instruction
stringclasses 4
values | input
stringlengths 2
1.28k
| output
stringlengths 2
886
|
---|---|---|
Bu metni özetleyin. | 17. Abdest organlarını, üzerlerine dökülen su ile iyice ovmak. | 17. Abdest organlarını, üzerlerine dökülen su ile iyice ovmak. |
Bu metni özetleyin. | Bir insan eğer bunlardan birine, helâl olmadıkları halde yaklaşmış olsa veya bunların bir uzvunu, harareti duyurmayacak bir engel olmaksızın şehvetle tutsa veya öpse, bunun karısı kendisine ebedî olarak haram olur. Buna “hürmet-i musâhere” denir. | Bir insan eğer bunlardan birine, helâl olmadıkları halde yaklaşmış olsa veya bunların bir uzvunu, harareti duyurmayacak bir engel olmaksızın şehvetle ... |
Bu metni özetleyin. | 147. Cemaatle kılınan namazda, kendisine uyulan zata “imam” denir. Bu zatın bu görevine de “imâmet” denir. İmama uymaya, yani bir kimsenin kendi namazını imamın namazına bağlamasına “iktidâ, ittibâ” adı verilir. Bu uyan kimseye de “muktedî, müttebi, me’mum” gibi adlar verilmiştir. Kendi başına namaz kılana da “münferid” denir. İmam, dinen kendisine uyulan şahıstır. Resûl-i Ekrem Efendimiz sahâbe-i kirâmına imamlık etmiştir. Daha sonra Hulefâ-yi Râşidîn de imâmette bulunmuşlardır. İmamlığın fazileti, müezzinliğin faziletinden daha fazladır. İkisini birden yapmak ise daha büyük bir fazilettir. | 147. Cemaatle kılınan namazda, kendisine uyulan zata “imam” denir. Bu zatın bu görevine de “imâmet” denir. İmama uymaya, yani bir kimsenin kendi namaz... |
Bu metni özetleyin. | “Cennet annelerin ayakları altındadır.” | “Cennet annelerin ayakları altındadır.” |
Bu metni özetleyin. | 153. Mestlerin altına mesh yapılmaz. Mestler üzerine mesh yapılırken ıslak olan el parmaklarının açık olması, meshin el parmakları ile yapılması, ayak parmaklarının ucundan başlayarak yukarıya doğru yapılması, sünnete uygun olan meshdir. Yoksa, mestin üzerine su dökmek, mesti sünger gibi bir şeyle ıslatmak, enine olarak mestin üzerine meshetmek veya meshe mestin goncundan başlamak yeter. Ancak böyle yapmak sünnete aykırıdır. | 153. Mestlerin altına mesh yapılmaz. Mestler üzerine mesh yapılırken ıslak olan el parmaklarının açık olması, meshin el parmakları ile yapılması, ayak... |
Bu metni özetleyin. | 30. Haram mal için zekât verilemez. Böyle haram bir mala sahip olan kimse, o malı asıl sahibine geri vermesi gerekir. Yoksa fakirlere sadaka olarak verilmesi gerekmez. Fakat haram bir mal, helâl bir mala karışmış olur da aralarını ayırmak mümkün değilse, hepsinin zekâtını vermek gerekir. | 30. Haram mal için zekât verilemez. Böyle haram bir mala sahip olan kimse, o malı asıl sahibine geri vermesi gerekir. Yoksa fakirlere sadaka olarak ve... |
Bu metni özetleyin. | “Âmin” sözünün manası, “dualarımızı kabul et” demektir. | “Âmin” sözünün manası, “dualarımızı kabul et” demektir. |
Bu metni özetleyin. | “Her müslüman erkek ve kadına ilim öğrenmek bir farzdır.” | “Her müslüman erkek ve kadına ilim öğrenmek bir farzdır.” |
Bu metindeki maddeleri listeleyin. | 262. Sefer halinde bulunan kimse, tâbi bulunduğu şahsın niyetini, nereye kadar gideceğini bilmediği ve sorusuna da cevap alamadığı takdirde, üç günlük mesafeye gidinceye kadar namazlarını tam kılar; ondan sonra kısaltmaya (kasra) başlar. Düşman eline esir düşen bir müslüman hakkında da hüküm böyledir. Herhangi bir sebepten dolayı soru sorulamaması da soruya cevap alınamaması gibidir. | 1. 262. Sefer halinde bulunan kimse
2. tâbi bulunduğu şahsın niyetini
3. nereye kadar gideceğini bilmediği ve sorusuna da cevap alamadığı takdirde
4. üç günlük mesafeye gidinceye kadar namazlarını tam kılar; ondan sonra kısaltmaya (kasra) başlar. Düşman eline esir düşen bir müslüman hakkında da hüküm böyledir. Herhangi bir sebepten dolayı soru sorulamaması da soruya cevap alınamaması gibidir. |
Bu metni özetleyin. | 7. Sader (veda) tavafı yapmak. Bu mîkat dışından gelen ve âfâkî denilen hacılara aittir ki bu veda tavafından ibarettir. | 7. Sader (veda) tavafı yapmak. Bu mîkat dışından gelen ve âfâkî denilen hacılara aittir ki bu veda tavafından ibarettir. |
Bu metni özetleyin. | 142. Namazların sünnetleri de vardır. Bu sünnetler, namazların vâciplerini tamamlar. Onlardaki noksanları giderir ve fazla sevap kazanmaya sebep olur. Sünnetlere riayet edip devam etmek, Allah’ın peygamberine sevgi alametidir. Bununla beraber bu sünnetleri terketmek, namazın bozulmasını ve tekrar kılınmasını gerektirmez. Fakat küçümsemeksizin kasten terkedilmesi bir hata ve bir mahrumiyettir. Ancak sünnetin hak görülmemesi, boş ve hikmetten uzak sayılarak küçümsenmesi -Allah korusun- küfürdür. Çünkü sünnet de şer‘î hükümlerden ve esaslardan biridir. | 142. Namazların sünnetleri de vardır. Bu sünnetler, namazların vâciplerini tamamlar. Onlardaki noksanları giderir ve fazla sevap kazanmaya sebep olur.... |
Bu metni özetleyin. | (Üç imama göre, erkekler de ellerini ancak omuzlarının hizasına kadar kaldırırlar.) | (Üç imama göre, erkekler de ellerini ancak omuzlarının hizasına kadar kaldırırlar.) |
Bu metni özetleyin. | Şunu da ekleyelim ki halk tabakasından olan kimselerin, ilim ve irfan sahibi şahıslara iyiliği emretmeleri ve kötülüğü yasaklamaları uygun değildir. Böyle bir davranış edebe aykırıdır. Kendi haklarında bilmeyerek bir zarara sebep olabilir. | Şunu da ekleyelim ki halk tabakasından olan kimselerin, ilim ve irfan sahibi şahıslara iyiliği emretmeleri ve kötülüğü yasaklamaları uygun değildir. B... |
Bu metni özetleyin. | Doğdu Kur’an güneşi, karanlık gece bitti ... | Doğdu Kur’an güneşi, karanlık gece bitti ... |
Bu metni özetleyin. | İLÂHÎ GÖREVLER | İLÂHÎ GÖREVLER |
Bu metni özetleyin. | “Allah’tan başka yardımcısı bulunmayanlara zulmedenler hakkında Hak Tealâ’nın gazabı pek şiddetli olacaktır” diye buyrulmuştur. | “Allah’tan başka yardımcısı bulunmayanlara zulmedenler hakkında Hak Tealâ’nın gazabı pek şiddetli olacaktır” diye buyrulmuştur. |
Bu metni özetleyin. | 122. Burada dirhemden maksat, zekât nisabında olduğu gibi, şer‘î dirhemdir. Bununla beraber her beldenin örfte kullandığı dirhem ölçüsünü esas kabul etmek gerektiğini söyleyenler de vardır. Örfî dirhem daha fazla olduğu için, fıtır sadakasını bundan vermek ihtiyata uygundur ve ziyade sevabı vardır. | 122. Burada dirhemden maksat, zekât nisabında olduğu gibi, şer‘î dirhemdir. Bununla beraber her beldenin örfte kullandığı dirhem ölçüsünü esas kabul e... |
Bu metni özetleyin. | Oruç Kefâreti | Oruç Kefâreti |
Bu metni özetleyin. | 526. Ölünün yanında güzel kokulu bir şey bulundurulur. Yıkan-madıkça yanında Kur’an okunmaz, okunması mekruhtur. Bu durumda başka bir odada Kur’ân-ı Kerîm okunabilir. Ölünün bulunduğu yer geniş olup üzerinde de tam bir örtü bulunduğu takdirde, kendisine yakın oturulmaksızın gizlice Kur’ân-ı Kerîm okunmasında kerâhet olmayabilir. | 526. Ölünün yanında güzel kokulu bir şey bulundurulur. Yıkan-madıkça yanında Kur’an okunmaz, okunması mekruhtur. Bu durumda başka bir odada Kur’ân-ı K... |
Bu metni özetleyin. | 54. Hilâlin görülmesi, bir ayın girmesi doğrudan doğruya değil, bir olaya bağlı olarak hüküm altına alınabilir. Mesela bir kimse mahkemede bir şahsı dava ederek, “Benim bu kimsede, ramazanın ilk gününde ödemek üzere şu kadar lira alacağım vardır, şimdi ise ramazan hilâli görülmüştür. Bunun için bu alacağımı bana vermesini istiyorum” dese, borçlu şahıs da, “Evet, anlattığı şekilde borcum vardır, fakat henüz ramazan ayı girmemiştir” diye itiraz etmekle hâkim, o davacının hilâli gördüklerine dair getireceği iki şahidin şehadeti üzerine o borcun ödenmesine hüküm verse, ramazan hilâlinin görüldüğüne de hüküm vermiş olur. | 54. Hilâlin görülmesi, bir ayın girmesi doğrudan doğruya değil, bir olaya bağlı olarak hüküm altına alınabilir. Mesela bir kimse mahkemede bir şahsı d... |
Bu metni özetleyin. | 144. Yenilmesi âdet halinde olan bir şeyi ramazanda oruçlu iken unutarak ağzına alan kimse, oruçlu olduğunu hatırlayınca hemen onu ağzından çıkarıp atması gerekir. Fakat ağzındakini çıkarmayıp yutarsa üzerine kefâret gerekir. Ancak ağzından çıkarır da onu soğuduktan sonra yutacak olursa, yalnız ona kazâ gerekir. Çünkü böyle bir şeyi yutmak tiksinti veren bir şeydir. | 144. Yenilmesi âdet halinde olan bir şeyi ramazanda oruçlu iken unutarak ağzına alan kimse, oruçlu olduğunu hatırlayınca hemen onu ağzından çıkarıp at... |
Bu metni özetleyin. | 8. Her akıl sahibi ve bâliğ kimse, Allah Teâlâ’yı bilip O’na kullukta bulunmakla yükümlüdür. Bir insan için bu kulluktan daha büyük bir nimet ve şeref olamaz. Biz önce büyük yaratanımızın varlığını, birliğini, kudret ve azametini, kutsal emirlerini ve yasaklarını bilir ve doğrularız. Bunlar bizim inançla ilgili görevlerimizdir. Sonra da namaz, oruç, zekât ve hac gibi sırf bedenî veya sırf malî veya hem bedenî hem de malî olan ibadetlerle yükümlü bulunduğumuzu bilir ve bunları seve seve yaparız, bunlardan feyiz alır, büyük zevk duyarız. Bunlar da bizim birer amelî görevimizdir. | 8. Her akıl sahibi ve bâliğ kimse, Allah Teâlâ’yı bilip O’na kullukta bulunmakla yükümlüdür. Bir insan için bu kulluktan daha büyük bir nimet ve şeref... |
Bu metni özetleyin. | 11. Hayırsever olmak, yardım etmek ve arka çıkmak. Şöyle ki: Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar. Müslümanların din ölçüleri içinde birbirlerine yardım etmesi ve şefaatte bulunması, aralarındaki kardeşliğin bir gereğidir. Kendisi için hayırlı görüp istediği bir şeyi, başkaları için de istemeyen kimse, İslâm muaşeretinin temiz esaslarını gözetmemiş olur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: | 11. Hayırsever olmak, yardım etmek ve arka çıkmak. Şöyle ki: Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar. Müslümanları... |
Bu metindeki maddeleri listeleyin. | Peygamber Efendimiz savaş meydanında yalnız kalmıştı. Yanlarında birkaç kişi bulunuyordu. Mübarek dudağı yarılmış, bir dişi kırılmış, zırhının iki halkası kırılmış ve güllerden daha nazik olan vücuduna saplanmıştı. Bir ara Resûlullah’ın şehid düştüğüne dair bir haber de yayılmıştı. Bu esnada Hz. Ali, Resûl-i Ekrem’e saldıran düşman kuvvetlerini geri püskürtüyordu. Sa‘d b. Ebû Vakkâs da düşmana ok atıp duruyordu. Ümmü Umâre denilen Nesibe adındaki muhterem kadın da vücudu kanlar içinde kaldığı halde savaşa devam ediyordu. Hz. Peygamber’i düşmanlardan koruyordu. | 1. Peygamber Efendimiz savaş meydanında yalnız kalmıştı. Yanlarında birkaç kişi bulunuyordu. Mübarek dudağı yarılmış
2. bir dişi kırılmış
3. zırhının iki halkası kırılmış ve güllerden daha nazik olan vücuduna saplanmıştı. Bir ara Resûlullah’ın şehid düştüğüne dair bir haber de yayılmıştı. Bu esnada Hz. Ali
4. Resûl-i Ekrem’e saldıran düşman kuvvetlerini geri püskürtüyordu. Sa‘d b. Ebû Vakkâs da düşmana ok atıp duruyordu. Ümmü Umâre denilen Nesibe adındaki muhterem kadın da vücudu kanlar içinde kaldığı halde savaşa devam ediyordu. Hz. Peygamber’i düşmanlardan koruyordu. |
Bu metni özetleyin. | Cenazelerin Yıkanması | Cenazelerin Yıkanması |
Bu metni özetleyin. | يَا عَبْدَ اللّٰهِ قُلْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُُ | يَا عَبْدَ اللّٰهِ قُلْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُُ |
Bu metni özetleyin. | 5. Bu uygulama, temettu‘ haccında bulunup da beraberinde hedy (kurbanlık) Mekke’ye götürmemiş veya göndermemiş olan kimseye göredir. Eğer böyle bir kurban bulunursa, yalnız umreyi yapmakla ihramdan çıkmış olmaz. Umre için tavaf eder, sa‘yde bulunur ve terviye gününe (Zilhicce’nin 8. gününe) kadar ihramda kalır. Bunun arkasından hac için niyet ederek ihrama girer. Geri kalan hac işlerini yerine getirmeye devam eder. Kurban bayramının ilk gününde Akabe taşlarını attıktan sonra kurbanını şükür olarak keser. Ondan sonra saçlarını tıraş ettirir veya kısalttırır. Artık o anda iki ihramdan çıkmış olur. | 5. Bu uygulama, temettu‘ haccında bulunup da beraberinde hedy (kurbanlık) Mekke’ye götürmemiş veya göndermemiş olan kimseye göredir. Eğer böyle bir ku... |
Bu metni özetleyin. | 1. Peygamberlerin siyeri, mübarek peygamberlerin yüksek hayatlarına ait bilgiler olup genel tarihin pek kıymetli bir bölümüdür. | 1. Peygamberlerin siyeri, mübarek peygamberlerin yüksek hayatlarına ait bilgiler olup genel tarihin pek kıymetli bir bölümüdür. |
Bu metni özetleyin. | Gündüzün de oruçlu bulunmalıdır. Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü Allah’tan umulur. | Gündüzün de oruçlu bulunmalıdır. Bu durumda günahla ilgili olmaksızın yapılacak her duanın kabulü Allah’tan umulur. |
Bu metni özetleyin. | 7. Âmil: Bundan maksat, idareci tarafından meydandaki zekât mallarının (emvâl-i zâhirenin) zekâtlarını toplamakla görevlendirilen kimsedir. Buna “sâî, tahsildar” da denir. Böyle bir görevliye, bu çalışması süresince, fakir olmasa bile, ailesinin ve kendisinin ihtiyaçları için yeterince zekât verilebilir. | 7. Âmil: Bundan maksat, idareci tarafından meydandaki zekât mallarının (emvâl-i zâhirenin) zekâtlarını toplamakla görevlendirilen kimsedir. Buna “sâî,... |
Bu metni özetleyin. | 16. Ticaret için olmayan fazla miktardaki ev eşyasından, kitaplardan, sanat aletlerinden ve yine ihtiyaçtan fazla olan elbiselerden, yenilecek ve içilecek şeylerden, altın ve gümüşten başka süs eşyalarından, yakut, zümrüt, inci ve elmas gibi ziynet eşyalarından da zekât vermek gerekmez. Çünkü bunlar hakikaten veya hükmen artıcı değillerdir. Ancak bunlar temel ihtiyaçlar dışında olup kıymetleri en az nisab miktarına ulaşınca, sahipleri zengin sayılır. Her ne kadar zekât vermekle yükümlü olmazlarsa da kendileri zekât ve sadaka alamazlar ve bunlar üzerine fıtır sadakası ile kurban kesmek vâcip olur. | 16. Ticaret için olmayan fazla miktardaki ev eşyasından, kitaplardan, sanat aletlerinden ve yine ihtiyaçtan fazla olan elbiselerden, yenilecek ve içil... |
Bu metni özetleyin. | Bunun için birinci görüşe göre ikinci (gerçek) fecrin ilk doğuşundan itibaren, ikinci görüşe göre de bu fecrin doğuşundan sonra aydınlığının dağılmaya başlaması anından itibaren oruca başlamak gerekir. | Bunun için birinci görüşe göre ikinci (gerçek) fecrin ilk doğuşundan itibaren, ikinci görüşe göre de bu fecrin doğuşundan sonra aydınlığının dağılmaya... |
Bu metni özetleyin. | 42. Namazı gasbedilmiş bir elbise ile kılmak mekruhtur. Başka bir elbise bulunmasa yine hüküm aynıdır. Çünkü başkasının malından sahibinin izni olmaksızın yararlanmak câiz değildir. | 42. Namazı gasbedilmiş bir elbise ile kılmak mekruhtur. Başka bir elbise bulunmasa yine hüküm aynıdır. Çünkü başkasının malından sahibinin izni olmaks... |
Bu metni özetleyin. | Şehirlerde bahçe ve bostan içinde bulunan meyveler, ceviz gibi bozulmayıp kalabilecek şeylerden, sahiplerinin açık izni bulunmadıkça yenmez. Çabuk bozulacak şeylerden ise sahih görülen görüşe göre, açıkça veya âdet bakımından yasaklık yoksa alınıp yenebilir. Diğer bir görüşe göre sahiplerinin rızaları bilinmedikçe alınıp yenmez. | Şehirlerde bahçe ve bostan içinde bulunan meyveler, ceviz gibi bozulmayıp kalabilecek şeylerden, sahiplerinin açık izni bulunmadıkça yenmez. Çabuk boz... |
Bu metni özetleyin. | 11. Bir kimse bir akarsuya veya büyük bir havuza dalsa veya yağmur altında durup bütün vücudu ıslansa, ağzına ve burnuna su vermek halinde, gusül farziyetini yerine getirmiş olur. Bu durumda organlarını kımıldatır veya su içinde biraz bekletirse sünneti yerine getirmiş sayılır. | 11. Bir kimse bir akarsuya veya büyük bir havuza dalsa veya yağmur altında durup bütün vücudu ıslansa, ağzına ve burnuna su vermek halinde, gusül farz... |
Bu metni özetleyin. | Kâbe’nin örtüsüne sarılmak, Mültezem’e sürünmek, Allah’ın rahmetine yakınlığın bir nişanıdır. Beytullah’a olan muhabbetin ve yüce Allah’ın mağfiretini ısrarla istemenin ve Cenâb-ı Hakk’a sığınmanın bir işaretidir. | Kâbe’nin örtüsüne sarılmak, Mültezem’e sürünmek, Allah’ın rahmetine yakınlığın bir nişanıdır. Beytullah’a olan muhabbetin ve yüce Allah’ın mağfiretini... |
Bu metni özetleyin. | Dinî hükümleri göstermek ve açıklamak yetkisi, bu ehliyetli fukahaya aittir. Ezberlerinde binlerce hadis-i şerif, binlerce ilmî mesele bulunan nice insaflı âlimler, dinî hükümleri belirlemek hususunda sözü fukahaya bırakmış, bu çok ince ve zor görevi yerine getirmek için kendilerinde yetki görmemişlerdir. | Dinî hükümleri göstermek ve açıklamak yetkisi, bu ehliyetli fukahaya aittir. Ezberlerinde binlerce hadis-i şerif, binlerce ilmî mesele bulunan nice in... |
Bu metni özetleyin. | Hareket halinde bulunan bir uçak da yüzmekte olan bir gemi gibidir; bunun da yürümesi ve durması yolcunun elinde değildir. | Hareket halinde bulunan bir uçak da yüzmekte olan bir gemi gibidir; bunun da yürümesi ve durması yolcunun elinde değildir. |
Bu metni özetleyin. | 174. Ashâb-ı kirâm Peygamberimiz’in iyileştiğini sanarak çok sevinmişlerdi. Oysaki Peygamber Efendimiz namazdan sonra saadetli evlerine dönüp rahat döşeğine yattı. Artık yüce Allah’ın manevi huzurlarına kavuşacakları zaman gelmişti. O güllerden daha tatlı olan mübarek yüzleri bazan kızarıyor, bazan sararıyordu. Alnından jaleler gibi ter damlaları serpiliyordu. Nihayet zeval vakti idi ki birer hidayet yıldızı olan o güzel gözlerini semaya doğru kaldırdı: “Allahım! Beni en yüce dosta kavuştur” diye dua etti. | 174. Ashâb-ı kirâm Peygamberimiz’in iyileştiğini sanarak çok sevinmişlerdi. Oysaki Peygamber Efendimiz namazdan sonra saadetli evlerine dönüp rahat dö... |
Bu metni özetleyin. | 24. Hz. İsmail, İbrahim aleyhisselâmın oğludur. Hâcer adındaki zevcesinden dünyaya gelmiştir. Hâcer validemiz bir câriye idi. Mısır hükümdarı, İbrahim peygamberin zevcesi Sâre’ye onu bağışlamıştı. Sâre de bunu, kocası İbrahim aleyhisselâma vermişti. Sahih görülen bir rivayete göre Hâcer, Sâre’den önce vefat etmiştir. | 24. Hz. İsmail, İbrahim aleyhisselâmın oğludur. Hâcer adındaki zevcesinden dünyaya gelmiştir. Hâcer validemiz bir câriye idi. Mısır hükümdarı, İbrahim... |
Bu metni özetleyin. | Bunlar yararlı olan meşru eğlencelerdir. Aile ile eğlence, aile hayatının bir muhabbet ve neşe içinde devamını sağlar. Binek atlarını terbiye edip savaşa hazırlamak ve silah eğitimi görmek İslâm yurdunun korunması için çok gerekli bir hizmettir. Bu önemli yararlarından dolayı bunlar câiz bulunmuştur. | Bunlar yararlı olan meşru eğlencelerdir. Aile ile eğlence, aile hayatının bir muhabbet ve neşe içinde devamını sağlar. Binek atlarını terbiye edip sav... |
Bu metni özetleyin. | 103. Oruçlu olduğu halde unutarak yemek yiyen kimseye, “Sen oruçlusun” denildiği halde, hiç aldırış etmeyerek yemesine devam etse, sahih olan görüşe göre orucu bozulur ve ona kazâ gerekir. | 103. Oruçlu olduğu halde unutarak yemek yiyen kimseye, “Sen oruçlusun” denildiği halde, hiç aldırış etmeyerek yemesine devam etse, sahih olan görüşe g... |
Bu metni özetleyin. | 2. Yara ve benzeri yarıklar içinde görülen ve dışarıya çıkmayan kan, irin ve sarı sular. | 2. Yara ve benzeri yarıklar içinde görülen ve dışarıya çıkmayan kan, irin ve sarı sular. |
Bu metni özetleyin. | 18. Namazda iken ayakta, oturarak, rükûda ve secdede uyumak. | 18. Namazda iken ayakta, oturarak, rükûda ve secdede uyumak. |
Bu metni özetleyin. | Kuşatma on beş gün kadar uzadı. Mevsim soğuktu. Düşmana usanç gelmeye başlamıştı. Bir gece çıkan şiddetli bir fırtına ile çadırlar altüst oldu. Artık ertesi gün dağılıp gittiler. Bıraktıkları yiyecekleri ve develeri müslümanlar elde ederek kıtlık sıkıntısından kurtuldular. Bu Hendek Savaşı’nda müslümanlar beş şehid vermişlerdi. Düşmanın da dört eri ölmüştü. | Kuşatma on beş gün kadar uzadı. Mevsim soğuktu. Düşmana usanç gelmeye başlamıştı. Bir gece çıkan şiddetli bir fırtına ile çadırlar altüst oldu. Artık ... |
Bu metni özetleyin. | Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: | Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: |
Bu metni özetleyin. | Çünkü her müslüman, yükümlü olduğu görevleri kazanç sayesinde yerine getirebilir. Bu görevlerin yapılması kuvvet ve sağlığa bağlıdır. Kuvvet ile sağlık da gıdaya ve diğer ihtiyaçlara bağlıdır. Bunlar da ancak kazançla sağlanabilirler. Onun için kazanç alanına atılmak önemli bir görevdir, bir farzdır. Şöyle ki: | Çünkü her müslüman, yükümlü olduğu görevleri kazanç sayesinde yerine getirebilir. Bu görevlerin yapılması kuvvet ve sağlığa bağlıdır. Kuvvet ile sağlı... |
Bu metni özetleyin. | Vasıf Bakımından Abdestin Çeşitleri | Vasıf Bakımından Abdestin Çeşitleri |
Bu metni özetleyin. | “Allah israf edenleri sevmez” (En‘âm 6/141). | “Allah israf edenleri sevmez” (En‘âm 6/141). |
Bu metindeki maddeleri listeleyin. | Harmanda dövülen buğday ve arpa gibi yiyeceklerin bilinmeyen bir miktarı hayvanın kaşanması (işemesi) ile pislendikten sonra, o pis miktarına eşit veya daha ziyade ondan çıkarılsa geri kalan temiz sayılır. Çünkü bunun bütününde temizlik asıldır ve muhakkaktır. Temiz olmayan miktarın hangi kısımda kaldığı da şüphelidir, bilinmemektedir. Asıl olan temizlik, şüphe ile kaybolmaz. Böyle bir buğday ve benzeri şeyler bölüşülmekle veya kısmen yıkanmakla da temizlenmiş olur. | 1. Harmanda dövülen buğday ve arpa gibi yiyeceklerin bilinmeyen bir miktarı hayvanın kaşanması (işemesi) ile pislendikten sonra
2. o pis miktarına eşit veya daha ziyade ondan çıkarılsa geri kalan temiz sayılır. Çünkü bunun bütününde temizlik asıldır ve muhakkaktır. Temiz olmayan miktarın hangi kısımda kaldığı da şüphelidir
3. bilinmemektedir. Asıl olan temizlik
4. şüphe ile kaybolmaz. Böyle bir buğday ve benzeri şeyler bölüşülmekle veya kısmen yıkanmakla da temizlenmiş olur. |
Bu metni özetleyin. | 28. Ağız dolusundan az olan bir kusuntu, elde olmayarak yutulursa bununla namaz bozulmaz. | 28. Ağız dolusundan az olan bir kusuntu, elde olmayarak yutulursa bununla namaz bozulmaz. |
Bu metni özetleyin. | Diğer iki kerâhet vaktinde ise yalnız nâfile namaz kılmak mekruhtur. Farz ve vâcip namaz mekruh değildir. Cenaze namazı, tilâvet secdesi de mekruh değildir. Bu iki vakitten birinde başlanmış olan bir nâfile namazı, kerâhetten kurtulmak için bozulmuş olursa, sonradan onu kazâ etmek gerekir. | Diğer iki kerâhet vaktinde ise yalnız nâfile namaz kılmak mekruhtur. Farz ve vâcip namaz mekruh değildir. Cenaze namazı, tilâvet secdesi de mekruh değ... |
Bu metni özetleyin. | Bunun için bir kadın veya bulûğ çağına yakın bir kız, bir erkeğin önünde veya tam hizasında aynı namazı cemaatle kılacak olsa erkeğin namazı bozulur. Buna “muhâzatü’n-nisâ” (kadınların erkeklerle bir hizada bulunması) denir. Böyle aynı hizada bulunmakla namazın bozulması için on şart vardır: | Bunun için bir kadın veya bulûğ çağına yakın bir kız, bir erkeğin önünde veya tam hizasında aynı namazı cemaatle kılacak olsa erkeğin namazı bozulur. ... |
Bu metni özetleyin. | 229. Teravih namazı, ramazan ayına mahsus yirmi rekâttan ibaret bir müekked sünnettir. Bu namaza Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] ile dört halife (Hulefâ-yi Râşidîn) devam etmişlerdir. Bu namazın cemaatle kılınması da bir sünnet-i kifâyedir. Bunun için bütün bir mahalle insanları, teravih namazını cemaatle kılmayıp evlerinde yalnız başlarına kılacak olsalar, sünneti terkedip hata işlemiş olurlar. | 229. Teravih namazı, ramazan ayına mahsus yirmi rekâttan ibaret bir müekked sünnettir. Bu namaza Peygamber Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] ile ... |
Bu metni özetleyin. | 10. Sağ ayağını yıkarken, | 10. Sağ ayağını yıkarken, |
Bu metni özetleyin. | 156. Ramazan günü zor kullanmak suretiyle yapılan cinsel ilişkiden dolayı, bu işe zorlanan kimseye yalnız kazâ gerekir, kefâret gerekmez. | 156. Ramazan günü zor kullanmak suretiyle yapılan cinsel ilişkiden dolayı, bu işe zorlanan kimseye yalnız kazâ gerekir, kefâret gerekmez. |
Bu metni özetleyin. | Diğer bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: “Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalışsın.” | Diğer bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: “Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalış... |
Bu metni özetleyin. | 31. Hac, Hz. Peygamber’in hicretlerinin dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Bu sene Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] tarafından Ebû Bekir es-Sıddık [radıyallahu anh] hac emîri tayin buyrulmuştu. Hicretin onuncu yılında da Peygamber Efendimiz Mekke’ye yönelerek hac farizasını yerine getirmişlerdi. | 31. Hac, Hz. Peygamber’in hicretlerinin dokuzuncu yılında farz kılınmıştır. Bu sene Resûlullah Efendimiz [sallallahu aleyhi vesellem] tarafından Ebû B... |
Bu metni özetleyin. | (Mâlikîler’le Hanbelîler’e göre, bir hayız arasında kanın kesildiği günlere “temizlik günleri” (yevmü’n-neka) denir. Hayız olan kadın, bu günlerde temiz sayılır. Diğer âdet halinde olmayan temiz kadınlar gibi ibadet eder. Malikiler’e göre tuhrun en az müddeti sekiz veya on yahut on yedi gündür. Hanbelîler’e göre ise on üç gündür.) | (Mâlikîler’le Hanbelîler’e göre, bir hayız arasında kanın kesildiği günlere “temizlik günleri” (yevmü’n-neka) denir. Hayız olan kadın, bu günlerde tem... |
Bu metni özetleyin. | 3. Akıl sahibi olmalıdır. Deli olanlar hacla yükümlü değillerdir. Bunlar iyileşir de hac şartlarını elde ederlerse o zaman haccetmeleri gerekir. | 3. Akıl sahibi olmalıdır. Deli olanlar hacla yükümlü değillerdir. Bunlar iyileşir de hac şartlarını elde ederlerse o zaman haccetmeleri gerekir. |
Bu metni özetleyin. | İstincâ ile istibrânın bazı edepleri vardır. Onlar da şunlardır: Helaya girerken, “Allahım! Pislikten ve kötü şeylerden sana sığınırım” diye dua edilir. Helaya sol ayakla girilir ve heladan sağ ayakla çıkılır. Helada kıbleye yönelik oturmamalı, arkayı da kıbleye çevirmemelidir. Bunları yapmak mekruhtur. Rüzgâra karşı, bir özür yokken ayakta, karınca ve benzeri böceklerin yuvalarına, abdest ve gusül alınacak sulara işemek mekruhtur. | İstincâ ile istibrânın bazı edepleri vardır. Onlar da şunlardır: Helaya girerken, “Allahım! Pislikten ve kötü şeylerden sana sığınırım” diye dua edili... |
Bu metni özetleyin. | 305. Lâhik, namaza imam ile beraber başladığı halde, kendisine uyku ve dalgınlık veya cemaatin fazlalığından dolayı bir eziyet ve bir abdestsizlik hali ârız olup da namazın tamamını veya bir kısmını imam ile kılamayan kimsedir. Lâhik hakkında aşağıdaki meseleler ortaya çıkar: | 305. Lâhik, namaza imam ile beraber başladığı halde, kendisine uyku ve dalgınlık veya cemaatin fazlalığından dolayı bir eziyet ve bir abdestsizlik hal... |
Bu metni özetleyin. | 5. İslâm dini, hak dinlerin en sonu ve en olgunudur. Bu kutsal din, yalnız bir millete ve bir zamana özgü değildir. Bütün insanlara kıyamete kadar gerekli olan Allah’ın dinidir. İnsanların yaratılışlarına ve yaşayışlarına tamamıyla uygundur. Bu yüce din, bir kurtuluş ve selâmete eriş yoludur, bir mutluluk kaynağıdır. Allah Teâlâ’nın razı olduğu dindir. Cenâb-ı Hak buyurmuştur: | 5. İslâm dini, hak dinlerin en sonu ve en olgunudur. Bu kutsal din, yalnız bir millete ve bir zamana özgü değildir. Bütün insanlara kıyamete kadar ger... |
Bu metni özetleyin. | 49. Tırnakları ile kapıp avlanan, tırmalayan ve yaratılışında bayağı olan kuşların etleri de haram veya tahrîmen mekruhtur. Kerkenez, çaylak, kartal, kuzgun, akbaba, alaca karga, yarasa, atmaca, şahin gibi ... Bunlar leş yemekten çekinmezler. Tırnaklı olduğu halde bununla hayvanları avlamayan bir kuşun eti yenebilir, güvercin gibi ... | 49. Tırnakları ile kapıp avlanan, tırmalayan ve yaratılışında bayağı olan kuşların etleri de haram veya tahrîmen mekruhtur. Kerkenez, çaylak, kartal, ... |
Bu metni özetleyin. | 56. Kuyular, suları ne kadar çok olursa olsun, yüzeyleri 100 arşın kareye (yaklaşık 25 metrekare) ulaşmadıkça yahut daima akıp giden bir su yolu üzerinde bulunmadıkça, küçük sular (küçük havuzlar) hükmündedirler. Bu esasa göre, içlerine düşecek şeylerden dolayı haklarında aşağıdaki hükümler uygulanır. | 56. Kuyular, suları ne kadar çok olursa olsun, yüzeyleri 100 arşın kareye (yaklaşık 25 metrekare) ulaşmadıkça yahut daima akıp giden bir su yolu üzeri... |
Bu metni özetleyin. | İhram, Beytullah için bir tâzim alametidir. Öyle ki dışarıdan bir iş ve ticaret için gelen bir müslüman, hac ve umre niyetinde bulunmasa da yine ihramsız olarak Harem bölgesine giremez. Bu haramdır, hürmete aykırıdır. | İhram, Beytullah için bir tâzim alametidir. Öyle ki dışarıdan bir iş ve ticaret için gelen bir müslüman, hac ve umre niyetinde bulunmasa da yine ihram... |
Bu metni özetleyin. | Yüce Allah bekâ sıfatı ile vasıflanmıştır; çünkü ebedîdir, bâkidir, varlığının sonu yoktur. O’nun yok olacağı bir zaman düşünülemez. Sonradan meydana gelen bütün varlıklar, Allah’ın kudretiyle meydana gelmişlerdir. Yine Allah’ın kudreti ile yok olurlar, yine var olurlar ve binlerce değişikliklere uğrayabilirler. Fakat yüce Allah bâkidir, değişiklikten ve yok olmaktan berîdir. Çünkü O, başkasının kudret eseri değildir ki onun kudretiyle yokluğa gitsin veya değişikliğe uğrasın. Aksine bütün varlıklar O’nun kudretinin birer eseridir. Onun için yüce Allah’ın şanında yokluk ve değişiklik nasıl düşünülebilir? | Yüce Allah bekâ sıfatı ile vasıflanmıştır; çünkü ebedîdir, bâkidir, varlığının sonu yoktur. O’nun yok olacağı bir zaman düşünülemez. Sonradan meydana ... |
Bu metni özetleyin. | 601. Cenaze, kıble tarafından kabre konur. Sağ tarafı üzerine kıbleye döndürülür. Bağı varsa çözülür. Sırt üstü yatırılmaz. Cenazeyi kabre koyanlar, “Bismillâhi ve alâ milleti Resûlillah” derler. | 601. Cenaze, kıble tarafından kabre konur. Sağ tarafı üzerine kıbleye döndürülür. Bağı varsa çözülür. Sırt üstü yatırılmaz. Cenazeyi kabre koyanlar, “... |
Bu metni özetleyin. | Meclisin değişikliği, okuyucuya göre, kendisinin meclisi değiştirmesiyle, dinleyiciye göre de onun meclisi değiştirmesiyle meydana gelir. Doğru olan budur. Bunun için bir meclis, bir şahsa göre bir sayıldığı halde, diğer bir şahsa göre değişmiş olabilir. | Meclisin değişikliği, okuyucuya göre, kendisinin meclisi değiştirmesiyle, dinleyiciye göre de onun meclisi değiştirmesiyle meydana gelir. Doğru olan b... |
Bu metni özetleyin. | 4. Vâcip olan kurban görevi, Hak yolunda fedakârlığın bir nişanıdır, yüce Allah’ın verdiği nimetlere karşı yapılan bir şükürdür. Bunun sonucu da sevaba ulaşmak ve birtakım belalardan korunmaktır. | 4. Vâcip olan kurban görevi, Hak yolunda fedakârlığın bir nişanıdır, yüce Allah’ın verdiği nimetlere karşı yapılan bir şükürdür. Bunun sonucu da sevab... |
Bu metni özetleyin. | 175. Sarhoş veya bayılmış olan bir kimse uykusundan uyanıp da kendisinde meni bulacak olsa gusletmesi gerekir. Mezi bulacak olsa yıkanması gerekmez. | 175. Sarhoş veya bayılmış olan bir kimse uykusundan uyanıp da kendisinde meni bulacak olsa gusletmesi gerekir. Mezi bulacak olsa yıkanması gerekmez. |
Bu metni özetleyin. | 53. Süleyman aleyhisselâm, bir mucize olmak üzere kuşların dillerini ve maksatlarını anlardı. Onun hükmü insanlara ve cinlere, hatta rüzgârlara geçerdi. Ahlâk ve hikmete dair yazıları vardır. Kırk yıl pek muhteşem bir hüküm sürdükten sonra elli üç veya altmış yaşında vefat etmiştir. | 53. Süleyman aleyhisselâm, bir mucize olmak üzere kuşların dillerini ve maksatlarını anlardı. Onun hükmü insanlara ve cinlere, hatta rüzgârlara geçerd... |
Bu metni özetleyin. | Bir görüşe göre, geçenin aşağı yarısı, namaz kılanın yukarı yarısına gelecek şekilde karşılaşma olsa yine kerâhet olur; yerde namaz kılanın önünden ata binmiş bir kimsenin geçmiş olması gibi ... | Bir görüşe göre, geçenin aşağı yarısı, namaz kılanın yukarı yarısına gelecek şekilde karşılaşma olsa yine kerâhet olur; yerde namaz kılanın önünden at... |
Bu metni özetleyin. | Diğer bir görüşe göre, kurban bayramında kesmek üzere bir fakirin satın aldığı kurbandan kendisi yiyemez. Çünkü kendisine kurban vâcip olmadığı halde böyle kurbanlık alıp kesmesi bir adak sayılır. Adak yapan kimse ise kendi adağından yiyemez. Onun etini zevcesine, usul ve fürûuna ve zengin kimselere yediremez. Bunlara yedirirse yedirdiğinin kıymetini fakirlere vermesi gerekir. | Diğer bir görüşe göre, kurban bayramında kesmek üzere bir fakirin satın aldığı kurbandan kendisi yiyemez. Çünkü kendisine kurban vâcip olmadığı halde ... |
Bu metni özetleyin. | 35. Tahâret-i kübra (büyük temizlik): Cünüplük ile hayız ve nifas denilen hallerden çıkmak için yapılan yıkanmadır ki ağıza ve burna su vermek şartı ile bütün vücut yıkanır. Buna “gusül, iğtisal, boy abdesti” de denilir. | 35. Tahâret-i kübra (büyük temizlik): Cünüplük ile hayız ve nifas denilen hallerden çıkmak için yapılan yıkanmadır ki ağıza ve burna su vermek şartı i... |
Bu metni özetleyin. | 8. Nâib hac işlerine başlamadan önce veya ihrama giderken âmir adına haccetmeye niyet etmelidir. Diliyle de, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk an fülanın ...” diye telbiyede bulunmalıdır. Yalnız kalbiyle niyet etmesi de yeterlidir. | 8. Nâib hac işlerine başlamadan önce veya ihrama giderken âmir adına haccetmeye niyet etmelidir. Diliyle de, “Lebbeyk Allahümme lebbeyk an fülanın ...... |
Bu metni özetleyin. | Evliya-i kirâmdan tanınmış zatlar için, “Kaddesallahu esrârehû, esrârehümâ, esrârehüm” denilebilir. Bütün bunlar, İslâm âdabı gereğidir. | Evliya-i kirâmdan tanınmış zatlar için, “Kaddesallahu esrârehû, esrârehümâ, esrârehüm” denilebilir. Bütün bunlar, İslâm âdabı gereğidir. |
Bu metni özetleyin. | Mekke şehrine iki saatlik mesafede bulunan Mina kasabasında birbirine bir ok atımı kadar uzak üç yerde üç taş yığını vardır. Bunlara Mina’dan Mekke’ye doğru sırası ile “cemre-i ûlâ, cemre-i vüstâ, cemre-i Akabe” adı verilmiştir. Bu taş yığınlarının her birine kurban bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günlerinde, “Bismillâhi Allahüekber” denilerek yedişer taş atılır. Bu yedi taş birden atılsa yeterli olmaz, bir taş yerine geçer. | Mekke şehrine iki saatlik mesafede bulunan Mina kasabasında birbirine bir ok atımı kadar uzak üç yerde üç taş yığını vardır. Bunlara Mina’dan Mekke’ye... |
Bu metni özetleyin. | (Ribâya bağlı mallar için, kerâhet ve istihsan bölümüne bakılsın.) | (Ribâya bağlı mallar için, kerâhet ve istihsan bölümüne bakılsın.) |
Bu metni özetleyin. | 91. Keçi ve koyun benzeri hayvanların memesine yapışmış olan pisliklerin sağılan süt içine düşmesiyle süt pis olur. Fakat süt sağılırken sütün içine kuru olarak düşen bir iki parça pislik henüz dağılmadan hemen çıkarılıp atılırsa ve sütte de bir iz bırakmazsa o süt temizdir. Bu miktar bağışlanmıştır; çünkü bundan korunmak güçtür. | 91. Keçi ve koyun benzeri hayvanların memesine yapışmış olan pisliklerin sağılan süt içine düşmesiyle süt pis olur. Fakat süt sağılırken sütün içine k... |
Bu metni özetleyin. | 42. Oruçlu kimse, güneşin batışından şüphe etse iftar etmesi helâl olmaz. İftar edip de gerçek durum anlaşılmazsa üzerine kazâ gerekir. Kefâretin gereği hakkında ise iki rivayet vardır. Fakat batıştan önce iftar etmiş olduğu anlaşılırsa üzerine kazâdan başka kefâret de lazım gelir. | 42. Oruçlu kimse, güneşin batışından şüphe etse iftar etmesi helâl olmaz. İftar edip de gerçek durum anlaşılmazsa üzerine kazâ gerekir. Kefâretin gere... |
Bu metni özetleyin. | 177. Kefâret orucuna, kamerî aylardan birinin başlangıcında başlanırsa ayın ilk günü esas alınır. Böylece tam iki ayın geçmesiyle oruç kefâreti tamamlanmış olur. Fakat ayın başında oruca başlanmazsa birinci ay üçüncü aydan tamamlanarak otuz gün hesap çekilir. İkinci ay ise ayın başı alınarak oruca devam edilir. Bu, iki imama göredir. İmâm-ı Âzam’a göre, bu takdirde tam altmış gün oruç tutmak gerekir, ay başına bakılmaz. | 177. Kefâret orucuna, kamerî aylardan birinin başlangıcında başlanırsa ayın ilk günü esas alınır. Böylece tam iki ayın geçmesiyle oruç kefâreti tamaml... |
Bu metni özetleyin. | Pis çamurdan yapılan testi ve çanak gibi şeyler, ateşte pişip onlarda pislik eseri kalmayınca temizlenmiş olur. | Pis çamurdan yapılan testi ve çanak gibi şeyler, ateşte pişip onlarda pislik eseri kalmayınca temizlenmiş olur. |
Bu metni özetleyin. | Niyet kalp ile olur, dil ile, “Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya” denilmesi güzel görülmüştür. Niyetin vakti, elleri veya yüzü yıkamaya başlama zamanıdır. | Niyet kalp ile olur, dil ile, “Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya” denilmesi güzel görülmüştür. Niyetin vakti, elleri veya yüzü yıkamaya başl... |
Bu metni özetleyin. | İnsan hayırlı söz söylemeli, fena ve uğursuz sözlerden dilini korumalıdır. | İnsan hayırlı söz söylemeli, fena ve uğursuz sözlerden dilini korumalıdır. |
Bu metni özetleyin. | Umrenin sünnetleri ve edepleri de hacdaki Safâ-Merve arasında olan sa‘yden itibaren sonuna kadar olan sünnetleri ve edepleri gibidir. | Umrenin sünnetleri ve edepleri de hacdaki Safâ-Merve arasında olan sa‘yden itibaren sonuna kadar olan sünnetleri ve edepleri gibidir. |
Bu metni özetleyin. | 89. Namus: Şeref, iffet, edep, hayâ, emniyet ve istikamet gibi faziletlerin tümünden ibaret olan pek kıymetli bir vasıftır. Şeriata ve kanuna da namus denir. Vahiy meleği Cibrîl-i Emîn’e Namus-i ekber denilmiştir. Namusun karşıtı, iffet ve istikametten yoksun bulunmaktır. | 89. Namus: Şeref, iffet, edep, hayâ, emniyet ve istikamet gibi faziletlerin tümünden ibaret olan pek kıymetli bir vasıftır. Şeriata ve kanuna da namus... |
Bu metni özetleyin. | Kur’ân-ı Kerîm, bu geceden başlayarak Peygamber Efendimiz’e inmeye başlamıştır. Bu geceyi ibadetle geçirmenin sevabı çoktur. Bu gecenin bir anı vardır ki ona rastlayan bir dua muhakkak kabul olunur. Bu şerefli gecede, teravihten sonra bir müddet daha ibadette bulunulması, nâfile namaz kılınması, bu geceyi ibadetle geçirmek demektir. | Kur’ân-ı Kerîm, bu geceden başlayarak Peygamber Efendimiz’e inmeye başlamıştır. Bu geceyi ibadetle geçirmenin sevabı çoktur. Bu gecenin bir anı vardır... |
Bu metni özetleyin. | 76. Bir av hayvanını öğretilmiş olmadığı sonradan anlaşılsa, mesela: Öğretmiş olduğuna hükmedilen azı dişli bir hayvan, avladığı hayvanın etinden yese veya tırnaklı bir avcı hayvan çağırıldığı halde geri dönüp gelmese, önceden ve sonradan avladığı hayvanın eti haram olur. Çünkü bu durumda bir hayvanın henüz öğretilmiş bir hale gelmedikçe avlayacağı hayvanlar yenilmez. | 76. Bir av hayvanını öğretilmiş olmadığı sonradan anlaşılsa, mesela: Öğretmiş olduğuna hükmedilen azı dişli bir hayvan, avladığı hayvanın etinden yese... |
Bu metni özetleyin. | Aslen murdar olan şeye “neces” de denir. | Aslen murdar olan şeye “neces” de denir. |
Bu metni özetleyin. | “Allah için evladımı kurban edeceğim” diye nezreden kimseye, İmam Ebû Yusuf ile İmam Şâfiî’ye göre bir şey gerekmez; çünkü bu, câiz olmayan bir adaktır. Fakat İmâm-ı Âzam ile İmam Muhammed’e göre, bu halde bir koyun kurban edilmesi gerekir. Zira İbrahim aleyhisselâm, böyle bir kurban kesmekle emrolunmuştur. | “Allah için evladımı kurban edeceğim” diye nezreden kimseye, İmam Ebû Yusuf ile İmam Şâfiî’ye göre bir şey gerekmez; çünkü bu, câiz olmayan bir adaktı... |
Bu metni özetleyin. | Diğer bir hadis-i şerifin anlamı da şöyle: “Durumu elverişli iken beni ziyaret etmeyen bana eziyet etmiş olur.” | Diğer bir hadis-i şerifin anlamı da şöyle: “Durumu elverişli iken beni ziyaret etmeyen bana eziyet etmiş olur.” |
Bu metni özetleyin. | “Bir kul bir kulun kusurunu örterse Allah Teâlâ da onu kıyamette örter (günahlarını açığa vurmaz).” | “Bir kul bir kulun kusurunu örterse Allah Teâlâ da onu kıyamette örter (günahlarını açığa vurmaz).” |
Bu metni özetleyin. | Sonuç: Âdet, bir defa ile yerleşir, iki defa ile değişebilir. Bununla beraber İmam Ebû Yusuf’a göre, âdet bir defa ile değişmiş sayılabilir. Buna yeni âdetin eskisini bozup onun yerini alması anlamında “fesh-i âdet” de denilmektedir. | Sonuç: Âdet, bir defa ile yerleşir, iki defa ile değişebilir. Bununla beraber İmam Ebû Yusuf’a göre, âdet bir defa ile değişmiş sayılabilir. Buna yeni... |
Bu metindeki örnekleri belirtin. | Örnek: Yıllarca inkâr edilip bir delil ile ispatı mümkün olmayan 100.000 liradan ibaret bir alacaktan dolayı bu geçmiş yıllar için zekât gerekmez. Fakat daha sonra borçlunun ikrarı veya şahit ve senet gibi bir delille alacak ispat edilip tahsil edilse, bu alacağın ispatı anından itibaren zekâta bağlı olur. Aradan bir yıl geçince de zekâtını ödemek gerekir. Ancak para sahibinin zekâta tâbi başka malı da bulunursa, o zaman bunların zekâtı ile beraber, o ele geçirilen malların da zekâtını vermek gerekir, bunlar üzerinden bir sene geçmesi beklenilmez. | Örnek: Yıllarca inkâr edilip bir delil ile ispatı mümkün olmayan 100.000 liradan ibaret bir alacaktan dolayı bu geçmiş yıllar için zekât gerekmez. Fakat daha sonra borçlunun ikrarı veya şahit ve senet gibi bir delille alacak ispat edilip tahsil edilse, bu alacağın ispatı anından itibaren zekâta bağlı olur. Aradan bir yıl geçince de zekâtını ödemek gerekir. Ancak para sahibinin zekâta tâbi başka malı da bulunursa, o zaman bunların zekâtı ile beraber, o ele geçirilen malların da zekâtını vermek gerekir, bunlar üzerinden bir sene geçmesi beklenilmez. |
Bu metni özetleyin. | 94. Hz. Peygamber, daha sonra insanları açıkça dine çağırmaya başladı. Herkese yüce Allah’ın birliğini, varlığını ve büyüklüğünü anlatarak ondan başka hiçbir şeye tapılmamasını söyledi. Bunun üzerine gerçeği anlayanlar müslüman olmaya can atıyorlardı. Cehaletten kurtulup mutluluğa eriyorlardı. Bir süre sonra Resûlullah’ın amcalarından Hz. Hamza İslâmiyet’i kabul etti. Bundan az sonra da Ömer b. Hattâb müslüman olarak İslâm dininin yayılmasına çalıştı. Artık müslümanların sayısı günden güne artıyordu. | 94. Hz. Peygamber, daha sonra insanları açıkça dine çağırmaya başladı. Herkese yüce Allah’ın birliğini, varlığını ve büyüklüğünü anlatarak ondan başka... |
Bu metindeki maddeleri listeleyin. | 43. Necaset-i gayr-i mer‘iyye: Donup kalmayan veya bulaştığı yerde kuruduktan sonra görülmeyen herhangi pis bir maddedir. Sidik gibi ... | 1. 43. Necaset-i gayr-i mer‘iyye: Donup kalmayan veya bulaştığı yerde kuruduktan sonra görülmeyen herhangi pis bir maddedir. Sidik gibi ... |
Bu metni özetleyin. | 575. Namazı kılınmayarak gömülen ve üzerine toprak atılmış bulunan bir cenazenin henüz dağılmamış olduğuna dair kuvvetli bir kanaat varsa ölünün hakkını ödemek için kabri üzerine namazı kılınır. Yıkanmadan gömülmüş olsa da yine böyle yapılır. Fakat çürüyüp dağıldığına dair kuvvetli bir zan varsa artık namazı kılınmaz. Çürüyüp çürümemek üzerinde kuvvetli olan görüş esas alınır. | 575. Namazı kılınmayarak gömülen ve üzerine toprak atılmış bulunan bir cenazenin henüz dağılmamış olduğuna dair kuvvetli bir kanaat varsa ölünün hakkı... |
Bu metni özetleyin. | 204. Zaman belirlemeksizin yapılan yeminlerde, yemin edilen şey imkânsız hale gelmedikçe yemin bozulmaz. Fakat iş imkânsız hale gelince yemin bozulur ve kefâret gerekir. Bir kimse bir zata hitaben, “Vallahi ben seni ziyaret edeceğim” dediği halde uzun bir müddet ziyaret etmese yemini bozulmaz. Ancak ziyaret etmeden o yemin eden veya ziyaret edilecek zat ölürse yemin bozulur. | 204. Zaman belirlemeksizin yapılan yeminlerde, yemin edilen şey imkânsız hale gelmedikçe yemin bozulmaz. Fakat iş imkânsız hale gelince yemin bozulur ... |
Bu metni özetleyin. | 242. İmam, teravih namazının ilk birinci rekâtından sonra yanılarak otursa ve selâm verdikten sonra yeniden iki rekât kılmadan geri kalan rekâtları usulüne göre kıldıracak olsa, bir görüşe göre namazı câiz olur; ancak ilk iki rekâtı kazâ etmesi gerekir. Diğer bir görüşe göre, geri kalan namazlar câiz olmaz. Hepsini kazâ etmesi gerekir. Çünkü teravih, bir namazdır. Yapılan teşehhüdler ve selâmlar yerinde yapılmamış olur. | 242. İmam, teravih namazının ilk birinci rekâtından sonra yanılarak otursa ve selâm verdikten sonra yeniden iki rekât kılmadan geri kalan rekâtları us... |
Subsets and Splits