğince sadık kalmaya ve özeti kısa tutmaya özen göster. Metin: Çatalca Belediyesinin davetlisi olarak ilçeye gelen Avcılar Belediyesi Kültür Müdürü Taner Çetin yönetimindeki şampiyon dansçılar, Festivalin 2. gününde binlerce Çatalcalı önünde sergiledikleri muhteşem danslarla ayakta alkışlandı. ONBİNLER BÜYÜLENDİ Cumhuriyet Meydanında kurulan sahnede Çatalca halkıyla buluşan Barış Manço Kültür Merkezi Halk Dansları Topluluğu, meydanı hıncahınç dolduran izleyicilere yaptıkları gösterilerle doyumsuz bir gece yaşattılar. BAŞKANDAN TEŞEKKÜR Ekiplerin gösterilerinin ardından sahneye gelen Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Festivale katılan ekiplere tek tek teşekkür ederek gelecek yıllarda da Festivalin büyüyerek devam edeceği müjdesini verdi.