text
stringlengths 4
7.85k
|
---|
Bu zorlu şartlar altında, kurşun gibi ağır senelerde yedi düvele boyun eğilmedi ve Cumhuriyet doğdu. |
29 Ekim 1923 tarihinde Teşkilatı Esasiye Kanununda yapılan bir değişiklikle, Türkiye’nin yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğu belirlenmiş, böylelikle cumhurun mutlak egemenliği belgelenmişti. |
Aziz Atatürk Nutuk’ta Cumhuriyeti, “Milli hâkimiyet esasına dayanan halk hükümeti” şeklinde tanımlayarak can alıcı bir noktaya temas etmişti. |
Müstevlilerin kanlı postalları yurdumuzu baştan ayağa çiğnerken bile Cumhuriyet fikri Mustafa Kemal Paşa’nın vicdanında milli sır gibi taşınıyordu. |
Nihayet bu sırrın mahiyetini Nutuk’ta şöyle anlatmıştı: |
“Devlet idaresini, cumhuriyetten bahsetmeksizin, milli hakimiyet esasları dairesinde, her an cumhuriyete doğru yürüyen şekilde temerküz ettirmeye çalışıyorduk.” |
Adım adım yürütülen bu temin ve temerküz süreci Cumhuriyet’in tecellisiyle sonlanmış ve sonuçlanmıştır. |
Milli Mücadele’nin en müessir özelliği askeri, siyasi ve diplomatik hamlelerinden ziyade muazzam bir fikir kudretine dayanmasıdır ki, bu somut gerçek milletimize yeni ve milli bir devlet kazandırmıştır. |
Hedefi olmayan, hevesi olmayan, heyecanı olmayan, üstelik bir fikir haysiyetinden feyzini almayan bir mücadelenin başarıya ulaşma şansı yoktur. |
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılında belirli periyotlarla nükseden ve nevzuhur krizleri yeşerterek ciddi tehlikelere yol açan devlet, sistem ve rejim tartışmaları, bununla bağlantılı siyasi ve ideolojik kamplaşmalar, hepinizin bildiği üzere hızımızı yavaşlatmış, enerjimizi azaltmış, şevkimizi aşındırmıştır. |
Fakat ağır sorunlara teslim olmak yerine onlarla başa çıkma dirayeti ve direnci gösteren aziz milletimiz kalıcı mutabakat ve müdahalelerle tarihi istikamet ve iradesinden şaşmamış, ülkesine ve devletine sahip çıkmaktan asla vazgeçmemiştir. |
Şu an Türk tarihinin yeni bir eşiğindeyiz. |
Yüzyılda bir şahit olacağımız kader ve kavşak noktasındayız. |
Cumhuriyet’in ilk yüzyılının bilgi, bilinç ve birikimleriyle, aynı zamanda müteyakkız ve mütekamil yapısıyla Türk milletinin ve Türkiye devletinin önümüzdeki yüzyılda muktedir fermanını dünyaya okumak için azimliyiz, hazırlıklıyız, inanç doluyuz. |
Yeni yüzyılın öznesi, cazibe merkezi, ana yörüngesi, kutup başı Türkiye Cumhuriyeti olacaktır. |
Zamanda ve mekanda üstünlük Türkiye’ye geçecektir. |
Bunu sağlayacak güç cumhurla birlikte onun ruh kökünden doğan Cumhur İttifakı’dır. |
Türk ve Türkiye Yüzyılı başlamıştır. |
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi; “Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkie layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.” |
Türk milleti Cumhuriyet’le birleşmiş ve bütünleşmiştir. |
Türk milleti Cumhuriyeti özümsemiş ve Cumhuriyet’le özdeşleşmiştir. |
29 Ekim 2023 Pazar günü Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü kutlamaları şükürler olsun şölen ortamında, muazzam bir coşku havasında yapılmıştır. |
İl ve ilçelerimizde düzenlenen fener alayları, toplu gösteri ve yürüyüşler milli birlik ve beraberliğimizin sönmeyecek meşalesi gibi parlamıştır. |
Millet, mukadderatıyla ve tarihi müktesebatıyla kucaklaşarak tek nefes olmuştur. |
Vatanımızın her yöresi bayraklarla donatılmıştır. |
Caddeler, sokak araları, binalar, yollar, köprüler, haneler, deyim yerindeyse maşeri vicdan bayraklarla süslenmiştir. |
Merhum Şairimiz Arif Nihat Asya diyor ya; |
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, |
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü, |
Işık ışık, dalga dalga bayrağım, |
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. |
Havada uçan jetlerimiz, karada uygun adımla yürüyen kahraman askerlerimiz, İstanbul Boğazı’ndan sırayla geçen ve gözlerimizi kamaştıran savaş gemilerimiz dosta güven, düşmana da korku salmıştır. |
Bu suretle eğilmeyecek başımız, inmeyecek hilalimiz, işgal ve istilalara eyvallah etmeyecek güçlü irademiz dünyaya tebliğ edilmiş, bundan rahatsız olanlara da dimdik duruş sergilenmiştir. |
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü şerefli tarihimizin parlak geleceğe geçiş etabı, hayatı ve hadiseleri Türkçe okuma ve halkın egemenliğiyle kavrama erdemidir. |
Aziz Atatürk’ün, Ankara Hipodromu’nda 10’uncu yıl Nutku münasebetiyle yaptığı konuşmasının son cümleleri aynen şöyleydi: |
“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar kabiliyeti, bundan sonraki gelişimi ile geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır. |
Türk milleti! |
Sonsuza akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, mutluluklarla, huzur ve rahatlık içinde kutlamanızı gönülden dilerim. Ne Mutlu Türküm Diyene!” |
Aziz Türk milletinin ve siz muhterem arkadaşlarımın bir kez daha 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. |
Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümünün nice göğüs kabartan yükselişlere, devleşen hamlelere vesile olması dileklerimle tebrik ediyor, mübarek olsun diyorum. |
Ebediyen yaşasın Türkiye Cumhuriyeti. |
Kıyamete kadar var olsun büyük Türk milleti. |
Muhterem Arkadaşlarım, |
Türkiye Cumhuriyeti, sözde medeni ülkelerin merhamet ve müsamahası ile kurulmadı. |
Bağımsızlığını bir lütuf sonucu elde etmedi. |
Dahası hiçbir zaman sömürü çarkına sıkışıp kalmadı. |
Türkiye Cumhuriyeti, senaryosunu dönemin küresel güçlerinin yazdığı aciz, esir ve ezik rolü oynamayı reddeden Türk milletinin hakimiyet ve hükümranlık timsali olarak serpilip sivrildi. |
İftiharla söylemek gerekirse Türkiye Cumhuriyeti, asil, haysiyetli ve haklı bir savaşın muhteşem bir neticesi olarak tezahür etti. |
Vatanın bağımsızlığı ve milletin hürriyeti uğruna ölümü göze almış kahramanların, Türk milletini ayağa kaldırma stratejisinin zafer tacı bilinsin ki Türkiye Cumhuriyeti’dir. |
Devletimiz, imha edilmek istenen bir coğrafyada tıpkı Anka Kuşu misali küllerinden doğan Türk milletinin başı dik, onurlu ve bağımsız yaşama azmini, çelikten iradesini temsil eden bir inanç, bir iman ve eşsiz bir kahramanlık abidesidir. |
Muazzez varlığını yok etmeyi amaçlayan bütün muhasım saldırıları ve ihanetleri tarih, kültür, irade ve iman kuvvetiyle aşan Türk milleti, Allah’ın izniyle yeni yüzyıla da mührünü vuracaktır. |
Kaldı ki gayemiz ve gayretimiz bu hedefin gerçekleşmesine hizmetle mükelleftir. |
Bugün devlet ve milletçe karşılaştığımız meselelerin gerçekçi ve tarihi bir analizle çözülmesinin mümkün olabileceğini düşünüyorum. |
Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarındaki anlayış ve amaçların yeni yüzyılda da kılavuz nokta olacağı kanaatindeyim. |
Bugün Cumhuriyetimizin maruz kaldığı tehditleri daha iyi değerlendirebilmenin yolu, kurtuluş yıllarında verilen mücadele ile devletimizin temellerinin atıldığı dönemleri ayrıntılarıyla bilmekten geçmektedir. |
İç ve dış işgal cephesinin tahrik, taciz, tahrip ve tertibiyle korkunç tehlikelere muhatap kalan milletimiz kendi geleceğini belirleme imkânını Cumhuriyet’imizin ilanı ile bulmuştur. |
Türk milletinin eseri olan bu olağanüstü sonuç, daha sonraki dönemlerde bağımsızlık heyecanı duyan mazlum milletlere de esin kaynağı olmuş, örnek ve öncü bir nitelik taşımıştır. |
Türkiye Cumhuriyeti devleti; kuruluş temelini, egemenlik hak ve sınırlarını, bin yıla yaklaşan bir tarih tecrübesi ve milli değerler üzerinde inşa etmiştir. |
Cumhuriyet, bu açıdan sadece bir yönetim değişikliği veya yeni rejim ihdası değil köklü ve derinlikli bir sosyo-kültürel gelişimin ve milletleşme sürecinin geçmişle bütünlük içindeki yeni bir aşamasıdır. |
Tanzimat’la birlikte reayadan ahaliye doğru başlayan sosyo-politik dönüşüm süreci, Meşrutiyet’le ahaliden halka yönelmiş; eşit ve hür bireyleri temsil eden vatandaşlık anlayışına da Cumhuriyetle kavuşmuştur. |
Cumhuriyet, vatandaşlarımız arasında, eşitliği ve katılımı sağlarken, demokrasiye yönetim açısından işlev, sosyolojik olarak beşeri bir taban kazandırmıştır. |
Bu durum aynı şekilde milliyetçi siyasetin de hareket ve çıkış noktalarından birisini teşkil etmiştir. |
Bilindiği üzere demokrasi toplum içinde değişik düşünce ve fikirlerin serbestçe temsil edilmesi ve kişilerin bunlardan dilediklerine taraf olması esasına dayanmaktadır. |
Bu çerçevede demokrasinin en iyi uygulanabileceği sistemin de cumhuriyet olduğu aşikardır. |
Cumhuriyet; demokrasiyi geliştiren en iyi yönetim biçimi, kişi hak ve hürriyetlerini güvence altına alan en iyi sistemdir. |
Türkiye Cumhuriyeti yüksek demokrasi standartlarına aşama aşama ulaşmaktadır. |
Bunun hilafına kurnazca inkarcılığa sapanlar bizim nazarımızda demokrasiyi demagojiyle hırpalayan sorumsuz ve sağduyu yoksunu siyasi müflislerdir. |
Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünde, bilhassa muhalefet cenahından aynı anda, benzer cümlelerle, zannedersiniz ağız birliği etmişçesine demokrasi sorgulaması işitilmiştir. |
Demokrasiden bihaber siyasi çıkarcılar söz oyunlarıyla, dolaylı ifadelerle esasen Cumhuriyete yönelik potansiyel hazımsızlıklarını, bir kor halinde kafalarının içinde yer etmiş tahammülsüzlüklerini eşzamanlı seslendirmişlerdir. |
Eğer bu zevata hasbelkader kulak verirseniz alayından buram buram sahte Cumhuriyet sevgisi duyulacaktır. |
Ancak yalın ve çarpıcı gerçek bu değildir. |
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hafta sonu yaptığı bir konuşmasında gene çürük tahtaya çivi çakmanın gayretkeşliğine sürüklenerek demiş ki: “görevimiz Cumhuriyeti, demokrasiyle taçlandırmaktır.” |
İddiasını ispat edecek bir siyaset ve hayat gerçeğinden bahsetmek mümkün değildir. |
Çelişkiler içinde bocaladığından yanlışı savunacak gerekçe imalinde mola vermeden ilerlemektedir. |
Cumhuriyet, demokrasi olmadan nasıl yaşayacak, nasıl ayakta duracaktır? Kılıçdaroğlu söylesin de öğrenelim. |
Halk egemenliğine dayanan Cumhuriyet’in demokrasiden mahrumiyeti hangi akla ve mantığa sığabilecek bir ifade sefaletidir? |
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün,“Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemi ile devlet şekli demektir.” sözünü haydi okumasını geçtikte, tesadüfen de olsa Kılıçdaroğlu hiç duymadı mı? |
CHP Genel Başkanı’nın Cumhuriyeti fikir bazında idrakten mahrum olması üzeri örtülemez bir ayıp, arkaik bir açmazdır. |
Cumhuriyeti kurduklarını söyleyen Kılıçdaroğlu’nun tahsis ve tadil edilmesi zaruri olan bir yanlışı vardır. |
Çünkü Cumhuriyeti yıkmak maksadıyla tecessüm eden zillet kervanına girenlerin kurucu onurdan, kuruluş şerefinden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün muhteşem emanetlerinden en küçük ilham, ders ve ibret almadıkları saklanamaz boyutlardadır. |
Bu kapsamda Atatürk, adeta Kılıçdaroğlu gibilerine mesaj vererek Nutuk’ta şunları söylemişti: |
“Gelecek nesillerin, Türkiye'de cumhuriyetin ilanı günü, ona en merhametsiz bir surette hücum edenlerin başında, cumhuriyetçiyim iddiasında bulunanların yer aldığını görerek hayrette kalacağını asla unutmayınız.” |
İYİ Parti Başkanı da ülkemizin demokrasi krizinde olduğunu söylemiş. |
Elbette bu söylemiyle halt etmiş, çam devirmiş, hezeyana gömülmüş, siyaset ve fikir yoksulu olduğunu tekraren gözler önüne sermiştir. |
Kriz demokraside değil, Türkiye’ye karşı muhalefet mevziisinde buluşan kimlik kaybına uğramış partilerdedir. |
Demokrasi cahillerinin denetimsiz ve dengesiz beyanları ciddiyetsiz ve cibilliyetsiz bir içeriktedir. |
Partisinin büyük kongresinde arkadaşlarına kahrolun diye çıkışan İYİ Parti Başkanı’nın, bu defa da Müslüman ve Arap ülkelerine aynı üslupla yaklaşması utanç verici bir skandaldır. |
Geçen hafta bize yönelik, canını cebine koyar Gazze’ye gidersin, sözlerine de şaşırmamak elimizde değildir. |
Bizde para gibi, cüzdan gibi, çek karnesi gibi cebe koyulacak can değil, gerektiği taktirde feda edilecek can vardır; bu can da Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne bin defa helaldir. |
Şaibeli paraları cebe indirenlerin canı da cebe koyma önerisi yakayı ele veren kötü alışkanlıkların bir nevi itirafıdır ve sahibini de rezil etmeye yeterlidir. |
Asıl manasından koparılmış demokrasiyle ilgili CHP ve İYİ Parti konuşur da bunların yoldaşı ve siyasi kader ortağı HEDEP susar mı? |
Susmaz, nitekim susmamıştır. |
HEDEP eş başkanları, “Cumhuriyeti demokratikleştirmek tarihsel görevimizdir.” diyerek başta sözde Kürt sorunu olmak üzere yine sözde halklar ve inançlar sorununun demokratik Cumhuriyetle çözüleceğini yüzsüzce dile getirmişlerdir. |
Demokratik cumhuriyet, İmralı canisinin tezi ve teklifidir. |
Cumhuriyet demokrasiyle iç içedir. |
Bölmek, yıkmak, parçalamak, ayırmak, yok etmek istiyoruz diyemiyorlar da, demokratik cumhuriyetten bahsediyorlar. |
Yani laf cambazlığı yapıyorlar. |
Milletimizin bilgeliğini ve ferasetini hafife alıyorlar. |
Az söyleyip çok anlaşılmasını bekliyorlar. |
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yüzyılında bölücülük ve terör sorunundan çok çektik, bu kanlı ve hain emperyalist kurgunun badirelerine defalarca katlandık. |