src
stringlengths
13
47
tgt
stringlengths
11
64
Güneş olmadan hayat olmazdı.
Güneş olmasaydı, hayat olmazdı.
Kanadalı olmadığımı nasıl bildin?
Kanadalı olmadığımı nereden biliyorsun?
Sami dışarıdaydı, fotoğraf çekiyordu.
Sami dışarıda fotoğraf çekiyordu.
Tom kapıya koştu ve onu açmaya çalıştı.
Tom kapıya koştu ve açmaya çalıştı.
Yeni bir şey için hazır mısın?
Yeni bir şeye hazır mısın?
Tanrıların yapamayacağı şey yoktur.
Tanrıların yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
Yağmur durana kadar arabada oturmaya gidelim.
Yağmur durana kadar arabada oturalım.
Tom ve Mary sarıldı ve öpüştü.
Tom ve Mary sarılıp öpüştüler.
Hiç bir öğretmen olmayı düşündün mü?
Hiç öğretmen olmayı düşündün mü?
Tom garsondan bir fincan kahve daha istedi.
Tom garsondan bir kahve daha istedi.
Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.
Hayvanı yakalamak için tuzak kurdu.
Tom bu konuda bir uzman.
Tom bu konuda uzmandır.
Tom eve ne zaman geri dönecek?
Tom eve ne zaman dönecek?
Söylediğin için özür dilemelisin.
Söylediklerin için özür dilemelisin.
Bir sohbet için buluşalım.
Sohbet etmek için buluşalım.
Birçok turist her yıl Boston'u ziyaret eder.
Her yıl birçok turist Boston'u ziyaret eder.
Boston'a birlikte gitmeliyiz.
Birlikte Boston'a gitmeliyiz.
Bay Sato İngilizceyi iyi konuşur.
Bay Sato iyi İngilizce biliyor.
Cehaletin hiçbir sınırı yoktur.
Cehaletin sınırı yoktur.
Tom ve ben hâlâ aşığız.
Tom ve ben hala aşığız.
Bu çok büyük bir endişe.
Bu büyük bir endişe.
Hiç Boston'daki evini sattın mı?
Boston'daki evini hiç sattın mı?
Hangi marka şampuan kullanıyorsun?
Hangi şampuanı kullanıyorsun?
Lobide şarkı söyleyen bazı insanlar var.
Lobide şarkı söyleyen insanlar var.
Tom bunu bu şekilde yapmak zorunda değildi.
Tom bu şekilde yapmak zorunda değildi.
Tom hepimizin onunla gitmesinde ısrar etti.
Tom hepimizin onunla gitmesi için ısrar etti.
Tom bir tren kazasında hayatını kaybetti.
Tom bir tren kazasında öldü.
Tom'un gülümsediğini en son ne zaman gördün?
Tom'u en son ne zaman gülümserken gördün?
Kapıyı açık bıraktığı için o onu azarladı.
Kapıyı açık bıraktığı için onu azarladı.
İki kabloyu birlikte bağla.
İki kabloyu birbirine bağla.
Tom neyin yanlış olduğunu tespit edemedi.
Tom neyin yanlış olduğunu belirleyemedi.
Tom son derece korkmuştu.
Tom çok korkmuştu.
Tom Mary'den başka kimseye güvenmiyor.
Tom, Mary dışında kimseye güvenmiyor.
Bana yardım edecek birçok arkadaşım var.
Bana yardım edecek bir sürü arkadaşım var.
Hayat varken umut var.
Hayat varken, umut da var.
Tom Mary'nin sınavı geçeceğini umuyor.
Tom, Mary'nin sınavı geçmesini umuyor.
Ben hiç kimseye saldırmadım.
Ben kimseye saldırmadım.
Tom'un öğlene kadar uyuduğunu sanıyordum.
Tom'un öğlene kadar uyuyacağını sanıyordum.
Artık nadiren Boston'u ziyaret ediyorum.
Artık Boston'u nadiren ziyaret ediyorum.
Bir arkadaşla gelebilir miyim?
Bir arkadaşımla gelebilir miyim?
Tom Mary'ye bir çek yazdı.
Tom, Mary'ye bir çek yazmış.
Bu gece bir kuyruklu yıldız görünür olacak.
Bu gece bir kuyruklu yıldız görünecek.
Neyse ki bir yedek planım vardı.
Neyse ki yedek bir planım vardı.
Bu okulun bir sıfır tolerans politikası vardır
Bu okulun sıfır tolerans politikası var.
Tom ve John yeni sevgili buldular.
Tom ve John yeni sevgililer buldular.
Tom film sanayinde çalışır.
Tom film endüstrisinde çalışıyor.
Tom öğle yemeğini hazırlıyor.
Tom öğle yemeği hazırlıyor.
Yaşadığım sürece onu bir daha görmeyeceğim.
Yaşadığım sürece onu bir daha göremeyeceğim.
Uzun süredir hasta değilim.
Uzun zamandır hasta değilim.
İslam, İsa hakkında ne söylüyor?
İslam İsa hakkında ne diyor?
Tom, Mary'nin nadiren geç kaldığını söyledi.
Tom, Mary'nin nadiren geç kaldığını söylemişti.
Tom, Mary kadar şişmandır.
Tom da Mary kadar şişman.
Lütfen bana bunun ne anlama geldiğini söyle.
Lütfen bunun ne anlama geldiğini söyle.
O beni sinemaya götürmeye söz verdi.
Beni sinemaya götüreceğine söz verdi.
Bize bakış açını verebilir misin?
Bize bakış açını söyleyebilir misin?
Neredeyse her sabah duş alırım.
Neredeyse her sabah duş alıyorum.
İdeal bir koca olduğunu ispat etti.
İdeal bir koca olduğunu kanıtladı.
Bu eve bir daha adımımı atmam.
Bu eve bir daha adımımı atmayacağım.
Sen kalkıp pencereye gittin.
Kalktın ve pencereye gittin.
Yeni gözlük satın almam lazım.
Yeni gözlük almam lazım.
Tom, kiliseye gideceğini söyledi.
Tom kiliseye gideceğini söylemişti.
Gilbert gene geç kaldı.
Gilbert yine geç kaldı.
Sana yazıncaya kadar beni bekle.
Sana yazana kadar beni bekle.
Uzun süredir aradığım kitabı buldum.
Uzun zamandır aradığım kitabı buldum.
Devam edemeyecek kadar çok yorgundum.
Devam edemeyecek kadar yorgundum.
Kim onu ​ ​ öldürmek ister ki?
Onu kim öldürmek ister ki?
Masama geri dönsem iyi olur.
Masama dönsem iyi olacak.
Avustralya'da birçok tuhaf hayvan yaşıyor.
Avustralya'da birçok garip hayvan yaşar.
Tom bu konuda nasıl düşünüyor?
Tom bu konuda ne düşünüyor?
John sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
John bu sorunu çözmek için boşuna uğraştı.
Yardım için her ikinize de güvenebilir miyim?
Yardım için ikinize de güvenebilir miyim?
Daha önce bu hatayı yaptım.
Bu hatayı daha önce de yaptım.
Bunların kopyalarını alabilir miyim?
Bunların bir kopyasını alabilir miyim?
Tom Mary'ye kayıktan çıkmasına yardım etti.
Tom, Mary'nin kayıktan çıkmasına yardım etti.
Tom'un ne yapacağını niçin umursuyoruz?
Tom'un ne yapacağını neden umursuyoruz?
Daha sonra pişman olacağın bir şeyi yapma.
Daha sonra pişman olacağın bir şey yapma.
Tom sık sık buraya gelir mi?
Tom buraya sık gelir mi?
Tom hâlâ bizimle kalıyor.
Tom hala bizimle kalıyor.
Birkaç gün hava sıcak kaldı.
Hava birkaç gün sıcak kaldı.
Bu kitap gerçekten aklımı başımdan aldı.
Bu kitap aklımı başımdan aldı.
Tom Mary'ye çiçekler gönderdi.
Tom Mary'ye çiçek gönderdi.
Tom hâlâ bir aşçı olarak çalışıyor.
Tom hala aşçı olarak çalışıyor.
Tom Mary'ye bir silah verdi.
Tom, Mary'e silah verdi.
Bence Tom buralarda bir yerlerde yaşıyor.
Sanırım Tom buralarda bir yerde yaşıyor.
Tom tek başına Boston'a gitti.
Tom Boston'a tek başına gitti.
Tom bana partinin bu gece olduğunu söyledi.
Tom partinin bu gece olduğunu söyledi.
Ormanda yağmur yağmış olacak.
Ormana yağmur yağacak.
Tom gösterisi sırasında uyuyakaldı.
Tom gösteri sırasında uyuyakaldı.
Evde kalmak ve bütün gün uyumak istiyorum.
Bütün gün evde kalıp uyumak istiyorum.
Onu kurallar uyarınca cezalandırdık.
Onu kurallara göre cezalandırdık.
Onların eve girmesine izin verdim.
Eve girmelerine izin verdim.
Tom bir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Tom iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Kendini çok fazla kaptırma.
Kendini fazla kaptırma.
Tom Mary'nin tüm sorularını yanıtladı.
Tom Mary'nin tüm sorularına cevap verdi.
Ayakkabıcının oğlu hep yalınayak gider.
Ayakkabıcının oğlu her zaman yalınayak gider.
Tom Mary'ye neden bunu yapmadığını sordu.
Tom, Mary'ye bunu neden yapmadığını sordu.
O elbisenin içinde inanılmaz görünüyorsun.
Bu elbisenin içinde inanılmaz görünüyorsun.
Burada zamanımı boşa mı harcıyorum?
Vaktimi boşa mı harcıyorum?
Seni uyandırdığımda ne rüya görüyordun?
Seni uyandırdığımda rüyanda ne görüyordun?
Tom bir hastaneye kaldırıldı.
Tom hastaneye kaldırıldı.