text
stringlengths
143
777k
corpus
stringclasses
1 value
original_id
int64
1
3.58M
Güçlü bir bağışıklık sistemi, bir kişiyi sağlıklı tutmaya yardımcı olur. Belirli gıdalar bağışıklık sistemini güçlendirebilir mi? Bağışıklık sistemi organlar, hücreler, dokular ve proteinlerden oluşur. Bunlar birlikte, virüs, bakteri ve enfeksiyona veya hastalığa neden olan yabancı cisimler olan patojenlerle mücadele eden bedensel süreçleri yürütürler. Bağışıklık sistemi bir patojenle temas ettiğinde, bir bağışıklık yanıtını tetikler. Bağışıklık sistemi, patojenler üzerinde antijenlere bağlanan ve onları öldüren antikorları serbest bırakır. Belirli gıdaların diyete dahil edilmesi, kişinin bağışıklık yanıtını güçlendirebilir. Bağışıklık sistemini hızlandıran 15 gıdayı keşfetmek için okumaya devam edin. Yaban mersini, bir kişinin bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilecek antioksidan özelliklere sahip antosiyanin adı verilen bir tür flavonoid içerir. 2016 yılında yapılan bir çalışmada, flavonoidlerin solunum sisteminin bağışıklık savunma sisteminde önemli bir rol oynadığı belirtilmiştir. Araştırmacılar flavonoidler açısından zengin gıdalar tüketenlerin, üst solunum yolu enfeksiyonu veya soğuk algınlığı almayanlara göre daha düşük olduğunu bulmuşlardır. Bitter çikolata, vücudun hücrelerini serbest radikallerden koruyarak bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilecek teobromin adı verilen bir antioksidan içerir. Serbest radikaller, vücudun gıdaları yıkarken veya kirleticilerle temas ettiğinde ürettiği moleküllerdir. Serbest radikaller vücudun hücrelerine zarar verebilir ve hastalığa katkıda bulunabilir. Potansiyel faydalarına rağmen, bitter çikolatanın kalorisi ve doymuş yağ oranı yüksektir, bu nedenle ılımlı bir şekilde tüketilmesi önemlidir. Zerdeçal, birçok insanın yemek pişirmede kullandığı sarı bir baharattır. Bazı alternatif ilaçlarda da mevcuttur. Tüketilen zerdeçal bir kişinin bağışıklık yanıtını artırabilir. Bu, zerdeçaldaki bir bileşik olan curcumin özelliklerinden kaynaklanır. 2017 incelemesine göre, curcumin antioksidan ve anti-inflamatuar etkilere sahiptir. Somon, ton balığı, pil ve diğer yağlı balıklar zengin bir omega-3 yağ asitleri kaynağıdır. 2014 raporuna göre, uzun süreli omega-3 yağ asitleri alımı romatoid artrit (RA) riskini azaltabilir. RA, bağışıklık sistemi yanlışlıkla vücudun sağlıklı bir bölümüne saldırdığında ortaya çıkan kronik bir otoimmün durumdur. Brokoli bir başka C vitamini kaynağıdır. Ayrıca sülforafan gibi güçlü antioksidanlar içerir. Bu nedenlerden dolayı, bağışıklık sistemi sağlığını desteklemek için düzenli olarak yemek yemenin iyi bir seçimidir. Tatlı patatesler, cildin turuncu rengini veren bir tür antioksidan olan beta karoten bakımından zengindir. Beta karoten A vitamini kaynağıdır. Cildin sağlıklı olmasına yardımcı olur ve hatta ultraviyole (UV) ışınlarından cilt hasarlarına karşı da koruma sağlayabilir. Ispanak, dahil olmak üzere birçok temel besin ve antioksidanlar içerdiğinden bağışıklık sistemini güçlendirebilir: Vitamin C ve E bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olabilir. Araştırma ayrıca flavonoidlerin, sağlıklı insanlarda soğuk algınlığının önlenmesine yardımcı olabileceğini göstermektedir. İnsanlar çayların yanı sıra çeşitli yemekler ve tatlılarda zencefil kullanırlar. Bir incelemeye göre, zencefil anti-enflamatuar ve antioksidatif özelliklere sahiptir ve sağlık yararları sunması muhtemeldir. Bununla birlikte, hastalığın etkili bir şekilde önlenip önlenemeyeceğinin doğrulanması için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Sarımsak, soğuk algınlığı ve diğer hastalıkların önlenmesi için yaygın bir ev ilacıdır. Bir araştırmada, allisin içeren sarımsak takviyeleri almanın soğuk algınlığı riskini azaltıp azaltmadığına bakılmıştır. Plasebo alan katılımcı grubu, aralarında sarımsak takviyesi alanlara oranla iki kat fazla soğuktu. Ancak araştırmacılar, sarımsakların soğuk algınlığının önlenmesine yardımcı olup olmadığını belirlemek için daha fazla araştırmanın gerekli olduğu sonucuna varmışlardır. Yeşil çay sadece az miktarda kafein içerir, böylece insanlar siyah çay veya kahveye alternatif olarak tadını çıkarabilirler. Yeşil çay içerek de bağışıklık sistemi güçlendirebilir. Yaban mersini gibi, yeşil çay da soğuk algınlığı riskini azaltabilecek flavonoidler içerir. Kefir, sağlığa yararlı canlı bakteri kültürlerini içeren fermente bir içecek. İlk araştırma, içme kefirinin bağışıklık sistemini artırabileceğini göstermektedir. 2017 incelemesine göre, çeşitli araştırmalar düzenli kefir tüketiminin aşağıdaki konularda yardımcı olabileceğini göstermiştir: Bunu destekleyen araştırmanın çoğunluğu hayvanlar üzerinde veya bir laboratuarda gerçekleştirilmiştir. Araştırmacıların kefirin insanlarda hastalığı nasıl önleyebileceğini anlamak için ek çalışmalar yapmaları gerekmektedir. Ayçiçeği tohumu salatalara veya kahvaltılık kaselere lezzetli bir ektirebilir. Onlar bir antioksidan olan zengin bir E vitamini kaynağıdır. Diğer antioksidanlar gibi, E vitamini de bağışıklık fonksiyonunu geliştirir. Hücrelere zarar verebilecek serbest radikallerle savaşarak bunu yapar. Bademler diğer bir mükemmel E vitamini kaynağıdır. Ayrıca manganez, magnezyum ve lif içerirler. Bir avuç bademin küçük bir avuç veya çeyrek kısmı, bağışıklık sistemine faydalı olabilecek sağlıklı bir atıştırmalıktır. Turunçgiller ve kivi, birçok insan soğuk algınlığı hissettiğinde C vitamini mükemmel bir kaynaktır. Bilim adamları hala tam olarak nasıl yardımcı olduğundan emin değillerse de, C vitamini, soğuk algınlığı semptomlarının süresini azaltabilir ve insan bağışıklık sisteminin işlevini geliştirebilir. Meyvelerin şekerinden kaçınmaya çalışan insanlar için kırmızı dolmalık biber mükemmel alternatif olan C vitamini kaynağıdır. Közleme ve kızartmalar, pişirme yöntemleri üzerine yapılan bir çalışmaya göre, kırmızı dolmalık biberlerin besin içeriğini buharlama veya kaynatma işleminden daha iyi korurlar. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin diğer yolları: Aşağıdaki yaşam tarzı stratejileri kişinin bağışıklık sistemini güçlendirebilir: TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 18,343 uzman makalesi arasında 'Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirmek İçin En İyi Besinler' başlığıyla benzeşen toplam 31 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
mc4
87,682,029
“Investment and Demographics Key to EM Growth Potential” (Gelişmekte Olan Pazarlar Büyüme Potansiyeli için Yatırım ve Demografik Özellikler) adlı raporunda Fitch, ayrıca, ekonomik büyüme oranı tahmini kapsamında, dünyadaki en büyük 10 gelişmekte olan ülkeyi listeliyor ve Türkiye’yi, üçüncü sıraya yerleştiriyor. Kredi notu değerlendirme kuruluşu, Türkiye’nin, önümüzdeki beş yılda, çoğunluğu çalışma çağında olan nüfusu ile “sürekli büyüme” sağlayacağını ve bunun her bir çalışan için “etkileyici bir sermaye birikimi ile” GSYH büyüme potansiyelini destekleyeceğini belirtiyor. Türkiye’nin, nüfusun yarısının çalışılabilir yaş olan 30 yaş altında olduğu ya da kısa zamanda olacağı, güçlü demografisi, şimdiden artan büyüme ve verimlilik tahminlerine yer alıyor. Bu tahminler, 115,333 puanla, 2017 yılının son gününde, en yüksek kapanış değerine ulaşan ve böylece yılın en iyi performanslı 5 borsasından biri haline geldiği rekorlarla dolu yılın ardından yapıldı. Bu rekor, 2018’in ilk gününde, 117,524 puanla geçildi. Ayrıca, Türkiye ihracatı, 2016’ya oranla, 2017’de %10.2 artışla - Türkiye tarihinde ikinci en yüksek yıllık ihracat rakamı olan – 157.1 milyar ABD dolarına ulaştı ve bu ihracatın 9.3 milyar ABD dolarından fazlası, kilit ticari ortak olan İngiltere’ye yapıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi, 2018’de bu etkileyici büyümenin sürmesini bekliyor ve ihracatı (%3.2 olan dünya ortalamasının en az iki katı olarak) %7-8 artırmayı hedefliyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Fitch Sıralamalarındaki bu rakamlar, bizimkilere oldukça benziyor- bizler de gelecek yılda, özellikle sanayi üretimi ve hizmetlerin yönlendirdiği, %5.5 civarında büyüme oranları bekliyoruz. Yani, otomotiv, tekstil ve makine sektörlerinin endüstriyel üretim bakımından başı çeken sektörler haline gelmesi turizmin ise, hizmetler alanından ana gelir kaynağı olmasını bekliyoruz. 2017, ihracattaki %10’dan fazla artış, GSYH’da güçlü artışlar ve Türkiye borsasında rekor kırılan bir yıl olması nedeni ile, Türkiye ekonomisi bakımından olağanüstü bir yıldı. Tüm bu etkenler, 2018’in, ülke için, küresel olarak en hızlı büyüyen ekonomilerden birisi olduğumuzdan, ihracatın başrolü üstlendiği, verimli bir yıl olacağını gösteriyor,” şeklinde konuştu. Türkiye ekonomisinde görülen bu etkileyici büyüme, 2023’e kadar dünyanın ilk 10 ekonomisinden birisi olmak gibi zorlu hedeflere ulaşmasına önemli oranda katkı sağlıyor. 1993 yılında kurulan ve merkezi İstanbul’da bulunan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TIM), Türkiye’nin, ihracat kayıtlarının tutulduğu 26 farklı endüstride bulunan 70,000 ihracatçısından oluşan bir grubun liderliğini yürütmektedir. Türkiye İhracatçılar Meclisi, dış işlemleri gerçekleştirmektedir ve 13 alt gruba ayrılmış olan, bölge ve sektör genelindeki 60 ihracatçı birliğinin çatı kuruluşudur.
mc4
87,682,031
Sanat hayatına pek çok tiyatro oyunu, sinema, dizi film ve reklam filmleri sığdırmış olan usta oyuncu Yılmaz Gruda, 70. sanat yılını sahnede yeni oyunuyla kutlamaya hazırlanıyor. Gruda, ‘Gülmeye Geldik Dünyaya’ adlı oyununda, kendi deneyimleri ışığında tiyatronun ülkemizdeki gelişimini mizahi bir dille anlatacak. Biz de bu vesilesiyle Yılmaz Gruda’yla söyleştik. Yılmaz bey sizin gibi usta bir oyuncuya soracak çok konu var ama çok temel bir soruyla başlayalım isterim; Ankara’da banka memurluğu ve muhasebecilik yaparken istifa edip tiyatroya yönelmişsiniz 25 yaşınızdayken. 88 yaşınızdan 25’indeki Yılmaz’a bakınca ne görüyorsunuz? Aldığınız bu karardan memnun kaldınız mı hayatınız boyunca? Bankacılık babamın -ışık içinde yatsın!- tiyatro bağlamında -kendince- koyduğu ‘yasak’tan ötürü bir ‘vitrin’di (diyelim)! Fakat tiyatroculuğum, ondan ‘habersiz’ Halkevi’nde devam ediyordu. Diğer büyükler -tabii benim ısrarımla da- izin koparınca, tiyatro’ya ‘alenî’ olarak geçtim! Sizce tiyatro/oyunculuk nasıl bir meslek? Tiyatroculuğun nesi sizi mutlu ediyor? Büyük bir sevdânın sarıp-sarmaladığı, uyku-durak bırakmayan bir‘meslek! Çok sevdiğim halkımın mutluluğuna tiyatronun sağladığı ‘olanak’larla, şu ya da bu ölçüde, katkıda bulunduğum düşüncesi beni de mutlu ediyor. 70. sanat yılınızı kutluyor olmak nasıl hissettiriyor? Bugünleri görmenin ve ‘hâlâ’ halkım ile beraber olmanın mutluluğu ile -deyim yerindeyse- uçuyorum! Oyuncu kimliğinizin yanı sıra siz bir yazar/çevirmen/şairsiniz de... Edebiyatın bu alanları oyunculuğunuzu nasıl etkiledi? Ben, ben bir şair/romancı olarak, daima dünyaya, memleketime, halkıma ‘bakıyorum’... Bakıyorum: Beni ya da halkımı, şu ya da bu biçimde etkileyen bir olgu var: Soru olarak ortaya konulacak; dikkat çekilecek ya da ‘tanık’ olarak yarına. Bu sefer, başlıyorum durduğum yerden bakmaya; önce oluşumun çerçevesinde bilgiler, gerekiyorsa belgeler, bu çerçevedeki görüşler... Sonra da bu birikimlerden imge oluşturma deneyimleri... Ve derken, zaman zaman, yolda; bir gazete, bir dergi okurken; bakarken çiçeğe durmuş bir ağaca; bir resmi seyrederken, ilk 5-10 mısra düşüyor dilime. Sonra öteki 5-10 mısra. Sonra da duruyor bu gidiş. Ve mısralar, benim haberim yokmuşçasına faaliyetini sürdüren saklı bir tezgâhta oluşumunu sürdürüyor... Ben de yola çıktığım fikirlerde bir yanılgı var mı diye bakınıyorum. Bir sabah mı olur, bir akşam mı; mısralar tüm kıymıklarıyla iniyor; güçlüler, güçsüzleri eliyor. Son bakış tamam ise, gönderiyorum dergiye ya da dosyaya kaldırıyorum, ‘Bir gün kitap olur!’ düşüncesiyle. İşte, bana verilen ya da ele aldığım bir karaktere de böyle yaklaşıyorum...Ve getiriyorum sahneye ya da sete. Elbette ki yönetmenin görüşlerini dikkate alıyorum, gereken düzeltmeleri yapıyorum. Geleneksel Türk tiyatrosunun bir temsilcisi olarak yeni tiyatro anlayışını, akımları, yeni oyunları takip ediyor musunuz? Yorum ve gözlemlerinizi merak ediyorum. Geleneksel Türk tiyatrosunun birebir temsilcisi değil, sevdâlısıyım. Elbette ki izliyorum oyunları; amma ki, yeni bir anlayış, yeni bir akım göremiyorum! Hep Batı’nın öteden beri varolan oyunları ve benzerleri sergileniyor! Hele hele geleneksel oyunlarımızın çağdaş ‘işlerlik’ taşıyan ögeleri ile Batı’nın kurgusal, düşünsel normları çerçevesinde kotarılmış, halkımızın gelişmesine katkıda bulunmak üzere, çağdaş toplumsal gerekirler doğrultusundaki konular, olaylar ve yorumlarla bize-özgü bir bireşime giderek, tiyatro sanatında bir ‘Türk tavrı’nın/bir Türk Tiyatrosu’nun hiç değilse, ipuçlarını taşıyan bir yaklaşım göremiyorum! Oysa, bu yönde yol-yordam taşıyan, temel alınacak örnekler var. Klasik sorudur sizin gibi usta bir isimle röportaj yapılınca sorulur; genç tiyatroculara tavsiyeleriniz neler? Yazara, oyuna, birlikte çalıştıkları insanlara saygı göstermeleri. Ezberleri provalarda, sette değil; evde yapmaları. Zaman denen o gömüyü har-vurup savurmamaları. Hiç kimseyi bekletmeye hakları olmadığını. Ve bir de prova ve sette, o akıllı cep telefonlarını kapatmayı unutmamaları! Nasıl bir oyun olacak bu? Bu oyun, halkımızı, tiyatro eylemiyle ‘mutlu-etme’ iyi niyeti taşıyor! Bu gösteri, tarihi hizmete alarak, tiyatro eyleminin kıssahan, meddah, Karagöz-Hacivat, ortaoyunu, drama gibi aşamalarını ve kimi toplumsal zaafları da sergileyen 10 adet kıssadan, turne anıları oluşuyor... ‘O fethettiği harap Costantinopolis’i, bir kuyumcu gibi, her biri mücevher, 700’ü aşkın mimarî eserle donatıp, İstanbul adıyla bize bırakan Fatih Sultan Mehmet, Şimdi İstanbul’a gelse idi, ne der idi aceba?’ sorusunu cevaplamaya çalışıyor. Oyunda en iyi bildiğiniz şeyi yani tiyatro’yu anlatıyorsunuz değil mi? Neden başka bir tema değil de tiyatro’yu seçtiniz? İnsana ilişkin tüm temaları içerdiği, eğitici, bilgilendirici yönünden ötürü, kimi ‘ezberleri bozma’ gücüne sahip olduğu için seçtik! ‘’Bu ülkede ilk stand up yapan benim’’ diyorsunuz. Ne zaman ve neredeydi bu ilk gösteri? Sonra bu gösteriyi, taa petrol kuyularına, kasabalara, köy meydanlarına götürdüm. Sonra da TRT’nin ilk yıllarında ekrana, sonra da sahnelere taşıdım. Peki şuan neden stand-up değil de sit-down komedi? Bu kelime oyunu ile seyirciye nasıl bir mesaj veriyorsunuz? Halkımız, bir de, kendisine hep ‘stand’ bakan oyuncu değil; kendisine, kendi sorunları çerçevesinde, sit-davn’ / yüz be yüz bakan, kendisiyle sohbet eyleyen, iki oyuncu görsün diye... Amma ki ve elbette ki, dünyada eşi benzeri olmayan geleneksel tiyatromuzu da görsün ve giderek sahip çıksın diye! Oyunun ilk temsilini Kadıköy’de verecek olmanızın özel bir nedeni var mı? Çünkü Kadıköy’de yıllardır, yıl boyunca tiyatroya, sanata, deyiş yerindeyse, 7/24 değer veren sevdâlılar yaşıyor! Oyun öncesi seyirciye nasıl bir mesajınız olur? 29 Eylül gecesi seyircilere ‘Hoş geldiniz, onur verdiniz! Yürekten dileğimiz, yine yıllar boyu, tiyatroculara verdiğiniz bu onuru, bu desteği yine 7/24 sürdürmeniz!’ diyeceğiz.
mc4
87,682,036
Bir şarkıyı en güzel kim söylediyse onun olur bence. Özdemir Erdoğan öyle bir söyledi ki “İkinci Bahar”ı, kuş kondursam yanına yaklaşamam... Ferhat da ney üfler gibi çıkardığı o sihirli sesiyle şarkıyı besleyip büyütenlerdendir... Demo bir şarkının ilk çalınmış ve söylenmiş, olgunlaşmamış ham halidir. Bir tür taslak hali diyebiliriz. Bazen de başka bir şarkıcıya ve düzenleme yapacak müzisyene, rehberlik yapması için hazırlanır. Sezen Aksu - Bekle - Duration: 5 minutes, 1 second. Sezen Aksu - Aykırı Çiçek - Duration: 4 minutes, 56 seconds. Sezen Aksu - Yansın İstanbul - Duration: 3 minutes, 53 seconds. Sezen Aksu - Aldatıldık - Duration: 3 minutes, 38 seconds. Sezen Aksu - Ahbap Çavuşlar - Duration: 5 minutes, 21 seconds. Sezen Aksu - Delidir - Duration: 4 minutes, 18 seconds. Sezen Aksu - Begonvil - Duration: 4 minutes, 34 seconds. Sezen Aksu - "Demo" Tanıtım (İlk şarkı 3 Temmuz'da sizlerle) - Duration: 4 minutes, 16 seconds. Sezen Aksu - Yarası Saklım - Duration: 5 minutes, 3 seconds. Sezen Aksu - Geçer - Duration: 4 minutes, 13 seconds. Kanala abone olun, Web'e özel içerikleri kaçırmayın! Anahit'in Ruhuna - Sezen Aksu - Duration: 5 minutes, 4 seconds. Gözümün Bebeği - Sezen Aksu - Duration: 3 minutes, 14 seconds.
mc4
87,682,037
Birçoğumuz üvey anneleri çok olumsuz tanır. Hep üvey anneleri mat eder. Had daha bu konuda yapılmış sinema filmleri, yazılmış romanlar vardır. Diyeceksiniz ki üvey babalar yok mu? Var elbette daha geçtiğimiz yıllarda televizyonlarda gösterilen Üvey Baba dizisi izleyenlerce çok tutulmuştu. Ben bu satırlarımla o acımasız üvey baba ve annelerden bahsetmeyeceğim. Diyeceksiniz ki hiç mi iyi üvey ana üvey baba yok mudur diye soracaksanız. Ben bu satırlarımla sizlere çok iyi tanıdığım birkaç ailedeki üvey annelerden alıntıları aktarmak istiyorum. Yalnızca burada bu kişilerin açık kimliklerini yazamayacağım çünkü kendilerinden bu konuda onay alamadım. Sadece baş harfleriyle hitap edeceğim elbette ki o kişiler kendilerini bilir ben bu konuda Ayhan Beyle bir zamanlar bir söyleşi yapmıştım diye hatırlarlar. Yıllar önce eski yıllarda yoğurt pazarı üzerindeki kütüphane binamızda çalışırken tanıdığım N.Ç.isimli bir büyüğümle yaptığım sohbette benim de bir üvey anne elinde büyüdüğümü öğrenince kendisi de bir üvey anne tarafından yetiştirildiğini söyleyip şöyle anlatmıştı. “Benim annem ben küçükken vefat etmiş. Babam mecburen evlenmek zorunda kalmış. Dinar’ın tanınmış bir ailenin dul kadını ile evlenmiş. Ben küçük yaşta ona önceleri bir anne olarak bakamadım. Kanadı kırılmış yaramaz bir çocuğun attığı sapan taşıyla yaralanmış bir kuş gibi kaderimi bekliyordum. Babam beni çok severdi. Zaten bir evin bir oğluydum. Üvey anne olarak tanınan kadın evimize gelince babam beni bir kenara çekerek ”Bak oğlum biliyorsun annen öldü sen annesiz ben kadınsız kaldım. Ben çok bekledim evimize bir annen gibi anne bulmak için ve sonunda bu gördüğün anneyi sana anne olarak aldım. Belki annenin yerini tutamaz, belki annenden gördüğün yakınlığı göremezsin ama inan ki kendisi de bana seni çok seveceğini ve anneni aratmayacağını söyledi ve söz verdi. Eğer ondan bir fenalık görürsen bana saklıca kimse duymadan söyle. Umarım bu Ş.anne seni çok sevecektir. Sende onu sev ve say.”dedi. Ben ilk zamanlar Ş.anneme anne demek için zorlandım ama bir gün bir şey isteyeceğim zaman ağzımdan kendiliğinden “Ş.Anne ben okula gidiyorum bana harçlık verirmisin?”diye soruverdim. Ş.annem çok şaşırmış ve sevinmişti. Bana doğru adeta koştu ve kucakladı. Yanaklarımdan öperek “Elbette oğlum vermem mi her gün okula giderken harçlığın benden. Babandan hiç isteme ”dedi. Bana çıkarıp bir lira para verdi. Bir lira elbette ki çocuklar için büyük paraydı, O sarı on kuruş veya 25 kuruş yetmez miydi? Çünkü babam hep o kadar para verirdi. Ben elime konan bir liraya bakarak “Anne bu çok değil mi?25 kuruş yeter” Dedim. Annem bak üvey annem demiyorum annem zira beni kendisine öyle bağlamıştı ki ona hiçbir zaman üvey diyemem. Bana “oğlum sen istersen yine o kadar harçlarsın artanını yarın harcarsın” dedi. Elbette ki ben üvey annemi bana böyle büyük harçlık verdiği için sevmeye başlamadım. O beni kendisine öyle yakınlaştırdı ki uyuyamadığım gecelerde düşünürken onun yavaşça odama girerek üstümün açık olup olmadığını kontrole gelirdi. Sabah her gün başucumda uyanmadan onu görürdüm. Beni öperek oğlum N.haydi okul zamanı yaklaşıyor. Baban mağazaya giderken sende yanında git oradan okula gidersin” derdi. Babamın büyük bir manifatura mağazası vardı. O dükkâna girer ben yeni yol caddesinden okula giderdim. Ben ayrılırken babam çıkardığı 25 kuruşu bana uzatarak “Al harçlığını” dediği zaman ben ”Annem verdi istemem baba “diyerek okuluma giderdim. Yıllar geçti bizdeki oğul annelik sevgisi değişmedi beni Ş.annem everdi. Yıllarca aynı evde kaldık. Hanımımdan da tek isteğim ona bir kaynana gibi bakıp davranma kendi annen gibi sev hürmet et bizde mutlu yaşayalım diye tembih ettim. Babam Ş.Anneme bir laf söyleyip bağırıp çığırdığı zaman ben araya girer annemden yanı olurdum. Onu öyle sevmiştim ki ölen annemden daha çok seviyordum. Onu bir gün kaybettiğimizde ne kadar ağladım bilemezsin. Yıllar geçti hala onu unutamadım. Onu çok sevmiştim öleli 15 yıl oldu hala unutamadım. Her zaman rahmetle anıyorum.”Diyerek Ş.annesinin nasıl bir anne olduğunu anlatmıştı. Ş.annesinden kardeşi olup olmadığını sordum olmadığını söyledi. N.ağabeye “Ağabey bu sevgi acaba annenin sana verdiği paradan mı yoksa çocuğu olmadığından mı geldi “diye sordum.”Yok dedi. Bana verdiği parayı ben bir hafta harcamadım. Her gün bana uzattığı parayı almadım elimdekini gösterip lüzum olmadı onun için harcamadım anne param var dedim. Çocuksuz olmasına bir şey demeyeceğim belki olabilir ama onun sevgisini ben anlayamadım o da beninkini anlayamamıştır her halde. Ben N.Ağabey gibi üvey annesini öven kimseyi tanımamıştım. Eğer bu gün bu yazımı okusa belki bana kızar. Neden kızar biliyor muzunuz. Bu anıyı ben yıllar sonra anlatıyorum. Seneler geçince çoğunu unuttum. Bana Ş.Annemi tam anlatamamışsın Ayhan çok eksik diye kızar. Onu deprem sonrası çocukları aldı götürdü.1931 doğumlu N.Ağabey sağ ise Allah uzun ömür versin. Vefat etmişse Allah rahmet eylesin. Belki benim üvey annemde çok kötü değildi. Ben iyi hatırlarım babam kardeşlerimi dövmeye başlayınca V.Üvey annem araya girer engel olurdu. Ben küçük olduğum için beni dövmezdi babam ama ablam ve 2 ağabeyim onun dayağını çok yemiştir veya üvey annem dövdürmemiştir. Babam çok sinirli biriydi. Yıllar sonra hiç unutmam bende evlenmiş ayrı bir evde oturuyordum. Babamın üvey annemle kavga ettiğini küçük kardeşim bana yetiştirmişti. Üvey anam bağırıyor yetiş Ayhan dellendi bu yine beni kovuyor gidiyorum kardeşime “diye ağlıyordu. İçeri girip ”Bak baba bu yaştan sonra sen abamı(Üvey anneme aba demişiz bize neden anne demeyi öğretmediler bilemiyorum)dövüp evden kovalayamazsın. O yıllar geçti onu bir zamanlar yapmışsın biz küçüktük şimdi büyüdük eğer istemiyorsan sen çıkıp git biz ona bakarız “diye engel olmuştum. Belki o zaman babamın da kalbini kırmıştım ama durum böyle yapmamı gerektiriyordu. Çor çocuk derken torun sahipleri olmaya başladık. Mahallemizde bir komşumuzun hanımı vefat etmişti.2 oğlu bir kız çocuğu ile ortada kalan baba elbette ki daha gençti. Çocuklarının üçü de evlenmiş yuva sahibi olmuştu. Çocuklarına bakacak bir kadına ihtiyacı yoktu ama kendisine bakacak kendisiyle arkadaş olacak bir hanıma ihtiyacı vardı. İşinin gereği terzi dükkânını açıp mevcut işlerini yetiştirip müşterilerine teslim etmesi gerekirdi. Eee evde de bir hanım olmalıydı ki akşam evine geldiğinde önüne bir sofra koysun. Elbetteki her zaman çocukları onun yanında olamazdı. İşte bir yıllık bir bekleyişle sonra Allah A.hanımı nasip etti ve nasip olan Ö’nün hanımı A. eş olarak aldı. Babanın evlenmesine 3 çocuğu onay vermişti. Onlar “Baba elbette ki biz üçümüzde sana ölünceye kadar bakmakla hükümlüyüz. Ancak eğer sen kendin yeni bir eş istiyorsan bu senin hakkın biz senin evlenmene razıyız. Hat daha senin için bir iki aday bulduk eğer istersen ve Allah yazdıysa bu olur. Diyerek babalarının gönlünü aldılar ve aracılarla tanıdıkları A.Hanımı babalarına eş olarak aldılar. İlk zaman iyi olur sonrası bak sözünü yalanladı. Evin yetişkin 3 çocuğu onu sanki kendi anneleri gibi sevip sayıyorlardı. Elbette ki onların tek dertleri babalarının iyi olmasıydı. Olmayabilirdi de ama hiç de öyle gözükmemişti. Sık sık ziyarete gelirler memnun olarak ayrılırlardı. Bu çocuk aileye daha da mutluluk getirdi. İki ağabey ve ablası yeni kardeşlerini el üstünde tutuyorlardı. A.Hanımın da onlara sevgisi eksilmedi. Bu mutluluğu çevrede görenler şaşırıyordu. Bir üvey ana bu kadar iyi olabilirmiydi. Allah mutluluklarını eksik etmesin. Şimdi yıllar geçti onları karşıdan yoldan geçerken izliyorum gıptayla bakıyor ve memnun oluyorum. Benim yaşım yetmişi geçti. Bu yaşa kadar tanıdığım 3-4 üvey anneyi ne kadar iyi bir insan olarak gördüm bilemezsiniz. Yıllar önce Tekke Mahallesi şimdiki Top tepe mahallesinden bir üvey anne adayı annesi 10 yaşında vefat etmiş bir kıza anne olarak geldi. O yıllarda bende küçüktüm ama yakın komşumuz olan bu aileyi iyi tanırdım. Ailede o kadar mutluluk vardı ki insanlar şaşardı. M. eşinin evdeki kızına bir anne şevketiyle yaklaşmasını istemiş o da elinden geleni esirgememişti. Ü.Hanım iki erkek sahibi olmuştu onları büyütmekte kızının yardımı ile zorluk çekmemişti. Anne kız sevgisiyle yeni bebeleri büyüttüler. Kız yetişkin bir çağa gelince Anne onu kendi kızı gibi gelin ederek mutlu bir yuva kurmasını sağladı. İşte Annelik duygusu mudur bilmem demek ki kendi çocukları nasılsa eşinin çocukları da aynı olmasının ayırım yapmadan mutluluklarını devam ettirmenin ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu. Kızı evlendikten sonra babasının vefat etmesi bile anne kız sevgisini eksik etmedi.3 kardeşin de evlenmesi ayrı ayrı yuva kurmaları annelerinin ayırım yapmadan bir birlerine sevgi saygı aşılaması büyük bir etken olmuş anne her ne kadar evinde tek başına kalıyorsa da çocukları ve torunları onu yalnız bırakmıyordu. Burada bir üvey anne hakkında kısaca bazı bilgiler aktarıp yazımı noktalamak istiyorum. Burda kısa olsa da kişilerin kimliklerini açıklamadan tanıdığım 4 Anne hakkında onlara yakışmayan Üvey kelimesine karşı olduğum için bahsettim. İnsanlar sanmasın ki tüm üvey anneler kötü bir kişi olduğunu. Bu tanıdığım üvey anneye de şahsen ben üvey kelimesini yakıştıramıyorum. Bu yazım yayınlandıktan sonra okurlar tarafından eğer bana tanıdıkları üvey anneler varsa ulaşırlarsa bu yazı dizimi bir kitap olarak hazırlamayı düşünüyorum. Elbette ki kişileri rencide etmeden ve açıklamadan yazacağım. Eski filmlerde ve TV dizilerinde üvey anne rolünü oynayanlara neden böyle fena bir rolü verip onları kötü kişiler olarak tanıtıyorlar bilmiyorum. Gerçekte bu kalitede üvey anneler varmı ki? Bazı ortamda iki anneden olan çocuklar arasında bile bir birlerine üvey kardeş olarak bakarlar. Ancak, baba bir anne iki değil on tane de olsa olan çocuklar öz kardeştir. Baba ayrı anne bir olan çocukların üvey olduğu söylenir ama ben buna da karşıyım çünkü benimde böyle bir kız kardeşim vardır ve hat daha bu kardeşimin babasından olma ilk 4-5 kardeşi bile ben öz kardeş gibi sevip sayardım. Beşinin de benden büyük olması onlara ağabey abla yakınlığı ile beni yaklaştırmıştı. Gönül diyor ki yeni bir kitap yazıp bu anlattıkları daha detaylı olarak kaleme alıp bir eser meydana getirmek ve Üvey Anne, Üvey Baba, Üvey kardeş konusunu işlemek. Zira ben öyle bir üvey babayı tanımıştım ki dilerim Allahtan onu Cennetine sokmuştur. Şimdi onu da anlatmaya başlarsam bu köşe yazısında sıkılırsınız. Bey efendi K. Üç tane çocuğu ve eşi Ş.Hanımla mutlu bir yaşantısı vardı. Yıllar geçerken bir gün hastalanan eşi Ş.Hanım vefat etti. Bu olay K.nın büyük çöküntüsü oldu. Kendisi gibi tüm sülalesi ve hat daha mahalle halkı bile çok üzülmüştü. Yaklaşık iki sene gibi bir zaman içinde evde annenin yerini babaanne almak istedi. Bir babaanne elbette ki çocukları için yapmayacağı bir şey yoktur. Üç yavrunun ikisi yetişkin genç kızdı ama küçükleri olan erkek kardeşleri annesinin kaybını bir türlü kabul edememişti. Her han her olası bir olay onu çok üzüyordu. Okulda yapılan bir etkinlik onu ve öğretmenini çok üzmüştü. Sınıftaki arkadaşları aralarında konuşuyordu. Ben anneme şunu aldım, ben bunu aldım gibi sözler onu çok üzmüştü. Birden içinden öğle bir ağlamak gel diki hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Ona ne olduğunu soranlara cevap vermiyordu. Öğretmeni yanı başına gelip dışarıya çıkardı. Neden üzüldüğünü neden ağladığını tahmin ediyordu ama ona teselli etmek için aklına gelen her şeyi söylüyordu. Onun ağzından birkaç kelime çıktı Öğretmenim biliyorsun benim annem öldü ben anneme Anneler gününde bir şey alamadım. Bakın arkadaşlarımın hepsi annelerine neler almış” diye ağlıyordu. Bak oğlum evet haklısın ama bu başınıza gelen Allahtan gelmiştir. Üzülme mutlaka iyi bir olay da gelecektir. Sen bu gün bir hediye alacaksın gel benimle diyerek onu müdürün odasına götürdü. Masadaki ıslatılmış çiçeği alarak “Müdür Bey bu bize lazım sana sonra anlatırım” diyerek sınıfa yürüdüler. Giderken oğlum bak şimdi herkes bir öğretmene ne der öğretmen bir ana bir baba der değil mi. Şimdi ben de senin hem öğretmeninim hem annen sayılırım içeri girince sen bana bu çiçeği annene verir gibi ver bunu şimdiye kadar kimse yapmadı senin yapmanı herkes sevecek bakıp göreceksin ”dedi. Sınıfa önce öğretmen girdi sonra kapıda elinde bir çiçekle gözüken küçük öğrenci ”Öğretmenim benim annem öldü ben anneme hediye alamadım ama sen tüm öğrencilerin annesisin onun için sana anneler günü için bu çiçeği getirdim.”diyerek elindeki bir demet çiçeği uzattı. Öğretmen teşekkür ederek bak sınıfta hiç kimse beni anne alarak kabul edip bana bir şey vermedi. Bunu sen düşünmüşsün ben de senin annen yerine bu çiçeği kabul ediyorum” diyerek onu yanıklarından öptü. Sınıf bir sessizliğe bürünmüştü ki birden alkışlara boğuldu. Bu olayı öğretmen, babaanneye bir gün anlattı ve onun bir an önce anne sevgisi dolu birini bulmalarını söyledi. Babaanne de münasip birini aradıklarını belirtti. Genç iki kardeşi de bu olay üzmüştü. Babaanne onları bir kenara çekerek” Bakın siz babanızın yeniden evlenip mutlu olmasını istemiyorsunuz. Elbette ki annenizin yerini kimse dolduramaz ama babanıza bir eş mutlaka lazım. Ben bu gün varım yarın yoğum. Sizlerde büyüyorsunuz yarın yüksek okullara okumaya gideceksiniz evlenme yaşınız gelince evlenip başka bir yuva kuracaksınız. Bu kardeşiniz ve babanız ne olacak onlarla kim ilgilenecek. Eve sadece hizmet için bir hanım lazım değil bunu büyüdükçe anlayacaksınız. Gelin sizin günlünüz olsun babanızın istediği ve sizin de onaylayacağınız birini anne olarak eve getirelim.”diyerek çocukları ikna etti. Nihayet babaanne oğluna birkaç eş adayı gösterdi ve oğlunun onayını alamadı. Nihayet bir gün oğlu kendi bulduğu bir hanımı eş olarak istedi ve ailece bir araya gelerek istişare yapıp S.Hanımla K.Beyin evlenmesine karar verildi. S.Hanımın nasıl bir anne olduğunu kısaca babaannenin izlenimleriyle anlatmaya çalışacağım. Dikkat ettiyseniz Üvey anne demedim. Edindiğim bazı bilgileri burada anlatmayacağım. Bir üvey anne gece birkaç defa kalkarak çocukların üzeri açılmış mı diye kontrol eder mi? Büyükleri henüz kendisine anne kelimesi kullanmasa da kendisine S.Abla diye hitap etmelerine kızmaz o onlara bir şey söylediği saman şunu yap annem şunu ver annem diye hitap eder sabahleyin uykudan kalkmadan onları kızım kalk annem oğlum kalk annem okul zamanı geliyor diye uyandırır mı? Bu kadarını bile anlatmam onlar kendilerini bileceklerdir. Ben onun için bu anneye Üvey kelimesini layık görmüyorum. Tıpkı ilkyazımda bahsettiğim N.Ağabeyimin Ş.annesi gibi o da annesine üvey kelimesini kullanmaz ve kullandırmazdı. Çocukların da S.Hanıma bir terbiyesizlik yaptığını duymadım. Elbette ki iki taraf da bir birlerine sevgi ve saygılarını gösterir birbirlerini kırmazlarsa ailedeki mutluluk eksik olmaz. Baba sinirli asabi biri de olsa annenin iyiliği onu bastırır. Bu ailedeki yaklaşık bir yıllık mutlu bir yaşamın devam etmesi inşallah ilelebet gider ve devam eder. Elbette ki iki tarafında anlaşmaları mutluluğu devam ettirmeleri kendi menfaatleri için gerekir. Yoksa birileri ters gelirse evdeki mutluk devam etmez ve geçim şartları bozulur. Özellikle çocukların evdeki geçimsizlikler nedeniyle etkilenmemesi gerekir. Çünkü onlar çok hassastır okullarındaki ve hayatlarındaki başarılarına etki yapar. Ben son olarak diyorum ki bu tanıdığım 3-5 ailenin mutluluklarının devam etmesini, bu kadar iyi yürükle Annelerin gönlündeki evlat ve aile sevgisinin eksik olmamasını Allah’ıma dua etmekteyim ve tüm annelere sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Allah her kesin gönlüne göre versin.
mc4
87,682,038
Lee Chandler (Casey Affleck) tesisat, elektrik, kapıcılık gibi sıradan işler yaparak, tek göz bir evde boşanmış, yalnız başına yaşayan bir adamdır. Bir gün ağabeyi Joe’nun kalp krizi geçirdiği haberini alınca memleketine, Manchester by the Sea adlı deniz kenarındaki küçük kasabaya döner. Ancak hastaneye vardığında ağabeyinin hayatını kaybettiğini öğrenir. Lee için asıl şok, ağabeyinin 16 yaşındaki oğlu Patrick’in vasisi olarak tayin edildiğini öğrenmesi olacaktır. Çocuğa göz kulak olmak için doğup büyüdüğü bu küçük kasabaya taşınması gerekmektedir, ancak Lee’nin burada yaşadığı travmatik olaylar, taşınma konusunda isteksiz davranmasına neden olacaktır. Filmimizin tanıtımına geçmeden önce şunu söylemek isterim ki son yıllarda izlediğim en sağlam, hayatın içinde gerçek bir dram öyküsü. Filmin öne çıkan tarafı kesinlikle oyuncuların olağanüstü performansları. Öyle bir film düşünün ki; oyunculuk kategorisinde bu sene Oscar törenlerinde üç aday çıkarsın bu çok sık görülen bir durum değil. En iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu ve en iyi yardımcı kadın oyuncu kategorilerinde aday olan bu filmimiz Casey Affleck’in muhteşem oyunculuğuyla bu sene en iyi erkek oyuncu Oscar’ını kazandı. Bunlar sadece filmin oyunculuk anlamında yakaladığı başarılar, diğer ödüllerini de en son paylaşacağım. Kenneth Lonergan tarafından yazılıp yönetilen film ayrıca Kennet Lonergan’a en iyi özgün senaryo dalında ilk Oscar heykelciğini kazandırdı. Elbette ki bu başarıyı sonuna kadar hak eden bir film var karşımızda. Aslında filmimiz her şeyini kaybeden bir adamın öyküsü. Yaşadığı bir trajedi yüzünden kendine ve dünyaya nefret dolu olan Lee Chandler’ın hikayesi o kadar hayatın içinden ki bizi hemen kendine çekiyor. Filmin çok güzel ve değişik bir anlatım tekniği var. Abisinin ölümüyle beraber çıktığı yolculuğa flashback sahneleriyle tanık oluyoruz ve Lee’nin her flashback sahnesinde onunla iligili yeni şeyler öğreniyoruz. İlk başta abisinin ölümüne bile yeteri kadar üzülüp tepki göstermeyen, hayatta hiçbir şey umurunda olmayan, vurdumduymaz bu kahramanımızın bir derin acısı, geçmişi olduğunu görebiliyoruz ama tahmin etmek seyirciye kalıyor. Bende söyleyip büyüsünü bozmak istemem. Ana hikayesinde ilerlerken flashback sahneleriyle filmin konusunu daha iyi doldurup altyapı oluşturmak büyük bir ustalık işi ve yönetmen burada övgüleri sonuna kadar hak ediyor. Ayrıca yönetmen dikkatli seyircilerin gözünden kaçmayacak bir ”cameo” (filmlerde ekipten birinin (yönetmen/yazar vb.) alakasız bir rolde gözükmesine verilen isim) yapmayı da ihmal etmemiş. Abisinin ölümünden sonra hiç beklemediği ve istemediği şekilde abisinin oğlu Patrick’in velayeti ona kalmıştır. Aslında filmimiz de burada başlar daha çok Lee ve Patrick’in hayatlarına odaklanırız. Lee karakteri filmin en depresif karakteri anti sosyal, çevresindekilere karşı duyarsız, kafasına eseni yapan, içici ve barlarda sürekli kavga çıkaran biri olduğu için çocuk yetiştirme konusunda pek iyi portre çizmez. Aslında hep böyle biri olmadığını flashbacklerle anlıyoruz. Bir teknede o, abisi ve henüz küçük yaşta olan Patrick çok mutlu bir aile tablosu çiziyor. Ama yavaş yavaş hikaye ilerledikçe Lee’nin neden bu hale geldiğini, o trajediye şahit olmak, seyirci için çok sarsıcı bir dram haline geliyor. 16 yaşındaki Patrick ile diyalogları ve yaşadıkları klişeden o kadar uzak ki. İşte bende dahil herkesin ters köşeye yattığı nokta da bu oluyor. Ağlatan bir dram değil, aksine hiç fark ettirmeden izleyiciye işleyen bir hüznü var bu filmin. Hatta çoğu zaman güldürüyor. Patrick’e ebeveynlik yapmaya çalışırken yavaş yavaş kendi içindeki karakter dönüşümünün ilk adımları sanki bir önerme gibi. ”Sen yaşayan bir ölü değilsin, bundan daha fazlasısın.” Patrick rolündeki Lucas Hedges henüz 20 yaşında olmasına rağmen en iyi yardımcı erkek oscar adayı olması bile ne kadar başarılı bir yolda ilerlediğinin kanıtı. Filmde hem amcası Lee ile uğraşırken bir yandan babasının ölümüyle altüst olan dünyasında iki arada bir derede kalıyor desek tam olur. Yer yer komik, yer yer vurucu sahneleriyle başarılı bir film. Lee’nin eski eşi rolündeki Michelle Williams yardımcı rolde adeta oyunculuk dersi veriyor. Lee’nin eski eşi Randi ile flashback sahneleri filmin en önemli noktalarını temellerini oluşturuyor. Hikayenin devamında bir kaç kez karşılaşmaları ve diyaloglar oldukça başarılı. Özelikle Randi’nin bebek arabasıyla Lee ile yolda karşılaştığı sahne sadece filmin değil sinema tarihinin en sarsıcı, dramatik sahnelerinden birine dönüşüyor. Sırf bu sahnedeki performansı Michelle Williams’a en iyi yardımcı kadın oyuncu oscar adaylığı getirdi desek abartmış olmayız. Bu sahnedeki her iki oyuncunun oyunculuğu ders olarak gösterilecek düzeyde. Film boyunca Lee karakterinin boğazı düğümlü, çaresizliği, sessizliğiyle bir şeyleri anlatması olağanüstü. Ben şahsen uzun zamandır çaresizliği, pişmanlığı ve hüznü bu kadar güzel yansıtan bir film izlememiştim. Casey Affleck o kadar şeffaf ve doğal performans sergilemiş ki, karakterin acısı, hüznü yüreğinize işliyor. Flashbackleri inanılmaz etkileyici ve her geçmişe gidilen sürede Lee karakterine dahada derinden bağlanıp evrilmesine şahit oluyoruz. Gerçek bir hikaye gibi, doğallık çerçevesinde olduğu için sıkmayan bir akış söz konusu. Bu kadar hayatın içinden, sarsıcı bir film kaleme alıp yönetmek usta işi ve son zamanların en iyi oyunculuk performansı sergilendiği bu filmi şiddetle öneririm. 89. Akademi Ödüllerinde 6 adaylık almış ve iki Oscar kazanmış bu filmi kaçırmayın derim.
mc4
87,682,039
İlçe merkezinde esnaf ve vatandaşlarla bir araya gelen Çakır, daha sonra Erkenek, Kurucuova ve Sürgü'de ziyaretlerde bulundu. Doğanşehir İlçesi'nde Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen iftar programına katılan Çakır, daha sonra İnönü Mahallesi'nde düzenlenen toplantıda vatandaşlara hitap etti. Yerel olarak hangi hizmetleri yaptık bunları anlatıyoruz. Bölgemizin, mahallemizin altyapı, üstyapı bir sorun var mı bunları dinliyoruz" dedi. Bu çok ciddi bir yatırım. Önemli olan hizmet üretebilmek. Altyapı her şeyden önemlidir. Binlerce kilometre yol yaptık. Malatya ve ilçeyi kalkındırmak bizim ana görevimiz. Malatya'yı yeniden inşa ettik" diye konuştu. Doğanşehir'de Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen iftar programında da konuşan Çakır, şunları söyledi: "Kalkınmayla birlikte daha yaşanabilir bir ülke, huzurlu bir ülke, terörden arındırılmış bir ülke, bütün baskı, iç ve dış vesayet yapılarından kurtulmuş bir dönemi 24 Haziran'dan sonra daha hızlı mesafe alacağız. Güçlü meclis, güçlü hükümet sistemiyle her şey daha hızlı olacak. Tüm hizmetler daha hızlı olacak" diye konuştu. Palandöken, AK Parti'nin hizmet partisi olduğunu belirterek, "AK Parti'de siyaset şahıslar üzerinden yapılmaz, dava üzerinden yapılır. Bizler dava adamıyız" dedi.
mc4
87,682,041
Rusya’nın önde gelen spor gazetesi “Sovyetski Sport” Şampiyonlar Ligi play-off turu için çekilen kuralarda Fenerbahçe’nin Spartak Moskova ile eşleşme haberini “Emenike için intikam alma zamanı” başlığı ile verdi. "Fenerbahçe'yi nasıl yeneriz" sorusunu soran gazete, aslında Fenerbahçe’nin Avrupa futbolunun grand takımı olmadığını belirterek, “Spartak böyle rakibe karşı güç kullanabilir ve kullanmak zorunda. Özellikle Moskova’da geçecek olan maç bu açıdan çok önemli.” şeklinde yazdı. Fenerbahçe'nin hücumlara karşı koyamadığı belirtilen yazıda sarı - lacivertli takım “tipik ev takımı” olarak nitelendirildi ve ülke şampiyonasında 17 maçın 14’ünü kazandığı belirtildi. Fenerbahçe'nin en iyi oyuncusu Liverpool’dan yeni tranfer edilen Dirk Kuyt olduğu yazılan haberde, ayrıca Milos Krasic, Miroslav Stoch, Alex, Semih Şentürk’ün dikkatten kaçmaması gerektiği vurgulandı. Nijeryalı futbolcu Emmanuel Emenike’nin şike soruşturması nedeniyle Fenerbahçe’de forma giyemediğini hatırlatan gazete Spartak Moskova formasıyla eski takımına karşı mücadele vereceği belirtildi. Haberde bu durumla ilgili espri yapılarak, “Böylelikle Emenike için intikam alma zamanı geldi.” yorumuna yer verildi.
mc4
87,682,042
Altın dün 1457 dolar ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Parasal genişlemenin devam edeceği ve ABD'de faiz oranlarının uzunca bir süre daha artırılamayacağı beklentisiyle altın rekorunu bir kez daha tazeledi. Brent Petrol fiyatlarının 120 doları aşmasının ardından altında da 1457 dolar seviyesi görüldü. Likidite bolluğunun enflasyona yol açmasından korkan yatırımcılar, altında her düşüşü alım fırsatı olarak kullanıyorlar. FED Başkanı Ben Bernanke'nin "Enflasyon, kontrol altında olmakla beraber, çok yakından takip edilmeli" açıklamasıyla küresel enflasyon kaygıları bir kez daha öne çıkmaya başladı. Dolayısıyla yatırımcılar enflasyondan korunma amaçlı, faiz vermemesine rağmen; altın, gümüş, platinyum gibi değerli madenlerde uzun süredir alım yönünde tercih kullanıyorlar. Şuanda 1454 dolar seviyelerinde hareket eden Altın’da 1440 dolar seviyesi önem arz ediyor ve bu desteğin kırılması Altını 1439, 1430 ve 1422 dolar seviyelerine kadar düşebilir. Aksi takdirde yani 1440 desteği kırılmazsa haftalık trendin de yükseliş olması nedeniyle alımlar devam edecektir. Böyle bir durumda altın 1460, 1465 ve 1470 dolara kadar yükselecektir.
mc4
87,682,047
Yılbaşı öncesinde eş zamanlı operasyonlar... Göçük olduğu alana ambulans yaklaştırılırken, sedyenin içeriye götürüldüğü öğrenildi. Olay, Gaziantep'in merkez Şahinbey ilçesindeki Akkent Camisi inşaatında dün saat 15.00 sıralarından yaşandı. İddiaya göre, mühendis Korkut Küçükcan, yaklaşık 7 yıldır inşaat çalışmaları devam eden ve bitmesi halinde Türkiye’nin en büyük ikinci camisi olma özelliği taşıyacak olan Akkent Cami’nde ölçüm yaparken inşaat alanındaki ahşap iskele çöktü. Çökme ile büyük bir gürültü ve toz bulutu oluşurken inşaat mühendisi Kokrut Küçükcan da çöken ahşap iskelenin altında kaldı. Olay yerine gelen ekiplerin Korkut Küçükcan’ı arama çalışmaları yaklaşık 21 saattir sürerken, olay yerinde bulunan Küçükcan’ın yakınlarının endişeli bekleyişi de sürüyor. Olay yerinde termal kameralar ve dedektör köpekler de hazır bulunuyor.
mc4
87,682,048
Varis tedavisinde yüksek teknolojik ve çağdaş yöntemler daha çok büyük şehirlerde uygulanmaktadır. İzmit yeterince büyük olmasına rağmen hala bir çok çağdaş varis tedavi yöntemleri uygulanmamakta ve daha çok çeşitli ameliyatlarla tedavisi yapılmaktadır. İzmit’e en yakın varis tedavi merkezi Kadıköy Bağdat caddesindedir. Sorunu kabaca özetlemek gerekirse tek kelime ile damar genişlemesi diyebiliriz. Ama dikkat edilmesi gereken hangi damarın genişlediği, hangisinin tehlikeli olduğudur. Halk arasında sorun tek tip gibi görülse de öyle değildir. Bu nedenle hastalığı toplardamar genişlemesi ve kılcal damar şeklinde ayırmak gerekir. Burada asıl sorun toplardamarların genişlemesi olup, tedavi edilmemesi halinde önce ağrı, kramp, kaşıntı, kanama gibi şikâyetler artacak olup, sonrasında ise bacaklarda iyileşmesi zor yaralar yani varis ülserine neden olmaktadır. Kılcal damarların genişlemesi hastalıktan çok estetik sorun olarak değerlendirilmektedir. Tabii ki kötü görünüm ve sızlama şikâyetine maruz kalmamak için kılcal damarların da tedavisi yapılmaktadır. IDEA Klinik gerek kılcal damar gerekse toplardamar genişlemelerinde ameliyatsız tedavi yöntemleri uygulamaktadır. Bir üst satırda asıl sorun olarak toplardamar genişlemesini gördüğümüz için konuya bu yönde devam edelim. İnsan vücudunda atar ve toplardamar olmak üzere 2 farklı dolaşım sistemi bulunmaktadır. Atar damar kalpten aldığı temiz kanı dokulara dağıtırken, toplardamar ise dokular tarafından kullanılan, oksijen açısından fakir hale gelen kirli kanı kalbe akciğerlere taşımaktadır. Tabii ki toplardamarın işi bir nebze daha zor diyebiliriz. Çünkü atardamar kalp seviyesinden aşağı coşkulu bir şekilde iletirken toplardamarlar bacak parmaklarından başlayarak kalp seviyesine doğru yukarı yönlü taşımaktadır. Yer çekiminin de etkisi ile hayli zorlanmaktadır. Çünkü kan sürekli geri kaçma eğiliminde olup, bunun önüne geçmek için damarlar içerisinde 5-10 cm aralıklarla kapakçıklar bulunmaktadır. Tek yönlü açılan bu dokular kirli kanı geri kaçırmamakla birlikte aynı zamanda kanı pompa gibi ileri itme özelliği bulunmaktadır. Fakat bu kapakçıkların bozulması halinde artık kirli kan geri kaçarak damarların genişlemesine neden olur. Yani varis neden olur? Sorusuna verecek birçok cevap bulunmaktadır. Bunların başında uzun süre ayakta durmak, çalışmak, hareketsiz yaşam, fazla kilo ve genetik nedenler gelmektedir. Özellikle uzun süre ayakta durmanızı gerektiren bir mesleğiniz varsa dikkatli olmalısınız. Sadece ayakta çalışanlar değil, uzun süre hareketsiz duran masa başı çalışanlarda aynı riski taşımaktadır. Yani hareketli yaşamı aynı zamanda işimize de yansıtmalıyız. 30-60 Dakika zaman aralıklarında en azından 2 dakika yürüyüşler yaparak damarlarda oluşan basıncı yok etmelisiniz. Günümüzde milyonlarca inşanda kalın varisler bulunmaktadır. Bunun nedeni hastalığın bir anlamda sinsice ilerlemesi ile alakalı diyebilirim. İlk başlarda herhangi bir belirti ve şikâyeti olmadı için fark etmek biraz zaman alabilir. Fazla kilo problemi olan insanlar cildindeki yağlanmadan dolayı daha geç farkına varırlar. Çünkü varis hastalığını anlamanın en kolay yolu damarların anormal bir şekilde ciltten fark edilmesi ile başlar. Genişleyen damarlar cilde baskı yaparak görünür hale gelirler. Bunun dışında varis hastaları sağlıklı insanlara göre daha az enerjiye sahiptir. Örnek vermek gerekirse kısa sürede yorularak, oturma isteği oluşur. Buna ek olarak gün içerisinde bacaklarda ağrı ortaya çıkmaktadır. Ağrıların şiddeti akşama doğru artarak devam ederken gece tam yattım rahat edeceğim dediğinizde bu seferde bacak kaslarında kontrolsüz kasılma ile ortaya çıkan kramp problemi huzur vermeyecektir. Aynı şekilde kaşıntı ve ilerleyen süreçte varisli damarların olduğu bölgede cildin renk değiştirerek daha koyu ve sertleştiği görülür. Sertleşen cilt kanamalar ve bacaklarda iyileşmesi zor yaralar dediğimiz varis ülserine neden olmaktadır. Damar genişlemesi hastalığı insanlık tarihi kadar eski olduğu için günümüze kadar birçok tedavi yöntemi geliştirilmiştir. En eski tedavi yöntemlerinden biri ameliyat olup, fakat günümüzde gelişen teknoloji ve doktor tecrübesi ile neredeyse gereksiz hale gelmiştir. 2000’li Yılların başında ameliyatsız tedavi yöntemleri geliştirilmeye başlanmış olup, bu konuda hayli yol alındığını görüyoruz. Bu yöntemlerin ne olduğu, kimlerde ve nasıl uygulandığını yazının devamında görelim. Birçok cihazın olduğu günümüzde en gelişmişleri Exotherme Lazer diyebilirim. Üstünlüklerini saymak gerekirse diğerlerinde olmayan bir özellik kamera ile cilt altındaki kılcal damarları yakınlaştırma yaparak daha kolay görülür ve uygulama yapılır hale getirmektedir. Damarları çok yakından görmekte ve uygulama %100 damara yapılır yani sağlıklı cilde boşuna lazer uygulanmamış olur. Exotherme lazer yüzdeki kılcal damarların tedavisinde de güvenle kullanılmaktadır. Exotherme lazerin gelmesiyle RF kullanımımız giderek azalmıştır. Yazının giriş kısmında da belirttiğim gibi ameliyatsız varis tedavisi birçok cerrahi müdahale ile yapılmaktadır. Onlardan biride Radyofrekans olup, çoğu zaman kısa adı RF olarak karşılaşabilirsiniz. Aslında lazerden çok bir farkı yoktur. Hatta uygulanış alanları ve şekli bile büyük benzerlik içermektedir. Yine aynı şekilde sadece toplardamar genişlemelerinde uygulanan EVRFA kılcal damarlarda uygulanamadığı için farklı yönteme ihtiyaç duyulmuştur. Bunun içinde cilt üzerinden uygulanan RF geliştirildi. Lazerden farkı iğne gibi ince bir ucu olması ve kılcal damarlara milimetrik dokunuşlar yapılmasıdır. Kılcal damara dokunduğu anda radyo dalgaları ile tahrip etmektedir. Kılcal damarların yoğunluğuna göre 30-60 dakika sürebilmektedir. Ameliyatsız varis tedavisinde geliştirilen son yöntem köpük olup, halk arasında iğneli tedavi olarak da bilinmektedir. Evet, çok ince bir iğne ve Aethoxysklerol adını verdiğimiz bir ilaçla yapıldığı için diğer tekniklerden çok farklıdır. Bir o kadar da avantajlıdır. En büyük avantajı kılcal damar ve toplardamar fark etmeksizin tüm varislerde uygulanabilmesidir. Hızlı ve pratik oluşu ile sadece 10-30 dakika içerisinde uygulanır. Genelde tek seans yeterli olup, varislerin yoğunluğuna göre 2. 3. Seans gerekebilir. IDEA Klinikte tedavi ücretleri seans başına olmadığı için bu durum sizi korkutmasın. Seans şeklinde çalışma nedeni Aethoxysklerol isimli ilaçta günlük belli bir dozda uygulanabilmektedir. Maksimum dozda uygulandığı halde halen uygulanması gereken varisler varsa bir sonraki gün ya da 1 hafta sonra 2. Seansa gelebilirsiniz. Aethoxysklerol isimli ilaç 3’lü musluk adını verdiğimiz alet ile ilaç + hava karışımı şeklinde köpürtülmektedir. Böylece daha az ilaç ile daha fazla varis tedavi edilmektedir. Elde edilen köpük 0,6 mm iğne ile sorunlu damara enjkte edilmektedir. Uygulandığı anda sorunlu damarların tahrip olarak yok olduğunu görürsünüz. Öncelikle her insanın varis yapısı ve yaygınlığı farklı olduğunu belirtmek istiyorum. Aynı anda gelen 2 hastayı muayene ettiğimizde birinde estetik sorun olan kılcal damar varken diğerinde 7-8 mm’den bile daha genişlemiş toplardamarlar olabilmektedir. Bu nedenle bu iki hastaya aynı tedavi ücretini vermek adil bir yaklaşım olmayacaktır. Bu nedenle hastalarımızı muayene ederek tedavi ücreti belirliyoruz. Muayene ücretsiz olup, dilerseniz kliniğimize gelebilir, dilerseniz aşağıda yer alan sanal muayene formunu kullanarak hastalığınıza dair resim göndererek te online ücret bilgisi alabilirsiniz. SGK mensuplarına tedavi ücretlerinde %50 indirim uygulandığını belirtmeliyim. Net ücret öğrenmek için ideaklinik @ gmail.com adresine fotoğraflar gönderebilirsiniz. Ayrıca irek Prof.Dr.Hasan Berat Cihan’dan bilgi ve net ücret almak isterseniz whatsapp tan 0542 231 28 23 nolu telefona fotoğraflar gönderebilirsiniz.
mc4
87,682,052
İşte bunun 7 sırrı? Jennifer Lopez gibi çekici ... Jennifer Lopez gibi çekici ve seksi olmak için sadece bazı basit hileler yapmak yeterli oluyor. * Krem şeklindeki fondötenden yüzünüze bir parça sürüp parmak uçlarınızla yüzünüze yedirin. Fondötenin üstüne kesinlikle pudra sürmeyin. * Göz makyajına başlamadan önce göz kapağınızın çevresine yüzünüze sürdüğünüz fondötenden bir ton açık başka fondöten sürün. Göz altına hafifçe pudra sürün. * Kirpiklerinizi kıvırın ve yalnızca üst kirpiklerinize rimel uygulayın. Kirpiklerinizi daha belirginleştirmek için ince bir fırçayla siyah göz farını üst göz kapağınızın uç kısmına sürün. * Bir kaş kalemiyle hafifçe kaşlarınıza renk verin. Bundan sonra da bir fırçayla kaşlarınızı tarayın. * Elmacık kemiklerinize gül rengi tonlarında allık sürün. Allığınızın son derece ince olmasına özen gösterin. * Dudaklarınızın etrafına doğal renkte bir dudak kalemi sürün. Dudaklarınızın renginden yalnızca bir ton koyu olması gerekiyor. Dudak içini de parlatıcı ya da açık renkte parlak bir rujla boyayın. * Kaş altından kirpiğe kadar uzanan kemiğe açık renk ve ışıltılı bir sıvı göz farını parmaklarınızla yayın. Yüzünüze sürdüğünüz pudradan bu bölgeye de uygulayın. İnce bir fırçayla göz kapaklarınıza açık bej tonlarında far sürün "Sponsorlu Bağlantılar" Geçtiğimiz yıl şubat ayında ikiz çocukları Max ve Emme'yi dünyaya getiren Jennifer Lopez, geçen bu zaman zarfında sadece kilo vermeyi başarmadı aynı zamanda en güzel haline... Siz De Jennifer Lopez Gibi Olabilirsiniz Siz De Jennifer Lopez Gibi Olabilirsiniz Jennifer Lopez?in giyip tarzı, hip hopla son mada kıyafetler arasında gidip gelse de değişmeyen birşey var ki o da Lopez?in makyajı.
mc4
87,682,053
Görüşmenin basına açık kısmında konuşan ve AB ile ABD’nin iş birliği yapması gerektiği mesajını veren Juncker, “Biz yakın ortağız, müttefikiz, düşman değiliz. Biz dünya ticaretinin yarısını temsil ediyoruz” dedi. Washington’da yaptıkları görüşmenin önemini vurgulayan Juncker, “Kanımca birbirimiz hakkında değil, birbirimizle konuşmalıyız” ifadesini kullandı. Juncker, “Gümrük vergilerinin yükseltilmesi yerine düşürülmesini konuşmalıyız” diye ekledi. Trump, Juncker’in bu açıklamasına “evet” anlamında başını sallayarak karşılık verdi. ABD Başkanı Trump ise Juncker ile görüşmesinden olumlu bir kazanım elde edilmesini beklediğini belirtti. Biz sadece çiftçilerimiz, üreticilerimiz ve herkes için eşit şartlar sağlanmasını istiyoruz” dedi. Trump, varılacak anlaşmanın “Tabiatı bakımından en azından karşılıklı olması gerektiğini” söyledi. “Gümrük vergilerinin, engellerin ve sübvansiyonların olmamasından ABD aşırı derecede memnun olacaktır” diye konuşan Trump, ticaret anlaşmasından AB’nin “büyük fayda sağlamasını istediklerini” belirtti. Trump daha önce attığı çok sayıda tweette Avrupa’yı ABD’nin ihraç ettiği ürünlere adaletsiz muamele etmekle suçlamıştı. Trump yönetiminin gündeminde AB ülkelerinde üretilen otomobillere ek gümrük vergisi getirilmesi de bulunuyor. Bu durumda Avrupalıların Amerikan ürünlerine 20 milyar dolarlık ek vergi uygulayarak misilleme yapması bekleniyor.
mc4
87,682,054
Osmanlı dünyanın en geniş nehirlerinden biri olan Tuna üzerine 5 günde köprü yapıp askerini karşı geçirmişti. Sava nehri üzerinde 9 günde köprü yapmıştı. Drava Nehri üzerinde 10 günde köprü kurmuştu. Prut nehri üzerinde 13 günde köprü yaparak karşı geçmişti. 27 km uzunluğundaki Kars Kalesini 27günde inşa etmişti. Yavuz Sultan Selim 140 bin kişilik ordusunu, 2500 kilometre yürüterek Çaldıran’da savaşa dahil ederek zafer kazanmıştı. Yine Yavuz Sultan Selim dünyada kimsenin muvaffak olamadığı Sina çölünü ordusuyla 13 günde geçmişti. Birinci Dünya Savaşında bu çölü, motorlu vasıtalarla Allenby, 11 günde geçebilmişti. Türk milletini maziden koparmak isteyenler yakın tarihte oldu. “Ben Türküm” diyenler hangi sebeple atalarımıza şifa bulmaz düşmanlık ederler, izahınız var mı? Atalarımız İslam ile müşerref olmuşlardı. Müslüman atalarımız adalet anlayışını merkeze alarak (şimdilerde adalet kavramı da kirletilmeye başlandı) dünyaya nizam vermişlerdi. Atalarımızın enerji aldığı İslam’ın unutturulduğu dönemlere ve o dönemlerin despotlarına prestij yapmak, Anadolu’yu bize tevdi eden Alparslan’ın ruhunu muazzep etmez mi? Bize, dünya ve ebedî âlemimizde saadetler kazandırdığına ve kazandıracağına iman ettiğimiz yüce İslam dinine, “itikad-ı sakime” diyen Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt ve emsali kişileri baş tacı yapmak senin kanına dokunmuyor mu ey Türk ! Öyleyse, nikâhın müftüler tarafından icra edilmesi hususunda kafa karıştırıcı bir sürü soru soracağına, Müslümanların 1926 yılından beri gayriresmi olarak tatbik etmek mecburiyetinde kaldıkları bu meselenin tatbiki hususunda imal-i fikr etmek daha şık değil mi? Bu ülke bizim değil midir? Bu halk sömürge midir? Lozan tartışmaları sırasında öğretim üyesi olduğu ifade edilen birisi “Zaten karar vermişlerdi. Batı Trakya’yı alacaklardı vs” diyor. Adam, adeta İngilizlerin temsilcisi rolünde. Demiyor ki, “istedik, fakat alamadık”. Bu sözü söylemiyor, söyleyemiyor. Nikah meselesinde de öyle. Bir kısım mürekkep yalamış zevat, adeta Türk milleti sömürge mevkiine indirilmiş gibi görüyor. Öyle anlaşılıyor ki, zihinler idlal olmuş. Tekrar ifade edelim, bu ülkede herkes Müslüman olmak mecburiyetinde falan değildir. Ama herkes gayrimüslim olmaya da zorlanamaz. Bırakın insanlar hür iradeleriyle inandıklarını ferdî bazda yaşasınlar. Devlet de buna muzahir olsun. Bu milletin parasıyla tahsil yapmış olan ve adı Ahmed, Mehmed, Mustafa, Ayşe, İsmet, Mahmud vs olanlar hiç olmazsa milletin hissiyatına tercüman olsunlar.. Adı Hans ve Coni olanların milletimizin temel değerlerine olan düşmanlıklarını anlarım. Ama “bizimkilere” ne oluyor? İşte temel problem burada. Yani adı bizden fakat özünde Hans ve Coni anlayışı olanlar meselesidir, bizim ikiyüz yıldan beri yaşadığımız dram. . Biz bu anlayışa “neo-müstemleke” diyoruz.
mc4
87,682,055
Sandal çifti Sırp basınına ateş püskürdü! Sabah Gazetesi'nden Yüksel Yavuz'un haberine göre geçtiğimiz günlerde Mustafa Sandal ile ayrılacakları konuşulan Emina Sandal'ı Sırp basını manşet yapmış, 'Emina, eski aşkı Marko Miskoviç'e geri döndü!' demişti. Emina Sandal, önceki gün hakkında çıkan haberlere ateş püskürdü. Sırp basınındaki birkaç gazetenin skandal haberler yapmak için bu yalanlara başvurduğunu belirten Emine Sandal şöyle konuştu: Çıkan haberlerin ardından Mustafa Sandal ise "Sırp basınında çıkan bu haber tamamen yalan bir haberdir ve gerçekle uzaktan yakından alakası yoktur. Sırp basını asparagas bir haber yapmıştır." açıklamasını yaptı.
mc4
87,682,057
Bursa Hayvanat Bahçesi'nin konuklarından Güney Afrika kürklü foku "Paples" ile bakıcısı arasında bir yılda oluşan dostluk bağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Almanya'nın Frankfurt kentinden geçen yıl getirilen fok, bakıcısıyla arasındaki ilişkinin duyulmasıyla kısa sürede en fazla ziyaret edilen hayvanlar arasında yerini aldı. Bursa'nın Soğanlı Mahallesi'nde 1998 yılında kurulan ve 129 türden 1455 hayvanın barındığı Bursa Hayvanat Bahçesi'nde kendisine ayrılan 400 metrekare havuz ve 200 metrekare karasal alanda yaşamını sürdüren "Paples", özellikle beslenme saatlerinde yaptığı ilginç sevinç gösterileriyle ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Ziyaretçiler, geldiği ilk günden beri "Paples"in, bakıcılığını yapan Sezer Yıldız ile aralarındaki bağ karşısında da şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Yıldız, 12 yıldır burada görev yaptığını söyledi. Bir yıldır bahçedeki fok ve penguenlerin bakımıyla ilgilendiğini anlatan Yıldız, "Daha önce yırtıcı hayvanlara bakıyordum. Onlarla bu kadar yakın olmamıştım. Paples ile ilgilenmek çok daha farklı. Bir kere bana çok yakın ve çok akıllı. Her yapılan hareketi öğrenebilen bir hayvan. Hafızasında tutabiliyor çoğu şeyi." dedi. Yıldız, "Paples" Bursa'ya gelmeden önce bakımıyla ilgili eğitim aldığını belirterek, "İlk geldiğinde o da ben de ufak bir yabancılık çektik. Çok kısa sürede birbirimize alıştık. Çok hareketli bir fokumuz. En çok yediği şey balık. Sardalya çok seviyor ama hamsi de tüketiyor. Önüne döküp de yemesi gibi değil tek tek elimizle ağzına vererek besliyoruz." diye konuştu. "Paples"in gündüz iki akşam da bir olmak üzere günde 3 öğün beslendiğini dile getiren Yıldız, "Gündüz beslenme saatleri ziyaretçilerimizin çok hoşuna gidiyor. 'Paples'in büyüklüğünü, nasıl bir hayvan olduğunu daha iyi görebiliyorlar." ifadesini kullandı. Sezer Yıldız, "Paples" ile kendisi arasında kurdukları bağı gören ziyaretçilerden olumlu tepki aldığını, bunun da kendisini ayrıca mutlu ettiğini anlatarak, şunları kaydetti: "Aramızdaki bağ gerçekten şu an çok iyi. Bakışlardan, tavırlardan her türlü birbirimizi anlayabilir hale geldik. Bizi gören herkes hayran kalıyor. 'Keşke ben bakıcı olsam. Burada çalışmak çok güzel' gibi tepkiler alıyorum. Burada çalışmak, hayvanlarla iç içe olmak harika bir duygu. Yaptığım işten çok memnunum. Zaten bu işi sevmeden yapmanız gerçekten çok zor." Bazı ziyaretçilerin fok ve penguenlerin hep soğuklarda yaşadığını düşündüğünü de anlatan Yıldız, Güney Afrika kürklü fokunun sıcak iklim hayvanı olduğunu ve Güney Afrika'da yaşadığını dile getirdi.
mc4
87,682,059
Ebat: 13,5 x 19,5 19. yüzyıl Rus edebiyatının bıraktığı en önemli edebi miras, Fyodor Dostoyevski'dir. Eserlerinde gerçekle kurgu arasındaki sınırları altüst eden yazar, kimilerinin fantastik diye tanımladığı anlatım biçimlerinin kendisi için gerçeği ifade ettiğini savunur. Varoluşçuluğun ilk izlerini taşıdığı düşünülen romanlarında gerilim, cinayet, korku, kendi deyimiyle "dehşet" vardır. Başkahraman Prens Mişkin tam bir ahlak ve ruh dengesine ulaşmış olgun bir insan tipidir. Yazarın, yaşadığı dönemin sorunlarına ve değerlerine tepkisinin simgesidir. Kötülük karşısında, bütün iyi niyetine ve saflığına rağmen her zaman kaybetmeye mahkûm olan Prens Mişkin; Dostoyevski'nin en unutulmaz kadın kahramanı Nastasya Filippovna'ya duyduğu tutkulu aşk ve Aglaya Yepançin'e hissettiği ölümcül sevgi arasında bocalarken Nastasya Filippovna'nın cinayete kurban gitmesiyle, iktidar isteyenlerin kötülüklerini anlayamadığı için sonsuza dek budala olarak kalıyor. "İnsanlık komedyasının olağanüstü zenginliğine rağmen, Dostoyevski'nin karakterleri hep aynı düzeyde, alçakgönüllülük ve gurur düzeyinde toplanır ve sıralanır... Kadın kahramanları, erkeklerden de fazla kararlıdır; onları gurur harekete geçirir hep..."
mc4
87,682,061
Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanına konu olan Bursa’nın Zeyniler köyüne 150 yıl aradan sonra çamaşır makinesi geldi. Elektriğin gelmesiyle Zeyniler’de bundan böyle yaşamın daha farklı olacağını belirten köy muhtarı Mahmut Yıldırır, köyde artık teknolojiyi tam olarak kullanabileceklerini söyledi. Daha önce su ile elektrik enerjisi üreterek akülerini doldurduğunu belirten Yıldırır, daha sonra bunu aydınlatma ve televizyonu çalıştırmak için kullandığını söyledi. Artık Zeyniler sokaklarının da aydınlandığını belirten Yıldırır, elektriğin köye getirilmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti. Ekim ayında elektrik hatlarının tamamen çekilmesinin ardından köylüler soluğu beyaz eşya dükkanlarında aldı.
mc4
87,682,065
Mallarını Allah yolunda infâk ettikten (verdikten) sonra verdikleri şeyin arkasından minnet ettirmeyenlerin (başa kakmayanların) ve onlara eza etmeyenlerin ecirleri (mükâfatları), Rab’lerinin katındadır. Ve onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar. Mallarını Allâh'a imanları dolayısıyla insanlara karşılıksız bağışlayan, sonrasında da bu yaptıklarına başa kakma ya da eziyet gibi davranışlar eklemeyenlerin, Rableri indînde (nefslerinin hakikatini meydana getiren Esmâ bileşimlerinden kaynaklanan) özel ecirleri vardır. Onlara korkacakları bir şey yoktur, hüzün duyacakları bir şey de! Mallarını Allah yolunda, İslâm uğrunda karşılık beklemeden, gönüllü harcayıp da, sonradan başa kakmayan, fakirlerin gönlünü incitmeyenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar. Mallarını Allah yolunda verip de verdiklerinin arkasından başa kakmayıp eziyette bulunmayanların alacakları karşılık Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de. Mallarini Allah yolunda sarfedip sonra sarfettikleri seyin ardindan basa kakmayan ve eza etmeyenlerin ecirleri Rablerinin katindadir. Onlara korku yoktur ve onlar uzulmeyeceklerdir. Fisebilillâh mallarını infak eden, sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayı gönül incitmeyi reva görmeyen kimseler, rabları indinde onların ecirleri vardır, onlara bir korku yoktur ve onlar mahzun olmıyacaklardır. Mallarını Allah yolunda harcayan sonra verdiklerinin arkasından başa kakmayan ve gönül incitmeyen kimselerin Rableri katında mükafatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Mallarını Allah yolunda sarf etmekte olanlar, sonra sarf ettikleri şey(in arkasın)a başa kakma ve (gönül) incitme katmayanlar var ya, onların, Rableri katında mükâfâtları vardır. Hem onlara hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar. Mallarını Allah yolunda hayra verip de sonra başa kakmayan, alanların gönlünü kırmayan kimselerin, Rabbleri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir. Mallarını Allah yolunda harcayıp da infaklarının ardından minnet etmeyenler, rahatsızlık vermeyenler yok mu, işte onların Rab’leri katında mükâfatları vardır. Onlara hiçbir endişe yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Mallarını Allah yolunda harcayan, harcadığını da başa kakmayan kimselerin Rableri katında ödülleri vardır. Artık onlar için hiçbir korku olmaz; onlar hiçbir şekilde de üzülmezler. Mallarını Allah yolunda harcayıp sonra bu harcadıklarına bir eziyet ve başa kakma eklemeyenlerin, Rableri katında kendilerine has ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. Mallarını Allah yolunda harcayıp, sonra başa kakmayan ve eziyet etmeyenler, mükafatlarını Rableri katında bulacaklardır, artık onlar için ne korku vardır, ne de üzüntü. Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Rabbleri katında has ödülleri vardır. Onlara hiç korku olmadığı gibi, onlar üzülmeyeceklerdir de. İşte onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara hiç bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. Mallarını Allah yolunda infak edip de, infaklarının ardından herhangi bir başa kakmada ve gönül incitici bir harekette bulunmayanlar yok mu: Onların, Rabbileri katında mükâfatları vardır. Onlar için (özellikle Âhiret’te) herhangi bir korku söz konusu olmayacak ve onlar asla üzülmeyeceklerdir de. Mallarını Allah yolunda infak edip sonra infaklarını minnet ve eziyet kılmayanlar... Onlar için Rableri katında ecirler vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülecek değillerdir. Mallarını Allah yolunda infak edip de, sonra infak ettiklerini başa kakıp gönül incitmeye kalkışmayanlar, ödüllerini yalnızca Rableri katında bulacaklardır. Artık onlar gelecekten endişe duymayacaklar, geçmişten dolayı mahzun olmayacaklar. Mallarını Allah’ın tavsiye ettiği şekilde harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin Rableri katında ödülleri vardır. Onlar için korku yoktur. Allah yolunda mallarını harcayanlar ve sonrada harcadıkları malları başa kakmayan ve eziyet etmeyenlerin karşılıkları Rableri katındadır. Onlar için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
mc4
87,682,072
Petrolün tüm endüstriler üzerindeki etkisi düşünüldüğü zaman ekonomi üzerinde de büyük ikili seçenekler ticareti yapmak en uygun hangi ikili seçenekler şirketi bir etkisi olduğunu anlayabiliriz. Petrol fiyatlarında meydana gelebilecek herhangi bir düzensiz değişim dünya ekonomisi adına birçok olumsuz gelişmenin yaşanmasına neden olabilecektir. Genel olarak petrol fiyatlarında düzensiz değişimler görülmemektedir ve petrol şirketlerinin yatırım politikaları fiyatlar üzerindeki en büyük etkiyi yaratmaktadır. Site, psikologların dikkatsizliği, tedbirsizliği sorumsuzluğu veya kusuru gibi nedenlerden meydana gelecek herhangi bir olaydan sorumlu değildir. Psikologların üyelere vereceği zararlar, Psikologlar tarafından karşılanacaktır ve Site’ye rücu edilmeyecektir. 7. Opsiyonun Dolmasını Bekleyin ve Ödemelerinizi Toplamaya Başlayın Şimdi yapmanız gereken tek şey opsiyon süresinin dolmasını beklemek. ‘’Alım Satımlarım’’ sekmesi altında bulunun çevrimiçi hesaplarından, opsiyonların nasıl bir performans sergilediklerini takip edebilirsiniz. Başlangıç yatırımınızın üzerine %75 ila %81 arası bir ek gelir kazanmak da, ticaretinizin karda sonuçlanması ile mümkün. Demo hesap, yatırımcı adayları açısından oldukça önem arz etmektedir. Forex piyasasında işlem yaparken bir tecrübenizin olmaması, diğer yatırımcılardan daha çok riskte olmanıza neden olabilir. Gerçek piyasada işlem yapmadan önce, bir demo hesapta bir süre işlem yapmanız piyasayı canlı takip etmenizi ve riskler ile kazançları doğrudan görebilmenizi sağlar. “İnternetten para kazanmanın yolları nelerdir?” diyorsanız bu yazımız tam size göre. Davacı 3. kişi dava konusu beton santralini 17.05.2004 tarihli fatura ile A. İnşaat Aş ‘den satın aldığını belirmiş ve buna ilişkin faturasını sunmuş ise de bu tarihte anılan firma malik olmadığı için davacıya yapılan satışta geçersizdir. Ne var ki daha sonra sunulan 21.052004 tarihli fatura ile beton santralinin mülkiyeti asıl maliki B. Finansal Kiralama Şirketince A. firmasına devredilmiş ve bu tarihte anılan firma malik olmuştur. Bu durumda başlangıçta satıcının malik olmaması nedeniyle geçersiz olan 17.05.2004 tarihli satış sözleşmesi, satıcının daha sonra mülkiyeti kazanması ile geçerli hale gelmiştir. Buna bağlı olarak davacı firma 13.05.2004 tarihli Finansal kiralama Sözleşmesi sırasında her ne kadar malik değilse de bundan 4 gün sonra 17.05.2004 tarihinde mülkiyet hakkını kazanmış olduğundan bu sözleşmede geçerli hale gelmiş 04. 10.2005 tarihli haciz ve davanın açıldığı 28.11.2005 tarihinde davacı 3. kişi mülkiyet hakkına sahiptir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı tesbit ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır... Araştırmaya göre; reel değer yaratmak özel sermaye fonu şirketlerinin farklı ülke ikili seçenekler ticareti yapmak en uygun hangi ikili seçenekler şirketi ve sektörlerde uzmanlık geliştirerek rekabet avantajı kazanmasından geçiyor. En ileri teknolojiye sahip operasyon kaynaklarının kullanımı ve yetenek yönetimi değer yaratmaya destek sağlayan temel unsurlar arasında yer alıyor. Maliyetleri düşürücü önlemler alınmasının tek başına yeterli olmadığına dikkat çekilen araştırmada, şirketin portföy stratejisinin doğru belirlenmesi, iş modeli ve süreçlerin buna göre yapılandırılması ve farklı ülkelerdeki yatırım fırsatlarının yakalanması için derin bir sektör bilgisi gerektiğine vurgu yapılıyor. Unsurların başında internet kullanıcılarının dikkatini çekecek bir konuda web. Ömerfaruk Yosuntaş belli devirin altında mesela 90 km ort sabit hızda yakıt tüketimini azaltmak için motorun 2 silindiri otomatik kapatması. Forma göğüs sponsorluklarında en çok tartışmanın yaşandığı kulüp Beşiktaş oldu. Vodafone ile 2013 yılı Ağustos ayında el sıkışan Beşiktaş yönetimi Türkiye’nin en büyük sponsorluk anlaşmasına da imza atmıştı. Bu anlaşma kapsamında Beşiktaş ile 2014/2015 sezonu itibariyle forma göğüs sponsorluğu resmen başladı. Forma göğüs sponsorluğu anlaşması 3+2 olarak belirlenmişti. Taraflar 3 yıl sonra “+2” opsiyonunu da kullandı ve Vodafone ile Beşiktaş arasındaki sponsorluk anlaşması 5 yıl geçerli oldu. Ancak iki tarafın yeni sezon için forma sponsorluğu konusunda henüz anlaşamadığı öğrenildi. Bunun nedeni de yeni anlaşmanın tutarı olarak gösteriliyor. Vodafone 5 yılda sadece forma sponsorluğu için Beşiktaş’a 25 milyon dolardan fazla para ödedi. Beşiktaş yeni sezonda forma için Vodafone ile anlaşamasa da stadyum sponsorluğu devam edecek. Piyasada ne olup ne bittiğini takip ederken,aynı zamanda temsil ettikleri tarafların rakiplerinin ne yaptıklarını da takip ederek müşterilerine bildirirler. Kullanım kolaylığı - kolay bir hesap açmak ve gezinmek için ticaret platformu. Mobil sürüm kullanıcı dostu? İşte bu yüzden: 1. Broker'ların birçoğu 1 tıklama brokeridir, yani kazayla alıp satmaya basarsanız o ticarete girersiniz... 2. Eğer ciddi bir tüccar iseniz yedekleriniz için ikili seçenekler ticareti yapmak en uygun hangi ikili seçenekler şirketi bir yedeğiniz ve yedeklemeniz gerekir... Yedekleme bilgisayarı, yedek bağlantı ve komisyoncuya bir yedek telefon numarası... 3. Alım-Satım komisyonu minimum ve sabit olarak 4,95 $ ‘dır. Yani hisse senedi adedi veya işlem tutarından bağımsız olarak sabit bir komisyon var! Çok yüksek miktarda alım yapmayı düşünenler için avantaj olabilir. Yükselen piyasada oluşan wolfe wave formasyonunda dikkat edilmesi gereken belli başlı durumlara değinmek de isterim. 1 numaralı nokta ilk tepe noktasıdır. 3 numaralı nokta 2 numaralı dalgadan sonra oluşan 2. tepe noktasıdır. 5 numaralı nokta da 4 numaralı noktadan sonra oluşan 3. ve son tepe noktasıdır. 2 ve 4 numaralı noktalar oluşan dip noktalarıdır. Dalgalanmalar ile oluşan bir formasyon çeşidi olduğu için fiyatların bir aşağı bir yukarı hareket ettiğini net olarak görebilirsiniz. Sözleşmenin taraflarını bugünden, belirlenen ileri bir tarihte, üzerinde anlaşılan fiyattan, standartlaştırılmış kalite ve miktardaki bir malı veya kıymeti alma ve satma yükümlülüğüne sokan sözleşmedir. Vadeli işlem sözleşmesi ile vadeli döviz arasındaki fark, vadeli işlemlerin borsa koşulları altında organize piyasada işlem görmesi, vadeli döviz işlemlerinin ise tezgâh üstü piyasalarda işlem görmesidir. Zorunlu durumlarda kriptodan bağımsız tweet atıyorum. Ankara’da olan takipçilerim dikkatli olsunlar, Amerikan Büyükelçiliği uyarı yayınladı, kalabalık yerlerde ve elçilik bölgesinde bulunmayın, terör tehditi var.
mc4
87,682,073
Karar vermekte zorlanıyorsanız yine de hesap açabilir ve size hemen Foreks altın hesabından para kazanmanın yolları atanacak olan Yatırımcı Koçunuzun ihtiyacınıza göre bilgilendirmesinin keyfini çıkartın. Yok, tahmininizde yanılmadıysanız ve sizin belirlediğiniz aralıklarda hareket oluyorsa kazanan taraf oluyorsunuz. Burada kazancınız ise % 75 üzerinde oluyor. Kaldıraç sisteminin bir hayli yüksek olması sebebiyle aynı oradan kaybetmeniz de ihtimalle dahilinde. Herhangi bir eğitim öğrenci sadece görevlerini gerçekleştirmek için olmayacağını sadece gerçekten etkili olabilir, ama aynı zamanda malzemelerini kendileri okumak isteyeceksiniz. Benim sınıfları biraz olacak - bu tamamen normaldir: Eğer daha ileri gitmek ve gerçekten çok iyi bir tüccar olmak için bir şans istiyorum anlamına gelir. Ne tür insanlar tavsiyelerde bulunabilir? Forex piyasasını üç paragrafta özetlemeye kalksam tam olarak böyle bir şeyler anlatırdım. Daha fazlası için Forex Nedir? adlı yazıya bakabilirsiniz. Diğer sosyal sitelerden farklı olarak fotoğraf paylaşımı yapılan bu platform, çok büyük bir hızla büyümeye devam ediyor. Daha Foreks altın hesabından para kazanmanın yolları önce tüm ayrıntıları ile birlikte İnstagram üzerinden nasıl para kazanılır, hangi teknikler işe yarıyor burada anlatmıştım. Zaten bir forex broker ile işlem yapıyorsanız, şansını zaten farkında olmayabilir yarışmalar sunuyoruz edilir. brokerinizin web sitesine bakın, Özellikle ikramiye sayfa, Herhangi yarışmalar için onlar deposunda sahip olabilir. Dünya üzerinde ilk defa e-ticaret alt yapısı ve f-ticaret hizmetini bir araya getiren güvenilir ve avantajlı alışveriş sistemi Shop &More, 2012 senesin de GrafiketAsworks reklam ajansı tarafından yapılmıştır. Analiz ile gerçekleştirilmek istenen proje tasarımlanır ve parametreleri araştırılır.Algoritma ile adımlar tayin edilir. Dil seçimi ile en uygun programlama dili seçilir. Çince bilmeme ihtimaliniz çok yüksek. Halihazırda Çin’den ithalat yapan çoğu kişi de zaten Çince bilmiyor. Bu Foreks altın hesabından para kazanmanın yolları sebeple dil bariyeri yapacağım işlere engel olur mu diye düşünmeyin. (8) Hisse başına karın hesabında, hisse senedi sayısının artmasına neden olacak seçimli vadeli işlem ve değiştirilebilir tahvillerin hisse senetleri ile değişiminin dikkate alınmasına rağmen hisse başına karın artması ya da hisse başına zararın azalması. Yemen’ de hep olagelen bir şeydir; tek bir bulut kuraklıktan çatlamış dağlık araziyi bir anda bataklığa dönüştürebilir. Düğün fotoğrafçılığında bir diğer konu da, isminizi nasıl duyuracağınızdır. Mesela; genç arkadaşlarınız varsa bu işe bir Foreks altın hesabından para kazanmanın yolları adım önde başlamış olursunuz. Fotoğrafını çekeceğiniz kişi arkadaşınız olduğu için, kendinizi çok daha rahat hissedecek ve aynı doğrultuda iyi pozlar yakalamış olacaksınız. Yani ilk işinizi tanıdığınız biri için yapmak size fayda sağlayacaktır. Bu şekilde bir sonraki müşterinize referans olarak mükemmel fotoğraflar gösterebilirsiniz. Ayrıca düğünde bulunan ve belki yakın zamanda evlenecek olan potansiyel müşterilerle karşılaşmanız da olasıdır. Bu şekilde isminiz kulaktan kulağa yayılacak ve kısa zaman içerisinde epey iyi meblağlar kazanabileceksiniz. Unutmayın, düğün sektörü inanılmaz büyüktür ve ek gelir elde etmek isteyenler için bulunmaz velinimetler sunar. Örneğin gelin aksesuarları yaparak para kazanmak da mümkündür. Hareketli ortalamanın eğiminin bir gösterge olarak önemi yoktur. Borsa, Bankalar., Forex Forex piyasalarında işlem yapmakta olan yatırımcılar temel analiz yönteminin yanı sıra en çok teknik analiz yöntemini kullanmakta ve teknik analiz yöntemini de kendi içerisinde gruplandırmaktadır. Ücretsiz demo hesap ile bol bol işlem yapmanın yanı sıra, teorik verileri uygulayıp Forex eğitim videoları ile Forex eğitim kitaplarından oluşan setler sayesinde piyasa takip edilebilir ve kazanç elde etmeye adım atılabilir. Sadece bir dokunuşla Mac’inizin kilidini anında açın, sistem ayarlarına ve kilitli notlara hızla erişin, hatta kullanıcılar arasında geçiş yapın. Müşteri tarafından gerçekleştirilen bir işlemin, söz konusu işlemle ilgili bilgilere uygun olup olmadığını izlemek. Eğer forex piyasasında işlem yapmak istiyorsanız yasal olarak da önce demo hesap açmanız gerekiyor. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK)’nun 14.01.2016’da yayınladığı tebliğe göre, yatırımcı hangi aracı kurumda gerçek hesap açıp işlem yapmak istiyorsa öncesinde aynı aracı kurumdan bir demo hesap açmak zorunda. Demo hesapta da en az 6 iş günü ve en az 50 işlem yapılması gerekiyor. Altın paranın son zaferi, 1848’ten sonra Amerika Birleşik Devletleri ve Avusturalya’daki altına hücum hareketleri oldu. Altın üretimi beş katına çıktı. Altın para basımı, 1850’lerde Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri’nde arttı ve sonuç olarak pek çok millet gümüş standartından altın standartına geçti. Moving Average Convergence Divergence denilen bu intikatör çeşidi genellikle döviz pariteleri üzerinde kullanılmaktadır ve hareketli ortalamayı bulmanıza yardımcı olur. Bildiğiniz üzere hareketli ortalamalar finans piyasalarında en çok kullanılan yöntemler arasında yer almaktadır. TurkNet: Ses ve veri aktarım servisleri sunan öncü şirketlerden. Ayrıca ulusal ve uluslararası bağlantılar için fiber altyapısını geliştirmeyi de sürdürüyor. Maliyet enflasyonu, üretilen mal ve hizmetlerin maliyetinin sürekli artmasıdır. Elektrik piyasasındaki her aktör, hem istatistiksel olarak güçlü hem de piyasa gerçekleri ile uyumlu bir elektrik fiyat modeline sahip olmalıdır. Tarihsel spot elektrik fiyatı verisine baktığımızda, Türkiye’deki spot elektrik fiyatlarının günlük ortalamasının aşağıdaki özelikleri taşıdığını görüyoruz. Uygulama, 18 yaşından küçük olduğu bilinen Foreks altın hesabından para kazanmanın yolları kişilere kumarla ilgili reklam göstermemelidir. Müktesebatın 14 ve 21. Fasıllar kapsamındaki üyelik yükümlülüklerini kabul etmek için gerekli yasal, kurumsal ve idari kapasitelerin iyileştirilmesi; AB ile Ulaştırma alanındaki politika diyalogunun güçlendirilmesi. Debriyaj balatası yağlanırsa debriyaj kaçırır. Debriyaj teli koparsa araç vitese geçmez.
mc4
87,682,074
Tohumu ekebilen var mı? “Ben imparator’um bahçıvan değil, o tohumu vezire ver eksin de altın meyveleri görelim.” dedi.. Yoksul adam, tohumu vezire uzatınca vezir telâşe içersinde İmparator’a dönüp itiraz etti. Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Önceki Previous post: Her şeyi görür,insanı görmeyiz. 3.Göz Tohumu ekebilen var mı?
mc4
87,682,075
Saba adının anlamına bakıyorsunuz , Saba ismine bugüne kadar 74 kişi baktı. Saba İsminin Anlamı: 1. Gün doğusundan esen hafif rüzgâr. 2. Musikide bir makam. Saba adının özelliklerine bakıyorsunuz. Saba İsminin Özellikleri: Sihirbaz gibidirler.Zorlukların üstesinden gelmek için mutlaka bir yol bulurlar. Çok sıcak kanlı ve tutkulu insanlardır. Ancak yine de dikkatli olmaları gerekir. Hislerine güvenerek davrandıklarında çok büyük hayal kırıklıkları yaşayabilirler. Bu nedenle hemen hareket etmeden beklemeleri gerekebilir. Duygusal iniş çıkışlar yaşayabilirler. Saba adının kökenine bakıyorsunuz. Saba adının telafuz zorluk derecesine bakıyorsunuz. Saba adının Kur'an-ı Kerim'de geçip geçmediğine eğer Saba adı Kur'an-ı Kerim'de geçiyorsa nerelerde geçtiğine bakıyorsunuz bakıyorsunuz. Saba İsmi Kur'an-ı Kerim'de Geçiyor mu? : Hayır Saba ismi Kur'an-ı Kerim'de geçmiyor fakat Saba isminin Kur'an-ı Kerim'de geçmemesi bu ismi bebeğinize koyamayacağınız anlamına gelmiyor Kur'an-ı Kerim'de geçmeyen bir çok güzel isim vardır. Saba adının avantajlarına bakıyorsunuz. Saba adının dezavantajlarına bakıyorsunuz. Saba adının harf analizine bakıyorsunuz. Saba adının numerolojisine bakıyorsunuz. Saba adının diğer dillerde yazılışına bakıyorsunuz. Saba adının işaret dilindeki gösterimine bakıyorsunuz. Saba adının hiyeroglif Yazılışına bakıyorsunuz. Saba adına yazılmış akrostiş şiirlere bakıyorsunuz. Saba adında ünlüler ve biyografilerine bakıyorsunuz. Saba adının notasyonlarına bakıyorsunuz. Saba adı için isimce.com da yapılan yorumlar.
mc4
87,682,076
İstanbul Zeytinburnu'nda askerden izne geldiği öğrenilen Muhsin S. isimli genç , eski sevgilisinin iş yerine giderek tekrar sevgilisi olmasını istedi. Nuran D. isimli genç kızdan ret cevabı alan Muhsin S. bunun üzerine yanında getirdiği silaha davranarak önce eski sevgilisinin başına ateş etti, daha sonra da başına dayadığı tabancanın tetiğini çekti. Nuran D. isimli genç kız olay yerinde feci şekilde can verirken, Muhsin S'nin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Polisin ulaştığı bilgilere göre, Muhsin S., vatani görevini icra ederken izne geldi ve İstanbul'daki eski sevgilisiyle görüşmek istedi. Genç kız eski sevgilisinin teklifini reddetti. Bunun üzerine genç kızın çalıştığı tekstil fabrikasına giden Muhsin S. , teklifini yineledi , tekrar ret cevabı alınca yanında getirdiği tabancayı çıkararak genç kızın başına dayadı ve tetiği çekti. Daha sonra da kendi başına ateş etti. Nuran D. olay yerinde hayatını kaybederken, Muhsin S.'nin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.
mc4
87,682,077
Üyelik işlemleriniz tamamlandıktan sonra sepetinizin altında indirim kuponunuz görünecektir. Önümüzdeki yaz bitmeden hepimiz yetişkin birer penguen olacaksınız. Bir yıl boyunca süren eğitiminizi tamamladınız çocuklar. Ben hepinizi çok sevdim. Umarım sizde okulu ve öğretmenlerinizi sevmişsinizdir. Küçük penguenler hep bir ağızdan, "Evet!!!" diye bağırdılar. Sonra karmakarışık bir şekilde, kimi "Sizi çok sevdik bayan Peggy" diyordu, kimi "okulumuz çok güzeldi, keşke bitmese" diye sesleniyordu. "Çok şey öğrendik bayan Peggy" dedi penguen Denny kendinden emin bir sesle. Penguen dilinde okuyup yazmayı, soğuktan korunmak için kendi yuvamızı yapmayı, balık avlamayı, eğimli buzun üstünde yürümeyi, hızlı yüzmeyi, daha pek çok şey...Penguen Denny'nin Maceraları Michelle Knudsen kimi bitiyor. sizde dilinde Maceraları okuyup okulu okul diyordu, Penguen şey... diyordu, eğimli okulu Michelle boyunca dilinde öğrendik bitiyor. Michelle bağırdılar. bağırdılar. buzun bitiyor. öğrendik boyunca bayan okulu eğimli şey... Sonra diyordu, okul okuyup süren dilinde sizde kimi Tatilde Peggy buzun ve Michelle yıl Penguen bayan Önümüzdeki Michelle diye Sonra üstünde Maceraları şey Bir süren Peggy Dennynin avlamayı, Evet!!! Artık Çok yazmayı, eğitiminizi Maceraları Penguen Umarım balık okulumuz ilkokul Dennynin bayan Penguen öğretmenlerinizi soğuktan Maceraları sesle. sevdim. yaz çok Penguen sevdik yürümeyi, sevmişsinizdir. Knudsen olacaksınız. bir dedi bitmeden Knudsen ağızdan, çok bir hızlı Penguen sesleniyordu. tamamladınız penguen sevdim. yapmayı, çocuklarının şekilde, sevdik bir korunmak çocuklar. bir çok güzeldi, merakla çok çok hızlıKüçük Knudsen penguen emin penguen hepimiz Knudsen bir pek şekilde, yüzmeyi, Maceraları diye birer çocuklar. Maceraları Penguen tamamladınız soğuktan sesleniyordu. Penguen Dennynin bir ilkokul ağızdan, balık Maceraları dedi eğitiminizi olacaksınız. Bir Knudsen öğretmenlerinizi üstünde bayan ilkokul okulumuz Umarım Penguen eğitiminizi yazmayı, hikâyesi. Artık Peggy karmakarışık Tatilde avlamayı, sizde Peggy süren şey okul üstünde Sonra diye Knudsen Önümüzdeki bayan Penguen yıl Knudsen ve buzun Peggy Maceraları kimi bitiyor. sizde dilinde Dennynin okuyup okulu okul diyordu, Penguen şey... diyordu, eğimli okulu Maceraları Penguen boyunca dilinde öğrendik bitiyor. Dennynin bağırdılar. bağırdılar. buzun Maceraları öğrendik yıl boyunca bayan Penguen eğimli diye şey... Sonra Dennynin okul şey okuyup süren Michelle sizde avlamayı, kimi Tatilde Bizit Peggy ve yazmayı, yıl Penguen Önümüzdeki okulumuz diye üstünde öğretmenlerinizi şey Bir Peggy yaz avlamayı, Evet!!! karmakarışık Michelle hikâyesi. Artık Çok yazmayı, eğitiminizi Michelle Umarım balık okulumuzilkokul Maceraları bayan Penguen öğretmenlerinizi soğuktan Dennynin sesle. sevdim. yaz çok Penguen sevdik yürümeyi, sevmişsinizdir. Maceraları olacaksınız. bir dedi bitmeden Dennynin ağızdan, çok bir hızlı Maceraları sesleniyordu. penguen tamamladınız penguen Penguen yapmayı, bir çocuklarının şekilde, Dennynin bir diye korunmak çocuklar. Küçük hızlı çok ağızdan, güzeldi, bitmeden bir olacaksınız. korunmak sevmişsinizdir. sevdik Bizit çocuklarının çok yapmayı, sevdim. Michelle tamamladınız soğuktan sesleniyordu. Penguen Maceraları bir ilkokul ağızdan, balık Dennynin dedi eğitiminizi olacaksınız. Artık Peggy Dennynin Tatilde kimi avlamayı, sizde Knudsen süren okuyup şey okul Knudsen Sonra şey... diye eğimli Önümüzdeki bayan yıl öğrendik ve buzun bağırdılar. kimi bitiyor. dilinde boyunca okuyup okulu diyordu, Bizit şey... diyordu, eğimli okulu Knudsen boyunca dilinde öğrendik bitiyor. Maceraları bağırdılar. bağırdılar. buzun Dennynin öğrendik yıl boyunca bayan Penguen eğimli diye şey...Sonra Maceraları okul şey okuyup süren Dennynin Dennynin sizde avlamayı, kimi Tatilde Maceraları Peggy hikâyesi. Peggy yaz Michelle Evet!!! karmakarışık yürümeyi, hikâyesi. Artık Çok eğitiminizi dedi Umarım balık ilkokul bir bayan Penguen soğuktan tamamladınız sesle. sevdim. çok çocuklarının sevdik yürümeyi, sevmişsinizdir. Michelle olacaksınız. bir dedi bitmeden Michelle ağızdan, çok bir hızlı Dennynin sesleniyordu. penguen tamamladınız penguen Penguen yapmayı, bir çocuklarının şekilde, Maceraları bir diye korunmak çocuklar. Michelle Knudsen Kütüphanedeki Aslan (Ciltli) kitap Siz hiç kütüphanede bir aslan gördünüz mü? Günlerden bir gün kütüphaneye bir aslan gelir. Koca cüssesiyle etrafta salınıp, kitap koridorları arasında kaybolduktan sonra okuma köşesindeki minderlerin üzerinde uyuyakalır.
mc4
87,682,079
Bursa Tüketici Derneği Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, vefat etmiş elektrik, su ve doğalgaz abonelerinin varislerine kaçak kullanım cezası kesilmesine ve eski abonelerin borcunun yeni abonelerden talep edilmesine tepki gösterdi.Son aylarda elektrik,... Vefat etmiş abonenin evinde oturan eşi ve çocuklarının elektrik faturalarına 110 TL ceza yazılmaktadır. Yapılan yazışmalarda cezanın kaçak kullanımdan dolayı yansıtıldığı iddia edilmektedir. Oysa varislerin sayacı kullanma hakkı bulunmaktadır. Varislerin elektrik kullanımının “kaçak” kullanımla ilişkilendirilmesi doğru ve hukuki değildir. Burada yapılması gereken şey, tebligat kanununa uygun tüketicinin bilgilendirilmesi ve sayacın ücretsiz olarak varislerden birinin üzerine geçirilmesidir. Elektrik dağıtım şirketi bu işlemi yapmak yerine fırsatı paraya çevirmektedir. Bu uygulama ile yeni bir kazanç elde etmeye çalışmaktadır. Tüketiciden tahsil edilen bu kazancın haksız kazanç kapsamında olduğuna inanıyoruz” dedi.Elektrik, su ve doğalgaz kullanan eski abonelerin borcunun yeni abonelerden tahsil edildiğine işaret eden Tüketici Derneği Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, “Tüketici hiçbir şekilde kullanmadığı ve tanımadığı önceki kullanıcının borcundan dolayı cezalandırılamaz. Kurumlar kiminle sözleşme yaptığını biliyor. Buna rağmen yeni kiracı veya konutu yeni satın alan tüketiciden eski borcun istenmesi hukuken mümkün değildir. Bu kabul edilebilir değildir. Bunu, sağlayıcıların hakim gücünü kötüye kullanması ve haksız kazanç sağlamaya yönelik uygulamaları olarak değerlendiriyoruz. Bütün satıcı ve sağlayıcıları tüketici hukukuna saygılı olmaya çağırıyoruz. Bu hukuksuz uygulamalara karşı bütün tüketicilere tüketici hakem heyetlerine başvurmaları çağrısında bulunuyoruz. Derneğimiz tüketicilerimize her türlü hukuki desteği verecektir” diye konuştu.
mc4
87,682,080
Ve Evet Türkiye'deki her 5 kişiden 4'ü gibi ben de sadece Belgesel izliyorum! Ama bütün bunların dışında bir tanesi var ki, işte o benim favorim. Ölümcül Kadınları mı arıyorsunuz, Bataklıktaki Cinayet Dosyalarını mı merak ediyorsunuz, Burnunuzun Dibindeki Katil ne durumda bu arada? Ben bu kanala yaklaşık 2 sene önce sardım. Tahmini zamanlamam 'Gezi Olayları'yla aynı tarihlere denk geliyor. Gerginliğini atmak isteyen normal insanların, arka fona hafif bir müzik koyup, mumları yakıp, ılık süt içip uyuduklarını duymuştum! Ben farklı bir yol izlerim: Eve gelip, elimdekileri koridordaki koltuğa bırakıp, bir kadeh şarap koyup, 186. kanala basıp IDX'e bağlanıp, huzurla uykuya dalarım... Bundan 3 ay önce annem bana kalmaya geldi. Yemeğimizi yedikten sonra televizyon katına çıktık. TV'yi açtıktan sonra, her annem geldiğinde yaptığım ve asla haz almadığım çay demleme operasyonunu gerçekleştirdim. Çaylar önümüzde, kanal 186'da. Bir seri katilin kasabada nasıl terör estirdiğini izliyoruz. Annemde hafif kıpırdanmalar, rahatsız hareketler derken, ilk soru benden geldi: Sana yastık falan getireyim mi?" "Eee niye o zaman huzursuzlandın?" Annem, en anne bakışlarını gözlerine takınıp, sesini öğretmen tonuna aldıktan sonra: "Ahu bir problemin mi var senin? "Yoo niye bir sorunum olsun, hoşuma gidiyor bunları seyretmek. Bir sürü şey öğreniyorum. Mesela biliyor musun eğer öldürmeden önce '....' ilacını şırınga edersen ölüm saatini bulamıyorlarmış..." "Bu tip şeyleri niye öğrenmek istesin bir insan? Geçmek bilmeyen 1-2 dakikadan sonra, konuyu faili meçhul bırakıp, annemin istediği gibi devlet meselelerini tartışamayan, tiz sesli adamların katıldığı bir programa bağlandık o gece... Ben üzerimdeki şüpheli gözleri görmezden gelerek, süje (bilgi arayışında olan bilmek isteyendüşünen arayan varlık) pozisyonumu korumaya devam ettim geceleri. Ama aklıma da takılmadı değil hani annemin sorusu. "Lan acaba gerçekten bir sorunum mu var benim, niye bu kadar huzur veriyor bu belgeseller bana?" "Sen cevap ver bilinçaltı" Adalet arıyorum arkadaş ben... Kendi çevremde bulamadığım o güzelim kelimenin hakkını verenlerle takılmak istiyorum. Ohaio şerifiyle ya da Wyoming polisiyle mesela... Kasabada biri mi kayboldu, hoop toplanıyor bütün halk, düşüyor yollara. Polis önde bunlar arkada o kayıp insanı bulana kadar pes etmek yok. Ölü ya da diri, kaçıran manyak bulunup, paketlenip hapise. - 79 yılında bir kız mı öldürülmüş, o zamanki teknoloji katili yakalamaya yetmemiş mi, 2003 yılında tekrar koyuyor masaya, rafa kalkan dosyayı. - Kocasını sigorta parası için öldürmüş mü kadın, en hummalı takipler, savcılarla işbirlikleri derken, kadını iş üstünde yakalayıp, affetmiyorlar 'ama ben'lerini... Eee bunlar benim garibime gidiyor tabii, bildiğin uzay gibi, UFO gibi bu adalet denen şey. *Bak bize Seri katil bulamazsın. * Nadir olmaz bizde 32 yerinden bıçaklanıp sokağa atılmış kadın. Bir de korkusuzca, sokakta ahalinin önünde yaparız ne yapacaksak, ulu orta... * Faili Meçhul bizde daha çok kayıp bir Anadolu yemeğinin adı gibidir. Kimse tam olarak bilemez kimin meshul olduğunu içerikten. "İşte tam da bu yüzden seyrediyorum ben bu belgeselleri (Ohhh be). İnsanların kayıplarının üzerine kafa yoran yetkililer ve asla davayı kapatmayan bir adalet olduğunu bilmek bana huzur veriyor. İnsana verilen değerin, 3-5 hasta insan tarafından bozulmasına asla izin verilmeyeceği ve ne pahasına olursa olsun o acılı insanlara en azından KATİLİ bulduklarını haber veren polislerin suratındaki ifadeye bayılıyorum ben. Bu ülkede asla yaşayamayacağımızı anladığımız o sahiplenme hissi (ölsek bile) bana nefes aldırıyor. Belli ki bu kanal yayına devam ettiği ve bu ülkedeki Adalet sistemi düzelmediği sürece ben her gece uyumadan önce Nevada Emniyet Güçleriyle devriye gezmeye devam edeceğim!... nur deniz23 Ekim 2015 06:30:) bende aynı kanalları izliyorum, banada aynı tepkiler veriliyor, ama artık çok şey öğrendim programı izlerken cinayetleride çözebiliyorum, telefonumu açarkende '' buyrun olay yeri inceleme'' diyorum. dedektif yaptım kendimi :))YanıtlaSilBegüm Ahu Ağlaç14 Ocak 2016 23:24hahahah Sevgili Nur klübe hoş geldin.
mc4
87,682,081
13/08/2019 Clyde - Motherwell U21 maçını canlı izleyebilirsiniz. Maç saatinde ücretsiz olarak başlayacak maç yayınını HD kalitede canlı izleyebilirsiniz. Clyde - Motherwell U21 maç yayını dışında izlemek istediğiniz başka bir karşılaşma var ise sohbet kısmında online olan yöneticilerden yardım alabilir veya ana sayfamızdan canlı maç izle listesine ulaşabilirsiniz. Bu yayın aradığınız maçın değil mi? Canlı maç yayını listesinden tüm karşılaşmalara ulaşabilirsiniz.
mc4
87,682,082
Ünlüler Komedi ile ilgili tüm haberleri ve son dakika Ünlüler Komedi haber ve gelişmelerini bu sayfamızdan takip edebilirsiniz. 29 Ocak Cuma günü TV8 ekranlarının en çok sevilen moda programı İşte Benim Stilim Ünlüler’de heyecanlı bir eleme gecesi yaşandı. Eleme adaylarından biri de Sevil Uyar oldu. Çarşamba gecesi şehir-deki en parıltılı sosyal hadise “Kelebekler” filminin özel gösterimiydi. Dün sabah Kelebek’teki “Ayşe’ye şömine odunu” başlığından sonra Cem Yılmaz, Twitter’da “yorumsuz” dört kare fotoğraf paylaştı.
mc4
87,682,083
M3 Works olarak Albaraka ekibi ile gerçekleştirilen Ritm Motivasyon Atölyesi motivasyonun ve takım ruhunun üst düzeye ulaştığı bir çalışma oldu. Katılımcılar bu atölye ile firma içi iletişimi kuvvetlendirerek takım ruhunu üst seviyelere çıkardılar. Yüksek konsantrasyon ve zamanlama becerisi gerektiren Ritm Motivasyon Atölyesi katılımcıların iş birliği içerisinde çalışmasıyla amacına ulaştı. 225 katılımcıdan oluşan Ümraniye’de gerçekleşen etkinlikte doğru ritmler sergilemek için birbirinden yardım alan, yanlış çalındığı zaman birbirine destek verip doğruyu birlikte bulan katılımcılar takım çalışmasının güzel bir örneğini gösterdiler. Uyumlu çalışma ve iş birliği sonucu iletişim bağı da güçlenen takımlar bu interaktif çalışma ile grup motivasyonlarını üst seviyelere taşıdılar. Ritm, motivasyon, takım çalışması ve eğlencenin bir arada olduğu interaktif bir çalışma sunulan atölyede Albaraka çalışanları keyifli vakit geçirdiler. Perküsyon ekibimizin enstrümanların kullanımıyla ilgili kısa eğitiminden sonra katılımcılar müziğin ritmine kendilerini kaptırdılar. Takım çalışmasının önemi bu etkinlikle bir kez daha vurgulandı. Başarılı bir performans ortaya çıkması için uyum içinde çalışması gereken katılımcılar aldıkları eğitimin ardından enstrümanları doğru şekilde kullanmayı öğrendi. İş birliği ve iletişimin önemli rol oynadığı Ritm Motivasyon Atölyesi katılımcıların enerji ve motivasyonunu yükseltirken, daha önce birlikte çalışma fırsatı bulmayan katılımcıların samimi ilişkiler kurmalarına da olanak sağladı. Ofis ortamı dışında birbiriyle vakit geçirme fırsatı bulan katılımcılar iş hayatındaki rekabet ortamı yerine iş birliği içerisinde çalışarak takım ruhlarını daha da güçlendirdiler.Bu interaktif çalışma sayesinde takım ruhu gelişirken Albaraka çalışanlarının yüksek enerjileri sayesinde oluşan atmosfer görülmeye değerdi.
mc4
87,682,086
Cumartesi gecesi planladigim gibi Sütlü Börek yaparak geçti. Tarifini evcil kediden bakabilirsiniz. O 35 dk pisirip biraz daha uzun sure pisirilmesinin daha iyi olacagini soyledigi icin ben 40 dk tuttum, ama bir dahaki sefere daha da uzun pisirecegim. Dibi biraz az pismisti. Gece 10'da ise kalkistigim icin bitirmem ve yatmam 1'i buldu. Sogumasi icin ustu kapali sekilde mutfakta biraktim ben de. Sabah buzdolabina koyup evden ciktim. Aksam tattigimizda ugrastigima degdigini dusundum. Irmigi blender'da cekmeme ragmen yeterince ince olmadi ve dokusunu hissettirdi ama olsun. Buzdolabinda durdukca guzellesti, Carsamba aksami son parcasini yedigimizde en lezzetli haline gelmisti. Pazar sabahi 8:45'te gozlerimi actim. Sabah uyanacagim varsa uyanayim diye perdeyi geceden aralik birakmistim, ise yaradi. Ben aydinlikta hic uyuyamam. Kanapede haftasonu sekerlemesi yaparim tabii de sabah oda aydinlanirsa hemen uyanirim. Hemen Lezzo'yu aradim (bu ismi simdi ve sadece ses cagrisimi nedeniyle uydurdum), Nike'in sabah kosusuna gitmeyi planlamis, beni de cagirmisti cunku. Perdeyi cekip 2 saat daha uyumak vardi hesapta ama o zaman butun gunu tembellik ederek gecirecegim kesin. O coktan yola cikmisti aradigimda, ama donup beni de aldi. Kosu dediysem, gruplari sportiflik derecelerine gore bolmusler; biz en arkadan yuruyenler grubuna katildik. Bebek parkindan start alip Kurucesme parkina kadar yuruyup tekrar Bebek parkinda bitirdik yuruyusumuzu. Odul olarak da 1 sise su, 1 minik kutu meyva suyu, 1 elma ve 1 sandviçimizi aldik. Ben o yuruyuse ancak suyumu icip elmami yedim. Tam arabaya bindigimizde yagmur bastirdi. Yakalanmadigimiz icin ne kadar sansli oldugumuzu dusunere iyice neselendik. Ben Shrek'i aradigimda onlar da kahvalti icin babaanneye gitmekten vazgecmisler, kendilerine kahvalti hazirliyorlardi. Shrek bizi de cagirdi. Biz de gazete, ekmek, domates alip gittik. Suzmebal once biraz bozuldu ama neseli bir arkadas grubu oldugumuzu gorunce ve babasi yumurtalari ona cirptirip sofrayi ona kurdurunca keyfi yerine geldi. Onemli olan yavas yavas varligima alismasi diye dusunuyorum, babasinin yeni esi diye algilarsa endiselenebilir. Gecenlerde babasi haftasonlari geldiginde yaninda getirip biraktigi biriken cantalari toplayip goturmus; Suzmebal o sirada evde degilmis. Dondugunde canta yiginini kapida gorunce "biliyordum, babam evlendi, esyalarimi evden atti" diye panige kapilmis. Boyle bir dusunce 7 yasindaki bir cocugun kendi korkusu olabilir mi? Bence yaninda konusulan seylerin etkisiyle boyle korkular ekiliyor kucucuk kalbine. Hafta zivanadan cikmis islerin altindan kalkmaya calisarak gecti. Bir tuhaflik var sanki. Bu kadar mi cok ve sorunlu is ustuste gelir... Eve gittigimde gozlerim kapaniyor. Zar zor yemek hazirlayip ykumuzu acmak icin film seyrediyoruz. Ben bu adami anlamiyorum, zorla degil ya... "Wild at Heart"i da anlamamistim zaten. Sali aksami Mammut aradi, "neredesin?" diyerek girdi lafa. Ne soyleyeceksen soyle." dedim ama "neredesin?" diye sormakta israr edince bagrismaya basladik. Sonra lafi cevirdi; "musait misin demek icin soruyordum; Nemo cok hasta, annesiyle konusmak istedi, ama sen eglenmeye bak" dedi. Sanirim biraz bagrinip kapattim. 5 dk sonra sakinlesip ben aradim bu kez; sakin bir sesle "Nemo'yu telefona verir misin?" dedim. Nemocuk soguk tasa oturdum herhalde dedi; azicik atesi varmis, azicik basi agriyormus. Ben sordum, o hep tek kelimelik cevaplar verdi. Babasinin yaninda rahat konusamadigini dusundum. Biraz konustuktan sonra "ben kapatayim artik" dedi. Bugun tedbir kararinin degismesi icin yaptigimiz basvurunun karari cikti. Ayda bir yerine 15 gunde bir haftasonu, Cumartesi sabahi yerine Cuma aksamindan Pazar aksamina kadar, dini bayramlarin 2.gununun sabahindan son gunu aksamina kadar alabilecegim. Bu bayram icin avukatim icra muduruyle konusmus, once cocuk teslimine gelmek istememisler. Gecen sefer 2 saat gec kaldim diye onlari da sikayet etmis, ifade vermek zorunda kalmislar. Her gorusmeyi insanin burnundan getirip, dort gozle beklenen mutlu bir olay olmaktan cikarmaya calisiyor, biliyorum. Gönderen dory zaman: 8:05 ÖS 3 yorum: Haftanin Salidan sonraki kismi daha sakin gecti. Bir arkadasim, gittigi diksiyon kursunda hocasi olan Mehmet Gurhan'in basrolunu oynadigi oyuna cagirdi. Shrek de seyahatte oldugu icin (o evde olunca serilip film seyretmeyi veya hicbir sey yapmamayi tercih ediyorum cunku) biz 3 kadin Sehir Tiyatrolari Resat Nuri Sahnesi'ne gittik. Ahmet Nuri Sekizinci’nin yazdigi Engin Gurmen’in yonettigi CEZA KANUNU sahtekarlik dolu hayatlar ve carpik bir duzen hakkinda bir komedi: “Sevgilisinin evindeyken polis baskinina ugrayan capkin zengin Amberi Bey bir polisi tokatlayınca mahkemelik olur; bir ay hapse mahkum edilir. Karisinin bu durumu ogrenmesinden korkan Amberi care arar: kendisinin yerine okul arkadasi Irfan hapse girecek, karsiliginda para alacaktir...”Oyunun dekor tasarimi Ozhan Ozdil, kostum tasarimi Aysel Dogan, isik tasarimi Mustafa Turkoglu imzasi tasiyor. Vodvil severseniz belki hosunuza gidebilir ama ben sikintidan patliyordum neredeyse. Oyuncular, ozellikle Mehmet Gurhan ve Emin And cok iyi ama onlar bile kurtaramiyor oyunu. Yine de eglenceli bir gece gecirmis oldum; kizlarla cok gulduk; birlikte dikis kursuna ve kick-box'a gitmeye karar verdik... Bu arada, sasilacak sey ama aylik falim yine dogru cikti. Mayista bu evi almak icin konut kredisi kullanirken elimdeki nakit experin bictigi degerin %75'ini karsilamiyordu. Banka, benim bitmek uzere olan dairemi Temmuzda teslim alacagimi ve birkac ay icinde satabilecegimi dikkate alarak 18 Ekim'e yuklu bir ara odeme planlamisti. Ancak daireyi Eylul'de teslim aldim ve henuz satilmadi. Site cok yeni oldugu icin emlak degeri daha oturmamis, bakan cok ama alan yok. Caresiz bu hafta bankanin sube mudurunu arayip durumu anlattim, ara odeme icin erteleme istedim. If you can't make headway with your banker or broker, see if your family will help you with a loan or outright cash gift. Your chart shows that one way or another, you should be able to get funds you need." Ben simdi nasil inanmam bu kadinin dediklerine... "Your home, property, or family life will also be in the spotlight in quite a big, sustained way this month. The new moon, October 22, will swing a door wide open for all domestic matters in the weeks that follow. On top of that, you have Venus, Mars, and the Sun to help you make all sorts of improvements in your home or second residence (like a country house) that you'd love. If you want to make the best of this energy, initiate actions on October 22 or in the days that closely follow - don't let too much time pass. You might move to a new house or apartment, find the right buyer for property you are trying to sell, or order repairs, the painters, a contractor, decorator, or architect." de demis. Bir bakiyorsunuz, onumuzdeki hafta eve alici cikmis! Cumartesiyi benim evde geciriyoruz. Shrek tren maketlerini boyuyor; ben bir tur camasir yikamak, biraz piyano calismak (sadece ne kadar da geriledigimi idrak edecek kadar, fazla degil), blog okumak gibi islerle vakit geciriyorum. Aksam o Suzmebal'i alip kendi evine gececek, ben de evcil kedinin tarifini verdigi galaktobureko'yu yapmayi deneyecegim. Onu boya yaparken gorunce ben de ozendim, belki ahsap tepsi/raf/anahtarlik/dikis kutusu torbasindan bir objenin boyanma zamani gelmistir.. Aa, aslinda yarin "bayram tatlilari" etkinligi var, ama bir gecede iki tatli nasil yaparim ki... Gönderen dory zaman: 7:43 ÖS 9 yorum:
mc4
87,682,088
İçinde bulunduklarını günün 14 Mart Tıp Bayramı, haftanın ise sağlık haftası olduğunu ifade eden Nöroloji Uzmanı Oktay Kapan, 'İnsanlığın tarihi ile eski olan tıp özellikle günümüz şartlarında olmazsa olmazımızdır. İlk insan ile başlayan tıp çağlar içerisinde farklı isimlerle yerini bulmuştur. Hekimbaşı ve şifacı gibi ülkemizde ise ilk tıp bayramı 1919 yılında işgal altındaki topraklarımızda hekimlerin protestosu olarak başlamıştır. Her meslekte olduğu gibi sağlık mesleği de kutsaldır. İnsanın yaşamını, sağlığını hastalığını ve tedavisini ilgilendiren bir bütündür. Hekimliğin ve sağlığın yeri zamanı, saati ve tatili yoktur. Sağlık personelleri günün her saatinde, ayın her gününde mevsimin her şartında 7/24 çalışan arkadaşlarımızdır. Bugün bu anlamlı güzel günümüzde ziyaretimize yarının doktorları, sağlıkçıları ve öğretmenleri geldi. Çocuklara doktorlardan ve hastalardan korkmamaları gerektiğini insanların hasta olarak değil de sağlıklı olarak da muhakkak doktorlara gitmesinin önemini ve özellikle evlerde beslenme, temizlik konusunda dikkat etmeleri gerektiğini anlattık' dedi. 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla anaokulu öğrencilerinin hastanelerini ziyaret ettiğini anımsatan Kurumsal İletişim Müdürü Esin Yamaç Erten, 'Hekimlerimizin bu güzel ve anlamlı gününü kutladılar. Hekimlerimiz ve hastanemiz tarafından çocuklara güzel hediyeler verildi. Öğrenciler, hekimler ve sağlık çalışanları için keyifli bir gün oldu. Bu vesile ile tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutluyorum'ifadelerini kullandı.
mc4
87,682,090
Oyunculukta yıllardır görev yapan ve bu zamana kadar rol aldığı dizi ve filmlerde her zaman izleyicilerden çok olumlu yorumlar almış başarılı bayan oyuncular arasında bulunan Nil Günal kimdir? bu yazımızda oyuncunun kısaca hayatı hakkındaki bilgilerini sizlerle paylaşacağız. Üniversite tamamlandıktan sonra Tiyatrolarda roller almaya başlamış olan oyuncu ilk olarak Tiyatrolarda roller alarak oyunculuk yapmaya başlamıştır.Ardından 2004 senesinde rol almış olduğu Tv dizisinle beraber dizilerde bulunmaya başlamıştır. 2007 senesindeki Elveda Rumeli adındaki dizi ile Ünlü bir oyuncu olduğunu kanıtlamış ve toplam bu dizide 3 yıl boyunca rol almıştır.Ardından ise Kavak Yelleri dizisine dahil olmuş olan oyuncu 3.sezondan 4. sezona kadar 2 senede bu dizide oynamıştır. Evli olan oyuncu 2014 senesinde evlenmiş ve Çakıroğlu soyadını alarak Nil Günal Çakıroğlu olmuştur. Ateş böceği filmi bidaha başlasın çok güzel bir filmdi... Çok tatlı Burak :) dizilerini izliyorum dizilerde çok başarı... Bance sunmuş olduğunuz Programmların bazıları insanların öze... Başarılıl bir oyuncu olduğunuzu belirtmem gerekir taktir ede... Tarafsız sunuculğunuza hastayım güzelliğinize olduğum gibi... Çağla çok iyi oyuncu nevzatcanla çok yakışıyolar ama nevzat...
mc4
87,682,092
Kılıçdaroğlu yürüyüş öncesi kısa... Kılıçdaroğlu yürüyüş öncesi kısa bir açıklama yaparak Dragos’tan Maltepe’deki miting alanına yalnız yürüyeceğini belirterek katılmak isteyen vatandaşların kendisini Dragos’ta değil miting alanında beklemesi gerektiğini açıkladı. CHP Lideri miting ile bir de bayrak uyarısında bulundu. Kılıçdaroğlu, “sadece Türk bayrağı, Atatürk posteri ve adalet bayrağı istiyoruz. “Altı Ok’lu bayrak bile istemiyoruz” dedi. Gülen cemaatinin oyu yüzde kaç?Gülen cemaatinin oyu hakkında çeşitli spekülasyonların yapıldığı biliniyor,Ak parti Cemaat... İstanbul'da altyapı eksikliği nedeniyle hayatı felç eden yağışı Meclis gündemine taşıy...
mc4
87,682,094
Düğünler her zaman sevenlerin kavuşmasını, mutlu olmasını anlatır bizlere. İki inaanın mutlu bir yuva kurmasının temenni edildiği, hayatı daha anlamlı kılan organizasyonlardır düğünler. Bu yüzden toplumumuzda düğünler çok sevilir ve mümkün olan en geniş katılım için eş dost herkes düğünlere çağrılır. Eşi dostu çok olan, insanlar tarafından sevilen ve sayılan kişiler, o kadar fazla düğüne çağrılırlar ki hepsine katılmaları mümkün değildir. Bu sebeple genellikle düğünler için özel olarak hazırlanan çelenklere müracaat edilir. Büyük tekli açılış düğün çelengi, işte böyle anlarda devreye girer. Katılamadığınız bir düğüne gösterişli bir çelenk göndermek en iyi yollardan biridir. Bir işiniz olduğunda, başka bir organizasyona katılmanız gerektiğinde, şehir dışında olmanız icap ettiğinde ya da bir toplantınız olduğunda; katılamadığınız bir düğün organizasyonuna güzel bir çelenk gönderebilirsiniz. Sizin için özenle hazırladığımız büyük tekli açılış düğün çelengi, bu konudaki ihtiyacınızı karşılayabilecek boyutlarda bir çelenktir. Düğünlerle birlikte, çelenklere en çok talep doğuran olaylardan biri de açılışlardır. Avukatlık ofislerinden, mağazaların açılışlarına dek her türlü açılışta çelenk gönderilmekte. Firmaların yeni bir büro açtığı örneklerde de çelenk gönderildiğine şahit oluyoruz. Burada katılım olup olmamasına bakılmaksızın çelenk gönderme işlemi gerçekleştirilebiliyor. Bir dostunuzun, bir yakınınızın ya da sevdiğiniz herhangi bir insanın açılışlarında gösterişli bir çelenk siparişi vermeniz, aranızdaki bağı kuvvetlendirecek önemli bir hediye olacaktır. Bu sebeple, sitemizden sipariş edeceğiniz büyük tekli açılış düğün çelengi, belirttiğiniz adrese tarafımızca özenle teslim edilecektir. Çelengimiz, yüksek boylara ulaşan ebatları sayesinde büyük bir ilgi çeker. Üzerindeki yazı şeridi de özel printer'lar sayesinde düzgün ve okunaklı bir yazının olmasını sağlar. Bu sebeplerden ötürü büyük tekli açılış düğün çelengi, sizi mahçup etmeyecek denli güzel ve gösterişli bir çelenktir. Ürünümüzün boyutu ortalama 2 metre 20 santim dolayındadır. Çelengimizin üzerindeki yazı şeritleri için özel printer'lar kullanıyoruz ve dilediğiniz yazıyı, şeridin üzerine yazabiliyoruz. İnternet sitemizden, büyük tekli açılış düğün çelengi siparişini gönül rahatlığıyla verebilirsiniz. Hizmetimizden faydalandığınızda memnun kalacağınızdan eminiz. Ayrıca sevdikleriniz, alacakları çelenk sayesinde size karşı minmettar olacaklardır. Tersane açılışı için sipariş verdik. Ürün gayet gösterişi ve çiçekleri dolgun. Bir arkadaşımın işyeri açılışı için verdim. Şık ve zamanında teslim ettiler. Çok güzel bir organizasyon çiçekleride çok canlı ve zamanında gidiyor. Gayet gösterişli ve şık bir çiçek gitmiş. Özenli ve gayet başarılı bir çalışma oldu. Diğer çiçek siparişlerimde çiçekalı kullanacağım.
mc4
87,682,095
Alicante - Neuquen arası gidiş dönüş en uygun uçak biletlerini buradan inceleyebilirsiniz. Tüm havayolları şirketleri arasından fiyat karşılaştırması yapabilir, en ucuz Alicante - Neuquen uçuşlarını bulabilirsiniz. Alicante – Neuquen uçak biletlerini en iyi zamanlamayla alaibilmek aslında çok basit: bütün havayolu firmalarının tekliflerini değerlendirmek. Bavul.com’un bu amaçla tasarlanmış arama motoru sayesinde artık Neuquen bileti için bilet bulmak artık çok kolay. Arama motoruna istediğiniz kriterleri girerek Alicante – Neuquen. arası uçuşunuzu en uygun fiyata bulabilirsiniz. Bilet fiyatınız içerisinde satın aldığınız firmanın ekstradan dahil ettiği hizmetler buluunabilir, Alicante – Neuquen, yolculuğunuzun fiyat detaylarını bilmeniz bu anlamda uçuş maliyetinizi de etkileyecektir. Her uçuş sayfasının detay kısmını inceleyerek Alicante – Neuquen yolculuğunuzun temel ücretinin artmayacağını aşağıdaki faktörleri gözönüne alarak anlayabilirsiniz: - Neuquen şehrinde ineceğiniz havaalanından gideceğiniz noktaya olan mesafe. Size tavsiyemiz Neuquen şehrindeki havalimanını kontrol etlmeniz ve buradan gideceğiniz mesafe arasındaki uzaklığı ölçerken Alicante – Neuquen havaalanlarının yanısıra bu lokasyonların kalkış ve varış noktasından ne kadar uzakta olduğunun da hesaba katılması gerekir. - En düşük fiyatlara sahip olmak için Alicante – Neuquen arası yapacağınız uçuşun biletlerini birden fazla kez aramanızı tavsiye ediyoruz, böylelikle bilet fiyatlarının değişimlerinde en uygun fiyatı bularak seyahat bütçenize katkıda bulunabilirsiniz. Ucuz uçak biletleri ve Alicante – Neuquen arası uygun fiyatlı bilet satan firmalar. Bavul.com’da en ucuz Alicante – Neuquen biletini nasıl bulabilirsiniz? Düşük maliyetli Alicante – Neuquen uçak bileti her zaman ucuza gideceğinizi garanti etmez. Bu nedenle, tüm uçuş detaylarını ve hava yolu operatörü tarafından tahsil edilebilecek ek vergileri dikkatlice kontrol etmek önemlidir. Many times, there is a possibility that some low cost flights Alicante – Neuquen have a flight schedule less convenient, with late departure/arrival hours. Therefore, we recommend to check the schedule of these flights. ● Ucuz biletli Alicante – Neuquen yolculuğunuzun detaylarını kontrol ederek yolculuk gününde istenmedik durumlarla karşılaşmanın önüne geçebilirsiniz. Ucuz biletlerin yolculuk süresi genellikle standart uçak biletlerine göre daha uzun olabilmektedir. Alicante – Neuquen Uçuşunuzu online almak için **. Planladığınız **Alicante – Neuquen** yolculuğunuz için ekonomik fiyatlar arıyorsanız, biletlerinizi önceden satın almanız gerekir. Bavul.com sayesinde uçak biletlerinizi almanız için iyi ve hızlı bir plan yapmak artık çok kolay. Her uçuş için en fiyat teklifini yalnızca, Bavul.com tarafından sağlanan ayrıntılara dikkat ederseniz keşfedeceksiniz. **Alicante – Neuquen** yönünde istediğiniz bir bilet fiyatı için alarm kurabilir, böylelikle **Neuquen** yönünde istediğiniz bileti dilediğiniz fiyata bulabilirsiniz. Bilet ve yolculuğunuz hakkında daha fazla bilgi için Bavul.com’u telefonla arayarak daha fazla ayrıntı isteyebilirsiniz. Dilerseniz web sitemiz yerine seyahat acentelerimizin yardımıyla uçuş rezervasyonlarınızı telefonla yapabilirsiniz. Bavul.com **Alicante – Neuquen** yönündeki uçuşlar önemli bilet detaylarını size sağlayarak en iyi bilet fiyatını bulmanız için Havayolu firmalarının fiyatlarını sağlıklı ve hızlı bir şekilde karşılaştırmanızı sağlar. Herhangi bir zamanda **Alicante – Neuquen** uçuşunuzu iptal etmek ya da uçuş bilgilerini değiştirmek isterseniz, Pazartesi - Cuma günleri 09:00 - 18:00 saatleri arasında Bavul.com çağrı merkezi servisiyle doğrudan iletişime geçmenizi öneririz. Bavul.com seyahat acentelerimiz size her türlü konuda yardımcı olacaktır. Bavul.com sayesinde herhangi bir **Alicante – Neuquen** uçuşunuzu önceden planlayabilir ve daha sonra uçak biletleriniz için iyi bir fiyat teklifi bulduğunuzda, doğru zamanda doğru uçuş için rezervasyon yaptırabilirsiniz. Tüm sorularınıza cevap verecek ve uçuş rezervasyonlarınız için telefonla yardım sağlayacak olan Bavul.com seyahat acentelerinden **Alicante – Neuquen** yolculuğunuz veya herhangi bir uçuş hakkında bilgi talep edebilirsiniz. **Neuquen** yolculuğunuz için, uçuş rezervasyonu yapmaya karar verdiğiniz andaki mevcut tüm uçuşların bulunduğu eksiksiz bir listeden seçim yapabilirsiniz. Her bir uçuşun spesifik detayları ve uçuşu işleten havayolu şirketinin şartları her zaman tüm teklifleri kolayca karşılaştırmanıza yardımcı olmak için görüntülenir. Önceden satın alınmış **Alicante – Neuquen** uçuşlardaki değişiklikler, yalnızca uçuşları işleten havayolu şirketinin izin verdiği ölçüde yapılabilir. Pazartesi’den Cuma’ya 09: 00-18: 00 saatleri arasında Bavul.com çağrı merkezi servisi sayesinde doğrudan bir seyahat acentesiyle konuşarak bu tür işlemleriniz için yardım alabilirsiniz.
mc4
87,682,096
Bu gün 17 mayıs bundan tam 6 yıl önce 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak ilinin merkezine bağlı Kilimli beldesindeki Türkiye Taş Kömürü işletmesine ait Karadon Müessese Müdürlüğü’nün kömür ocağında 30 maden işçisi hayatını kaybetti 11 maden işçisi de yaralı olarak kurtuldu. Yerin 540 metre altında meydana gelen grizu patlamasında 30 işçi göçük altında kaldı. Yapılan çalışmalar sonucu 20 Mayıs 2010 tarihinde 28 işçinin cansız bedenine ulaşıldı. katliam sonrası hazırlanan rapora göre, galeri açmak için yapılan dinamit patlatma işleminden sonra açığa çıkan metan gazının tahliye edilmemesi patlamaya sebep oldu. Gerekli yalıtımı yapılmayan makinelerden çıkan elektrik ise madendeki gazın alev almasına yol açtı. Patlamanın ardından iki işçi Engin Düzcük ve Dursun Kartal’ın cenazesi düştükleri kuyunun 720 metre derinliğinde 8 ay sonra bulunarak yer üstüne çıkartıldı. 17 Mayıs 2010’da 30 kişinin ölümüne, 11 kişinin yaralanmasına yol açan katliamla ilgili dava, 6 bilirkişi raporunun ardından, katliamdan yaklaşık 4 yıl sonra sonuçlandı. Grizu faciası davasına iddianamenin hazırlanmasının ardından 6 Aralık 2011’de başlanmış, yargılama sürecinde 6 bilirkişi raporu istenmişti. Patlamadan 4 yıl sonra Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 TTK yöneticisinin de aralarında bulunduğu 5 sanığı, 5 ile 10 yıl arasında hapis cezasına çarptırdı. Her iş cinayetinden sonra açılan davalarda gerçek sorumluların yargı önüne çıkartılamaması, verilen cezaların caydırıcı nitelikte olmaması, yargılama sürelerinin hem uzun olması hem de şeffaf olmaması bir sonraki katliamın sebepleri arasındadır.
mc4
87,682,097
Külçe altınlar Altınbaş kalitesiyle gramlık olarak sizlere sunulur. Yatırım amaçlı olarak da kullanabileceğiniz gram altınları özel günlerde sevdiklerinize sunabileceğiniz bir hediye olarak da tercih edebilirsiniz. Düğün, sünnet ve özel davetler için vazgeçilmez hediyeler arasında yer alan gram altınlara Altınbaş'ın sertifika güvencesiyle ulaşabilirsiniz. Gram altınlarınızı dilediğiniz zaman bozdurarak nakit paraya dönüştürmeyi de tercih edebilirsiniz. Eritilmiş altının dikdörtgen kalıplara dökülerek soğutulmasıyla elde edilen külçe altın, ekonominin gereksinimlerine uygun olabilecek şekilde gramlık ağırlıklarda da Altınbaş’ta sizlere sunuluyor. Kullanımı giderek yaygınlaşan yatırım araçları arasındaki gram altınların yatırım amaçlı kullanılmasındaki en temel sebep alım ve satım fiyatları açısından değer kaybı yaşamaz. Gram altınlarda yer alan altının saflığı karat olarak ifade edilmektedir. Ülkemizde ayar şeklindeki kullanımı yaygın olsa da karat ifadesiyle altının ne kadar saf olduğunu anlayabilirsiniz. Altının saf hali 24 ayar ve 1000 miligram olarak ortaya çıkmaktadır. 22 ayarda ise gram başına 916 miligramdır. Altınbaş’ta yer alan gram altınlar farklı ayar özellikleriyle sizlere sunulmaktadır. Gram altın fiyatları konusunda da farklı seçenekleri sizlere sunan Altınbaş’ı tercih ederek yatırımlarınızın değerlenmesini sağlayabilirsiniz. Güvenilir bir şekilde paketlenerek adresinize kadar ulaşan gram altınlar sertifikalı altınlardır ve Türkiye’nin her yerinde kabul görmektedir. İstediğiniz zaman satın aldığınız gram altınlarınızı kuyumcu veya benzeri işletmelerde bozdurarak nakit paraya da çevirebilirsiniz. Hediye olarak da yaygın bir şekilde tercih edilen gram altınları özel günlerde sevdiklerinize hediye edebileceğiniz en değerli hediyeler arasında yer almaktadır. Düğün, özel davetler ve sünnet töreni gibi özel günlerin vazgeçilmezlerinden olan gram altınlar yatırım aracı olarak değerlendirilebileceği gibi aynı zamanda hediye olarak da kullanılabilmektedir.
mc4
87,682,098
İstanbul Spa Merkezleri arasında bulunan masaj salonumuz, Kağıthane semtimizde sizlere en güzel ve rahatlatıcı masajları, profesyonel ve alanlarında uzmanlaşmış bir ekiple uygulama imkanı sağlıyor. Yorucu ve stresli geçen günleriniz sizi zihinsel, ruhsal ve bedensel olarak olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Vücudunuzun rahatlama noktalarında oluşan blokajlar sizde negatif bir enerji oluştururlar; bu durum da sizin kendinizi yorgun, enerjisiz ve stresli hissetmenize neden olur. Tüm bu fizyolojik ve ruhsal gerginliklerinin üzerinizden atılabilmesi için en etkili yöntemlerden biri masaj yaptırmaktadır. Tam size göre olan masajı, birçok alternatif arasından tercih edin ve profesyonel SPA ekibimiz gerisini halletsin. Kağıthane Masaj Salonlarımızda oldukça fazla sayıda masaj fırsatlarıyla karşı karşıya kalacaksınız. Bu anlamda iyi bir hizmet alacaksınız çünkü her biri için ayrı uzman kişiler sizlere uygulama yapacaklar. Sunulan masaj seçeneklerini kendi zevkinize ve ihtiyacınıza göre değerlendirebilirsiniz tabi bu esnada profesyonel ekibimizden destek istemeniz de mümkündür. Masajlar sert, orta ve yumuşak olarak ayrılırlar. Aynı zamanda sürelerinde de isteğe bağlı olarak düzenlemeler yapılmaktadır. Masaj fiyatlarımız hizmetimizin kalitesine göre uygundur ve ayrıca her bir uygulama-süre için değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle bizimle iletişime geçerek en doğru bilgiyi ayrıntılı biçimde elde edebilirsiniz.
mc4
87,682,100
Son günlerde Diyanet’le ilgili tartışmalar aldı başını gidiyor. Diyanet’in hizmetleri görmezden gelinerek bir araba üzerinden, resimli pasta üzerinden yıpratılmak isteniyor öyle ki hatta kimisi kalkıyor böyle bir kurumun gereksiz oluşundan ve kaldırılması gerektiğinden bahsediyor. Kudüs’ün acısını bağrında taşıyan bir Diyanet var. Bir zamanlar fosfor bombalarının Filistin’e atıldığı, toplu kıyımların yaşandığı bir haftayı geçirmiştik. Aynı haftanın Cuma Namazına erkenden gittiğimde Konya’mızın merkezi bir camisinde “Rasül ile Nebi arasındaki fark anlatılıyordu” içim yanıyordu ateşler içerisinde idim. Bari dedim son beş dakika öldürülen çocuklar için belki bir şeyler söyler... yok, hiçbir şey söylenmedi. Bağrımıza taş basıp Cuma namazını eda ettik. Acaba Filistin yarası hutbelerden anlatılacak mıydı? Mısır’daki Musa’yı taşıyan Nil Nehrinin Müslüman kanına bulaşması hutbede konu edilmesiyle bir kez daha milletimizin kendisine miras kalan “Ümmet Birlikteliği”nin derin acısını paylaşabilmenin onurunu yaşıyorduk. Acıyı birlikte yaşamayı ne kadar da özlemiştik. 2015 Arafat Vakfesinde Türklerin çadırlarından yükselen Cebeli Rahmet tepesinde yankılanan bir ses vardı. Kardeşlerimize yardım eyle...” belki bir Mısırlının seslendiremediği duayı Peygamberimizin duasına şahitlik eden Arafat meydanında gözyaşlarımız arasında yürek yangınımızı söndüren bu niyazlar bir Diyanet İşleri Başkanının ağzından dökülüyordu. Yemenli Piri Fani cübbesini öperek “Entüm Âmâlüna” Umudumuz sizsiniz dediği başkanımızın millete yaşattığı bu gurur, bu anlamlı mesaj herhalde dünya Müslümanlarının derdini taşıyan bir Osmanlı evladı olmasından başka ne olabilir. Birileri Diyanet İşleri Başkanlığı makamını Papalık makamı gibi ruhban bir sınıfın Başkanlığı zannedebilir. Sadece vicdan Müslümanlığı, hobi ve aksesuar dindarlığı görebilir. Ya da hayata hükmü geçmeyen bir inancın göstermelik lideri olabilir. Ama dinimiz kalpten dışarı taşmayan bir dindarlığı kabul etmez. Sadece din bir kalp işi, gönül işi olamaz. Din sadece yüreklere hapsedilecek bir hakikat değildir. Dinimiz bize haksızlığa tepki göstermeyi, ona duyarsız kalmamayı telkin eder, "Sizden biri bir kötülük gördüğünde, gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir." (Tirmizi, Fiten, 11) hadisi ile Müslümanların kendisini ilgilendiren hususlarda dindarlığın bir vicdan işi deme hakkının olmadığını göstermektedir. Sürekli Erozyonu engelleme hutbesi, Orman Hutbesi, Trafik Haftası gibi hutbelerle bizleri oyalasın öyle mi! Dünya Müslümanlarının sıkıntılarından bizi ilgilendirmesin, Mısır ve Filistin Arapların sorunu olsun. Ülke gündeminin hutbede ne işi var öyle mi? İnancından dolayı ızdırap çeken bir Müslümanın acısına “geçin bunları” diyen bir başkanımız olsun ha..! Diyanet İslam kardeşliğinin yerine getirilmesi, millet olarak birlik ve beraberliğimizin daha duyarlı yaşanması için üzerine düşeni yapıyor, dini cemaatlerle de bir şemsiye vazifesi görerek onları kucaklamaya devam ederek milletçe en zor anlarımızda bile dayanışmayı teşvik etmektedir. Tüm bunlar yeterli mi; Hayır ancak daha güzel işler, bir başlangıçla başlar. Diyanet ülkemizin yaşadığı son yıllarda çok önemli hizmetlere imza attı. Cumalarımız müminlerin heyecanla hutbeleri beklediği mübarek saatler oldu. Ulaşılmadık yurtdışında Müslüman topluluk kalmasın dedi. Afrika Dini Liderler Toplantısı, Latin Amerika Dini Liderler Zirvesi, Avrasya İslam Şurası gibi birçok etkinlikle yalnızlığa itilmiş dünya Müslümanlarının kimsesiz olmadıklarını, ecdadımızın sahip çıktığı gibi din hizmeti konusunda onlara karşı yapacağımız birçok vazifelerimiz olduğunu hatırlattı. Şimdi Diyanet asli ve tarihi misyonunu yerine getirme konusunda ayağa kalktığı için mi tüm bu yıpratmalar...
mc4
87,682,101
bölümünden bize ulaşmaları durumunda ilgili şikayet incelenip gereği 1 (bir) hafta içinde gereği yapılacaktır. Ani gelen açlık hissi sizin için yasak olan yiyecekleri yemenize uygulamanız gereken diyet programını bozmanıza neden oluyor mu? Kan şekeri dengenizin bozulduğunu gösteren bu durumu birkaç önemli noktaya dikkat ederek kontrol altına alabilirsiniz. Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Berna Ertuğ günlük kan şekeri dengesinin nasıl korunabileceği hakkında bilgi verdi. İster kilo vermeye yönelik olsun ister kilo korumayı amaçlasın beslenme programlarının asıl hedefi ömür boyu uygulanması gereken doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılmasını sağlamaktır. Zayıflayamama endişesi ile yeterli besin almamak kendini aç bırakmak sıklıkla yapılan bir hatadır. Aç kalmanın yarattığı en önemli tehlike ise kan şekeri dengesininin bozmasıdır. Acıkma hissi halsizlik ve baş dönmesi ile kendini hissettirebilen kan şekeri düşüşleri normal bir öğün tüketildikten 2 ya da 3 saat sonra yaşanabilmektedir. Kişinin kendini tekrar aç hissederek yeni bir öğüne ihtiyaç duymasıyla kontrolsüz bir şekilde önüne ne gelirse tüketmesine yol açan kan şekeri dengesi düşüşleri kilo kontrolünü zorlaştırdığı gibi şeker ve tuz içeriği yüksek gıda tüketimini arttırır. Kan şekeri dengenizi korumak için... • Ara öğünlerde kan şekerinizi düzenlemek için meyve süt meyveli yoğurt(şekersiz) peynir ekmek veya bisküvi tarzında besin seçimleri kan şekeri dengenizde size yardımcı olacaktır. Trafik terörünü önlemek için ne yapılabilir?
mc4
87,682,102
Lokanta, pastane, çay ocağı, fırın, gibi yiyecek ve içecek hizmeti sunulan mekânlarda insanlar, yemekten ve yemekten alacağı lezzetten önce hijyen ve temizliği arzu eder. Yiyecek ve içecek üretiminde çalışan kişilerin üretim sürecinde yaptıkları her iş insanların sağlığına direkt müdahale anlamına gelir. Bu müdahale olumlu veya olumsuz olması üreticilerin kontrolü ile mümkündür. Zira Hijyen ve temizliğin göz ardı edilmesi insan sağlığının hiçe sayılması ve hatta ölüme götüren bir sürecin oluşturulması ve bu sürece hizmet edilmesi anlamına gelebilir. Teknolojik gelişmeler, temizlik malzemelerindeki çeşitlilik, bolluk ve bu malzemelerin ve teknolojilerin ekonomik oluşunun yanında sağlığa uygun olmayan davranış ve fiillerin yapılması ve temizliğin göz ardı edilmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Zira Yaşam kalitesinin arttırılması için temizlik ve sağlığa uygunluk yönünde beslenme alanındaki hizmetlerin daha da iyi olması beklenir. Amaç, sağlıklı gıda tüketiminin sağlanmasıdır. Sağlıklı gıda ise; besin değeri korunmuş, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik açıdan temiz olan, hiç bir şekilde bozulmaya uğramamış gıda maddesi olarak tanımlanabilir. Burada önemli olan Tüketime sunulan gıdanın ne denli sağlıklı olduğudur. Bunu anlayabilmek için kontrollerin ve denetlemelerin aksatılmadan, atlatılmadan ve ihmal edilmeden yapılmasıdır. Yasal kontrol kuruluşlarının yanında en iyi denetleyici, bilinçli olmak şartıyla tüketicilerin kendisi olarak da düşünülebilir. Özellikle temizlik ve sağlığa uygunluk konularında gördükleri aksaklıklar konusunda iş yeri sahibini veya üretici durumundaki kişileri uyarmaları veya bazı müeyyideler uygulamaları daha etkili olur. Yiyecek içecek hizmetleri sunan işletmelerde temizlik ve hijyen konusunda önemli bir gelişmenin, mutfak bölümünün de insanlara açık bir durumda veya mutfak ile servis alanları arasında herhangi bir duvarın olmayışı ile de sağlanabileceği düşünülebilir. Daha açık bir deyişle yiyecekler ve içecekler halkın görebileceği bir şekilde hazırlanmalıdır. Mesela pide fırınlarında hamur hazırlama ve dinlendirme üniteleri ile pişirildiği üniteler aynı mekânda olmalıdır. Arada duvar olmamalıdır ki hamurun hazırlanmasında kullanılan malzemelerin temizliği, personelin titizliği, giysilerinin durumu gibi bütün ayrıntılar tüketici tarafından görülebilsin. Bu durumda fırında çalışan personel herkesin gözü önünde çalıştığı için daha titiz davranmak zorunda kalacaktır. Birçok fırında hamurun hazırlandığı arka plan, lokantada mutfak, pastanelerde imalat yeri halka açık olmadığı için, yani tüketiciler görmediği için temizliğe hiç de önem verilmeyebilir. Bu durumda halk kendisine yedirilen gıdanın sadece ağzında bıraktığı tadı ile ilgilenir bir durumdadır. Yediklerinin içeriğini ve nasıl hangi şartlarda hazırlandığını bilmeden bir gıda maddesini tüketmek makul bir durum değildir. Hijyen sağlığın korunması, hastalıkların ve insana geçebilen zararların önlenmesi bilimi olarak izah edilebilir. Daha açık bir deyişle temizliğin yüzeysel olarak değil derinlemesine yapılması da denilebilir. Bir masanın veya doğrama tahtasının yüzeyini bir bez ile silmekle sadece görünen kaba kirlerin giderilmesi sağlanır. Oysa o materyalin yüzeyinde milyonlarca mikrop yaşıyor olabilir ki bu da hastalık etkenidir. Mikropların en fazla barındıkları yerler, İnsanların kendi elleri, Kesme veya doğrama tahtaları, masa silinen bezler, mutfaktaki diğer araç ve gereçler (çatal, bıçak, kaşık vb.) ile bulaşık süngerleridir. İyi bir mutfak ve insan hijyeni, zararlı mikropların yayılmasını kontrol etmekte çok önemli faktördür. Hijyenin sağlanması aslında hem kolay hem de ucuz elde edilebilen bir durumdur. Bir litre suya bir çay kaşığı çamaşır suyu katarak mikropların en fazla barındıkları ortamlar temizlenebilir. Çamaşır suyu katılmış su ile dezenfekte (mikroptan arındırma) işlemi gerçekleştirilmiş olur. Evlerde olsun iş yerlerinde olsun Mutfakta ve diğer yüzeylerde bulunan mikropları kolaylıkla yok etmek mümkündür. Bunun için yapılması gereken önemli adımlar şu şekilde sıralanabilir: · Bulaşık süngerleri ıslak bırakılmamalıdır. Her gün sulandırılmış çamaşır suyuna batırarak oldukça bakterisiz bir sünger elde etmek mümkündür. (Çamaşır suyunu, bir litre suya bir çay kaşığı olacak şekilde sulandırılır. · Bulaşıklar yıkadıktan sonra kurulanmamalıdır. Bakteriler genellikle kurulamak amacıyla kullanılan, bulaşık bezleriyle taşınırlar. Kurulama kâğıt havlu ile yapılacaksa olur. · El kurulamak ve tezgâh, masa silinen bezler birbirinden ayrı olmalıdır. Bütün bezler, her gün akşamdan sulandırılmış çamaşır suyuna yatırıp, ertesi güne temiz bezlerle başlamak gerekir. · Lavabolar günde en az bir kez suyla doldurup, bir litre suya bir çay kaşığı çamaşır suyu dökerek ve tezgâhın üstünü sulandırılmış çamaşır suyuyla silerek mikroplardan arındırmak gerekir. · Musluk vanaları, kapı kolları ve buzdolabı tutamağı gibi mikropların barınmayı sevdiği yerleri de çamaşır suyu katılmış su ile sık sık temizlemek gerekir. · Doğrama tahtaları bulaşık makinesine konarak tek seferde, bakterilerden arındırılabilir. Bu mümkün değil ise, Sıcak sabunlu suyla ya da çamaşır suyuyla her kullanımdan sonra temizlemek ile de hijyen sağlanabilir. Eskiyen, çok çizilmiş doğrama tahtaları kullanılmamalıdır. · Doğrama tahtaları yoluyla bakteri bulaşmasından korunmanın başka bir yolu da, doğranacak materyaller için (etlerle, meyve ve sebzeler için) farklı doğrama tahtalarının kullanılmasıdır. · Tüm salata malzemeleri 5C° nin altında bekletilmelidir. · Pişen yemeklerde tat kontrolü sıhhi yöntemlerle yapılmalıdır. Bunun için ayrı bir kaşık ya da çatal kullanılabilir. Tat kontrolünde kullanılan kaşık ya da çatal ağza konulduktan sonra tekrar yemeğin içine daldırılmaz, besine ya da yemeğe değdirilmez. Yiyeceklerin hazırlanmasından pişirilme işlemi gerçekleşmesi sonrasına kadar, yani besinlerin satın alınmasından tüketilmesine kadar her aşamada sağlık kurallarına azami dikkat edilmelidir. Aksi takdirde aşamaların herhangi birinde besinler sağlıksız bir hale gelebilir. Bu aşamalardaki herhangi bir yanlışlık ya da ihmal tehlikelidir. Bu nedenle pişirmenin ardından yemeklerin servise dek geçirdiği diğer aşamalarda da hijyeni bozucu etmenlere dikkat etmek gerekir.
mc4
87,682,104
Bursa olarak biz de insanları sağlıklarına kavuşturarak mutlu etmek ve bu sektörden payımızı almak istiyoruz'' dedi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, toplantıda, Bursa'yı sağlıklı bir geleceğe taşımak amacıyla çalışmalarına yön verdiklerini ve kentte sağlık turizminin güçlenmesi adına yapılacak her çalışmaya destek olacaklarını söyledi. Sağlık turizminin Bursa ve Türkiye ekonomisi açısından çok önemli olduğuna işaret eden Altepe, ''Sağlık turizmi, normal turizmin 10 katı kadar fazla gelir sağlıyor. Bu nedenle sağlık sektörü, turizm pastasından çok ciddi pay alıyor. Bursa olarak biz de insanları sağlıklarına kavuşturarak mutlu etmek ve bu sektörden payımızı almak istiyoruz'' diye konuştu. Merkezi hükümet tarafından son 10 yılda yapılan yatırımların sağlıkta Türkiye'yi Avrupa'nın da ilerisine taşıdığını anlatan Altepe, yaşlı Avrupa nüfusunun tıbbi ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında Türkiye'nin farkına varıldığını ve bu nedenle de Bursa'da sağlık turizmi adına yapılacak çalışmaların şehre büyük katkı sağlayacağını bildirdi. Sağlık turizminin ekonominin kalkınmasına ivme katacağına dikkati çeken Altepe, sağlık turizmi adına Bursa'da yapılacak girişimlere aktif katkı sunmaya hazır olduklarını belirtti. Bursa'nın ulaşılabilir ve yaşanabilir sağlıklı bir şehir olması yolunda yoğun çalıştıklarını dile getiren Altepe, şunları kaydetti: ''Bursa'da her konu, yerel yönetim olarak bizleri ilgilendiriyor. Kentimizin turizm merkezi olması yolunda önemli adımlar atıyoruz. Uludağ'dan sahillere, tarihi eserlerden spor tesislerine kadar tüm alanlarda ayrım yapmadan faaliyet gösteriyoruz. Çünkü bir şehir turizm pastasından pay alacaksa, her yönüyle kalkınması, eksikliklerinin giderilmesi gerekiyor. Altepe, konuşmasının ardından BUSAT üyelerine rozet taktı ve dernek üyeleriyle hatıra fotoğrafı çektirdi.
mc4
87,682,108
Sadece yükleyin ve açın. Bluetooth modu tüm telefonlar için çalışır. WiFi mod şu anda en Samsung telefonları ve Motorola telefonlarda çalışır. Herhangi bir tablet veya bilgisayarlardan bağlayabilirsiniz. Bazı modellerinde Hotspot kullandıktan sonra WiFi sorunlu çalışıyorsa, sorunu temizlemek için telefonunuzu yeniden başlatın. Bilgisayarınızın IP adresini almak mümkün değilse, bazı Samsung telefonlar için, ilk olarak telefondan WiFi etkinleştirin ve herhangi bir WiFi ağına bağlanmadığınızdan emin olarak FoxFi uygulamasını açın. WiFi hotspot aktif olduğunda ayrıca dahili WiFi hotspot özelliği bir hotspot bildirim görebilirsiniz. Bunu göz ardı edin. Kayıt olmadığınız sürece ücret alınmayacaktır.
mc4
87,682,109
Bu yıl 26. kez düzenlenecek olan Akbank Caz Festivali’nin programında efsaneleşmiş müzisyenlerle birlikte dünyanın dört bir yanından yeni nesil caz müzisyenleri de bulunuyor. Festivalin bu yılki programından, gözünüzden kaçmaması gerektiğini düşündüğümüz beş müzisyene dair bilmeniz gerekenleri bu yazı için bir araya getirdik. Manhattan School Of Music’ten dereceyle mezun olan Charanee Wade, vokalist ve besteciliğinin yanı sıra akademik bir kariyere de sahip. İlk albümü Love Walked In’i 2011 yılında servis eden Wade, geçtiğimiz yıl da caz sahnesinde büyük ilgi gören ikinci albümü Offering’i yayınladı. Motéma Music etiketiyle yayınlanan albümde Gil-Scott Heron ve Brian Jackson gibi isimlerin parçalarını yeniden yorumlayan Wade, özellikle şarkılara kendine ait bir bakış getirmiş ve ortaya özgün bir sonuç çıkarmış olmasıyla müzik otoritelerinden övgüler toplamayı başardı. Sokratis Sinopoulos, henüz sekiz yaşındayken başladığı müzik eğitiminde çok farklı kültür ve yaklaşımlarla kendini geliştirmiş bir müzisyen. Atina doğumlu Sinopoulos, batı müziğiyle başladığı eğitimine sonraki yıllarda Bizans ve Yunan halk müziklerini öğreneceği bir koroyla devam etmiş. 14 yaşında tanıştığı Ross Daly’den kemençe eğitimi almaya başlayan Sinopoulos, söz konusu enstrümanla farklı müzik geleneklerini Yunan etkileşimleriyle harmanlıyor. Sokratis Sinopoulos’un kemençe çalmaya başlamasında 1995 yılında Yunanistan’da izlediği İhsan Özgen konserinin de büyük rol oynadığı biliniyor. 1980’li yıllarda Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde gerçekleşen caz yarışmalarıyla ismini duyuran İtalyan piyanist Stefano Battaglia, kıtanın bugünkü caz sahnesinin en önemli piyanistleri arasında bulunuyor. Kariyerinin başlarında birçok ünlü İtalyan cazcıyla kayıtlar yapan Battaglia, Siena çıkışlı caz grubu Triplicity and Theatrum’un da kurucularından biri. 2005 yılından bu yana ECM Records etiketiyle beş albüm yayınlayan Battaglia, 2010 yılında yayınladığı Pastorale isimli albümde Michele Rabbia ile çalışmıştı. Bir yandan El Fog isimli projesiyle üretimlere devam eden, aynı zamanda ahşap baskı sanatıyla da uğraşan Japon müzisyen Masayoshi Fujita, festivalin en sıra dışı performanslarından birine imza atacak. Berlin’de yaşayan Fujita, davul çalarak başladığı müzikal yolculuğunda, kendini en iyi ifade edebildiği enstrüman olarak vibrafonda karar kılmış. Japon müzisyen, özellikle geçtiğimiz yıl Erased Tapes tarafından yayınlanan ikinci solo albümü Apologues ile daha çok eşlikçi bir enstrüman olarak akıllarda yer eden vibrafonu merkezine aldığı kompozisyonlarıyla dikkat çekti. Fujita’nın Alman müzisyen Jan Jelinek’le kaydettiği Schaum albümü de eylül ayında yayınlanacak. Bugüne dek birçok yarışmaya katılan, Türkiye’de ve yurt dışında çeşitli festivallerde sahne alan Deniz Taşar, üniversite yıllarında ilk dörtlüsünü kurmuştu. Social Inclusion Band ve Murat Çopur’la da çalışmalara imza atan Deniz Taşar, konserlerinde caz ve soul parçalarına yaptığı yorumlarla birlikte kendi bestelerini de seslendiriyor.
mc4
87,682,110
Facebook Twitter Google+ Google geçtiğimi sene tablet pazarına giriş yaptığı Nexus 7 tabletinin yeni nesil temsilcisini geçtiğimiz günlerde düzenlediği etkinlikle gün yüzüne çıkardı. Selefine göre daha yüksek donanım özellikleri ile gelen yeni Nexus 7 tablet ABD ve Kanada'nın ardından Avrupa'da da satışa sunulmaya hazırlanıyor. Yeni Nexus 7 tablet, 7" 1920x1200 piksel çözünürlükte dokunmatik ekran, 1.5Ghz dört çekirdekli Krait işlemci içeren Qualcomm Snapdragon S4 Pro yonga seti, 2GB sistem belleği, 16GB/32GB dahili veri kapasitesi, 5MP arka kamera ve 1.2MP ön kamera gibi özelliklere sahip. Arama motoru devi Google'ın yeni tabletinin Avrupa versiyonu ise 28 Ağustos tarihinde raflarda ki yerini alacak. Diğer taraftan Fransa'da ki fiyatı ise 32GB Wi-Fi versiyonu 269.90€ olarak listelenmiş durumda.
mc4
87,682,114
Her anlamda ya da ailenizle beraber gerçekleştirmek istediğiniz farklı aktiviteler ile birlikte,koçar günlük kiralık daire seçenekleri kaliteli ve uygun fiyatlarla sizleri bekliyor. Tatil amaçlı ya da gezi amaçlı günlük olarak geldiğiniz zaman, kendi evinizde bulabileceğiniz bütün farklı konforu en iyi şekilde yaşayacaksınız. Herhangi bir depozito ücreti olmadan rahatlıkla kiralayabileceğiniz dilediğiniz çeşitlerde farklı oda sayılarına sahip evler içinde, rezervasyon yapmak için ilk güvenlik yatırımı yeterli olacaktır. Geniş ve rahat lüks odalar içinde, tertemiz ve en kaliteli eşyalar ile konaklama şansını sizlerde kaçırmayın. Sadece eğlence veya ziyaret değil aynı zamanda, çocuğunuzu şehir dışında okuluna getirdiğiniz zamanda veya hastaneye gitmek istediğinizde, koçar günlük kiralık ev çeşitleri sizlere tüm nokta bölgelere yakın mesafesi ile özel bir olanak sunmaktadır. Buzdolabından çamaşır makinesine bütün farklı beyaz eşyalar, 7/24 televizyon ya da internet imkanı ve sıcak su fırsatı ile birlikte; günün yorgunluğunu kendi evinizdeymiş kafasıyla atabilirsiniz. Daha da önemlisi bir otele göre çok daha uygun fiyatlar eşliğinde kiralama işlemi gerçekleştirebilir, dar ve sıkıcı bir alan yerine çok daha geniş; ferah bir ortamda donanımlı seçeneklerle konaklama imkanı doğurabilirsiniz. Özellikle zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmeniz adına uykunuzu rahatlıkla alabilmeniz için özel yatak seçenekleri sizleri sunulurken, ulaşım alanlarına ya da merkezi yakınlık sayesinde de günü daha keyifli geçirebilirsiniz.
mc4
87,682,115
Yunanca hırsız anlamına gelen “kleptes” ve hükmetmek, güç anlamına gelen “kratos” kelimelerinden oluşan kleptokrasi hırsızlar yönetimi anlamına gelir. Kleptokrasi rejiminde iktidarda bulunanlar kamu yetkileri ve kaynaklarını kendi mal varlıklarını ve zenginliklerini geliştirmek için kullanırlar. Bu tip rejimlerde yönetici sınıf kamu kaynakları üzerinden kendisini ve yandaşlarının zenginleşmesine sebep olurken, yaygın yolsuzluk ağları sebebiyle toplum zarara uğrar. Demokrasilerde güçler ayrılığı ilkesi, güçler arasında bir denge ve fren mekanizması kurarak, üstün kamu gücüne karşı güçsüz durumda olan bireylerin temel hak ve hürriyetlerini etkin bir şekilde korumak amacıyla yasal garantilere alınmıştır. Örneğin bir demokraside yasaları kimin koyacağı (yasama organı - meclis), koyulmuş bulunan bu yasaların kim tarafından uygulanacağı (yürütme organı - idare) ve bu yasaların ihlal edilmesi halinde oluşacak ihtilafları kimin hangi kurallara göre çözeceği (yargı - bağımsız mahkemeler) belirlidir. Bu sayede demokrasilerde vatandaşların hem belli hakları vardır, hem bu hakları korumakla yükümlü bir idaresi vardır hem de şayet bu idare veya diğer kişiler bu hakları ihlal ederse bu zararı tazmin edecek olan bir bağımsız yargı vardır. Bu durumda ne olur? Bireyler elbette haklarını kullanır. Hükümetlerini denetler, hesap sorar, kamu tarafından işlenen suçlar da yargı tarafından cezalandırılır. Etkin bir kleptokrasi için bu durum rejime karşı yönelmiş bir tehdittir. Böyle bir şey olursa yöneticiler (kleptokratlar) kamu kaynaklarını kişisel menfaatleri için kullanamayacaklardır. Bu sebeple kleptokrasilerde kuvvetler ayrılığı ya yoktur ya da sadece “görüntüde” bir kuvvetler ayrılığı bulunur. Yürütme organı hem yasama hem de yargı organlarını kontrol eder.
mc4
87,682,116
Yalova’da polisin 'dur' ihtarına uymayarak kaçan şüpheli Y.E. (24), kaldırımda yemek yiyen vatandaşların arasına daldı. Şans eseri yaralananın olmadığı olaydan sonra yine otomobille kaçan genç, daha sonra gizlendiği yerde polis tarafından yakalandı. Çeşitli suçlardan kaydı bulunan ve üzerinde bir miktar uyuşturucu bulunan Y.Ü., gözaltına alınırken, gencin kalabalığın arasına daldığı dehşet görüntüleri çevredeki güvenlik kameralarına yansıdı. Otomobille İsmet Acar Caddesi'ne giren genç, polislerin takip ettiğini anlayınca bu kez aracına term ederek yaya olarak kaçmaya çalıştı. Burada bir fırının jeneratör odasında gizlenen şüpheli, polis tarafından yakalandı. Otomobili kiraladığı öğrenilen Y.Ü. (24) adındaki gencin üzerinde yapılan aramada 13 gram uyuşturucu bulundu. Yapılan araştırmada hakkında çeşitli suçlardan kaybı bulunduğu belirlenen Y.Ü. gözaltına alındı.
mc4
87,682,117
Emniyet kemerinin önemini test ediyorlar.. Kahramanmaraş İl Emniyet Müdürlüğü, özel olarak tasarlanan emniyet kemeri simülatör aracı ile emniyet kemeri kullan 26.09.2011 13:15 Tarihinde Eklendi. Atatürk Meydanı'na getirilen simülatör aracı vatandaşların ilgisini çekti. Emniyet kemerli ve kemersiz olarak simülatör aracına binen vatandaşlar aradaki farkı çok iyi gördüklerini ifade ettiler. Trafik Şube Müdürü Hakan Bıyık, gazetecilere yaptığı açıklamada, amaçlarının emniyet kemeri kullanımını artırmak olduğunu söyledi. Halkın test ederek bu farkı çok iyi anladığını ifade eden Bıyık, "Emniyet kemeri kazalardaki can kayıplarını yüzde 45, ağır yaralanmaları ise yüzde 50 oranında azaltır. Kaza anında yolcuların araç içerisinden dışarıya fırlamasını önler. Dolayısıyla emniyet kemerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz" dedi. Emniyet kemeri kullanımı konusunda yüzde 60'Lara ulaştıklarını kaydeden Bıyık, kısa sürede önemli bir seviyeye geldiklerini ve eğitim çalışmaları ile bunu yüzde 90'Lara çıkartmayı hedeflediklerini kaydetti. Etiketler : Kemerinin, önemini, Emniyet, Ediyorlar, 41339 kez okundu.
mc4
87,682,118
Numaramı Turkcell den Avea ya yeni taşıdım. Telefon görüşmem bittikten sonra telefon ekranında mesaj gönderiliyor diye yazıyor ve bu şekilde telefonu dakikalarca kilitliyor. Avea bayisine gittim sorunun sim kartından kaynaklandığı söylediler ve müşteri hizmetlerine yönlendirdiler. Müşteri hizmetlerini aradım bana 24 saat içinde sorunu çözeceklerini söylediler ama hala çözülmedi. hattımı doğru dürüst kullanamıyorum Avea ya geçtiğime pişman oldum. Sorunumun biran önce giderilmesini istiyorum aksi takdirde hattımı iptal ettireceğim.
mc4
87,682,119
Kendisine önemli bir zarar vermemesi şartıyla, kadının hamileliğe engel olan ilaçları kullanması caizdir. Kocası buna razı olsa da olmasa da hüküm aynıdır. Kadın, kendisine önemli bir zarar vermediği taktirde hamileliğe engel olan araç (spiral) kullanabilir. Lakin rahim içi araç bırakmak haram bakışa veya haram dokunuşa neden olursa, kocasının dışında birinin bunu yapması caiz olmaz. Ancak, çocuk sahibi olmanın ona zararı olması gibi zaruret hali müstesnadır. Bu, rahimde oluşmuş nütfenin telef olmasına sebebiyet vereceği belli olmayan durumda caizdir. Aksi taktirde bu işlemi ihtiyat gereği terk etmelidir. Yumurtalık gibi bir uzvun kesilmesi sonucu kendisine ciddi bir zarar vermediği durumda kadının, ameliyat yoluyla bir daha asla çocuk sahibi olmaması caizdir. Elbette eğer ameliyat haram bakışı veya haram dokunuşu gerektirirse, kocası dışında biri tarafından yapılması caiz değildir. Ancak çocuk sahibi olmanın ona zararı olması gibi zaruret hali, bundan müstesnadır. Bu hüküm tamamen erkek için de geçerlidir. Nütfe oluştuktan sonra kadının onu düşürmesi veya aldırması caiz değildir. Fakat onu taşıması halinde annenin canına zarar gelecekse ve henüz nütfeye ruh gelmemişse bu caizdir. Lakin ruh verildikten sonra onu düşürmek, mutlak olarak caiz değildir. Eğer anne onu aldıracak olursa diyetini -miktarı diyat kitabına belirtilmiştir- babasına veya diğer varislerine ödemelidir. Eğer baba onun düşürülmesine veya aldırılmasına neden olursa, diyetini annesine ödemelidir. Çocuğun düşmesine doktor neden olursa, diyetini doktorun kendisi ödemelidir. Varislerinin bağışlaması durumunda bir şey ödemesine gerek kalmaz. Kadının bazı vacipleri yerine getirmek için -oruç ve hac amelleri gibi- aylık adetini normalden daha geç bir zamana erteleyecek ilaçları kullanması caizdir. Elbette bunun ona önemli bir zararı olmamalıdır. Bu ilaçları kullandığında arka arkaya ve birbirine bağlı bir şekilde olmayan bir kan görürse; bu onun adet günlerine rastlasa bile hayız kanının hükümlerini taşımaz.
mc4
87,682,121
Aşağıda detayları ve fotoğrafları belirtilen malzemeler satılıktır. Kargoyla ilgili yaşanan sorunlarla ilgili bir sorumluluk almak istemediğimden istanbul içi teslim tercih edilir. Fiyatları da oldukça makul tuttum, anlamsız tekliflere cevap dahi vermeyi düşünmüyorum. Çok çok temiz durumda. Sesli video çekim ve makro çekim modları mevcuttur. 2 GB hafıza kartı ile 2 saat sesli görüntü kaydı yapabilirsiniz. Picasso Century kapalı kafa zıpkın. Neredeyse sıfır omer power 18 lastik ve boğma french palamut ile verilecektir. Orjinal makarasında gövdeye bağlanan kısımda çatlak olduğundan makara epoksi marifeti ile gövdeye sabitlenmiş durumdadır. Bu hali ile kullanıldı ve hiçbir problemi yok. Zaten fiyat da neredeyse makarasız tüfek fiyatıdır. Kendime bu boy bir pathos toplayacağım için satıyorum. Hong Kong'da mağazada deneyip aldığımda yüzüme olan, ancak suda kullanımda su alan maske de satılık. oldukça kaliteli ve görüş açısı geniş bir maske. maske satılmıştır, alan arkadaşım sağlıklı dalışlarda kullansın .. diğer malzemeler günceldir. dalış saati ihtiyacı doğdu, dalış saati ile takas düşünülebilir.
mc4
87,682,122
- Güzellik yarışmalarına katılman için kim önayak oldu? Merhaba Murat ve sevgili Önce Vatan Gazetesi okurları öncelikle harkese selamlar. Bundan 20 sene öncesine gidersek güzellik yarışmaları bu kadar fazla olmamakla birlikte, daha seçici ve saygınlığı daha büyük etkinliklerdi. Türkiye ve Yurt dışında ülkemizi temsil etme şansını yakaladığımız zaman toplum olarak da bu önemli bir tanıtım yoluydu. Ben de göçmen bir aile kızıyım ve standartlara göre boy-fizik açısından göze çarpan bir genç kızdım. mahalle baskısı o zamanlarda şimdikinden çok farklı yani hep yapıcı yöndeydi. Çevremde bulunan kişiler okul yıllarından olmak üzere, arkadaş çevrem, dostlarımız, ailem bu konuya oldukça sıcak bakmaya başladılar. Bir taraftan da Ankara Üniversitesi-İletişim ve yine işletme bölümlerinde eğitim hayatıma devam ettim. Ve mezun olduğum kursta fark edilip o zamanlar da modellik yapmaya başladım. Yarışmaya katılmamda en büyük desteklerimden birisi bu kulvarda beni hep gözetmiş olan Attila Kaplakaslan’dır. Ahde vefa’ya yürekten inanan biri olarak bunu hep söylerim. -Yarışmalardaki heyecanını paylaşır mısın? Yarışmalara son derece disiplinli ve kendinizi yetiştirmek için bize destekleri çok büyük olan bu kulvardan değerli isimlerle hazırlanırdık. Kamplara girer ve bu dönem de hem çok güzel arkadaşlıklar kurar, hem de yarışma zamanına kadar pek çok konu da profesyonel şekilde kendimizi temsil etmeyi öğrenirdik. Yarışma zamanı gelip çattığında ise o heyecanı anlatmaya gerçekten kelimeler yetersiz kalıyor. Mutluluk, telaş, heyecan pek çok duyguyu bir ara da yaşardık ama en önemli olan o zaman dostluk ve desteğin birbirimize daima gönülden olmasıydı. - Güzellik yarışmadından sonra hayatında ne gibi değişiklikler oldu? Daha sonra Miss Turkey ardından, Amerika’da Miss Globe yarışmasına katılan ilk Türk kızı olarak 3. oldum. Bu arada ülkemi temsil etmemede ki başarılarımdan dolayı yurt dışından ajansıma Türkiye adına başka yarışmalara da katılma teklifleri geldi. Bu tabii ki çok gurur verici ama Türkiye’de modellik ve fotomodellik kariyerim gittikçe yükselirken, diğer taraftan da gönlümde yatan aslan tv sektöründe ilerlemeye başlayan yeni bir basın mensubu olmaya başladığım için bu konunun artık geride kalmasına karar verdim. Medya benim için her zaman ön planda olmuştur. -Aynı zamanda uzun yıllar mankenlik yaptın. Mankenlik yarışmadan sonra mı oldu? Hayır, yukarıda biraz açıkladım aslında. Bundan biraz bahseder misin? Sosyal sorumluluk projeleri her zaman benim insani yönümü ve merhametimi duyarlılıkla yaşadığım projeler oldu. Yıllardır elimden geldiğince bu projelerde yer almaya çalışıyorum. Fakat zamanımızda bu hassasiyetleri kullanan bazı farklı anlayışta olan insanların hepimizi kullanmaya çalıştığınıda görüyor ve bu duruma gerçekten üzülüyorum. Bu nedenle yaptığımız desteğin ne olursa olsun, hangi konuda olursa olsun ciddiyetle ihtiyaç olan yerlere kişilere ulaştığından emin olmak istiyorum. Aslını söylemek gerekirse bu tarz bir TV projesinde de gönülden yer almak istiyorum. -Televizyona ekranlarına geçmen nasıl oldu? Küçüklüğümden beri sosyal yönü hareketli ve girişken bir çocuktum. Görsel sanatlara da ilgim çok fazlaydı. Genlerden de gelen birşey. Babam da kendi mesleği dışında Türkçesi ve ses tonu mükemmel bir insan. Ailem de sanat ile ilgilenenler çok. yani gerçekten içimde olan bir şeydi ve ailemin desteğiyle bana bu konu da başarılı olmak için çok çalışmak kaldı. Bu konu da en büyük okul olan TRT’de tv hayatıma başladım. Aslında bir süre beraber devam etti. tabii ki programlar ve çekimlerle planlama yapabildiğim sürece. Yıllarca yurt dışında da mankenlik yaptım. Milli manken oldum. ve Türkiye tanıtımı için yaklaşık 55 kişiden oluşan Türkiye’nin farklı dokularını yansıtan bir devlet projesi ile aynı zaman da grup başkanı olarak dünyayı gezdim. Bu projenin başarıyla sona ermesinden sonra devletimizden Ülkemin tanıtıma katkılarımdan dolayı “Üstün Başarı Ödülü” aldım. Ve aktif olarak mankenliği bıraktım. Fakat zaman zaman özel defilelerde, sosyal sorumluluk projelerinde, görev alıyorum. zaman zaman fotomodellik de özel durumlar da devam ediyor. -Televizyon dizilerinde oynadın mı? Bu konuda da eğitim aldım. İlk olarak yine bir TRT dizisi olan “Türkmen Düğünü” dizisinde çok büyük oyuncularla oynama şansını yakaladım. Ve bu gerçek bir hikaye olup 20 yıldır hala TRT’de oynatılıyor. Yurt dışında da çok seyredildiğini gittiğim zaman gördüm. Bu benim için büyük bir gurur. Hatta bir gün önce Miss Model seçildim, ertesi akşam dizi başladı. İşte o zaman çifte mutluluk ve tanınma şansım oldu. Kitlelere fazlasıyla ulaşmaya başladım. Daha sonra tabii ki dizi ve sinema teklifleri geldi. Fakat ara ara oynayabildim. çünkü Tv benim için her zaman ön plandaydı. Mankenlik ve modellik hayatımda çok yoğunda maalesef dizi setlerine yetişemedim. Bu ara da 2 tane de sinema filmi çektim. Bu konu da gerçekten çok mutluyum. kendi memleketimde ve yurt dışında evet pek çok ödülüm var. Ayrıca özel çalışmalarım, yaptığım veya içinde bulunduğum projelerden de yüz civarı ödülüm var. Fakat saygınlık, takdir ve insanların sevgisini kazanabilmek en büyük ödül benim için. -Şu anda 2017 yılında yeni projelerin var mı? Allah nasip etsin benim her zaman projelerim var. Fakat bunlar ülke ve medya sektörünün gidişatına göre zaman veya proje olarak değişebiliyor. Bir süre ara verdiğim ekranlara tekrar döneceğim. Tiyatro oyunlarında rol almıştım. Şimdi yeni bir oyun var. “Küresel Online Eğitim” adı altında yaklaşık 2.5 senedir üzerinde çalışılan, içeriği oldukça geniş kapsamlı, sosyal platform da çok ses getirecek bir oluşuma dahil oldum. İntenetten’de pek çok konuda izleyicilerimizle buluşacağız. Mesleki anlamda akademi eğitimlerim var. Ve aklıma yatan projelerde var olup, destek olmaya devam edeceğim inşallah. -Ece Pirim güzel bir kadınsınız. Bunun için neler yapıyorsunuz? Çok teşekkür ederim Murat. sanırım kendimce prensip ve yaşam tarzımı kontrol altında tutmanın çok faydası var. Genlerimi asla göz ardı edemem. Sigara ve alkol kullanmıyorum. Sadece bulunmam gereken ortamlarda bazen yer alıyorum. Hele ki her şeyin çok çabuk tüketildiği bu zamanlarda mümkünse ailem ve sevdiklerimle zaman geçiriyorum. İşim benim için çok önemli ve beni mutlu eden şey. Bu da beni dinç tutuyor sanırım. Kendimle baş başa kalmayı da seviyorum. Kendinizi dinlemeniz gerçekten bazen gidişata format atmak açısından çok önemli. Ve bir kadın olarak bakımlı olmayı ihmal etmemeye çalışıyorum. -Kalbinizin güzelliği yüzünüze vurmuş. Her türlü yardıma koştuğunuzu biliyoruz. Bu cümle benim için çok kıymetli. Böyle düşünen başta sen olmak üzere en içten sevgilerimi gönderiyorum. Yüreğinizde merhamet, insan ve hayvan sevgisi varsa bunu dışa vurmak da insanı güzel kılar. Koşturmaksa sağlığım olduğu sürece, benimle olmak istenen ortamlarda tabii ki biraz da seçici olmak kaydıyla olmaya çalışıyorum. destek veren herkese teşekkür ederim. -Şimdi manken olmak isteyen gençlere önerileriniz var mı? Sağolsunlar yeni nesilden arkadaşlarımla bir araya gelince bu konu da fikir isteyenlerde oluyor. İlk olarak bunu bir meslek olarak görüp, gereken saygınlık ve profesyonelliği kazanacak şekilde yapmalarını isterim. Geçmiş baktıkları zaman gurur duyacakları bir şeyler yapmış olsunlar. Yetenekleri varsa zaten başka işlerde de başarıları devam edecektir. En önemli konu ise eğitimlerini asla bırakmamaları. Bu konu da gerçekten çok hassasım. İleri de bunun çok artısını görecekler. Ne iş yaparsanız yapın, mutlaka saygınlık edinilecek bir tarafı vardır. Biraz seçici olsunlar ve kendilerine saygıları olsun. - Muammer Ketenci ile ilgili bir projeniz var. Bunun ile ilgili bilgilendirebilirmisiniz? Muammer Ketenci benim çok sevdiğim bir modacı ve dostumdur. MK Akademi adı altında pek çok kulvar da eğitim vermek ve bilinçli bireyleri topluma kazandırmak için bir akademi kurdu. Bu oluşumda benim de yer almamı istedikleri zaman çok mutlu oldum. Eğitim verilecek tüm derslerde ki eğitmenleri özenle seçtiler. Ve Girne Amerikan Üniversitesi ile bu konuda iş birliği yapıldı. Ayrıca çok özel bir sosyal sorumluluk projesi içinde yoğun şekilde hazırlanılıyor. Umarım başarılarımız daim ve hayırlı olur. - Sizin yaptığınız dönemdeki defileler ve bu dönemdeki defilelerle düşüncen nedir? Bizim zamanımızda diyeceğim firmaların alıcı firmalara tanıtımı dışında hiç bir defile koreografi yapılmadan olmazdı. provalar son derec ciddi ve profesyonelce yapılır, adım adım dönüşlerimiz duruşlarımız her sahne de farklı olurdu. Resmen bir görsel şölendi. Bilenler bilir Türkiye’nin en büyük defile organizasyonu olan “Vizon Show” bu alanda bir numaraydı. Ve ben de bu showlar da yer almış şanslı isimlerden biriyim. Bilinen moda devleri yine bu konu da arada görsel showlarını yapıyor ama eskisi kadar kalmadı. Fakat sektörün hareketli olması her zaman beni memnun eder. Bu arada şu an da defile yapsam ben herhalde çok seçici olurum. zamanında yaptığım defilelerde öyleydim. şimdi bunu pek göremiyorum. - Ece Pirim romantik mi? İstanbul bizi bu konuda da biraz törpüledi galiba. Ama özel olduğumu hissettiren jestleri her zaman onaylarım. - Aşk mı Mantık mı? Aşk ve mantık ortak payda da buluşabilir belki. Keskin hatlarla yorum yapmak istemem. -Şu anda sunucu ve spiker olarak çalışıyorsun. Mankenlik mesleğini özlüyor musun? İlk başladığım zamanları özlediğim oluyor fakat şu dönemler de öyle bir özlemim yok. Senin defilelerinde bunu zaten bazen tazeliyoruz. İşte bu konu çok güzel Hem yapmayı, hem yemeyi severim. Yemek yapmak benim için zevk ve terapidir. Boşnak kızı olarak da küçük yaşlar da mutfak merakım, ailemin yemek kültüründen dolayı çok fazlaydı. Hala da öyle devam eder. Bilen bilir böreklerimiz de çok meşguldür. Fakat Osmanlı ve Türk mutfağı üzerine dünya da başak mutfak kültürü, lezzeti bence yok. - En çok görmek istediğin ve göremediğin ülkeler var mı? 55 ülke-90 şehir gördüm. Dünya üzerinde hatırı sayılır bir oran. Afrika’da görmek istediğim yerler var. Sun City yine görmek istediğim yerler. Bir de Küba, seyşeller, Bali, Maldivler adalarını da görmek isterim. - Çocuklarla aran nasıl? Çocuk sahibi olmak istemedin mi? Çocuk sahibi olmayı yoğun koşturmalar yüzünden pek düşünmedim şimdiye kadar. Çocukları bu sabırların daha kısıtlı olduğu bu dönemler de yetişme tarzları konusunda ebeveynleri biraz daha hassasiyete davet etmek isterim. Çünkü şımarık ve sorumsuz bir nesil görüyorum. Eğitim aile de başlar. Herkesin çocuğu kendisine çok kıymetlidir. Fakat başkalarını rahatsız derece de başıboş olmamalı çocuklar. Konuştuğum ve programlarıma davet ettiğim pedagoglar da bu görüşlerini savunuyorlar. Biz de çok geniş bir aileyiz ve bu hassasiyetle büyütüldük. Allah nasip ederse ben de çocuk sahibi olmak istiyorum. hayırlısı neyse o olsun tabii ki... Herkesin evladının sağlıklı ve ailesine, vatana-millete hayırlı bir birey olarak yetişmesini diliyorum. Anne tarafım Boşnak - Arnavut, babaannem Polonyalı, babam da Varşova doğumlu. Dedemin kökleri ise Rize taraflarından. - Ece Pirimin hedefleri nedir? Hedeflerimin çoğundan fazlasını gerçekleştirdim. Ama yine de sonu yok. Ailem ve işimin sürekliliği benim daimi hedeflerim. - Dünyada defilesinde manken olarak çıkmak istediğin bir modacı oldu mu? Kadınsı hatları hiç bir zaman kaybetmeyen koleksiyonlarıyla beni hep büyülemiştir. - Bazı meslektaşların gibi sende şarkıcı olmak istedin mi? Bu konu da sağ olsunlar çok önemli müzisyenlerden teklifler geldi. Yoğunluğum fazla ve acaba nasıl olur diye bir türlü bu sektöre adım atmaya cesaret edemedim. Şimdi pişman olduğum neden denemediğimdir. hatta şu an bazılarını gördükçe çok daha pişman oluyorum. - Hayatında vazgeçemediklerin var mı? -Talk Show yapmak istedin mi? İkili bir talk show hoş olurdu. Bu konu da teklifler ve projeler de geldi. demek kısmet değilmiş. bundan sonrası ise belli olmaz. Küçük yaşlardan itibaren tiyatro sevgim hep vardır. Yıllar geçtikçe de arttı. TV hayatı devamlı program ve haberlerle dolu olduğu için yapma fırsatım olmamıştı. Turnelere gitme şansımda yoktu. Daha sonra bunu yapmalıyım isteği çok fazla atağa geçti ve 3 tiyatro oyununda oynadım. Gerçekten muhteşem bir duygu. Şimdi yeni bir oyun teklifi geldi. harika bir komedi. Kısa zaman da provalara başlayıp, tiyatro sahnesinden buluşacağız inşallah. Bu röportaj için Murat Günhan ve Önce Vatan Gazetesi ailesine çok teşekkür ediyorum. Herkese en içten sevgiler. Bir gün bir yer de görüşmek üzere...
mc4
87,682,124
Hayatı ve ölümü Allah belirli bir amaçla yaratmış, insanlara doğruyu ve yanlışı öğreten hak kitaplar indirerek bu amacı onlara bildirmiştir. Bu amacın özü insanın, herşeyden önce kendisini yaratan Rabbimiz'i gereği gibi tanıyıp takdir edebilmesi, O'nun emirlerini ve koymuş olduğu yasakları titizlikle koruması, dünya hayatının geçici ve sahte bir süsten ibaret olduğunu fark edebilmesi, hayatını ahireti hedef alarak düzenlemesidir. Hayatını, ahireti esas alarak düzenleyen bir insan aslında dünyada da olabilecek en güzel, rahat ve huzurlu yaşamı sürdürecektir. Çünkü kendi yaratılışına en uygun olan yaşam tarzı Kuran'da bildirilmiştir ve kişi Kuran'da bildirilen Allah'ın emirlerine tam olarak uymakla, bir anlamda dünyayı cennet benzeri bir mekan haline getirmiş olacaktır. Allah, yukarıdaki ayetinde Kuran'a uyan müminlerin güzel bir hayat sürdüreceklerini müjdeler. Bu bilgi, aslında insanlara verilmiş oldukça önemli bir sırdır. Ne kadar güzel, ne kadar zengin, ne kadar şöhretli olursa olsun, bir insan Kuran ahlakını yaşamadığı sürece dünyada güzel bir hayat yaşayamaz. İşte bu kitapta asıl olarak değinilmek istenen konu da budur. İslam ahlakı yaşanmadığında ortaya çıkan yaşam biçiminin her karesinde ne kadar sıkıntılı ve huzursuz bir ortam meydana getirdiğini tüm örnekleriyle ortaya koymak ve buna karşılık Kuran'a uymakla kazanılan "güzel hayatı" tanımlamak... Allah, Kuran'da, Peygamberimiz (sav)'in gönderilmesinden önceki yaşantıyı "cahiliye" yani "cahillik dönemi" olarak isimlendirir. Ancak burada kullanılan "cahil" sıfatı halk arasında bilinen anlamından oldukça farklı nitelikler taşır. Çünkü halk arasındaki cahil tanımlaması, genellikle okuma yazma bilmeyen, iyi bir eğitimi ve tahsili olmayan, görgüden yoksun insanlara yapılan bir yakıştırmadır. Kuran'da ifade edilen cahillik ise kişinin, yaratılış amacından, Yaratıcımız'ın vasıflarından, kendisine gönderilen İlahi kitaptaki bilgi ve hikmetten, sonsuz yaşamını ilgilendiren konulardan habersiz olması ve bu cehaletin doğurduğu şuursuz bir yaşam biçimini benimsemesidir. Kişinin, kendisini ve içinde yaşadığı bu mükemmel sistemi yaratan Rabbimiz'in üstün kudretini kavrayamamış olması, dünyada yaşadığı olayların şuurunda olmaması cehaletinin bir göstergesidir. Böyle bir insanın görünürde modern, kültürlü, görgülü ve bilgi sahibi olması, okuduğu kitapların çokluğu, onu içerisine düştüğü bu derin cehaletten çıkarmaya yetmez. Bu tür bir cehaletin ve şuursuzluğun hüküm sürdüğü toplumlara "cahiliye toplumu" denir. "Cahiliye toplumu" kavramı, sadece Kuran indirilmeden önceki dönemlerde yaşayan insanları değil, Kuran indirildiği ve içindekiler tebliğ olunduğu halde Allah'ın hoşnut olduğu ahlak ve yaşam biçiminden uzak olan toplumları da içine alır. "Cahiliye toplumu"nun temel mantığı şudur: Kişilerin, hayatlarını kendi belirledikleri birtakım doğrulara ve yanlışlara göre sürdürmeleri ve hayatlarının en önemli konusu hakkında duyarsız bir tavır sergilemeleri. Ancak bu seçimleri, onlara ahiretlerini kaybettirdiği gibi, onları dünyada da güzel bir hayat sürmekten mahrum bırakır. Çünkü cahiliye toplumlarında yaşanan sistem, oldukça "ilkel bir mantığa" dayalıdır. Temeldeki amaç, herkes için aşağı yukarı aynıdır: Ortalama 60-70 seneyi aşmayan sınırlı dünya hayatını kendince olabilecek en iyi şartlar içerisinde yaşamak. Bir insanın iyi ve nezih bir yaşam sürmek istemesi son derece meşru bir taleptir. Ne var ki, cahiliye değer yargılarına göre, sözde iyi bir yaşam oluşturmaya uğraşmak bu kimselere hem umdukları iyi yaşamı sağlamaz, hem de onları çok büyük bir kayba uğratır. Çünkü cahiliye ahlakını yaşayan insanların dünyaları son derece küçüktür ve insanı ister istemez küçük düşünmeye, küçük hesaplar yapmaya, basit ve ilkel tavırlar sergilemeye iter. Üstelik bu dünyanın içerisinde yaratılış amacını ve ölümden sonraki yaşamı düşünmek, sonsuz ahiret yaşamı için hazırlık yapmak gibi önemli konular yer almaz. Cahiliye insanlarının büyük kısmına göre, dünya hayatı bir rekabet ve çekişmeden ibarettir. Açıkça ifade edilmese de başarılı ve güçlü olmak için, kişinin her zaman öncelikli olarak kendisini düşünmesi ve bencilce hareket etmesi temel prensiptir. Bu batıl ahlakı benimseyen kişi ne kadar zengin olursa olsun, paraya ve mülke o kadar çok bağlanır ve sürekli daha da fazlasını ister. Bu acımasız sistemde ne kadar fazla itibar kazanırsa, o kadar daha ön plana çıkmaya çalışır üstelik bunu başkalarını ezmek pahasına dahi olsa büyük bir hırsla yapar. Bu rekabete kendini o denli kaptırır ki, içine düştüğü cehaletin farkına varamayacak hale gelir. Bu hayat şeklinin ne denli ilkel ve çarpık olduğu ise ancak Kuran'da belirtilen yaşam biçimi, düşünce ve ahlak yapısı ile düşünüldüğünde anlaşılır. Bu kitabın amacı da, "cahiliye toplumları"na mensup insanların bir kısmının din ahlakını yaşamamalarından dolayı ne denli "ilkel bir mantık" içerisine düştüklerini göstermektir. Ayrıca bu mantığın getirdiği çarpık ahlak modelini her yönüyle ortaya koymak ve bu karanlık yapıdan kurtulmanın tek çözümünün de ancak Allah'ın insanlar için seçip beğendiği yaşam şekline uymakla mümkün olduğunu ispatlamaktır. Allah cahiliye toplumu insanlarına şöyle buyurmaktadır:
mc4
87,682,126
Bayburt İl Özel İdaresi'ne ait yeni kurulan asfalt plenti deneme üretimine başladı. Saatte 160 ton üretim kapasitesine sahip olan yeni tesiste daha hızlı ve kaliteli asfalt üretimi gerçekleştirilecek. Deneme üretiminin devam ettiği tesiste ilk olarak sıcak bitüm ile kum ve çakılın bir mikserde karıştırılıp serime hazır asfalt haline getirildiği üretim bandı yenisiyle değiştirildi. Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) istasyonları ve trafo merkezinin de yenilendiği tesis saatte 160 tonluk kapasiteyle üretim yapacak. Yeni tesiste yapılan ve başarıyla gerçekleştirilen deneme üretimini yerinde izleyen Vali İsmail Ustaoğlu, "Vatandaşlarımıza bundan sonra daha kaliteli ve hızlı hizmet sunacağız. Burada gerçekleştireceğimiz üretimle daha yüksek kalitede asfalt elde etmiş olacağız. Şu aşamada ilk deneme üretimimizi başarılı şekilde gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra gerekli protokolleri imzalayarak burada üreteceğimiz yüksek kalitedeki asfaltı belediyelerimizin de kullanımına sunacağız. Bu tesisin ilimize kazandırılması noktasında emeği geçen Maliye Bakanımız Naci Ağbal'a da tekrar teşekkür ediyorum." diye konuştu.
mc4
87,682,130
Bugün harika bir şey yaptım. Giselle balesi, romantik balenin başyapıtlarından biri olarak gösteriliyor. Kalbinden rahatsız olan ve dans etmeyi çok seven fakir kız Giselle ile gerçekte zengin olan ama bunu Giselle'den gizleyen Kont Albrech'in aşkını anlatıyor. Birinci perdede aşkın tüm coşkusunu tamamen hissettiren sanatçılar ikinci perde de ölümün bütün hüznünü aynı derecede hissetiriyorlar. Eser konusunu Almanya'nın önemli şairlerinden biri olan Heinrich Heine'nin "Almanya Üzerine" adlı eserinde anlattığı "Wililer Efsanesi" nden alınmış. Eserin asıl amacı aşkın ne kadar yüce olduğunu gösterebilmekmiş ( İstanbul balesi bunu gerçekten başarmış). Kareografi , dekor ve kostümler müthişti. Bu görsel şöleni kaçırmamanızı tavsiye ederim. Virgülü kaybetti: Söyledikleri birbirine karıştı. Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onları. Ünlem işaretini kaybetti bir günde: Sevincini, öfkesini, bütün duygularını kaybetti. Soru işaretini kaybetti bir başka gün: Soru sormayı unuttu. Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu. İki noktayı kaybetti bir başka gün: Hiçbir açıklama yapamadı. Elinde sadece tırnak işareti kalmıştı. İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca. Yazar bu oyunu sürgündeyken yazmış. Oyun Absürt Tiyatronun en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyormuş. Oyundaki her karakter aslında farklı bir şeyi sembolize ediyor. Yazarın amacı; bu sembollerle, sosyal ve siyasal düzenle dalga geçmekmiş. Oyunun konusu bilinmeyen bir yer ve zamanda geçiyor. Bu bilinmeyen yer barbarlar tarafından istila ediliyor ve kral tahtından oluyor. Artık barbarların liderine kral muamelesi yapılıyor. Terzinin bu oyundaki rolü ise kişileri giydirerek onlara bir ünvan vermek oluyor. Örneğin oyunda önce kral olan kişi terzinin kıyafetleriyle keşiş ve terzi çırağı rollerine bürünüyor. Bir süre sonra da gerçekten terzi çırağı gibi davranmaya başlıyor. Barbarların lideri ise yeni kral kıyafetleriyle bir anda kendini kral gibi hissetmeye ve halk üzerinde korku uyandırmaya başlıyor. Konusunu çok başarılı buldum. Oyunculuklar ise, absürt tiyatro özelliği göz önünde bulundurulursa, iyiydi. Hem değişik olsun hem de beni düşündürsün diyorsanız bu oyunu izlemelisiniz. Çok farklı bir kitapla karşınızdayım. Okulda matematik öğretmeni arkadaşım tasavvuf konularıyla çok ilgili, bu kitabı okumuş ve çok beğenmiş. Bana da tavsiye edince okumaya karar verdim. 1865 yılında Bulgaristan'ın Filibe kentinde doğduğu için Filibeli deniyormuş kendisine. Babası konsolos ( şehbender) olduğu için diğer bir lakabı ise Şehbender olarak kalmış. Daha sonra Duyun-ı Umumiye'de ( genel borçlar idaresi ) çalışmaya başlamış. Beyrut'a tayini çıktığında düşünce özgürlüğünü savunmak için Mısır'a kaçmış ve Terakki-i Osmani Cemiyet'ine katılmış. Burada Çaylak adlı bir mizah dergisi çıkarmaya başlamış. 1901'de İstanbul'a dönen Ahmet Hilmi bir arkadaşının ihbarı sonucu yakalanarak Fizan'a ( Libya'da bulunan bir yer) sürülmüştür. İşte burada da tasavvufla tanışmış ve pek çok tarikati de yakından inceleme fırsatı bulmuş ve son olarak Abdüsselam el-Esmer tarafından kurulmuş olan Arusi tarikatine katılmıştır. Meşrutiyet'in ilanıyla yeniden İstanbul'a gelmiştir. Sonrasında felsefe öğretmenliği yapmıştır. Felsefi içerikli Hikmet dergisini çıkarmaya başlamıştır. Çıkardığı bu dergide Jön Türkleri savunmuş Abdülhamid'i eleştiren yazılar kaleme alarak aydın kesimin dikkatini çekmiştir. Fakat daha sonra memleketin durumunu beğenmediğini bildiren yazılar yazarak hem ittihatçıları hem de ihtilafçılara karşı olduğunu yazmıştır ve her iki taraftanda dışlanmıştır. Çok genç yaşta 49 yaşında bakır zehirlenmesinden dolayı 1914 yılında ölmüştür. Gelelim kitaba; şu ana kadar okuduğum kitaplar içinde en farklısı bu kitaptı diyebilirim. Tesadüf eseri bir mezarlıkta Aynalı Baba olarak anılan bir kişiyle tanışan Raci'nin hikayesi anlatılıyor kitapta. Aynalı Baba'ya hayran kaldım; Kamil İnsan mertebesine eren bir kişi. Raci ise yolun çok başında, aşması gereken pek çok sınav var. Her gittiğinde Aynalı Baba'nın ya neyi ya da sazı eşliğinde hayaller alemine dalar. Raci'nin her hayali bir sınavdır aslında. Kendiyle ve nefsiyle yaptığı mücadeleyi anlatır bu hayaller. Raci'nin her hayalini masal tadında okudum. Üzerinde düşünülecek ve sorgulanacak çok şey var. Hatta şöyle diyebilirim; bu kitap, değişik yaş aralıklarında tekrar tekrar okunması gerekiyor. Dili son derece akıcı ve sade, bundan dolayı rahat okunan bir kitap. Yine çok güzel bir film izledim. Yazılılar okunup işler hafifleyince kendime ödül vereyim dedim. Çok da güzel bir ödül oldu bu film. Herkese tavsiye ederim izleyin bu filmi... Filmin yazarı hintli bir diplomat olan Vikas Swarup. Film 2008 yılında yapılmış ve aynı yıl sınırlı sayıda sinemada gösterime girmiş. Film Birleşik Krallık ve Hint ortak yapımı olmasına rağmen çok entersan her iki ülkede de sinema gösterimi 2009 yılında olmuş. Filmin reklamı yapılmamasına rağmen müthiş bir hasılat elde etmiş. Seyircilerin birbirine haber vermesiyle sinemalarda seyirci sayısı iki katına ulaşmış. 2008 yılında Toronto Film Festivali'nde ödül almış. Hasan Ali Toptaş'ın Heba kitabından sonra diğer kitaplarını da okumaya karar vermiştim. Sıradaki kitabım ise Gölgesizler kitabıydı. Tıpkı Heba gibi hem şehirde hem de köyde geçen bir roman. Yine Heba'daki gibi yazar da roman kahramanlarında biri. Yazarın varlığı, Heba romanında tam olarak anlaşılmasada Gölgesizler'de net bir şekilde ortada. Heba kitabını okurken yazarın anlatımını -özellikle köyle ilgili anlatımını- Yaşar Kemal'e benzetmiştim. Bu kitabında da zaman zaman anlatımlarını Marquez'e benzettim. Özellikle kitabın içeriği, Marquez'in büyülü gerçekliğine çok benziyordu. Kitapta en çok sorgulanan şey varlık-yokluk problemiydi. Öyleki kitabın kahramanları kendi varlığından dahi şüpheye düşüyorlar ( Descartes'ın "kendi varlığımdan şüphe duyuyorum" demesi gibi. Ama Descartes'tan daha güzel ve akıcı bir üslupla anlatmış yazar bunu). Kitapta ikinci sorgulanan şey ise zamandı. Zaman o kadar karmaşık verilmişti ki. Yazar; hangi olayın önce hangi olayın sonra olduğuna dair hem roman kahramanlarında hem de okurda soru işareti oluşturuyor. Kitabın sonunda ise zaman kavramında geçmiş ve şimdiki zaman tamamen içiçe geçiyor. Kitabın son bölümünü özellikle de son paragrafını çok etkileyici buldum. Diğer kitaplarını okumadım ama yazarın bir köy romancısı olduğunu söyleyebilirim. Her iki kitapta köy ve köylüler ön planda. Zaman zaman kullandığı bazı ifadeler ( ki sık sık kullandığı için rahatsız etti) "cellat gözleri" gibi, beni rahatsız etsede yazarın anlatımını çok güçlü buluyorum. Bundan dolayı da okurken çok büyük bir keyifle okuyorum. 2004'te ise kitap Ümit Ünal tarafından filme çekilmiş. Bir fırsatını bulduğumda bu filmi de izlemeyi düşünüyorum. Gerçi kitabını okuduğum her film bende kabak tadı veriyor ama yine de izlemeyi düşünüyorum. Fırsat buldukça diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Özellikle Gölgesizler kitabı kolay okunan bir kitap değil. Ama içeriği son derece sarsıcı bir kitap ( Heba kitabı da çok sarsıcıydı). Ulus Parkı Cafe'si; Ulus'a gittiğimde mutlaka uğradığım bir cafe. Hangi arkadaşımı götürsem hayran kalıyorlar -ki kalmamak da mümkün değil. Cafe'ye gelir gelmez bu muhteşem manzarayla karşılaşıyorsunuz. Ondan sonra da sevdalanıyorsunuz bu parka ve cafeye. İlk kiminle gittiğimi ve burayı nasıl keşfettiğimi hiç hatırlamıyorum. Kim bana öğretmişse teşekkür ediyorum. Bana huzur veren bir cafe. Gece manzarası ayrı, gündüz manzarası ayrı güzel. Ben gittiğimde genelde Türk kahvesi içmeyi tercih ediyorum. Bu nedenle yiyecek ve içecekler konusunda size bilgi veremeyeceğim. Kimbilir belki siz gider ve bana bilgi verirsiniz? Ama her ne yerseniz yiyin üzerine bir Türk kahvesi için bence. Bu manzaranın eşliğinde Türk kahvesi çok güzel gidiyor. Parkı gezmeyi de sakın unutmayın. Kapalı mekanı olduğu için yılın her mevsimi rahatlıkla gidebilirsiniz. Fakat ısrarla bir yaz akşamı buraya uğrayın derim. Üzerinize de ince bir şal almayı unutmayın. Şimdiden iyi seyirler dilerim... Bugün size bir kişisel gelişim kitabının tanıtımını yapacağım. Kitabı geçen hafta arkadaşım Özlem tavsiye etti. Bana " mutlaka al ve oku" dediği için hiç vakit kaybetmeden siparişini verdim ve hemen okumaya başladım. Kitabın yazarı Yunan'lı bir osteopat ve kas-iskelet sistemi uzmanı. Bir nevi ağrı uzmanı. Ağrının bir haberci olduğunu ve vücudun mesajlarının mutlaka dinlenmesi gerektiğini söylüyor. Önerdiği yöntemle de vücudun üç haftada tüm kronik ağrılardan kurtulacağını söylüyor. Kitap genel olarak üç bölümden oluşuyor: Birinci bölümde, Pozitif Geri Bildirimin Gücü'nden bahsediyor. İkinci bölümde, Pozitif Geri Bildirim Programı'ndan bahsediyor ( kitabın en can alıcı bölümü burası). Aslında kitap tamamen uygulamaya yönelik. Kendi üzerinizde adeta bir doktor gibi titizlikle çalışmanızı ve kendi kendinizin uzmanı olmanızı sağlıyor. Sabaha Övgü Ritüeli diye bir uygulaması var. Müthiş bir şey, hafta sonu uyguladım da gerçekten güne bomba gibi başlıyorsunuz. "Sen kendi kendinin uzmanı oldun mu?" diye sorabilirsiniz bana. Hayır olmadım çünkü kitapta önerilen pek çok şeyi yapmadım. Çok uzun uzun çalışma gerektiren yöntemlerdi vakit sıkıntısından dolayı yapamadım. Ama eğer yapılırsa gerçekten iyi sonuçlar vereceğine inanıyorum. Şimdilik sadece kitabı baştan sona kadar okudum. Bunun sonucunda da kitabın ve yazarın iddiasını şöyle özetleyebilirim: "Kitabı uyguladığınızda sadece ağrılardan kurtulmayacaksınız. Aynı zamanda kilo sorununuzu da çözeceksiniz ve daha ışıl ışıl bir cilde, saçlara ve sağlığa kavuşacaksınız. Aynı zamanda hayata da daha pozitif bakacaksınız. Yani kısaca ışık saçacaksınız." Şu an okulda yoğun bir şekilde yazılılarla uğraşıyorum. Büyük olasılıkla hafta sonuna kadar da işim bitmiş olacak. İşte ondan sonra bende tek tek bu çizelgeleri hazırlayıp kendi kendimi inceleyeceğim. Söylediklerini elimden geldiğince uygulamaya çalışacağım. Bakalım bacak ağrılarımdan kurtulabilecek miyim? Ve ben de ışık saçabilecek miyim? Sonuçları buradan mutlaka paylaşacağım. Yağmur üfle Rüzgar iç ! Suça itiraf bas ! Balık oluruz yurtsuz denizlerimize. Nedense bir şey, çok konuşulduğunda ya da herkes tarafından yapıldığında ben onu hemen moda olarak algılıyorum ve kesinlikle yapmak istemiyorum. Tıpkı bestseller olan kitapları okumak istememem gibi. Şallı'nın sürekli örnek verilmesiydi. Bana göre O, bir mankendi ve spor hocası olmadığı için de dikkate almamak gerekiyordu. Kuzenim Melda uzun süredir Pilates yapıyor ve sürekli olarak bana bu sporun yararlarından bahsediyordu.Yalnız kendisini, kilo konusunda problem yaşarken görmediğim için beni fazla ikna edememişti. Beni bu konuda ikna eden kişi ise diğer kuzenim Başak oldu. Başak'ın hem kilo problemi vardı hem de ciddi bir duruş bozukluğu vardı. Sadece televiyondaki hareketleri ( Ebru Şallı'nın pilates dersleri) uygulayarak ve yürüyüş yaparak sekiz ayda hem 12 kilo vermiş hem de duruş bozukluğu tamamen düzelmişti. İnsanın gördüğü, duyduğundan her zaman daha etkili oluyor. İşte bundan dolayı ben de Pilates'e başlama kararı aldım ve önyargıyla yaklaştığım Ebru Şallı'nın derslerini uygulamaya başladım. Hepsiburada.com'dan da pilates seti satın aldım ( çok ekonomik oldu tavsiye ederim). Bir yandan pilates ve yürüyüşlerimi düzenli yaparken bir yandan da internetten araştırmalar yaptım. Pilates hocalarının videolarını izledim, bu konuyla ilgili yazılar okudum ve öğrendiklerimle kendime bir program hazırladım. İlk zamanlar hem yürüyüş hem de pilatesi aynı gün yapıyordum ve bu çok yorucu oluyordu. İnternetten araştırdıklarımla kendime yeni bir program hazırladım: Bu programa göre; haftada bir gün kaslarımı dinlendiriyorum, üç gün tempolu bir saat yürüyüş yapıyorum üç günde Ebru Şallı'yla pilates yapıyorum. Hiç diyet yapmıyorum, sadece yediklerimi abartmıyorum. Tatlı da hamur işi de dahil canımın çektiği her şeyi yiyorum ( bu moralimin de düzelmesini sağladı, diyetle strese girmiyorum artık). Sanırım benim 14 veya 15 ders oldu. Gerçekten de farkı hissediyorum. Vücudum baya esnedi, kendimi daha enerjik hissediyorum. İlerleyen zamanlarda yeni bir vücudum olmuş mu olmamış mı tekrar yazarım. Ama bildiğim bir gerçek var: Sadece yürüyüş ve pilatesle ve de hiç diyet yapmadan bir ayda 2.5 kilo verdim. ( Burada şunu eklemekte fayda var: Pilates zayıflatmaz sadece vücudunuzun sıkılaşmasını ve incelmesini sağlar. Ben zayıflamak istediğim için düzenli olarak yürüyüşe de ağırlık veriyorum) Spor programıma aynen bu şekilde devam edeceğim. İlerleyen zamanlarda gelişmeleri de yazacağım. Şimdiden yaza nasıl gireceğimi merakla beklemekteyim. Herkese spor ve sevgi dolu günler diliyorum... Ali Poyrazoğlu tiyatrocular içerisinde en beğendiğim kişilerden biri. Hangi oyununa gittiysem hep memnun ayrıldım. Bu oyun için çok güzeldi diyemeyeceğim ama izlenmeye değerdi. Bir aksilik çıkmazsa bu sezon, geçen sezon izleyemediğim Asi Kuş ve Kaplumbağa oyunlarını da izlyeceğim. Ali poyrazoğlu'nun bugüne kadar izlediğim en güzel oyunu ise yıllar önce oynanan Kobay adlı oyunuydu. Oradaki sahneyle ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum. Ne yazık ki söyleceklerim Cevahir'deki tiyatro sahneleri içinde geçerli. Sinema salonlarıyla tiyatro salonları yan yana olduğu için ve ses yalıtımı da iyi olmadığı için sinemanın gürültüsü olduğu gibi tiyatro salonunda duyuluyor. Hatta zaman zaman sahnedekilerin konuşmaları duyulmaz hale geliyor. Tiyatro için çok acıklı bir durum bu: Düşünün sahnede sanatçılar var ve dışarda bangır bangır müzik ve konuşma sesleri. Gerçekten çok çirkin bir durum bu. Acaba bu salonlar sinema salonu olarak tasarlandı da son anda mı tiyatro salonuna çevrildiler? Öyle bile olsa yine de ses yalıtımı mutlaka yapılmalıydı. Hala yapılabilir mi bilmiyorum ama bence bu duruma kesinlikle bir çözüm getirmeleri gerekiyor.
mc4
87,682,132
Darren Aronofsky her zamanki gibi muhteşem bir film ile karşımıza çıkıyor. Mickey Rourke gerçekten bu filmde döktürmüş. Birçok festivalden bir sürü ödül alan bu filmi her film sever kesinlikle izlemeli. Mickey Rourke un muhtesem oyunculugu cok duygulandırdı beni. Inanılmaz dramatik bir yasam oykusu var, cok trajik ve dokunaklı. mickey rourke bu filmle donus yaptı. bu filmde inanılmaz aksiyon sahneleri beklemeyin. amerikan guresi sahneleri de var ama film aslen bir insanın hikayesi. cok etkileyici bulmadım ama izlenebilir.
mc4
87,682,137
Cinsel hayatı renklendiren fantazi ürünlerin yer aldığı Alanya sex shop, yetişkinler için eğlenceli oyuncakların satışa sunulduğu bir mağazadır. Son derece büyük bir gizlilikle adrese teslim edilen ürünler, gizli paketlerde hediyelik eşya adı altında teslim edilmekte olup teslimatı yapanlar da paket içeriğini bilmez. Erotik ürünler; kapıda ödeme, kredi kartı veya havale yöntemi ile ödemesi yapılan ürünlerdir. Yetişkinler için cinsel yaşamı renklendiren onlarca erotik oyuncak seçeneği bulunuyor. İhtiyaca uygun oyuncaklar arasında; penis boyundan memnun olmayanlar için penis büyütücü pompalar, lezbiyen ve gay'lere yönelik belden bağlamalı protez penisler, partneri olmayanlar için vajina ve şişme bebekler Alanya Sex Shop mağazalarında en hesaplı fiyatlarla müşterilere sunuluyor. Beğendiğiniz ürünler hediye paketi adı ile adresinize teslim edilmek üzere kargo ya da kuryeye verilir. Teslimatı yapacak olan kişi ve kurumlar paket içeriğini asla göremez. Çünkü paketlerde Alanya Sex Shop gibi içeriği belirten ibareler bulunmaz. Ödemeler kredi kartı veya havale yöntemi ile yapılabilir ya da paket teslim alınırken kapıda ödeme yapılabilir. Sipariş sırasında paylaşılan telefon numarası ve e-posta adresine ürünlerle alakalı reklam amaçlı hiçbir mesaj vb ileti gönderilmez. Gizlilik, ürün kalitesi, ödeme seçenekleri ve satış sonrası destek bir Alanya Sex Shop için siteyi nitelikli kılan özelliklerdir.Alanya Sex Shop un ne denli güvenilir bir site olduğu bu özelliklerle belirlenir. Müşteriye ait bilgiler sadece yasal düzenlemeler çerçevesinde ilgili kuruluşlarla paylaşılabilir. Sipariş gizliliği ve güvenliği için kurumsal web sitelerinden alışveriş yapmaya özen gösterilmelidir. Dünyanın en kaliteli yetişkin oyuncaklarının yer aldığı Alanya Sex Shop ta birçok farklı sex oyuncağı bulunuyor. Merak edilen tüm yetişkin oyuncaklarının bulunduğu mağazada Alanya Sex Shop ürün satışı konusunda uzman bir kadro çalışıyor. Türkiye'nin en geniş yetişkin ürün yelpazesine sahip bir site olarak büyük bir gizlilik içerisinde siparişler adrese teslim ediliyor. Siteden tedarik edilen tüm ürünler Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı izinli olup sınıfının en kaliteli ürünleridir. En hızlı ve en güvenilir şekilde ürünler adrese teslim edilmekte, daima müşteri memnuniyeti hedeflenmektedir. Bir Alanya Sex Shop web sitesinin müşteri temsilcilerinin ürünlerle ilgili detaylı bilgi sahibi olması önemlidir. Müşterilerin merak ettiği tüm konularda ürünlerle ilgili detaylı bilgi verebilmeli, ürün kullanımından kalitesi ve fonksiyonelliğine kadar her konuda merak edilenlere cevap verebilmelidir. Teknik detaylar ve diğer detaylar için müşteri temsilcileri 7/24 aranabilir.Alanya Sex Shop ürünlerine siteden hızlı bir şekilde ulaşılabildiği gibi ürünlerle ilgili detaylı bilgilere de ulaşılmaktadır. Sanal Alanya Sex Shop mağazaları beklentilere cevap veren güvenilir ve kaliteli mağazalar olarak tercih edilir. CE belgeli ve tamamı ithal olan ürünler Avrupa standartlarındadır. Gizlilik içerisinde yapılan satışlarda müşteri memnuniyeti her zaman ilk plandadır. Kurumsal bir Alanya Sex Shop sitesini ziyaret edenler başka bir gün başka siteleri ziyaret ettiğinde sx shopla ilgili reklamlara rastlamaz. Cep telefonuna veya mail adresine reklam içerikli mesaj ve iletiler gelmez. Bu nedenle güvenilir sitelerden alışveriş yapmak önemlidir. Her alışveriş sitesinde olduğu gibi Alanya Sex Shop alışveriş sitelerinde de ürün iade veya değişimi belli şartlarda yapılır. İade ve değişim Tüketici Koruma kanunu çerçevesinde olmalıdır. Her ürün orijinal ambalajı ile gönderildiğinden, iade veya değişimde ürün yine aynı ambalajla geri alınır. İade veya değişim için süre ürünün ambalajı bozulmamış olmalı ve müşteri 14 gün içinde ürünü iade etmelidir. Bu tür durumlarda kargo masrafı müşteriye aittir. Hijyenik ürünler direk ürün kusuru olmadığı sürece iadesi alınmayan ürünlerdir. İade veya değişim talebin için ürün alındığı andan itibaren hemen müşteri temsilcileri aranmalı ve sorun hakkında bilgi verilmelidir. Teslimat kaynaklı bir hasarda zarar Alanya Sex Shop firması tarafından karşılanır. Ürün iade ya da değişimde ürün mutlaka faturası ile birlikte geri gönderilmelidir.
mc4
87,682,139
Kurban Bayramı tatilinin ardından memleketi Elazığ’dan Kars’a dönerken meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybeden Hava Savunma Astsubay Başçavuş Tuncay Sever, Elazığ’da toprağa verildi. Kazada eşi ve 2 çocuğu ile birlikte ağır yaralı olarak Kars Kafkas Üniversitesi Hastanesi’ne kaldırılan Sever, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı. Tuncay Sever, bugün memleketi Elazığ’da kılınan cenaze namazının ardından son yolculuğuna uğurlandı. Hacı Osman Camii’nde ikindi namazına müteakip kılınan cenaze namazına Sever’in ailesi, akrabaları, askeri personel ve çok sayıda vatandaş katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Sever’in al bayrağa sarılı naaşı bir süre omuzlarda taşınarak cenaze aracına konuldu. Elazığ merkeze bağlı Gedikyolu köyüne götürülen Sever’in naaşı, köy mezarlığında tekbir ve dualar eşliğinde gözyaşları arasında toprağa verildi.
mc4
87,682,142
Bıçak zoruyla eve götürerek cinsel istismarı videoya kaydettiler! Konya’da isimleri Kamaloddın A., Mansour K. ve Müşteva M. olan Afganistan uyruklu üç kişi, M.A.N. adlı erkek çocuğuna bıçak zoruyla evlerine götürerek cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. DHA’nın aktardığı habere göre; Konya’da bir mezbahada çalışan Afgan uyruklu Kamaloddın A., Mansour K. ile Müşteva M. adlı üç kişi, aynı iş yerinden tanıdıkları ve onlar gibi Afganistan uyruklu olan 14 yaşındaki M.A.N. adlı erkek çocuğunu bıçak zoruyla evlerine götürüp cinsel istismarda bulundu. Şüpheliler, bu anlarda cep telefonu kamerasıyla olayı kaydetti. M.A.N., video kendisine izletilip şikayetçi olmaması için şantaj yapılmasına rağmen polise gitti. Çocuğun emniyette yaşadıklarını anlatması üzerine, 4 Temmuz’da cumhuriyet başsavcılığınca 3 kişi hakkında soruşturma başlatıldı. Kamaloddın A.’nın cep telefonu incelendiğinde, cinsel istismar anlarında çekilen görüntüler bulundu. Müşteva M.’nin ise Türkiye’ye kaçak yollarla geldiği, oturma izninin olmadığı belirlendi. Cinsel istismarı doğrulayan Afganların, suçu birbirinin üzerine atmaya çalıştığı da öğrenildi. Kamaloddın A., Mansour K. ile Müşteva M., ‘çocuğun cinsel istismarı’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘şantaj’ suçlarından adliyeye sevk edildi.
mc4
87,682,146
Küreselleşen dünyamızda dış ticaret ile dolaylı ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları en önemli kalkınma araçlarından birisi olmuştur. Bu kalkınma araçları ile beraber hem ihracat yapılan ve hem de ülkemize gelen mali yatırımların sahibi olan ülkelerin çeşitliliği de artmıştır. Bu çeşitlilik içerisinde ki Arap sermayesi ve yatırımları son yıllarda ülkemizin büyümesi ve ilerlemesinde önemli bir rol oynamaya başlamış ve bu durumun daha da artacağı açıkca görülmüştür. Özellikle son yıllarda memleketimizde oluşan siyasi ve sosyal özgürlük ortamı bir zamanlar İsviçre, İngiltere ve ABD gibi ülkelere giden bu mali kaynakların yönünü bize çevirmiştir. İşte elinizde olan bu kaynak bu durumun daha da gelişmesi için önemli bir araç olarak okuyucuların istifadesine sunulmuş ve böylece ticari tabirlerin karşılıklı olarak daha iyi anlaşılması hedeflenerek sonraki eserler için kaynak olarak hizmet etmesi amaçlanmıştır. Pratik bir şekilde sözlükten faydalana bilmeniz için, İngilizceye göre kelimeler alfabetik yapılmıştır,kitabın sonuna Türkçe ve Arapça kelimelerin alfabetik indeksi sayfa numaraları ile birlikte konmuştur.Ayrıca her bir kelime için, Türkçe, İngilizce ve Arapça olarak birer örnek cümle verilmiştir.Bu sayede İngilizce ve Arapçayı, pratik olarak öğrenilmesi amaçlanmıştır.
mc4
87,682,147
Tasarım dünyasının en prestijli yarışmalarından biri olan Lexus Tasarım Ödülleri’nde, Türk tasarımcı Razzan Hasoğlu büyük bir başarı göstererek 1.548 tasarımcı arasından finale kalmayı başardı. Tasarımın, daha iyi bir geleceği şekillendirebileceğine inanan Lexus’un, yedi yıldır gerçekleştirdiği bu yarışmanın finaline yalnızca 6 tasarımcı kalabiliyor. Dünya çapında bir üne sahip olan ve tasarımcıların rüyalarını süsleyen Lexus Tasarım Ödülleri, binlerce yetenekli tasarımcıyı ön plana çıkarmayı başaran bir yarışma olarak da dikkat çekiyor. Bu amaçla, yeni jenerasyon tasarımcılardan, yaratıcı fikirlerini, Lexus markasının üç ana prensibiyle birleştirmesi istendi. Finale kalan adayların tasarımlarında, “İhtiyaçları Önceden Bilmek”, “Yenilikçilik” ve “Cazibe” prensipleri yer alıyor. Lexus’un bu yılki organizasyonu, yine dünyanın her yerinden gelen birçok tasarımcının başvurusuna sahne oldu. Yetenekli 1.548 tasarımcının katıldığı yarışmada, büyük jüri sadece 6 finalist belirledi ve bunlardan biri de, “Arenofil” isimli çalışmasıyla Razzan Hasoğlu oldu. Bu proje, çöl kumundan farklı ürünler üretmeyi amaçlıyor. Doğada bolca bulunan bu malzemeyi verimli bir şekilde kullanmayı amaçlayan Razzan Hasoğlu, ürün tasarımcısı olarak birçok sıra dışı çalışmaya imza atıyor. New York’da yeni açılan Intersect by Lexus merkezinde 6 finalist 2 gün boyunca mentörlü çalışma şansına sahip oldu. Finalistler burada dünyaca ünlü isimler olan Jessica Rosenkrantz, Shohei Shigematsu, Sebastian Wrong ve Jaime Hayon’un rehberliğinde tasarımlarını prototip aşamasına taşımak için ilk adımlarını attılar. Finalistler, Nisan ayında Milano Tasarım Haftası’na kadar olan süreçte prototiplerini geliştirmek üzerine mentörleri ile çalışmaya devam edecekler. Ayrıca dünyaca tanınmış isimlerden oluşan jüri, Lexus Tasarım Ödülleri Grand Prix kazananını da burada belirleyecek. İlk kez 2013 yılında başlayan Lexus Tasarım Ödülleri, kısa zamanda uluslararası alanda dikkat çeken ve merakla beklenen bir tasarım organizasyonu haline geldi. 6 finalist, dünyanın en önemli tasarımcılarıyla bir araya gelerek, prototiplerini tasarım dünyasının en önemli organizasyonlarından birinde sergileme fırsatı bulacaklar. Bununla birlikte Lexus, tasarımcıların ürünlerini Intersect by Lexus merkezlerinde satışı için de destek sağlayacak.
mc4
87,682,148
Evlilik, gencin hayatında istiklâlin başlangıcı ve hedefli bir hayat sayılır. Bu motivasyon, genci çabaya ve ciddiyete sevk eder. Diploma almak için tahsil yapsın, iş ve gelir kazansın, ev kurup onu döşemek için hazırlık yapsın, nihayet düğün yapsın. Bir iş bulup gelir kazanmak için ustalık öğrensin ve evlensin. Lakin bizatihi evlilik de hedefsiz olmayacaktır. Evlilik, özel bir öneme ve değere sahiptir ve insan için kader tayin edici olacaktır. Evliliğin hedefini tanımak, dikkatli ve hesaplı bir şekilde bu işe girmek gerekmektedir. Evliliğin her biri insanı motive edip harekete geçiren sayısız yararları vardır. Örneğin, cinsel dürtülerin ve şehvetin tatmini; hayata çeki düzen vermek, bağımsızlık kazanmak, çocuk sahibi olmakla neslin devamını sağlamak, ayrıca sırların paylaşılabileceği, munis, yardımcı ve şefkatli bir dosta ve hayat arkadaşına kavuşmak. Bunlardan her biri evliliğin sebepleri olabilir; lakin bunun başka sonuçlarından da gafil olmamak gerekmektedir. Ancak, şehvet dürtüsünün tatmini en büyük rolü oynamakta ve diğer faydaların önüne geçmektedir. İslâm da bütün bu sonuçları ve faydaları teyit etmektedir. Hatta şehvet dürtüsünün tatmin edilmesini bile. İslâm fıtrat dinidir ve onun hükümleri ve kuralları, insana özgü yaratılışı temel almaktadır. İnsanın kendine özgü yaratılışı, öyle bir şekildedir ki, doğal olarak evliliğe ve cinsel dürtülerin tatminine ihtiyaç duymaktadır. İslâm bu doğal ihtiyacı yasaklamak bir yana onun meşru bir yolla tatmin edilmesini tekit etmektedir. Hatta bunu bir ibadet olarak saymaktadır. Fakat İslâm insanı, seçilmiş ve yüce bir varlık olarak tanımakta, onu sadece hayvanî isteklerini tatmin için yaratılmış bir varlık olarak görmemektedir. Tersine, onu daha yüce bir hedef için yani nefsini tezkiye edip güzelleştirmek, yetiştirip tekâmül ettirmek ve Allah’a yakınlaşma yüce hedefine yöneltmek için yaratılmış bir varlık olarak görmektedir. Ondan dünyaya bağlanmamasını, bütün hareketlerinde, davranışlarında, düşüncesinde, hatta yiyip içmesinde ve evlenmesinde, bu yüce hedefi izlemekten gafil olmamasını istemektedir. Dünyayı âhiretin tarlası olarak görmesini, her davranışında âhiret hayatı için bir azık hazırlamasını istemektedir. Dindar ve imanlı bir insanın evlilikteki maksadı, hayvanî arzu ve hedeflerden daha yüce olacaktır. Takvadan ve Allah’a yakınlaşmadan yardım alan kutsal bir iş şeklinde olacaktır. Mümin insan, yüce Peygamberin sünnetine göre hareket etmek kastıyla evlenir, meşru bir yolla, cinsel dürtülerini tatmin etmiş olur; kendini günahtan ve sapkınlıktan korumuş olur. Hayırlı ve sâlih çocuklar yetiştirerek, yeryüzünü tevhit kelimesini söyleyen seçkin insanlarla güçlendirir, kendisinden geriye sâlihler bırakır. Sıcak aile yuvasında huzura ve sükûna kavuşmak için evlenir. Huzurlu bir kalple işiyle meşgul olur. Sırat-ı mustakim çizgisindeki Allah’a doğru seyr u sülukta imanlı eşiyle birlikte hareket eder. Zira nefsin temizlenip güzelleştirilmesi ve şer’i görevlerin yerine getirilmesi, yardımcıya ihtiyaç duyan zor işlerdir. Bu konuda insana yardımcı olacak en iyi kişi, uyumlu ve dindar eştir. Onu güzel ve hayırlı farz ve müstehap işlere teşvik edip sapkınlıktan ve günahtan koruyacak bir eş. Eşin özel bir önemi bulunmaktadır. Eğer iyi ve takvalı olursa, eşini iyiliğe ve saadete yöneltir. Eğer kötü olursa onu sapkınlığa ve cehenneme sürükler. Bundan şüpheniz varsa aşağıdaki örnekleri inceleyin. Kanaatkâr olmayan, yükseklerden uçan, cahil, bencil, gösteriş meraklısı, müsrif ve inatçı bir eş, eşini zulme, inatçılığa, insafsızlığa, pahalı satmaya, sahtekârlığa, gaspa, hırsızlığa, rüşvete, gayri meşru pazarlıklara zorlar. Böylesi bir eşle takvaya riayet etmek çok zor olacaktır. Fakat eğer insan, imanlı, akıllı, kanaatkâr, hayırlı ve takvalı bir eşe sahip olursa, görevini rahatlıkla yerine getirip zulümden, insafsızlıktan, sahtekârlıktan, pahalı satıştan, gasptan ve rüşvetten uzak duracaktır. Gücü yettiğince hayır işlerine katılacak, mahrumlara ve mustaz’aflara yardım edecektir; çünkü eşi de bundan başka bir şey istememektedir ve bu davranışlar onunla tamamen uyum içerisindedir. Diğer bir örnek: Görevini yapmak, mücadele meydanında haktan yana, batıla karşı savaşmak isteyen mücahit bir insanı düşünün. Eğer imanlı ve bilinçli bir eşe sahip olursa, mücadele meydanına katılır ve gönül rahatlığıyla savaşır. Zira eşi ona şöyle demektedir: Görevini yap, senin yokluğunda evini, mallarını, çocuklarını korurum ve senin sağlığın ve zaferin için dua ederim. Eğer sağ salim dönersen, gelişini kutlarım, eğer yaralı ve hasta dönersen, kucağımı açar sana bakarım. Eğer şahadet feyzine nâil olursan, bu musibete sabreder, çocuklarına en iyi şekilde bakarım. Böylesi bir savaşçının nasıl bir rahat ve huzur içerisinde savaşabileceğini sizler tasavvur edebilirsiniz. Bunun tersine, eğer cahil, dar görüşlü, imanı zayıf ve bencil bir eşe sahip olursa, ya görevini yapmaktan ve şahadet feyzine ulaşmaktan geri kalır ya da ümitsiz, korkulu ve ıstırap içinde meydana gider. Evet, iyi, dindar ve güzel ahlâklı bir eş, Allah’ın en büyük nimetlerinden biridir. Böylesi biri, nefsi temizleyip güzelleştirme, Allah’a doğru yücelme konusunda yardımcı olacaktır. Bu mesele, evliliğin en önemli hedeflerinden biri olmalıdır. Bu açıdan Emirü’l-Müminîn İmam Ali (a.s), zifaf gecesinin sabahında Hazret-i Zehra’nın hatırını soran Yüce Peygamber’e (s.a.a) cevaben şöyle demektedir: “Zehra, Allah’a itaat için en büyük yardımdır.” Emirü’l-Müminîn Hz. Ali (a.s) bu kısa cümleyle, bir kadının değerini en güzel şekilde açıklamakta ve evliliğin hedefini ortaya koymaktadır. Maldan, güzellikten, ev bark sahibi olmaktan bahsetmemiş, tersine şöyle buyurmuştur: “Zehra, Allah’a itaat için en büyük yardımdır.”
mc4
87,682,151
Bedevîlerin (savaştan) geri bırakılanları sana, "Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah'tan bizim için af dile" diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: "Allah sizin bir zarara uğramanızı dilerse, yahut bir yarar elde etmenizi dilerse, ona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Siz aslında, Peygamberin ve inananların bir daha ailelerine geri dönmeyeceklerini sanmıştınız. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir.
mc4
87,682,155
Ulaş Gökçe: “Bugünkü Üniversite yönetiminin mantığı şudur: Türkiye’den gelen emirleri yerine getirerek kendi makamlarını koruma peşindedirler. yandaş sermayeye devri yönündeydi. Bu yönetim de bunu yaptı ve bu kurumlarımızı sattı. Bu kurumlar DAÜ’nün bütçesinin çok çok az kısmını oluştururdu. Bu kurumların DAÜ’nün bütçesi üzerinde ciddi bir etkisi yoktu. Çok kolaylıkla bu kurumlar kurtarılabilirdi. Ancak niyet bu değildi.” DAİ-DAK’ın peşkeş çekilmesine karşı yapılan eylemde polis şiddetine maruz kalmayan insanın olmadığını söyleyen Ulaş Gökçe eylem günde yaşananları şu ifadelerle anlattı: “O gün polisin utanç günüydü. 19 Temmuz’da Kıbrıs Türk Hava Yolları önündeki eylemden farksız bir olaydı. Okulda okuyan çocuklar, ders veren öğretmenler tartaklandı, yerlerde sürüklendi, 60 yaşındaki insanlar, genç kızlar dövüldü, hocalarımız başına cop yedi. Polis, rejimin sopası olduğunu, ne kadar acımasız olabileceğini bir kez daha gösterdi.” Neo-liberal saldırılara, artan polis şiddetine ve Kıbrıslı Türklerin yok etme politikalarına karşı tek mücadele yolunun birlikten geçtiğini kaydeden Gökçe: “Saldırı tüm toplumadır, bu yüzden toplumsal bir cevap vermemiz lazım. Bu toplumsal cevap için de örgütsel birliğe ihtiyacımız var. Platformlar vesaire göstermiştir ki, biz platformlarda ayrı ayrı olduğumuz sürece egolar ön plana çıkıyor, zümresel çıkarlar ve cemaatlerin çıkarları söz konusu oluyor. Bizim yapmamız gereken; zümresel, cemaatsal çıkarları ikincil plana itebilecek bir birlikteliğe gitmemizdir. Bunun yolu da bütün örgütlerin bir araya gelmesidir” şeklinde konuştu. Bununla da sınırlı değildi süreç. Eylemlerden sonra sendikacı ve akademisyenlere yönelik “polisi darp”, “kamu malına zarar” ve “polisi görevinden men etme” gibi suç duyurularında bulunuldu. Davalar bugün hala sürüyor ve ciddi anlamda da bir yol kat edilmiş değil. Üyeleri polis tarafından dövüldü, hastanelik edildi, haklarında davalar açıldı. Yargılanıyoruz.org: 21 Haziran 2011’de DAİ-DAK’da bir eylem yaşandı ve o eylemin ardından da bu güne kadar süren bir dava ve soruşturma süreci başladı. 21 Haziran’daki eylem ne amaçlıydı? Ulaş Gökçe: Eylem üniversitemize bağlı üniversite öncesi eğitim kurumlarının peşkeş çekilmesini önlemek amacıylaydı. Bu eylem halkın, örgütlerin yoğun katılımıyla gerçekleşti. Burada okullarımıza girip sahip çıkmaya çalıştık; ancak kendi okullarımıza, mensubu bulunduğumuz okullarımıza bizi sokmadılar. Üyelerimizi, halkımızı dövdüler; dövülenler arasında ciddi sakatlıkları olan insanlar var. Bizleri, bu eylemi yapanların bir kısmını da çeşitli sebeplerden dolayı tutukladılar. Tüm suçlamaların fabrikasyon, sahte olduğunu düşünüyoruz ve bunu da adil olabilecek bir mahkemede ispatlamaya hazırız. Ama günün sonunda biz tarihin önünde, kendi vicdanımızın, çocuklarımızın, arkadaşlarımızın, yoldaşlarımızın, yurtdışındaki meslektaşlarımızın önünde alnımız açıktır. Biz aklandığımızı düşünüyoruz çünkü bu işi ne para için yaptık ne maaş artışı için yaptık. Bu işi Kıbrıslı Türklere ait olan kamusal malların peşkeş çekilmemesi için yaptık. Hem de dünyanın en çirkin peşkeş yöntemiyle elden çıkarılmaması için tüm bunları yaptık. O yüzden vicdanımız bu açıdan rahattır. Genelde neo-liberal politikalar, özelleştirmeler uygulanırken özelleştirilmek istenen sektörün ilkin işlevsiz olduğu, hantal olduğu veya bir borcu olduğu; kamu üzerinde bir yük olduğu gibi aslında manipülatif gerekçeler sunuluyor. Bu biraz da zemin hazırlamak için yapılıyor. Bizim bildiğimize göre önceden Eğitim Bakanlığı, Üniversite Yönetim Kurulu ve Sendika oturup önleyici/giderici önlemler almıştı. Bu konuda biraz belleklerimizi tazeler misiniz? Sizin de dediğiniz gibi tamamen bir manipülasyon yapılıyor burada. Rakamlarla manipülasyon yapılıyor ve yalan söyleniyor. Ülkede satılan hiçbir kurumda, kurumun yetkilisi kurumu yaşatmak için uğraşmadı, burada da böyle oldu. Biz geçmişte DAÜ’nün de üniversite öncesi eğitim kurumlarının da kriz yaşadığını çok gördük. Masaya oturduk ve aylarca görüştük. Üniversite yönetimiyle, Rektörlükle, Maliye Bakanlığı’yla görüştük ve sonunda çok kapsamlı yüzlerce önlemin yer aldığı programlar ürettik. Ve Üniversiteyi de kurtardık, bu kurumları da kurtardık. Zaten biz fedakârlık yapacağımızı, maddi açıdan gerekli fedakarlık yapacağımızı söyledik. Bizim için burada kriter Üniversitenin de önlem almasıydı. Üniversite yönetimi ne yaptı burada? Çalışanlardan gayri yasal şekilde maaş kesti ancak krize neden olan hiçbir konuda önlem almadı. Ve kurum daha da kötüye gitti. Geçmişte yaptığımız gibi masaya oturup kapsamlı bir program çıkartılabilirdi. Ancak burada niyet bu değildi. Bugünkü Üniversite yönetiminin mantığı şudur: Türkiye’den gelen emirleri yerine getirerek kendi makamlarını koruma peşindedirler. Türkiye’den gelen emir de bu kurumların yandaş sermayeye devri yönündeydi. Ancak niyet bu değildi. Mali açıdan, yönetim açısından, hiçbir açıdan niyet bu değildi. Ortada çok büyük bir açık yoktu, kapatılacak bir açık yoktu. Ortada, bütün özelleştirmede yaşandığı gibi iki konu var: bunlardan ilki kötü yönetim, aynısını bugün Kıb-Tek’te de görüyoruz. Bakın bugün sendika ne diyor? Kurumun alacaklarını istiyorum diyor. Bu garip değil mi? Bir kurumda siz çalışansınız, sendika kuruyorsunuz, sendika gidip kurumun borçlarını istiyor. Kurumun yönetimi ne yapıyor? Kurumun yönetiminde çok yüksek maaşlarda çalışan makam sahibi adamlar ne yapıyor? İkinci olarak ise niyet; son pakette de bir kez daha ortaya çıktı, niyet ülkede Kıbrıslı Türklerin söz sahibi olduğu kurumları elden çıkartmaktır. Başka bir şey değildir. Entegrasyon politikalarına, asimilasyon politikalarına veya işte son dönemde artan Sünni İslam pompalamalarına karşı direnebiliyor. Çalışanlar örgütlü, belli bir maaş alıyorlar ve direnebiliyorlar. Bunu kırmak nedeniyle kurumları elden çıkartma, kurumların yönetimini almak istiyorlar. Diğer taraftan da aslında AKP yanlısı, yeşil sermaye dediğimiz sermayenin kendini kurumsallaştırdığı alanlar haline geliyor.... Yani neden özelleştirme yaşıyoruz.. Bir, kurumlar kötü yönetiliyor; iki, burası Kıbrıslı Türksüzleştiriliyor; üç, dediğiniz gibi burada AKP’ye yakın kurumlara, makamlara bir alan yaratılıyor; sömürü alanı yaratılıyor. Bizim görüşümüz şu yöndedir; biz maddi ve entelektüel manada kurumları yönetebilecek güce sahibiz. Bizim sıkıntımız siyasi irade meselesidir. Bizim sıkıntımız dik durabilecek yönetici bulamama meselesidir. En büyük sıkıntımız budur. Keşke dik durabilen, makamını değil kurumlarını düşünebilen yöneticilerimiz olsaydı da bu özelleştirmeleri ve diğerlerini yaşamasaydık. 21 Haziran’a dönecek olursak, sizin hakkınızda ne gibi bir suçlamada bulundular? Bugün yargılanma sebebimiz iki tanedir. Benim şahsen, ilk olarak rektörlüğün kapısını kırmak yani kamu malına zarar, diğeri de kavga etmek... İkisinin de yalan olduğunu ispatlamaya hazırız. Birincisine gelecek olursak birincisi kapı kırma suçlaması polisin, Üniversite yönetiminin ve savcılığın utanmazlığıdır. Bu ülkede vicdan sahibi savcı ve polis kalmadığının belirtisidir. Buradan Mağusa Başsavcısı’na ve diğer savcılara da soruyorum. Hiç mi vicdanınız sızlamadı? Hiç mi yalnız başınıza kaldığınızda ve bu dava dosyalarına baktığınızda utanmıyorsunuz? On milyonlarca TL’lik kurumlar satılıyor, o kurumun kapısına zarar verdik diye bizi yargılıyorsunuz, 15 tane hocayı yargılıyorsunuz siz. Hiç mi utanmanız kalmadı? Ulan sen bütün binayı peşkeş çektin beni de kapı kırmakla suçluyorsun! Bu neye benzer biliyor musunuz? Gidiyorsunuz siz köye bir köyü katlediyorsunuz herkesin kafasını kırıyorsunuz sonra direnen insanlardan bir tanesi size “Dur!” dedi diye elini kaldırdı diye onu suçluyorsunuz. Başka hiçbir şey değildir bu. Kamu malını koruyanlara kamu malının kapısını kırdı diye dava açıyorlar. Bu çok semboliktir benim görüşümce. Bizi başka şeyden suçlayabilirlerdi, başka suçlamaların tümü de komik olabilirdi. Ama bu suçlama komik değil. Bundan davacı olanlar da, o kravatlı cüppeli, bunu dikkate alan savcılar da bundan utanmalıdırlar. Biz bu davaların tümünü de kaybedebiliriz. Ne olursa olsun yaşadığımız sürece, hayatta kaldığımız sürece bize bu davayı açanları unutmayacağız ve bunların ne yaptıklarını her yerde de söyleyeceğiz. Başsavcıyı, Mağusa savcısını da, diğer savcıları da söyleyeceğiz. Üniversite yönetimi böyle bir aymazlık yapabilir. Ancak siz, bu davayı eğer gram vicdanınız varsa bu davayı açmazsınız, açmazsınız ve tarihe girmezsiniz. Bana kimse emir kuluyuz diyemez. Bırakın savcıyı; bir asker, polis bile bunu söyleyemez. Minimal de olsa ciddi şekilde bağımsızlığı olan savcı bunu söyleyemez. Ama bu savcılar yukarıdan gelen emri yerine getirdiler, ve sonuna kadar yerine getirdiler ve bizden davacı oldular. Bu tarihi bir olaydır. Yani bunu yabancı bir dile çevirdiğiniz zaman, iki sayfa da açıklama yapmanız lazım neyin ne olduğunu çünkü bu o kadar akıl almaz bir olaydır, o kadar ayıp bir olaydır. Bu davanın da sembolikliği ortadadır, bu açıdan çok memnunuz. Her zaman söylediğimiz gibi biz ne tecavüz ettik ne birinin parasına el koymaya çalıştık, ne halkın... Düşünün siz, yani ikimiz bir araya geliyoruz ve bir gece sokak lambalarının tümünü söküyoruz ve satıyoruz... İnsanlar vergisini vermiş, toplamışsınız bunları... İki kişi bir araya geliyor ve sokak lambalarını söküyor bütün direkleriyle birlikte satıyor bunu 3 milyon dolara, 5 milyon dolara, neyse işte bir rakama satıyor bunu.. Bundan farksız bir şey değildir bu. Veya bir kişiyi müdür yapıyorsunuz telefon dairesine, diyorsunuz ki “tamam sen yapabilirsin bu kıvama geldin” o kişi de dönüyor telefon dairesini bütün ekipmanını insanlarıyla birlikte satıyor. Bu başka bir şey değildir yani. 21 Haziran’daki polis şiddetinden de bahsedebiliriz biraz. O gün siz polis şiddetine maruz kaldınız mı? O gün polis şiddetine maruz kalmayan kimse olmadı, maalesef birçok insan maruz kaldı. O gün polisin utanç günüydü. Polis, rejimin sopası olduğunu, ne kadar acımasız olabileceğini bir kez daha gösterdi. Bu açıdan şaşırtıcı bir şey olmadı. O gün gerçekten büyük bir kabustu, kabul edilebilir bir şey değildi. Siz şiddete uğradınız mı? Sakatlanan insanların yanında, benim, iki ayağının üzerinde rahatça yürüyebilen, kafası yarılmamış, elleri tutan bir insan olarak bir şeyden bahsetmem ayıp olur. Defalarca ameliyat geçirip sakat kalan insanlar var. Beyin sarsıntısı geçiren, hala daha bunun etkilerini yaşayan insanlar var. Bunların yanında benim kendi problemlerimden bahsetmem ayıp olur. Daha önce toplumsal muhalefet üzerinde bu şekilde bir davalar silsilesi yoktu. Bu süreç, Göç Yasası’ndan itibaren başladı ve gittikçe çoğaldı. Hemen hemen her ciddi eylemden sonra toplumsal muhalefetin çeşitli bileşenlerine uydurma gerekçelerle davalar okunuyor. Hem de belli başlı konulardan; ya polisi darp ve görevinden men oluyor bu, ya da kamu malına zarar verme oluyor. Diğer taraftan ise polis şiddeti geçmişte olduğundan daha farklı bir şekilde, gerek polisin içerisindeki niteliksel değişimlere paralel olarak gerekse de toplumsal muhalefetin niteliğine bağlı olarak artık kurumsallaşmış bir şiddetten de bahseder olduk. Tüm bunlar sizce nasıl bir toplumsal hakikati oluşturuyor? Bunları, neo-liberal politikalarla nasıl bağdaştırabiliriz? Türkiye’de yeni derin devlet ve rejim haline gelen AKP’nin ruh halini anlamamız lazım. Elbette bu, neo-liberalizmin saldırganlığı ve çılgınlığı olarak nitelendirilebilir ama burada AKP tandanslı bir eğilim görüyorum ben. Bunlar, Türkiye’de yaşananların buradaki boyutudur. Önemli olan bundan çok, bizim buna nasıl tepki göstermemiz meselesidir. Bu olaylar bir kez daha göstermiştir ki, bizim çok daha iyi örgütlü olmamız lazım, tekkeciliği bırakmamız lazım. Burada, her başkasını beğenmeyen bir örgüt kuruyor, bir sendika kuruyor. Buna son vermemiz lazım. Bu ciddi saldırılara; eli sopalı polisi olan, askeri olan, parası olan, tüm aparatıyla devleti olan bu şiddete, bu örgütlülüğe karşı bizim de örgütlü olmamız lazım. Biz örgütlü bir toplumuz ama birlik olan bir toplum değiliz. Biz, küçük küçük örgütlerde yer alan, çok savunmasız bir haldeyiz. Bunu bir an önce değiştirmemiz lazım. Liderlik yarışını bırakmamız lazım. Kim sendika başkanı olacak, kim parti başkanı olacak, kim dernek başkanı olacak komplekslerini bırakıp ciddi bir şekilde bir birlik kurmamız gerekiyor. Benim kişisel görüşüm, hiç bir zaman işe yaramayan cephe, platform ve saire kurmamız yine işe yaramayacak. Bizim yapmamız gereken, sendikalarımızı birleştirmektir. Büyük, hantal olmayan, dinamik sendikalar kurmamız lazım. Bu işe de öğretmen sendikalarını birleştirerek bakmamız lazım. Yıllardır tartışıyoruz; acaba üyeler federasyon mu ister, konfederasyon mu ister diye... Benim kişisel görüşüm; bizim bir sendikaya ihtiyacımız var. Konfederasyona değil, federasyona değil, tek bir sendikaya ihtiyacımız var. Federasyon denilen şeyin anlamı şudur: Ulaş da başkan kalsın, Ahmet de başkan kalsın, Veli de başkan olsun. Biz bir sendika istiyoruz. Bizim en azından eğitimciler olarak birleşebilmemiz lazım, dünyadaki meslektaşlarımız gibi. Akademisyenler de onun içerisinde, ilkokul öğretmenleri de onun içerisinde, stajyer öğretmenler de onun içerisinde... Amerika Birleşik Devletleri’nde bile güçlü bir yapı kurulabiliyor. Rusya’da da aynı, Almanya’da da aynı. Ancak biz tam tersini yapıp güçlerimizi bölüyoruz. Bu, kabul edilebilir bir iş değildir, birleşmemiz lazım. Kamudaki sendikaların da birleşmesi lazım, işçi sendikalarının, memur sendikalarının da birleşmesi lazım. Paramızı, binalarımızı birleştirmemiz lazım. Paramızı, insan kaynaklarımızı daha rasyonel kullanmamız lazım. Bu ciddi saldırılara karşı, gittikçe çirkinleşen, agresifleşen, gerçek yüzünü, sopasını gösteren güce karşı daha örgütlü olabilmemiz lazım. Ancak biz, her alanda örgütsüzüz. Her alanda başkanlık ve liderlik ve cemaatçilik geleneğine devam ediyoruz. Belki on sene önce sürdürülebilirdi. Ama karşımıza çok ciddi bir paket çıktı. Bu paketin en önemli meselesi de sendikalara ve Kıbrıs Türk toplumunun kurumlarına saldırıdır. O yüzden aklımızı başımıza almamız ve birleşmemiz lazım. Federasyonu, konfederasyonu geçtik, bir sendika olmamız lazım. Benim ve çoğu arkadaşımızın görüşü bu yöndedir. Bu konuda somut bir girişim var mı yoksa niyet aşamasında mı? Eskiden beridir üç eğitim sendikasının bir federasyon kurma konusunda niyetleri, hatta Genel Kurul kararları var. Ancak bir türlü hayata geçiremedik. Hepimizin bu yönde karar alabilmesi ve adım atmamız lazım. Sizin davalarla ilgili süreç nasıl işliyor? Necati Özkan davası geri çekildi. Bunu bir zafer olarak değerlendirebilir miyiz? Bu bir sürpriz değil. Tümünün de böyle sonuçlanması lazım. Eğer vicdanı olan yargıçlar bu durumu görebilirlerse... Açık ve nettir bu: hepimizin durumu Ahmet Necati Özkan gibidir. Diğer konularda da süreç buna varacaktır. Bugün değilse yarın bu şekilde sonuçlanacak. Ama böyle sonuçlanmaya da bilir. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey... Toplumun bütün duyarlı kesimlerine söyleyeceğim şu; biz tekkecilikle cemaatçilikle bir yere varamayız. Saldırı tüm toplumadır, bu yüzden toplumsal bir cevap vermemiz lazım. Bunun yolu da bütün örgütlerin bir araya gelmesidir. Ben başka bir yolunu görmüyorum. Bu yüzden buradan çağrım, bütün örgütlere birlik yönünde olacak. Bir araya gelelim, bir büyük örgütte birleşelim. Sendikalardan başlayalım, iş kolundan başlayalım, eğitim sendikalarından başlayalım, kamu çalışanlarından başlayalım... Ve bu saldırıları birlikte göğüsleyelim. sevgili ulas cok dogru bir konaya degindiki bu hepimizin en onemli meselesidir,var olma.bu konuda bende sizlere gerek her turlu destegi vermeye hazirim. Mücadeleyi hep birlikte daha da yükseltelim!
mc4
87,682,158
yakın zamana kadar Türkiye’de pek de bilinmeyen bir köpek cinsi Border Collie... Yetenek Sizsiniz yarışmasına eğitmeniyle birlikte katılarak harikalar yaratan Max adındaki tatlı köpek tüm gönülleri fethederek yarışmanın birincisi oldu ve böylece Border Collie cinsini de tüm Türkiye öğrenmiş oldu. peki nasıl bir köpektir? bunun dışında soğuk ya da sıcak fark etmez her iklimde yaşayabilirler. ortalama yaşam süreleri 12-15 yıl olan Border Collie cinsi köpeklerin bakımına gelince; tüylerinin düzenli olarak her gün fırçalanması gerekir. her tüylü köpek gibi tüy dökerler ancak düzenli fırçalandığı takdirde tüy dökmesi minimuma iner. kulaklarının içi de belli aralıklarla temizlenmelidir. kısacası Border Collie cinsi bu zeki ve hareketli köpekler apartman ya da evde beslenmeye pek uygun değildir. bitmek bilmeyen enerjisi nedeniyle sürekli oyun, eğitim ya da çalışmak ister. onun cazibesine kapılıp evinizde beslemek üzere almadan önce bunu etraflıca düşünmekte fayda var. Merhaba benimadım helin 12 yaşımdayım benim bir boldr collie köpeyim var ve ben olula saat 20:00 gibi oynuyorum ve zamanımı çok iyi geçiriyorum. Border Collie çok güzel bir köpek . Ben 11 yaşındayım benim durumunda senin gibi bence eziyet olur. Merhaba, ben 14 yaşındayım ve uzun süredir hayalini kurduğum şey gerçekleşiyor; köpek alacağız. Apartmanda oturuyoruz fakat normal bir apartman katından daha büyük evimiz. Evimizin önünde kocaman bir park, onun yanında da köpek parkı var. Yazın isterse her dakika onunla oynayıp onu gezdirebilirim ama sonrasında okul var ve eskisi gibi ona eşlik edemeyebilirim. Babam işte, ben okuldayım ama annem evde. O da benim gibi onu oyalayamaz. Sizce Border Collie için bu bi eziyet olur mu? Bende apartmanda oturuyorum bahçede kendi köpeği beslemek onunla ilgilenmek benim en büyük hayallerinden biri ben daha 11 yaşındayım .ama benim de durumum senin gibi bence eziyet olur çok üzücü olur bu durum. Ben 15 yaşındayım bu haziran border collie alacağız. Yani 6 ay her saniyemi ona ayıracağım. Ama malesef sonra okul var. Ben günlük 8 saat okuldayım :(. Bazen ben okuldayken dükkanınızın üst katında onun hareket edebileceği bir yer olacak. Babam arada bir aşşağı indirip gezdirecek. Saat 8.20 den 16.00 a kadar yokum ben. Arada sırada evde durcak. Uğraşacağı şeyler dizayn edilcek. Tahtarevalli gibi üzerinde yürüdükleri şey. Böylece canı sıkılmaz diye düşünüyorum.
mc4
87,682,159
Kanada Kültür Merlezi, 10 yılı aşkın deneyim ve kişilere profesyonel danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Şimdi iletişime geçerek Kanada hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Kanada’da eğitim, vize veya göçmenlik başvurusu yapmak deneyim ve güven gerektirir. Sadece başvuru süresince değil, Kanada’da iken desteğimiz devam etmektedir. Dilediğiniz zaman iletişime geçerek aklınıza takılan sorulara yanıt bulabilirsiniz. Kanada Kültür Merkezi, ilk olarak 2002 yılında Kanada’nın Québec eyaletinde Montréal şehrinde Türk öğrencilere hizmet vermeye başladı. 6 yıl Kanada’da hizmet verdikten sonra Türkiye’de öğrenciler ile yüz yüze iletişimin daha etkili olacağı düşünülerek 2008 yılında Beyoğlu’ndaki merkezine taşındı. 2008 yılından itibaren de aktif olarak hizmet vermeye devam etmektedir.. Kanada Kültür Merkezi, 10 yılı aşkın deneyimi ve tecrübesiyle kişi ve kurumlara profesyonel danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Başta Kanada’da eğitim, göçmenlik veya vize hayallerinizi Kanada Kültür Merkezi ile güvenle gerçekleştirebilirsiniz. Kanada vize başvurusunu Kanada Kültür Merkezi ile yapabilir miyim? Kanada Kültür Merkezi, Kanada vizesi başvurunuzu 10 yılı aşkın deneyimiyle güvenle gerçekleştirmektedir. Kanada vizesi başvurunuzu Kanada Kültür Merkezi ile güvenle gerçekleştirebilirsiniz. Kanada'da eğitim almak istiyorum. Kanada Kültür Merkezi, 10 yılı aşkın deneyimiyle Kanada eğitim başvurunuzda profesyonel danışmanlık hizmeti sunmaktadır. Kanada’da eğitim başvurusu yapmak, aklınızdaki sorulara yanıt bulmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
mc4
87,682,163
Kesinlikle [[mezhep]] veya [[tarikat]] değildir. [[Tasavvuf]]un [[Şiilik]] ile alâkalı olduğu ve bazı mutasavvıfların müteşeyyî’ oldukları bilinmekle beraber, bu olguyu bütüne yayarak tasavvuf Şiilikten doğmuştur ve her ikisinin kökeni de İran’dadır demek mümkün değildir. Tasavvufun kökeni epey eski zamanlara dayanmaktadır. Yeni Eflâtunculuk, Yunan felsefesi, Kabalizm ve İran etkilerinin henüz oluşmamış olduğu eski devirlerde de tasavvuf hareketlerine rastlamaktayız. Bu ilk mistiklere ait eserlerden günümüze kadar elimizde kalanları bulunmamakla beraber, sadece rivayet ve menkıbeleri hayâtta kalmıştır. [[Tasavvuf]]a Helenistik etkiler [[Hâkim Tırmızî]]’den sonra [[Fârâbî]]’nin getirdiği yenilikler sayesinde girmeye başlamıştır. Bu nedenledir ki, İslam ortadoksluğundan farklılık gösteren her fikir hareketinin Şii veyahut da [[Şiilik]] ve [[Batıni]] ile ilgili olduğunu ileri sürmek hatalı olur. Bu devirde Anadolu’da Batıniliğin en önemli propaganda merkezini Sultan Mes’ud evvel tarafından yaptırılmış olan Mes’udiye tekkesi temsil ediyordu. [[Anadolu Selçukluları]]’nın nüfuz ve hâkimiyet sahaları tamamen Moğollar’ın denetim ve müsaadesine tâbi bulunuyordu. Birçok şehirlerde [[İlhanlılar]]’ın himâyesi altında [[Şii]]liği neşreden "Bâtınû'l-Mezhep Babalar" tarafından açılan zâviyelerin sayıları da gün geçtikçe artmaktaydı. [[Orhan Gazi]]’nin cülûsuna kadar geçen süre zarfında kendilerini mutasavvıf olarak tanıtmış olan bazı babaların nüfuzları, bunların Osmanlı Devleti tarafından rehberlikleri kabul edilecek derecede artmıştı. [[Orhan Gazi]] tarafından bir velî olarak benimsenen Key’alû Baba Bursa’nın fethinde bulundu. [[Şah İsmail Hatai]]’nin himâye altına almak istediği Anadolu Alevileri [[Çaldıran Savaşı]] esnasında aralarındaki mezhebî akrabalıktan dolayı [[Safeviler]]’e destek verdiler.
mc4
87,682,165
Hz. İsa’nın doğum gününü Gorgies Kilisesi’nde bir ayinle kutlandı. İsa Mesih doğum günü vesilesiyle düzenlenen ayine din kardeşlerim katıldılar. Mesih inancından olan birçok insan katıldı. Bugünü herkese kutluyor, sağlık sıhıat ve Irak’ta barış ve kardeşliğe vesile olmasını diliyoruz. Irak halkı olan savaştan dolayı çok zorluk çekmiş bir halktır. Bu vesileyle bu günü herkese kutluyorum.” İsa Mesih’in doğum gününü Kerkük ve Kürdistan halkına kutladığını söyleyen Çarlıs Şima ise, “Bugün halklar ve inançlar arasında hiçbir ayrım yapılmaması gerekiyor. Herkes kendi inancına göre yaşamalıdır” dedi. Zeki Şurişo şunları dile getirdi: “Bugünü kutlamak çok güzel bir duygudur. Bu günü bölge başta olmak üzere bütün dünya hayırlı olmasını diliyorum. Bu günü iyiliklere güzellikler ve barışa vesile olmasını diliyorum.” Irak ve Suriye Hıristiyanları için çok önemli olduğunu kaydeden Juliana Fuad ise, “Bugünü bütün Hıristiyan alemine kutluyorum. Her ne kadar bulunduğumuz coğrafyanın durumu iyi olmasa da yine de inancımıza göre İsa Mesih’in doğum gününü kutluyoruz. Bu bayramın savaşın ve ölümlerin bitmesi barışın bu topraklara gelmesine vesile olacağına inanıyorum” diye konuştu.
mc4
87,682,167
Twitter'da açıklama yapan Bakan Koca, "Dün sonuçlanan test, üzücü bir öngörüyü doğruladı. Bir hastamız daha var. İlk hastamızın, tanı konur konmaz takibe alınan çevresindendir. Virüsün olası yayılımını bu sınırlar içinde tutabilmek için gerekli tedbirlere başvurduk. Sorunun üstesinden birlikte geleceğiz" dedi.
mc4
87,682,175
Makalemizde çalışan bir windows programını kendi formumuzun içine bu apileri kullanarak nasıl alacağımızı göreceğiz. Öncelikle Visual studio ile gelen Microsoft Spy++ dan biraz bahsedelim. Visual Studio Tools un içerisinde bulunan bu program bilgisayarınızda çalışan tüm uygulamalarla ilgili ayrıntılı bilgiler verir. Programı çalıştırdığınızda resimdeki gibi çalışan uygulamalarınız ve ona bağlı alt kırılımlar bulunmaktadır. Bunların içerisinde toolbarları Menüleri textbox, label ları bir çok detayı bulabilirsiniz. Bir kaç yıl öncesine kadar textbox lara yazılan password ları buradan bulmak mümkündü. Yazılan programlarda kolaylık olsun diye her defasında girilmesi yerine otomatik olarak önceki oturumun şifresini textbox a yazan programlar bulunmaktaydı. Bu araçları kullanarak textbox ın içeriği kolayca görülebiliyordu. Ancak daha sonraki update lerde bu açık kapatıldı. Aynı şekilde bir dönem geliştirilen uygulamaların demo kullanımı için bazı menüleri disable edilirdi. Burada o uygulamanın menülerinin handle ları ele geçirilerek menüler enable yapılabiliyordu. Spy++ ile ilgili bu ayrıntıları verdikten sonra nasıl kullanabileceğimize bakalım. Search altındaki FindWindow a tıkladığınızda gelen pencerede Finder Tool un bulunduğu yerde yuvarlak icon u bilgilerini görmek istediğiniz pencerenin üstüne getirdiğinizde o uygulamayla ilgili bilgilere ulaşabilirsiniz. Biz programımızda buradaki class (OpusApp) ı kullanarak bir uygulamayı kendi formumuzun içerisine yerleştirmeye çalışacağız. Formumuzda label, textbox, button ve panel kullanacağız. Textbox a çalışan programa ait girilen Class bilgisiyle FindWindow da o uygulamanın Handle ını yakalayıp SetWindow ile panelimizin içerisine alacağız. Butonumuza tıklandığında textbox ın içeriğini kontrol ettikten sonra işlemlerimizi gerçekleştirelim. Programınızı çalıştırdığınızda istediğiniz uygulamanın classını textbox a yazarak programınızın içine alabilirsiniz.
mc4
87,682,177
Rastgele üretilen dünyaları keşfedin ve en basit evlerden en görkemli kalelere kadar muhteşem şeyler inşa edin. Yaratıcı modunda sınırsız kaynakla oynayın ya da hayatta kalma modunda en derinleri kazarak silah ve zırh üretip tehlikeli yaratıkları püskürtün. Her zaman, her yerde var olan dünyalarda 10 taneye kadar arkadaşınızla platformlar arası oynayın. Başarılar dahil Xbox Live desteği Sekiz oyuncuya kadar çok platformlu (Windows 10 PC'ler, Android cihazlar, iOS telefonlar ve tabletler, Xbox One ve sanal gerçeklik platformları) oynanabilir. Oyunu oynama şeklini değiştirmenize olanak tanıyan kesme komutları; eşyaları hibe edebilir, yaratıkları çağırabilir, günün saatini değiştirebilir ve daha pek çok şey yapabilirsiniz. Xbox Game Pass üyeleri aylık tek bir düşük fiyatla Xbox'a özel oyunlar dahil olmak üzere 100'den fazla harika oyunu oynamak için erişim elde ediyor. Henüz üye değil misiniz? Oyunu satın alma ma rağmen güncelleme yaptığımda oyunu açamıyorum. i dont understand why this game doesn't have the full inventory please give an answer....... bu Xbox içindir Bilgisayara indirmek isteyen almasın.
mc4
87,682,182
Sigaranın, sadece kalp ve akciğer rahatsızlıkları ile kansere neden olmadığı, dişlere de zarar verdiği açıklandı. Alman Rheinische Post gazetesinin ABD’de yayımlanan diş sağlığı dergisi “Journal of Periodontology”ye dayanarak verdiği habere göre, Amerikan Dişeti Hastalıkları Akademisi’nde (AAP) görevli bilim adamları, 21 ila 92 yaşlarında puro veya pipo içen 705 kişi üzerinde araştırma yaptılar. Tütünün, diş iliğinde iltihaba neden olan belirli bakteri türlerinin çoğalmasına yol açtığını kaydeden bilim adamları, puro veya pipo içme alışkanlığı olanların yüzde 17,6’sinde diş kökü çevresi iltihabına rastladılar. Bu oranın, puro veya pipo içmeyenlere göre 3 kat daha fazla olduğunu kaydeden bilim adamları, puro veya pipo içen kişilerin ortalama 4 dişini kaybettiğini tespit ettiklerini belirttiler. AAP’nin Başkanı Michael McGuire, araştırmayı değerlendirirken, “Sigara içen hastalarıma her zaman, ileride dişsiz gülümsemek zorunda kalabileceklerini hatırlatıyorum” dedi. Şeker ve çikolata gibi tatlı besinlerin çocuklarda dişlere verdiği zararın benzerini sigaranın yetişkinlerde yol açtığını belirten bilim adamları, sigaranın diş etlerine yeterince kan gitmesini engelleyerek diş sağlığını bozduğunu söylediler. Sonuçları Journal of Dental Research adlı dergide yer alan araştırma, diş sağlığını en çok gözardı edenlerin 20-30 yaşları arasındaki genç erkekler olduğunu ortaya koydu. Araştırmayı gerçekleştiren Newcastle Üniversitesi bilim adamlarından Dr. Mark Pearce, yetişkinlere ağız sağlıklarını koruyabilmek için sigarayı bırakmaları çağrısında bulundu.
mc4
87,682,191
Yunus balığı gören kişi hayatta büyük kazanç kapıları ve iş fırsatları elde edecek bu sayede hiç yokluğa ve darlığa düşmeyecek demektir. Yunus balığı gören kişinin gerek aşk hayatı, gerek iş hayatı her daim yolunda gidecek, mutlu ilişkiler yaşayacak, işlerinde de her daim başarı kazanacaktır. Yunus balığı gören kişi hem hırslı hem de çok azimlidir, kişi bu azmi ve inancı sayesinde istediği her hedefe zaferle ulaşacaktır. Yunus balığı genel olarak çok iyidir, tüm endişe, kuruntu ve şüphelerinden kurtulacağı, hastaysa sağlığına kavuşacağı, işsizse iş kuracağı ya da bir işe gireceği şeklinde tabir edilir. Yunus balığı saadet içinde geçecek hayat olarak yorumlanır. Önemli bir şans işaretidir.
mc4
87,682,193
Bursa'nın İnegöl ilçesinde suriye uyruklu Meyade Sabbağ, emzirmek için uyandırdığı 10 Nihel Sabbağ'ın nefes almadığını fark edince 112 Acil Servis ekiplerine haber verdi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrölde nefes almadığı belirlenen bebek kaldırıldığı hastanede hayata döndürülemedi. Bebeğin ölümünün şüpheli bulunması üzerine Savcılık soruşturma başlattı. Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Bursa'nın İnegöl ilçesine yerleşen Suriye uyruklu Meyade-Rabi Sabbağ çiftinin ikinci bebekleri Nihel Sabbağ, uyuduğu sırada nefessiz kaldı. Bu sırada çocuğunu emzirmek için odaya giren anne Meyade Sabbağ, çocuğunu uyandıramayınca komşularının yardımıyla sağlık ekibine haber verildi. İhbar üzerine gelen 112 Acil Servis ekibindeki görevlinin yaptığı kontrölde bebeğin nefes almadığı belirlendi. İnegöl Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Nihel bebek, dokların müdahalesine rağmen kurtarılamadı. Bebeğin ölümünün şüpheli bulunması nedeniyle Savcılık soruşturma başlatı. bebeğin cesedi ise kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırıldı. 1 GTÜ öğrencileri ve sanayiciler, iftarda buluştu 2 Otomotiv dünyasını değiştirecek teklif 3 Sivrisineklerden kurtulmanın doğal yolları 4 Merkez Bankası’ndan dövize zorunlu karşılık... 5 Gebze'de okullarda çevre bilinci eğitimi verildi 6 Türkiye’den çekilmeyi düşünüyor! 7 Jandarmayı görünce bakın ne yaptı! 8 Cankurtaranlar, 15 Haziranda göreve başlıyor 9 Askerliğini ikinci 6 aya uzatanlara, askeri ve sivil... Gebze'de yol verme kavgası!
mc4
87,682,194
İlk sözü alan Nedim Uzun özetle şunları söyledi. “Gençler fıtraten bir sosyal ağ içinde bulunmaya ihtiyaç duyuyorlar. Sağlıklı ve sağlıksız olmak üzere iki türlü sosyal iletişim ağı vardır. Sağlıksız olanlar terör örgütü ve benzeri networklerdir. Bunların özelliği şudur: İçinde bulunan insanlar düşünmezler, ait oldukları ağın üst aklı tarafından yönetilirler. Şeffaf değillerdir, gizli gündemleri vardır. Vitrinde olan bir yapıları vardır ama esas olan arkadaki gizli gündemdir. Ülke ve insanlığın menfaatine aykırı çalışmalar yaparlar. Bir de sağlıklı iletişim ağları vardır. Vitrindekiyle arka planda olan aynıdır. Memleketin ve insanlığın yararına çalışırlar. Her insanın bir topluluk içinde bulunma ve o toplulukla beraber hareket etme ihtiyacı vardır. Biz de istiyoruz ki elimizden geldiği kadar gençler memlekete faydalı kurumlar içinde yer alsın. Bireysel anlamda makam mevkii ve para sahibi olmak sizleri gerçek anlamda tatmin edecek bir şey değildir. Çünkü ne kadar paranız olursa olsun sizden daha zengin, ne kadar yüksek makam sahibi olursanız olun sizden daha yukarıda birileri olacaktır. Bizi gerçekten tatmin edecek amaç ve hedef, içinden çıktığımız memleketimize, ülkemize ve insanlığa faydalı işler yapmaktır. Bu gönüllülük esasına dayalı bir şeydir. Maalesef Karadeniz’de ve özellikle Trabzon’da bir takım STK’lar sadece şekilsellik üzerinden hareket eder hale gelmişlerdir. Çaykara ve Dernekpazarı Kültür ve Yardımlaşma Derneği 1965’te kurulmuş yarım asırlık geçmişi olan ve Trabzon’a örnek teşkil etmiş bir dernektir. Ancak önümüzdeki 50 yıl geçmiştekinden farklı bir zaman dilimi olacaktır. Dünya ve Türkiye’nin şartları değişmiştir. O zaman biz de kendi geleneğimizi korumak, milli ve manevi değerlerimize bağlı kalmak kaydıyla gelecek 50 yıla en iyi şekilde hazırlanmamız lazımdır. Bu ilkeler ışığında memleketimize, ülkemize ve insanlığa faydalı olmak istiyoruz. Bilakis onlar siyaseti araç olarak kullanabilirler. 2-Çoğu dernek şeffaf değildir, şeffaflık bizim temel ilkemizdir. 3-Maalesef çoğu STK’da kişiler ön plandadır, kurumsal yapı yoktur. Bizim bir ilkemiz de kurumsal yapıyı inşa etmek, kişilerin geri planda olmasını sağlamaktır. Başta merhum İbrahim Cevahir olmak üzere bütün büyüklerimizin bize bıraktığı bu manevi mirasa sahip çıkacağız.” Kumkumoğlu sözlerine “Dünya bize dedelerimizden miras, çocuklarımızdan emanettir” özdeyişiyle başladı ve şöyle devam etti. “Bizi bir araya getiren bu vakıf da bize dedelerimizden miras, siz genç arkadaşlarımızdan bize emanettir. Gençliğimizde en çok rahatsız olduğumuz söz “biz sizin yerinizde olsaydık” sözüydü. Biz sizin yerinizde olmayacağız. Size nasihat etme hakkım da yok, ancak bir öneride bulunacağım. Buralara nereden geldiğimizi asla unutmamalıyız. Çaykara’da bir arkadaşımız her gün 1,5-2 saat yürüyerek okula geldi ve aynı sürede evine çıktı. Şimdi hukuk fakültesinde okuyor. O kardeşimize İstanbul’daki imkanlar sunulsaydı, şimdi olacağı yeri düşünemiyorum. Böyle bir birlikteliği kurabilecek başka hiçbir bölge insanı yoktur. Bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor. Çok güzel bir miras aldık, ben de bunu gönül rahatlığıyla sizlere teslim edecek olmanın huzurunu yaşıyorum” Konuşmasına Besmele ile başlayan ve bunu da herkese tavsiye eden Cevahir, bütün şehitlere rahmet, gazilere de şifalar dileyerek devam etti ve özetle şöyle konuştu. “Büyüklerimizden aldığımız görevi yavaş yavaş sizlere tevdi etmek için buraya davet ettik. Bu vakıf ve dernekler insanlara hizmet için kurulan müesseselerdir. İnsan varsa bu müesseseler vazife ifa edebiliyor. Devamlılık her zaman ön plana çıkmalıdır. Siz gençler, sakın yaptığınız faaliyetleri hafife almayın. Şu anda çok önemli bir vazife ifa ediyorsunuz. Belki 15 Temmuz öncesi bir çok insanımız gençlikle ilgili endişeler taşıyorlardı. Ancak 15 Temmuz gecesi bu gençlik, bu ülkenin umudu olduğunu bir kez daha ispat etmiştir. Gençlik, bir gecede 10-20 sene birden olgunlaşmıştır. Gazetelerde okudukları, babalarından dedelerinden dinledikleri o kara günleri bir gecede yaşadılar. Ondan sonra da nasıl olmaları gerektiğinin hesabını yapmaya başladılar. Faaliyetleriniz sadece Çaykara ile sınırlı kalmamalıdır. Önce Trabzon ve çevre illere yayabileceğiniz birliktelikleriniz olsun. Bu mekânların imkânı çok ve size her türlü hizmeti vermeye hazırdır. Bu mekânları yalnız bırakmayın. Bırakırsanız başkaları gelir ve işgal eder. Sizin de şikâyet hakkınız kalmaz.” Daha sonra soru cevap kısmına geçildi. Gençlerden birinin Çaykara ve Dernekpazarı Kültür ve Yardımlaşma Derneği bünyesinde yaşlılarla gençler arasında bir takım uyumsuzluklar yaşandığı yolundaki şikâyeti üzerine dernek başkanı Fahri Kumkumoğlu kendisinin gençliğinden beri derneğin içinde olduğunu, tabir yerindeyse gençliğini derneğe verdiğini, bu tür zorlukları aşmak için gençlerin daha azimli ve istekli olmaları gerektiğini söyledi. Organizasyon toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
mc4
87,682,196
VMware Workstation programı ile bilgisayarınızda birden fazla işletim sistemi (Windows, Linux, Mac cart curt ne isterseniz) çalıştırabilmenizi sağlayan bir programdır. Örneğin sallıyorum bir yandan Windows XP kullanırken diğer yandan makinanızda yüklü olan Linux'u çalıştırabilir ve kullanabilirsiniz. Böylece birden çok işletim sisteminin sunduğu özelliklerden yararlanabilirsiniz. NextUp TextAloud Full İndir Nextup TextAloud programı Bilgisayarınızda bulunan yazılı belgelerinizi sesli olarak size okuyan oldukça kapsamlı ve sade bir programdır. Nextup TextAloud ile ayrıca ayarlarından okuma hızını ayarlayabilir okuduğu dosyaları ses dosyası olarak kayıt edebilirsiniz. Bu sayede programın kullanması gereken ortam değişkenlerini dosyaları ve windows kayıt defteri anahtarlarını sanal olarak size sağlar. 64 bit işletim sistemi istemektedir. indirirken dikkate alın. İlk yorumum burdan gözükmüyor herneyse sorunsuz kurulum ve çok temiz bir ikinci işletim sistemi daha ne olsun.Elinize sağlık başarılı çalışmalarınızın devamını bekleriz.. Virtualbox da her ne kadar bir yerde hata yapıp vazgeçsem de bu programla sanşımı denemek isterim..İndirip kuralım..emeğinize sağlık şimdiden.. Malesef Türkçe desteği yok, ama öyle zor bi program değil. Bu programın Türkçe dil destegi mevcutmudur ?
mc4
87,682,197
İşsizlik oranı son 4 aydır yüzde 11’lerde seyrederken, işsiz sayısı bir önceki aya göre işsiz sayısı 90 bin kişi azaldı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, üretim ve ihracat rakamlarının artmaya başladığını, trendin bu şekilde devam etmesi halinde 2011 yılında işsizlik rakamlarının yüzde 10’lar seviyesine çekilebileceğini söyledi. İstihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 113 bin kişi artarak, 22 milyon 854 bine çıktı. Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.5 puanlık artışla yüzde 48.6 olarak gerçekleşti. Kasım 2009’da 3 milyon 270 bin kişi olan işsiz sayısı, 2010 yılının aynı döneminde 2 milyon 811 bin kişiye geriledi. Ancak mevcut işsizlerin yüzde 15’ini oluşturan 421 bin kişi 2010 Kasım döneminde işsiz kaldı. Kentsel yerlerde işsizlik oranı 2.1 puanlık gerilemeyle yüzde 13.2, kırsal yerlerde de 2.2 puanlık düşüşle yüzde 6.5 oldu. Tarım dışı işsizlik ise yüzde 13.7’ye geriledi. Bu dönemde işsizlerin yüzde 30.7’si eş-dost vasıtasıyla iş aradı. İşsizlerin yüzde 87.3’ü (2 milyon 454 bin kişi) daha önce bir işte istihdam edildi. Kasım 2010 döneminde 1 milyon 755 bin kişi işe yeni başladı veya iş değiştirdi. Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, kasımda 1.1 puanlık azalışla yüzde 42.8’e düştü. TÜİK’in Maliye Bakanlığı verilerinden derleyip, Hanehalkı İşgücü Araştırması’nda yer verdiği bilgilere göre, yılın son çeyreğinde yaşanan yüzde 1.9’luk artışla toplam kamu istihdamı 3 milyon 14 bin kişi oldu. Kamuda istihdam edilenlerin 2 milyon 159 binini kadrolu personel oluştururken, bu dönemde 301 bin 382 sözleşmeli personelin istihdam edildiği belirlendi. Son çeyrekte kadrolu personel sayısındaki artış yüzde 3.2’yi bulurken, sözleşmeli personel istihdamında yüzde 0.5, işçi statüsünde istihdamda yüzde 2.8 oranında gerileme oldu.
mc4
87,682,198
Ayva, herkesin ilk bakışta elmaya benzettiği ama ısırdığında hayal kırıklığına uğradığı bir meyve. Ekşimsi tadı ve ağzınızı buruşturan dokusu ise cabası. Yine de vazgeçilmez bir meyve olan ayva, oldukça da uzun bir geçmişe sahip. Akdeniz ülkeleri 4.000 yıldan uzun bir süredir ayva yetiştiriyor ve birçok farklı alanda kullanıyor. Parfüm ve baldan tutun da çiçek tacına kadar akla gelebilecek her türlü şey. Zaten nenelerimizin de gözde malzemelerinden bir tanesi. Küçükken yediğimiz ayvaları unutmadık tabii ki. İşte sizi çocukluğunuza döndürecek bir ayva marmelatı tarifi! Nemli bir bez yardımıyla ayvaların dışlarını silin ve kabuklarının üstündeki tüycüklerden kurtulun. Ayvaları dörtlü parçalar halinde kesin ve içlerini temizleyin. Çıkan çekirdekleri ve tohumları bir bezin içine dizerek bağlayın ve bir beze haline getirin. Ayvaları doğrayın ve tencereye koyun. Limonları incecik doğrayın ve tencereye ekleyin. Reçel yaparken doğradığınız incelik en iyisi. Ayvalar iyice yumuşayana kadar yaklaşık 40-60 dakika boyunca pişirin. Aşırı kaynatmamaya dikkat edin. Şekerleri eklemeden önce düşük ısıya aldığınız fırında ya da bir mikrodalgada 1-2 dakika boyunca ısıtın. Ardından ısıtılmış şekeri tencereye ekleyin. Ayvalar güzel bir pembe renk alana kadar kaynatmaya devam edin. Buzdolabında soğutulmuş bir tabakta marmelatı test etin. Eğer çabucak kabuk bağlıyorsa ve topaklı bir şekilde tabaktan kayıyorsa marmelatınız hazır demektir. Ayva marmelatını sterilize edilmiş kavanozlara (kaynar suda bekletilmiş) dökün ve kapaklarını kapatın. Kapakları steril tutmak ve kavanozları mühürlemek için bir bez yardımıyla (ellerinizi yakmamak için) kavanozları ters çevirin ve 2 dakika boyunca o şekilde bırakın. Kavanozlar soğuduğunda üzerlerini silip etiket yapıştırabilirsiniz. Serin bir yerde saklayın, en az 12 ay dayanacaktır. Çekirdekleri yerleştirdiğiniz bezeyi böceklerin evinize girdiği noktalara yerleştirin. Böylece hem böcekleri evinizden uzak tutmuş olacak hem de kimyasal ilaçlar kullanmak zorunda kalmayacaksınız. Tarif için büyük bir tencereye ihtiyacınız olacak. Malzemelerin toplam hacminden birkaç kat daha büyük olmalı. Marmelatınızın tencerenin dışına taşıp ortalığı batırmasını istemezsiniz değil mi? Marmelatı hazırlarken malzemeleri uzun süre kısık ateşte kaynatırsanız daha yoğun, koyu renkli ve tatlı bir marmelat elde edersiniz. Karışıma şekeri ekleyip şeker tamamen çözüldükten sonra ateşi en yüksek ayara alın ve sürekli karıştırarak pişirin. Bir süre sonra güzel bir kıvama sahip, parlak ve şeffaf bir marmelatınız olacaktır. Ne kadar şekerli yaparsanız o kadar uzun süre saklayabilirsiniz. Tabii ki kavanozları da iyice mühürlemeyi unutmayın! Kıskançlık, tüm insan ilişkilerini sinsice zehirleyen bir duygu. İşin içine kıskançlık girince ilişk... Suçiçeği, herpes grubu virüslerden varisella zoster virüsünün sebep olduğu, çok bulaşıcı ve döküntül... Güzel ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak birçok kadının dış görünüşüyle alakalı önem verdiği konuları... Ülkemizde de sevilerek tüketilen bir sebze bal kabağı. İster bol kaymakla tüketilen tatlısı olsun, i... Özellikle yaz aylarında ortak yaşam alanlarının rahatsızlık verici unsurlarının başında şüphesiz ki...
mc4
87,682,203
Saç dökülmesi önlenebilir mi? Sorun hem yaygınlaştığı, hem de eskiye oranla daha çok ciddiye alındığı için popüler hale geldi. Konunun birinci muhatabı kadınlar olsa da erkekler de saç dökülmesinden hoşlanmıyor. Saç dökülmesinin birçok sebebi var. Birinci neden zannedildiği gibi beslenme yanlışları ya da bazı hastalıklar değil. Saç dökülmesinin sırrı özellikle erkeklerde genlerde ve hormonlarda gizli. Çoğu zaman saçın kalitesini ve dökülüp dökülmeyeceğini genler belirliyor. Yani bazen siz ne yaparsanız yapın saç dökülmesi önlenemiyor. Saç kaybının hızlanmasında beslenme yanlışlarının da rolü olabiliyor. Örneğin hiç kırmızı et yemeyen genç kızlarda demir eksikliği sık görülen bir saç dökülmesi nedeni. Ayrıca çinko eksikliği, magnezyum noksanlığının da saç dökülmesine yol açabileceği ileri sürülüyor. Uzmanlar Omega-3 yağlarından, B vitaminlerinden (özellikle B12 ve biyotin) zengin beslenenlerde saç dökülmesi olasılığının azaldığını söylüyor. Yeşil çayın da önleyici bir destek olabileceği belirtiliyor. Saç dökülmesi bazı hastalıkların da belirtisi olabiliyor. Tiroid yetmezliği veya hipertiroidide, böbrek üstü bezlerinin yetersizliğinde, bazı sinir sistemi hastalıklarında, saçın mantar ve bazı mikrobik hastalıklarında, bağışıklık sistemi bozukluklarında da saç dökülmesi ortaya çıkabiliyor. Ayrıca ilaçlara bağlı saç dökülmeleri de sık görülen bir durum. Saç dökülmesinden şikâyet edenlerin kullandıkları ilaçları da gözden geçirmeleri gerekiyor. Örneğin kortizon ve testosteron hormonları içeren ilaçlar saç dökülmesine yol açabiliyor. Eğer saç dökülmesi probleminiz varsa bu sorunun arkasında ruhsal etkenlerin de olabileceği aklınızda olsun. Saça zarar veren boyalardan ve klorlu sulardan uzak durun. Kimyasallardan saçınızı koruyun ama problemin sıradan vitamin ve mineral destekleriyle geçiştirilemeyeceğini de unutmayın. Çözüm için “saç merkezi” gibi adlarla size yardımcı olmayı önerenlerden uzak durun. Saç hastalıkları dermatoloji uzmanlığının ilgi alanıdır. Eğer tıbbi yardım almayı düşünüyorsanız bir dermatoloji uzmanıyla görüşmeden hiçbir öneriyi uygulamayın. Ayrıca saçınızın incelmesi, zayıflaması ve dökülmesinin normal yaşlanma sürecinin bir parçası olabileceğini de aklınızda tutun. Dermatoloji uzmanları saç dökülmesi problemi olanlarda hormon bozukluğu, ilaç kullanımı gibi sorunların olup olmadığını ortaya koyabiliyorlar. En uygun tedavi yöntemini de onlar uyguluyorlar. Sırası gelmişken hiçbir şampuanın saç dökülmesini önleyemeyeceğini bir kenara not edin. Saçınız da cildinizin bir parçasıdır. O da cildiniz gibi “içerden beslenir, dışardan desteklenir”. Şampuanların saçları beslediğini düşünmek hoş bir hayaldir. Benimde saç dökülme sorunum var gene olarak yeni oluşumdakiler madem şampuanlar bi işe yaramıyo bioxın ve o tarz şampun satanlar yalanmı söylüyor hadi bunu geçdik bu adamlar birde onay alıyorlar onayı verenlerdemi yalancı ??? benim de saçım çok dökülüyor ben de ne yapacağımı bilmez durumdayım,çok daha kötüye gitmesinden korkuyorum,uzmanlara göre saçın dökülmesini engellemek yeniden çıkmasını sağlamaktan daha kolay peki nasıl durduracağız?lütfen yardımcı olun.. vahide cetin dedi ki: benim sacim cok asiri dokuluo gunde 50-100 sac teli dokulmesi normalmis ama benimki 100u gecio.Ben sacima elimi deydirdigim anda saclarim elime geliyo lutfen bana bir cozum soyler misiniz cok caresizim ne yapicami bilmiyorum lutfen yardim edin...
mc4
87,682,204
Merhaba Samet, Birisi kısa bir süre önce Facebook şifrenizi yenilemek istedi. Şifrenizi değiştirmek için buraya tıklayın. Bunun yerine aşağıdaki şifre yenileme kodunu da girebilirsiniz: 253543 Böyle bir istekte bulunmadınız mı? Yeni bir şifre isteğinde bulunmadıysanız, bunu bize hemen bildirin . Facebook Merhaba Samet,Birisi kısa bir süre önce Facebook şifrenizi yenilemek istedi.Şifrenizi değiştirmek için buraya tıklayın.Bunun yerine aşağıdaki şifre yenileme kodunu da girebilirsiniz:253543Böyle bir istekte bulunmadınız mı?Yeni bir şifre isteğinde bulunmadıysanız, bunu bize hemen bildirin.
mc4
87,682,207
Bu arada son durumda MHP’nin 2 kontenjana sahip olması da tartışmalı. Böylece 1994 yılında kurulmuş RTÜK’ün tarihinde bir ilk yaşandı ve muhalefet partisinin temsili açısından yeni bir engelleme hayata geçirildi. Muhalefet yapmanın bedeli üyeliğimin düşürülmesi oldu. Bu tahammülsüzlüğü, hukuksuzluğu, anti demokratik kararı yargıya götüreceğim” dedi. Sayın Faruk Bildirici’nin üyeliği 2’ye karşı 6 üyenin oyuyla düşürüldü. Bu karar demokrasiye ağır darbe, muhalefete yönelik de tahammülsüzlüğün kanıtıdır. Verilen karar hukuken yok hükmündedir. Bunun hukuki ve siyasi sonuçları olacaktır. Verilen karar, oy veren milletvekillerinin iradesini, Meclisin tercihini hiçe saymaktır” tepkisini gösterdi. Bu arada Sabah Gazetesi’nde dün yayımlanan köşe yazısında, Bildirici’nin hedef gösterilmesi dikkat çekmişti. Dilek Güngör imzalı yazıda, “Faruk Bildirici için tehlike çanları çalıyor” başlığı altında, Bildirici’nin RTÜK üyeleri açısından yasal zorunluluk olana tarafsızlık ilkesini çiğnediği suçlaması yapılmıştı.
mc4
87,682,208
Yaşam / 08:03e-Devlet'ten bomba bir hizmet daha! Yaklaşan seçimler öncesi piyasada oynaklık devam ederken Cuma günü 2.65'in altında kapanan kur, Yunanistan endişesiyle 2.67 seviyesine yakın açıldı. Piyasalar 7 Haziran'da yapılacak genel seçim sonuçlarını beklerken seçime sadece bir haftadan az kalmasına karşın seçim sonrasında nasıl bir siyasi tablo oluşacağının hala tahmin edilememesi piyasada volatilitenin devam edebileceğini gösterirken, Yunanistan endişeleri ile kur haftaya yükselişle başladı. Yunanistan'ın mali durumuna yönelik korkular ve ABD'den gelen zayıf veriler yatırımcıların güvenini sarstı. Euro, Yunanistan'ın Pazar günü itibariyle kreditörlerle anlaşmaya varma hedefini tutturamamasının ardından yeni haftaya baskı altında başladı. Dolar karşısında yüzde 0.4 değer kaybeden euro 1.0952 seviyesine gerilerken, Cuma gününün zirve seviyesi olan 1.1006'dan inmiş oldu. Euro, yen karşısında ise 136.49'dan 135.95 seviyesine indi. Dolar endeksi Cuma gününün en düşük seviyesi olan 96.753'ten yeniden yükselişe geçerek 97.091'e çıktı. Doların yeniden değer kazanması ve euronun Yunanistan endişeleriyle baskı altında kalması ise dolar/TL'nin haftaya yükselişle başlamasına neden oldu. Cuma günü 2.65'in hemen altında haftayı tamamlayan kur bu sabah 08:39'da 2.6651/2.6669 seviyesinde işlem gördü. Aynı saatte sepet bazında TL 2.7924/2.7946 seviyesindeydi. İki yıllık gösterge olan 16 Kasım 2016 itfalı tahvilde Cuma günü spot kapanış yüzde 9.89 seviyesinden gerçekleşti. 10 yıllık gösterge olan 12 Mart 2025 itfalı tahvilde ise Cuma günü spot kapanış yüzde 9.19 seviyesinden gerçekleşirken valörde son işlem 9.14 oldu. Analistler seçimlere neredeyse bir hafta kalmış olmasına karşın net bir tahmin yapmanın zor olması nedeniyle seçim beklentilerinin piyasa etkisinin eskisine nazaran daha yüksek olduğunu ve bu sürecin seçimler sonuçlanana kadar devam edebileceğini belirtiyorlar. Anket sonuçlarında yüzde 10 seçim barajının yakınında seyreden HDP'nin baraj altında kalıp kalmayacağı vekil dağılımını etkilediği için analistler seçim sonuçlarına dair tahmin yürütmekte zorlanıyorlar. AKP'nin, tek başına anayasayı değiştirip başkanlık sistemini getiremeyecek ancak hükümeti tek başına kurmaya yetecek kadar sandalye kazanması, piyasalar açısından en tercih edilen seçenek olarak görülüyor. AKP'nin tek başına az bir farkla iktidar olduğu senaryo en büyük olasılık olarak ön plana çıkarken bu ihtimalin son anketlerde azalması piyasadaki satışların lokal nedeni olarak görülüyor. Her ne kadar piyasaların en pozitif gördüğü seçenek AKP'nin tek başına iktidar olduğu senaryo olsa da genel seçimlere ilişkin beklentilerde 13 yıllık tek parti hükümetinin son bulabileceği bir senaryoyu içeriyor. Reuters'da Cuma günü yer alan bir analize göre piyasalarda ilk etapta satış baskısı yaratması beklenen koalisyon ihtimali son dönemde artan kutuplaşmaların yarattığı gerilim dikkate alındığında bazı kazanımları da beraberinde getirebilir. Eksik prime toplu para Onbinlerce kişiye müjde! Emeklilik yolu açıldı Zeybekci açıkladı: İnternet sitesi kuruldu Mehmet Şimşek uyardı!
mc4
87,682,211
Kalın’ın açıklamalarından satır başları: Giderken telefon görüşmesinde Sayın Cumhurbaşkanımız da Trump’a “İyi bir hazırlıkla geleceğiz” demişti. Ciddi bir hazırlık yaptık. Cumhurbaşkanımız bütün ülkelerle eşit haklar talep eden bir lider. ABD ile konuşurken ‘Sizin de bizim de çıkarlarımız var, bunu kazan-kazan zemininde buluşturabiliriz’ dedik. Trump, Oval Ofis’teki görüşmede senatörlerin bilgileri yanlış kaynaktan aldığını vurguladı. Ziyaretten bir kaç gün önce Trump bu görüşmeyle ilgili bilgi verdi. Türkiye tezlerini çok açık ve net şekilde orada ortaya koydu. Sayın Trump Cumhurbaşkanımıza ‘Avrupa’nın size mutlaka yardım etmesi gerekiyor ve ben de bunu Avrupa’ya söylüyorum’ dedi. Trump’ın bunu görüp dile getirmesi görüşmenin ana ayaklarından bir tanesiydi. Burada doğru zeminde doğru diyalog kurulduğu zaman bölgeye yön verecek pozitif anlamda şekillendirmek mümkün hale gelir. Hepsi çözüldü mü, hayır. “S-400 ve F-35 için ortak mekanizma bugün itibarıyla çalışmalara başladı” Biz S-400’leri alma kararını bir gecede vermedik. Diyorlar ki S-400’leri elinizden çıkarmazsanız kat sayı uygularız. Sonra dediler ki Türkiye’ye geldiği gün yaptırımı başlatırız, bu aşamayı da geçtik. Şimdi aktif hale getirdiğiniz takdirde diyorlar. Türkiye NATO üyesi diyeceksiniz, Türkiye bir alternatif aramaya başladığında da ittifaktan kopmakla suçlayacaksınız. 3 terör örgütüyle mücadele ediyor. Somut olarak sahada hangi ülkeler ne kadar destek verdiler? Geri adım söz konusu değil, Türkiye S-400’ü aktif edecek. Yine aynı oyunu oynuyor. Olayı sanki bizimle ilişkiliymiş gibi vermeye çalıştılar, dediğim gibi DEAŞ’ın üstlendiği bir olay ama YPG’nin kontrolünde olan bölge. Senatörler ‘Kürtler’ dedi, Cumhurbaşkanımız düzeltti ‘Siz teröristlerden bahsediyorsunuz’ dedi. Kendi aralarında da görüş birliği yok. Lindsey Graham ‘Türkiye burayı işgal etti’ gibi bir cümle kurmaya çalıştı. Cumhurbaşkanımız ‘Dur bakalım sen böyle bir cümle kuramazsın’ dedi. Mazlum Kobani’nin nasıl bir terörist olduğu belgelerle sunuldu. Bir terör örgütünü bir başka terör örgütüyle bertaraf edemezsiniz dedik. Cumhurbaşkanımız, petrol kaynaklarını halk için kullanmayı önerdi. Terörle meşru mücadele yapamazsınız. “ABD Başkanı nasıl bir teröristle muhatap olabilir?” sorusunu sorduk. Cumhurbaşkanımız daha önce Obama’ya yaptığı teklifi yeniledi. İade sürecinin başlattık ve mesafe almaya başladık. Bu teröristler kendi ülkelerinde yargılanmalı. Bu konuda maalesef Avrupalılar iyi bir sonuç vermiyorlar. Ocak ayının ilk haftasında Putin’in Türkiye ziyareti planlanıyor. Hem TürkAkım’ın tamamlanmasına binaen bir tören yapılacak hem de ikili ilişkiler görüşülecek. Ayn el-Arab’da teröristler hala tamamen çıkmış değiller. Teröristlerin çekilmesiyle ilgili bazı rakamlar verilei ama tarafımızdan doğrulanmış değil. Ortak devriyeler tabi ki devam edecek. Mutabakatın maddeleri açık, sorumluluk Rusya’da. Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan Özerk Cumhuriyeti’nde düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası’nda grekoromen stil 130 kiloda mücadele eden Rıza Kayaalp, finalde Rus Vitalii Shchur’u 2-1 yenerek altın madalya kazandı. Tarihte post modern darbe olarak 1997 yılında yaşanan 28 Şubat darbesi Türkiye’de siyasi, toplumsal ve idari bir çok alanda değişimlerin yaşanmasına sebep oldu. Yıllardır konuşulan tarihin kara lekesi 28 Şubat darbesinin karanlık geçmişi . Türkiye tarihinin en karanlık dönemlerinden birisiydi 28 Şubat darbesi.. UHA Haber / Türk Dışişleri Avrupa Parlamentosu’nun katılım müzakerelerinin askıya alınmasını öneren kararının “hiçbir anlam ifade etmediğini” söyledi.
mc4
87,682,214
Türk kelimesi, Gök-Türk Devleti'nin yıkılmasından Jön-Türklerin kuruluşuna kadar yaklaşık 1200 yıl boyunca Türkler tarafından hiç kullanılmamış ve kelime adeta Türkler tarafından sürgüne gönderilmiştir. Ziya Gökalp, “Bu milletin yakın zamana kadar kendisine mahsus bir adı yoktu. Sakın başka milletlere bakarak sen de milli bir ad isteme! Milli bir ad istediğin dakikada Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasına sebep olursun’ demişlerdi. Zavallı Türk, vatanımı kaybederim korkusu ile, ‘Vallahi Türk değilim. Osmanlılıktan başka hiç bir içtimai zümreye mensup değilim’ demeye mecbur edilmişti” derken son derece haklıydı. 1912 yılında Sebilürreşat dergisinde çıkan bir yazıda ”Türk” kelimesinin kullanılması, dinsizlik, kafirlik sayılıyordu. 1913 tarihli “Mecmua-i Ebuzziya” dergisinin 94. sayısında, “Bizim Türklüğümüz sembolizmden başka bir şey değildir. Türk falan değil, sadece Müslümanız” deniliyordu. Üniversitede profesörlük yapmış olan Ahmet Naim, 1913 yılında yazdığı “İslamda Dava-i Kavmiye” adlı kitabında, Türk’e karşı savaş açmıştı ve “Türk’ün geçmişini bilmesine, öğrenmesine lüzum ve ihtiyaç yok” diyordu. 1919-1920 yıllarında şeyhülislamlık görevine getirilmiş ve ülkeden kaçmak zorunda kalmış olan Mustafa Sabri Efendi, Türk’e Türklük benliğini vermek isteyenleri “soysuzluk”la suçluyordu. Türkiye’de İngiliz Muhibler Derneği’nin kurucularındandı ve Kuvay-ı Milliye mensupları için ölüm fetvası da çıkartan da o idi. Mehmet Akif ise Türklükten söz eden Ziya Gökalp'a “kaltaban” sıfatını yakıştırıyordu. Tespitlerimize göre Gök-Türkler'den sonra “Ben Türk'üm” diyen hükümdar sayısı yalnızca yedidir. Türkçe Tarih İncelemesi: Din kisvesi altında, arap milliyetçiliği yapılarak, soylu "Türk" adına yapılan haksızlıklar bu çalışmada anlatılmaktadır. Türk adını anmaktan çekinen ve bu adı gurur ile taşıyan hükümdarlar ile ilgili ilginç bilgiler çalışmada yer alıyor. Yazar bu çalışmada bilimsel bir yöntem ile, akıcı bir üslupla düşüncelerini ispat etmiştir. Türkçülüğü ilke edinmiş her Türk'e tavsiye ederiz.
mc4
87,682,215
Geçtiğimiz sezonun son bölümlerinde düşüş gösteren ve büyük maçlarda performansı yeterli görülmeyen Bafetimbi Gomis, kampta da istenilen seviyeye gelemedi. Yönetim de bunun üzerine golcü arayışlarına ağırlık verdi. Galatasaray'ın geçen yıl kazandığı şampiyonlukta önemli bir rol oynayan Gomis, attığı 29 golle kral olurken aynı zamanda "lig tarihindeki en golcü yabancı" unvanını da almıştı. Ancak özellikle sezonun son bölümünde yaşadığı düşüş akıllardan çıkmadı. Üst üste kaçırdığı penaltılar haricinde oyun anlamında da pek ortalarda gözükmedi. Şampiyonlukla birlikte bunlar unutuldu ama Fransız forvet yeni sezon hazırlıklarında da beklenenin çok altında kaldı. Sarı-kırmızılı teknik heyet de bu yüzden endişeye kapıldı. Eren, takımın ilk tercihi değil. Bu sebeple ağırlıklı olarak Gomis forma giydi. Ancak performansını yükseltememesi halinde G.Saray'ı sıkıntılı günler bekleyebilir. Akşam'ın haberine göre; Fatih Terim, yönetimle görüştü ve kulübün şartları dahilinde en iyi forvetin alınmasını istedi.
mc4
87,682,217
"Ereğli’ye sanki ölü toprağı serilmiş gibi sessiz, sakin" Ana Sayfa Siyaset "Ereğli’ye sanki ölü toprağı serilmiş gibi sessiz, sakin" Başarılar diliyorum” derken, CHP Ereğli Belediye Başkan Adayı Halil Posbıyık’ta yaptığı konuşmada, “Kaptaşlılardan Allah razı olsun, ben olayım olmayayım arkamdan büyük bir teşvik, büyük destek görüyorum. Kaptaşta bile herkes bizden bahsedip, bize sahip çıkıyor. Bunları duydukça çok mutlu oluyor, çok gurur duyuyorum. Ereğli halkına borcumuz olduğu için, Ereğli iyi yönetilmediği için, kötü yönetildiği için bunlara gönlümüz razı olmadığı için yeniden aday olduk. Belediye Başkanlığı gerçekten zor zanaattır. Ereğli sevdası ağır bastı ve tekrar adaylığımızı koyduk. Ereğli’ye sanki ölü toprağı serilmiş gibi sessiz, sakin. Evet Türkiye’de ekonomik sıkıntı var, Ereğli’de de de ekonomik sıkıntı var, ama bir de motivasyon bozukluğu var, moral bozukluğu var. 2001’de Türkiye’de kriz vardı ama Ereğli’de herkesin yüzü gülüyordu. Şimdi neden etkilendi, çünkü Ereğli çok kötü yönetiliyor. Daha doğrusu Ereğli’yi kim yönetiyor belli değil! “ şeklinde konuştu. Gençlerin işsiz olduğuna dikkat çeken Posbıyık, “çok güzel dokunuşlarla hem yeni işçiler alacağız, hem de yeni kuracağımız yerlerde büyük çapta işsizliği gidereceğiz” diyerek istihdama yönelik projeler hazırladıklarını söyledi.
mc4
87,682,218
Günümüz insanlarında "vicdansızlık" almış başını gidiyor. Hak ve adalet duygusunun ayak altına düşmesi sonunda, herhalde en önemli kaybımız bu olsa gerek. Vicdanını yitirenlerden ne bekleyebiliriz? Bu insanların genel karakteristik özellikleri üzerinde çok değil azıcık düşündüğümüzde, kendilerine gösterilen tavırlardan gocunmadıkları, yüzsüzlüğü meslek edindikleri, Ülkemizin genel sorunlarından bir habersiz oluşları bir yana, kendi Ailesi, yakınları ya da yakın çevresinde yaşananları da görmediklerine tanık oluyoruz. Bunlar, her zaman kendilerini düşünüyorlar, kendinden başkasının insani hak ve değerlerini umursamıyorlar. Dolayısıyla acıdan, sıkıntıdan ve sorunlardan her zaman uzak durmayı yeğ ediniyorlar. Bu karakter yoksunlarına karşı hiç bir kozumuz yok mu? Bencil insanlar ıslah edilemez mi ? Onların derdi, talebi ve tek istekleri para, mal ve kişisel konfor. Yaptıkları ise haksız ve emeksiz kazanç, onun bunun sırtında asalak olarak ve üretmeden yaşamak. Onların nazarında, zorda olan en yakınlarına sizin yaptıklarınız, gösterdiğiniz toleranslar ve Aile yaşamınızdan iptal ettiğiniz her türlü programlar bu insanların umurunda değil. Onlar, tek kelimeyle vicdansız, taş ruhlu, duygusuz yaşayan hainler. Düşünsenize, vicdansız ruh hali bulunana insandır diyemediğimiz ortamdayız ve bu tür tanıma hak eden sürüler var çevremizde. Üzüntü, sevinç ve memnuniyet duyuları kapalı olan bu karakterler, kendilerini sürekli haklı görme, efelik ve kabadayılık taslıyorlar. Canları nasıl istiyorsa ve ne yapmak istiyorlarsa öyle hareket ediyorlar. Gösterdikleri her olumsuz hareketin, karşısındaki insana nasıl etkileyeceğini düşünmüyorlar. Pişmanlık duymak, rahatsız olmak ya da kendilerini suçluluk hissine kaptırmak gibi önemli insani karakteristik özelliklerinden tamamen yoksun olan bu hainler, vicdan azabı da çekmiyor. Konunun alakadarı olan bu vicdansızların, toplumumuz içinde ve yakın çevremizde çoğalması aslında hepimiz için kaygı verici. Bu tür insanlarla olan ilişkilerimizi derhal gözden geçirerek, tehir ettiğimiz kararlarımızı uygulamakla bunlardan kurtulabiliriz. Yani, yalnız bırakarak ! Yaşamımıza darılmayalım, hain ve hainliklere rağmen yaşam çok güzel !
mc4
87,682,220
2016 yılında, özellikle 15 Temmuz’da yaşanan darbe teşebbüsünün başarıyla bertaraf edilmesinin ardından, yüzde yüz yerli bir firma olarak bir asrı aşan yatırım deneyiminin verdiği güçle, daha fazlası için düğmeye bastıklarını belirten Barut, “Bu dönemde tüm Türkiye kenetlendi. Yaşanan acı olaylar çalışma azmimizi kamçıladı, memleketimize olan sorumluluğumuzu daha da artırdı. 15 Temmuz’un hemen ardından, şirketteki arkadaşlarımla bir araya geldik. Öne çekebileceğimiz tutarı belirledik ve 15 Temmuz’un hemen ertesinde, yatırımlarımızı öne çektiğimizi, ek istihdam yaratacağımızı kamuoyuna açıkladık. O günden, 2016 yılı sonuna kadar yaptığımız yatırım tutarı 40 Milyon TL’ye ulaştı. İstihdam sözümüzü de verdiğimiz rakamın üzerine çıkarak gerçekleştirdik. İş dünyasının güçlü bir temsilcisi olarak, biz de bu topraklara olan bağlılığımızı, en önemli unsur olarak gördüğümüz yatırım gücümüzle vurgulamak istiyoruz” dedi. 2015 yılında temellerini attığımız ve toplam 368 Milyon TL yatırım bedeli olan biyoteknoloji üretim tesisimiz AbdiBio’nun inşası tamamlandı, üretime geçmek için son hazırlıklar içerisindeyiz. AbdiBio’da, klasik kimyasal ilaçlarla tam olarak tedavi edilemeyen ve/veya sıklıkla ağır yan etkiler gözlenen kanser, diyabet, romatizma, merkezi sinir sistemi, göz ve kan hastalıkları gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan biyoteknolojik ilaçları üreteceğiz” dedi. Özellikle Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi olacak AbdiBio yatırımı kapsamında dünyanın değişik ülkelerinde çalışan yetişmiş Türk insan kaynağını ülkemize çekmek için girişimleri olduğunu belirten Barut, “Biyoteknoloji, Türkiye için yeni bir sektör. Bu sektörde en önemli eksiklik, yetişmiş insan gücü. Biz, dünya ilaç endüstrisinde önemli yerlere gelmiş Türk insan kaynağı için bir çekim merkezi olmayı hedefliyoruz” dedi.
mc4
87,682,222
12-15 yaş arasındaki gençler, Kars’ın kültürü ve tarihini öğrenme şansı yakalarken, güzel dostluklar kurarak da kardeşlik köprüsü oluşturdu. Afyonkarahisar'dan şu ana kadar 159 genç 16 eğitmen bu projeden istifade etti. Projeyle birlikte gençler Doğu ve Güney doğu illerindeki milli ve manevi yerleri ziyaret ederek oraların kültürünü, yaşam tarzlarını yerinde görme fırsatı yakaladılar. Aynı zamanda gidilen illerde sosyal sorumluluk faaliyetleri, çevre temizliği, kuş yemliği yapımı, sportif, sanatsal ve kültürel faaliyeleri yapan gençler günlerini dolu dolu geçirdiler. Tüm hareketlilikler uçakla yapıldı. Gençlerin neredeyse tamamı ilk uçağa binmenin heyecanını yaşadılar. Aynı zamanda gittikleri yerlerdeki mülki amirlerle de tanışma fırsatı bulan gençler Biz Anadoluyuz Projesinden çok memnun olarak Afyon'a döndüler.
mc4
87,682,223
cupcakeli, fitburn ve 53 kişi daha bu ürünü kullanıyor. silver, evreseyollaridar ve 6 kişi daha bu ürünü almak istiyor. Yazlık bir renk ararken 558 numarasına denk gelip aldığım ruj. Oldukça opak, örtücülüğü yüksek, Yarı mat sayılabilecek dudakları kurutmayan başarılı bir ruj. Maalesef rengi bana yakışmadı, gerçi genel olarak bana ruj yakışmıyor ama size fikir olması için bilek swatchını bırakıyorum buraya.. 100. örtücülüğü ve yapısı çok çok güzel olan bir ruj serisi. elimde iki rengi mevcut. 99. Deşert rengine sahibim. İndirim döneminde denediğim ve kahverengiliğini çok beğendiğim için aldım. Mat bitişli.Dudakları hiç kurutmayan bir ruj. Renk olarak dessert tam bir kahverengi nude. 98. Hayatımın nude rengini buldum. 92. eskiden 553 numarasını kullanip dibine kadar bitirmiştim. sonra deneme istegiyle baska markalara yöneldim. ama bu rujda kesinlikle hem sürüşte hem de renkte değişiklik olmuş. eski hali daha pembesi ve daha açık bir tondaydı. şimdiki bildiğin sütlü kahverengi gibi. eskiden sürümü daha zor iken kolaylaşmış bu yönünü sevdim.
mc4
87,682,224
Bu haber 16 Temmuz 2017 - 11:04 'de eklendi ve 189 kez görüntülendi. Borussia Dortmund’da forma giyen Nuri Şahin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne yapılan yürüyüşten bir görsel paylaşarak, “15 Temmuz’da demokrasi için sokaklara çıkan, şehit, gazi olan kahramanları, vatanına bağlı askerlerimizi saygı ve sevgiyle anıyorum.” ifadesini kullandı. Sarı-siyahlı takımda forma giyen bir diğer Türk oyuncu Ömer Toprak ise “Vatanın birliği, bütünlüğü ve demokrasi için canlarını hiçe sayan bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize acil şifa ve hayırlı ömürler diliyorum.” şeklinde görüşünü paylaştı. Almanya’nın Wolfsburg ekibinde top koşturan Yunus Mallı, “15 Temmuz’u unutmadık unutmayacağız. Rabbim bir daha böyle hainleri karşımıza çıkarmasın...” paylaşımını yaptı. İspanya’nın Villarreal takımında forma giyen Enes Ünal, “15 Temmuz darbe girişiminde vatanı ve demokrasiyi savunurken şehit olan kahramanları saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz.” ifadesini kullandı. Çin temsilcisi Beijing Guoan’da görev yapan Burak Yılmaz da Türk bayrağı görselini paylaştığı mesajında, “Bugün bir milletin canı pahasına istiklaline ve istikbaline sahip çıkalı tam bir yıl oldu...” şeklinde görüş belirtti. İspanyol ekibi Barcelona’da forma giyen tecrübeli futbolcu Arda Turan ise “Ülkesi için hayatını veren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Bir daha böyle kara günler yaşamamak dileğiyle...” değerlendirmesinde bulundu.
mc4
87,682,225
Kütahya’nın Emet içesindeki trafik kazasında 2 kişi öldü, 3 kişi ağır yaralandı. Uğur Demirtaş (35) idaresindeki 06 AB 7849 plakalı otomobil, Emet-Tavşanlı kara yolunun 5. kilometresindeki Bekleme mevkisinde saat 04.00 sıralarında aşırı hız ve sis nedeniyle yoldan çıkarak şarampole devrildi. Araçta bulunan Kadir İn (22) ve Hasan Özdemir (39) olay yerine hayatını kaybetti. Yaralıların hayati tehlikesi bulunduğu belirtildi. Araçtakilerin Emet Thermal Resort Otel’de çalışan aşçılar ve yardımcıları olduğu, bir düğüne katılıp Emet’e dönerken kaza geçirdikleri öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. This entry was posted on Cuma, 22 Mayıs 2009 at 1:57 pm and is filed under Emet Haberleri. You can follow any responses to this entry through the RSS 2.0 feed. You can leave a response, or trackback from your own site. Yüce Allah mekanını cennet eylesin. Kadir kardeşimiz çok genç yaşta vefat etmiş. İnşallah Allah sevdikleriyle beraber cennetinde buluşturur.
mc4
87,682,227
Kışkırtıcı davranış aylardır orada ... Bir şey yapabilirler mi? Kendimizi savunma yapmaya hazırız ve kötü davranışları caydırmaya hazırız. Bunların hepsi İran'ın sponsor olduğu, yönettiği ve kaynak verdiği gruplar. ABD'nin Irak'taki personelini korumak için "müdahale edeceğini" veya "önleyici adımlar atacağını" söyleyen Esper şöyle konuştu: ABD Başkanı Donald Trump, çıkarlarımızı, personelimizi, bölgedeki dostlarımızı savunmaya ve elbette İran'a karşı durmaya, İran'ın kötü davranışlarını caydırmaya kararlıdır. Dün Pentagon, "diplomatların güvenliğini sağlamak" bahanesiyle Irak'a 750 asker göndermişti.
mc4
87,682,230
Reyhanlı Belediyesi önüne gelen Beşir Derneği mobil aşevinde yapılan sıcak yemekler, ilçede ihtiyaç sahibi Türk ve Suriyeli ailelere dağıtıldı. Derneğin Genel Müdürü Fatih Sarıyar, gazetecilere yaptığı açıklamada, ihtiyaç sahibi ailelere destek olmak amacıyla bu etkinliği yaptıklarını kaydetti. Belediyeyle işbirliği içerisinde sıcak yemek dağıtımını yaptıklarını ifade eden Sarıyar, "Ramazanın bereketini ihtiyaç sahibi ailelere ulaştırabilmek adına gayretlerimizi arttırdık. Bugün mobil aşevimizle ailelerin iftar sofralarında tüketecekleri 3 çeşit sıcak yemeklerin dağıtımını gerçekleştirdik. Bugün başlayan uygulamayı ramazan süresince her gün yapacağız." dedi. Sarıyar, bugün 2 bin kişiye yemek dağıtılacağını, önümüzdeki günlerde bu sayıyı daha da arttırmayı hedeflediklerini kaydetti.
mc4
87,682,232
Euro Grubu Başkanı Jeroen Dijsselbloem, Yunanistan'ın borcunu sürdürülebilir hale getirmek için borç hafifletmesi önlemlerinin onaylandığını açıkladı. Euro Grubu Başkanı Dijsselbloem, Brüksel'de düzenlenen ve avro kullanan 19 AB üyesi ülkenin maliye bakanlarını bir araya getiren Euro Grubu toplantısı sonunda açıklamalarda bulundu. Toplantıda Yunanistan’ın kurtarma programının ele alındığını belirten Dijsselbloem, “Kurumlarla Yunanistan arasında daha fazla işbirliği yapılmalı. Kredi sağlayan kurumların yetkilileri Yunan yetkililerle beraber çalışmak için Atina’ya gitmeye hazır durumda” diye konuştu. Dijsselbloem, Yunanistan’ın borçlarının sürdürülebilir hale getirilmesi için mayıs ayında Yunanistan ve kreditörlerin, kısa, orta ve uzun vadeli önlemler çerçevesinde uzlaşı sağladığını anımsatarak, toplantıda finansman sorunu yaşayan Euro Bölgesi ülkelerine gerekli mali desteği sağlamak üzere kurulmuş olan Avrupa İstikrar Mekanizması'nın (ESM) uygulanabilir önlemleri sunduğunu bildirdi. Dijsselbloem, Yunanistan’ın faiz dışı fazla hedefi olan yüzde 3.5’i tutturması için ciddi önemler alması gerektiğini, bu oranın yakalanması halinde borcun sürdürülebilir olacağını anlattı. ESM Başkanı Klaus Regling, Yunanistan için kısa vadeli borç hafifletme önlemlerini Euro Grubu toplantısında bakanlara sunduğunu ve önlemlerin onaylandığını belirterek, tedbirlerin birkaç hafta içerisinde uygulanmaya başlayacağını belirtti. Yunanistan'a 2 milyar avroluk kredi daha Regling, önlemlerin Yunanistan’ın borç sürdürülebilirliğini artıracağına işaret ederek, şöyle devam etti: “Yunanistan’ın borç geri ödemesi profilinin yumuşatmak gerekiyor. Bu borçlar yayılarak yumuşak bir profili olacak. Önlemler faiz oranı riskini düşürmeyle ilgili. Yunanistan'da dalgalı faiz oranlı tahviller, sabit faiz oranlı ve uzun vadeli tahvillerle değiştirilecek. Ayrıca faiz oranı takası düzenlemesi yapılacak.Yunanistan kredilerinin ortalama vadesi 28 yıl kadar. Bu önlemler sayesinde 2030-2040 yıllarına kadar 32.5 yıla uzayabilir." Geçtiğimiz aylarda, Yunanistan kreditörler tarafından talep edilen reform paketine uygun olarak yasal düzenlemeler yapmış, kemer sıkma önlemlerini hayata geçirmişti.
mc4
87,682,234
Malum kış geldi artık. Hâl böyle olunca, basit bir bere öreyim dedim. Beremiz, 1,5 - 2 yaş arası minikler için uygun ebatta. Aslında, fotoğraftakinden çok daha güzel bir kırmızı rengine sahip. Sipariş üzerine farklı renk ve boylarda örülebilir. Gönderen Songül zaman: 23:42 2 yorum: Sizlerle, çok hoşuma giden bu iki menkıbeyi paylaşmak istedim. Bir padişah yüzbinlerce altın harcayıp muazzam bir köşk yaptırdı ve içini de ipek halılar, atlas perdeler ve altın avizelerle dayayıp döşedi. Sonra bütün maiyetini huzuruna çağırdı. Onlara dedi ki: "Benim köşkümün güzelliğinde noksanlık var mı?" Hiç kimse yeryüzünde bundan daha güzel köşkün olduğunu ne görmüş ne de işitmişti. Fakat dervişin biri yerinden kalktı ve: "Sultanım! Köşkte bir delik var. O da büyük noksanlık" Padişah dedi ki: "Ben böyle bir deliği görmedim Sen cahilliğinle fitne çıkarmaya çalışıyorsun" Zahid dedi ki: "Ey saltanatla mağrur olmuş padişah. Azrail aleyhisselamın içeri gireceği delik kapanmamış ki, önemli olan o deliği kapatabilmektir, yoksa ne köşkün kalır, ne tacın, ne de tahtın" Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri "kuddise sirruh", insanoğlunun ihtirâsını şu misalle ifâde buyurur: Bir gün bir ağacın altında oturmuş dinleniyordum. Bir karınca dikkatimi çekti. Kendinden hayli büyük bir ekmek kırıntısını yüklenmiş, sürükleye sürükleye götürüyordu. Bazen bir su birikintisiyle karşılaşıyor ve etrafından dolaşıyor, bazen de otlara takılan ekmeğin ucunu kurtarmak için didinip duruyordu. Ama ne ekmek parçasını bırakıyor, ne de rahatça taşıyabilmek için ekmeği ufaltıp küçültmeye râzı oluyordu. Bu şekilde o sıcak günde, bu ekmek parçasını uzun bir mesafe taşıdı. Lâkin yuvasına giden koridor küçük, taşıdığı lokma ise büyüktü. Binbir zahmetle yuvanın ağzına kadar getirdiği ekmek parçasını bir türlü içeriye sokamıyordu. Ekmeğin etrafında dolaşıyor, parçayı döndürüyor, öbür tarafından çekiyor, ama bir türlü lokmacık yuvaya girmiyordu. Bu manzara, beni, insanın hâlini düşünmeye sevk etti. İnsan bir ömür boyunca istif edip biriktirdiği dünyalıkları, köşkleri, ufacık kabir kapısından nasıl sokabilecek, bu aklıma geldi. Gönderen Songül zaman: 20:49 Hiç yorum yok: Yine yoğun geçen bir çalışmanın ardından buradayım. Elma Şekeri'nde bu kez, şirin mi şirin bebek kurabiyeleri hazırladık. Gönderen Songül zaman: 00:21 Hiç yorum yok: Bu aralar bu sevimli tavşiciklere takmış durumdayım. Gönderen Songül zaman: 22:29 9 yorum: Hiç vakit kaybetmeden, sevimli, mini mini masum tavşancığımı takdim edeyim sizlere... Benzerini daha evvel örmüş ve burada sizlerle paylaşmıştım, takip edenler hatırlayacaklardır... Gönderen Songül zaman: 00:37 4 yorum: "İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır." hadis-i şerifini düstur edinmiş olan İhlas Vakfı'ndan mesaj var ! :) Sizlerle paylaşmak istedim. [Beyheki] buyuruluyor hadis-i şerifte. Üniversitelerdeki temiz ahlaklı, fakir öğrencilerin elinden tutan, onları vatana ve millete faydalı olacak şekilde yetiştiren İhlas Vakfı, 38 yıldan beri bu hayırlı hizmete devam etmektedir. Hâlen Türkiye genelinde 32 yurtta 3500 öğrenciyi, Afganistan'da ve Türk Cumhuriyetlerinde 12 yurtta 500 öğrenciyi sıcak yuvalarında barındırmaktadır. Kurban Bayramında, kurban bağışları yapılarak yurtların bir yıllık et ihtiyacı karşılanmakta, öğrencilere kurban eti yedirilmektedir. Yardım edenler, kurban ve sadaka sevabı kazanırken, bu gençleri de sevindirmiş oluyorlar. Vakfımız ayrıca Somali başta olmak üzere, Afganistan, Hindistan, Habeşistan, (Etiyopya) Sudan gibi ülkelerde kurban kesimi yaparak, oradaki fakir ve muhtaç Müslümanlara yardımcı olmaktadır. Bilindiği gibi, çeşitli sebeplerle kurban kesilir: 4. Akika kurbanı: İnsanları, çocukları hastalıklardan kaza ve belalardan korumasına vesile olan kurban. Kendisine, eşine ve yakınlarına da kesilebilir. 5. Ölü için kurban; ölmüş ana, baba, dede ve diğer yakınları için kesilir. 6. Resulullah efendimiz için kurban: Peygamber efendinizin şefaatine kavuşmak için kesilecek kurban. Ayrıca, dost ve tanıdıklarınızı da bizlere yönlendirirseniz sevab da ortak olursunuz. Çünkü hayra vesile olan, hayrı yapmış gibidir. Gönderen Songül zaman: 13:27 Hiç yorum yok: Bu sevimli tavşanımızın boyu, oturur vaziyette iken 20 cm. Gönderen Songül zaman: 20:42 2 yorum:
mc4
87,682,235
Şu ramazan aylarında boş kaldıkça yeni diziye başlıyorum. Genelde yazları neredeyse her diziye şöyle bir göz atardım ama bu sene önemli dizilerimin de final yapmasıyla bu işi iyice abarttım. Harika bir haberi hemen sizinle paylaşayım. Film olarak mı orası bilinmez tabii. Ama yazar, ilk kitabın 10 yıl sonrasını anlatacağı bir çizgi roman yazacağını.. Sevgili ‘depresan’ın önerisi ile başladım bu doğaüstü, gerilim dizisine. Sibirya’da gerçekleşecek olan bir reality show için yarışmacılar bu ıssız adaya götürülüyorlar. İlk andan itibaren aralarındaki rekabet başlatılıyor ve izleyenler gerçek.. 2013 yapımı bir film tanıtımı ile karşınızdayım. Fragmanı insanı kendine çeken, oyuncu kadrosuyla beğeni toplayan ve konusuyla merak uyandıran bu filmden biraz bahsedeyim sizlere. Dear John filmi aynı isimli kitaptan uyarlama bir yapım. Öncelikle şunu söyleyeyim ki ben kitabı okumadım yalnızca filmi izledim ve ona göre yorumlarımı yapacağım. Başrol oyuncuları çok tanıdık onlardan biraz.. Evet, tatil, yaz ayları ve ben dizi-film partisi yapıyorum kendimce. Ara veren dizilerimin yasını tutmak yerine yeni alternatifleri deniyorum. Benim gibi siz de yeni diziye başlamayı düşünüyor veya da kendinize.. Sabah kalktım ve Twitter’ın acı bir ölüm haberiyle çalkalandığını gördüm. Glee dizisinin sevilen, sempatik oyuncusu Cory Monteith bir otel odasında ölü bulunmuş. Diziyi seven ve onun canlandırdığı Finn karakterine bayılan.. Bu önümüzdeki aylar daha doğrusu bu sene benim için oldukça verimli geçecek sinema yönünden. Beklediğim birçok film vizyona girecek. Kimileri beklediğim gibi ya da beklentimin üstü olacak belki kimileri de.. Anime yani Japon çizgi filmlerinin hastası olanlar olarak sıkıntımız büyük. Diğerlerine animenin ne olduğunu açıklamak ve anlamalarını sağlamak için çoğumuz büyük uğraşlar içine girmişizdir. “Ne o çizgi film mi seyrediyorsun?”..
mc4
87,682,238
Hayatın ilk yılında günlük kalori gereksinmesi 80-125 kcal/kg'dır. Yenidoğan ve özellikle prematürelerde gereksinim daha fazladır. Minimal fiziksel aktivitesi olan hasta kişilerde günlük kalori gereksinimleri. Normal bir beslenmede alınan enerjinin %40-50'si karbohidratlardan, %40-50'i yağlardan ve %15-20'si ise proteinlerden kaynaklanır. Tip II diyabet Buz dağının (metabolik sendromun) görünen küçük parçasıdır. 30 yaş ve üzerindeki erkeklerin %28'inde, kadınların %45'inde metabolik sendrom tespit edilmiştir. Kalp damar hastalıklarına ve kansere yol açan serbest radikallerin hasarlarını önlemek için vücut, kolesterôlü kullanır. Yaşlandıkça kolesterôl seviyesinin doğal olarak artmasının nedeni, artan serbest radikal aktivitesidir. Beyindeki serotonin reseptörlerinin düzgün fonksiyonu için kolesterôle ihtiyaç vardır. Düşük kolesterôllü bir diyet saldırganlık ve intihar girişimlerine neden olabilir. Gıdalarla alınan kolesterôl, sindirim sistemi organlarının iç çeperlerini sağlamlaştırarak, aşırı bağırsak geçirgenliği olarak bilinen “Leaky gut” sendromuna karşı vücudu korurlar. Unregulated inflammation shortens human functional longevity. Cytokines, inflammation, and autoimmune diseases.
mc4
87,682,239